TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ -...

53
Gazi Üniversitesi Türk Kültürü ve Veli Merkezi o TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI Dergisi R es earch Qu a rterl y 2 006/40

Transcript of TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ -...

Page 1: TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01093/2006_40/2006_40_NOYANB.pdfsel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar" adlı çalışma Alevi-Bektaşi

Gazi Üniversitesi Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli

Arastırma Merkezi ~

o

TÜRK KÜLTÜRÜ ve

HACI BEKTAŞ VELİ Araştuma Dergisi Research Quarterly

Aut~~~ 2 006/40

Page 2: TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01093/2006_40/2006_40_NOYANB.pdfsel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar" adlı çalışma Alevi-Bektaşi

BALIM SULTAN ERKAN-NAMESİ MERKEZLi GELENEKSEL BEKTAŞİLİGE AİT BİR

RİTÜEL ÖRNEGİ: İKRAR

(An Example of a Rituel Belônging to the Traditional Bektashism Centered to the Commands

of Balim Sultan: ikrar)

Bedri NOYAN"

ÖZET

ikrar uygulaması A levi-Bektaşi inanç yolunun kökeni eskiye dayanan sağlam bir ritüelidir. Bu

uygulamanın Alevi-Bektaşi inanç yolunda ne denli önemli olduğu her kesim tarafından bilin­

mektedir. Zira ikrarın önemi "eline, beline ve diline sahip ol" diyen bir öğretisel sistemin için­

de daha da büyük bir önem taşımaktadır. işte "Balım Sultan Erkan-namesi Merkezli Gelenek­

sel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar" adlı çalışma Alevi-Bektaşi inanç yolunda önemli

bir uygulama olan ikrar törenini aşamalarıyla birlikte ele almaktadır.

Anahtar Kelimeler: A levi-Bektaşi inanç Yolu, ikrar, Erkan-name.

ABSTRACT

ikrar is a strong application whose roots lean on ·the old ages. How important this application

is known by everybody. Moreover, ikrar has more importance in the educational system

which says "be careful on what you did and what you said". in the research of ikrar, which

is an example ofa rituel belonging to the Traditional Bektashism centered to the commands

of Balım Sultan, the steps of ikrar rituel are mentioned.

Key Words: Alewi-Bektashi Belief System, ikrar, Command.

GİRİŞ:

Bektaşiliğin temel i lke ve kurumları, Xlll. yüzyı lda, Hacı Bektaş Veli tarafından o l uşturulmuştur. Hacı Bektaş Veli, Sulucakarahöyük'te (bugünkü Hacıbeı<İaş il­çesi) kurduğu dergahında "Horasan Türk Tasavvuf Geleneği" temelli öğretisine

göre öğrenciler yetiştirmiş ve yetiştirdiği bu öğrencileri vasıtasıyla Anadolu'nun dört bir yanına dağılmış Türkmen gruplarına ulaşmıştır. Böylece söylemine kit­lesel zemin oluşturmuştur. Hacı Bektaş Veli bu stratejisi ile düşüncesini, Ana-

· Doç. Dr., Son dönem Bektaşi dedebabalarından. (Öl. 1997)

Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli/ 2006-40 --------------- 53

Page 3: TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01093/2006_40/2006_40_NOYANB.pdfsel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar" adlı çalışma Alevi-Bektaşi

Bedri NOYAN------------------------

dolu Türk insanının sosyal ve kültürel dünyasına taşırken kendisi de tarihsel bir

kişiliğe dönüşmüştür.

Xlll.. yüzyıl sonrası, Hacı Bektaş Veli düşüncesi, yetkin ve karizmatik temsilci­

lerini kazanır. XVI. yüzyılda Balım Sultan, Hacı Bektaş Veli sonrası Bektaşi ge­

leneğinin ikinci büyük 11pir'i11 olur. Tarih boyunca Bektaşi çevrelerde" Pir-i Sa­

ni" olarak anılan Balım Sultan, Bektaşilik kültürüne ait l;>ir "Erkan-name" hazır­

layarak öğretiye ritüelik ve düşünsel yenilik ve düzenlemeler getirir. "Balım

Sultan Erkan-namesi" ile ·Bektaşiliğe ait tüm uygulamalar, genel-geçer, mutlak

bir özellik kazanır.

Bektaşi kültürünün iç yapılanışı şeklinde de ifade edilebilecek Balım Sultan

Erkan-namesi'nin tanımlama ve anlamlandırma getirdiği unsurların başında, Bektaşi cem ayinleri gelir. Erkan-name ile cem ayinlerinde gerçekleştirilecek ri­

tüeller, seramoniler, dinsel pratikler, gülbenkler, tercümanlar ve meydanevi'nin

organize edilişi gibi konular bir metine bağlanmıştır. Bu uygulama ile Bektaşi­

lik içerisinde oluşabilecek müstakil, öznel yönelişlerin önüne geçilmeye ça l ışıl­

mıştır. Yazı, son dönem Bektaşiliğinin en önemli temsilcilerinden Bedri No­

yan'ın "Erkan-name" adlı kitap çalışmasından alınan bir bölümdür. Bu çalışma­

da "ikrar" ritüeli çevresinde gelişen mitsel, ritsel ve kültsel oluşumlar anlatıl­

maktadır. Çal ışma, Babagan Bektaşi koluna ait Balım Sultan Erkan-namesi te­

melli gelişen ikrar olgusunun pratik ed i lişi öncesi yapılan hazırlıkları ve pratik

ediliş anı ile ilgili ilk detaylı metin olma özelliğini taşımaktadır. Bu bakımdan

çal ışma, konu ile ilgili bilim çevreleri için de önemli bir materyaldir.

Şakir Keçeli, Bedri Noyan'ın bu çalışmasını aralarında geçen özel sohbette; "

Bizleri, Bektaşiliği tüm dünya biliyor, fakat bir tek milletimiz yakından tammı­

yor" şeklinde ifadelerden yola çıkarak hazırladığını ve yayınlama kararı verdi­ğini aktarmıştır.

Bir kısmını yayınladığımız Bedri Noyan'a ait bu kitap çalışması önümüzdeki

dönemde Ard ıç Yayınları tarafından yayınlanacaktır.

İKRAR TÖRENİNE HAZIRLIK

Gusül Abdesti Üzerine Genel Açıklama

ikrar günü veya bir önceki akşamdan talip (istekli}, yol göstericisi ile birlikte ya

da yalnız hamama gider ve gusl eder. Eşe dosta borcu varsa öder. Nasip alacak

kişinin küs olduğu insanlar varsa, yol göstericisi, onlarla barıştırır. Talip, alışve­

riş yaptığı insanlarla, yol gösterici huzurunda helalleşir.

54 --------------Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Velf / 2006-40

Page 4: TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01093/2006_40/2006_40_NOYANB.pdfsel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar" adlı çalışma Alevi-Bektaşi

- - -- Balım Sultan Erkannamesi Merkezli Geleneksel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar

Yukarıda guslden bahsettim. Fakr Yolu'nun guslü: "Dünyanın bütün gösterişin­

den (ve çekici liğinden vaz) geçmek, riyasız (ikiyüzlülükten uzak) olmak, 'ham

kuruntulardan, kaygı ve kuşkulardan (endişelerden); yani olmayacak düşünce­

lerden (ham hayallerden) vazgeçmektir" o

Şeriate göre gusül. cünüp olmaktan kurtulmak amacı ile boy abdesti almaktır.

Gusül cinsi ilişkiden sonra yapılması gereken eylemdir. Tasavvuf düşüncesine • · göre ise: "Hakk'tan bir an için bile olsa fariğ (uzak) olmamak, bir an gaflette

(aymazlık-sapkınlık) bulunmamak lazımdır" Hakk'tan bir an fariğ olur ve bir an

gaflette bulunursa cünüp olunur. O takdirde de boy abdesti almak gerektir.

Der Beyan-ı Fütüvvet-i İmam Cafer adlı yazmada şöyle bir kayıt vardır: "Şeri­

atın guslü teni cenabetten arı kılmaktır. Tarikatın guslü; ihtiyarını {seçimini) pi­

re tapşırmak, tecrit olmaktır. Ve hakikatın guslü tövbe-i batındır. Dünya altınını

koya ve ahiret isteye. Ahiret içün tekke yapa. Hiç bir Müslüman onun elinden,

dilinden, belinden incinmeye." Bu sözlere katılan fakir, bunlara şu yargıyı da

eklemektedir: "Hiç bir Müslüman değil, hiç bir insani hangi din ve ulustan olursa olsun hiçbir kimsei onun elinden, dilinden, belinden incinmeye ... İşte gerçek gusül budur"

"Şeriat murdarını su yur" diyen Muhyiddin A.bdal sözlerine şöyle devam etmek­

tedir:

Tarikat guslü od ile

Marifet guslü bad ile

Hakikat guslü turabdır

Bilen er oldu ad ile

Esrar-name isimli yazma yapıtta da şunlar söylenmiştir: "Aşıklar yolunda gusül

oldur ki gönlünü Hak'tan gayrıdan yuya. Bu suret aleminden gönlünde eser kal­

maya. Eğer gönlünde (hayırdan veya.şerden- iyiden veya kötüden) bir nesne ka­

lırsa o hakikat cünübüdür. Bu kirlilikle yüz bin yıl, başını secdeden kaldırn:az­sa Hazret'e (Hakk'a) makbul adam olamaz.

Aşk abdesti oldur ki: İki cihan muhabbetinden ve fikrinden el ve yüz yuya; ya­

ni gönlünden dünya ve ahiret sevgisini yıkaya. Bu iki alemden gönlüne _nesne

gelür ise abdesti bozulur, tekrar abdest çaresi aramalıdır. iki elini Hakk'tan baş­

kasmdan ayıra . Sağ el batın, sol el zahir gibidir ve sağ ahiret ve sol dünya gibi­

dir. Yani bunların fikrinden el bağlaya.

Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli/ 2006-40 ------------ --- 55

Page 5: TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01093/2006_40/2006_40_NOYANB.pdfsel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar" adlı çalışma Alevi-Bektaşi

Bedri NOYAN----------- --------------

Ve hakiki kıble ki müminin kalbidir. Yüzünü oraya döne. iman ki aşk-ı ilahidir, ona uya. Yani Hakk'a (Hakikat'a) yüz döndürüp öyle kala. Bu namazın makbul

olduğunun alameti budur ki Hakk cemali ıyan ola.

Aşk orucu odur ki Hak'tan gayrıdan oruç tuta. Yani Hakk'tan gayrıdan dil göz kulak ve fikrini kese.

Ve aşıkların haccı odur ki: Dünya muhabbetinden, hakkikat Mekke'si olan mü­minin kalbine döne (oraya müteveccih ola) ... Aşıkların ahiri Hakk'tan gayrı ol­mamaktır. lman-ı Hakk'a visal bulmadır"'

Gusül (Gusl) Tercümam

Gusül ya da gusl tercümanlarının2 birkaç çeşidi vardır. Bunlar Arapçadır. Fakir

burada birkaç örnek verecektir:

"Bism-i Şah! Allah Allah!

Tüm dünya işlerinden sıyrılarak, nefsimi temizlemek ve Tanrı'ya yaklaşmak amacıyla; yalvaçlar, ermişler (Abdallar ve Ebrarlar) ve onlara yakınlar yolunda olmak için, boy abdesti almaya niyet ettim. (Ya Muhammed Ya Ali! Ali' den da­

ha üstün yiğit ve Zülfikar' dan daha üstün kılıç yoktur. Muhammed'in güzelliğ i;

Ali, imam Hasan, Hüseyn'in olgunluğuna, Tanrı' dan salat ve selam olsun!. .. )''l

Bu tercüman'ın Arapça aslı şöyledir: "Bism-i Şah, Allah Allah! Neveyt-ü en tağ­sel-e gasl-en fekad an cemi'il iştigaali'd-dünya ve ma teşebbehe an zalike ta­

karrüben illallahi taala. Tarıyki'l-enbiya ve'l-evliya ve'l-ebdal ve'l-ebrar. Ya Mu­hammed! Ya Ali 'La feta illa Ali La seyfe illa Zülfikar. Ber-cemal-i Muhammed, kemal-i imam Hasan ve Hüseyn, Şah Ali-ra bülend-i salavat"

Bir başka tercüman da şöyledir:

"Nefsimi tertemiz etmek; şeriat, tarikat ve gerçek kapılarını yabancı kir/ilikler­den arı kılmak için, dünya işlerinden kendimi çekmek ve Çalab'a yakın olmak için boy abdesti almaya niyet ettim"

' Latifi, Esrarname, Y: 23-24, Doç. Dr. Bedri Noyan Dedebaba Kütüphanesi, No: 3. ' Tercüman: Bir işe başlanılmadan önce, çoguncası Türkçe olarak söylenilen, şiir ya da düz yazı

olarak düzenlenmiş kısa dualardır. Tercümanlarda ayet veya hadis sözleri vardır. Tercümanlar­da geçen ayet ve hadisler Arapçadır. Fakir bunların Türkçe olması gerektiği görüşündedir.

' Tırnak içinde aktardığımız Türkçe Tercüman Dedebaba'ya aittir ve Bir ileri Adım Sade Türkçe ile Bektaşi Törenleri ad l ı yayınlanmamış çalışmadan buraya aktarı l mıştır. Bundan böyle, sözünü ettiğimiz çalışmadan buraya aktarmalar yapılacak ve dipnotlara ayraç içinde (ileri Adım) yazıla­caktır. ileri Adım sözleri bu çalışma olarak anlaşılmalıdır. (Ş. Keçeli)

56 ---------------Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli/ 2006-40

Page 6: TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01093/2006_40/2006_40_NOYANB.pdfsel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar" adlı çalışma Alevi-Bektaşi

- --- Balım Sulıan Erkannanıesi Merkezli Geleneksel Bekıaşilige Aiı Bir Ritüel Örneği: ikrar

Bir başka tercüman da şöyledir:

"Şah'ın adıyla! Hakikat için temizliğe niyet ettim. içimden (yüreğimden) Şey­tan'ın kuruntusunu; hırs, hasislik {çekememezlik) ve yalancılığı; insanlara kız­mayı ve düşmanlığı, Büyük Sevgili'ye {Çalab'a) ortak koşmayı ve de aç gözlü­lüğü yok et! Bedenime sağlık, ruhuma rahatlık ve ışık ver! Hesap gününde be­ni yarlıga Tanrım! Tanrı Uludur."

• Yukarıya aldığımız üç tercümanın özeti şudur: Nefsimi yok etmek {masivadan

arınmak), yoluna girmek için temizleniyorum. Nefsimi temizlemek, dünyanın

alıkoyucu ve kirli işlerinden ırak tutmak, bu hal il; şeriat,,tarikat, marifet kapı­

larından girerek Hakikat'a yani Tanrı'ya yaklaşmak kara·rını verdim. Amacım

gelip geçmiş ermişlerin, yalvaçların ve ulu kişilerin yoluna girmektir. Ya Mu­

hammed! Ya A li!

Denizlili Mehmet Küçüker Baba merhumun defterinde ise Türkçe olarak şöyle

bir gusül tercümanı vardır:

"Bism-i Şah, Allah Allah! Cusl eyleyüp bulduk safa Ehl-i beyt bize kıla vefa

Çünkü hakkında geldi ayat Anın çün gusl eyledi Mustafa

Ber-cemal-i Muhammed-Ali, Kemal-i Hasan ve Kemal-i Hüseyn, Şah Ali-ra bü­lend-i salavat... Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala ali seyyidi­na Muhammed. Hanedan-ı ehl-i beytten sa'adet... 11~

Şeref Küçüker Baba Erenler'in defterinde Gusülden Sonra Münacaat başlığı ile

şu tercüman vardır: "Bism-i Şah! Allah Allah! Afv-ı taksirat, mahv-i seyyiat, hu­sul-i muradat, Hakk'tan hacat, def'-i beliyyat, tarakki-i aşkull§h, muhabbetul­lah ve marifetu/lahı apaçık idrak edelim. Tanrım, bize ahlak-ı hamide (iyi huy),

iyi ahlak ver! Ahlak-ı zemime {kötü huy)'mizi def eyle! On iki imam, on dört Masum-ı pak, Hanedan-ı Ehl-i beyt ve Pençe-i al-i aba, On yedi Keme_rr·beste-i Ali ve Yirmi üç Yaran-ı Mustafa, Yetryıiş iki Şüheda-yı dest-i Kerbela ervah-ı rı-

za-yı Hakk celle ve ala ile yardımcımız ola! Bi-hurmeti'l-Fatiha .... ... Allahüm-me sa ili ala seyyidina Muhammedin ve ala ali seyyidina Muhammed ... Hane­dan-ı Ehl-i beyt ve Pençe-i al-i abadan şefaat ... 11

• Denizlili Şeref Küçüker Baba Defteri, Doç. Dr. Bedri Noyan Dedebaba Özel Kütüphanesi.

Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli/ 2006-40 ----- - --- - ----- 57

Page 7: TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01093/2006_40/2006_40_NOYANB.pdfsel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar" adlı çalışma Alevi-Bektaşi

Bedri NOYAN-------------------------

Yine Şeref Baba defterinde 5 Yukarıya aktarılan "Niyet Tercümanı"ndan sonra

şöyle bir yakarış vardır: "Ya nur-ı nübüvvet Muhammed Mustafa .. Ve ya nur-ı

velayet Hazret-i Aliyye'l-Murtaza ... Ve ya Pençe-i a/-i aba ya Hanedan-ı Ehl-i

beyt ve ya on iki imam, on dört masOm-ı pakan ve ya on yedi Kemer-bestegan

ve ya yirmi üç yaran veya Şüheda-yı Kerbela .. Aman ya Muhammed Mustafa,

aman ya Aliyye'l-Murtaza, Aman ya Haticetü'l-kübra, aman ya Fatımatü'z-zeh­

ra, aman ya Hasanü'l-mücteba, aman ya Hüseyn-i şehld-i fi dest-i Kerbela. Bi­

ismike ve keremike takabef' Allah! Hü! destOr Allah eyvallah!"

Necib Asım Bey tarafınd~n yayınlanan, eski bir yazmadan alınma Bektaşi İlmi­hali adlı ufak bir kitapta, ikrar töreni anlatılırken, tören günü talip (istekli)'in ab­

dest alması zaman ı değişik gösterilmiştir.6 Meydana girmeci.en kısa bir s.üre ön­

ce, istekliye, yol göstericisi (rehberi) tarafından, erkana uygun bir biçimde gu­

sül abdesti aldırılır. Bu kitap; isteklinin önce meydana gireceğini, bundan son­

ra buhurdana ateş konulacağını, ardından çerağların uyarılacağını ileri sürdük­

ten sonra, mürşit (aydınlatıcı)'in rehber (yol gösterici)'e: "Haydi var imdi bu ca­

na rehberlik et!" buyruğunu vereceğini, rehberin de canı alıp dışarı çıkaracağı­

nı ve o zaman abdest aldıracağını iddia etmiştir. Bundan sonra: "Talip havlu ile

kurulanırken başından fahrini alıp mürşide vererek ondan tiğ-bendi alıyor ve

böylece (sonradan anlatacağımız) rehberlik görevine devam ediyor" deniliyor.

Fakir bu şekilde erkan yürütüldüğünü hiçbir yerde görmedim. Uygulamada ve

erkana göre, meydana girilmeden biraz önce yol gösterici talipe abdest aldırır,

sonra meydana girilir ve tören devam eder.

Fakirde bulunan ve merhum yol evladım Kamil Öztürk'ün eniştesi Nuri Efendi tarafından fakire armağan edilen çok güzel bir nesih ile yazılmış Erkan-name

şöyle başlar: "El-hamdü /il/ahi Rabbi'l-alemln, vessalatü vesselamü ala seyyidi­

na Muhammedin ve alihi ve ashabihl ecma'ln .. Amma ba'de ma'/Om ola ki

ser-çeşme-i evliya ceddi'l-enbiya Hacı Bektaş veliyyü'l-Horasanl kuddise sırra­

hü'l-all ve'l-celf Efendimiz Hazretleri'nin rişte-i iradetlerine ittisal-bend olan

Rumeli'de meşhur Kutbü'l-arifrn Cavsü'l-vasılfn Sadat-ı Nebiyyi'l-mürselfn ce­

nab-ı Seyyid Ali Sultan sahib-i erkan efendimizin seyr ü sü/Oku ve kaide-i al/­

feri beyan olunur. Bir aşık muhibb-i sadık, erenlerin tarıykına dahil olmak (gir­

mek) ve bir mürşid-i kamil bulmak arzusunda ise evvel-i fukara-yı dervlşan ve

s Adı Geçen Defter, s. 29.

• Nuri Efendi Armağanı, Şeyh Ali Rıza Efendi Tarafından 1231 'de Armağan Edildiği Derviş Ali Ta­rafından Yazılan Erkan-name, s. 53, Doç. Dr. Bedri Noyan Dedebaba Özel Kütüphanesi.

58 ---------------Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli/ 2006-40

Page 8: TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01093/2006_40/2006_40_NOYANB.pdfsel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar" adlı çalışma Alevi-Bektaşi

- --- Balım Sultan Erkannamesi Merkezli Geleneksel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Ôrnegi: ikrar

guraba-yı muhibban ile düşmüş kalkmış ve defe' atla safa-yı muhabbet etmiş ve ahlak-ı pesendlde ile me'IOf olmuş (iyi huylu) olup cümle karındaşların iltima­siyle aşık-ı mumaileyhi bir dergaha getirüp ol dergahın post-nişlninden hayır ve himmet mütalebe (istemek) ve tarıyk-ı aliyyeye dehalet eylemeyi sa'y ü gayret­lerini beyan ederek, post-nişin Baba-yı müşarü'n-ileyh aşık-ı mezkuru (yolu

o

sevdiğini söy lediğimiz istekliyi) kabule şayan buyurduğu takdirde bl-kusur ol-mak şartıyla bir adet kurban alınup ve sair me'kOlat ve meşrubat ahz olunarak .. bir cum'a veya pazartesi ahşamı .... 11

Fakirde bulunan 23 numaralı Erkan-nameye göre, bir kişinin nasip alabi lmesi için sadık bir yol sevdalısı olması şarttır. O kişi, derviş ve m~hiblerle tanışmalı

ve onlarla muhabbet sofralarında bu l unmalıdır. Bu ön koşulları taş ıyan insan, yola girmek istiyorsa aydınlatıcı huzuruna çıkartılır. Aydınlatıcı, onu inceler ve inceletir. Tüm bunlardan sonra uygun bulursa tören için hazırlık yapılır.7

Demek ki ikrar verecek nasiplinin, bir kurban hazırlaması ve ayrıca, törenden

sonra oturulacak muhabbet sofrasında yenilip içilecek şeyleri de tedarik etme­si ve gerekenlerin önceden pişirilmesi gerekir. Eğer isteklinin ekonomik düzeyi bunların satın alınmasına elverişli değilse, bu hazırlık, dostlar ve arkadaşlar ara­cıl ığı ile yapılır.

Bazı eski yazmalar, isteklinin vermesi gereken niyazları (Alevilikte Hakkullah'ı)

(para veya hediye olarak verilmesi gereken eşyayı) da anlatmaktadır . Bu yaz­malar, niyazların; aydınlatıcıya, yol göstericiye, aşçı, kahveci, meydancı, ki ler­ci gibi hizmetlilerle dergahta bulunan dervişana verilmesi şarttır demektedir.'

Bu kaydın yan ında Akyazılı , Kızıldeli kurbanlarından da bahsedilmektedir. Bu kurbanların şükrane kurbanı olduğu da açıklanmıştır. Ama bu buyrukları şu sözler izlemektedir: "Bütün bunlar ashab-ı kudret(ekonomik gücü yerinde olan kiş iler) içindir. Kalender (yoksul) olursa kudretine göre olur"

Bektaşilikte hiçbir suretle, yola giren istekli, en ufak bir yükümlülük altın<ı: so­

ku Iamaz. Salt bir kurban keser ve ~kşam yemeğini üzerine alır. Eğer ekonomik durumu buna elveriş li değilse, ona yardım edilir. Aydınlatıc ı, rehber ve di_ğer

görevlilerin niyaz ve sair adlarla para ve armağan almaları şiddetle yasaktır . Niyaz uygulamaları bir zamanlar yapılırmış, ama bu Bektaşilikte olmayan ve sonradan kural dışı (bidat) olarak yola ithal edilen bir uygulamadır. Fakirde bu-

' 23 Numaralı Erkan-name, Doç. Dr. Bedri Noyan Dedebaba Özel Kütüphanesi.

• Nuri Efendi Armağanı Yazma Erkan-name, s. 11, Doç. Dr. Bedri Noyan Dedebaba Özel Kütüp­hanesi.

Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli/ 2006-40 --- ------ ------ 59

Page 9: TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01093/2006_40/2006_40_NOYANB.pdfsel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar" adlı çalışma Alevi-Bektaşi

Bedri NOYAN-------------------------

lunan birçok yazma "Bunlar iyi değildir, sonradan uydurulmuş, katılmış yolsuz­

luklardır" demektedir. Ne mürit aydınlatıcıya ne de aydınlatıcı müride yük ol­

mamalıdır. Fakirin canlara öğüdü budur.

Kurbanın koyun olması eskiden beri süregelen uygulamadır; ama koç olmasın­

da da bir sakınca yoktur. Dergahın kurbancısı bunu aydınlatıcıya gösterir, o da

hayır duasını okur ve kurbancıya kurbanı tığlaması için ruhsat (izin) verir. Bun­

dan sonra kurban tığlanır ve aşevine verilir.9

Görevlilerin Hazırlıkfarı

Görülüyor ki aynü'l-ceme bir hazırlık yapmak gerekir. ikrar töreninde görevli

olanlar şunlardır: Mürşid, Rehber, Çerağcı, Zakir, Meydancı, Saki, Gözcü, Per­

vane, Ferraş, ibrikdar, Sofracı, Ayakçı.

Saydığımız bu on iki hizmeti sadece erkekler yaparlar. Yeterli insan olmadığı

takdirde bir kişi birkaç görev birden yapabilir.

Görevliler, törenin yapılmasından bir gün önce hazırlıklarını tamamlarlar.

Ayakçı ve Meydancı erkan açılacak olan meydan odasını temizler, süpürür ve

akşam üzerine doğru postları, seccadeleri yerlerine sererler. Saki; sürahi ve bar­

dakları yıkar, temizler, Çerağcı şamdanları siler, mumlarını diker ve buhurdan­

lığı parlatır. Gül suyu ve bunu serpmeye yarayan "Gülabdan" hazır edilir.

Fakirde bulunan bir başka Erkan-namede şöyle bir kayıt vardır: "Bir cana mu­

hibb olmak ve ikrar vermek talep olundugu halde tekkeye geldiği vakit evvela

perşembe veya pazartesi günü sabahleyin kurbanını tıglayup meydancıya mey­

dana car çekme (süpürme) ve çerağları uyandırmağa baba olan mürşit haber

vere. Sonra saat on birde (eski alaturka saat söylenmektedir. Eski saatte 11-12

arasında akşam ezanı okunur.) helvasını yaptırmalı. Akşam ezanı okundukta

çerağcı, meydanda olan baba çerağını uyandıra ... 11 •0

Yol gösterici istekli (talip) olan canı önceden hamamda gusl ettirir. Bunun ter­

cümanını az önce yazmıştım. Yıkanmaya başlamadan önce niyet eder. Niyet

Şöyledir: "Şah'ın adıyla Allah Allah! Tüm dünya işlerinden sıyrılarak, nefsimi

' 23 Numaralı Erkan-name, s. 12, Doç. Dr. Bedri Noyan Dedebaba Özel Kütüphanesi, Dergahla­ra dışarıda tığlanmış kurban eti giremez. Dergahlara ölü giremez, diri gi rer. Orada kurban olur. Kurban edilir. Çiğ gi rer, orada pişe r, Dergahtan dışarı çiğ çıkmaz, pişirilip dağıtılır. Bu neden­le kasaptan satın alınan çiğ etle aynü'l-cem' yapılamaz.

10 345 Sayılı, Ciltli, Yazma İçinde Bulunan Erkan-name, Doç. Dr. Bedri Noyan Dedebaba Özel Kü­tüphanesi.

60 - - ------ ------- Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli/ 2006-40

Page 10: TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01093/2006_40/2006_40_NOYANB.pdfsel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar" adlı çalışma Alevi-Bektaşi

---- Balım Sultan Erkannamesi ıvlerkezli Gelenekse/ Bektaşilige Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar

temizleme Tanrı'ya yaklaşma, yalvaçlar, ermişler ve ona yakınlar yolunda ola­

rak boy abdesti almaya niyet ettim. Ya Muhammed! Ya Ali! Ali' den üstün yigit, Zülfikar'dan üstün kılıç yoktur"" Gusül şöyle olur: Ağız çalkalanır, buruna su

çekilir. Ağız sağ elle burun sol elle üçer kez çalkalanır. Önce sağ omuza, son­

ra sol omuza, daha sonra da baştan aşağı tüm vücuda su dökülür ve vücut iyi­

ce temizlenir.

Tören günü, istekli temiz giysilerini giyer. Giysiyi ve çamaşırı giyme tercümanı

şudur: "Bism-i şah! Allah Allah! 'Onları biz yarattık ... Bak hem de sapasağ­lam .. ./ Diler değiştiririz, benzerleri ile tamam ... / Ve onların yerine/ Getiririz

t

biz yine',, 2 Çoğunlukla bu tercümanın ikinci yarısı okunmakla yetinilir. Tercü-

man bitince: "Ber-cemal-i Muhammed, Kemal-i imam Hasan ve imam Hüseyn, Ali-ra bülend-i salavat" der ve ardından salavat getirir.u

Tören boyunca her tercüman okunduktan sonra bu "ber-cemal-i Muhammed"

diye başlayan bölüm okunur ve meydanda bulunan herkes salavat getirir.

Tal ip elbisesini giyince şu tercümanı okur. "Şah'ın adıyla! Allah Allah! Bu giy­

si yokluk evreninin süsüdür! Bu giysi Fakirlerin giysisidir, Aliyye'/-Murtaza'nın Kanber'ine aittir. Al-i Aba'nın himmeti (üzerimizde olsun)! ... Onları biz yarat­

tık . .. Bak, hem de sapasağlam .. ./ Diler değiştiririz, benzerleriyle tamam . ../ Ve

onların yerine/ Getiririz biz yine.' 4 Muhammed'in güzelliği; Ali, imam Hasan ve Hüseyn'in olgunluguna Tanrı'dan salat ve selam olsun!'"5

talibe abdest aldırtmasıdır.

Tören o günün akşamı güneş battıktan sonra başlar. Yapılması gereken ilk iş rehberin.

11 Bu tercümanın aslı şöyledir: "Bism-i Şah! Allah Allah! Neveytü en tağsele gas/en fekad an ce­mi'il iştigali'd..cJünya ve ma teşebbehe an zalike takarrüben il/al/ahi ta'a/a Tariyki'l-enbiya-i ve'/­evliya-i ve'/-ebdal-i ve'l-ebrar. Ya Muhammed! Ya Ali! Nla feta illa Ali La seyfe illa Zülfikar, ber cemal-i Muhammed kemal-i imam Hasan ve Hüseyn Şah Ali-ra bülend-i salavat." /

" 76. Dehr (insan) Suresi, 28. ayetinin sözleridir. Ayetin aslı şöyledir: "Na,hnü halaknahüm 've şe­dedna esrehüm ve iza şi'na beddelna emsalehüm tebdila"

" Bu sözlerin Türkçesi şöyledir: "Muhammed'in güze/ligi, Ali ile imam Hasan ve Hüseyn'in olgun­luğuna, Tanrı'dan yüksek sesle salat ve selam o/sunN

" Bu sözler 76 Dehr Suresi 28. ayette geçen sözlerin bir bölümüdür. Bu sözlerin Arapça .aslı 161 . dipnotta verilmiştir (Ş. Keçeli)

" Bu tercümanın aslı şöyledir: "Bism-i Şah Allah Allah! Alamet-i fahr-i fena ve /ibasi'/-geda, Kan­ber-i Aliyye'l-Murtaza, hizmet-i af-i aba, Ve Niza şi'na bede/na emsalehüm tebdi/L ." ber-cemal-i Muhammed ... "

Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli / 2006-40 --------------- 61

Page 11: TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01093/2006_40/2006_40_NOYANB.pdfsel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar" adlı çalışma Alevi-Bektaşi

Bedri NOYAN-------------------------

Talibe Abdest Aldırtmak

Yol gösterici (Rehber) ibrikle su dökmeden ya da musluğu açmadan önce ibrik tercümanını okur. Bu tercümanın sözleri şöyledir:

"Şah'ın adıyla! Allah Allah!/ Haydar'ın yolunda tenim oldu çak/ Yüz sürüp dergahına eyledim pak/ Pirimiz üstadımız Selman-ı pak.

Muhammed'in güzelliği; Ali ile imam Hasan ve Hüseyn'in olgunluguna Ça­lab'dan salat ve selam olsun" istekli ile birlikte Yol gösterici salavat getirir. 16

Bu abdestin alınmas'ı da şöyledir : Üç kere eller bileklere değin yıkanır. Bundan sonra sağ elle üç kere ağız, üç kere burun, üç kere de yüzün önce sağı sonra solu, en sonunda ortas ı yıkanır. Sakal varsa hilallenir. Bundan sonra istekli; su­yu sol eline alır ve sağ kolunu dirseğinden başlayarak, yani suyu ·dirseğinden aşağıya doğru akıtarak, iç ve dış yanlarını ayrı ayrı üç kez yıkar, yani meshe­der. Daha sonra suyu sağ eline alır, aynı şekilde sol kolunu y ıkar. Bundan son­ra ibriği sağ eline a l ır ve başını "kısas-ı şer"den dört parmağı ile mesheder. En sonunda sağ eliyle parmak aralarından topuğuna değin sağ ayağ ı nın üstünü ve sof eliyle de aynı şekilde sof ayağını mesheder.

Abdeste Niyet

Bedri Noyan Dedebaba ileri Adım adlı yapıtında şunları yazmıştır: Abdest alı­nırken Yol gösterici (Rehber) istekli yerine abdest niyetini şöyle yapar: "Şah'ın adıyla Allah Allah! iki dünya isteklerinden sıyrılarak, Tanrı'ya yaklaşmak için, abdest almaga niyet ettim. 11Nuh dedi ki: 11Cemiye binin, yürümesi de/ Durma­sı da o yüce Tanrı'nın adı ile/ Tanrı Yarlıgayıcı /Tanrı bağışlayıcı""

Fakirde bulunan bir Erkan-nameye18 göre bu abdeste niyet şu sözlerle baş lar: 118i-tahkiyki'l-vuzO-i vusOlü's-sera fakrün 11

• Tercümanın baş ve sonları aynıdır. Bazı Erkan-nameferde rehber bir de Ahzab Suresi'nin 33. ayetinin son bölümü­nü okur. Bu bölümün sözleri şöyledir: 11

•• .innema yurdullahe liyüzhibe ankü­mü'r-ricae ehle'l-beyti ve yutahhireküm tathlra''19

" Bu tercümanın aslı şöyledir: "Bism-i Şahi Allah Allah! Haydar'ın Rahına tenim oldu çak!/ Yüz sürüp dergahına eyledim hak/ Pirimiz, üstadımız Selman-ı Pak. Ber-cemal-i Muhammed, kemal-i imam Hasan ve imam Hüseyn Ali-ra bülend-i salavat!"

'' Bu sözler 11. Hud Suresi, 41. ayetinin sözleridir. Ayetin aslı şöyledir: "Ve kaalerkebO fiyha bis­milfahi mecraha ve mursaha inne rabbiy legaförun rahiym" Bu tercümanın asl ı 162 nolu dipnot­ta verilmiştir. (Ş. Keçeli)

11 Derviş Kara Abdal Elyazısı ile Yazılmış Erkan-name, s. 12, Doç. Dr. Bedri Noyan Dedebaba Özel Kütüphanesi.

'' Tırnak içindeki sözlerin Türkçesi şöyledir: N ••• Ey Ev halkı! Hakk Çafab üzerinizden sizin/ Her tür­lü kirliligi yok edip hepinizin/ Tertemiz olmasını/ ister o yüce Tanrı" (Ş. Keçeli).

62 ---------------Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli/ 2006-40

Page 12: TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01093/2006_40/2006_40_NOYANB.pdfsel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar" adlı çalışma Alevi-Bektaşi

- - -- Balım Sultan Erkannamesi Merkezli Geleneksel Bektaşilige Ait Bir Ritüel ôrnegi: ikrar

Abdest almağa başlarken yol gösterici bunları okur ve ondan sonra suyu dök­

meğe başlar.

istekli önce ellerini yıkar. Ellerini yıkarken ona şu telkin (uyarı) yapılır:

-Ey talip (istekli)! Yıkandığın ellerinle ta öncesiz (ezel)den bu ana gelinceye de-o

ğin, ne kadar Tanrı dininin yasakladığı (menniyyat-ı ilahiye) eylemlerde bulun-

muş isen tümünden arınmak amacıyla ellerini yıkıyorsun. Bu, yüce Tanrı Elçi-•

si'nin kutsal sünneti gereğidir.10

Sıra ağız temizlemeye gelmiştir. istekli ağzını yıkarken yol gösterici şunları söy­

ler:

- Ey istekli! Bu ana değin ağzından çıkan küfür ve hata gibi ne olduysa onların

tümünden ağzını arındırmak ve bu tür eylemleri bir daha işlememek amacıyla

ağzını temizliyorsun. Bu temizlik de Muhammed Mustafa'nın kutsal sünneti ge­

reğidir.

Bundan sonra buruna su verilir. Buruna su verilirken yol gösterici şu uyarıyı ya­

par:

- Ey istekli! Bezm-i elestten bu güne değin, kokladığın iğrenç kokular (rayiha-i

mekruh)ın tümünün def ve izale (yok edilme)si için buruna su vermek Muham­

med Mustafa'nın, yüce sünnetidir.

Sıra yüzün yıkanmasına gelmiştir. Yüz yıkanırken şu sözler söylenir:

- Ey istekli! Ezel-i ezel (öncesizin de öncesizinden)den bu ana gelinceye dek yüz kızartıcı hallerin (bi-hayalığın) tümünden uzak durmak, yüzü yıkamak yü­

ce Tanrı'nın buyruğudur.21

Sıra kolların yıkanmasına gelmiştir. Yol gösterici şu uyarıyı yapacaktır:-

- Ey istekli! Küçük yaşından bu ana gelince değin, kol salmış olduğun~2 men­

hiyyat-ı ilahiye (Tanrı dininin yasakladıkları)23 nin tümünden arınmak için kol­

larını yıkamak yüce Tanrı'nın buyruğudur.

'0 Altı Nolu Erkan-name, s. 132'de; "Aflah'ın Farzıdır" 2 Nolu Erkanname, s. 17'de "Cenab-ı Re-

sül-i Hakk'ın farzıdır" sözleri geçmektedir. 21 2 Nolu Salih Erkannamesi, s. 17'de şu sözler geçer: "Aflah'ın Farzı (buyruğu) olur"

u 6 Nolu Derviş Kara Abdal Erkan-namesi, s. 4'te; "Kolunu sunduğun"

" Dedebaba menhiyyat-ı ilahiye tamlamasını, Tan rı 'n ı n yasak ettikleri şeklinde Türkçel eştirmiştir.

Ferit Devellioğlu Menhiyyat sözcüğünü Tanrı dininin yasakladıkları şeklinde Türkçeleştirmekte­dir. Fakir Devellioglu'na uymuştur. (Ş. Keçeli)

Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli / 2006-40 ----- ----- ----- 63

Page 13: TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01093/2006_40/2006_40_NOYANB.pdfsel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar" adlı çalışma Alevi-Bektaşi

Bedri NOYAN------------ - ------------

istekli başını meshederken şu uyarı yapılır: "Ey istekli! Baş, organların en üstü­nüdür.2• Makamı en yücedir. Gövde, insanı taşır. Baş ise bilip anlayıcıdır. Akıl ve fikir başta gerektir. Bu ana değin şer-i kadim ve akl-ı müstakiym (eski kutsal

gelenek ve dosdoğru akıl)in aksine hareketlerde bulundunsa, işlediğin suçların tümünden arınmak ve uzaklaşmak amacıyla başını meshedersin. Bu iş yüce Tanrı'nın ilahi bir buyruğudur. 11

istekli ayakları meshederken Yol gösterici şöyle der:

- Ey istekli! Öncesiz (ezel)den bu ana değin Tanrı isteğine aykırı mahall-i hata

ve isyan (yanlış yol ve başkaldırmağa götürücü) yerlerde yürümüş ise 25 tümün­

den uzaklaşmak (müberra) amacıyla ayağını meshedersin. Bu yüce Tanrı'nın farzıdır(artık abdest bitmiştir). Yol gösterici istekliye silin'mesi için, bir havlu

uzatır. Havluyu verirken de şöyle der:

- Ey istekli! Ervah-ı ezelden, "nahnu kasemna"dan26 bu ana değin, işlemiş oldu­

ğun şirk (Tanrı'ya ortak koşma) ve hatadan ve çirkab-ı masivadan27 sil inip arın­

mak için, (bu havluyu kullanıyorsun) yüzünü sil.28

Bundan sonra da istekliye şu ihtarı yapar; "Ey Talip! Bu vuzu mahallerini gusül ve meshetmek keyfiyetinden murad; bu bilinen uzuvlar ile edilmiş kusur ve is­yan var ise onlardan buralarını temizlemek ve pak etmektir,(bu) sünnet ve farz­

dır. Bu abdest Hazret-i İmam Caferü's - Sadık erkanıncadır. Cenab-ı Hakk eren­ler abdestinde sabit-kadem eyleye. Allah, eyvallah, Hü Dost!"

Aynı gün nasip almak isteyen birkaç istekli varsa, abdest yaş sırasıyla büyükten küçüğe doğru yapılır. Eğer talibin ana-babası muhib ise, abdest almada ona ön­

celik verilir. Örnek olarak; bir genç bir yaşlı iki talipten genci muhip çocuğu ise, genç yaşlıdan önce abdest alır ve ona yaşlıdan önce nasip verilir.

Ahmet Cevdet Aşkı (Şimşir) Baba'nın el yazısı ile yazılmış Erkan-namede; yol

göstericinin talibe abdest aldırmasından sonra iki rekat hacet namazı kıldırıp

'' 2 Nolu Salih Erkan-namesi, s. 17'de "a'zanın en büyügüdür" yazılmıştır. 1 Bazı erkan-namelerde: "Yerlere vardı isen" " Tırnak içindeki bu sözler, 43. Zuhruf Suresi 32 ayetinin sözleridir. (Ş. Keçeli) '' Çirkab-ı masiva: Hakikat (Tanrı)'tan başka şeyleri severek, yanlış işler iş l eyerek ve Tanrı'ya ortak

koşarak işlenen kötülükler. (Ş. Keçeli) '" Bu abdest Alevilikte yoktur, Aleviler ikrar vermeden önce boy abdesti almakla yetinirler. Fakat Akdağmadeni Bozhüyük köyünden Timur Doğan, "Bizde müsahip cem'ine katılmadan (ikrar vermeden) önce aynı erkan yürütülür" demiştir. Anlaşılan Bozhüyük köylüleri önceden Babagan Bekta.şiliği sürdürüyorlarmı.ş.

64 ---------------Türk Kültürü 11e Hacı Bektaş Veli/ 2006-40

Page 14: TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01093/2006_40/2006_40_NOYANB.pdfsel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar" adlı çalışma Alevi-Bektaşi

- - -- Balım Sultan Erkannamesi Merkezli Geleneksel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar

meydan odasında yerine oturttuğu şeklinde bir kayıt vardır.19 Ama fakir böyle

bir uygulama görmemiştir. Esasen ikrar töreni sırasında aydınlatıcı tarafından bir hacet namazı kılınır. Bu sırası geldiğinde açıklanacaktır.

Bir başka Erkan-namede de; talibin abdesti aldırılıp havlu i le kurulanmasından sonra yol gösterici (rehber) imam olur ve orada hazır ©lanlar ile talibe iki rekat hacet namazı kıldırır diye yazmaktadır. Bu Erkan-namede namaz bittikten son­ra rehber niyaz ederek meydan odasına girer ve postuna oturur diye de bir ka­yıt vardır. Yine aynı Erkan-namede şu açıklama da yapılmaktadır: "Herkes gir­dikten sonra meydancı, (istekliyi) bir eliyle sağ elinden ve öteki eliyle de yaka­srndan tutarak meydana getirir ve aydrnlatıcının elinden ~ptürür ve mihman postuna oturtur. Ondan sonra kapıyı sırredip kendi postuna oturur." Sık sık yi­nelediğim gibi bu tür merasimler son zamanlarda yapılmaya başlamıştır.30

Abdest alınırken söylenen sözler bir kez söylenir. Yol gösterici ve aydınlatıcı, bu sözleri talibe karşı bundan sonra söylemeyecekleri için, Bektaşiler sık sık,

"Bizim abdestimiz alınmış" derler. Bu söz; nasip alma töreninde aydınlatıcının vereceği telkinden (uyarıdan) dönenlerin abdesti bozulur ve bi r daha yinelene­mez, yani talip temizlenme olanağından yoksun kalır anlamına gelen bir söz­dür. Yoksa bir daha yaşamı boyunca abdest alınmayacak, namaz k ıl ınmayacak

anlamına gelmez.

Abdest konusunda bir hadis-i şerif vardır: Bu hadis; "Sizden (yani inanmışlar­dan) bir kimse her zaman abdestli bulunmak niyeti ile abdest alırsa, abdesti bo­zulmadıkça sa/atta imiş gibi sevap kazanır"31 der. Bektaşi'nin yola girerken al­

dığı bu abdest, yol göstericisinin telkini ile bir daha bozulmamak kaydı ile alın­maktadır. Bu nedenle çok kutsaldır. işte o yüzden, nasip aldıktan sonra, bu uya­

rıya yaşam boyunca uymak gerekir.

Bir "Hurufi levhası"nda bu konuda şunlar yazılmıştır: "Abdest alındığı vakit her bir azayı üç kerre gusletmek sünnetten olduğu budur ki: Üç kerre elini gl.!slet­mek ve ağzına, burnuna üç kerre su vermek ve yüzüne ve sağ kol ve sol kola üç kerre ve bir kerre başına ve bir kerre ensesine ve iki ayaklarına üçer kerre­den cem'an yirmi sekiz olur ve Adem'in beyanındadır." Bu levhada kulakla~ sa­yılmamıştır. Onunla birlikte yirmi sekiz eder. Hurufi levhasında yer alan bu

1• Bu namazın adına cenaze namazı denilmektedir. isteklinin önceki yaşam ı sona ermekte, yani ta-lip ölmektedir. Bu nedenle bazı dergahlar namaz kılmaktadır. ·

•• 23 Numaralı Erkan-name, Doç. Dr. Bedri Noyan Dedebaba Özel Kütüphanesi.

" Tırnak içinde aktarılan bu hadis- i şerif'in Arapça aslı şöyledir: "/za teveddae ahadeküm fehü ve Ff sa/atin malen yuhdis"

Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli/ 2006-40 - -------------- 65

Page 15: TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01093/2006_40/2006_40_NOYANB.pdfsel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar" adlı çalışma Alevi-Bektaşi

sözler Hurufilerin, her olayı Kur'an'daki Arap harfine bağlamayı alışkanlık ha­line getirdiklerini göstermektedir.

Yine bazı Erkan-nameler, 6. En'am Suresi 72, 48. Fetih Suresi 8, 33. Ahzab Su­resi 46. ayetlerinin okunmasından sonra abdest alınacağı kaydı vardır. Bu du­ruma göre abdest alınmadan önce söylenmesi gereken sözler şöyledir: "Varlı­ğımı gökleri ve yeri Yaratan' al Çevirdim ben dosdoğru, çevirdim tam o yana .. ./ işte bu halim benim/ Müşriklerden değilim"32 "Biz, seni bir tanıklık edici, hem muştucu/ Korkutucu gönderdik, suçlardan korkutucu"J3 "Gidişi gözetleyen di­ye gönderdik hemen./ Yolladık seni tanık diye, hem de muştucu, / lğri yol so­nucundan herkesi korkutucu,/ Gönderdik Hak izniyle öz yoluna çağıran,/ Işık ·saçan bir güneş olarak seni heman'IJ~

Burdur-Yeşilova-Niyazlar (şimdiki adı Yaprakyazı) Dergah ı Erkan-namesi'nde rehberin talibe abdest aldırması bölümünde şöyle bir tümce yer almıştır: "Erkan görecek talibe abdest verHeceği zaman namus-ı ekbere (büyük namusa) el bas­tın/arak hakikatten inhiraf etmemek (gerçeklerden sapmamak üzere) tahlif (ye­min ettirme) ve ahd-i misak ettirilir. '1J5

Abdest alma konusunda Kur'an-ı Kerim 5. Maide SOresi 7. ayette şunları söyle­miştir: "Salata kalktığınız zaman yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıka­yın, başınızı sıvazlayın (mesh edin), ayaklarınızı iki topuğunuza dek yıkayınız. Cünüb iseniz temizleninfr ve ilah ... "

Bektaşilik Kur'an'ın buyruğuna aynen uymuştur; çünkü hem talip ve hem de yol gösterici, ikrar töreninden önce, aynı şekilde abdest alır. Talip bu abdestten

önce hamama giderek boy abdesti alır. lslam dininde, bu dine yeni girenlere de gusül yaptırılır ki burada da talibin guslü gerçek dine giriş nedeniyledir.

Yukarıya aldığım ayette geçen "Salat ve salavat" sözcükleri üzerinde durmak istiyorum. Hemen bütün Kur'an yorumcuları salat sözcüğünü Türkçeye namaz olarak çevirirler. Oysaki namaz sözcüğü Türkçe sözcük değildir. Salat ve sala­vat sözcükleri de Türkçe değildir. Çevirmenler Arapça sözcüğü Farsça bir söz-

" 6. En'am Suresi 79 ayeti'nin aslı şöyledir: "/nni vecehtü vechiye lillezi fatara's-sema vati ve'l-arza hanifen ve ma ene mine'l-müşrikine"

" Tırnak içindeki bu sözler 48. Fetih Suresinin 8. ayeti sözleridir. Ayetin aslı şöyledir: "/nna ersel­nake şahiden ve mübeşşiren ve ne~ira"

" 33. Ahzab Suresi 46. ayetinin sözleridir. Bu ayetin içeriği ile 48. Fetih Suresi 8. ayetinin içeriği birbirine çok benzemektedir. Ahzab Suresi 46. ayetinin asl ı şöyledir: "Ve da'iyen ilallahi bi-izni­hl ve siracen münira"

" Tırnak içinde Namus-ı ekber tam laması geçmektedir. Namus-ı ekber sözleri ile Kur'an-ı Kerim kastedilmiştir.

66 -------- ------- Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli / 2006-40

Page 16: TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01093/2006_40/2006_40_NOYANB.pdfsel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar" adlı çalışma Alevi-Bektaşi

- --- Balım Sultan Erkannamesi Merkezli Geleneksel Bektaşilige Ait Bir Ritüel Örnegi: ikrar

cükle Türkçeye çevirmektedirler. Namazın Türkçede ve Türk halkı arasında tek anlamı vardır. Fakat salat ve salavat sözcükleri salt namazı ifade etmez; yani bu sözcüklerle yalnız namaz kast edilmez; çünkü salat bir ibadeti açıkla.dığı gibi, Hz. Peygamber'e ve onun soyuna dua anlamına da gelir. Eğer bu işi Tanrı ya­pıyorsa; yani Tanrı, Hz. Muhammed'e ya da soyuna salat ve salavat ediyorsa (namaz kılmıyor) övüyor demektir. Biz Peygamberimize ve orıun soyuna sala­vat okuyoruz; yani, "salat ü se/§m" olsun diyoruz. (Bu sözlerle onlara namaz kılmayıp) o kutsal kiŞilere saygı ve bağlılığımızı bildiriyoruz. Fakire göre, ayet­te geçen salat ve bu sözcüğün çoğulu olan salavat sözcükleri ile bunlar anlatıl­maktadır.

İbadet; en büyük manevi huzurda, ikiyüzlülükten (riyadan) ve bütün bağımlı­lıklardan arınarak ve masivadan (Tanrı'dan başka her şeyden) sıyrılarak bir an için durmaktır. "Büyük Sevgil i" ile bir an ruhi bağlantı kurabilmektir. işte ger­çek ibadet budur. Bunun sayısı, zamanı, yönü, yeri olamaz. Saygı duyduğunuz bir kişiyi ziyarete giderken temiz giyinip, bedensel temizlik yaparak gitmek gi­bi. Bir aydınlatıcı, bir kutsal öğretmen katına çıkarken de temiz olunur.

Temizlenme, yani abdest almanın bir de batıni anlamı vardır . El yüz yıkamak­la insan arınmaz. Gönül temizlenmeli. iç, ruh temizliği yapılmalıdır. Abdest al­ma bu temizliğin simgeleştirilmesidir. Asıl olan bu iç ve ruh temizliğidi r. İba­detten asıl olan, yatıp kalkmaktan çok; her şeyden vaz geçerek riyasız olarak huzurda durmak ve saygı, aşk içinde ruhsal bağıntı (irtibat-ı ruhi) yapabilmek­tir.

İKRAR TÖRENİ (Aynü' I- Cem')

Birinci Erkan Meydana Giriş

Aydınlatıcı (Baba Efendi); meydana girmeden önce Şeriat-ı Muhamrndiye-i Ca­fer iyye üzere, talip için anlatıldığı gibi, abdest alır ve meydana yalnız olarak gi­rer. Eşiğe, Horasan postuna ve kendi makamına niyaz ederek oturur.36

Babadan sonra yol gösterici (rehber) meydan odasına girerek eşiğe, Horasan postuna, babaya, çerağ tahtına, kOre makamına ve kendi makamına niyaz ile postuna oturur. Ondan sonra çerağcı, ardından da bütün erkekler kıdem<sıra­sıyla meydana girer ve postlarına oturu~lar. Erlerden sonra bacılar meydan oda­s ına, kıdem sıraları ile girerler ve sağlı-sollu olarak yerlerine otururlar. Bunlar; eşiğe, Horasan postuna, babaya, çerağ tahtına, kureye niyazdan sonra darda

" 2 Numaralı Salih Erkan-namesi, s. 39'da bu konuda şunlar yazılmıştır: "Mürşit önce eşiğe, son­ra Horasan postuna, dara, mürşid postuna; yani kendi makamına niyaz ederek oturur"

Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli/ 2006-40 - - - ------------ 67

Page 17: TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01093/2006_40/2006_40_NOYANB.pdfsel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar" adlı çalışma Alevi-Bektaşi

Bedri NOYAN-------------------------

"cümleden cümleye" diyerek kendilerinden önce gelmiş olanlara da niyaz ederler ve sonra yerlerine otururlar. Bunlardan sonra, nasip alacak canlar içeri girerler ve kapı yanında bir yere otururlar.1'

Mücerret Ali Rıza Baba Erenlere ait Erkan-namenin, 113- 132. sayfaları arasın­da ve 21 nolu Erkan-namede şun lar yazılmıştır: "Müteehhil ikrarında bulunan bir talibin ayn-ül-cem'inde icra buyurulacak (uygulanacak) Erkan-ı cellle-i tari­kat-i aliyye-i Bektaşiyye beyan kılınur (Ulu Bektaşilik tarikatının yüce kuralları­nı açıklar) ve Billahi't-tevfik ve Hü-ve ni'me'r-refik (Bu kuralların doğruluğu an­lattığına insanlık adına yemin ederim).

imdi ma'IOm ola ki (biline ki) vech-i mezkur üzere bir can yetişeceği vakit (bir can tarikatın kurallarına uygun olarak yetişeceği zaman) mürşid bulı,man baba hazretleri canibinden (tarafından) vuku' bulacak emr ve ihbar üzerine meydan­cı olan can gündüzden meydan-ı erenlerin hidemat-ı lazimesini görüp her şe­yi hazır ve amade bulunacağından (aydınlatıcının uyarısı ve buyruğu üzerine meydancı gündüzden meydan erenlerinin hizmet için gereksinim duyduğu ge­reklilikleri hazırlar) vakt-i gurub takarrüb eyledikte (akşam vakti gelince) canla­rın meydan-ı erenlere girmek üzere hazırlanmalarını baba hazretleri emir bu­yururlar. Ve cümlesi abdest alup meydan-ı erenler kapusunda emre muntazır (hazır) bulunduklarını meydancı can baba hazretlerine iş'ar eder (duyurur).

Ol vakte kadar ezan-ı gurub zamanı gelir. işte ol vakit baba hazretleri oldukla­rı mahalden (yerden) kıyam (kalkar) hareketle cümleden evvel (herkesten önce) meydanun kapusuna varup eşiğe bir niyaz ederek içeriye duhul birle (içeri gir­mek suretiyle) dara ve Horasan postuna ve makam-ı fi.illerine (kendi makamı­na) niyaz ettikten sonra ku'Od buyurmalarını müte'akıb mevcOd bulunan can­ların cümlesi dahi ala meratibihim (derecelerine göre) birer birer ilerü gelüp; eşiğe, dara, baba postuna, çerağa, gaib erenler postuna, kureye, Seyyid Ali postuna, meydan-ı erenlere (yani dara) Horasan postuna, meydan taşma, Gay­gusuz Sultan postuna, yine dara niyaz edüp, canların cümlesi sıra ile postları­na otururlar"Ja

Nasip alacaklardan birisinin eşi orada ise, tören boyunca meydana alınmaz; ama bundan sonraki aynü'l-cemlere birlikte katılırlar. 39

" 2 Numaralı Salih Erkan-namesi, s. 19'da bu konuda şunlar yazılmıştır: "Önce mOrid, sonra sıra­sıyla canlar ve en sonra çerağa erkan üzre meydana girer"

" 2. Nolu Mücerret Ali Rıza Baba'ya Ait Erkan-name, s. 113 - 114, Doç. Dr. Bedri Noyan Dede­baba Özel Kütüphanesi.

" Bu uygulama Alevilikte yoktur. Aksine Alevilikte karı-koca birlikte nasib alırlar.

68 - --------------Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli/ 2006-40

Page 18: TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01093/2006_40/2006_40_NOYANB.pdfsel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar" adlı çalışma Alevi-Bektaşi

---- Balım Sultan Erkannanıesi Merkezli Geleneksel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel ôrnegi: ikrar

Herkes meydan odasına girip yerlerini aldıktan sonra, son olarak giriş i düzen­leyen meydancı içeriye girer ve kapıyı içeriden kapatır. Bundan sonra,· tören

boyunca, dışarıdan içeriye girmek ya da içeriden dışarıya çıkmak yasaktı r.

Meydan odasının dışarıya açılan pencereleri varsa onlar da s ıkıca örtülür ve dı­şarıdan içerisi görülmeyecek hale getirilir.4°

33 numaralı Erkan-namede aydınlatıcın ın (mürşidin) meydana girişi farklı an­latılmıştır: "Mürşid eşiğe, dara, Horasan postuna niyaz eder ve 'Ci'na bi-babi'/­Hakk- ... ' tercümanını ve 'Es-se/amü aleyküm ya ehle'l-beytin-nübüvveti ... ' ter­cümanını okur. Horasan çerağını ve kOre makamı çerağını uyarır. Postuna va­rır. Yüzü posta dönük olarak: 'Es-se/amü aleyküm şeriat efen/eri' der ve yine kendisi (bu selama şöyle yanıt verir): 'Ve aleykümü's-selamü ve rahmatullahü ve berekkatühü' Sonra sağa doğru başını çevirir ve 'Es-selamü aleyküm tarikat erenleri' sonra sola başını çevirir ve 'Es-selamü aleyküm marifet kamilleri' der ve bunları yine kendisi cevaplandırır. Bundan sonra sırtını posta ve yüzünü meydana çevirerek: 'Es-se/amü aleyküm hakikat şahları ve agah/arı ... ' diye se­lam verüp yine kendisi cevaplandırır. 11

•1

İkinci Erkan - Buhur Yakma ve Gül Suyu Serpme

Herkes yerini alınca aydınlatıcı (mürşid), yol göstericiye 11 Kalk"d iye işaret eder

ve (rehber) buhurdanlığı yakmasını buyurur. O da "Eyvallah Şah'ım! .. " diyüp kalkar, meydan ortasında boyun kesip çerag tahtı önünde (baz ı Erkan-nameler­de, meydan taşı üzerinde) hazır bulunan buhurdanlığı niyaz ile alır ve klıre ma­kamına gidip oradan ateş alarak buhurdanl ığa koyar. Bundan sonra meydanın ortas ı na gelerek şu tercümanı okur: "Şah'ın adıyla Allah Allah! Muhammed'in güzelliği, Ali, imam Hasan ve Hüseyn'in olgunluğuna Tanrı' dan salat ve selam olsun11

•2

Bu tercümanın Osmanlıca aslı şöyledir: 11 Ber- cemal-i Muhammed, kemal-i imam Hasan ve Hüseyn Ali-ra bülend-i salavat"

Not: Ahmet Cevdet Aşkl (Şimşir) Baba'ya ait Erkan-name bu tercümanı şöyle yazmaktadır: "Ber-cemal-i Muhammed, kemal-i imam Hasan ve imam Hüseyn Şah-ı şehfdan ... ra salavat". ·

'0 Eğer Meydancı yoksa girişi Rehber (Yolgösterici) düzenler.

" 33 Numaralı Sabahaddin Noyan Baba Armağanı Erkan-name, Doç. Dr. Bedri Noyan Qedebaba Özel Kü tüphanesi

'' Erkan Adlı Yazma Defter, s. 82'de kalk sözünün meydancıya söyl eneceği yazı lmıştır. Bektaşi il­mihali, s. 12'de Meydancı Baba'ya söyleneceği bildirilmişt.ir.

. 2 Nolu Salih Erkan-namesi, s. l 9'da; bu buyruğun Çerağcıya veri l eceği açıklanmıştır.

Tü'rk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli/ 2006-40 --------------- 69

Page 19: TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01093/2006_40/2006_40_NOYANB.pdfsel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar" adlı çalışma Alevi-Bektaşi

Bedri NOYAN--- -------- ---------------

Not 2: Sadık Baba erenler armağanı 1239 hicride yasılmış bir cönk (Y:80/-b)de: "Ber-cemal-i'zat-i pak-i al-i aba-ra salavat".

Aydınlatıcı ve hazır olanlar bu tercümana şu şekilde yanıt verirler: "Muham­med ile onun soy sopuna bütün/ Salat ile Tanrım! Onları yücelt bu gün /Nasıl İbrahim ile soyuna ey/edinse/ Şimdi de Muhammed'e salat et Tanrım yine/ Öğülmüş sensin yalnız/ Ünlü yüce Rabbimiz!"

Bu tercümanın Osmanlıca aslı şöyledir:" Allahhümme salli ala Seyyidina Mu­hammedin ve ala ~li Muhammed. Kema salleyte ala lbraheme ali lbrahim".

Tören boyunca yol gösterici ve öteki görevliler sürekli olarak salavat getirdik­çe, salavatın bitiminde; yani "Ber-cemal-i Muhammed" dedikçe, aydınlatıcı ve canlar buna bu şekilde yanıt verirler.

Yol gösterici buhurdanlığı aldığı yere koyar ve çerağ tahtı önünde bulunan gü­labdanı alır. Meydan ortasında boyun keser, peymançede durur. Bundan son­ra şu tercümanı okur: "Muhammed'in güzelliği, Ali, imam Hasan ve Hüseyn'in olgunluğuna; Tanrı'dan salat ve selam olsun" Başta aydınlatıcı olmak üzere orada bulunanlar salavat getirirler. Rehber (yol gösterici) önce babaya, sonrası­rasıyla canlara gü l suyu serper. Meydan ortasına çekilerek43 (iki dizi üzerine ge­lerek) kendisi de gül suyu alır. Bundan sonra ayağa kalkarak yine aynı tercüma­nı okur. Bu tercüman biter bitmez aydınlatıcı ve canlar salavat getirirler . .w

Bundan sonra rehber gülabdanı, niyaz ederek meydan taşına koyar. Bundan sonra dara çekilerek şu tercümanı okur: "Bism-i Şah Allah Allah! .. Ewel, ahir, zahir, batın, hazır, gaib aynü'l-cem' erenlerinin gül cemal/erine aşk olsun!... 1145

Aydınlatıcı (mürşid) bu sözleri "Aşk olsun" diye yanıtlar. Yol gösterici niyaz ederek yerine oturur.~6

Bir başka Erkan-namede ise serpmeden önce okunacağı yazılmıştır.

•1 Bazı Erkan-namelerde Meydan Taşındaki sözü geçer.

"" Tırnak içindeki sözlerin aslı şudur: "Allahümme sal/i ala Seyyidina Muhammedin ve ala ali Sey­yidina Muhammed"

•; Salih Erkiln-namesi'de "dar'a çekilerek" denilir.

•• Burada ve birçok Erkiin-namelerde "ewel, ahir, zahir, batın" sözcükleri geçmektedir. Bu sözcük­ler Hakikat-ı insaniye (insanın ve insanın Hakikatı) demektir. Şöyle ki: Batın bir safa nurudur. Rengi, işareti, niteliği ve sonu yoktur. Gözün görmeyeceği bir gizli giz (sırr)dir. Zaman ve mekan ondan ise de o zaman ve mekandan değildir. Batın bir "ahadiyet" mertebesidir. Bir tane oluş aşa­masıdır. (Bu nedenle de) tüm sıfatlardan, suretlerden, isim ve resmden soyutlanmıştır. Mertebe­ler ise suretler ve sıfatlardan olur. Buna göre "Ahadiyyet Mertebesi" suretler ve sıfatlardan soyut olmakla görünen bir emr-i i'tibari'dir. Vasfedilmeyince (nitelenmeyince) bilinmez, !ilkin suretler ve sıfatların da kaynağıcılır. Batın, gizlilikte olan gücünü açığa çıkararak, eskilerin "birinci ta'awün" dedikleri meydana gel­di ki buna: Alem-i Ceberut. Hakikat-ı Muhammediyye, Adem-i hakiki denirdi. Ondan sonra dl-

70 ---------------- Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli/ 2006-40

Page 20: TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01093/2006_40/2006_40_NOYANB.pdfsel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar" adlı çalışma Alevi-Bektaşi

- --- Balım Sultan Erkannamesi Merkezli Gelenekse/ Bektaşilige Ait Bir Ritüe/ Örneği: lkra,

Fakirin gördüğü aynü' l-cemlerde ise tercüman, gül suyu serpilmeden önce okunmuştur. Ayrıca canlara her serpmede, salavat yinelenmiştir. Can lar her yi· nelemede salavat getirmişlerdir. Serpme bittiğinde aynı merasim tekrar edilmiş· tir.

Alelade Aynü'l-cemlerde buhur yakılmak istenmez. Necib Asım Bey, bu erka­nın yapılışından sonra "Mürşit bir Fatiha ile üç kez ihlas Suresi okur. Arapça biı dua ve bir salav(ltname okur, bundan sonra da nad-ı Ali duası okuyarak erkan. bitirir. Mürşit bunları yüksek sesle, canlar da içlerinden okur" demektedirY

Üçüncü Erkan, Aydınlatıcının İstekliyi Sorgulaması

(Üçüncü Erkan: Mürşidin Talibe Sorması)

Yol gösterici gü l suyunu serpip yerine oturunca aydınlatıcı (mürşit) istekliye (ta· libe ya da taliplere): "Akşamlar aşk olsun, kalkınız canlar" der. Nasip alacak cani ar ayağa kalkar ve mürşidin huzurunda, darda durarak sıralanır l ar.

Aydınlatıcı onlara şu ahit-nameyi (söz vermeyi) bildirir: "Ey canlar, bu yerE (mahalle) neden ve nasıl bilüp geldiniz? Hakk işidüp, Hakk bilüp, Hakk görür. geldiniz. Erenlerf48 Canlar! .. Siz Muhammed-Ali ve on iki imam efendilerimizir. katarına katılup, Pirimiz Hazret-i Hünkar Hacı Bektaş Ve/'/ efendimizin erkan-, aliyyelerine (yüce kurallarının buyruğuna) girmek istiyorsunuz. Bu yol güçtür'! melamet yoludur. Demirden leblebidir.50 Ateşten gömlektir. Erenler buyurmuş·

far; 'Gelme, gelme! .. Dönme, dönmei.. Gelenin malı, dönenin canı.51 "

ğer ta'ayyünler meydana geliyor ... işte bu ta'ayyünlerin öncesi Hakikat-ı insaniyye olmaktadır. VücOd bulmak için tenezzül ediyor ve vücuda gelip zahir oluyor. işte bu yüzden ewel - ahir ı zahir-batın (sözleri ile) hakikat-ı insaniyye anlatı lmaktadır. insan, a lemin yaratılmasından öncedir. Surete oranla (nazaran)ahirdir. Ruhuyla batın, vücuduy­la zahirdir. Öyleyse 'Hakikatta' ewel (önce), 'Surette' ahi r (sonsuz)dir. Başka bir söylemle de Hakikat-ı insaniyye gönüldür. (Dr. Bedri Noyan) Kur'an-ı Kerim 57. Hadid Suresi 3. ayeti "Hüvel' ewelü vel'ahirü vezzahirü ve/ batına" sözleri ile başlar. Ayetin tamam ı şöyledir: "Hüvel'ewelü vel'ahirü vezzahirü ve/batın ve hüve kü/i, Şey' in aliym" Ayetin Türkçesi şöyledir: "O (Tanrı) öncesizdir, sondur, zahir (aşikar)dir ve gizlidir. O, her şeyi hakkı ile bilir." (Ş. Keçeli) .

,, Necib Asım, Be~i ilm-i Hali, s. 12. •• Salih Erkan-namesi'nde "Bakınız ayol". " 4 Nolu Kara Abdal Erkan-namesi, s. 7'de "güçtür" yerine "Belalıilır" sözü geçmektedir. "' 3 Nolu Mehmet Ali Dedebaba'nın El Yai:ıları ile Yazılan Erkan-name'de, Salih ve Kara Abdal

Erkan-namelerinde nihayet Erkan adlı yazmanın 84. sayfasında: "Bu yol güçtür" sözlerinin ya­nında "Demirden yaydır; kıldan ince kılıçtan keskindir. Ateşten gömlektir. Erenler buyurmuşlar. Gelme! Gelme! Dönme! Dönme! Gelenin malı, dönenin canı" sözleri yaz ı lmıştır.

Erkan adlı yazman ın 84. sayfasında ve Salih Erkan-namesinin 39. sayfasında "Girenin malı dö· nenin canı" sözleri yer almıştır.

;ı H.B. Erk, Tarih Boyunca Alevilik, s . 57'de bu ibare, hatal ı olarak; "Gülme gülme! Dönme, dön­me! Gülenin başı" şeklinde yazı lmıştı r.

Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli/ 2006-40 ---------------- 71

Page 21: TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01093/2006_40/2006_40_NOYANB.pdfsel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar" adlı çalışma Alevi-Bektaşi

Bedri NOYAN- ------------------ - -----

Aydınlatıcı devamla: "Lakin sizi biri teşvik etmiş veya zorlamıştır. Eğer görüp

işittiğinizi Hak diye kabul ederseniz, Hakk yoluna kurban olmağa gelirsiniz. Ve

eğer vicdanınız razı olmazsa, erenler yolunda cebir (zorlama) yoktur, geri dö­

nersiniz. Son pişmanlık fayda vermez.52 Hakerenlerin vermiş olduğu pend ve

nasihat/arla (öğüt ve uyarı) amel ve hareket edecek misiniz? Bu canlar tümden

ehl-i ikrar ve el etek sahibidirler. lkrarınıza şimdi şahit oldukları gibi, yolunuz­

dan dönerseniz rOz-ı mahşer' de (mahşer gününde) de şahit olacaklardır. Bu hu­

susu iyi düşündünüz mü? Ne dersiniz?" . Talibler; "Allah eyvallah, razıyız" diye yanıt verir ve dara niyaz ederler. Aydın­

latıcı aynü'l-cem erenlerine hitaben: "Erenler! Bu can (veya canlar) için birdi­

yeceğiniz var mı? Onları kardeş olarak kabul ediyor musunuz?" der .. Meydan­

da bulunanlar "Allah eyvallah!" diyerek, yerlerinde niyaz ederek kabul ettikle­

rini bildirirler.

Mürşid "Rıza-yı Hakk'tan ve erkan-ı tarlktan ve pend-i mürşid ve rehberden kıl

kadar ayrulmayup, on iki imam heda efendilerimizin ictihad-ı cellleleri (yüksek

görüşleri) ve Pirimiz Hae1 Bektaş Vefi efendimizin seyr-i sü/Ok-i seniyyeleri mu­

cibince (gereğince), tarlk-ı müstakıym-i şeri' at ve usOl-ı kadlm-i tar/kate kemal­

i temessük ve tevessül birle sü/Okünüzde aşk ve ikrarınızda sadık olacak mısı­

nız? Teklifat ve tenblhattımızı kabul edecek misiniz? Verdiğimiz nasihat ve tel­

kinimizi hakkıyla eda ve ifada kusur etmeyeceğinize keflliniz var mı?''" Bu so­

ru üzerine, nasip alacak cana kefil olacak kişi, nasip alacak birden fazla ise ki­

şi ler; "Allah eyvallah" diyerek, postlarına niyaz ederler.

Mürşit talibe, birden fazla varsa taliplere hitaben: "Haydi, yerinize oturun,

erenler! Bir müddet daha düşünmeniz için size mühlet (süre) veriliyor" der. Ta­

lip ya da talipler niyaz ederek yerlerine otururlar.

Talihlerin Sorgusu Konusunda Farklı Açıklamalar

2. Bakara Suresi 256. ayetinde şunlar buyurulmuştur: "Dinde zorlama yoktur.

Ayrı iğri, doğru yol/ Tagut kötü yol .. Sen de bu gidişten uzak ol/ Kötülüğe sap­

mayan, Tanrısı'na inanan/Sağlam kopmayan kulpa yapışır, buna inan/Tanrı'dır

" Necib Asım, Bektaşi llm-i hali, s. 13'de: uson pişmanlık as etmez" şeklinde yazılıdır. As: Türk­çede, aslı, asığ olarak da kullanılır. Bu sözcükler fayda demektir.

" Dedebaba ileri Adım adlı çalışmasında bu bölümü şu şekilde Türkçeleştirmiştir: "Canlar, Tanrı isteSinden ayrılmayarak, On iki imam, Hazret-i Pir Hacı Bektaş Veli ilerleyiş yolunda aşk ile söz verişinizde sadık olacak mısınız?"

72 - -------------- Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli/ 2006-40

Page 22: TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01093/2006_40/2006_40_NOYANB.pdfsel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar" adlı çalışma Alevi-Bektaşi

---- Balım Sultan Erkannamesi Merkezli Geleneksel Bektaşilige Ait Bir Ritüel ôrnegi: ikrar

işitici/ Ve hem O' dur bilici.'->• Bektaşilik bu buyruğa uygun davranır. Bu neden­

le yola girme konusunda hiç kimseyi zorlamaz. Aksine tören sırasında, ikrar ve­receklere, bir zorlama bulunup bu lunmadığını sorar. Hiçbir engel ve zorlama

bulunmasa bile, talibe düşünüp karar vermesi için bir süre verir. Bunlarda yet­

mez talibin yola girmesi için, kefil istenir.55 Bektaşilikte0bir söz vardır: "Delile'l­hayr-i ke-fa'i/ih'i"; yani, yararlı (hayırlı) işe, hayra aracılık eden (delalet eden) ki­

şi, o hayrı işlemiş giq_i sevap kazanır. Bu nedenle, yola girecek kimseyi iyi ola­

rak tanıyanın ona kefil olması, yolda hayırlı bir iş olarak kabul edilir.

Bir Erkan-nameye göre Mürşit talihleri kaldırır, bir soruşturma yaptıktan sonra

yerine oturtur ve onlardan bir kefil sorar. Kefil olacak can' kalkıp dara niyaz eder. Mürşid aynü'l-cem' erenlerine; "Kefilin kefaleti mu'teber midir?" diye so­

rar. Canlar da niyaz ederler ve mu'teber olduğunu gösterirler.56

Fakirde bulunan bir başka Erkan-namede yer alan taliplerin sorgusuna ilişkin

bölümü buraya almakta yarar görüyorum:57

"Baba hazretleri talibe imale-i nigah-ı atıfet (nazik bir söylemle) ve teveccüh-i hitab-ı mürüvvetle (sıcak bir yaklaşımla): 'Ey can, bu mahalle ne deyüp ve na­sıl bilüp geldin?' Buyurmaları üzerine, talib dahi 'Hakk işidüp, Hakk bilüp, Hakk görüp, Hakk'a geldim.' mekaaliyle i'ta-yı cevap eder ve müşfirün-ileyh

(yani Baba hazretleri): 'Niçün geldin ve m~t/Ob ve maksudun (amaç ve istemin) nedir?' deyü buyururlar. Talib dahi: 'Hakk içün Al-i Muhammed yoluna kurban olmağa geldim' deyü cevab verir.

Ve müşfir-ün-ileyh: 'Ey talibi Al-i Muhammed'in yolunda bulunmak istiyorsun, amma bu bizim yolumuz güçtür, zira me/fimet yoludur. Ve timurdan (demirden) yaydır çekilmez ve kıldan köprüdür geçilmez ve son peş'imanlık ise faide ver­mez' deyüp nush ve pendden (öğüt ve uyarıdan) sonra; 'Ey Talib! Erenler yolu budur. Hazır yol yakın iken bir daha güzelce vicdanında dahi muhakeme ve

s. Bu ayetin aslı şöyledir: "La ikrahe fi'd-dini kad tebeyyene'r-rüşdü mine'l-gayyi (femen yekfür bit­taguti ve yü'min billak fekadistemseke bi'l-urvetilvüs kaa lenfisame leha vallahü şe­miy'ün'aliym.J"

" Şemsi Baba Evladı Deraliyeli Hafız lsmail Hakkı Mühürlü, 25 Nolu Erkan-name, s. 14'de: "Mür­şid talipleri kaldırıp soruşturmadan sonra yerlerine oturtur ve onlardan kefil sorar. Kefil olacak can ka/kup, dar'a niyaz eder. Mürşid aynü'l-cem' erenlerine: 'Kefilin kefaleti geçerli midir?' diye sorar. Canlar da niyaz ederler ve muteber (geçerli) oldugunu gösteririler" sözleri yazılmıştır.

Bu Erkıln-name Pir Evi mühürüyle mühürlüdür. · » 25 Nolu Erkan-name. s> Aktardığım bölüm, erk§ndaki ufak - tefek farkları göstermektedir. Fakir bu farklardan daha çok

erkan-namenin (ağdalı) diline dikkat çekmek istemektedir.

Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli / 2006-40 - -------------- 73

Page 23: TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01093/2006_40/2006_40_NOYANB.pdfsel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar" adlı çalışma Alevi-Bektaşi

Bedri NO\'AN- ------------------------

mütala'a etmek üzere yine geldiğiniz odaya gidin, belki sizi biri teşvik etmiştir ve size bir sa' at mıkdarı müsa'ade ediyorlar. Eğer bu gördüğünüz ve işittiğinizi hak deyü kabul eder isen Hakk yoluna kurban olmağa gelürsün ve eğer vicda­nın dahi kabul etmez ise erenler yolunda cebir yoktur. Doğru geldiğin gibi ge­rüye avdet (geriye dönme) edersiniz' deyü buyururlar. Ve cenab-ı mürşid (yüce aydınlatıcı) canın birine emredüp, ol talibi Meydan-ı erenlerden çıkarup geldi­ği odaya bırağur.

Bir sa'atten sonra yine of can gidüp talibe su' al eder (sorar), ol vakit talih, aşık-ı sadık (yola bağımlı ve'sevdalı) ise, 'Eyvallah' deyüp bir niyaz edüp: 'Erenler yo­luna kurban olmak için buraya geldim ve bu sözden gerüye dönmem, deyü ce­vab vermesi üzerine, ol can gelüp Cenab-ı mürşide ihbar eder.

Ve müşarün i/eyh hazretleri, sakinan-ı aynü'l-cem' (cem'de bulunanlara) eren­lerine hitaben: 'Bu talibe bir diyeceğiniz var mı? Ve kardaşlığa kabul eder mi­siniz?' deyü sual buyururlar. Ve sakinan aynü'l-cem' olan canların cümlesi bir­den niyaz ederler. Ba'dehO, hazret-i mürşid talibin kanOn-ı erenler üzre mey­dan-ı erenlere getirilmesini emir buyururlar.

Ol can dahi gidüp, ol talibi meydan-ı erenlere getürüp mihman postu' na ik'ad (kutsal yere oturtma)

Ba'dehO cenab-ı mürşid buyururlar ki: 'Ey ta/ib! Çün ki erenler: - Gelme gelme . .Dönme dönme .. Gelenin malı, dönenin canı .. deyü buyurmuşlardır. Ey talib, zira bu söz biraz ağırcadrr. Yine sen re'yine de müstakimsin (bağımsızsın). Ve bu husus için ne tefekkür edersin (düşünürsün) deyü buyururlar.' Ve talib dahi yi­ne; 'Hak yoluna kurban olmak/ık için bu meydan-ı erenlere geldim' deyü ce­vab eder.

Yine müşarün ileyh hazretleri; 'Rıza-yı Hakk'tan ve erkan-ı tarikattan ve pend­i mürşid ve rehberden ser-i mO (kıl ucu kadar) ayrulmayup eimme-i isna - aşer

(On iki imam) efendilerimizin ictihad-ı celile/eri ve Hazret-i Pir-i dest-gir efen­dimizin seyr ü sülOk-i seniyyeleri mucibince tarlk-i müstakıymı şer'i ve minhac­ı kadlm-i tarikata kemal-i temessük ve tevessül birle ~ü!Okünde aşık ve ikrarın­da sadık olacak mısın? Ve teklifat u tenbihatımızı kabul edecek misin? Ve na­zarımda fakiri mürşidliğe müstehakk görür müsün?' deyü buyurur.

Ve talib küllü evvele mukabele eder. Ve yine müşarün ileyh: 'icra kılınacak na­sih ve tenbihatı hakkıyle eda ve ifada da kusur etmiyeceğine kefilin var mı?' de­yü buyurmalarına cevab olarak talibe kefil olacak can yalnız: 'Eyvallah' deyüp oturduğu yerde niyaz etmekle kefaletini ikrar eyler. Ol vakit müşarün ileyh, ke­file hitaben; 'Erkan-ı cenab-ı erenler üzre şu cana kefil-i mutlak olduğuna saki-

74 ----------- ----Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli/ 2006-40

Page 24: TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01093/2006_40/2006_40_NOYANB.pdfsel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar" adlı çalışma Alevi-Bektaşi

---- Balım Sultan Erkannamesi Merkezli Geleneksel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar

nan-ı aynü'l-cem' şahit olsunlar mı?' deyü buyururlar. Ve merkum dahi küll-ü ewele mukabele eder. işbu tezkiye ve tahkikattan (araştırma ve değerlendirme­den) sonra baba hazretleri istiğfar ve salavat (tövbe eder ve Hz. Muhammed ile soyuna Tanrı' dan salat etmesini diledikten) ve münacat ve Nad-ı Ali' ihtitamın­da müşarün ileyh ile cümle canlar niyaz ettikten sonra, baba hazretleri, çerag­cı bulunan zata hitaben; 'RüsOm-ı evliya kalk, şu cam°n çeragını uyandır' deyü emir buyurmaları üzerine ....... rr,a

• Dördüncü Erkan

Çerağların Uyarılması

Giriş

Meydanımızda (cemde) uyarılan (yakılan) çerağ ve mum, aslında bir irfan ışığı­dır. O, irfanı temsil eder. Hazret-i Pir' in Horasan' dan bu yana getirdiği, gönül­lerde tutuşturduğu, hümanist bir Türklük ve sevgi ışığıdır. işte o yüzden de; bi­lim ve irfana uymayan, insanlığa uymayan, ahlak ve erdeme uymayan, Türklü­ğe uymayan hiçbir şey gerçek Bektaşilikle bağdaşmaz ve onunla ilgisi yoktur.

Meclis-i irfana bir şeb mum olan ehl-i hüner Mahveder kendini amma subh-ı maksuda erer.

diyen nefeste de söylendiği üzere, gerçek irfan meclisine ışık veren ya da bu meclisten irfan alan kişi, orada benliğini eritir, mahveder amma; isteklerin ol­duğu, Hakikat'a kavuşulan sabaha erer. .

Pir Evi'nin Kırkfar meydanı'nda bulunan Kırkbudak adlı şamdanın onarımı hak­kında Mehmet Ali Hilmi Dedebaba'nın yazdığı nefesin ilk beyti şöyledir:

Ziya-bahşa-yı alem-gir-i envar-ı celldir bO Çerağ-ı Hazret-i Hünkar Hacı Bektaş Veli'dir ba.s9

işte bütün dava burdadır.

Fakir' de bulunan sığır dili bir cönkte60 şunlar yazılıdır:

"Uyun-uf- hidaye müellifi (yazarı) Resmolu Derviş Ali Resmi-el- Ciridi cenab­larından istima olundu ki: Dergah-ı alf-i Hazret-i Pir efendimizde çerag uyarma

sa Turgutlu Dergah-ı şerifi Post-nişini Mücerred Ali Rıza Baba'nın, Erkarı-ı Celile-i Tarikat:ı aliyye· i Bektaşiye adlı yazması, 21. Nolu Erkan-name, s. 114 - 115.

'" Bu iki dizeyi şöyle açıklarız: "Bu çerag, evrene ışık veren parlak bir nurdur/ Bu çerag Hacı Bek­taş Veli'nin çeragıdır." (Ş. Keçeli)

"' Bu sığı r dili cönk fakire Horasanlı Ali Baba Dergahı son Postnişini Mücerred Hal ife Çafer Sadık Bektaş Baba erenler tarafından armağan buyurulmuştur. Bu cönk, 10x21 cm. boyunda ve yüz yapraklı olup 1231 H. (1815 M.) tarihinde yazılmaya başlanmıştır. Cönk içinde, Y: 44/b'de şöy­le bir kayıt vardır: " El-fakir Hodros karyeli Memişaki Mustafa, Fi sene 1232 Gurre-i Recep"

1231 Tarihli Cönk, Doç. Dr. Bedri Noyan Dedebaba Özel Kütüphanesi.

Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli/ 2006-40 ------ -------- - 75

Page 25: TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01093/2006_40/2006_40_NOYANB.pdfsel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar" adlı çalışma Alevi-Bektaşi

Bedri NOYAN-------------------------

merasiminde, çerağçı zerre (ateş) [kure] ocağdan uyarır. Amma Dergah-ı al'i-i Hazret-i Pir haricinde vaki cümle dergah-ı şeriflerde Post-niş'in-i be-dergah-ı Hazret-i Hünkar el-hac Mehmet Bektaş Vel'i olan dedebaba hazretleri, ba- ica­zet-i şerife bir derv'iş-i derd-mendi makam-ı irşada (aydınlatma makamına) ıs'ad ve vasıl eyfedikte, ana of ocak şu'lesinden (ona o ocağın ateşinden) bir çerağ uyarı.ıp getirdiği şu'leyi irfan timsal ve remzi rumuzu (simgesi) olmağla sayir cümle ziyaya (ışığa) ve tekaya-yı şerife/erde uşbu Horasan çerağından alem-i imkan ziya-yı irfana gark olur misüff O zerre ahzıyle Meydan-ı Huda ve erenler ruşen kılınır (Tanrı meydanı ve erenler aydınlanır). Ve amma hilafına (aksine) amel eyleyenler, uşbu nükdeyi fehm ü idrak kılmamışlardır. Of Çerağ-ı Pir, ze­vaya ve tekaya da dünü gün (gece ve gündüz) uyarık kOre-i kudsi-i Ehl-i beyt canibinde mevzu olur. lbdia-i esna-i merasimde (ilk törende) mürşiçl yediyle (aydınlatıcı eli ile) Horasan makamına nakfolunur. Ehl-i irfana pend (Bektaşile­re öğüt) ve güşuna (kulağına) mengOş (küpe) olmağ babında tastir olundu.

El-Fakir Derviş Hüseyin Bezm-i el- Ciridi Fi sene 1203 Kandıye"61

Çerağların Uyarılması

Çerağların uyarılması töreni şöyle olur: Aydınlatıcı (mürşid) çerağcıya hitaben:

- Kalk erenler ... Muhammed Ali ve On iki imam ve Hazret-i Pir Hünkar Hacı Bektaş Veli efendilerimizin erkanı gereğince bu canların çerağlarını uyar62 der. Çerağcı:

-"Allah eyvallah Şah'ım!" der ve bundan sonra postuna, yani olduğu yere ni­yaz ederek kalkar. Meydan ortasında boyun keserek Dar-ı Mansura geçer. Ya­lın ayak olduğu halde tığ-bendini beline bağlarken şu tercümanı okur:

- Şah'ın adıyla Allah Allah!

" "Bir hoş haber daha var, Tanrı' dan Yardım hele/ Yakıncacık zaferi müminlere müjdele".61 Ya Muhammed! Ya Ali! Medet ey Pir-i tarikat Hünkar Hacı Bektaş Veli! Muhammed'in güzelliği, Afi ile imam Hasan ve Hüseyn'in olgunluğuna Tanrı'dan yüksek sesle salat ve selam olsun. '11>-1 Bu sözlerden sonra aydınlatıcı

•1 Aktardığımız bu metnin baş tarafında şunlar yazılıdır:" Hüseyin Bezmf efendi büyükbabası nüs­hasından der-kenar kılındı".

•• 4 Numaralı Derviş Kara Abdal Erkanamesi, s.8'de: "Agah eyle"sözleri geçer.

•• Tırnak içindeki bu sözler 61. Saf Suresi 13. ayetinin sözleridir. Ayetin aslı aşağıdaki dipnotta su­nulmuştur .

.. Tercümanın aslı şöyledir: 118ism-i Şah! Allah Allah! "Nasrun min Al/ahi ve fethün karibün ve beş­şiri'l-mü'minfne"! Ya Muhammed! Ya Alil Medet ey pfr-i tarikat Hünkar Hacı Bektaş Veli! Ber cemal-i Muhammed, kemal-i imam Hasan ve imam Hüseyn, Afi-ra büfend-i salavat."

76 ---------------Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Vefi/ 2006-40

Page 26: TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01093/2006_40/2006_40_NOYANB.pdfsel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar" adlı çalışma Alevi-Bektaşi

- - -- Balım Sultan Erkannamesi Merkezli Geleneksel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örnegi: ikrar

yüksek sesle, canlar da daha alçak sesle "Hazret-i Muhammed Efendimiz ve onun yüce soyuna Allah'tan salat ve selam olsun"65 derler.66

Çerağcı gayret kuşağını (beline) doladıktan sonra eşiğe, Horasan postuna, dara ve aydınlatıcıya varıp makama niyaz eder. Aydınlatıcı (mürşid) da yanında ha­

zır bulunan delili67 ("Allah Muhammed Ali" diyerek üç.yerinden) öperek çerağ­

cnya verir. Çerağcı da aynı sözleri söyleyip üç kez öperek, yani niyaz ederek

delili alır. Mürşide niyaz ettikten sonra, kure (ocak) makamına gelip ocaktaki

ateşten, eğer ocak yanmıyorsa oradaki çerağ alevinden delili uyandırır.69

Yukarıda da sunduğum üzere; delilin nereden uyarılacağı ki Bektaşilikte buna I

"zerre almak" denilir; yani zerrenin hangi çerağdan al ınacağ ı hakkında çeşitli

açıklamalar vardır. Bu konuda Halife Ahmet Necmeddin Alpgüvenç Baba

Erenlere de yazarak sordum. Sormak zorunda idim; çünkü bu işin gerçeğini

araştırmakla yükümlü idim. Baba erenlerin açıklaması şöyledir: "Erenlerim, De­lil hakkındaki bilgim şöyledir: Taht-ı Muhammed All'nin önünde üç fitilli ve zeytinyağı ile yanan69 Kanuni evliya var ise zerre oradan alınır. Olmadığı tak­dirde Horasan postunda bulunan çerağdan alınır'.

Zerrenin Alınacağı Yer Konusundaki Ek Açıklamalar

Çerağcının delili nereden uyaracağı konusunda birkaç şekil gördüm.

Eskiden Pir Evi'nde hizmet görmüş kişiler; Ali Naci Baykal Dedebaba, Ekmek

Evi ve Meydan Evi'nde hizmet görmüş Rahmetli lbrahim Turan Baba; delilin

" Tırnak içindeki bu sözlerin aslı şöyledir: " Allahümme salli ala seyyidina Muhammed ve ala 51-i Muhammed''.

66 Asım Kıritoğlu Baba erenlere ait yazma erkan-namede şu satırlar yer a l mıştır:" Bu hizmetten son­ra çeragcı şu tercümanı okur: Bism-i Şah Allah Allah! Eyledim Oergah-ı Hakk'a niyaz/Kıldım erenler huzurunda namaz/ Ta idem Şah'ın çeragını ruşena/ Hem erenler dergehi bulsun ziya/ Ber-cemal-i Muhammed, kemal-i imam Hasan ve imam Hüseyn, Ali-ra bülend-i salavat" Bu ter­cümanın bir şekli de şöyledir: "Eyledim Dergah-ı Hakk'a niyaz/ Ka'be-i maksuda kıldım ben na­maz/ Ta idem Şah'ın çeragını rüşena/ Oergeh-i al-i aba bulsun ziya". Fakirdeki Yeşilova- Niyaz­lar Dergahı'na ait bir Erkan-namede (17 Nolu Erkan-name) şunlar yazı lıdır: " Çeragcı kalka, bi­lini baglaya, dar'a gele ve "Rabbena zalemna" (sözleri ile başlayan Saf Suresi 13 ayetini) okuya. Andan cümle erenler dahi razı olup "Hu!" diyeler. Çeragcı dahi orada niyaz idüp yürüye, delili ala. Ocak çeragından uyara".

" Öteki çerağları uyarmak (yakmak) işinde kullanılacak muma delil denfr. Eski dergahlarda derviş­ler bu mumu, incecik bir şekilde bir iplik çevresinde dondurarak hazırlarlardı. Son yıllarda sıra­dan bir mumla. çer:lğlar uyarılmaktad ı r .

.. 3 Nolu, Faiz Tuncer Baba'da bulunan erkan-namenin 24. Sayfasında : "Çerag taşı üzerinde uya­nık bulunan çeragdan delil uyandırılır" diye yazılmıştır. Çerağ taşı sözleri ile, kanun-İ evliya çe­rağı kast edilmiştir.

" Zeytinin yetişmediği ve zeytinyağının bulunmadığı Alevi köylerinde, o gün tığlanan hayvanın iç yağı ile yanan çerağdan uyarı lır (Ş. Keçeli).

Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli/ 2006-40 - - ------------- 77

Page 27: TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01093/2006_40/2006_40_NOYANB.pdfsel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar" adlı çalışma Alevi-Bektaşi

Bedri NOYAN------------------------

kGre (ocak) makamından uyarılacağını söylemişlerdir; fakat zaman içinde, ocak

bulunmayan meydan odalarında baba çerağından, kanun-ı evliya çerağından,

Horasan çerağından uyarılması şeklinde uygulanmıştır.

Bazı Erkan-namelerde de, örnek olarak fakirde bulunan birkaç Erkan-name ile,

Tire Horasanlı Ali Baba Dergahı'nda görevli Hasan Balım Baba' da bulunan es­

ki yazma bir erkanname ile daha sonra kopya edilmiş bir diğer nüsha Erkan­

namelerde de kGre makamından delilin uyarılacağı yazılmıştır.

Bazı Erkan-namelerde- ise, kanun çerağından, Baba çerağından zerre alınır di­

ye yazılmıştır. Bir iki Erkan-namede ise Horasan çerağından delil uyarılır diye

kayıtlar vardır.

Farklı anlatımlar, Pir Evi'nde yapılan çerağ uyandırma erkanı ile öte.ki dergah­

larda yürütülen erkanın farklı olmasından kaynaklanmaktadır. Fakirde bulunan

1203 H. ( 1788 M.) tarihli yazma bu konuya kısmen de olsa açıklık getirmek­

tedir:

Pir Evi'nde bulunan ocak (kGre)tan uyarılarak mürşit olacak kişiye verilen çe­

rağ, Horasan'dan gelen pir irfanını simgeler. Pir elinden alınan bu çerağ eski­

den, götürüldüğü dergahta, ocak yanında gece - gündüz yanar halde (uyanık)

bulunurdu. Mürşit meydana girince bunu oradan alıp, Horasan makamına ko­

yardı. Bazı dergahlarda ise bunu baba çerağı, bazılarında kanun-ı evliya çera­

ğı ve bazılarında da ocak makamı çerağı olarak koyarlardı. Çerağ uyarma töre­

ninde de delili kimisi Baba çerağından, kimisi kanun çerağ ı ndan, kimisi Hora­

san çerağından, kimisi de kGreden uyarırlardı. işte delilin çeşitli yerlerden uya­

rılması, çeşitli makamlardadaki çerağlardan zerre (ateş) a l ınmasının nedeni bu

olsa gerekir.

Bazı dergahlarda Baba çerağını Çerağ tahtının önüne koyarlar. Aslında Çerağ

tahtı ile baba erenlerin postu arasında, çerağ tahtının sağ tarafında, baba eren­

lerin sol tarafında bulundururlar. Ne ki sonuç birdir. Aslında bu törenin her yer­

de yukarıda açıkladığımız şekilde yapılması isteğimizdir.

Birçok dergahta Horasan postu bulunmamaktadır. Horasan postu bulunmayın­

ca Horasan çerağı da bulunmamaktadır. Horasan postu olanlar zerreyi bura­

dan, olmayanlar öteki makamlardan alarak çerağı uyarmışlardır.70

70 Bir köy aynü'l-cem'inde mürşidin delili kendi eliyle ve cebinden çıkardığı kibritle uyararak çe­rağcıya verdiğini duydum.

78 --------------Türk Kültürü ve /-lacı Bektaş Veli/ 2006-40

Page 28: TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01093/2006_40/2006_40_NOYANB.pdfsel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar" adlı çalışma Alevi-Bektaşi

- - - Balım Sultan Erkannamesi Merkezli Geleneksel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örnegi: ikrar

Pir Evi'nde Kırklar Meydanı' da meydan açıldığı zamanlarda, orada ocak bulun­

madığından nasıl hareket edildiğini, Sersem Ali Baba'nın /1 Yedi iklim car. köşe­yi dolandım" diye başlayan son dörtlüğünden de anlayabiliriz:

Sersem Ali der, Hudama dayandı

DelTlimiz Kırkbudak'tan uyandı o

Mevali olan bu renge boyandı

Pirim Hacı Bektaş Veli "Hü!" deyu.

Bu sözlerden, Kırklar Meydanı'nda Aynü'l-cem yapıldığında delilin, Kırkbudak

adı verilen büyük şamdandan uyarıldığını anlıyoruz. Deme~ ki herkes aydınla­

tı cısından farkl ı farklı görmüş. Öyle de gidiyor.

Cafer Sadık Bektaş Halifebaba armağanı eski bir Erkan-namede11 bu konuda

şunlar yazılmıştır: "Huzur-ı mürşidde oturduktan sonra niyaz edilerek del'i/i alup ve bir daha yalmz huzuruna niyaz idüp kal kup ocak kandilinin yanına va­nlacaktır. Def'i/ uyarılır iken okunacak tercüman: "Allah Allah .. Çerağ-ı NOr-ı Muhammed Ali' den doğup bu şems ile mah/ Fakr-ı fahrim/e alam destime Al­

lah eyvallah". Dar'a varup (Şu tercümanı) okur: "Şem'i tevfik-i hidayettir yü­zün/ SOret-i Hakk'tan işarettir yüzün/ Ehl-i Tevhide (Bektaşilere) beşarettir yü­

zün/ Hacc-ı ehrama ziyarettir yüzün/ Ber-cemal-i Muhammed kemal-i Şah Hü­seyn Ali-ra bülend-i salavat". Bir adım geri çekilerek ati (şu) tercüman okuna­caktır: "Allah! Dost! Aşıklar! Sadıklar! Uyamklar ayln-i cem' sakinanma aşk (ol­

sun)". Tahtın önüne gelüp okunacak tercüman:" Çerağ-ı evliya nOr-us-semavat/

Ki bu menzil dürür TOr-ı münacat/ Kaçan kim rOşen ola kıl niyazı/ Ver Muham­med Ali'ye candan salat. Ber-cemal-i imam Hasan ve Hüseyn Ali-ra bülend-i

salat''. Bundan sonra, çerağ uyandınlmağa başlamlup hem muharrer (yazılı) tercüman okunacak ve hem de çerağlar uyandırdacaktır. Tercüman: "Seyyid­üs-sadat. Muhibbln-id-sadat. Hülasa-i mevcudat. Şefi'-i yevm-ül-arasat. Alem­üs-sırr-ı v-el-hafiyyat. Muhammed Ali-ra bülend-i salavat".

"Tekmil olunduktan (tamamlandıktan) sonra bir adım geri çekilüp ati tercüma­nı okur:

"Çerağ-ı Muhammed Ali'den rOşen oldu KanOn-ı evliya/ Ehl-i fahre oldu bur­han-ı delfl-i rehnüma/ Vire/im candan salavat ez-derun-u bi-riy§/ ol Resai Mür­sel Ahmed hem Aliyye'l-Murtaza"

. " 65 Numaralı Erkan-name, Doç. Dr. Bedri Noyan Dedebaba Özel Kütüphanesi.

Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli / 2006-40 -------------- 79

Page 29: TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01093/2006_40/2006_40_NOYANB.pdfsel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar" adlı çalışma Alevi-Bektaşi

Bedri NOYAN- ----- - - ---- --------- ---

Ba'dehU dar'a gelüp ati tercümant okuyacaktır: "Çün çerag-ı fahr uyardık Dost Huda'nın aşkına/ Seyyidü'l-kevneyn-i hatemü'l-enbiyar:ıın aşkına/ Saki-i kevser Aliyye'l-Murtaza'nın aşkına/ Hem Hatice Fatıma hayrü'n-nisa'nın aşkına/ Şah Hasan, Şah'ım Hüseyn-i Kerbela'nın aşkına/ 01 /mam-ı etki ya Zeyne'f-aba'nın aşkına/ Hem Muhammed Bakır ol kim nesl-i pak-i Murteza/ Ca'ferü's-Sadık lmam-ı rehnüma'ntn aşkına/ MOsi-i Kazım lmam-ı ser-firaz-ı ehl-i Hak/ Hem Afi Musa-er- Rıza vü asfiya'nın aşkına/ Şah Taki vü ba-Nakl, Şah-ı Hasanü'l-Aske­rf/ Ol Muhammed Mehdi-i sahib-livanın aşkına/ On iki sadr-ı velayet Plşva'nın aşkına/ Çer-deh-i ma's.um-ı pak a/-i abanın aşkına/ Pirimiz Hünkar-ı Kutbü'l-ev­liya'nın aşkına/ Haşra dek yansın yakılsın bil/ah anın aşkına/ Ber-cema/-i Mu­hammed kemal-i Şah Hü5eyn Ali-ra bülend-i salavat".

Sonra dara varup durulacak. Baba hazretleri gülbengi çektiğinde niyaza iner iken, def// çerağı silkip itfa (yok etme- söndürme) idülür ve niyazdan ayağa kal­kup adabiyle delili Baba hazretlerine teslim iderken ati tercümanı okur: "Çerağ­' nOr-ı Muhammed rOşen olmuş ezeliden ezel'i/ Ayin-i cem' kaide-i evliya er­kan-ı Hünkar Hacı Bektaş Vel'i/ Kemal-i Şah Hasan Hüseyn'den envar-ı tecelli­yat cel'i/ Allah eyvallah, hava/et ya imam Rıza Hü Dost!" deyüp erkan üzre de­lili Baba hazretlerinin yedi (eli)ne teslim ile niyaz ettikten sonra, sair makama­ta dahi niyaz ederek darda şu tercüman okunacaktır: "Allah! Dost! Hazır, gaib, zahir, batın ay'in-i cem' erenlerinin gül cemal/erine aşk olsun! Deyüp cümleni­yaz ettikten sonra kalkup olduğ yerde ati tercüman okunacaktır: "Allah Allah! Hizmetimiz kabul eyle aya Şah/ Bi hakkı Murteza çün ali dergah/ Bercemal-i Muhammed Kemal-i Şah Hüseyn Ali-ra bülend-i salavat" Baba hazretleri gül­bengi çektikten sonra bir niyaz idüp çeki lüp postuna oturulacaktır"

Yakova Dergahı'nda aydınlatıcı, yanındaki taht-ı Muhammedi ile kendi arasın­da duran baba çerağını kendisi uyardıktan sonra, Horasan postu yanına koyu­yor. Zerre buradan alınıyor. Dergahın post-nişini olan Kazım Bakali Baba; "as­lında bizim dergahımızda Horasan postu (yoktur. Şimdi bu postun bulunması­nın nedeni) nazarlarımın buraya teşrif etmesidir. Dede baba olarak siz teşrif et­tiğiniz (onur verdiğiniz) için, (canlar) görsünler diye koyuyorum. Baba çerağını uyarıp dergahtaki küre makamının yerine koymalı. Görüyorsunuz bizim der­gahta kOre makamı da yoktur" demişti. Gerçekten de Rumeli(Balkanlar) der­gahlarının neredeyse tamamında Horasan postu bulunmamaktadır. Fakire göre bu uygulama yanlıştır.

Kazım Bakali Halife Baba ise, "Pir Evi'nden dergah babası olarak kişiye verilen çerağın ocak makamından, yani kOreden alınan zerre ile uyarılmış ve bu oca­ğın nurunun onlara verilmiş olduğunu, onların da bu çerağı kendilerine baba

80 --------------Türk Kültürü ve Hacı Bekıaş Veli/ 2006-40

Page 30: TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01093/2006_40/2006_40_NOYANB.pdfsel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar" adlı çalışma Alevi-Bektaşi

---- Balını Sultan Erkannamesi Merkezli Gelenekse/ Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel ômegi: ikrar

çerağı yaptık/armı 11 söylemişti. Aydınlatıcı(mürşit) meydan odasına ilk girişin­de Horasan çerağını ve kendi baba çerağını, baba çerağından veya Horasan çe­rağından zerre alınacağını da sözlerine eklemişti.

J. K. Birge 11 Çerağcının delili kanun çerağından uyardığını" yazmaktadır.12

o

Faiz Tuncer Baba'dan alınan Erkan-name bu konuda şu açıklamaları yazmak-tadır: "Huzur-ı mürşide oturdukta niyaz edilerek de/ff i alup ve bir dahi huzuru­na niyaz edüp kalkup ocak kandilinin yanına varulup de/fi uyarılırken şu tercü­man okunur: "Allah Allah! Çerağ-ı nOr-ı Muhammed Ali' den doğupdur şems ile mah .... i/h". Bu açıklamadan anlaşılacağı üzere, delil kGre (9cak) makamından uyarılmaktadır.n

Denizlili Şeref Küçüker Baba erenlerimizin armağanı olan yazmada/' Meydan­cı ve Rehberin Görevleri başlıklı bölümde şu açıklamalar yer almıştır: "Ocak çerağından de/fi uyarılırken" Bism-i Şah! Allah Allah! Hakk Nur-ı Muhammed Ali'den doğupdur şems ile mah. .. Fakir bir zerre alam destOr Allah eyvallah .. Hava/et ya Şah-ı merdan Afif Ber-cemal-i Muhammed, kemal-i imam Hasan ve imam Hüseyn, Ali-ra bülend-i salavat ... diye postun ucunda ... "

Yine Tire Dergahı Postnişini Hasan Balım Baba'ya ait yazma Erkan-name şu açıklamaları yapmaktadır: " ..... Mürşid dahi taht köşesinde bulunan delfli afur, sağ yedine teslim eder. Ba'dehu çerağCI kalkar, meydana girilmezden evvel mürşld tarafından uyarılmış ve makama konulmuş olan kandilden (ki ocak çe­rağı) it/ak olunur, andan de/fi uyarmadan evvel bu tercümanı okur .... ilh ..... ".

Hilmi Pekkan erenlerimizin fakire sundukları, Ahmet Cevdet Aşki Şimşir Baba erenlerin kendi el yazıları ile yazılan Erkan-namede/5 zerrenin kGre çerağından uyarılacağı yazılmıştır; fakat sonradan boyalı bir kalemle kure sözcüğü çizilmiş ve üst kısmına Horasan sözcüğü yazılmıştır.

Görülüyor ki ocak makamı esastır. Ocak; çiğleri pişi rici, hamları olgunlaştırı­cı makamdır

Bu açıklamalardan sonra "Çerağ Uyarma Erkanı"na devam edelim: ..

Çerağcı delili uyarınca geri geri çekilip dara varır. Yüzünü flydınlatıcıya doğru tutmuş (döndürmüş) ve sağ elindeki uyarılmış (yakılmış) delili göğsü önünde tu-

12 J. K. Birge, The Bektashi Orden Of Dervishes, s. 185 " Faiz Tuncer Baba Armağanı, 25 Nolu Erkan-name, s. 11. Doç. Dr. Bedri Noyan Dedebaba Özel

Kütüphanesi. ,. 27 Nolu Erkan-name, Y: 8/b.

" 22 Nolu Eridin-name, Doç. Dr. Bedri Noyan Dedebaba Özel Kütüphanesi.

Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli/ 2006-40 --------------- 81

Page 31: TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01093/2006_40/2006_40_NOYANB.pdfsel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar" adlı çalışma Alevi-Bektaşi

Bedri NOYAN----------------- ------- -

tarak sağ eli üstte, sağ ayak başparmağı sol ayak başparmağı üzerine gelmiş, başı hafif öne eğik olarak dururken şu tercümanı okur:

Doğru yola gidişin ışığındadı r yüzün Hakk'a benzer suretin yapısındadır yüzün

Birlik yolcularına sevinç vermededir yüzün Ehram giymiş te Hacc'a yönelmededir yüzün

Boyun eğmiş kişiler kıblesidir de yüzün Tüm Kur'an'ın kısalmış hecesidir de yüzün

Hep başlangıç , hem de ):ıir sondur sanki yüzün Hem başsız, hem de sonsuz haldedir şimdi yüzün.

Muhammed'in güzelliği, Ali ile imam Hasan ve Hüseyin'in olgunluğuna; Tan­rı'dan yüksek sesle salat ve selam olsun.

Aydınlatıcı yüksek, meydanda bulunan canlar ise alçak sesle ve hep birlikte: "Efendimiz Muhammed ve onun yüce soyuna Tann'dan salat ve selam olsun" derler.

Bu tercümanın aslı şöyledir: "Şem'-i tevfik-i hidayettir yüzün/ SOret-i Hakk'tan işarettir yüzün/ Ehl-i tevhide başarettir yüzün/ Hace ü Ehram ü ziyarettir yüzün / Kıble-i erbab-ı ta'attir yüzün/ Magz-ı Kur'an'dan ibarettir yüzün/ Bi-bidayet, bl-nihayettir yüzün. Ber cemal-i Muhammed, kemal-i imam Hasan ve imam Hüseyn Ali-ra bülende salavat. .. "

Mürşit (aydınlatıcı) yüksek sesle salavat getirir, Aynü'l-cem erenleri de daha ya­

vaş sesle salavat getirirler. Çerağcı iki adım çekilerek şu tercümanı okur: "Bism-i Şah! Allah Allah! Allah! Dost! Hakk! HO! Yanıklar, uyanıklar, erenler, aşıklar, sadıklar, hazıran-ı aynü'l-cem' ve sakinan-ı Aşk! Ber-cemal-i Muhammed ke­mal-i imam Hasan ve Hüseyn Ali-ra bülend-i salavat."

Bu Tercümanla ilgili Ek Açıklamalar

Yukarıdaki tercümana fütüvvet-namelerde de raslanmaktadır. Bu tercüman(ha­yırlı) Seyyid İmadeddin Nesimi'ye ait bir tuyuğdur.76 Bu tuyuğ Nesimi Diva­nı'nda şöyledir:

" Tuyuğ: Failatün, Failiitün Faili.it ölçüsü ile yazı l an iki dizelik şii rl erdir. Sibirya Türkleri bu sözcü­ğü; kapalı, gizli, gizlenen söz anlamında kullanmaktadırlar. Bu günün Türkçesinde gizlice kaç­mak anlamına gelen tüymek sözcüğünün, tuyuğ sözcüğünden türemiş olduğu olasılığı bulun­maktadır. Köprülü-zade Fuat (Fuat Köprülü) bu konuda şunları yazmıştı: Kelime; ima etmek, ci­nas medlülleri bulunduğu için cinaslı bir mani'ye Türk Halk edebiyatında tuyuğ adı veriliyordu.

Ayrıntılı bilgi için bakınız: Köprülü-zade Fuat, Türkiyat Mecmiası, Devlet matbaası, lstanbul 1928, C.2g, s.229

82 - ---------- ----Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli/ 2006-40

Page 32: TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01093/2006_40/2006_40_NOYANB.pdfsel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar" adlı çalışma Alevi-Bektaşi

---- Balım Sultan Erkannamesi Merkezli Gelenekse/ Bektaşilige Ait Bir Ritüel Ômegi: ikrar

Şem'i tevfik-i hidayettir yüzün

SOret-i Hakk'tan kinayettir yüzün.

Si-bidayet bi-nihayettir yüzün

Hem nihayet, hem bidayettir yüzün.

***

Aşıka iman ile dindir yüzün

Bir adı büthane-i Çin'dir yüzün

Ebced-i "Taha" vü "Yas/n"dir yüzün

Arş u Kürsi, TOr-ı sinlndir yüzün

* * * Aşıkın Beytü'l-haramıdır yüzün

Arifin darü's-selamıdır yüzün.

Ehl-i imanın imamıdır yüzün

Dünya vü ukba tamamıdır yüzün.

* * * Kıble-i erbab-ı ta'attır yüzün

Nüsha-i işarat-ı sa.aktır yüzün

Sani-i sun'-ı sana'attır yüzün

Gör nice yevm-i şefa'attır yüzün

* * * "Ve'd-duha"nın afitabıdır yüzün

Cami'ü'l-hüsnün kitabıdır yüzün

Mahşer'in yevmi'l-nisabıdır yüzün

Cennetin şem' ü şerabıdır yüzün

o

Divanda birkaç beyit daha vardır; fakat buraya hepsini almakta yarar görmüyo­

rum. Görülüyor ki 'çerağ tercümanı'nın tamamı, Nesirni'ye ait tuyuğlardan be­

yitler hatta tek dizeler şeklinde alınmış ve tercümana bu s0n şekil verilmiştir.

Ahmet Cevdet Aşki Şimşir Baba Erenler'in Erkan-namesinden bu tercüman,

Nesimi'nin tuyuğlarından alınmış dizeler ile bunlardan başka bazı dillerle uzun

bir şekilde yazılmıştır. Buraya onu da alarak ek açıklamalarıma son veriyorum:

·" 22 Nolu Erkan-name, Doç. Dr. Bedri Noyan Dedebaba Özel Kütüphanesi,

Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli/ 2006-40 --------------- 83

Page 33: TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01093/2006_40/2006_40_NOYANB.pdfsel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar" adlı çalışma Alevi-Bektaşi

Bedri NOYAN--- ---- ---- ------- ---- ----

Bism-i Şah ! Allah Allah! Şem'- i tevflk-i hidayettir yüzün. SOret-i Hakk'tan ibarettir yüzün Ehl-i tevhide beşarettir yüzün Mağz-ı Kur'an'dan ibarettir yüzün71

* * * Bl-nihayet, bl-bidayettir yüzün Hem nihayet, hem bidayettir yüzün Hace ü ehram ü ziyarettir yüzün Kıble-i erbab-ı ta' attır yüzün

* * * Cümle eşyaden ibarettir yüzün Nüsha-i işrat-ı sa'attir yüzün. Sani' -i sun' -t sana' atti r yüzün Gör nice yevm-i şefa' attir yüzün

* * * Fazl- ı Hakk' ın cavidanıdır yüzün Ehl-i irfana ma'anidir yüzün. Talib-i Hakk şem'-i şanıdır yüzün. Si- vü- du79 remz-i nişanıdı r yüzün.

* * * Bağ-ı cennet erguvanıdır yüzün Mushaf-ı Hakk'ın beyan ıdır yüzün Ehl-i imanın imamıdır yüzün Dört kitabın asumanıdır yüzün

* * * "Ayet-i sebe'l-mesa'ni"dir yüzün Dünye vü ukba tamamıdır yüzün Aşıkın beytü'l-haramıdır yüzün Arifin darü's-selamıdır yüzün

Ber-cemal-i zat-ı pak-i Al-i aba salavat... ..

11 Bu dize şu şekilde idi ve Fakir Kut'an sözcüğünü Kur'an olarak düzeltti: "Mağz-ı Kut'andan iba­rettir yüzün".

" Si- vü- dO harfleri, babaerenlerin Hurufi inancında olduğunu açıkça belli etmektedir. Fazı, Hu­rufiliğin mucidi olan kişinin adıdır. Nesimi de aynı okula mensup bir insandır. Cavidan ise Fazl'ın ünlü yapıtının adıdır. Si- vü- dO Farsçada otuz iki demektir. Yirmi sekiz Arap harfine Fars­çada bulunan Pa, ça, ja, ga harflerinin eklenmesiyle elde edilen sayıdır.

84 --- ------------ Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli/ 2006-40

Page 34: TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01093/2006_40/2006_40_NOYANB.pdfsel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar" adlı çalışma Alevi-Bektaşi

---- Balım Sultan Erkannamesi Merkezli Geleneksel Bektaşi/iğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar

Çerağcı usulü ile yürüyerek80çerağ tahtı önüne gelir, şu tercümanı okur: "Şah'ın

adıyla Allah Allah! Ermişlerin çerağı gökyüzlerinin nuru/ Bu duraktır istekler ya/varışların Tur'u-'/ Bunlar ışık/anınca sen de secdeye kapan/ Ver Muhammed

Ali'ye candan salavat heman. Muhammed'in güzelliği, Ali ile imam Hasan ve Hüseyin'in olgunluğuna Tanrı'dan yüksek sesle salat ve selam olsun!"

Bu tercümanı n as l ı şöyledir: /1 Bism-i Şah Allah Allah! Çerağ-ı evliya, nOru's-se­mavat/ Ki bu menzildir ol TOr-ı münacat/ Kaçan kim rıJşen oldu k!I niyazı/ Ver

Muhammed Ali'ye candan salavat! Ber-cemal-i Muhammed Kemal-i imam Ha-

san ....... i/h. 1181

Çerağcı yukarıda yer alan tercümanı söyledikten sonra, üç mumla kanun-ı ev­

liya çerağını uyarırken (yakarken) şu tercümanı okur: " Şah'ın adıyla Allah Al­lah! Çerağınız ışık şaça! Dervişler öğüne! ünü yüce kişiler demi ola! Pirimiz

Horasan Piri yardımcımız ola! Meydanımız açıla! Muhammed' in güzelleği, Ali ile imam Hasan ve Hüseyin'in olgunluğuna Tanrı'dan yüksek sesle salat ve se­

lam olsun"83 [Baba yüksek sesle, ayi n-i cem erenleri de biraz alçak sesle: /1 Efen­d;miz Muhammed ve onun yüce soyuna Tanrı' dan yüksek sesle salat ve selam

olsun"]''

Bu tercümanın Osmanlıca aslı şöyledir: "Bism-i Şah! Allah Allah! Çerağ-ı ru­

şen, fahr-i dervlşan, dem-i al/şan, himmet~i plran, Plr-i Horasan, küşad-ı mey­dan! Ber-cemal-i Muhammed kemal-i imam Hasan ve Hüseyn Ali-ra bülend-i

salavat."

00 Üzülerek söyleyelim, "usulü ile yürüme"nin nasıl olacağı açıklanmamıştır. Fakire göre ayakları mühürleyerek (yani sol ayak başparmağının üzerine, sağ ayak başparmağını getirerek) yürümeyi kasdetmiştir. (Ş. Keçeli).

•• Tıir: Bu sözcük Türkçede dolanma anlamına gelir. Bu tercümanda dolanma anlamına kullanıl­mamıştır. Tur Dagı ifade edilmek istenmiştir. Çalab, Hz. Musa ile Tur-ı sina'da söyleşmiş ve Mu­sa'ya kendi nuru (ışığı)nu göste.rmiştir. Tur-ı Sina bu nura dayanamayarak parçalanmıştır. (Ş. Ke­çeli)

., "ÇerajJ-ı evliya• diye başlayan bu tercümanın üçüncü dizesi bazı Erkanamelerde "rüşen ola" ya da "rOşen olsa" şeklinde yazılmıştır. Bazı Erkan-namelerde dördüncü dizede "var" sözcüğü'yok­tur. Bir yazmada şöylesine rasladım: "Kanun-ı evliya nOrü's-semavat/ Şeksiz bu menzildir Tur-ı münacat/ Kaçan rOşen olur niyaz edip ver, Muhammed Ali'ye candan salavat. Ber-cemal-i Mu­hammed ... " Vezin ve şekil bakımından düzgün görünen bu şekil daha güzeldir. Böyle söylen­mesini öneririm.

0 Bu tercümanın aslı şuduru: "Bism-i Şah Allah Allah! ÇerajJ-ı rOşen! Fahr-i dervlşan! Dem-i a/i­şan! Himmet-i pfran! Pir-i Horasan! Küşad-ı meydan! Ber-cemal-i Muhammed, kemal-i imam Hasan ve Hüseyn Ali-ra büfend-i salavat".

"' Tırnak içindeki bu sözlerin Arapçası şöyledir: "Allahümme salfi ala seyyidina Muhammed ve ala ali Muhammed' dir. (Ş. Keçeli)

Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Vefi/ 2006-40 - --- - ------ - ---- 85

Page 35: TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01093/2006_40/2006_40_NOYANB.pdfsel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar" adlı çalışma Alevi-Bektaşi

Bedri NOYAN-------------- -----------

Bu Kısmın Ek Açıklamaları

Bazı Erkan-namelerde, kanun-ı evliya çerağını uyardıktan sonra çerağcının şu tercümanı okuduğu yazılıdır: "Bism-i Şah ! Allah Allah! ROşen oldu çün ki ka­nOn-ı çeralJ-ı evliya/ Ehl-i fakre oldu burhan ü de/// ü rehnüm§/ Vire/im candan

salavat ez derOn-ı bl-riya/ Ol Rasul-i Ahmed- Muhtar Ali-yyel- Murteza. Ber­cemal-i Muhammed, kemal-i imam ..... .ilh ..... "

Yeşilova ilçesi Niyazlar (Yaprakyazı) Köyü Dergahı Erkan-namesi'nde de bu tercüman vardır; fakat tercümanın son dizesinde "Ol ResOl-i Ahmed-i Mürsel" sözleri geçmektedir. Kitaplığımda bulunan Erkan adlı Yazma•5 ekinde var olan

Erkan-namede ise "Ol Rasul-i Muhtar Ahmed" sözleri geçmektedir.86

Bazı Erkan-namelerde ikinci dizenin başındaki 0 ehl-i fakre" bölümü ;,ehl-i fah­

re" şeklindedir.

Bektaşi ozanları antolojilerinde de bulunan ve Hazret-i Pir Hacı Bektaş Veli'ye güzelleme olarak yazılmış olan Kanberi'ye ait bir nefes vardır. Bu nefes fakirde

bulunan birkaç yazmada da kayıtlıdır.87 "Ey şeh-i mülk-i vilayet! V-ey Hakk'ın kudret elif" diye başlayan bu nefesin bu güne değin, başka bir yerde yayınlan­mayan altılısın ı buraya a l ıyorum88 :

Allah Allah! rOşen oldu çün çerağ-ı evliya Ehl-i Hakk'a oldu burhan, hem delTl-i reh-nüma

Vireyim candan selamı ez derOn-ı bl-riya

Ber- cemal-i Ahmed-i Mürsel Ali-yyel- Murteza

Esselam ey hadl-i rah-ı Hüda nesl-i Alil

Esselam ey Kutb-ı alem Hacı Bektaş Veli89

Çerağcı bundan sonra istekli (talib)lerin çerağlarını uyaracaktır . Bu uyarma şöyle yapılır:

Çerağcı, çerağ tahtını n en üst ve en gerideki sırasındaki mumların aydınlatıcı (mürşit)dan yana olanından, yani kendisinin sol tarafına gelen mumdan başla­

yarak bir sol taraftakini, bir sağ taraftakini uyandıra uyandıra yukarıdan aşağı­ya doğru bütün çerağları tamamlarken bir yandan da şu tercümanı okur:

81 Erkan adlı Yazma, Doç. Dr. Bedri Noyan Dedebaba Özel Kütüphanesi, s.2. 16 25 Nolu Erkan-name, Doç. Dr. Bedri Noyan Dedebaba Özel Kütüphanesi.

" Örneğin 239 Numaralı Yazma, s.155, Doç. Dr. Bedri Noyan Özel Kütüphanesi.

" Nefesin tümü için ayrıca bakınız: Sadettin Nüzhet Ergun, Bektaşi Şairleri ve Nefesleri, C.1, s.79.

" Yukarıdaki dörtlü Çerağ uyarma erkanında okunan tercümanlara çok benzemektedir.

86 ----- --------- - Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli/ 2006-40

Page 36: TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01093/2006_40/2006_40_NOYANB.pdfsel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar" adlı çalışma Alevi-Bektaşi

---- Balım Sul"1n Erkannamesi Merkezli Geleneksel Bekıaşilige Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar

11 Bism-i Şah! Allah Allah! Seyy/d-i Sadat° ! Muhibb-i Sadat! Hülasa-i mevcüdat,

şefl-i yevmi1l-arasat1 alim-üs- sırr-ı v-el-hafiyyat! Muhammed Mustafa-ra sala­

vat... Ber-cemal-i Muhammed, kemal-i İmam Hasan, İmam Hüseyn, Ali-ra bü­

lend-i salavat. .. '"' (herkes salavat getirir) o

Çerağcı taht üzerindeki çerağlar tamamlanıncaya değin bu tercüman ı tekrar

tekrar okur.92

Not : 2 Bazı Erkan-name nüshalarında "çerağ-ı evliya" diye başlayan tercüma­

nı kanun çerağı uyarılmadan önce değil de; taliplerin çerağını da uyardıktan

sonra, çerağ tahtının sol yanında (birazcık gerisinde) durarak okumak gerektiği

yazılmıştır.

Bazı Erkan-namelerde de taliplerin çerağları uyarıldıktan sonra, çerağ tahtının

sol yanında (birazcık gerisinde) durarak okumak gerektiği yazılıdır. Okunacak

tercüman şöyledir:" Bism-i Şah, Allah Allah!/ Ruşen oldu çün çerağlar ber-ka­

nön-ı evliya/ Ehl-i fakre oldu burhan bu de/11-i rehnüm§/ Verelim candan sala­

vat ez derön-u bl-riy§/ Ber-cemal-i Ahmed-i mürsel, Ali-yyel-Murtaz§/ Ber-ce-

mal-i Muhammed, kemal-i İmam Hasan ...... vb"

Not:3 Çerağ Tahtı Pir Evi'nde dedebabanın solundadır. Dedebaba postuna otu­

runca, sağ tarafında ocak vardır. Çerağ t~htı ile ocak arasında başka post ol­

maz; fakat Rumeli (Balkanlar) dergahlarında ve Amerika Birleşik Devletleri

Michigan-Taylor'daki Bektaşi dergahlarında ise, çerağ tahtı (çıraklık) aydınlatı­cı (mürşit)nın sağ tarafındadır.

Horasan postu olan yerde baba çerağı olmaz; yalnız dedebaba makamında Ho­

rasan postu, çerağı ve kanun-ı evliya çerağı olur. Dedebaba olmayan yerlerde

tahtın baba postu tarafına ayrıca 'baba çerağı' konur. Dedebaba aynü'l-cem ya­

parsa bu çerağı Horasan postuna koyar. Pir Evi'nde ve dedebaba olan yerlerde

taht-ı Muhammedi aydınlatıcının solunda durur. Anadolu dergah larında d·a bu

tarafta durur. Rumeli'nde Şemiml Baba ve Asım Baba Dergahları'nda Horasan

'° Seyyid: Bir kavmin ulu kişisi, Hz. Peygamber soyundan olan kimse. Bu sözcüğün çoğulu sade, çoğulunun çoğu l u sadat olup bizde bu kullanıl ır. Hulasa: Bir nesnenin özü, ası l cevheri. Arasat: Sözcük anlamı arsalar demektir. Burada mahşer yeri anlamında kullanılmıştır.

'' Bu tercümanı bu günün diline şu şekilde çeviririz: " Şah'ın adıyla, Allah Allah! Yalvaç soyunun ulularının ulusu! Yalvaç soyundan kişileri sevenler! Ey var olanların özü! Mahşer gününün yar­dımcısı! Gizli sırları bilen! Efendimiz Muhammed ve onun yüce soyuna Tanrı'dan yüksek sesle salat ve selam olsun

." .21 Numaralı Erkan-name, s.117 de de bu şekilde yazılm ı ştır.

Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli/ 2006-40 ------- -------- 87

Page 37: TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01093/2006_40/2006_40_NOYANB.pdfsel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar" adlı çalışma Alevi-Bektaşi

Bedri NOYAN------- ---- ------------ -

Postu bulunmadığını, sadece Mercan Dergahı'nda olduğunu Yakova'da Kazım

Bakali Baba da fakire söylemişti. Horasan postu olmayan yerde kOre de olmaz. "Arnavutluk'ta yalnız Mercan Dergahi'nda kare bulunduğunı.I' yine Kazım Ba­

kali Baba'dan duymuştum; Yakova'daki dergahta da kOre makamı yoktu. Rah­metli Fehmi Ereeli Baba erenlerimizden dinlediğimize göre; lstip Kır Tekke­

si'nde de çerağ tahtı Baba postunun sağ tarafında olup ayrıca kOre çerağı olma­

dığı gibi, ocak da yok imiş.

Not: 4 Talip çerağı derJilen on iki (çoğunlukla on bir) mum ile; cesaret, özve­

ri, sadakat, feragat, cömertlik, yiğitl ik, vatan sevgisi, saygı ve şefkat, çalışkanl ı k, hoşgörürlük, onur, alçak gönüllülük sembolize edilir. Bir insanın bu duygu ve

niteliklerini uyandırmayı temsil eder.

Kanun-ı evliya çerağı denilen üç fiti l li ya da mumlu olan bu çerağ ise, Allah­

Muhammed-Ali'yi ve tümü bir arada olarak Hacı Bektaş Veli'yi temsil eder. Ay­nı zamanda, tasavvufi bir görüşün ifadesi olarak; aşk- aşık- maşuk birliğini sem­

bolize eder. isteklinin bu konuda gözünü açar, ona ışık tutar, onun gönlünü ay­dınlatır.

Çerağcı bundan sonra Horasan postu yanına gider. Oradaki çerağı aydınlatıcı,

meydan odasına girerken uyarmıştır. Çerağcı orada şu tercümanı okur:

"Bism-i Şah..Allah Allah!/ Çerağ-ı nOr-ı Muhammed Afil Ruşen olmuş ezel/den ezel/! Aynü'l-cem' o/ub, kanOn-ı evliya. Kaide-i Hünkar Hacı Bektaş Ve/fi imam Hasan ve imam Hüseyn'den oldu envar-ı tecelliyat ce/fl Ber-cemal-i Muham­med, kemal-i imam Hasan, imam Hüseyn, Ali-ra bülend-i salavat!" Herkes sa­

lavat getirir.

Bu tercümanın arı dille sözleri şöyledir: "Bu Muhammed Ali'nin nurunun çera­ğıdır /Bu nur ebed ışığının bağıdır./ Bunda ermişler sırrı, Bektaş Veli erkanı/ Cümle imamlar nuru bundan tuttu cihanı. Muhammed'in güzelliği, Ali ile imam Hasan ve Hüseyin'in olgunluğuna ..... 11

Ek Açıklamalar

Not 1:

Çeşitli Erkan-namelerde bu tercümanın herhangi bir dizesi değişik olarak görül­

mektedir. Bu değişiklikleri aşağıda sunuyorum:

1. Dize: "Çün çerağ-ı fahr uyardık Hüda'nın aşkına." Bir başka nüshada; "Çün çerağ-ı fahri yandırdık Hüda'nın aşkına". Bir başka nüshada ise; "Çün çerağ-ı fahr uyardık dost Hüda'nın aşkına".

88 -------- ------Türk Külıürü ve Hacı Bektaş Veli/ 2006-40

Page 38: TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01093/2006_40/2006_40_NOYANB.pdfsel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar" adlı çalışma Alevi-Bektaşi

--- - Balını Sultan Erkannanıesi Merkezli Geleneksel Bektaşilige Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar

2. Dize: "Dü cihan fahr-i Muhammed Mustafa'nın aşkına". 11 75 Hicri tarihli

yazmada; "Ahmed-i Mürsel Muhammed Mustafa'nın aşkına".

5. Dize: "Hem Hasan, şah-ı şehld-i Kerl)ela'nın aşkına". Bir başka nüshada93"

Şah Hasan zehr-i nOş, Hüseyn-i Kerbela'nın aşkına". Bir başka nüshada: "Şah

Hasan sem-nOş, Hüseyn-i Kerbela'nın aşkına". ..

6- Dize: "On iki Burc-ı vilayet Pişiva'nın aşkına"94 , 7. Dize: 11 Hakk Muhammed hanedan-ı Al-i aba'nın aşkına".

8. Dize: "Pirimiz Hünkar-ı Kutbü'l-evliya'nın aşkına".95

9. Dize: " Haşre dek yansun yıkı/sun bil/ah anın aşkına" ve "Haşredek yanan yakılan bil/ah anın aşkına".

Bir başka yazmada şöyledir: "Çün çerağ-ı fahr uyandırdık Hüda'nın aşkına/ Ah­med-i Mürsel Muhammed Mustafa'nın aşkına/ Esedullahi'/-galib Aliyye'l-Mur­taza'nın aşkına/ Hem Hatice, Fatıma hayrü'n-nisanın aşkına/ Şah Hasan sem­nOş, Hüseyn-i Kerbe/a'nın aşkına" devamı yukarıdaki tercüman gibidir.

Bazı nüshalarda son beyit şöyledir: "Hazret-i Hünkar-ı Kutbu'l-evliyanın aşkı­na/Dem-be-dem yansun yakulsun bil/ah anın aşkına" ve yine bazı nüshalarda

son dizedeki " dem-be-dem" bölümü 11 Haşredek" olarak kay ı tlıd ı r.

Not 2:

Bazı Erkan-namelerde bu tercümanın düvaz şekline; yani On iki imam Haze­

ratı'nın adlarının tamamı yazılarak düzenlenmiş şekiline raslanmaktadır. Bura­

ya bu şekli de alıyorum:

Bism-i Şah Allah A llah!

Çün çerağ-ı fahr uyandırdık Hüda'nın aşkına

SeyyTdi'l-kevneyn Muhammed Mustafa'n ın aşkına

Saki-i kevser Aliyye'l-Murtaza'nın aşkına

Hem Hatice, Fatıma hayrü'n-nisanın aşkına

Şah Hasan hulku'r-Rıza vü Şah Hüseyn-i Kerbela

Ol imamü'l-etkiya Zeyne'l-aba'nın aşkına

u 11 75 Tarihli Risale, Doç. Dr. Bedri Noyan Dedebaba Özel Kütüphanesi, s.185. ,, 22 Nolu Erkan-name, Doç. Dr. Bedri Noyan Dedebaba Özel Kütüphanesi. n 2,4,6 nolu Erkan-nameler, Doç. Dr. Bedri Noyan Dedebaba Özel Kütüphanesi.

Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli/ 2006-40 ------ - -------- 89

Page 39: TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01093/2006_40/2006_40_NOYANB.pdfsel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar" adlı çalışma Alevi-Bektaşi

Bedri NOYAN----- --------- ------ -----

Hem Muhammed Bakır ol kim nesl-i pak-ı Murtaza

Ca'ferü's-Sadık imam-ı reh reh-nümanın aşkına

Musi-i Kazım imam ser-firaz-ı ehl-i Hakk

Hem Ali Musa- er- Rıza ol asfiya'nın aşkına

Şah Taki vü ba-Naki vü hem Hasanü'l-Askerl

Ol Muhammed Mehdi-i sah'ib-Liva'nın aşkına

Pirimiz Hünkarımız Bektaş Veli'nin aşkına

Haşredek yanan, yakılan aşıkanın aşkına

Ber-cemal-i Muhammed, kemal-i ...... vb.96

Ek Açıklamalar:

Ek 1: Salih Erkan-namesi'nde (s.23), Dört Numaralı Erkan-name' de, Derviş Ca­

vid Karaabdal Erkan-namesi'nde (s.12), Altı Numaralı Erkan adlı yazma yapıtta

(s.87), M. Tevfik Oytan'ait Bektaşiliğin Dibi Köşesi Astarı adlı kitapta (c.1,

s.172), yukarıdaki tercümanın değişik şekillerini görmek olanaklıdır. Son dize­

nin son bölümü ise bazı nüshalarda" Aşıkanın aşkına" ya da "bil/ah anlar aşkı­na"şekillerinde yazılmıştır.

Ek:2 Muhterem aydınlatıcım(mürşidim) Ali Naci Baykal Dedebaba erenlerim­

den fakire armağan edilen 300 sayfalık yazmanın içinde yer alan Erkan-name­

de, çerağcının çerağ tahtı üzerindeki mumları uyandırdıktan sonra, geriye çe­

kilerek kapıya geçip bu tercümanı okuduğu yazılmıştır. Fakir hemen yukarıda

bu tercümanı vermiştim . "Ruşen oldu"diye başlayan bu tercüman, bu yazma­

da şu şekildedir: "Bism-i Şah Allah Allah/ Ruşen oldu çün çerağ-ı kanön-ı evli­yw Ehl-i fahre oldu burhan, hem delil-i reh-nümw Verelim candan salavat ez­derön-ı bi-riyw Ol Resul-i Ahmed-i Muhtar, Ali-yye/- Murtazw Ber-cemal-i Mu­hammed ... ".

Bir başka nüshada

Bu tercümanın birinci ve dördüncü dizeleri şu şekildedir: "Ruşen oldu çun ki kanön-ı çerağ-ı evliya". "Cül-cemal-i Ahmed-i Mürsel, Ali-yyel- Murtaza". Fa­

kire göre tercümanın bu şekli aruz veznine daha uygundur.

94 Bahrı Baba Evlad ı Karahisar-ı Hüseyin Zati Yazmasından Kopyalanmış Nüsha, s. 83 Aynı şekilde yazılmış bir başka nüshadaki tercümanın son beyti de şöyledir: N Hazret-i Hünkar-ı Kutb-ül evliyanın aşkına/ Haşredek yansun yıkı/sun aşıkanın aşkınaN.

90 ------ ---------Türk Kü/Wrü ve Hacı Bektaş Veli/ 2006-40

Page 40: TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01093/2006_40/2006_40_NOYANB.pdfsel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar" adlı çalışma Alevi-Bektaşi

---- Balım Sultan Erkannamesi Merkezli Geleneksel Bektaşilige Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar

Ek: 3 Nuri Efendi armağanı Erkan-namede97 ise bu tercüman şu şeki lde yazıl­

mıştır : "Ruşen oldu çün95 çerağlar ber- kanun-ı evliya/ Ehl-i fahre burhan oldu hem del'il-i reh-nüm§/ Verelim candan sa/ati ez- derun-ı bl-riy§/ Gül cemal-i Ahmed-i mürsel, Aliyye'l-Murtaza".

Ek: 4 Bazı yazmalarda Kanberi'ye ait "Ey şeh-i mülkri vilayet! Ve'y Hakk'ın

kudret eli" diye başlayan altılı nutukda aşağıda yer alan bölüm bulunmaktadır. Bu sözler çerağ uyarmada tercüman olarak okunmaktadır: "Allah Allah! Ruşen oldu çün çerağ-ı evliya/ Ehl-i Hakk'a oldu burhan hem dilil-i rehnüm§/ Vireyim candan selamı ez- derı1n-ı b'i-riy§/ Ber-cemal-i Ahmed-i mürsel Aliyye'l-Murta­za"

Bundan sonra çerağcı dara gelir, yanar durumdaki delili göğüs hizasında t uta­rak eller çapraz, ayaklar mühürlü, yüzü aydınlatıcıya dönük durur ve şu ter­cümanı okur:

Şah'ın adıyla Allah Allah/ Öğünme çerağını uyardık Hüda için/ iki cihanın ıs­s ı yüce Mustafa için/ Kevser suvarıcısı Ali Murtaza için/ Anamız hem Hatice, hem de Fatıma için/ Hasan hem de Hüseyin şah-ı Kerbela için/ On iki ermiş imam, o Al-i aba için/ On dört tertemiz masum yavru şüheda için/ Pirim Haz­ret-i Hünkar kutb-ı evliya için/ Mahşer gününe kadar yakılsın sevda için.99

Muhammed'in güzelliği, Ali ile imam H~san ve Hüseyin'in olgunluğuna Al­lah'tan yüksek sesle salat ve selam olsun.

Cemde bulunanlar şu şekilde salavat getirirler: Efendimiz Muhammed ve onun yüce soyuna Tanrı' dan yüksek sesle salat ve selam olsun

Bu tercümanı dinleyen aydınlatıcı (mürşit) 24. Nur Suresi'nin 35. ayetini okur. Bu ayetin Türkçe meali şöyledir :

"Tanrı göklerin ve yerlerin ışıklar verenidir./ Bu nur içi çerağlT kandil nuru gi­bidir. Bu çerağ bir billurun içindedir bu billur/ Parıldayan bir yıldız gibi bal­kıyıp durur./Yakılır doğuluda batıbda olmayan,/ Mübarek, kutsallaşmış, bir zey-

" 23 Numaralı Erkan-name. ,. Dedebaba buraya çoğ sözcüğünü yazmıştı. Fakir bu sözcüğü çün olarak değiştirdim.

'" Bu tercümanın Osmanlıca aslı şöyledir: #Çün çerağ-ı fahr uyandırdık Huda'nın aşkına / Seyyid­i' l-kevneyn Muhammed Mustafa'n ı n aşkına / Saki-i kevser Aliyye'l-Murtaza'nın aşkı na / Hem Hatice, Fatıma hayrü'n-n isanın aşkına/ Şah Hasan Şahım Hüseyin-i Kerbela'nın aşkına/ On iki sadr-ı velayet pişvanın aşkına / Çardeh-i ma'süm-u pak al-i abanın aşkına / Hazret-i Hünkar-ı

Kutbü'l-evliya'nın aşkına/ Haşre dek yansun yakulsun aşı kan ın aşkına Ber-cemal-i Muhammed kemal-i imam Hasan ve imam Hüseyn, Ali-ra bülend-i salavat."

Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli / 2006-40 ----- - - - - --- - -- 91

Page 41: TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01093/2006_40/2006_40_NOYANB.pdfsel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar" adlı çalışma Alevi-Bektaşi

Bedri NOYAN------------------ -------

tin ağacından./ Onun yağı bu ateş değmeden de pek,/ Ona dokunmasa da san­ki ışık verecek./ Nur üstünde nurdur O ... Tanrım pek iyi bilir./ Kimi dilese ona bu nurunu iletir./ Hakk Çalab insanlara mesel getirip durur./ Her şeyi bilen O'dur, Her şeyi bilen O'dur'. "Muhammed'in güzelliği, Ali ile imam Hasan ve Hüseyin'in olgunluğuna Allah'tan yüksek sesle salat ve selam olsun".

Cem erenleri topluca; 11 Efendimiz Muhammed ve onun yüce soyuna Tanrı' dan yüksek sesle salat ve selam olsun" derler.

Bu ayetin asi ı şudur: "AUahü nOru's-semavati ve'/-arzi meselü nOrihl kemişka­

tin f/ha misbahuni'l-misahü zücacetüni'z-zücacetü keenneha kevkebün dür­rüyyün yOkadü min şeceretün lubareketin zeytOnetin la şarkiyyetin ve la gar­biyyetin yekadü zeytuha yuz/'u ve /ev lem temseshü narün nOrun ala nOrin yehdiyallahü li-nOrihl men-yeşaü ve yadribullahü'l-emsa/e li'n-nasi vallahü bi-külli şeyin allmün". "Ber-cemal-i Muhammed, kemal-i imam Alf... ....... ilh" Bundan sonra cem erenleri hep birlikte salavat getirirler.

Aydınlatıcı bu ayeti okuyup bitirince çerağcı elindeki delilin fitilini iki parmağı

arasında kıstırarak veya hafifçe silkeliyerek sırreder; yani söndürür. Delili üfle­

yerek sırretmek kesinlikle yasaktır. Delil söndürülürken şu tercümanı okur:

"Şah'ın adıyla Allah Allah!/ Muhammed nurlarının iç anlamı gizli iken/ On­dan göründü güneş, ay ışığı birden/ Allah eyvallah Hü Dost!"

Bu tercümanın Osmanlıca aslı da şöyledir:

((Bism-i Şah Allah Allah!

Batın iken çerağ-ı nOr-ı Ahmed Zahir oldu şems ü mah-ı Muhammed ... Allah, eyvallah, Hü Dost!"

Çerağcı delili sırredince yerimde niyaza varır. Bundan sonra kalkarak mürşit(ay­dınlatıcı)ine varıp niyaz ile öperek delili ona teslim eder. Aydınlatıcı baba da

aynı şekilde niyaz ederek, aldığı delili yerine koyar. Çerağcı tekrar babaya, ar­

dından çerağ tahtına, sonra kOre makamına, kOre makamından sonra da Ho­

rasan postuna100 niyaz eder ve mürşitinden şu sözlerle haklı hayırlı ister:

"Şah'ın adıyla! Allah Allah I Hizmetimi kabul et yüce Tanrı hakkına/ Aba altı

'00 Dedebaba, Bir ileri Adım (Arı Türkçe ile Baktaşi Törenleri- Erkan), adlı yapıtında makamlara ni­

yazla ilgili sıralamayı farklı yapmıştır. Yazdıkları şunlardır: "Çerağcı Baba'ya, Rehber Postu'na, Çerag Tahtı'na, Küre makamına, Horasan postuna" niyaz eder. Fakire göre dipnotta tırnak için­de yazılan sıralamanın değil, yukarıdaki sıralamanın uygulanması gerekir. Tabiyi doğrusunu Tanrı bilirb (Ş. Keçeli)

92 --------- ------Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli / 2006-40

Page 42: TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01093/2006_40/2006_40_NOYANB.pdfsel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar" adlı çalışma Alevi-Bektaşi

- - -- Balım Sultan Erkannamesi Merkezli Geleneksel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar

Soyuyçün ve dergah soyuyçün/ Kerbe/a şehidinin yüce ruhu aşkına/ Bu dergah ve hizmetten ayırma bizi bir gün/ Hak-erenler aşkına bize hayır himmet et/ Ne olur ise olsun, Tanrı nuru aşkına/ Eren/erimden Tanrı aşkına azıcık haklı-hayır­lı, yardım! Allah eyvallah!"

Bu tercümanın aslı şöyledir: "Bism-i Şah Allah Allah!/ f:luda hakkı kabul et hiz­metimi ey Şah/ Bi-hakkı al-i aba ve al-i dergah/ Hüseyn-i Kerbe/a'nın nOru hak­kı hakkıyçün/ Bu hizmetten, bu dergahtan ayırma ey gani Şah!/ Erenlerden hak­

lı hayırlı himmet... Şey'en lillah'0' ••• Allah eyvallah!"

Mürşit istenen haklı-hayırlı gülbankını okumadan önce niyaza varır, meydane-' vinde bulunan öteki canlar da niyaza varırlar. Mürşit şu gülbankı okur: /1 Şah'ın

adıyla Allah Allah! Tüm hizmetlerin kabul ola! Yüzün ak ola! isteklerin yerine gele! Meydanın açık ola! Vücudun saglık ve esenlikle dola! Yüce Tanrı ve kut­sal kişi/erimizin tümü ve Hazret-i Hızır yardımcın ola, elinden tuta/ar/ Pirimiz

Hünkar Hacı Bektaş Veli senden memnun ve razı ola! Hakikat/ar'01 demine Hü!"

Bu gülbangın Osmanlıca aslı şudur:" Bism-i Şah, Allah Allah! Cümle hizmetin kabOI ola! Yüzün ak ola! lstegin feth'ola! Muradın hasıl ola! Meydan'ın açık ola! Allah Muhammed Afi, ve On iki imam, On dört masOm-ı pak efendileri­

miz mu'ln ve dest-gir' in ola! Pirimiz Hünkar Hacı Bektaş Vefi hazretleri hoşnOd ve razı ola! Hazret-i Hızır yoldaşın ola! lnayet-i Seyyid-i kainat, sırr-ı Murtaza Afi. Hakikatlar demine'0J Hü!"

Aydınlatıcı yukarıdaki gülbangı okurken, aydınlatıcı ile birlikte niyaza varan

canlar her dileğe "Allah Allah" diye yanıt verirler. Aydınlatıcı gülbang ı bitiren "Hü" sözcüğünü söyleyince tüm erenler de "Hü" der ve doğrulurfar.

Bundan sonra çerağcı boyun keser ve esiğe, Horasan postuna, ve dara niyaz edip geçip yerine oturur.

'0 1 Şey'en lillah Tanrı için biraz bir şey ver.anlamına gelen bir sözdür. Bazı Alevi ve Bektaşi tercü­manlarında ve hatta şiirlerinde bu sözler" Şeyd'ullah"şeklinde geçmektedir. Bu son sözler yan-lış söylenmiştir. Doğrusu "Şey'en /if/ahmtı r. ·

ıo? Dedebaba hakikat yerine gerçek sözcüğünü kullanmıştı. Biz burada geçeği kaldırıp hakikat söz­cüğünü kullandık. Çünkü iki türlü gerçek vardır. Bunlardan birisi duyularımızla saptanan gerçek, otekisi de duyularımızla saptanmayan, ama aklımızın var olarak kabul ettiği hakikat. Nitekim Fransızcada realite ve verile sözcükleri kullanılmaktadır. Realitenin Türkçe karşı l ığı rıerçek, ve­rilenin Türkçe karşılığı ise hakikattır. (Ş. Keçeli}

103 Bu son kısımda geçen hakikatlar terimi; hakiki bilim ve anlayış, yani bilim ve irfan ıssı, alemle­re rahmet olacak hale gelen, kendisini insanlığa adayarak, benliğinden tümü ile vazgeçen kim­sedir. O, hakikatı görmüş, kendisi de gerçek olmuş demektir.

Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli/ 2006-40 --- ----- --- ---- 93

Page 43: TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01093/2006_40/2006_40_NOYANB.pdfsel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar" adlı çalışma Alevi-Bektaşi

Bedri NOYAN---------- ----------------

Ek açıklamalar:

Ek 1: Dedebaba İleri Adım adlı yapıtında çerağcının; eşiğe, dara, Horasan pos­tuna, mürşite, rehber postuna, çerağ'tahtına, ocak makamına niyaz edeceğini ve darda iken "Cümleden cümleye"diyerek niyaz ile yerine oturacağını yazmış­

tır.

Ek: 2 Bazı nüshalarda çerağcı haklı hayırlı istedikten sonra "Çerağ-ı NıJr-ı Mü­hammed Ali/ Ruşen olmuş ezeliden ezeli.... ilh" tercümanını okur diye yazıl­mıştır.1~

Ek: 3 Delili sırretme tercüman ı Mevlevilerde de vardır. Onların tercümanı şöy­

ledir: "Çerağ-ı batm iken nOr-ı Ahmed/ /yan oldu doğup şems-i Muhammed".

Ek:4 Başka bir Erkan-namede; Horasan çerağı da çerağcı tarafından, " Çerağ-ı NıJr-ı Muhammed Alil Ruşen olmuş ezeliden ezeli ....... ilh" tercümanı ile uya-rıldıktan sonra, "Çün çerağ-ı fahr uyardık ...... "tercümanı okur. Baba buna kısa bir gülbang ile yanıt verir. Çerağcı delili yukarıda yazılan tercümanını okuya­rak sırreder. Ondan sonra talip (istekli)lerin seccadesini mürşidin önüne serer ve istekliyi yerinden kaldırır, diye yazılmıştır. Bu açıklamaya göre, hem çerağ

işi ve hem de rehberlik işi aynı adam tarafından yapılacaktır.

Çerağcı postuna oturduktan sonra mürşit aşağıdaki çerağ gülbankın ı çeker. Mürşit ve meydanda bulunanların tamamı postlarına secde eder vaziyette niya­za dururlar. Niyazda olan canlar, mürşidin her dileğine "Allah Allah" diye ka­

tılırlar. Gülbangın sözleri şunlardır: " Bism-i Şah, Allah Allah! DeW-i burh§n, şam-ı gariban, çerağ-ı ruşen, fahr-i dervlşan, zuhör-ı iman,105 Allah Allah! Ak­şamlar hayr ola Hayırlar feth ola! Şerler def ola! Mü'minler ber murad ola! Münkirler mat ola! Münafıklar berbad ola! Gönüller şad ola! Meydanlar abad ola! mecflsler küşad ola! Demler daim, cem'ler kaim ofa! ibadetler sahih ve sa­lim o/a!1°6 Allah Muhammed A!i101 mu 1/n1 zahir ve dest-gir ola! Zahir/erimizi

'°' 10 Nolu Erkan-name, s.10. •os Erkan Adlı Yazma Nüsha, s. 87de; "ZuhrJrqu /maman", Salih Erkan-namesi, s 41 'de ve Mehmet

Ali Hilmi Dedebaba El Yazılı Erkan-name (bir ve iki nolu Erkan-name), s. 11 'de, "zuharde-hi lmaniyan, kuvvet-i abda/an, huzur-u hazıran, selamet-i gariban", Derviş Karaabdal El Yazısı Er­kan-namede (4 nolu Erkan-name), s. l 2'de bunlara ek olarak" Allah Allah, Sür-u lsrafil, Ma'na-yı Kamber, Çerag-ı Muhammed, mihrab-ı minber" sözleri geçmektedir .

.. ,. Tevfik Oytan, Bektaşiliğin iç Yüzü, c.1, s. l 73'de bu sözlere ek olarak şunlarda yazılmıştır: "Sır­lar mestur, gönüller mesrur' ola! Hanedan-ı fukara mamur' olar Salih Erkan-namesi (2 numaralı Erkan-name), s. 41 'de ise şu sözler eklenmiştir: "Sırlar mestur, dostlar mesrur, düşmanlar mak­hür, gönüller pür-nur, hanedan-ı fıkara abad ve mamur ola! Dem-i dervişan mütecel/i düşmanan­ı al-i Ali hor ve hakir ve fani ola".

,., Diğer nüshalarda u Allah er Hakk Muhammed All'

94 --------------- Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli/ 2006-40

Page 44: TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01093/2006_40/2006_40_NOYANB.pdfsel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar" adlı çalışma Alevi-Bektaşi

--- - Balım Sultan Erkannamesi Merkezli Geleneksel Bektaşilige Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar

ma'mur, batın/arımızı pür-nar eyleye! Allah erenler gürOh-ı naclden, tarlk-ı

müstakimden ve Ehl-i beyt-i Rasat, On iki imam, On dört ma'sum-ı pak efendi­lerimizin katarından, didarından, cemalinden, visalinden ayırmayaı•oe Allah Al­lah! Tacü'l-arifin, gavsi'l-vasilin, mürşid-i sa/ikin, sultanü'l-aşıkin, pirimiz-üsta­dımız, melce-i melazımız Hazret-i Seyyid Muhammed Hünkar Hacı Bektaş Ve-

o fi (Kuddis-e sırrah-ül- afi ve celi) efendimiz hazretlerinin himmet-i a/iyye ve ru-haniyet-i ce//leleri müeyyed ve müzahirimiz o/a! 109 ikrarımızda rasıh kadem110

ve sabit kadem idüp •kötü işlerde bulundurmaya! Merde, na-merde muhtac ey­lemeye!'" Dide/erimizi bina (gözlerimizi görücü), ka/blerimizi musaffa eyleye! Zevk-i vicdan, ilm ü irfan, kemal-i hal, fütuhat-ı kısmet, kerem ü inayet eyle-ye! 112 '

Allah Allah! Mefhar-ı ehl-i iman Hazret-i Balım Sultan, Sarı lsmail Sultan, Ha­cim Sultan, Seyyid Ali Sultan, Abdal Musa Sultan, İ<aygusuz Sultan, Şahkulu Sultan, Sarı Saltuk Sultan, Akyazılı Sultan, Durbali Sultan, Mansur Baba, Tura­bi Hacı Ali Dedebaba, Hacı Hasan Dedebaba, Mehmet Ali Hilmi Dedebaba, Ali Naci Baykal Dedebaba (kuddis-i Allah-ı esrarehüm)113 hazretlerinin himmit­leri hazır, kerametleri bahir, vilayetleri nazır ola! Allah, erenler namazlarımızı, niyazlarımızı, hizmetlerimizi, erkan/arımızı kabul ede!11

Kurban sahiplerinin kurbanları, çerağ sahiplerinin çerağları, hayır sahiplerinin hayırları; kabul, ruşen ve makbul ola! Her geldikçe vaktimizin hayırlısı gele!"~ Namazlarımız, erkan la rımız, hizmetlerimiz kabul ve makbul ve pesendi'de-i

, .. 6 Notu Erkan Adlı Yazma, s.88; 2 Nolu Salih Erkan-name, s.41; ek olarak şu sözler yer almak­tadır: N Hayır hizletleri üzerimizde hazır ve nazır ola! Hemlşe iltifat-ı ülyaları ve ruhaniyyet-i a/iyye/eri yar ve yaverimiz ola! Çagırdıgımız demde feryad reslerimiz ola! Muhabbetleri daim ve kaim ola!" Sadece Üç Numaralı Erkan-name, s.12 ek olarak da şunlar yazılıdır: "Nazar-ı şerifle­ri zahir/erimizi ma'mür, batın/arımızı pür-nur eyleye! Hazret-i Hakk-ı veli-yyi Mutlak rütbe-i a'la/arı der-i sahra-yı mahşer ba Şehldan-ı Kerbela cümlemizi haşr ve cem' eyleye!". 2 Nolu Sa­lih Erkan-namesi, s. 42De ise "mazhar-ı envar-ı celi, mahrem-i esrar-ı ezeli, ezcilmle-i uşşak-ı lemyeze//" sözleri eklenmiştir. '

100 Diğer nüshalarda "üzerimizde sayeban ola". 110 Bu sözcüğün Türkçesi şudur: Ayağı sağlam, iyi ve temelli olarak yere basmak, dayanmaktır. "' Başka nüshalarda ek olarak şu sözler yer almaktadır: "nefeslerimizi keskin, tığ/erimizi berran ey­

leye!". 112 Bir başka nüshada şu sözler eklenmiştir: N Allah erenler devlet ve milletimizin kılıncını keskin,

sözünü üstün eyleye/ Gökten hayırlı rahmetler, yerden hayırlı bereketlerihsan eyleye" . 111 Ayraç içinde yer alan sözlerin Türkçesi şudur: Tanrı sırlarını kutsal kılsın. 11

• Bazı nüshalarda "Her geldikçe hakkımızda hayırlısını ihsan eyleye" Bir başka nüshada ek olarak bu bölüm: "Allah erenler deryada ve karada olan ehl-i iman can kardaşlarımıza sıhhat ve sela­met ihsan eyleye ve tarik-ı aliyyeden güzerun eden (gelip geçmiş olan) iman ehli canların ruh-ı revanları şad ve handan ola! Üçler, beşler yediler, kırklar, inayet-i seyyid-i kainat, sırr-ı Murtaza Al i (Başka nüshada "nur-ı Nebi, kerem-i Ali), dem-i Pir Hünkar Hacı Bektaş Veli, çerağ-ı kanun-ı evliya ebed ola! Gerçekler demine (+) Hü!" "' Başka bir nüshada "Gerçek erenlerimiz".

Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Vefi / 2006-40 - --- -------- ---- 95

Page 45: TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01093/2006_40/2006_40_NOYANB.pdfsel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar" adlı çalışma Alevi-Bektaşi

Bedri NOYAN------------- ------------

bargah-ı kibriya ola (yani, Yüce Tanrı katında beğenilmiş ola!) Hastalarımıza şi­fa, dertlilerimize deva, borçlularımıza eda, bir gayr-ı Hakk-ın esire mahpus olanlarımıza hayırlısıyla halas nasip eyleyüp gaib hazinesinden merzuk eyleye ve bilhassa mürşidimiz muhterem (Burada o dönemin dedebabasının adı söy­lenir.) dedebaba erenlerimizi sağlık ve saadetle uzun zamanlar başlarımızda daim ve baki eyleye.

Bedri Noyan Dedebaba bu gülbangı aşağıdaki şeki lde bu günün diline çevir­miştir: "Şah'ın adıyla Allah Allah! Yoksulların kimsesizlerin Tanrısı! Çerağımız ışık saça! Dervişler öğürie! Ünü yüce kişiler demi ola! inanç ıssı olanlar kendi­lerini göstere! Allah Allah.

Akşamlar hayr'ola! Hayırlar kazanıla, şerler ırağa koğula! IQanmışlar mµratları­na ire! inanmayanlar mat ola!

Gönüllerimiz sevinçte; meydanlarımız, meclislerimiz sonuna dek açık ofa! Al­lah Muhammed Ali tümümüze destek ola ve ellerimizden tuta! Dışımız düz­gün, içimiz apaydınlık ola!

Allah; erenler-kurtulmuşlar bölümünden (güruh-ı naci), dosdoğruluk yolundan (sırat-ı müstakimden), Tanrı Yalvacı'nın ev halkından, on iki imam, on dört şe­

hit yavruların; katarından, güzel yüzlerinden, onlara kavuşmaktan ayırmaya!

Allah Allah! Anlayışlı/arın baş tacı, ermişlerin en yücesi, yola girmişlerin aydın­latıcısı, aşıkların sultanı; pirimiz, en iyi bilenimiz, kendisine sığındığımız Mu­

hammed Hünkfir Hacı Bektaş Veli Efendimiz (Tanrı sırrını kutlu kılsın)in yüce

himmeti, ruhu yardımcımız olsun! Söz verişimizde ayak diretip, bizi kötü işler­de bulundurmaya! Merde, na-merde muhtaç etmeye! Nefeslerimizi kuvvetli, kılıçlarımızı keskin eyleye! Gözlerimizi görücü, günüllerimizi tertemiz eyleye! iyilik zevki, anlayış, olgun hal ile bol kısmet, lutf ve ihsan eyleye!

Allah Allah! Yol büyüklerimizin, gelmiş geçmiş cümle aziz kişilerin himmetle­ri üzer/erimizde hazır ola! Ermişlik/eri bizi görücü ola!

Allah, erenler namaz ve niyazlarımızı, hizmetlerimizi, erkfinfarımızı kabul ey­leye!

Kurban sahiplerinin kurbanları, ant içme sahiplerinin söz verişleri, çerağ ve ha­yır sahiplerinin hizmetleri kabul ola! Her geldikçe zamanımızın hayrı bile ge-

le! Özellikle mürşidimiz ........... " 5Dedebaba erenlerimizi sağlık ve mutlulukla uzun zamanlar başımızda sürekli ve kalıcı eyleye!

" ' Noktalı yere zamanın dedebaba5ının adı yazılacaktır.

96 ---------------Türk Külıürü ve Hacı Bektaş Veli/ 2006-40

Page 46: TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01093/2006_40/2006_40_NOYANB.pdfsel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar" adlı çalışma Alevi-Bektaşi

---- Balım Sultan Erkannamesi Merkezli Gelenekse/ Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar

Üçler, beşler, yediler, kırklar; Evrenin Efendisi'nin nuru, vergisi; Hazret-i Ali'nin bağışı ve sırrı; pirimiz Hünkar Hacı Bektaş Veli, ermişler kanun-t çerağımız son­

suz ola! Gerçekler demine hü!"

Meydanda (cemevinde) bu lunan erenler aydın latıcının 11hü11 sesine, "hü" diye

yanıt verirler ve doğrulurlar. Mürşit, erenlerin tümüne: <ıı Erenler, tümümüze aşk olsun!" der. Meydanda bulunanlar da; "hü! Allah, eyvallah!" derler.

Ek Açıklamalar

Ek 1: Bazı nüshalarda mürşidin daha önce çerağ hizmeti gören çerağcıya oku­

duğu 11 Haklı hayırlı gülbengini" bu son okuduğu çerağ gül.bengi ile birleştire­

rek şu şekilde okuduğu kaydı bulunmaktadır: "Bism-i Şah, Allah Allah! Erenler haklı hayırlısını kerem ede! Hayırlar feth ola, şerler def ola! Münkir-münafık mat ola! Müminler zat ola! Pirjm kutb-ı alem Hünkar Hacı Bektaş Veli Sultan ve Sultan ... 116 Dedebaba eren/erimizin himmet ve şefaat/arı, hüsn-i nazarları

üzerimizde hazır ve nazır ola. Eksik noksan hallerimiz kalmaya! Cürmümüz af ola! Özümüz feth ola! Yüzümüz ağ ola! Kalbimiz saf ola! Miratımız temiz ola!

RO-yı Hakk'tan ayırmaya! Derviş-i derd-mend eyleye! Her halimizi kendi rıza­yı şeriflerine muvafık ve mutabık eyleye! Er Hakk Muhammed Ali, On iki imam yanıltan, yaramaz yollara uğratmaya! Tarfetü'l-ayn içre111 kendi nefislerimize ıs­marlaya; göre, gözete! Yeninde yakasında s_ak/aya, bekleye! Sırrında pinhan ey­

leye! Efendim Şah. .. 118 Oedebaba sultana :

-"N'e.ttin, ne haddin?" dedirmeye

Müşkillerimizi hal/' eyleye! Gönüllerimizi saf eyleye! Mir' atımızı temiz, taklldi­mizi tahk'ik eyleye! Rıza-yı Hakk'tan ayırmaya! Yüzümüzden hayır göstere, şerr

göstermeye!

Er Hakk Muhammed Ali, on iki imam, bed-hallerden, bed-amellerden, bed-fi­illerden, bed-huylardan, bed-endlşelerden, bütün heva ve hevesten geçirivere!

insan-ı kamil eyleye! lnsan-ı kamil· zümresinden ayırmaya!

Er Hakk Muhammed Alf, On iki imam ev/ad-ı Afi hal ve yollarından yol ve ilim­lerinden ilim ve hilimlerinden hilim ve irfan/arından irfdn vere! Sırlarından agah eyleye!

11• Nokta ile işaret edilen bu yere o günün dedebabasının adı yazı l acaktır.

"'Bu tamlamanın türkçesi: Gözün bir kez kırpılması kadar demektir. -"0 INoktalı yere o günün dedebabasının adı yazı lır.

Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Velf / 2006-40 --------------- 97

Page 47: TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01093/2006_40/2006_40_NOYANB.pdfsel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar" adlı çalışma Alevi-Bektaşi

Er Hakk Muhammed Ali, On iki imam ömürlerimizi uzun eyleye! Nasib/erimi­zi, kısmetlerimizi bol eyleye! Na-merde, muhanete muhtac eylemeye

Vakitlerimiz hayr'ola! Hayırlar feth'o/a, şerler def'ola! Münkir-münafık mafo­la! Mü'minfer zat ofa! Bu makamdan gelmiş geçmiş erlerin, pirlerin ve hak kar­deşlerin ve cem'-i enbiya-i izam ve evliya-yı kiram, On iki imam, On dört ma'sum-ı pak, on yedi kemer-beste anların yüzünden güzeran eyleye!

Babagan, aşıkan, sadıkan, muhibban, dervlşan, abdafan-ı güruh-ı naci ve nOr-ı Af-i aba rOh-ı revanfarı şad ve handan ofa! Ervah-ı tayyibeferi üzer/erimizde ha­zır ve nazır ola! Eksik noksan hallerimize kalmaya! Taksiratımızı affeyleye! Dergahına layık kullar eyleye! Derdimize deva, rencimize119 şifa kerem eyleye!

Er Hakk Muhammed Ali, dn iki imam, Pirim ........... 120 Dedebaba sultan uzak-ta yakında, içeride dışarıda, "Nasrun min-Allahi ve fethün karlbün ve beşşiri'l­mü'minin", 121 ya Muhammed ya Afi, ya on iki imam, ya sultan okuyan cümle ehl-i Hakk kardeşlere dilde dilekleri, gönülde murad/arın vere!

Er Hakk Muhammed Ali, Oni ki imam katarlarından, didar/arından, cemal/erin­den, rıza/arından ayırmaya! Sağlık safa/ık vere! Birlik dirlik kerem eyleye! Ke­rem-i A/1, nur-ı Nebi, Pirimiz kutb-ı alem Hünkar Hacı Bektaş Veli, üçler, beş­ler, yediler, kırklar, kerem- i evliya, dem-i sultan! Hü! Hü!".m

Ek 2: Bazı Erkan-name nüshalarında, burada mürşit; üç ihlas, bir Fatiha Suresi, bir münacat, salavatname ve nad-ı Alim okur. Nad-ı Ali duasından sonra Mür­şit" Rabbena takabbef minna bi-hakkı Muhammeden ve Haydareh, hü dost' di­yüb postuna niyaz eder. Bütün canlar da oturdukları yerde postlarına niyaz ederler.

Bundan sonra aydınlatıcı şunu okur: "Bism-i Şah, Allah Allah! Ya Muhammed, bi-hakk-ı Muhammed; ya Ali, bi-hakk-ı Ali; ya Fatıma, bi-hakk-ı Fatıma; ya Muhsin, bi-hakk-il- Hasan; ya zi-1-ihsan-ı bi-hakk-ı Hüseyni

"Ya iddeti inde şiddeti ve ya gavsl inde kürbetl! Ecirni bi-aynıkelletl la yenam ve ekfinl bi-rüknikellezila yeram. "12~ duasını üç kez okur ve:

11• Rencimize: Hastalıklarımıza, ağrı ve sızılarımııza

120 Noktalı yerlere dönemin dedebabasının adı yazılacak. 121 Tırnak içindeki sözler Kur'an-ı Kerim Saf Suresi 13. ayetinin sözleridir. Bu sözlerin Türkçe anla-

mı şudur: "Tanrı tarafından yardım, yakıncacık bir zafer ... Mü'minleri bununla müjdele". 122 S Nolu Büyük Sığı rdili Cönk, y: 30/b, Doç. Dr. Bedri Noyan Dedebaba Özel Kütüphanesi. ıu Münacat, Salavaıname ve nad-ı Ali daha sonra özel bölümlerinde verilecektir. "'Tırnak içindeki bu sözlerin Türkçesi şudur: "Benim zor zamanımda yardımcım, koruyanım!

Uyumayan gözlerinle beni koru! Bitmez tükenmez kuwetinle beni muhafaza buyuı"

98 ---------------Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli/ 2006-40

Page 48: TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01093/2006_40/2006_40_NOYANB.pdfsel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar" adlı çalışma Alevi-Bektaşi

- --- Balım Sultan Erkannamesi Merkezli Geleneksel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar

'Kurbamyım Allah ve RasOl-us-sakaleynin

Hem Hayder-ü Zehra-i BetOI hem Haseneyn'in' dedikten sonra iki rekat da na­

maz kılabilir.

Ek 3: Fakirde bulunan Evlad-ı Şemsi Baba Deraliyyeli0 Hafız lsmail Hakkı mü­

hürlü Erkan-namede125 çerağ uyandırma erkanı sırası şöyledir: Çerağcı mürşidin

emriyle postuna niyaz ile kalkıp mürşidin huzuruna vardıkta bu tercümanı oku­ya: Bism-i Şah Allah· Allah! /1 Ve lillahi'l-meşriku ve'l-mağribü fe'eynema tüvel­

/a fesemme vechullah"126

Huzur-ı mürşide oturdukta niyaz edilerek delili alıp ve bir cfahi huzuruna niyaz

edip kalkıp ocak yanına varılıp delil uyarılırken okunur: /1 Bism-i Şah, Allah Al­

lah! Çerağ-ı nOr-ı Muhammed Ali'den doğupdur şems ile mah! Fakir bir zerre

alayım destur Allah eyvallah! Ber-cemal-i Muhammed, kemal-i imam Ha-

san ......... vb".

2- Bundan sonra dönüp şu tercümanı okur: /1 Bism-i Şah, Allah Allah! Şem-i tev­

fik-i hidayettir yüzün/ Suret-i Hakk'tan ibarettir yüzün/ Hace u ehramı ziyaret­

tir yüzün/ Kıble-i erbab-ı ta'attir yüzün/ Mağz-ı Kur'an'dan ibarettir yüzün/ Ehl-

i tevhide beşarettir yüzün/ Ber cemal-i Muhammed ......... vb".

3- Bir adım geri çekilerek ati(şu) tercümanı okuyacaktır: /1 Bism-i Şah, Allah Al­

lah!/ Allah! Dost! Aşıklar! Sadıklar/ Yanıklar/ Uyanıklar! Ayn-ül-cem' sakinanı­na aşk olsun" Bundan sonra çerağ uyarılmaya başlanılır. ilk uyarılacak çerağ

baba çerağıdır.

4- Bism-i Şah, Allah Allah! Çerağ-ı rOşen! Fahr-i derv!şan .... .llh.

5- Taliplerin çerağlarını uyarır. Bism-i Şah Allah Allah! Seyyidü's-sadat! Mu­

hföbü's-sadat... ... ilh

6- Badehu çerağın sağ tarafına geçip bu tercümanı okur: /1 Bism-i Şah, Allah Al­

lah! Çerağ-ı evliya nOru's-semavat/ Ki bu menzfldir ol TOr-ı münacat/ Kaçan

kim rOşen kıl niyazı/ Ver Mehmed Ali'ye candan salavat. ....... "

7- Bir adım geriye çekilip ati (şu) tercüf'!lanı okur: "Bism-i Şah, Allah Allah! Çe­rağ-ı NOr-ı Muhammed Afi' den ROşen oldu KanOn-ı evliya/ Ehl-i fahre oldu bur-

" 5 25 Numaralı Erkan~name, s. 1-4. 12• Tırnak içindeki sözler, 2. Bakara Suresi 115. ayetinin sözleridir. Bu sözlerin Türkçe anlamı şu­

dur: "Oogu yeri de batı yeri de Tanrı'nındır. Hangi yere dönerseniz Tanrı'nın yüzü oradadır. Her taraf Tanrı' ya ibadet yönüdür".

Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Ve/1 / 2006-40 --------------- 99

Page 49: TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01093/2006_40/2006_40_NOYANB.pdfsel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar" adlı çalışma Alevi-Bektaşi

Bedri NOYAN------------------------

han-ı de//1-i rehnüma/ Verelim candan salavat ez derOn-u bi-riya/ Ol resOl-i

mürsel Ahmed hem Aliyye'l-Murtaza ...... 1" 21

8- Üç adım geri çekildikten sonra okunacak tercüman: /1 Bism-i Şah, Allah Al-

lah! Çün çerağ-ı fahr uyardık dost Huda'nm aşkma/ Seyyid-il- kevneyn ...... ilh."

Sonra daşra varıp durulacak. Baba hazretleri gülbengi çekip niyaza inerken de­

lil çerağını silküb itfa (yok) edü lür ve niyaza kalkıp adap ile ( kural gereğince)

delili baba hazretlerine teslim ederken:

11 Bism-i Şah, Allah Allahİ Çerağ-ı NOr-ı Muhammed Ati/ ROşen olmuş ezef'iden

ezel'i/ Ayn-ül- cem' kaide-i evliya Hünkar HaCI Bektaş Vel'i/ Kemal-i Şah Hasan

ve Hüseyn'den oldu envar-ı tecelliyat-ı cel'i/ Allah Allah! Hava/et ya in:am Rı­

za! Hü dost!" deyip erkan üzere (kural gereğince) delili baba hazretlerinin ye­

dine (eline) teslim ile niyaz ettikten sonra sair makamata niyaz ederek şu tercü­manı okuya:

1 O- "Bism-i Şah, Allah Allah! / Dost! Hazır gaib ... zahir. .. batın ayn-ül-cem'

erenlerinin gül cemallerine aşk olsun!" deyip niyaz ettikten sonra kalkıp oldu­

ğu yerde bu tercümanı okuya:

11- "Bism-i Şah, Allah Allah! Hizmetimiz kabul eyle ya Şah! Bi-hakkı Murtaza

çün ali dergah! Ber-cemal-i Muhammed .... ilh.11

12- Baba hazretleri gülbengini çektikten sonra, bir niyaz ederek çekilip postu­

na oturacaktır azizim.

Ek 4 : Fakrde bulunan Evrad-ı Abdalan adlı bir yazmada, "Asitanede Meydan­

da Çerağ Uyarmak'1128 başlığı altında bir bölüm bulunmaktadır. Bu bölümde

anlatıldığına göre; çerağcı elindeki delili uyarınca kapıya geçip elini başından

yukarı kaldırıp "Allah! Dost! Hakki Hü! Erenler! Aşıklar! Sadıklar! Sakinan-ı ayn-ül-cem' Aşk ..... " diye. Sonra ayak ayak çerağın yanına vara, 129 sol elini göğ­

süne koya. Sağ dizini yukarı kaldırıp sol dizini yere koya. Andan çerağı uyara

ve bunu okuya: "Ber cemal-i Muhammed .... i/h" .Andan yukarı kalkıp kıçın kı­

çın(geri geri) kapıya vara. Andan sonra mumu başından yukarı kaldırıp sol eli­

ni göğsüne koya, bu tercümanı okuya: "Allah Allah! Dost! Çün çerağ-ı fahr

uyandırdık Huda'mn aşkma!... . .ilh". Andan sonra Allah deyip durursun. Tekrar

"' Bu tercümanın vezni bozuktur. Fakir nüshada bulunan şeklini aynen aktarmıştır. "" Evrad-ı Abdaliin Adlı Yazma, s. 77. Doç. Dr. Bedri Noyan Dedebaba Özel Kütüphanesi. '" Hangi çerağın yanına varacağı belli değil.

100 --- ----------- Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli/ 2006-40

Page 50: TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01093/2006_40/2006_40_NOYANB.pdfsel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar" adlı çalışma Alevi-Bektaşi

- - - - Balım Sultan Erkannamesi Merkezli Gelenekse/ Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar

bu tercüman ı okursun: " Çerağ-ı evliya nur-ı semavat. ... ilh" . Tekrar bu tercü­

man ı okuya: " Seyyid-i sadat! Muhibb-i sadat. .. . i/h .... "

Ek 5 : Fakirin kitaplığında bulunan Derviş Ali'ye ait bir yazmada bulunan 1175

H. (1761 M.) senesinde yazılm ış bir Erkan-namede (9 Nolu Erkan-name) bu lu-

nan açıklama şöyledir: o

"Çerağcı: Çün çerağ! Fahr uyandırdık ...... Tercümanını okuduktan sonra mür-şid dua edip "hü!" diyeler. Niyaz ede. Ba'dehO çerağa niyaz edip bu tercüma­nı okuya: Ruşen oldu çerağ-ı KanOn-ı evliya/ Ehl-i fahre oldu burhan-u-del'il-ü­

rehnüma/ Verelim candan salavat ez durOn-ı b'i-riya/ Ol raşOl-i Ahmed-i Mür­sel Aliyye'/-Murtaza/ Ber-cemal-i Muhammed ... ilh deyip mürşit dua edip 11hü!11

diyeler.

BadehO mürşide niyaz ede şem'a (mum)yı anın yanına koya. Kapıya peyman­

çe yerine bir niyaz ede. Andan cemaata, postlara niyaz ede. Lakin bu minval üzere her mahal yerlere gide. Gerektir ki bir kere peymançe yerine ta nihaye­

tine varınca. Andan haklı hayırlısını alıp andan mürşide niyaz ede, bu tercüma­nı okuya: I Allah! Dost! Hazır ! Gaib, zahir, batın ... ilh' deyip badehu geçip postuna oturmadan evvel çerağın yanına varıp bu tercümanı okuya: Bism-i Şah,

Allah Allah! Çerağ-ı nOr-ı Muhammed Al'i/ Ruşen olmuş ezeliden ezel'i/ Ayn-ül­

cem' olmuş kaide-i evliya erkan-ı Hacı Bektaş Ve/// Kemal-i Hasan - Hü-seyn'den oldu envar-ı tecelliyat celf ...... Postuna otururken: Sırr-ı cemal-i dost!

Bi- vech-i Adem ... okuya, geçip postuna otura"

Ek 6: Fakirde bulunan eski bir Erkan-namede de çerağ uyarma erkanının şek l i

şöyle anlatılmaktadır:

"Mürşit en önden meydana girince Horasan çerağ ı nı ve kendi çerağı olan ba­

ba çerağını eli ile uyarır. Küre makamı, aslında ocaktır. Ocakta ateş varsa so­

run yok ... Ocak yanmıyorsa oraya da bir çerağ konur. Bu çerağı da mürşit uya­

rır, ardından da makamına niyaz edip yerine oturur.

Çerağcı önce: " Nasr-ün minallah-ı ve feth-ün karib ... "i o~uyarak dara, Hora­

san postuna niyaz edecek. Horasan postu yan ında mürşide karş ı ; " kaşların

mihraba karşu men niyaza ge/mişem/ Kıble gördüm kim anın içün ben niyaza

gelmişem/ Kıblegahımdır Muhammed, secdegahımdır Ali ... Ber cem~l-i Mu­hammed .. .. ilh" tercümanını okuyacak. Mürşide varıp niyaz ile delili alacak.

Mürşitten delili alınca, dara çekil ip "eyledim dergah- ı Hakk'a niyaz ... .ilh" ter­

cümanını okuyarak ocağa varacak, ocakta ocak alevi varsa ondan, yoksa ocak

Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli/ 2006-40 --------------- 101

Page 51: TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01093/2006_40/2006_40_NOYANB.pdfsel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar" adlı çalışma Alevi-Bektaşi

Bedri NOYAN------------------- -----

çerağından (sair dergahlarda baba çerağından) ateş alarak şu tercümanı okuya­

cak:

"Çerağ-ı nOr-ı Muhammed Ali' den doğubdur, şems ile mah Fakir bir zerre ala­

yım, destur Allah eyvallah!. .. "

Andan Horasan postu yakınına dara çekilir burada: "Şem-i tevfik-i hidayettir

yüzün ... . .ilh" tercümanını okur. Bir adım ileri atar ve:

-"Hakk hü! Dost! Aşıkl<~r! Sadıklar ...... ilh" tercümanını okur. Çerağ tahtına yaklaşıp, bunun kendisine oranla bir adım sağ gerisinde durur ve: "Çerağ-ı ev­

liya nOr-us-semavat. .. " tercümanını okur. Bir adım atarak peymançede: "Çe­

rağ-ı ruşen, fahr-i dervlşan .... i lh" te rcümanından sonra kanun çerağını. uyarır.

Şu tercüman ile de taliblerin çerağlarını uyarır: "Seyyld-is-sadat, muhibb-üs- sa­dat.. . .ilh ... "

Çerağların uyarılması tamamlandıktan sonra tahttan iki adım geri çekilir ve:

"Ruşen oldu çün çerağlar ber kanOn-ı evliya/ Ehl-i fakre oldu burhan hem de-111-ü rehnüma/ Verelim candan salavat ez-derun-ı bl-riya/ Ber cemal-i Ahmed­

i Mürsel Ali-yyel-Murtaza/ Ber cemal-i Muhammed ... ilh" tercümanını okur.

Buradan Horasan postu yanına varır, peymançede olarak: "Çerağ-ı nur-ı Mu-

hammed All/ Ruşen olmuş .... ilh ... " tercümanını okur. Mürşide üç adım atıp:

"Çün çerağ-ı fahr uyandırdık ... " tercümanını okur. Mürşit çerağ nazm- ı celilini

(Nur Suresi'ni) ve gülbangini okur. Çerağcı: "Batın iken çerağ-ı nOr-ı Ahmed/ Zahir oldu şems ü mah- ı Muhammed" tercümanını okuyarak delili sırr eder.

Mürside varır, niyaz ile del ili teslim eder.

Ek 7: Cavid Sunar Melamilik ve Bektaşilik adlı kitabında130 şunları yazmıştır:

"Kandil nuru Muhammed All'dir ezeliden ezeli/ Allah-ı nur-us-semavat meza­hirinde lem yezeli ayn-ı cemde görülür Hakk'ın kudret eli/ Kaide-i erkan pirim Hünkar Hacı Bektaş Veli/ /llevlak-e"sırrına mazhar envar-ı tecelliyat münceli/ Ber-kemal-i hamse-i Al-i aba ve ber cemal-i Muhammed Ali-ra sa/ava('.

Çerağlar önüne varılınca okunacak tercümanı da şöyle yazmıştır: "Bu menz'i'I ki çerağ-ı nur-ı semavat/ Kaçan kim ruşen oldu Tar-u münacat/ Makam-ı esrar­dır ve hem hacat/ Ber-kemal-i Muhammed Ali-ra salavat".

Çerağ, uyarılırken kimi Erkan-namelerde kanun çerağından, kimisinde de Ho­

rasan çerağından uyarılır diye yazılmıştır. Bu yüzden de bu durum, Horasan

uo Prof. Dr. Cavid Sunar, Melamllik ve Bektaşilik, s. 75.

102 --------------Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli/ 2006-40

Page 52: TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01093/2006_40/2006_40_NOYANB.pdfsel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar" adlı çalışma Alevi-Bektaşi

---- Balım Sultan Erkannamesi Merkezli Geleneksel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar

postu önünde duran çerağlardan delil uyandırılacak zannedilmesi gibi bir yan­

lış anlamaya neden olmaktadır. Aslında kure, yani ocaktan veya ocak yanmı­yorsa önünde duran kure (ocak) çerağından uyarılmalıdır.

Bu bölümde sunulan tercümanlarda" Kandil nur-ı Muhammed All'dir ezelfden ezel/" sözleri geçmektedir. Bu sözlerle anlatıl mak iste'tıen şudur: Kur'an-ı Ke­

rim 33. Ahzab Suresi, 46. ayetinde şunlar buyurulmaktadır: 11 Gidişi gözetleyen diye gönderdik hemen/ Yolladık seni tanık diye, hem de muştucu/ lğri yol so­nucundan herkesi korkutucu/ Gönderdik Hakk izniyle öz yoluna çagıran/ Işık saçan bir güneş olarak seni heman." 13' Bektaşilikte "çerağ, kandil, mum, ışık ve nur" sözcükleri ışık anlamına dayanır ve yukarıdaki ayete dayalı olarak söylen­

miştir. Bu sözlerle Hz. Muhammed, Hz. Ali ve Hacı Bektaş Veli çerağa benze­

tilmiştir.

Bazı Erkan-namelere göre, Çerağ Tahtı önünde bulunması gereken ve üç fitili bu lunan kanun-ı evliya çerağı (bazı Erkan-namelere göre Horasan çerağı adı

ile kayıtlıd ır)nın üç fiti l i Allah, Muhammed, Ali'yi simgeler ve tümü ile bu üçü­

nün birliğini gösterir.

Bektaşi inancına göre alemlerin başlangıcında Muhammed Ali'nin nurundan başkas ı yoktu. Bu ikisinin vahdeti(birliği) "uluhiyet"(Tanrısallık) makamıdır. Bu

"uluhiyet" makamının birliğinde "ahadiyy~t", ayrılığında ise "vahdaniyet" te­cell i eder. Vahdaniyet ahadiyyetin tecellisi olup mebde-i amadan, gayplar gay­

bından (diğer bir söylemle) lahut aleminden meydana gelmiş; yani zuhur etmiş­

tir.

Delil adı verilen ufacık mumun uyarı lması (yakılması) ile Allah, Muhammed ve Al i'nin her birinin nuru ayrılmış; ayrı ayrı zuhur olmuş olur. Böylece çerağ tah­

tı (tahd-ı Muhammedi) kurulmuştur ki; bu, vücub ve imkan alemini, yani flley­

dan odasını (cemevini) nurlandırmıştır. Meydanı kaplayan bu büyük nurdan di­ğer ışınlar, parçaları olan küçük nurlar da ortaya çıkmış, yani On iki imam çe­

rağl arı da uyanmış ve böylece ferdaniyyet(tekillik- kesir) meydana ge lmiştir.

Muhammed Ali'nin nurunun nurları ile meydandaki; yani bu evrendeki he.qey zahir (görünür) ol muştur. ,

Her zuhur (meydana gel iş) için, bir mahzar (meydana gelinen yer) zorunludur.

işte, meydanevindeki postlar, çerağlar, makamlar vb. bu zuhurun bi r mazharı-

1ı1 Yukarıda Türkçe anlainı sunulan ayetin aslının sözleri şöyl ed ir: " Ve da'iyenilallahi bi'iznihi ve siracen müniyra".

Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli/ 2006-40 ------ --------- 103

Page 53: TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01093/2006_40/2006_40_NOYANB.pdfsel Bektaşiliğe Ait Bir Ritüel Örneği: ikrar" adlı çalışma Alevi-Bektaşi

dır. Hakk'ın tam mahzarı ise Adem'dir. Meydana gelen talip(istekli) alemde te­

celli eden gerçeği bilirse, görürse Rabbi'ni de bilmiş ve görmüş olur. Ademe

(insana) secdeden amaç onun sıfatlarına değil, zatına; yan i Külli Ruh'a secde­

dir.132

"'Bazı yerlerde, Horasan Çerağı' nı Çerağ tahtı önüne koyuyorlar. Baba efendi Meydan odası'na en önce girince bunu uyarı yor. Sonra çerağcı bunu oradan alarak Horasan Postu'na koyuyor ve oradan delili uyarıyor. Yine yazmalardaki "Baba çerağını çerağcı uyaracak"diye kayıtlar da vardır. Doğrusu yukarıda açıkl adığım g ibidi r. Beşinci Erkan, Aydınlatıcının (mürşidin) Namaz Kılması.

Bu namaz Mezheb-i Ca'feri kurallarına uygun olarak kı lınan iki rek'at hacet namazıdır. Secde edilecek yere, Cenab-ı imam Hüseyn'in yattığı Kerbela cevherinden (Kerbela toprağından yapıl­mış küçük küpler) konulur ve bu cevher üzerine secde edi lir. Ek:4 Numaralı Erkan-name (sayfa 50) de Çerağlar uyarı l dıktan sonra çerağcı yerine oturur ve on­dan sonra mürşid namaza kalkar diye kayıt vardır. Bir başka Erkan-namede (25 numaralı Erkan-name, s. 20) çerağcı delil i teslimden sonramürşid "olduğu makamda" üç ihlas, bir Fatiha, bir münacat, bir fatiha-i fukara ve salavat-ı şerife ve nad-ı Ali okur. Sonra da iki rekat namaz kı lar diye kayıt vard ı r. Bu Erkan-namede namazın mürşidin kendi postunda kılacağına kı lınacağı yazılmıştır. Namazdan sonra mürşld istekli (talip) den reh­ber seçmelerini istiyor. Bir başka nüshadaki kayda göre: ikrar törenlerindeki bu namaz, Gadir-i Hum'da Hazret-i Muhammed'le Hazret-i Ali'nin kıldıkl arı iki rekat namazdan kalm ı ştı r.

104 ----------------- Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli/ 2006-40 '