Sosyalist İşçi 325

12
sosyalist isci DEVRÝMCÝ ANTÝKAPÝTALÝST GAZETE www.sosyalistisci.org SAYI: 325 23 Mayýs 2008 2 YTL antikapitalist sosyalist iþçi’nin ekidir ORTADOÐU Mýsýr: Grevler Amerikancý rejimi sarsýyor Lübnan: Amerika müdahale eder mi? Filistin direniyor - Ýki aktivistin gezi notlarý Siyasal Ýslam ve arada kalanlar Yargýtay ve Danýþtay Anayasa suçu iþliyor ARTIK YETER Savaþ deðil barýþ istiyoruz 10 yýllardýr savaþ sürüyor. Onbinlerce insan kaybedildi. Köyler, ormanlar yok oldu. Milyonlarca insan yerinden, yur- dundan ayrýlarak göç etmek zorunda kaldý. Halk fakirleþti. Türkiye ekonomisinin çok büyük kaynaklarý savaþa gidiyor. Yok oluyor. Bütün bunlarý durdurmak gerek. Kürt sorununa bir çözüm gerek. Çözüm barýþtan, konuþup anlaþmaktan geçiyor. Ýþte, Barýþ Meclisi bu amaçlarla 1 Haziran günü Ýstanbul’da bir miting yapýyor. Bu mitingde tek bir pankart olacak. Barýþ Meclisi kimsenin kendi pankartýný getirmesini istemiyor. “Hep bir- likte ortak sloganlarla, ortak bir pankartýn arkasýnda yürüyelim, barýþ ve çözüm isteyelim” diyor. Devrimci sosyalistler Barýþ Meclisi’nin bu giriþimini bütün güçleri ile destekliyorlar. 1 Haziran’da Kadýköy’de, ortak pankartýn arkasýnda, en önde olacaðýz. Herkesi oraya çaðýrý- yoruz. 1 Haziran, Pazar günü, saat 11’de Tepe Natilius’un önünde buluþalým! SESSÝZ KALMA S onunda adli kurumlarýn muhtýralarýný da gördük. Yargýtay ve Danýþtay bütünüyle siyasete girerek ikti- dar partisini suçlayan bildiriler yayýnladý. Konumlarýný kötüye kul- landýlar. Sürmekte olan parti kapatma davasýnda taraf olduklarýný göstererek yargýyý etkileme- ye (!) çalýþtýlar. Mevcut yasalara göre suç iþlediler. Anayasaya göre suç iþlediler. Ne var ki yargýnýn bu en yük- sek organlarýný yargýlayacak bir organ yok. Onlar dokunul- maz. Neden? 22 Temmuz seçimlerinden önce Anayasa Mahkemesi bütünüyle politik bir karar alarak Cumhurbaþkaný’nýn seçilme yöntemini deðiþtir- miþti. Oyunun ortasýnda oyu- nun kurallarýný yeniden belir- lemiþti. Sonuç onlar için çarpýcý oldu. AKP daha fazla oy alarak geri geldi, ayný kiþiyi yeni kurallara göre de Cumhurbaþkaný seçtirdi. Þimdi yeniden zorlanýyor. Askerler idareye el koymadan darbe yapýlmaya çalýþýlýyor. Halkýn iradesine raðmen ikti- dar deðiþtirilmeye çalýþýlýyor. Sessiz kalmayacaðýz. Buna izin vermeyeceðiz! DTP’nin ve AKP’nin kapatýl- masýna göz yummayacaðýz. Sesimizi çýkaracaðýz! Türkiye’de halkýn büyük çoðunluðu parti kapatmalara karþý. Büyük çoðunluk darbelere, muhtýralara karþý. Büyük çoðunluk seçilmemiþlerin kurumlarýnýn politikaya müda- hale etmesine karþý. Askersen askerliðini bil, yargýçsan yargýçlýðýný. Eðer politikaya çok meraklýysan parti kur ve seçimlere katýl. Eski general Turgut Sunalp denedi! Boyunun ölçüsünü aldý. Sayýsýz partinin kapatýlmasý- na önayak olan, her zaman seçilmiþlere karþý olan eski Yargýtay Cumhuriyet Baþsavcýsý Vural Savaþ denedi. Boyunun ölçüsünü aldý. Bütün bunlarý saðlayabilmek için yeni bir anayasa gerekli. herkese yerini bildiren bir anayasa. Genelkurmay muhtýralarýna Yargýtay ve Danýþtay muhtýralarý da eklendi. Halkýn hizmetinde olmasý gereken kurumlar halký ve temsilcilerini tehdit ediyorlar. Kendilerinden baþka kimsenin ses çýkarmasýna izin vermiyorlar.

description

Sosyalist İşçi 325

Transcript of Sosyalist İşçi 325

sosyalist isciDEVRÝMCÝ ANTÝKAPÝTALÝST GAZETE

www.sosyalistisci.org

SAYI: 325 23 Mayýs 2008 2 YTL

antikapitalistsosyalist iþçi’nin ekidir

ORTADOÐUMýsýr: Grevler Amerikancý rejimi sarsýyorLübnan: Amerika müdahale eder mi?Filisttin direniyor - ÝÝki aktivistin gezi notlarýSiyasal Ýslam ve arada kalanlar

Yargýtay ve DanýþtayAnayasa suçu iþliyor

ARTIKYETERSavaþ deðilbarýþ istiyoruz

10 yýllardýr savaþ sürüyor.Onbinlerce insan kaybedildi.Köyler, ormanlar yok oldu.Milyonlarca insan yerinden, yur-dundan ayrýlarak göç etmekzorunda kaldý. Halk fakirleþti.

Türkiye ekonomisinin çokbüyük kaynaklarý savaþa gidiyor.Yok oluyor.

Bütün bunlarý durdurmakgerek. Kürt sorununa bir çözümgerek.

Çözüm barýþtan, konuþupanlaþmaktan geçiyor.

Ýþte, Barýþ Meclisi bu amaçlarla1 Haziran günü Ýstanbul’da birmiting yapýyor. Bu mitingde tekbir pankart olacak. Barýþ Meclisikimsenin kendi pankartýnýgetirmesini istemiyor. “Hep bir-likte ortak sloganlarla, ortak birpankartýn arkasýnda yürüyelim,barýþ ve çözüm isteyelim” diyor.

Devrimci sosyalistler BarýþMeclisi’nin bu giriþimini bütüngüçleri ile destekliyorlar.

1 Haziran’da Kadýköy’de, ortakpankartýn arkasýnda, en öndeolacaðýz. Herkesi oraya çaðýrý-yoruz.

1 Haziran, Pazar günü, saat11’de Tepe Natilius’un önündebuluþalým!

SESSÝZ KALMA

Sonunda adli kurumlarýnmuhtýralarýný da gördük.Yargýtay ve Danýþtay

bütünüyle siyasete girerek ikti-dar partisini suçlayan bildirileryayýnladý.

Konumlarýný kötüye kul-landýlar.

Sürmekte olan parti kapatmadavasýnda taraf olduklarýnýgöstererek yargýyý etkileme-ye (!) çalýþtýlar.

Mevcut yasalara göre suçiþlediler.

Anayasaya göre suç iþlediler.Ne var ki yargýnýn bu en yük-

sek organlarýný yargýlayacakbir organ yok. Onlar dokunul-maz. Neden?

22 Temmuz seçimlerindenönce Anayasa Mahkemesibütünüyle politik bir kararalarak Cumhurbaþkaný’nýnseçilme yöntemini deðiþtir-miþti. Oyunun ortasýnda oyu-nun kurallarýný yeniden belir-lemiþti. Sonuç onlar için çarpýcýoldu. AKP daha fazla oy alarakgeri geldi, ayný kiþiyi yenikurallara göre deCumhurbaþkaný seçtirdi.

Þimdi yeniden zorlanýyor.Askerler idareye el koymadan

darbe yapýlmaya çalýþýlýyor.Halkýn iradesine raðmen ikti-dar deðiþtirilmeye çalýþýlýyor.

Sessiz kalmayacaðýz. Bunaizin vermeyeceðiz!

DTP’nin ve AKP’nin kapatýl-masýna göz yummayacaðýz.Sesimizi çýkaracaðýz!

Türkiye’de halkýn büyükçoðunluðu parti kapatmalarakarþý.

Büyük çoðunluk darbelere,muhtýralara karþý. Büyükçoðunluk seçilmemiþlerinkurumlarýnýn politikaya müda-hale etmesine karþý.

Askersen askerliðini bil,yargýçsan yargýçlýðýný. Eðerpolitikaya çok meraklýysanparti kur ve seçimlere katýl.

Eski general Turgut Sunalpdenedi! Boyunun ölçüsünüaldý.

Sayýsýz partinin kapatýlmasý-na önayak olan, her zamanseçilmiþlere karþý olan eskiYargýtay CumhuriyetBaþsavcýsý Vural Savaþ denedi.Boyunun ölçüsünü aldý.

Bütün bunlarý saðlayabilmekiçin yeni bir anayasa gerekli.herkese yerini bildiren biranayasa.

Genelkurmay muhtýralarýna Yargýtay ve Danýþtaymuhtýralarý da eklendi. Halkýn hizmetinde olmasýgereken kurumlar halký ve temsilcilerini tehditediyorlar. Kendilerinden baþka kimsenin sesçýkarmasýna izin vermiyorlar.

2 sosyalist iþçi sayý: 325

Gerilim ve korku üzerinepolitika yapan CHP,Yargýtay'ýn ve Danýþtay'ýnbildirilerine sahip çýktý. Biraçýlýþa katýlan Baykal,burada yaptýðý konuþmada"bu iktidar, Türkiye'deAnayasal düzenimizintemellerini deðiþtirmekistiyor. Anayasal düzeni-mizin ana ilkelerinideðiþtirmek istiyor. Builkeler, Atatürk'tengünümüze gelen ilkelerdir.Bu ilkeleri, gelmiþ geçmiþbütün hükümetlersahiplendi. Amaçlarý,yargýyý siyasi denetiminaltýna almak. Bu,

Türkiye'yi çýðýrýndançýkarýr" diyerek hem yargýmuhtýrasýný sahiplendi,hem de tehditlerine devametti.

MHP durumdanvazife çýkarýyor

Milliyetçi Hareket Partisison dönemde çatýþmalarýntarafý olmadýðý görünü-müne bürünüyor. AslýndaAKP'ye dönük her saldýrýyýsevinçle karþýlýyor. Buparti, bütün hesaplarýnýönümüzdeki dönemAKP'nin kapatýlmasý üzer-ine kurmuþ durumda.MHP bildiri hengamesi-

nde, cumhurbaþkanýhakem olsun diyerek, çatýþ-madan kaçýnan tarafolduðu izlenimini veriyor.Tek derdi sermayesýnýfýnýn güvenini tazele-mek ve krize yanýt üretenhareket olduðunu kanýtla-mak.

AKP ne diyor?DTP'nin kapatýlma

davasýnda yargýyý aslanlargibi savunan AKPdemokrasinin herkes içingerekli olduðu fikrindezorluk çekiyor. Bir ölçüdekendine karþý yapýlansaldýrýlara sýnýrlý da olsa

yanýtlar üretiyor. Ýl baþkan-larý toplantýsýnda konuþanDengir Mir Mehmet "Demokrasi herkesin huku-ka saygýlý olmasýný gerek-tirir. Hukuk üzerindensiyaseti tanzim etmeyekalkýþmak, hukuku siyasal-laþtýrmak, daha ötesihukuku siyasi bir tarafhaline getirmek baþka birkeyfiyettir. Kamuoyunasiyasi açýklamalar yapanbir yargý, tarafsýzlýðýný vebaðýmsýzlýðýný kaybetmiþbir yargýdýr" diyerek yanýtverdi. Belli ki ortalýkyatýþýnca AKP yine sessi-zliðe gömülecektir.

CHP: Bütün darbelerin arkasýnda duran yegane güç

Baykal’ýn muhtýra sevinci

Türkiye uzun süredir biryargý kuþatmasýyla karþýkarþýya. Geçen hafta içindeYargýtay Baþkanlar Kuru-lu'nun muhtýra sertliðindebildirisinin ardýndan,Danýþtay Baþkanlar Kuruluda ayný sertlikte bildiriylesürece katýldý. Her ikibildirinin de ortak noktasý,Türkiye'de sivilleþme vedemokratikleþmeye dirençgöstermesi. Her ikisi degücünü millet adýnaanayasadan aldýklarýnýsöylüyorlar. Güçlerinianayasadan aldýklarýdoðru, ama millettenalmadýklarý da baþka birdoðru.

Güçlerinianayasadanalýyorlar

Burjuva demokrasisininve anayasasýnýn sýnýrlarýnýbilmekle birlikte,Türkiye'de anayasabürokratik erke ve darbe-cilere hizmet ediyor. Yanimillete raðmen milletadýna yapýlmýþ bir anayasa.Bu nedenle Yargýtay veDanýþtay gibi yasamaorganýna yani meclise tabiiolmasý gereken kurumlar,baðýsýzca davranýp güçleri-ni 12 Eylül Anayasasý’ndanalýyorlar.

Yargýtay bildiri savaþýnagerekçe olarak, yargýdareform taslaðýný gösteriyor.Taslaðýn Avrupa Birliði'nesunulmuþ olmasýdolayýsýyla bildirininhemen her yerinden mil-liyetçilik fýþkýrýyor. Temelargümanlardan biri dereform sürecinin yaban-cýlara teslim edilmesi.

Konu özgürlüklerolunca

En temel insan haklarýkonusunda hiçbir tavizvermeyen ve kendi vatan-daþlarýný yargýlamaktançekinmeyen yargý "Yüce

Türk Ulusu ise baðýmsý-zlýðý ve etkinliði eksiksizbir Yargý Erkine her zamanlayýk olmuþtur" diyerekiktidarýnýn devamý içinhalka çaðrý yapýyor.

Türkiye'yi siyasi partilermezarlýðýna çeviren, hertürden özgür düþünceyicezalandýran yargý reformtaslaðýyla birlikte hareketalanlarýnýn kýsýtlanacaðýnýanlayýnca demokrasiyemeydan okumaktan çekin-miyor. Devlete çöreklen-miþ bürokratik iktidar,karþýsýnda titrek bir siyasiiktidar gördüðü sürece busaldýrýlarýna devam ede-cektir.

Özgürlükçü biranayasa

Böyle bir tablodandemokrasi çýkmayacaðý

ortada. Bu nedenle geniþbir örgütlenme ve düþünceözgürlüðünün garanti altý-na alýndýðý ve her türdendarbe tehdidinin kesinolarak önlendiði biranayasa doðrultusundataleplerde bulunmak ve

basýnç oluþturmak gerekiy-or. Çünkü bu hepimizingeleceðini ilgilendiren birmesele. Özgürlüklerimizigeniþlettiðimiz oranda butür bildiriler tarihin birayrýntýsý olarak kalacaktýr.

Muhtýra yaðmuru: Yargýtay, Danýþtay, Üniversiteler Arasý Yüksek Kurul

Demokrasi delik deþik

Baþbakan sözlerinin arkasýndadurur mu?

Baþbakan Tayyip Erdoðan da bildiriye sert çýkanlar-dan. Uzlaþma zemininden çok mücadeleye devam ede-ceklerini ve sonuçta bu tartýþmalardan demokrasiningüçlenerek çýkacaðýný söyleyen Erdoðan yargýnýngörev alanýnýn dýþýna çýktýðýný belirtti. Bu tartýþma zem-ininde tabanýndan kopmamasý gerektiðini anlayanErdoðan sözlerine þöyle devam etti: "Kapatma davasýaçýlmýþ bir siyasi partiyle ilgili bir bildiri yayýnlanýrsaonu cevapsýz býrakmak benim 16, 5 milyon seçmenimeihanet olurdu. Onu cevapsýz býrakamazdým. YargýtayBaþkanlar Kurulu bu açýklamayý durumdan vazifeçýkarmak suretiyle yaptý. Böyle bir yetkisi yok."

DÝKKAT!Konuþurken

dikkatli olmak gerek.Bir anlýk siniriniz301’lik olmaya yete-bilir, iþte iki örnek:

Keþkeodada savcýolmasaydý

Tunceli'nin PertekÝlçesi'nde 19 MayýsGençlik ve SporBayramý'ný tebriketmek için kay-makamýn odasýnagiden 73 yaþýndakiemekli öðretmene301. maddeden davaaçýldý. Kaymakamýnodasýndaki sohbette"Sigara zehirliyorsa,savcýlar görevleriniyapsýn, savcýlargörevlerini yapmýy-or" dedi. Odadan çýk-týktan sonra kahvedegözaltýna alýnanvatandaþ 5 saatboyunca karakoldatutulup ifadesi alýndý.Adamýn talihsizliðiayný anda odadacumhuriyetsavcýsýnýn bulun-masýydý.

Yorgunluksohbeti301'lik oldu

Ýþten yorgun argýnçýkan öðretmen vearkadaþý eve gitmekiçin bindikleri oto-büste sohbet etmeyebaþladýlar. Daha çokülke sorunlarýetrafýnda dönen soh-bet yoksul Roman-lar'ýn yaþadýðý pre-fabrik evlerin yanýn-dan geçerken arka-daþlarýn bu görün-tüye üzülmeleriyledevam etti. Sohbetinana ekseni yoksulluk,yoksulluk ve suçaitilen insanlar oldu.Asayiþ sorunlarýn dadeðinen sohbet, öndeoturan sivil polisinmüdahalesiyle sonaerdi. Arkadaþlara sizvatan hainisiniz diy-erek saldýran polis,ekipleri çaðýraraksohbet edenarkadaþlarý gözaltýnaaldýrdý. Vearkadaþlar hakkýnda"halka açýk yerde ale-nen emniyet teþki-latýný aþaðýlama"suçundan, yani 301.maddeden davaaçýldý.

Agos'a yinedava

Agos Gazetesiimtiyaz sahibi SarkisSeropyan ve sorumluyazýiþleri müdürü ArisNalcý'nýn avukatlarý,"Akýllý tahta" baþlýklýyazýda yer alan ifadel-erle adil yargýlanmayýetkiledikleri gerekçe-siyle açýlan davadasavunma yapmamakararý aldý. Sarkis veAris'e 3 yýla kadarhapis cezasý isteniyor.

Sanýk avukatlarý,mahkemenin tarafsýzolmadýðý gerekçesiyle2 kez yaptýklarý reddihakim talebinin red-dedildiðini hatýr-latarak, savunma yap-mayacaklarýný söyledi.

Avukatlar mahkem-eye sunduklarý 5 say-falýk dilekçede, "Bizsavunma yapsak da,soruþturmanýngeniþletilmesini istesekde mahkemenin bakýþaçýsýnýn devleti koru-maya yönelikolduðunu düþünüy-oruz. Bu nedenlesavunma yapmaya-caðýz" dedi.

Yassýadademokrasiadasý olsun!

25 Mayýs’ta birmotorda hiçbir favoridarbesi olmayanlarbuluþtu.

Tekne 27 Mayýsdarbesinin zindan-larýnýn bulunduðu,baþbakan AdnanMenderes vearkadaþlarýnýn idamedildiði Yasssýada’yadoðru yol alýrken, 27Mayýs darbesininyarattýðý trajedilermaðdurlar tarafýndananlatýldý. Babasý 27Mayýs’ta tutuklananNazlý Ilýcak, o dönemYassýada’da hapisyatan AbdülmelikFýrat gibi darbe mað-durlarý darbenin haya-ta nasýl indiðinianýlarýyla aktardý.

Halen askeri statüdebulunan, sivillerin çýk-masýnýn yasak olduðuadaya çýkan GençSiviller “YasssýadaDemokrasi AdasýOlsun” yazýlý pankartýastýlar. Gezi, toplantýve eylemle geçen gündarbe karþýtlarýna güçverdi.

Yargý hukuka karþý. Seçilmiþ hükümeti devirmek için 1982 Anayasasý’ný kullanýyor. Ancakanaysa seçme ve seçilme özgürlüðünü olmazsa olmaz olarak tanýmlýyor. Hanggisi doðru? Birþey açýk, zayýf demokrasi ayaklar altýnda çiðneniyor

sayý: 325 sosyalist iþçi 3

sosyalist isciDarbe tehdidinekarþý mücadele

Uzun bir süredir darbe tehdidi ile karþýkarþýya olduðumuzu artýk biliyoruz. Son birsenedir ise darbecilerin her yönden faaliyet-lerini görüyoruz.

Çok açýk, net bir bölünme var. Bir yandaseçilmiþler, diðer yanda ise bürokratlar.Asker, hukukçu vs.

Bir taraf seçimlere girdi ve yüzde 47 oyaldý. Neredeyse oylarýn yarýsý. Diðer taraf isebunu hiç umursamýyor. Biz seni devireceðizdiyor. Zorla.

Yandaþlarý tehditler savuruyor: “Menderes’iunutma!” Onlarýn elinde elinde silah var.Gücünü, cesaretini ondan alýyor. Diðertarafýn elinde ise halkýn oyu var. Elinde silahýolanlar bunu kullanmaktan sakýnmayacaklar.Ellerinde halkýn gücü olanlar ise korkuyor,direnip kazanmayý deðil, uzlaþýp kurtulmayýdüþlüyorlar. Böyle yaptýklarý için kaybede-cekler. Darbeciler belki de darbe yapmadan,muhtýralarla kazanacak.

Ordunun verdiði muhtýralara alýþmýþtýk,þimdi hukuk kurumlarý muhtýra veriyor.Yorumlar yapýyor, tehdit ediyor. Süren birdavayý etkiliyorlar! Anayasa suçu iþliyorlar.Amaç halký sindirmek, korkutmak. Bunu birölçüde de baþarýyorlar. Herkes tedirgin.Muhtýracýlar ise ufka bakan gözlerle fotoðrafçektiriyor. Kendilerini þimdiden muzaffergörüyorlar.

Muhtýracýlara, darbecilere karþý sessizkalmak ölüm demektir. Mutlaka sesimiziçýkarmak ve bizde varýz demek zorundayýz.

Bu ses çýkarma sokakta olmalý. Yýðýnsalolmalý.

Toplumun büyük çoðunluðu muhtýralara,darbelere karþý. 12 Mart’a, 12 Eylül’e dekarþýydýlar. Ama kendilerini sokaða çýkara-cak bir güç yok. Ýþte acilen bu gücü, bu koa-lisyonu oluþturmalýyýz. Toplumun ezicibüyük çoðunluðunu harekete geçirmeliyiz.Bu görev esas olarak sosyalistlerin görevi.Demokrasiyi savunmak, özgürlüklerigeniþletmek için mücadelede en önde sosyal-istler olmak zorunda.

Ne var ki Türkiye’de kendisine sosyalistdiyen solun önemli bir kýsmý böyle birtutumdan uzak. Onlar darbecilerin arkasýnasaklanýyorlar. Yaptýklarý tek þey AKP’yesaldýrmak.

Sosyalistler elbette AKP iktidarý ile demücadele etmek, hesaplaþmak zorunda.Ancak, demokrasiyi savunmadan SSGSS’yekarþý çýkmak ve halkýn desteðini kazanmakmümkün deðil. Bu nedenle SSGSS’ye karþýdireniþ yetersiz. Sadece örgütlü emekçi,ler,onlarýn da bir kýsmý SSGSS’ye karþýmücadele etti. Toplumun geri kalaný seyrett.

Eðer bugün piþirilen darbeye, ordu veadalet muhtýralarýna karþý ses çýkarmazsakyarýn çok geç olacak. AKP’ye inen darbe iþçive emekçilere de çarpacak. Sosyalistleri debir kere daha zindanlara dolduracak.

Yok eðer darbe olmazsa, AKP uzlaþýr veboynunu bükürse, iktidardan düþer. Amadarbe tehdidi bitmez.

Solun bir kýsmý bundan hoþlanýr. “Güngelmiþ, AKP hesap vermiþ” olur, ama buhesabý halk deðil, kemalist bürokratlarkesmiþ olur. Özgürlükler ise biraz daha sýnýr-lanmýþ olur. Fakat, en önemlisi emekçi yýðýn-lar ile sosyalistlerin arasýna bir kez dahaderin bir uçurum girer. Özgürlüklerigeniþletme, kazanma fýrsatý kaçar.

1 Haziran’daKadýköy’deyiz

Barýþ Meclisi 1 Haziran günü Kadýköy’debir miting yapýyor. Bu miting Kürt sorunun-da bir çözüme uýlaþabilmek için önemli biradým. DSÝP herkesi 1 Haziran’da ortakpankartla yürümek için Kadýköy’e çaðýrýyor.

Kadýköy’de, Tepe Natilius’un önünde,yürüyüþ pankartýnýn arkasýndayýz.

Doðan TARKAN

Türk egemen sýnýfý AvrupaBirliði’ne girmek istiyor.Sadece en büyük sermayedeðil, eskiden Anadolu ser-mayesi denen egemen sýnýf

kesimi de büyük çoðunluðu ile AvrupaBirliði’ne girmek istiyor. AKP bu neden-le kolayca sermaye sýnýfýnýn bütünkesimlerinin birleþtirebildi ve sermayesýnýfý içindeki çatýþmalarý büyük ölçüdebitirdi. AKP’nin büyük sermaye için enönemli olumlu özelliði budur.

Avrupa Birliði’ne girmenin bazýkarþýlýklarý var. Örneðin hem Kýbrýs’ýiþgal edip, orada dünyada hiç birdevletin tanýmadýðý bir kukla devletitanýyýp, destekleyip hem de AvrupaBirliði’ne girmek mümkün deðil. KýbrýsCumhuriyeti’nden Güney Kýbrýs kesimidiye bahsedip Avrupa Birliði üyesiolmak mümkün deðil.

Üstelik KKTC’de yaþayan Türklerinbüyük çoðunluðu çözüm isterken,Kýbrýs Cumhuriyeti ile birleþmekisterken, bu birleþmenin önündeki engelolan Denktaþ’ý devirmiþken Kýbrýs soru-nunda adým atmadan Avrupa Birliði’nekatýlmak mümkün deðil.

Öyleyse bu sorunu bitirmek gerekir.AKP bunu yapmaya çalýþtý. Egemensýnýfýn desteðinin yaný sýra bu sorununvarlýðýndan býkmýþ olan halkýn deteðinialdý. Kiminle karþýlaþtý: Ulusalcýlarla,kemalist bürokrasi ve onlarýn siyasitemsilcisi olan CHP ve bir kýsým Türksolu ile.

Avrupa Birliði’ne girmek için Kürtsorununda adým atmak gerekir. Bir yan-dan dört boyutlu bir savaþ sürerkenAvrupa Birliði’ne girmek mümkündeðil. Benzer sorunlara sahip bütün ABüyeleri çözüme ulaþmýþ durumda. ABüyeleri Türkiye’den de bir çözüm bek-liyor.

Çekingen bir biçimde AKP bu konudada adým atmaya çalýþtý. Karþýsýnda geneayný ulusalcý güçleri buldu.

Avrupa Birliði’ne girmek için kemalistbürokrasinin tasfiye edilmesi, ülkeüzerindeki bugünkü etkisinin kýrýlmasýgerekir. Ýkide bir de politikaya müda-hale eden bir ordu, adalet sistemi veüniversite rektörleri topluluðu ile AB’yegirmek mümkün deðil.

AKP bu konuda da adýmlar atmayabaþladý. Kemalist bürokrasi, Türk soluve vatanseverler, yurtseverler AKPkadrolaþýyor diye yaygarayý kopardý.

En ilginci solun yaygarasýdýr. SankiAKP’den önce proleter devrimcisosyalistler buralarda kadrolaþmýþtý.

Avrupa Birliði’ne girmek için yukarýdasaydýklarýmdan çok daha önemli olarakbir dizi ekonomik tedbiri de almakgerekiyor. AKP bunu da gerçekleþtiri-yor. Egemen sýnýf memnun.Vatanseverlerden ise bu konuda çýt çýk-mýyor, tam tersine destek geliyor.

Vatansever, kemalist bürokrasi veonlarýn sözcüsü CHP ve MHP AvrupaBirliði’ne girmeye karþý çýkmýyorlar,ama bir yandan da bir alternatifinolduðunu ima ediyorlar. Alternatif eski

süper güç Rusya ile yeni süper güçadayý Çin.

Türk sermaye sýnýfý için bunlar AvrupaBirliði’ne karþý alternatif deðildir.

Kemalist bürokrasi uzun bir süredirAKP’yi iktidardan indirmeyi amaçlýyor.Ama bunu seçimler yolu ile yapamaya-caðýný biliyor. Zaten 22 Temmuz seçim-leri bunu açýkça, hem de çok açýkça gös-terdi. Öyleyse geriye tek yol kalýyor:Darbe. Uzunca bir süredir darbe piþiri-liyor. Ortaya çýkan sayýsýz belgeninsonucunda bunu artýk çok iyi biliyoruz:Sarýkýzlar, Ayýþýklarý, Ergenekon falan.

Þimdi egemen sýnýf ya AvrupaBirliði’ne katýlma isteðinden vazgeçecek,ki bu mümkün deðil, ya da ulusalcý,vatansever, yurtsever güçlerle, kemalistbürokrasi ile en azýndan AKP ölçüsündeçatýþacak.

Egemen sýnýflar iþçi ve emekçilere karþýen sert çatýþmalara girmekten kaçýnmaz-lar. Gerekirse binlercesini öldürürler.Ýþte 12 Mart, iþte 12 Eylül. Amabürokrasi ile hele hele eli silahlý olanlarýile sert bir çatýþmaya girmezler. Böylebir adým onlar için çok tehlikelidir.

Ýþte bugünlerde tam da bu durumuyaþýyoruz.

Egemen sýnýf sýkýþmýþ durumda. Birtarafta Avrupa Birliði’ne girme isteði vebir süre bu isteðini gerçekleþtirmek içinçalýþmýþ olan AKP, diðer tarafta isekemalist bürokrasi.

Kemalist bürokrasi son 40 yýlda en aziki kere egemen sýnýfýn iþine yaradý. 12Mart ve 12 Eylül darbeleri iþçi, emekçihareketini ezmek için iþe yaradý. Amaartýk egemen sýnýf ile kemalistbürokrasinin yollarý ayrýlýyor. Buna rað-men egemen sýnýf için kemalistbürokrasi ile sert bir çatýþma istenmeyenbir durumdur. Onlar daha yumuþakbirgeliþme istiyorlar. Burada da sorun ege-men sýnýn bloðunun parçalanmaolasýlýðýdýr. Çünkü egemen sýnýfýn birkýsmý AKP ile ideolojik bir anlaþmazeminine sahiptir. Kemalist bürokrasi ile

ideolojik anlaþma zeminine sahip biregemen sýnýf kesimi yoktur.

Bütün bunlara ek olarak, AKP’ninkemalist, vatansever güçlerce yýpratýl-masý son 5 yýlda yakalanmýþ olanistikrarýn da sarsýlmasý demektir.

Ýstikrar egemen sýnýflar için vazgeçilmez bir gereklilik. 12 Mart ve 12Eylül darbelerinin en önemli nedeniistikrar arayýþýdýr. Ýþçi hareketininbastýrýlmasý veya baþka yollarla sessizkýlýnmasý egemen sýnýf için istikrardýr.

Ne var ki þimdi istikrar ortamý sarsýlý-yor. Emek Platformu’nun yenidentoparlanmaya baþlamasý, 1 Mayýs, Türk-Ýþ’in beklenmedik çýkýþlar yapmasý vebütün bunlara ekolarak dünya da hýzlayaklaþan ekonomik krizin öncü rüzgar-larýnýn Türkiye ekonomisini de vurmayabaþlamasý istikrarsýzlýðýn ilk iþaret-leridir. Egemen sýnýf bundan rahatsýzdýr.Çünkü bir askeri darbe eskiden olduðugibi istikrarý deðil, yakýn ve uzundönem için istikrarsýzlýðý getirecektir.

Bu koþullarda giderek daha gerçek birtehdit haline gelen darbeye karþý iþçisýnýfý ve sosyalistler ne yapýyor, ne yap-malý? Ýþçi sýnýfý bir darbeye karþý koya-caktýr. Elinde bu karþý koyuþu sert birbiçimde gerçekleþtirecek örgütüolmadýðý takdirde, ki þu anda yok, budireniþ pasif olacaktýr. Huzursuzluk, içekapanma biçiminde olacaktýr. Egemensýnýf bunu istemez.

Sosyalistler ise darbeye zaten karþýolmak durumundadýr. Eldeki ikikuruþluk demokrasiyi savunmak için,özgürlükleri geliþtirmek için alýnacaktek tutum darbeye karþý çýkmaktýr.Baþka bir tutum zaten etkisi giderekazalan solu tamamen etkisiz hale getirir.

Ne yazýk ki solun bir kýsmý darbeyekarþý umursamazlýk kisvesi altýnda dar-beyi destekleyen bir tutum içinde.

Gerçek sol ise darbeye karþý kesin, netbir tutumu güçlendirmeye çalýþýyor.Bugün en önemli görev bu solugüçlendirmekdir.

AKP, egemen sýnýfve Avrupa BirliðiEgemen sýnýflar iþçi ve emekçilere karþý en sert çatýþmalara girmekten kaçýnmaz-lar.Gerekirse binlercesini öldürürler. Ýþte 12 Mart, iþte 12 Eylül. Ama bürokrasi ile helehele eli silahlý olanlarý ile sert bir çatýþmaya girmezler. Böyle bir adým onlar için çoktehlikelidir. Ýþte bugünlerde tam da bu durumu yaþýyoruz.

4 sosyalist iþçi sayý: 325

Özeleþtiriye davetAmadeo Bordiga, Ýtalya Komünist Partisi'nin

erken dönem önderlerinden biridir. Önce Lenin veKomintern ile, sonra kendi partisiyle ters düþer.Anlaþmazlýk konusu, Komintern'in 1921 yýlýndakabul ettiði 'birleþik cephe' taktiðidir. Bordiga, bunatümüyle karþý çýkar.

'Birleþik cephe' taktiði, ana hatlarýyla, þunu önerir.Batý Avrupa'nýn birçok ülkesinde 1920'lerinbaþlarýnda Komünist Partiler küçüktür; sosyaldemokrat partiler ise büyük, iþçi sýnýfýnýn önemlibir kesiminin desteðini kazanmýþ partilerdir.Komünistlerin sorunu, hem belli amaçlar için sosyaldemokrat partili iþçilerle birlikte çalýþabilmek, hemde bu iþçileri reformizmden koparýp komünizmekazanmaktýr. Sosyal demokratlara "Yuu, rezilreformistler, hain karþý devrimciler" diye baðýrmakbu amaca hizmet etmeyeceðine göre, 'birleþikcephe' taktiði bu iþçilerle birlikte çalýþmanýn veonlarý kazanmanýn yolu olarak geliþtirilmiþtir.

Küçük Komünist Partisi büyük sosyal demokratpartiye somut hedefler için birlikte çalýþmayý önerir.Sosyal demokrat liderler bunu reddederse, birliktenyana olan kendi tabanlarýnýn gözünde deþifreolurlar. Kabul ederlerse, komünist iþçiler sosyaldemokrat iþçilerle omuz omuza çalýþýr ve hem iþçisýnýfýnýn çýkarlarý doðrultusunda somut kazanýmlarelde etmek mümkün olur, hem de birlikte yapýlanmücadelelerde komünistler sosyal demokratlarlatartýþmak, tutarlýlýklarýný ve mücadeleciliklerinieylem içinde kanýtlayarak onlarý kazanmak þansýnýelde eder. En azýndan iþçi sýnýfýnýn eylem birliðineve gücüne katkýda bulunulmuþ olur; sonuç yinekârlýdýr.

Kýsacasý, birleþik cephe taktiði, kendi saðýndakigüçlerle birlikte çalýþmanýn ve böylece iþçi sýnýfýnýnbirliðini saðlamanýn, iþçileri reformizmden kopar-manýn yöntemidir.

Bordiga, reformistlerle birlikte çalýþmanýn devrim-cileri reformist edeceðini; ayrý, saf ve temiz durmakgerektiðini savunur. Kendi saðýndaki güçlerle her-hangi bir taktik iliþkiden tümüyle uzak durur.Partiden ayrýldýktan sonra ömrünü temiz, saf veçok küçük, çok etkisiz örgütlerde tüketir.

"Kendi saðýndaki güçlerle birlikte çalýþmak"ifadesini okuyunca saçlarý diken diken olanlarýnbaþýnda, Türkiye'de, Sungur Savran gelir.

Sungur, Radikal Ýki'de (11 Mayýs) þöyle yazmýþ: "1Mayýs 2008 olaylarý AKP'nin iþçi sýnýfý düþmanýyüzünü, kimsenin görmezlikten gelemeyeceði þek-ilde açýk biçimde ortaya koydu... AKP'nindemokrasi anlayýþý, en azýndan sýnýf mücadelesi iþiniçine girdiðinde 12 Eylül rejiminin çizdiði sýnýrlarýnötesine geçemiyor, bu anlaþýldý".

Sonra da, Baskýn Oran, Ahmet Ýnsel gibi RadikalÝki yazarlarýný özeleþtiri yapmaya davet etmiþ."Biz", demiþ, "yukarýda anýlan yazarlarý 'sol liberal'olarak nitelediðimiz bir ekolün mensubu kabulediyoruz... Bu konularda bir tartýþma baþlatmayaçaðýrýyoruz. Yapýlmasý gereken ya eski tezlerin hâlâdoðru olduðunu göstermektir ya da özeleþtiri yap-mak".

Baskýn'ý, Ahmet'i savunmak bana düþmez (Baskýn18 Mayýs'ta gereken cevabý vermiþ zaten). AmaSungur AKP'nin iþçi düþmaný olduðunu,demokratik olmadýðýný sadece kendisinin bildiðininiye zannediyor, anlamak güç. Evet, tartýþmakgerek. Ve tartýþýlmasý gereken, iþçi sýnýfýnýn AKP'yeoy veren geniþ kesimlerini nasýl kazanabileceðimiz.Birleþik cephe taktiðini nasýl uyarlayýp uygulaya-bileceðimiz.

Ve evet, yanlýþlarý kabullenmek gerek. Sungur gibibaðýmsýz aday olup 150 oy almanýn anlamsýzlýðýný,hem Türkiye iþçi sýnýfý hem tüm dünyalýlar açýsýn-dan abesliðini kabul etmek gerek.

Lenin, Bordiga'yý Sol Komünizm: Bir ÇocuklukHastalýðý kitapçýðýnda eleþtirir. Ne Sungur Bordiga,ne de ben Lenin'im. Ama bir hastalýðýn, onulmazbir sekterliðin söz konusu olduðu kesin.

Roni Margulies

GÖRÜÞ

Desa Deri ve Venüs Giyimiþçileri mücadelede

Düzce Organize Sanayi Bölgesi'nde bulunan Desa Derive Venüs Giyim iþçileri, Deri-Ýþ ve TEKSÝF'e üye olduk-larý gerekçesiyle iþten atýlmýþlardý. Sendikalaþma çabalarý-na dönük bu saldýrý karþýsýnda Desa ve Venüs iþçilerininmücadelesi devam ediyor. Ýþçiler Desa Deri önündetoplanarak ortak eylem yaptýlar. Eyleme Türk-Ýþ'e veDÝSK'e baðlý sendikalar ve temsilciler de destek verdi.

Tuzla'dan sonra Aydýn veZonguldak'ta da iþçi ölümleri

Aydýn'ýn Umurlu beldesindeki bir karoserimalathanesinde çalýþan 32 yaþýndaki,ÖmerGündoðdu, makinenin altýnda kalarak hayatýný kay-betti. Zonguldak'ta da Türkiye Taþkömürü Kurumuocaðýnda çalýþan Necati Kirli baþýna tavan kýsmýndandüþen taþla hayata veda etti. Yine Zonguldak'ýn Esenmevkisinde kaçak iþletilen kömür ocaðýnda grizu pat-lamasý sonucu 19 ve 20 yaþlarýndaki iki iþçi yaralandý.

Sendika üyesi oldular, iþtenatýldýlar

Antalya'ya baðlý Side tatil beldesinde 15 belediye iþçisisendikalaþtýklarý gerekçesiyle iþten atýldýlar. Belediyebaþkaný diðer iþçilere de sendikadan istifa etmeleriyönünde baský uyguluyor.

131 iþçi ise atýlan arkadaþlarýna destek oluyor. Belediye-Ýþ sendikasý da üyeleri iþe geri alýnmadýðý takdirde, greveçýkacaðýný söylüyor.

16 Haziran'da Her yer Tuzla,Hepimiz Tersane Ýþçisiyiz!Tuzla tersanelerinde

ölümlerin ardý arkasýkesilmiyor. Son olarakDESAN ve Selah ter-sanelerinde iki iþçi dahahayatýný kaybetti. Patronlarölümlerden iþçileri sorum-lu tutuyor.

Bakan Faruk Çelik "alýnanönlemleri beðendiðini" ve"Türkiye þartlarýnda buölümleri normalkarþýladýðýný" söylüyor.Bazýlarý ise daha da ilerigiderek ölümlerin sebebinikomplo teorilerinedayandýrýyor. Her þeydeolduðu gibi bu iþte de"terörist" parmaðý arýyor-lar. Oysa ölümlerin sebebi,

iþçileri uzun iþ saatlerineve saðlýksýz koþullaramahkum eden taþeronlaþ-madýr, neoliberalizmdir.Asýl terörist bu ölümleregöz yuman sermaye sýnýfýve onun sözcüleridir.Limter-iþ sendikasý 16Haziran'da grev yapmakararý aldý. Ölümlere sonvermenin yolu bu grevidesteklemekten,Türkiye'nin her yanýnýTuzla'ya çevirmektengeçer!

Tüm sosyalistler, emek vedemokrasi güçleri, vicdansahibi tüm insanlar 16Haziran'da tersane iþçi-leriyle dayanýþmaya!

Her türlü patron örgütlenmesi serbest, iþçilere sendika hakký yok!

Daha kaç iþçi ölecek!

Ýþ kazalarý sonucu her gün iþçiler ölüyor. Tuzla’da veher yerde. Hükümet, iþçiler karþýsýnda demokratlýðýnýkenara koyuyor, TÜSÝAD’ýn þapkasýný takýyor. Büyük ya

da küçük tüm patronlar adýna çalýþan-larý bölmeye çalýþýyor.

Ýþçilerin birleþik ve güçlü bir sendikasýyok! Çalýþanlarýn çýkarýlarýný savunankitlesel bir sol parti yok! Her ikisine deyaratmak zorundayýz.

DSÝP herkesi , birleþik ve yeni biremekçi muhalefetinin önünü açmayaçaðýrýyor

Yeni bir emekçi muhalefeti!

Ýþçileri bölmek istiyorlarTuzla Tersaneleri’nde iki sendika örgütlü. Biri

DÝSK’e baðlý Limter-Ýþ. Ýþ cinayetlerine karþý direniþisürdürüyor. Diðeri Türk-Ýþ’e baðlý Dok Gemi-Ýþ.Tersanelerde daha fazla üyeye sahip ve yetkisi var.Yöneticileri patronlarla iþbirliði içerisinde. “Tersaneyikapattýracaklar, aç kalacaðýz” iddasýyla Limter-Ýþ’esaldýrýyor. Oysa ne Limter-Ýþ ne de cinayetlere sessizkalmayan iþçiler, iþyerlerinin kapatýlmasýndan yanadeðil. Onlar þunlarý istiyorlar:

Tersaneler kapatýlmasýn, iþ güvenliðisaðlansýn!

Bütün iþçiler sigortalansýn, sendikal örgütlen-menin önündeki engeller kaldýrýlsýn!

Ýþ güvenliðini hiçe sayan patronlara gerçekyaptýrýmlar uygulansýn!

sayý: 325 sosyalist iþçi 5

Güney Kutbu’ndayapýlan ölçümler atmosfer-deki karbondioksitoranýnýn 800 bin yýlýn enyüksek seviyesinevardýðýný tespit etti. Ýnsan-lýk bu uzun dönemde onbuzul çaðý geçirdi.Kutuplarýn derinliklerindealýnan buz parçalarýndanalýnan karbon izotoplarýküresel ýsýnmayý sanayi

devrimi ve sermaye biriki-mi süreçlerinin yarattýðýnýkesinkes gösteriyor.

Kapitalizm CO2’yi ölüm-cül bir düzeye yükseltecekve iklim deðiþikliðinibaþlatacak hamleyi 400yýlda gerçekleþtirdi.Bugünkü insanýn kökeni 30bin yýl, dünya da canlýhayatý bir kaç milyon yýldýrhüküm sürüyor.

CO2: Tehlike týrmanýþBirleþmiþ Milletler’in Mayýstarihli bir raporuna göre iklimdeðiþikliði yoksullarýn ççocuk-larýna yaþama þansý tanýmay-acak. Dünyanýn en yoksulbölgesi Afrika Sahraaltýýülkelerinde ilk baþta 40 ila160 bin arasý çocuðun salgýnhastalýklardan ölmesi bek-leniyor. Lüks tüketim içinmilyonlar harcanýrken basitve önlenebilir hastalýklarrdurdurulmuyor.

Þirketler ve hükümetler küresel ýsýnmayý önleyebilir mi?

Daha fazla demokrasiMayýs ortasýnda 35 dere-

celik sýcak korkutuyor.Dünya on yýldýr sýcaklýkartýþýnda arda arda kýrýlanrekorlara tanýk oldu.Myanmar’da olduðu gibiolaðanüstü iklim hareket-lerinin yýkýcý etkilerikorkunç gerçeðe iþaretetse de bilim insanlarýnagöre eþiði geçmeye çok azkaldý. 2 derecelik ýsýartýþýyla geçilecek eþikbildiðimiz dünyadan,baþka bir dünyaya geçiþ.Bu yeni dünyayý en iyianlatan sözcükse cehen-nem.

Peki ama bu iþ nasýlçözülecek? Kapitalizmküresel ýsýnmaya birçözüm bulabilir mi?

ÞirketlerExxonMobil gibi þirketler

her yýl 10 milyon dolarýiklim deðiþikliðininolmadýðý propagandasýnaayýrýrken, bir dizi dev þir-ketler sosyal sorumlukluk-tan bahsetmeye baþladý.‘ABD Ýklim EylemiOrtaklýðý’ adý altýndaçevreci örgütlerle yan yanagelen alüminyum deviAlcoa, petrol devi BPAmerica, kimyasal deviDuPont, inþaat-madencilikteçhizatý, dizel-doðalgazmotorlarý, gaz tribünleriüretiminin bir numarasýCaterpillar, teknoloji þir-ketleri topluluðu GeneralElectric, enerji þirketi DukeBush’u uyarmýþtý. Sera gazýemisyonlarýnýn bugünyüzde 10 düzeyinedüþürülmesi (KyotoProtokolü hedeflerinin ikikatý), 2050’de yüzde 60oranýnda azaltýlmasý içingereken deðiþiklikleri

yapýlmasýný istediler.Türkiye'de büyük þir-

ketler de ayný yolu izliyor.En bilineni GarantiBankasý'nýn "çevreyeduyarlý" bonus kartý. Kartbonuslarýndan yüzde 10 ilayüzde 30 WWF (DoðalHayatý Koruma Vakfý) pro-jelerine aktarýlýyor. Petrolþirketi OPET "Yeþil Yol"projesiyle aðaç dikimiyapýyor. Koç Holdingklima teknolojilerinde elek-tirik ve su tassarufu yapancihazlarý üretiyor.

Þirketler mevcut üreti-minden vazgeçmeden,piyasa mekanizmalarýtarafýndan belirlenen tüke-tim alýþkanlýklarýný koru-yarak küresel ýsýnmanýnsorumluluðundan kurtul-mak istiyor. Ayrýca tüminsanlar için bir kaygýkonusu olan iklim deðiþik-liðiyle pazarlanan yeniürünler yeni kazançlardemek.

Küresel þirketlerinBush’tan talep ettiði seragazý indirimleri sorunuçözmeye yetmiyor. Biliminsanlarýna göre 2,5 yýliçinde radikal bir dönüþyapýlmalý. Mevcut seragazlarýnýn derhal yüzde 80oranýnda azaltýlmasý çýkýþyolu. Birikim için birikimyasasýna dayalý kapitalistekonomi ve her þeyi çöze-ceðini söyleyen piyasaekonomisi ise olaðan iþley-iþi deðiþtirmeye yanaþmý-yor.

Peki ama ne yapmalý?Bireysel tassarruf çözümdeðil. “Çevreci” diye lanseedilen ürünler de sorunuçözmüyor. Yoksa sisteminkendi kendine çökmesisonucu mu sera gazý

emisyonlarý duracak?Sistem kendi kendineyýkýlýrsa, bu isterolaðanüstü iklim hareket-leri isterse bir ekonomikçöküþ nedeniyle olsunzarar görecek olan yinebüyük çoðunluk.

Ne kapitalizmin busorunu çözmesini bekle-mek ne de sistemin doðalbir yýkýmla çöküþündenpozitif bir sonuç çýkarmakolanaksýz.

DemokrasiYaklaþan felakete en iyi

hazýrlýk demokrasiningeliþtirilmesidir. Þirketlerinve hükümetlerin karþýsýn-da dünya toplumlarýnýnkendi geleceklerini belir-lemesinin önünü açmaktýr.Bu ise üretimi büyükçoðunluðun denetleme-siyle mümkündür.

Demokrasi, örgütlenme,ifade ve eylem özgür-lüðünün geliþmesi þirketegemenliðine karþý insan-larýn harekete geçmesinikolaylaþtýracaktýr.

Kendi kaderine sahipçýkabilen insanlar, hem

insan türünün hem decanlý yaþamýnýn devamýiçin radikal kararlara imzaatabilir.

2,5 yýl, 5 yýl, 10 yýl-Böylesi köklü bir dönüþümiçin çok kýsa bir zaman gibigeliyor.

Bu kadar az zamandafelakete tam gaz ilerleyen

trenin yönünü bu sistemindevamýndan yana çýkarýolmayan milyonlarcaemekçi deðiþtirebilir.

Sistemi zayýflatan hertürlü mücadeleyi inþaetmek, birleþtirmek,demokrasinin sýnýrlarýnýgeniþletmek... Baþka yolu-muz yok.

AKP uyuma, Kyoto’yu imzala!Küresel Eylem

Grubu’nun 2005 sonba-harýndan bu yana yürüt-tüðü Kyoto’yu Ýmzalakampanyasý geniþ destekbulmuþ ve hükümetegerçek bir uyarýyadönüþmüþtü.

Nitekim baþbakan,bakan ve milletvekilidüzeyinde bir çok AKP’liKyoto Protokolü’nüimzalamaya çok yakýnolduðumuzu söylemiþti.En son CumhurbaþkanýGül’de Kyoto Protokolükonusunda “önümüzdekigünlerde ciddi adýmlar

atýlacak” dedi.Kyoto Protokolü vakit

geçirmeden hükümettarafýndan imzalan-malýdýr. Protokolünhedeflediði sera gazýindirimi derhal yapýl-malýdýr.

Hükümeti dize getir-meye çok yakýnýz. Bunumücadelemizle baþardýk.Kyoto Protokolü’nüimzalayan bir hükümet-ten daha çoðunu isteye-biliriz.

DSÝP, küresel ýsýnmayakarþý kampanyaya devametmekten yanadýr.

Þirket yöneticileri sosyalsorumluluk göstererekdünyayý mahvetmektenvazgeçebilir mi?

Þirketlerin “çevreci”projelerinin þýklýðý vesosyal sorumluluk nutuk-larý bu soruya olumlu biryanýt vermemizisaðlamýyor. Söz konusu

fakirler, emekçi sýnýflarise verebilecekleri çok azþey var.

2000 yýlýnda tüm dünya-da yoksul ülkelerinborçlarýnýn silinmesi içinkampanya yürütülmüþtü.Afrika’da açlýk ve basitsaðlýk sorunlarýnaçözmek için 50 milyon

dolar yettiði söylenmiþti.Dönemin hükümetleri biran da hayýrsever kesilmiþ,ne olacak ki demiþlerdi. 8yýl oldu, toplanan para burakamýn yanýna dahiulaþamadý.

Küresel sermayeninhýzla giriþi çýkýþlarý1998’de Asya krizinitetiklemiþti. Neresi kâr-lýysa oraya kayan ser-mayenin hareketi, zayýf

mali yapýlara sahip 3.dünya ülkeleri üzerindeyýkýcý sonuçlar yaratýyor-du. Akla hemen TobinVergisi’ni önerisi geldi.Sýcak para giriþ veçýkýþlarýný yüzde biroranýnda vergilendirmeyi1978 yýlýnda öneren Tobinadlý iktisatçýnýn önerisitabii ki dinlenmedi.

Mücadeleden baþkayolumuz yok.

Derviþ’in fikri zikrinden belli olur

Otomotiv fabrikalarý çalýþýyor. Petrol için Irak’taki iþgal ve kanlý savaþ sürüyoor. Reklam panolarý ýþýl ýþýlOtomotiv fabrikalarý çalýþýyor. Petrol için Irak’taaki iþgal ve kanlý savaþ sürüyor. Reklam panolarý ýþýl ýþýlyanýyor. Ancak ddoðanýn tokadý son derece sert olarak en alttakilere iniyor. Myanmar’ý vuran Neergisyanýyor. Ancak doðanýn tokadý son derece sert olarak en alttakilere iniyoor. Myanmar’ý vuran NergisKasýrgasý’nda olduðu gibi.Kasýrgasý’nda olduðu gibi.

6 sosyalist iþçi sayý: 325

DSÝP’in ev sahipliðindegerçekleþen Marksizm 2008toplantýlarý son yýllarýn encanlý tartýþmalarýna sahneoldu. 16-19 Mayýs tarih-lerinde Ýstanbul’da 500’ayakýn kiþinin katýldýðýtartýþmalarda yeni bir solpartinin gerekliliði kadaryeni fikirler de enine boyu-na ele alýndý.

Marksizm 2008’e enbüyük katýlým liseliler ve20’a yaþ altý gençlerdengeldi. Katýlýmcýlarýn yarý-dan fazlasý kadýndý. Kayýpkuþak olarak anýlan 80’ler-den bir çok kadýn ve erkeksiyasal geliþmelere öfkedolu olarak salondaydý.Baþörtülü kadýnlar ve din-dar katýlýmcýlar da oraday-dý.

DSÝP dýþýnda örgütlü sol-dan katýlým parmaklasayýlacak kadar düþük ikenörgütsüzler sosyalizmingüncel tartýþmalarýna veTürkiye’deki mücadeleyedair yüzlerce soruylaMarksizm 2008’e gelmiþti.Sorular, hem kendileri hemde sunuþ yapan konuþ-macýlar tarafýndan doyuru-cu bir þekilde yanýtlandý.

Marksizm 2008’de DSÝPüyeleri ve farklý görüþler-den gelen konuþmacýlarayný kürsüyü paylaþtý.Türkiye’de düþünce veeylemleriyle öne çýkanSebahat Tuncel, AhmetÝnsel, FerhatKentel,Yýldýray Oður,Ömer Laçiner, Ayþe Hür,Ayhan Bilgen, ÖmerMadra isimleri konuþmacýçeþitliliðini yansýtýyor.

Türkiye’de savaþ karþýtýhareketin odaðý KüreselBAK, yeni-liberalizme veküresel ýsýnmaya karþýkampanyalarýyla yenimücadeleci kuþaðýn birliði

Küresel Eylem Grubu,darbe karþýtý þenliklimuhalefetiyle öne çýkanGenç Siviller’denaktivistler sokaðýn havasýnýMarksizm 2008 salonunataþýdý. 14 Nisan’da gerçek-leþen sosyal yýkým yasasýnakarþý 2 saatlik grevi ve yeniemekçi muhalefetiningerekliliði kamu emekçileritarafýndan sýk sýk hatýr-latýldý.

Her gün sokakta devletterörüne vehomofobik/transfobiksaldýrýlara karþý özgürlükmücadelesi veren LGBTTaktivistler de Marksizm2008’deydi.LambdaÝstanbul’danEylem Çaðdaþ sosyalistlereeþcinsel hareketi içerisinde

“örgütlenin” çaðrýsý yaptý.Marksizm 2008’in bir

baþka çarpýcý özelliði isedünyanýn gündemiyleTürkiye’nin gündemininbirleþmesiydi. Linkei Partyüyesi (Sol Parti-Almanya)ve Marx21 editörü StefanBornost, SWP’den(Sosyalist Ýþçi Partisi-Ýngiltere) Chris Harman veTalat Ahmed Avrupa’dakiyeni sol deneyleri,hareketin tartýþmalarýnýaktardý.

Marksizm 2008’de bir kaçtemel vurguda ortaklýkolduðu söylenebilir.

Ýlki yeni bir muhalefete,yeni fikirlere olan ihtiyaç.Hem küresel ýsýnma, savaþ,yeni-liberalizm gibi insan-lýðýn ortak sorunlarý

çözmek hem de darbesopasýný yiyen Türkiye’degerçek bir sol alternatifiyaratmak için.

Kemalizmle tümbaðlarýný koparmýþ, tekülkede sosyalizmi ve hertürlü milliyetçiliði reddet-miþ bir sol. Elitlerin deðilsýradan insanlarýn hareketi.

Sokakta emeðin hakimolmasý. Çalýþanlarýn birliði,iþyeri temellimücadelelerin siyasal tale-plerle birleþmesiningerekliliði.

Yeni ve özgür birdünyayý birlikte yaratmak.

Marksizm 2008 ortak vur-gularý bunlardý.Mücadelesine ve düþünce-sine en çok atýfta bulunankiþi ise Karl Marks’tý.

Dünya, Türkiye ve sosyalizm 4 gün boyunca tartýþýldý, ortak vurgu:

Yeni bir solun tam zamanýdýr

Chris Harman veAhmet Ýnsel yeni-liberal-izmin krizini marksizm2008’de masaya yatýrdý.

Harman, yeni-liberal-izmin krizde olduðunu,dün “piyasa her þeyibelirler” diyenlerinbugün devlet müda-halesinden yana olduk-larýný göstererek iþçi

hareketinin bu yenidöneme hazýr olmasýgerektiðini söyledi.

Ýnsel ise kapitalizmininküresel durgunlukla bir-likte yeni bir aþamayagirdiðini vurguladý.

Her iki konuþma dayakýnda broþür olarakyayýnlanýyor

Yeni-lliberalizmin krizi

sayý: 325 sosyalist iþçi 7

Marksizm 2008'in çarpýcýtoplantýlarýndan biri"Türkiye barýþýný arýyor"idi. DSÝP’ten DoðanTarkan, DTP’den mil-letvekili Sebahat Karataþve Barýþ Meclisi yürütme-sinden Hakan Tahmmazkonuþmacý olarak katýldý.

Gündemin ilk sýralarýndayer alan sorun oldukçaayrýntýlý olarak ve gayetözgür bir ortamdatartýþýldý.

En çok merak edilen vesorulan konu silahlarýnnasýl býrakýlacaðý, masadagörüþmenin nasýlsaðlanacaðý oldu.

Her üç konuþmacý daKürt siyasal hareketininbugüne kadar çok sayýdabarýþ adýmý attýðýný vurgu-ladý. Artýk adým atmasýrasýnýn devlet güçlerindeolduðu söylendi.

Sorun sadece etnik deðil,ayný zamanda siyasiolduðu için çözümün desiyasette aranmasý gerek-tiði konusunda çoðunlukhemfikirdi.

Devlet bugüne kadaratýlan adýmlara hiç olumlucevap vermeye yanaþmadý.Yasal siyasal örgütlenmeolan DTP'ye de yaþamaþansý tanýmamak için

uðraþtý. Kürtlerin kurduðubütün siyasi partileri kap-attý, DTP'yi de kapatmakistiyor. "PKK'ya teröristdeyin!" dayatmasýndanbaþka bir 'çözüme' yanaþ-madý.

Oysa bu imkânsýzlýðý zor-lamaktan baþka bir þeydeðil.

Dünyada silahlý örgütler-le sonunda masaya oturupmeseleyi barýþçý yoldançözmüþ çok sayýda devletvar.

Türkiye'de de sorunancak siyasi diyalog yoluy-la çözülecek. Devlet "terörörgütü"nün temsilcileri yada aracýlarýyla önündesonunda masaya oturmakzorunda kalacak.

40. yýlýnda ‘68

Marksizm 2008’in aðýr-lýklý gündemlerin biri 40.yýldönünümden 1968’di.Dünyayý sarsan 68hareketi, Vietnam Savaþý,öðrenciler, iþçiler vesosyalistler o dönemmücadele edenler tarafýn-dan anlatýldý.

Birikim Dergisi’ndenÖmer Laçiner ve SosyalistÝþçi Editörü DoðanTarkan ‘Türkiye’de 68’i 40yýl sonra anlattý.

Tarkan dönemin yenidoðan solunun buhareketi göremediðini,kendine Filistin’i, Küba’yýörnek aldýðýnýn, bu yolunsolla iþçi sýnýfýný kopart-týðýný vurguladý.

68 hareketininTürkiye’de kitlesel birsolun doðmasýna nedenolduðunu, ancak staliniz-

mi sosyalizmi, kemalizmiise ilerici olarak görerekyanlýþ bir çizgiyekayýldýðýný anlattý.

Tarkan, 40 yýl sonraTürkiye ‘68’indençýkartýlacak dersin iþçihareketiyle solun yollarýnýbirleþtirmek, yeni fikirler-le hareket etmekolduðunu söyledi.

Ömer Laçiner ise ‘68hareketinin Türkiye’dedeðiþimi baþlatan vekatýlýmcýlarýnýn kendimücadeleleriyle dene-yerek öðrendiði genç birhareket olduðunu vurgu-ladý. Dünyada 68 ileTürkiye 68’i arasýndakifarklara deðinen Laçiner,

birinde özgürlüðünolduðunu diðerinde iseolmadýðýný anlattý.

40. yýlýnda Dünyada ‘68Son Büyük Ýsyan baþlýklýtoplantýnýn konuþmacýsýise Chris Harman’dý.Harman, ‘68 öncesindedünyanýn emperyalistsaldýrganlýkla kanabulandýðý , ideolojilerinsonunun geldiðine, iþçisýnýfýnýn satýldýðýnainanýldýðýný söyledi.1968’de durumun hýzladeðiþtiðini anlatanHarman þöyle konuþtu:“Ben 68'den iki dersçýkarýyorum. Birincisi,iþçiler eninde sonundamücadele edecektir. Ýkin-

cisi ise bu mücadelebaþladýðýnda bizim zatenkurulu olan mevcut birdevrimci partiye ihtiy-acýmýz vardýr. Ýþçilere neyapacaklarýný söyleyen,emreden bir parti deðil,iþçiler adýna iktidarý ala-caðýný söyleyen bir partideðil ama iþçilerletartýþan, iþçilere yöngöstermeye çalýþan vedolayýsýyla iþçilerin kendiadlarýna iktidarý almalarý-na yardýmcý olan birparti.”

Daha fazla 68! Bu çaðrýöðretim üyesi ve yazarFerhat Kentel’den geldi.Gündelik Hayat’taDireniþ baþlýklý toplantýdakonuþan Kentel, yenisosyal hareketlere dayalýbir mücadelenin gereklil-iðinin altýný çizdi.

Daha fazla ‘68!

Marksizm 2008’in en ilginç tartýþ-malarýndan biri “Ýslam düzen için tehditmi? baþlýklý toplantýsýydý. Eski Mazlum-Der Baþkaný Ayhan Bilgen, Küresel BAKYürütmesi ve DSSÝP üyesi Yýldýz Önen,SWP’den Talat Ahmet’in konuþmacýolduðu toplantýda Ýslamcý hareket enineboyuna tartýþýldý.

Yýldýz Önen, Ýslamcý hareketin tabanýnýoluþturan yoksullarýn düzen için birtehdit olduðunu ancak Ýslamcý hareketin

sisteme alternatif üçüncü bir yol yarata-mayacaðýný vurguladý.

Talat Ahmet ise Bush ve ortaklarýtarafýndan dünyaya yayýlan Ýslamfo-bisinin sistemin iþine yaradýðýna dikkatçekti.

Ayhan Bilgen ise Ýslamcý hareketlerinOrtadoðu’da emperyalizme karþý yok-sullarý harekete geçirdiðini, kitlelerinyeni ve adil bir dünya istediklerinianlattý

Dünyada ve Türkiye’de Ýslamcý hareket tartýþýldý

Silahlar nasýl susacak? Canlý bir tartýþma, sayýsýz örnekve eyleme dönük öneriler

Meclise Ufuk Gerek kampanyasýndan ÖDP üyesiAtilla Aytemur ve DSÝP üyesi Þenol Karakaþ, yerel seçim-lerde sosyalistlerin izleyecekleri yolu tartýþtý. Aytemurgeniþ bir sol cephe ile sosyal hareketlerin birleþik bir þek-ilde yerel seçimlere katýlmasý gerektiðini anlattý. Karakaþise DSÝP olarak "mahalleden meclise" kampanyasýný inþaettiklerini, Baskýn Oran ve Ufuk Uras kampanyalarý daöne çýkan baðýmsýzlarýn öne çýkabileceði bir kampanyayürütmek gerektiðini anlattý.

Almanya'dan Sol Parti üyesi Stefan Bornost ileSWP'den Talat Ahmet Avrupa'da yeni sol parti deneyim-lerini aktardýðý toplantý da politik alternatifin nasýlyaratýlacaðý ele alýndý. Bornost, Sol Parti'nin sosyaldemokrat partinin krizine iyi bir yanýt vererek soldaduran sosyal demokratlarla sosyalistleri yan yanagetirdiðini aktardý.

DSÝP üyeleri Funda Ata ve Meltem Oral "DevrimciParti'nin modasý geçti mi?" sorusuna yanýt aradýMarksizm 2008'de. Kitlesel bir sol parti kurmayý önerensosyalistlerin ayný zamanda iþçi sýnýfýnýn hafýzasý olan birdevrimci partiyi de inþa etmek zorunda olduðunu belir-tip, hareketin net fikirlere ihtiyacý olduðunun altýnýçizdiler.

Ferhat Kentel ve Volkan Akyýldýrým, 'GündelikHayatta Direniþ" baþlýðý altýnda kapitalist toplumda kim-likler, ezme ezilme iliþkileri, kimlikler ve kurgularýn kay-naklarý, yabancýlaþma ve çýkýþ yolu üzerine konuþtular.Marksizm 2008'in en katýlýmlý toplantýlarýndan biri olantartýþmada, marksizmin günümüz toplumunu açýklayýþý,mücadelelerin birleþtirici ve dönüþtürücü rolü,yabancýlaþma gibi baþlýklar ele alýndý.

KEG aktivisti ve Açýk Radyo'dan Gökþen Þahin'Küresel ýsýnmayý durdur, dünyayý deðiþtir' baþlýðý altýn-da iklim deðiþikliðinin dinamikleri, küresel kapitalizmininsan ve canlý yaþamýný nasýl ölüme sürüklediði üzerindedurdu. 'Kapitalizmden sonra yaþam' baþlýklý toplantýdada küresel ýsýnma ve ekolojik kriz yoðun olarak tartýþýldý.Ömer Madra ve Ümit Þahin, yeni bir dünyanýn mevcutyaþam tarzý ve tüketim alýþkanlýklarýndan kurtularakkurulabileceðini söylediler. Doðan Tarkan ise üretenlerinyönettiði yeni toplumun refah ve boþ zamana dayalý ola-caðýný, kapitalizmin krizine ve ekolojik krize toptan birkarþý koyuþun gerekliliðini vurguladý.

5 yýldýr süren savaþ ve küresel savaþ karþýtý hareketingeleceði Küresel BAK Yürütmesi Üyesi Tayfun Mater veyazarýmýz Arife Köse tarafýndan ele alýndý. Ýki konuþmacýda dinleyicileri 14 Haziran’da Adana Ýncirlik Üssü’neyürümeye çaðýrdý.

DSÝP’ten Canan Þahin ve Lambdaistanbul’dan EylemÇaðdaþ kapitalizmin cinsel ayrýmcýlýðaneden ihtiyaç duy-duðunu, cinsiyetçiliðe, homofobiye ve transfobiye karþýnasýl bir mücadele hattý izlenmesi gerektiðini tartýþtý.

Ýran’de gerçekte ne oldu? DSÝP üyeleri Ýremnur Aksuve Volkkan Akyýldýrým bu soruya hem Ýran Devrimi’nintarihinden derslerle yanýt aradý.

DurDe’den Cengiz Algan ve Kocaeli Üniversitesi’ndeSinan Özbek milliyetçilik ve ýrkçýlýk arasýndaki iliþkiyimasaya yatýrdý. Özbek, her iki karanlýk akýmýn kapital-izmle doðduðunu ve birikim süreçlerine yardýmcýolduðunu anlattý.

Darbeye karþý cesur haberciliðiyle öne çýkan TarafGazetesi Yazýiþleri Müdürü Eray Özer, medyanýn nasýlikna ettiðini bir çok örnekle açýkladý. Marksizm 2008’inen keyifli tartýþmalarýndan biriydi.

Marksizm 2008’in kapanýþýnda konuþan DamlaÇimen ve Özden Dönmez ise darbeye, yeni-liberalizme,küresel ýsýnmaya karþý gerçek ve yeni bir solun yaratýl-masýnýn acil bir görev olduðunun altýný çizdi. HerkesiDSÝP’e üye olmaya çaðýrdýlar.

8 sosyalist iþçi sayý: 325

Marksizm 2008 nedeniyleDSÝP’in davetlisi olarakTürkiye’ye gelen Chris HarmanSosyalisst Ýþçi’den Arife Köse ileÝngiltere’de Respect, LatinAmerika’da ise Chavez deney-lerini konuþtu

ARIFE: Ýngiltere'de Respecttecrübesi yaþadýnýz. Bu deneyimsonucunda, bu tarz yeni sol par-tilerin sosyal demokrasiye alter-natif olabileceðini düþünüyormusunuz? Siz bunu baþarabildi-niz mi? Avrupa'da bu tür partilerhangi dinamikleri temsil ediyor?

Chris HARMAN: Önce þunusöylemeliyiz. Bütün Avrupa'dabir sorunumuz var çünkü SosyalDemokrasi merkez solhükümetler kurdu fakat bunlarýnpratikte merkez sað partilerdenhiçbir farký yok. Böylesi birsüreçte, kapitalizmin yapýp ettik-lerine bir alternatifin olabileceðifikri yok olabilir. Fransa'da,Ýngiltere'de, Ýtalya veAlmanya'da bu çok önemli.Çünkü böyle bir þey olduðundapolitikaya kafa yormayan insan-larýn azýnlýklarý suçlamaya baþla-masý çok kolay. Türk ve Kürtgöçmenler Ýngiltere'ye Hackney'eilk geldiklerinde, ana-akým parti-lerin sistemin yetersizlikleri için,konut sýkýntýsý vb için Türk veKürtleri suçlamasý çok kolaydý.Bugün Polonyalýlarý veyaAfrikalýlarý suçlamaya çalýþýyor-lar. Benzer þekilde Fransa'daMüslüman azýnlýðý suçlamalarýçok kolay. Bu þartlar altýnda solaalternatif bir çekim odaðý, sol birkutup yaratmak çok önemli.

Bu tür çekim merkezlerininyaratýlmasýna gelince, sözgelimiAlmanya'da Sosyal Demokratikpartiden kopan önemli sayýdainsan, sendikacýlar Sol Partiyi(Linkei Party) kurdular. Bu partiseçimlerde eyalet meclislerine vemerkezi meclise vekiller seçtirdi,böylece bir çekim merkezi oluþ-turdu. Diðer ülkelerde bu çokdaha zor. Ýngiltere'nin seçim sis-temi ABD'dekine çok benzer.Yani seçimi ya kazanýyorsun yada kaybediyorsun, nispi temsildiye bir þey yok. Bu þartlardaciddiye alýnabilir bir alternatifolarak ortaya çýkmak bizim içinçok zor. Ortaya çýktýðýmýzda dainsanlar þöyle düþünüyor;Respect'e oy verirsem veyaABD'de Nader' oy verirsemdiðer tarafýn kazanmasýna sebepolurum. Ýngiltere'de de son yerelseçimlerdeki en büyüksorunumuz buydu. Çok sayýdainsan bizim Ýþçi Partisi hakkýndasöylediklerimize katýlmasýna rað-men, iþ oy vermeye geldiðindesözgelimi Londra belediyebaþkanlýðý seçimlerinde; ÝþçiPartisinin merkezinin hafifçe sol-unda yer alan Ken Livingstonyerine bizim adaylarýmýza oyverirlerse Muhafazakarlarýnkazanmasýna sebep olacaklarýnýdüþündüler. Bu çok önemli birsorun. Dolayýsýyla bir alternatifyaratmalýyýz diye yola çýktýk amabunun bizim sandýðýmýzdan çokdaha zor olduðunu anladýk.Seçim sistemi buradaki ana fak-tördü.

Diðer bir tehlikeyi de Ýtalya'daolanlar gösterdi. Ýnsanlar þöyledüþündü: Tamam sol alternatifiyarattýk þimdi hükümete giripiþlere el atalým. Ýtalya'da olantam bir felaketti. RifondanzionneKomunista, diðer daha küçükKomünist Parti ve Yeþillerintümü hükümetteydi. Vehükümetin yaptýklarýnýn faturasýhepsine çýkarýldý. Toplam oylarý%12'den %2-3'e düþtü.

Dolayýsýyla þu anda Ýtalya'daaslýnda Berlusconi'nin solundabir alternatif kalmadý çünküSosyal Demokratlar daBerlusconi ile iþbirliði yapýyorlar.Dolayýsýyla bir çekim merkeziyaratmak ve Parlamentoda tem-sil edilmek gerekli, ama oradadýþarýdaki mücadeleleri temsiletmek gerekiyor.

ARIFE: Þu anda bir savaþsürüyor, dünya ekonomisindedurgunluk iþaretleri var, ayrýcaiklim deðiþikliði yaþanýyor vebirçok baþka önemli sorunyaþanýyor. Ýþçi sýnýfýnýn bu res-imdeki durumu ve rolünü nasýlgörüyorsunuz?

HARMAN: Dünyaekonomisinde çifte bir kriz var.Ýki yanýný da anlamak çok önem-li. ABD'de ekonomik durgunlukvar ve bu diðer ülkeleri de vura-cak. Türkiye'yi ne kadar vura-caðýný bilmiyorum, Türkiyehakkýnda uzman deðilim.Bununla eþanlý olarak gýda vepetrol fiyatlarýnda çok þiddetlibir yükseliþ yaþanýyor ki bu ikisibirbirini besliyor. Çünkü gýdaüretmek için gübreye ihtiyaç varve gübre üretimi için gereklienerji de petrolden geliyor. Ki buda çok sayýda ülkeyi etkileyecek.Bu ikisinin bir arada olmasýmücadeleler açýsýndan patlayýcýözellik taþýyor. Ekonomik dur-gunluk vurdukça kapitalistlerbirbirine düþer, sorunu nasýlçözeceklerini de bilmiyorlar. Öteyandan durgunluk istihdamý etk-ilemeye baþlayýnca artan iþsizlikinsanlarda büyük öfke yaratýr.Durgunluk tek baþýnayaþandýðýnda insanlar bir süreçok öfkelenirler ama bir süresonra iþsizlik ve demoralizasyonetkisini gösterir ve öfke uzunsürmez. Hem ekonomik durgun-luk hem enflasyon olduðundaise; kapitalistler enflasyondannefret ederler çünkü fiyatlar yük-seldiðinde politik fikirleriolmayan iþçiler bile ücret artýþýiçin greve gitmek gerektiðinianlar. Son altý aydýr dünyanýnbirçok yerinde gýda fiyatlarýnýnartýþýna karþý çok büyük gösteril-

er, isyanlar yaþanmaya baþladýbile. Önemli örneklerde meselaMýsýr'da gýda maddelerinin fiyat-larýnýn artmasýnýn yarattýðýisyanlarla ücret artýþý için grevlerayný anda yaþandý ve sonuçtaMýsýr hükümetini önemli ücretartýþý yapmaya ve gýda fiyatlarýnýkontrol altýna almaya mecburbýraktý. Bangladeþ'te isyanlara veçok büyük tekstil fabrikalarýndagrevlere yol açtý. Ben bu motifintekrar edeceðini düþünüyorum.Bu durum dünya kapitalizminiyönetmesi gerekenleri dehþetedüþürüyor. Hepsi gýda güven-liðinden ve ülkelerin kendinüfuslarýný besleyebilmesi gerek-tiðinden bahsetmeye baþladýlar.Elbette bütün hükümetler içintehlikeli bir durum. Nüfus açsapatlama tehlikesi vardýr. Bu pat-lamalar olduðunda da önemli birfark var; ayaklananlar sadecegecekondularda yaþayan en yok-sullar ve iþsizlerse ordu onlarýbastýrabilir. Her zaman deðilama genellikle. Ama bu isyanlarkapitalistlerin karýný üreten iþçi-lerin mücadeleleriyle bir arayagelirse o zaman çok daha zor.Mesela Türkiye'de petrol tanker-lerini sürenlerin tümü greveçýkarsa bütün sanayi durur.Türkiye'deki bütün petroltankerlerini sürmeye yetecekkadar asker olduðunu sanmýyo-rum. Hadi oldu diyelim, sadecepetrol tankerleri deðil ki limaniþçilerinin, havaalaný iþçilerininiþini kim yapacak?

Ama soldaki insanlarýn bu türbir durumda çok önemli birgörevi var. Sadece grevleredestek vermekle yetinmeyip,grevler içinde öne sürülen tale-plerle sadece iþi olanlarýn deðiliþi olmayanlarýn da gýda maddesibulabilmesi için mücadele etmek,yani mücadeleleri birleþtirmek.Bu da zor deðil çünkü iþi olan-larýn iþsiz akrabalarý veyaarkadaþlarý da var.

ARIFE: Latin Amerika'daki solhükümetlerin, Chavez veyaBolivya hükümetlerinin yenisolun zaferi olduðunu, bunlarýnyeni solu temsil ettiðini söyleye-

bilir miyiz?HARMAN: Latin Amerika'nýn

tümünde, Kolombiya hariçolmak üzere, pembe dalga diyeadlandýrýlan bir durum var.1990'lar boyunca ve 2000'inbaþýndaki büyük krizlerden buyana IMF'nin dikte ettiði eskipolitikalarýn uygulanmasýnakarþý bir tepki var. Bazý kapital-istler bile "bizi derin krizesürükleyen bu politikalardýbaþka bir þey deneyelim" diyor-lar. Halkta ise bu çok güçlü birduygu. Bu tepki Arjantin,Brezilya ve Uruguay'da ýlýmlýsosyal demokrat hükümetleriiþbaþýna getirdi. Venezüella veBolivya'da ise, meselaVenezüella'da Hugo Chavez ken-disinin ýlýmlý sosyal demokratolduðuna inanarak seçildi, ozaman Tony Blair'in üçüncü yol-unu izleyeceðini düþünürken,hükümete geldiðinde eski ege-men sýnýfýn reformlara direnmesive düþmanlýðý karþýsýnda solaitildi ve aþaðýdan kitlesel harekettarafýndan iktidarda tutuldu.Konuþmalarý kitle hareketininetkilerini yansýtýyor. Ancak uzunvadede bir sorunla karþý karþýya.Çünkü Venezüella kapital-izminin kilit sektörlerine dokun-madý ve Venezüella'nýn büyüyensorunlarý var. Petrol fiyatlarýnda-ki artýþ sayesinde yoksullara bazýreformlar verebilse de zenginleride daha da zenginleþtirdi.Chavez iktidara geldiðindepetrolün varil fiyatý 15 dolarkenþimdi 100 dolarýn üstünde.Enflasyon artýyor vs.Venezüella'da temel sorunkitlelerin daha ileriye gitmeyehazýr olup olmadýklarý. Bununiçin de Chavez'in ne dediðinebakmadan aþaðýdan yukarýyadoðru kendi örgütlerini kur-malarý gerekiyor.

ARIFE: Anayasa referandu-mundan beri Chavez'e eleþtirilerve muhalefet büyüyor. Þimdi nedüþünüyorlar?

HARMAN: Venezüella'yý anla-mak için þunu anlamak zorun-dayýz: Nüfusun üçte biriChavez'den nefret ediyor. Bunlar

aslen üst orta sýnýflar. Ama üstsýnýf her zaman kendi dýþýndabirilerini de etkiler. Üst orta sýnýfChavez'den gerçekten nefretediyor. Kapitalistler Chavez'denhoþlanmýyorlar ama mademburada deyip onunla pazarlýkyapmaya çalýþýyorlar. Öte yan-dan üst orta sýnýf ondan tamanlamýyla nefret ediyor, çünküonlar beyaz Chavez ise kahv-erengi tenli. Üst orta sýnýf herzaman ülkenin yöneticisi olduama Chavez onlara göre son-radan görme. Ayrýca Chavezyoksullarýn öfkesini ve hýncýnýtemsil ediyor ki bu da üst ortasýnýfta nefret uyandýrýyor veonlarý dehþete düþürüyor.Chavez seçimlerde nüfusun%60'ýnýn desteðini aldý. Bununyarýsý yani nüfusun üçte biriChavez' tapýyor. Onu ilah halinegetiriyorlar. Fakat diðer yarýsýChavez'i kendilerine bir iyileþmesaðladýðý ölçüde destekliyorlar.Tereddüt ediyorlar. Bir kýsmýegemen fikirlerden etkilendiðiiçin tereddüt ediyor. Çünkü halamedya, gazeteler Chavez'e nefretkusuyorlar. Bir kýsmý da tereddütediyor çünkü geçmiþte de çokgüzel þeylerin vaat edildiði haldegerçekleþmediðini biliyorlar.Venezüella'da ne zaman petroledayalý ekonomik geniþlemeyaþansa bir lider çýkýp kitlelerereformlar vaat etti ve bazý kesim-ler artýk bundan kuþku duyuyor.Bunlar Chavez'i kendileri için birþeyler yaptýðý ölçüde destekliyor-lar. Referandumdaki bazý þeylerseçimlerde Chavez'e oy veren-lerin bir kýsmýnýn hoþuna gitme-di, hem solda hem de saðdaki-lerin bir kýsmýnýn. Sözgelimi aynýkiþinin üst üste devlet baþkanýseçilebilmesi Latin Amerika'dadenenmiþ bir fikir. Popülist birdevlet baþkaný zamanla saðcý birdevlet baþkaný haline gelebilir.Ýnsanlar bunu biliyorlar.Dolayýsýyla bundan hoþlan-madýlar. Bunun gibi baþka þeylerde vardý. Ayný zamanda;"Chavez birçok þey vaat ediyorama öte yandan gýda mad-delerinin fiyatlarý artýyor, hayatgiderek zorlaþýyor, aslýndadeðiþen bir þey yok" gibi birduygu hakimdi. Dolayýsýylareferandum geldiðinde, sayýlarýezberden aktaracaðým ama, biryýl önce Chavez'e devlet baþkan-lýðý seçiminde oy veren 3 milyonkiþi oy kullanmadý, ki bunun 1milyonu Chavez'in partisininüyeleriydi. Chavez'in partisinin 5milyon üyesi var ve bunlarýn 1milyonu referandumda oy ver-medi. Referandumdan beriVenezüella'da bir tartýþma sürüy-or: Chavez saðýndakileri kazan-mak için saða mý yanaþmalýyoksa sola mý? Gördüðümkadarýyla Chavez hükümeti için-deki baskýn eðilim saðayönelmek yönünde. Aþaðýda,yeni sendika UNT içinde iseinsanlar Chavez'e sola yöneldiyor. Çeliþkilerle dolu birdurum. Mesela Venezüella'nýnen büyük çelik fabrikasýSIDOR'da grev vardý. SIDOR'unyarýsý Arjantin firmasýnýn elinde.Chavez bu fabrikayý kamulaþtýr-mayý reddetti. Grev oldu. Ordugrevcilerin üzerine saldýrtýldý. Bukrize yol açtý.. Bunun üzerineChavez fabrikayý kamulaþtýrdý.Yani Chavez olaylarýn gidiþatýnagöre bir saða bir sola yöneliyor.Bence hareket içindeki sol,baðýmsýz olarak örgütlenmeli veChavez mücadele ettiði ölçüdeonu destekleriz, etmediði zamanda biz kendimiz mücadele ederizdemeli.

“Parlamentoda sokaktakimücadeleyi temsil etmelisin”

sayý: 325 sosyalist iþçi 9

Resmi ideoloji, kemalizm,iþçi sýnýfý ve solOnur Öztürk

Sosyalist Ýþçi'nin geçtiðimizsayýlarýnda, "Kemalizm ve Anti-emperyalizm" konusunu tartýþ-maya çalýþmýþtýk. Bu yazý ise birölçüde devam niteliðinde olmak-la birlikte, daha çok Kema-lizm'in sola ve iþçi sýnýfýna yak-laþýmýný deðerlendirmiþtir.Kuþkusuz pek çok kiþi açýsýndanbu tartýþmalar, 60'lý ve 70'li yýllar-da kalmýþ ve büyük ölçüdeaþýlmýþ, beylik konular. Fakatbugün tekrar Kemalizm ve solu,hatta Kemalizm'le sosyalizmiözdeþleþtirme çabalarýnýn iyiceyoðunlaþtýðý düþünülürse, dönüpbu konularý tekrar tartýþmak birihtiyaç haline geliyor.

1920 - 223 arasýkemalizm'insola yaklaþýmý

1917'de Rusya'daki EkimDevrimi, tüm dünyada olduðugibi Anadolu'da da büyük etkiyaratmýþtý. DolayýsýylaAnadolu'da pek çok irili ufaklýsol akým belirmeye baþlamýþtý.Türkiye Ýþçi ve Çiftçi Fýrkasý,Halk Ýþtirakiyun Fýrkasý, YeþilOrdu ve 1.Meclis içersindeki halkzümresi bilinen örneklerdi.

Kemalizm'in, Milli Mücadelesürecinde sola yaklaþýmý iledýþarýda diplomatik manevralarýarasýnda paralellik olduðu he-men göze çarpmaktadýr. Sovyet-ler ile iliþkiler geliþtirilirken,muvazaa bir Komünist Fýrkakurulur. Söz konusu Parti, Ko-mintern'e üyelik için baþvurur.Fakat Komintern'den ret cevabýalýr. Kuþkusuz böyle bir fýrkanýnkurulmasýnda iç politikaya yöne-lik hesaplar da vardýr.

Böylece hem Meclis'teki hemde Meclis dýþýndaki sol akýmlarkontrol altýnda tutulacaktýr.Nitekim Ýtilaf Devletleri ile uzlaþ-ma yolunun arandýðý LondraKonferansý öncesi sola yönelikgeniþ bir tasfiye yaþanýr. ÖnceAnkara'ya, Milli Mücadele'yedestek amacýyla gelen MustafaSuphi ve arkadaþlarýKaradeniz'de katledilir. Meclisiçindeki Halk zümresi üyeleri,Tokat Mebusu Nazým Bey baþtaolmak üzere, tutuklanýr, istiklalmahkemelerinde yargýlanýr vebütün Ülkede sol yasaklanýr.

1922 yýlýnda bir ara sol

faaliyetler tekrar serbestbýrakýlýrken, yýlýn sonuna doðrubaskýlar tekrar artar.

Devlet kapitalizmi vehalka raðmen halkçýlýk

Cumhuriyet'in ilanýndan sonrada sola yönelik baskýlar devameder. 1925 yýlýnda baþlayanÞeyh Sait isyaný bahane edilerek,Orak Çekiç, Aydýnlýk dergilerikapatýlmýþ, TKP'ye yönelik geniþbir tevkifat baþlatýlmýþ ve pekçok parti üyesi tutuklanarak aðýrcezalara çarptýrýlmýþtýr. OysakiTKP o sýralar Þeyh Sait ayaklan-masýný "gerici", "feodal veCumhuriyet karþýtý" bir hareketolarak görmüþ(Tarihinin enbüyük hatalarýndan birini yap-mýþtýr.), kemalist hükümetleridesteklemiþti(Bu olaydangünümüz için de dersler çýkarta-biliriz.) Dönemin tek sol partisiolan TKP'ye yönelik tevkifatlarneredeyse 1925'ten sonra hersene olaðan hale gelmiþtir.Aslýnda tahammülsüzlük sadecesola karþý deðil, burjuva muhale-fete karþý da vardýr. BizzatMustafa Kemal'in yakýnarkadaþlarý tarafýndan kurulanTCF ve SCF, halktan biraz ilgigörünce hemen kapatýlmýþlardýr.

Belki de solda kafa karýþýklýðýnaneden olan olgu, 1930'lardauygulanan devletçilik poli-tikasýdýr. Kuþkusuz sosyalizmikamu mülkiyeti ve merkezi plan-lamaya indirgeyen bir "sol"anlayýþ için 1930'larýn poli-tikalarýnda "sosyalizm" aramakanlaþýlýr bir durumdur. Oysa"aþaðýdan sosyalizm" perspektifiile döneme bakanlar için isegörüntü çok farklýdýr. Döneminkadrolarýnýn tek hedefi, yukar-dan aþaðý kapitalist dönüþümügerçekleþtirmek ve güçlü birTürk burjuva sýnýfý oluþturmaktý.Mustafa Kemal'in þu sözü bupolitik çabayý çok güzel özetle-mektedir: "…Memleketimizdepek çok milyonerin, hatta mil-yarderlerin yetiþmesine çalýþa-caðýz…". Zaten devletçilik poli-tikasý, 1920'lerde kimi liberaladýmlarýn baþarýsýz olmasý vebunun üzerine bir de 29buhranýnýn eklenmesi ilebaþlamýþtýr. Kurulan KÝT'ler iseözel sermayeye rakip deðil, ter-sine onu tamamlayýcý bir özelliktaþýmaktadýr. Örneðin KÝT'ler

özel þirketlerden pahalýya malsatýn alýrken, onlara ucuz girdive ara malý saðlamaktadýr.

1930'lar ve 40'larda halka rað-men halkçý bir politika izlen-memiþtir. Ýþçi sýnýfýnýn baðýmsýzsendikal örgütlenmesine izin ver-ilmemiþ, dönemin cemiyetlerkanunu ile sýnýf esasýna göredernek kurulmasý yasaklan-mýþtýr. Grev de dolayýsýylayasaktýr. Bu durum iþçilerüzerinde yoðun bir sömürüanlamýna gelmiþtir. 1936'da çýkan3008 sayýlý kanun ile iþçi kavramýda "sadece kol gücü ile çalýþan-larla sýnýrlý tutulmuþtur."Avrupa'da yükselen faþizminetkisiyle korporatist-solidarist biranlayýþ hâkim olmuþtur. Bu zih-niyet, dönemin temel sloganýnda,"Sýnýfsýz, imtiyazsýz, kaynaþmýþbir kitleyiz." Ýfadesini bulmak-tadýr. Ayrýca faþizmin etkisidevlet-parti özdeþliðinde de ken-dini göstermiþtir. 1929 yýlýndakanunlaþan 1580 sayýlý belediyekanunu ile il merkezlerindebelediye baþkanlarý ile valilerinayný kiþi olmasý, 1935 CHP kon-gresinde ise Parti il baþkanlarýnýnayný zamanda vali (Tabi ki bele-diye baþkaný da) olmasý kabuledilmiþtir. Mustafa Kemal'in ölü-münde hemen sonra toplananParti kongresinde de ÝsmetÝnönü, "Milli Þef ve deðiþmezgenel baþkan" Ýlan edilmiþtir.

Sömürü köylüler üzerinde deyoðun bir þekilde sürmüþtür."Jandarma dipçiði" kavramý odönemden kalmadýr. Ayrýca oyýllarda karayolu yapýmý için yolvergisi konulmuþ, vergiyiödeyemeyen köylüler için ise yolinþaatlarýnda çalýþma zorunlu-luðu getirilmiþtir.

Ankara'da ise idareciler, kapi-talist modernleþmeyi kýlýk kýyafetdeðiþikliðine veya AnkaraPalas'ta balolar vermeye indirg-erken, Kentin Ulus Meydaný,Yeniþehir gibi alanlarýna köydenveya kýrsal alandan geldiði kýlýkkýyafeti ile anlaþýlan kiþileringirmesi yasaklanmýþtýr.

Kýsacasý bütün bu veriler deðer-lendirildiðinde, o yýllarda,sosyalizmden izler aramak gibizorlama çabalar beyhudedir.Tersine sosyalizm bir yana, tekparti döneminde bugüne kadarda miras kalan elitist-bürokratikbir anlayýþ hâkimdir.

Petrol fiyatlarýndaki artýþ ekonomikdurgunluk tehdidi oluþturuyor

Alex Callinicos

Son bir kaç haftadýr Amerika’da Wall Street’de, Ýngiltere’deLondra’da hafif bir moral düzelme var.

ABD Maliye Bakaný Hank Paulson “düzelme iþaretleri görüy-oruz” dedi. “Piyasalar Mart ayýna göre oldukça sakin.”

Bunun esas olarak önde gelen kapitalist ülkelerin uluslararasýbankacýlýk sisiteminin çöküþünü engellemek için ihtiyaçlarý nekadarsa o kadar parayý bulup pompalayacaklarýnýsöylemelerinden kaynaklanýyor.

Financial Times gazetesinin en önemli ekonomi yorumcusuMartin Wolf biraz havaya göre davranýr. Martta çok tedirgindi.

“Bu geliþmekte olan ekonomilerde ki bir kriz deðil, geliþmiþ,kurallarý olan, dünyanýn en geliþmiþ ekonomilerinin krizidir”diye yazýyordu. “Evet, hükümet ekonomiyi kurtarabilir. Þimdizaten böyleyapmaya zorlanýyor. Ama bu hikayenin sonu deðil.”

Ne var ki, geçen hafta ayný Wolf eski saldýrgan, yukarýdanbakan yeniliberal kiþiliðine geri döndü ve bize “pazar haklýdýr”dedi. Konu, bugünlerde yeniden yükselerek varil baþýna 126dolar olarak bütün zamanlarýn en yüksek fiyatýna ulaþanpetroldü.

Wolf, tartýþmalýbir konu olan deþiyor. Petrolün ve diðer temelmaddelerin fiyatlarý ne ölçüde mali spekülasyonun ürünüdür.

Ona göre, spekülasyonun fiyatlar üzerinde önemsenebilecekbir etkisi yok, olduðu kadarýyla da arz ve talebi ayarlýyor ve buda yararlý.

Financial Times gazetesinin biraz daha az ünlü köþe yazarýTony Jackson geçen hafta köþesinde biraz daha farklý bir görüþdile getirdi. yazýnýn baþlýðý “Yükselen fiyatlar ve spekülatörlerinbayramý” idi.

“2006’da Uluslararasý Para Fonu (IMF) temelmallardaspekülatif hareketlilik fiyat artýþlarýna uyum saðlýyor, bununtam tersi olmuyor diyordu” diye yazýyor Jackson.

“Ama bu Mart’ta IMF kredi çöküþü ve ekonomik yavaþlamaolmasýna raðmen fiyatlarýn hala artmasýkarþýsýnda birazþaþýrdý.”

Mali balonSpekülatörler bir zamandýr haklý olarak mali balonun patlaya-

caðýndan korkuyorlar. Bu nedenle 2000’lerin ortasýndan beri fi-yatlarý artmaya baþlayan temel maddelere yatýrým yapmayabaþladý.

“Ve son zamanlarda dünya enflasyon tehlikesine uyanmayabaþladýðýnda, temel maddeler enflasyona karþý en önemli engelolarak görülmeye baþlandý” diye ekliyor Jackson.

Petrol fiyatlarýný ne artýrýyor olursa olsun, bazý yorumcular fiy-atýnýn varil baþýna 250 dolara kadar çýkabileceðini söylüyorlar.

Bu kredi piyasalarýnda ne olursa olsun ciddi bir küresel dur-gunluða yol açacaktýr.

Bu nedenle Suudi Arabistan’a son yaptðý gezide George Bushdaha fazla petrol üretimi istedi. ABD’nin petrol bölgelerinikorumasýnýn karþýlýðýnda petrol üretiminin artmasýnýn fiyatlarýaþaðý çekeceðini umuyor.

Suudi kraliyet ailesi George Bush ülkelerini terk edene kadarbeekledi ve sonra zaten bir hafta önce petrol üretimini ciddiölçüde arttýrma kararý verdiklerini açýkladý. Bugünlerde hiç birArap ülkesinin ABD’ye bu kadar uyumlu ve yakýn grünmekistemeyeceði koþullarda açýklandý.

Ancak, petrol fiyatlarýnýn artýþý dursa bile ABD ve dünyaekonomisi henüz sorunlarýndan kurtulmuþ deðil. AvrupaMerkez Bankasý’nýn baþkaný Jean-CClaude Trichet, son günlerdeÝngiliz televizyon kanalý BBC’ye verdiði bir demeçte israrlakredi piyasalarýnda çöküþ olasýlýðýnýn bittiðini söylemedi.

Bankalarýn birbirlerine karþý uyguladýklarý faiz oraný hala çokyüksek. Bu, bankalarýn birbirlerine ne kadar güvensiz olduk-larýný gösteriyor. Öte yandan, ABD’de konut fiyatlarý beklen-medik bir biçimde düþüyor ve mali sistem içinde yeni zararlaraneden oluyor.

Geliþmekte olan ekonomik durgunluðun ne ölçüde ciddi ola-caðýný tahmin etmek hala oldukça zor. Fakat her zamanki gibibu krizin faturasýný halk ödeyecek. Ýngiltere Merkez Bankasý’nýnbaþý Mervyn King “cici 1o yýl artýk geride kaldý” derken bunuçok net bir biçimde ifade etti.

Daha da yükselecek fiyatlar “gerçek ücretleri azaltacak, bu isetüketici harcamalarýný ve üretimi kýsacak ve belki de çok ciddiboyutlarda bunlarý gerçekleþtirecek” diye ekledi.

Dolayýsýyla uyarýlmadýk diyemeyiz, sorun bunun karþýsýndane yapacaðýz...

Okurmektuplarý

Funda ATA

Bir önceki sayýmýzda1968'e gelene kadar varolan sol örgütlenmelereve politik duruþlarýna gözatmýþ idik. Kaldýðýmýzyerden devam edelim.

1970 15-16 Haziran'ýbüyük iþçi hareketlerinindoðuþu oldu. Mecliste 13Haziran'da görüþülmeyebaþlanan yasaya karþýiþçiler sokaklara çýktý.Yasaiþçilerin sendikalaraserbestçe üye olmalarýnýve sendikalardan ayrýlmahaklarýný güçleþtiren,toplu sözleþme ve grevhaklarýný kýsýtlayanhükümler içeriyordu.Sendikalarýn ülke çapýndafaaliyet gösterebilmesiiçin iþkolunda sigortalýçalýþan iþçilerin en az üçtebirini örgütlemesi barajýgetiriliyordu. Ayrýca kon-federasyonlarýn faaliyetgösterebilmesi için ülkeçapýnda sendikalý iþçisayýsýnýn üçte biri üyeyesahip olmasý hükmü getir-iliyordu. Bu hükümDÝSK'in anlamsýz halegelmesi anlamýna geliyor-du.

Ýþçiler, "AnayasaÇiðnenemez!", "DÝSKKapatýlamaz" sloganlarýile yürüdü. Üç koldanyürüyüþe geçen iþçiler,Ýzmit, Gebze'denKadýköy'e, Levent'tenMecidiyeköy ve Taksim'e,Bakýrköy'den Topkapý veEdirnekapý'ya kadarulaþtýlar. Ve Kadýköy'deaçýlan ateþ sonucu, üç kiþiyaþamýný kaybetti.

16 Haziran'da sýkýyöne-tim ilan edildi ve DÝSKyöneticileri tutuklanarakhaklarýnda dava açýldý.Bir süre sonra davalarberaatla sonuçlandý. VeYasa; "Anayasaya aykýrýolduðu" gerekçesiyle oybirliði ile AnayasaMahkemesi tarafýndaniptal edildi.

Ýþçilerin gücünügörmemek

Ayný dönemde THKP-C,THKO ve TKP-MLyapýlanmalarý oluþtu.Hepsi de Fikir KulüpleriFederasyonu'nun isimdeðiþtirerek Dev-Gençolduðu dönemde bu alan-da çalýþan kadrolarýnoluþturduðu örgütlenme-ler idi. Mao'nun Çin'in-den, Sovyetler birliðindestalinizmden, Che'den veFilistin kurtuluþ örgütün-den etkilendiler.Türkiye'de gerçekleþmesi

olasý devrimin MilliDemokratik Devrimolduðunu düþünüyor-lardý. Bu tez MihriBelli'nin tezi idi. Dünyada geliþen 68'in politiktartýþmalarýn ve yarattýðýdeðiþim bu dönemdeoluþan örgütlenmelertarafýndan kabul edilme-di. Hatta bu örgütlerkendilerini dünyadakigeliþmeye kapattýlar.

Bütün dünya savaþkarþýtý hareketler ilesarsýlýr ve yeniden biçim-lenir iken, Türkiye'debirkaç salon toplantýsý veODTÜ'de Kommer'inarabasýnýn yakýlmasý vedaha önceleri 6.Filoprotestolarýndan baþka birþey olmadý. Solu þekil-lendiren dünyada geliþensavaþ karþýtlýðý veya iþçihareketinin 15-16 Haziranbüyük gösterileri olmadý.

Ayný yýllarda Kürt hare-ketinde de kýpýrdanmalarbaþladý, yeni örgütlenmel-er oluþtu. Ama buhareketlenmeler deteklen-medi, göz ardý edildi.

Bu dönemde en belirginsloganlardan biri "Ordu-Gençlik Elele-MilliCephede" idi. Millidemokratik Devrim tezini

savunan bütün buörgütlenmeler ordununve Kemalist bürokrasininilerici olduðu düþünüyor-lardý.

1971 darbesi12 Mart 1971'de muhtýra

verildi, Baþbakan Demirelistifa etti. CHP’li NihatErim'e hükümet kurmagörevi verildi. Nihat Erimpartiden istifa edip karmabir hükümet kurdu. 11ilde sýkýyönetim ilan edil-di. Derneklerin ve pekçok gazetenin ayýný dur-duruldu.

Muhtýra o dönem solunbir kýsmý tarafýndandesteklendi. Bir kýsmý isenet tavýr almadý.Sendikalar ve çeþitlidernekler muhtýrayadestek verdiler. Dev-Gençiçerisindeki oluþumlarýnise bu konuda kafasýkarýþýktý. Darbeye netçehayýr demediler.Muhtýra'dan birkaç günsonra yayýnladýklarýbildiride bu kafa karýþýk-lýðý açýklýkla görülüyor.Orduyu ve Kemalistbürokrasiyi ilerici görenbir politik zemindenbaþka bir tutum çýk-masýnýn nerdeyse imkan-

sýz olduðu o gün içindebu gün içinde kolaylýklaanlaþýlabilir bir geliþme.

Darbe sendikalarýn,öðrencilerin, sokaktakiher türlü muhalif gücünüzerine hýzla bir kabusgibi çöktü.

17 Mayýs'ta ÝsrailBaþkonsolosu Elrom,Mahir Çayan vearkadaþlarý tarafýndankaçýrýldý. 31 MayýsAdýyaman Nurhak daðýn-da, Sinan Cemgil, KadirManga, AlparslanÖzdoðan öldürüldü. 9Ekim'de Deniz gezmiþ ve17 arkadaþý idamamahkûm oldu.10 Ocak1972 de 3 idam hükmüonaylandý. 30 Mart1972'de Mahir Çayan vedokuz arkadaþýKýzýldere'de öldürüldü. 6Mayýs 1972’de DenizGezmiþ, Yusuf Aslan,Hüseyin Ýnan idam edildi.18 Mayýs 1973 'te ÝbrahimKaypakkaya öldürüldü.

1971 darbesi 2 yýliçerisinde o dönemhareketin önemli kadro-larýný ya öldürmüþ, ya dayakalayýp hapsetmiþti. Odönem ortaya çýkanörgütlenmeler varlýklarýnýdevam ettiler ve 1970'ler

boyunca benzer poli-tikalar egemen oldu.

1970'lerden günümüzesolu þekillendirengeliþmeler ve politikzemin bu idi. Bu gün halapek çok sol yapýnýn aynýgeleneði devam ettirdiðinigörüyoruz. Bu yüzdenhala darbeye karþý tutumalamayan, kürt hareke-tinin yanýnda koþulsuzcadurmayan, sekter vemarksist olmayan bir solvar. Kendi dönemindeStalin eleþtirisi yapmýþolsa da eleþtiridençýkardýðý sonuç, geril-lacýlýk olan sol gelenek,asla dünyayý geliþtirecekgücün iþçi sýnýfý hareketi,kitlesel aþaðýdan eylemlerolduðunu görmedi. Hepikameci, dünyadakigeliþmelere kapalý ve sek-ter olma özelliðinikorudu.

Faþist hareketingeliþimi

Türkeþ ve kurmaylarýnýn1965'te ele geçirdikleriCumhuriyetçi KöylüMillet Partisi'nin ismini1969'da Milliyetçi HareketPartisi olarakdeðiþtirmeleri ve 1968'deparamiliter faþist gençlikörgütlerinin çekirdeðinioluþturan "komando kam-plarý"ný Türkiye'nindeðiþik bölgelerinde kur-malarý o dönemin önemligeliþmeleri idi. 70'lerinikinci yarýsýna kadar faþisthareket giderek güçlendi.Söylemi anti-komünistidi. Komünizme karþýmücadele için sistemieleþtiren bir dil kullan-maya çalýþýyorlardý. 1970li yýllar boyunca faþistlerpek çok iþçi, öðrencimuhalifi katletti,Kahramanmaraþ, Malatya,Çorum ve Sivas'ta kitlekatliamlarýnda belirleyicirol oynadýlar. 1977 seçim-lerinde yüzde 6,7 oy ala-bilecek kadar güçlendiler.

Sol güçler faþistlere karþýbulunduklarý her yerdeciddi mücadeleler verdil-er. Ancak faþizme karþýkitle eylemlerindenziyade kadro eylemlerinive silahlý direniþi öneçýkardýlar. O döneminsolu milliyetçi fikirler ileharmanlanmýþ olduðun-dan, faþizme karþý büyükkalabalýklarý hareketegeçirebilmeleri mümkünolmadý. O güden bu günegeliþen MHP dünyanýn enbüyük faþist partilerindenbiri olarak varlýðýnýsürdürüyor.

Hatýrla sevgili, ama neyi?1960’lar, solun doðuþu, kemalizm, darbeler, daraaðaçlarý

10 sosyalist iþçi sayý: 325

Bu dönemde en belirgin sloganlardan biri "Ordu-Gençlik Elele-Milli Cephede" idi. Millidemokratik Devrim tezini savunan bütün bu örgütlenmeler ordunun ve Kemalist bürokrasininilerici olduðu düþünüyorlardý.

MHP’ye dikkatDarbe süreci ile birlikte

22 Temmuz seçimlerindenkazançlý çýkanlardan birisifaþist parti MHP olmuþtu.Bir önceki seçimlerde kay-bettikleri oylarýn birbölümünü yeniden kaza-narak meclise girdiler.

Þimdi ise kapatma davasýve ardarda gelenmuhtýralarýn yarattðýortamdan yararlanmayaçalýþýyorlar.

Hem sermayeye hem degeniþ kitlelere, çatýþmadandeðil çözümden yanaolduklarýný anlatmayaçalýþýyorlar bu sebepleülkü ocaklarýný kapatýyor-lar, yargýtay ve danýþtaymuhtýralarýnýn ardýndancumhurbaþkanýný göreveçaðýrýyorlar.

Belki de en önemlisi,MHP tarihinde ilk defaorduyla arasýna mesafekoymaya çalýþýyor, böylecesermayeye "ben istikrarýkorurum" diyor, bir yan-dan da darbeye karþýtutum alan geniþ kitlelere"bakýn ben ordununsiyasete karýþmasýnkarþýyým, Ergenekon'la daalakam yok" diyor.

Peki, MHP gerçektenkurtken kuzu mu oluyor?Tabii ki hayýr, halen birçok saldýrýnýn arkasýndabu faþist partinin parmaðývardýr.

Akdeniz Üniversitesi'ndesilahla solcularýn üstüneateþ açan faþistin ÜlküOcaklarý'na gittiði tespitedilmiþti.

MHP'nin bütün bu kaosortamýndan güçlendiðiaçýk, AKP'nin kapatýldýðýve ekonomik dengelerinde bozulduðu bir ortamdaMHP egemen sýnýfýn yenitercihi olabilir, daha datehlikelisi soldan bir alter-natifin büyümemesihalinde kitleler için degüçlenen bir odak halinegelebilir.

Bu sebeple AKP'nin kap-atýlmasýna tavýr almakfaþizme karþý da tavýralmaktýr. Bu tavra emekhareketini kazanmak veyeni bir sol alternatifi inþaetmek gerekir.Unutmayalým kurt pusluhavayý sever!

Can Irmak Özinanýr

dsip.org.trgüncellendi

yayýnda!15-116 Haziran 1970, büyük iþçi direniþi

12 Mart’ýn iþbaþýnagetirdði Baþbakan Erim

sayý: 325 sosyalist iþçi 11

Aþaðýdan sosyalizm-Kapitalist toplumda tüm

zenginliklerin yaratýcýsý iþçisýnýfýdýr. Yeni bir toplum,iþçi sýnýfýnýn üretim araçlarý-na kolektif olarak el koyupüretimi ve daðýtýmý kontroletmesiyle mümkündür.

Reform deðil, devrim-Ýçinde yaþadýðýmýz sis-

tem reformlarla köklü birþekilde deðiþtirilemez,düzeltilemez.

-Bu düzenin kurumlarýiþçi sýnýfý tarafýndan elegeçirilip kullanýlamaz.Kapitalist devletin tümkurumlarý iþçi sýnýfýna karþýsermaye sahiplerini, ege-men sýnýfý korumak içinoluþturulmuþtur.

-Ýþçi sýnýfýna, iþçi konsey-lerinin ve iþçi milislerininüzerinde yükselen tama-men farklý bir devlet ge-reklidir.

-Bu sistemi sadece iþçisýnýfýnýn yýðýnsal eylemidevirebilir.

-Sosyalizm için mücadeledünya çapýnda bir mücade-lenin parçasýdýr.Sosyalistler baþka ülkeleriniþçileri ile daima dayanýþ-ma içindedir.

-Sosyalistler kadýnlarýntam bir sosyal, ekonomikve politik eþitliðini savunur.

-Sosyalistler insanlarýncinsel tercihlerinden dolayýaþaðýlanmalarýna ve baskýaltýna alýnmalarýna karþýçýkarlar.

Enternasyonalizm-Sosyalistler, bir ülkenin

iþçilerinin diðer ülkeleriniþçileri ile karþý karþýyagelmesine neden olan herþeye karþý çýkarlar.

-Sosyalistler ýrkçýlýða veemperyalizme karþýdýrlar.Bütün halklarýn kendikaderlerini tayin hakkýnýsavunurlar.

-Sosyalistler bütün haklýulusal kurtuluþ hareketleri-ni desteklerler.

-Rusya deneyi göster-miþtir ki, sosyalizm tek birülkede izole olarak yaþaya-maz. Rusya, Çin, DoðuAvrupa ve Küba sosyalistdeðil, devlet kapitalistidir.

Devrimci parti-Sosyalizmin gerçekleþe-

bilmesi için, iþçi sýnýfýnýn enmilitan, en mücadeleci kes-imi devrimci sosyalist birpartide örgütlenmelidir.Böylesi bir parti iþçi sý-nýfýnýn yýðýnsal örgütleri vehareketi içindeki çalýþmaile inþa edilebilir.

-Sosyalistler pratik içindediðer iþçilere reformizminiþçi sýnýfýnýn çýkarlarýnaaykýrý olduðunu kanýtla-malýdýr. Bu fikirlere katýlanherkesi devrimci bir sosyal-ist iþçi partisinin inþasýçalýþmasýna omuz vermeyeçaðýrýyoruz.

sosyalist iþçine savunuyor?

haksýzlýklarý,mücadalenizi,yorumlarýnýzý

bize yazýn

[email protected]

21 Mayýs 2008 Çarþamba günü, EgeÜniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde, RoniMargulies’in konuþmacý olarak katýldýðý,“Darbeye 301 kere hayýr!” konu baþlýklýbir toplantý düzenledik. Bahçedeki “alter-natif þenliðe” ve bunaltýcý hava sýcaklýðý-na raðmen 15 kiþi bir araya geldik.Toplantýda, 301’de yapýlan deðiþikliðinbinlerce insanýn yargýlanmasýný, cezaalmasýný veya hedef gösterilmesini

engellemeyeceði, bu maddenin tamamenkaldýrýlmasý gerektiði, bunun için deuzun soluklu, birleþik ve kararlý birmücadele gerektiði vurgusu, AKP’ninkapatýlma davasý son tarih olarak elealýnýp, geçmiþten bu davaya kadar olandarbe süreçleri/giriþimleri gözler önüneserilerek yapýldý. Roni margulies’le birsöyleþi de Karakedi kültür Merkezi’ndegerçekleþti.

Ankara ÜniversitesiCebeci Kampüsü'nde sonzamanlarda yoðunlaþanÖzel GüvenlikBirimi(ÖGB) saldýrýlara biryenisi daha eklendi. 16Mayýs Cuma günü artanÖGB saldýrýsý ve kapýlarakonulan turnikelere karþýyapýlan yaklaþýk 400 kiþilikeylemden sonra, sivil giy-imli bir ÖGB, Zafer Algülisimli öðrenciyi takipederek kafasýna silahdayadý ve ölümle tehditetti. Öðrenciyi darp edengüvenlik görevlisi dahasonra parmaðýyla iþaretederek "Terörist var!" diyebaðýrarak linç giriþimiyaratmaya çalýþtý. Bununüzerine sýnav dönemiolmasý ve öðrencilerin ders

çalýþmasý nedeniyle göreceboþ olan kampüste bireylem daha örgütlendi.Yaklaþýk 250 kiþininkatýldýðý eylemde bir önce-ki eyleme göre daha sekterbir hava vardý, öðrencilerihedef alan bir açýklamayapan rektör bir kemalistolmasýna raðmen, basýnaçýklamasý asýl olarakhakkýnda kapatma davasýbulunan AKP'yi hedef alýy-ordu, "Faþizme KarþýOmuz Omuza" gibieylemin gündemine iliþkinolmaya sloganlar da atýldý.Tüm bunlara ve sýnavdönemine raðmen her ikieylem de kampüslerdeyeni ve radikal bir solundoðmakta olduðunu gös-terdi.

ODTÜ yurtlarýnda boykotODTÜ Ýsa Demiray Yurdu'nda 100 öðrencinin

katýldýðý bir forumda kantin fiyatlarýný protestoetmek amacýyla boykot kararý alýndý.

Boykot kýsa zamanda önce Refika Ersoy Yurdu'nasonra 4.Yurt'a sýçradý.

Boykota yurtlarda kalmayan öðrenciler de destekveriyor.

Öðrenciler gerekirse boykotun yurtlarýn dýþýndatüm kantinlere yayýlacaðýný belirtiyorlar.

Güvenlik deðil özgürlük istiyoruz

Türk Ceza Yasasý'nýn 301.maddesinin ifade özgür-lüðünün önünde çok ciddibir engel olduðu, Türkolmayan etnisiteleri mað-dur ettiði, Hrant Dink'inöldürülmesiyle ýrkçýlýðý enuç biçimlerine taþýdýðý artýktartýþmaya yer býrakmaya-cak ölçüde bilinen birgerçek.

Yapýlan yetersiz deðiþik-liðin ise toplumuntepesinde "Demokles'inKýlýcý" gibi sallanan 301'inolumsuz iþlevini ortadankaldýrmayacaðý çok açýk.Örnekse, Tunceli'de, sigarayasaðýnýn baþladýðý ilkgün, "Savcýlar bu yasakkonusunda görevleriniyapmýyor" diyen 73 yaþýn-da bir emekli öðretmene301'den dava açýldý.Deðiþiklik yetmiyor. Bumaddenin yasadanbütünüyle kaldýrýlmasýgerekiyor.

Irkçýlýða ve MilliyetçiliðeDurDe Giriþimi Haziran2007'den beri "301Kaldýrýlsýn, IrkçýlarYargýlansýn!" baþlýðýyla birkampanya yürütüyor. Bubir yýl içinde çeþitliþehirlerde sayýsýz toplantýyaptýk. Her fýrsatta sokaðaçýkarak 301. maddeninýrkçý ve yasakçý yüzünüteþhir etmeye çalýþtýk.Yapýlan deðiþikliðin yeter-siz olduðunu anlatmayaçalýþtýk.

Bu maddenin yarattýðýmaðduriyeti takip etmeyeve kamuoyuna taþýmayadevam edeceðiz.Kampanyanýn ulaþtýðý aþa-mada ise önce, 3 Haziran2008 günü bugüne dektoplanan onbinlerce imzayýTBMM önünde milletvekil-lerine teslim edeceðiz. 7Haziran günü ise Ýstanbul'-da merkezi bir etkinlikdüzenliyoruz.1. Geniþ katýlýmlý bir tartýþ-ma forumu (301, milliyetçi-lik, darbe ve özgürlükler)2.Belgesel film gösterimi.3. Kardeþ Türküler'denVedat Yýldýrým vearkadaþlarýndan dinleti.yapýlacak. Foruma, bugünedek DurDe'ye destekveren, anýlan çerçevedefikrini söylemek isteyen,301'den, ýrkçý iklimden,darbe tehditlerindenbunalan herkesi bekliy-oruz.

darbeye, y-muhtýralara, e-muhtýralara dur de!

301’e karþý eylem forumu

Ahmet Ýnsel, Ahmet Türk, Ali Bayramoðlu, Ayhan Bilgen,Ayþe Buðra, Ayþe Hür, Ayþe Kadýoðlu, Baskýn Oran,Bülent Somay, Cengiz Alðan, Deniz Türkali, DoðanTarkan, Elif Þafak, Eren Keskin, Ergin Cinmen, EtyenMahçupyan, Ferhat Kentel, Fethiye Çetin, Funda Ata,Hakan Tahmaz, Harun Tekin, Hilal Kaplan, KeremKabadayý, Mahir Günþýray, Mehmet Güleryüz, Mehmet AliAlabora, Metin Boran, Murat Belge, Musa Çam, Mustafa

Alabora, Orhan Alkaya, Osman Kavala, Ömer Madra,Ömer Laçiner, Pelin Batu, Ragýp Ýncesaðýr, RoniMargulies, Saruhan Oluç, Sebahat Tuncel, Selim Deringil,Sinan Özbek, Þebnem Korur Fincancý, Þevval Sam, TayfunMater, Turgay Oður, Turgut Tarhanlý, Ufuk Uras, ÜmitÞahin, Yýldýz Ramazanoðlu, Yýldýray Oður, Yýldýz Önen,Zeynep Tanbay.

Ege Üniversitesi’nde darbe karþýtý toplantý

Etkinliðe katýlacak isimlerden bazýlarý:

w w w . d u r d e . o r g

sosyalist isciZ Yayýncýlýk ve tanýtým hizmetleri Ltd. Þti.

Sahibi: Arife Köse Sorumlu Yazýiþleri Müdürü:Volkan Tamusta Adres: Caferaða Mahallesi,

Nail Bey Sokak, No: 9/15, Kadýköy/ÝstanbulBaský: Yön Matbaasý, Davutpaþa Cad. Güven

Sanayi Sitesi, B Blok 366 Topkapý, Ýstanbul,0212544 66 34

Yerel süreli yayýn, haftada bir yayýnlanýrwww.sosyalistisci.org

"Cumhuriyet deðerleri"nisavunanlar Kürt sorunun-da barýþçýl bir çözümüistemiyor. Genelkurmay,yüksek yargý, yüksekbürokrasi, CHP ve kendi-sine hâlâ sol diyen birkýsým siyasi çevrelerinbarýþtan ödü kopuyor.Çünkü bir barýþ hareke-tinin güçlenerekTürkiye'de barýþý gerçek birolanak haline getirmesionlarýn varlýk nedenlerinitehdit ediyor. Halkýn tepe-sine bölünme paranoyasýy-la çöken "korku spreyci-leri" nefretlerini üzerimizepüskürtüyor sürekli.

Bu sorun demokratik birçözüme barýþçýl yoldanulaþýrsa üzerine bastýklarýzemin kayacak. Halkýnbüyük çoðunluðuüzerinde, zaten yýpranmýþolan inandýrýcýlýklarýný,iyice yitirecekler. Baþýnýtuttuklarý musluklarýnsuyu kesilecek. Bugünedek bu savaþa harcanan500 milyar dolardan aldýk-larý gizli paylar ortadankalkacak.

Devletin kendilerinesaðladýðý çok sayýda ayrý-calýk ortadan kalkacak. Busorun çözüldüðünde çokþey þeffaflaþacaðý içiniþledikleri suçlar tek tekortaya dökülecek ve hesapvermek zorunda kalacak-lar. Hatta birçoðununmesleki yetersizliði deaçýða çýkacak. Çok sayýdaasalak Türkiye halklarýnýnbünyesinden sökülüp atýla-cak.

Ýþte bunun için barýþýistemiyorlar. Bunun içinbarýþ yönünde atýlan heradýma þiddetle karþýlýkveriyorlar. Sýrf bu yüzden,ellerine bayraklarý tutuþtu-rup yýðýnlarý sokaklarasalýyorlar. Bunun için

Newroz kutlamalarýnda,her seferinde insanöldürüyorlar.

…………..Biz ise barýþ istiyoruz.

Biz; yani hiçbir savaþtanhiçbir çýkarý olmayanlar.Silah ihalelerinde fikri bilesorulmayanlar.Ayrýcalýklarý olmayanlar.Yan komþusuyla nedendüþman olmasý gerektiðinianlamayanlar.Darbelerden, askerioperasyonlardan, ýrkçýlýk-tan, milliyetçilikten, savaþ-tan gýna gelmiþ olan büyükyýðýnlar… barýþ istiyoruz.

Kürt sorunundademokratik ve barýþçýçözüm bugün aslýnda dünegöre daha yakýn. Çözümünönünde engel olanlarýnpaniði de aslýnda bu yüz-den. Çözüme yaklaþýlanher durumda bu tür güçlerdaha da saldýrganlaþýrçünkü.

Þimdi önümüzde bir fýr-sat var. Sýnýrötesi operasy-onlarýn durdurulmasý,Kürtlerin yasal siyasi tem-silcisi DTP'nin kapatýlma-masý, çözümün diyalogyoluyla masadaçözülebilmesine katkýdabulunmak için bir fýr-satýmýz var.

Türkiye Barýþ Meclisi'ninçaðrýsýyla, 1 Haziran'da,Kadýköy'de bir barýþ mitin-gi yapýlacak. Mitinge siyasipartiler, sivil toplum örgüt-leri, KESK gibi sendikakonfederasyonlarý,TMMOB gibi meslekörgütleri, DurDe Giriþimi,Küresel Eylem Grubu,Küresel BAK gibi sivilkampanyalar destek veriy-or.

1 Haziran'da Kadýköy'debarýþ isteyenlerin ne kadarçok olduðunu göstermekiçin bir fýrsatýmýz var.

"Artýk Yeter! Barýþ Ýstiy-oruz!" demek için, "BütünHalklar Kardeþtir!" demekiçin, bütün demokrasi güç-leri birleþip Kadýköy'üdoldurmalýyýz. Barýþý onlargetirmeyecek bizkazanacaðýz.

1 Haziran'da Kadýköy'de haykýrýyoruz:

Bütün halklarkardeþtir!

Kürt sorununda çözüm-süzlük, hepimize zararveriyor. Çözümsüzlükteinat ve ýsrar edenleracýlarýmýzý artýrýyor,Türkiye'nin demokratik-leþmesini ve toplumunözgürleþmesini engelliyor.Biz barýþ meclisi olarak,çözümsüzlüðe artýk yeterdiyor ve Kürt sorunundademokratik çözüm istiyoruz.

Sen de katil aramýza! Buülkenin sessiz çoðunluðuiçinde olan, barýþ içinde

yasamak isteyen, sesiduyulmayan yüzü hatýr-lanmayan insanlar!

Erkeðin bir adimgerisinde durmasý istenenkadýnlar!

Yani türbanlý olduðuiçin üniversiteye gire-meyenler!

Yani emekli maaþýnaancak olurken layýkgörülen emekçiler!

Yani doðru söylediklerive haksýzlýklara karþý çýk-týklarý için yargýlanan

aydýnlar!Yani ýrký, dini, mezhebi,

cinsel yönelimi nedeniyleayrýmcýlýða uðrayanlar!

HEPÝMÝZ 1HAZÝRAN'DAKADIKÖY'DE OLALIM!

BÝZÝM DE SÖZÜMÜZVAR!

BÝZ ÖLÜM DEÐÝLÇÖZÜM ÝSTÝYORUZ!

SAVAÞ DEÐÝL BARIÞÝSTÝYORUZ!

SENDE KATILARAMIZA!

Türkiye Barýþ Meclisi barýþ yolunda yürüyor1 Haziran 2008 Pazar,

Saat:11.00

Toplanma Yeri:

Tepe Natilus önü

Miting: Kadýköy Ýskele

Meydaný, Saat: 12.00

Ýstanbul dýþýndan gelecek-

ler ortak ulaþým olanaklarý

bilgilerini Eðitim Sen

þubelerinden edinebilir.

Türkiye Barýþ Meclisi

Ýstanbul irtibat telefonu:

(0212) 292 34 39

www.turkiyebarismeclisi.org

[email protected]