KURUM İÇİ İLETİŞİM DERGİSİ NİSAN 2013 SAYI: 2 · 2013-07-29 · Guggenheim Müzesi, Lotus...

56
log D A KURUM İÇİ İLETİŞİM DERGİSİ NİSAN 2013 SAYI: 2 DİAlog bir DİA Holding yayınıdır. Bakü’de Yükselen Alevler Flame Towers WINNER

Transcript of KURUM İÇİ İLETİŞİM DERGİSİ NİSAN 2013 SAYI: 2 · 2013-07-29 · Guggenheim Müzesi, Lotus...

Page 1: KURUM İÇİ İLETİŞİM DERGİSİ NİSAN 2013 SAYI: 2 · 2013-07-29 · Guggenheim Müzesi, Lotus Tapınağı gibi dünyanın diğer ikonik binala-rıyla birlikte sıralanması

logDAKURUM İÇİ İLETİŞİM DERGİSİ NİSAN 2013 SAYI: 2

DİAlog bir DİA Holding yayınıdır.

Bakü’de Yükselen AlevlerFlame Towers

WINNER

Page 2: KURUM İÇİ İLETİŞİM DERGİSİ NİSAN 2013 SAYI: 2 · 2013-07-29 · Guggenheim Müzesi, Lotus Tapınağı gibi dünyanın diğer ikonik binala-rıyla birlikte sıralanması
Page 3: KURUM İÇİ İLETİŞİM DERGİSİ NİSAN 2013 SAYI: 2 · 2013-07-29 · Guggenheim Müzesi, Lotus Tapınağı gibi dünyanın diğer ikonik binala-rıyla birlikte sıralanması

Altıncı yılımızı kutladığımız 2013’te şirketimizin dünya çapındaki birbi-rinden önemli projelerinin başarı ile devam etmesi ve yeni projelerle gelişmesi bizleri özellikle mutlu ediyor. Her yerden takdir toplayan çalışmalarımız sadece bizim değil, tüm çalışanlarımızın ve iş ortakları-mızın başarısı olduğu gibi aynı zamanda da gurur kaynağı olmaktadır.

Göğsümüzü kabartan projelerimizden birisi de Heydar Aliyev Merkezi. 15.93 hektar arazi üzerinde konuşlanmış, toplam 101.000 m² kapalı in-şaat alanına sahip Bakü Heydar Aliyev Merkezi Projesi, Heydar Aliyev’in doğumunun 89. yıldönümü ve Heydar Aliyev Vakfı’nın faaliyete başla-masının 8. yıldönümü münasebetiyle bir tören ile açıldı. Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev’in Heydar Aliyev Merkezi’ni ender mimarlık abidelerinden biri olarak nitelemesinin yanında Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın projemizi görüp “bu ve bunun benzeri eserlerin yapılmasında görev alan müteahhit ve işadamlarımızdan gu-rur duydum” demesi şirketimize yönelik gurur verici bir iltifat olmuştur.

Yine geçtiğimiz dönemde birinci fazı tamamlanan Flame Towers pro-jemizin Time dergisinde, “Binaya Benzemeyen Binalar” başlığı altında Guggenheim Müzesi, Lotus Tapınağı gibi dünyanın diğer ikonik binala-rıyla birlikte sıralanması başarımızın teyididir. Şahdağ’ın eteğinde bu-lunan Gusar Şehri’nde, Kafkasya’nın en güzel yerlerinden birisinde inşa ettiğimiz Şahdağ Yaz Kış Turizm Kompleksi’nin de 1. Faz imalatlarını tamamladık ve tesisimiz Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev ve Eşi Sayın Mehriban Aliyeva tarafından açıldı.

Bir diğer büyük projemiz de Ankara Bilkent’te yükselecek. Dünyada tek seferde inşa edilecek en büyük sağlık kampüsü olacak Bilkent Enteg-re Sağlık Kampüsü projesinde inşaata hazırlık çalışmalarımız hızlı bir şekilde devam ediyor.

Sadece projelerimiz değil şirketimiz de uluslararası değerlendirme-lerde başarılar elde etmektedir. DİA Holding FZCO Engineering News Record Dergisi tarafından yayınlanan Uluslararası Tasarımcılar Liste-sinde 155. sırada, Uluslararası Müteahhitler Listesinde de 124. sırada yer almıştır. Ayrıca Flame Towers projemiz dünyanın en iyi gayrimenkul projelerinin taçlandırıldığı MIPIM Ödülleri’nin en değerli ödülüne layık görülmüştür. Başarılarımızın bu şekilde bir anlamda tasdiklenmesi hepimizi ileride yapacağımız daha başarılı işler için motive etmektedir.

Altı yıl gibi kısa bir sürede şirketimizi dünya çapında bir inşaat firması olma noktasına getiren tüm çalışma arkadaşlarımıza teşekkür etmek istiyorum. Elinize aldığınız bu dergide projelerimiz ve ilgili konuların önemli bir bölümünü bulacaksınız. Dergimizi keyifli bir şekilde okuma-nız dileğiyle...

MURAT ÇEÇEN

PROJELERİMİZLE GURURLUYUZ

Page 4: KURUM İÇİ İLETİŞİM DERGİSİ NİSAN 2013 SAYI: 2 · 2013-07-29 · Guggenheim Müzesi, Lotus Tapınağı gibi dünyanın diğer ikonik binala-rıyla birlikte sıralanması

İdare Yeri: Meclis-i Mebusan Cad. İnebolu Sok. 1A Ekemen Han Kat: 4Kabataş - Beyoğlu / İstanbul - 0212 377 19 00

Baskı: Bilgeç Form Matbaacılık Ltd. Şti.Adres: Ihlamurkuyu Ateş Cad. Hatipler Sok. No: 1 34775 Ümraniye / İstanbul

KÜNYE

İmtiyaz Sahibi:DİA Holding Adına Ali Onur Yavuz

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü:Nazire Ulusoy Karacaoğlu

Tasarım:Utku OlgunYayın Türü:

Yaygın Süreli Yayın

DERGİ KOMİTESİEsen Kurşun Özdemir

DİA HOLDING İnsan Kaynakları ŞefiNihal Yüksel

DİA HOLDING Proje Finansman ve Krediler YetkilisiErol Laleli

Bakü Ofis Personel MüdürüOnur Karancı

Bakü Ofis Teklif MühendisiŞükrü Tarkak

Bilkent Entegre Saglık Kampüsü Teknik Ofis ŞefiBerna Akdemir

Bilkent Entegre Saglık Kampüsü İnsan Kaynakları UzmanıHulusi Çaglar Yıldırım

Bakü Ofis Yönetim Kurulu Başkanı AsistanıFulya Döner

DİA HOLDING İnsan Kaynakları UzmanıHande Doğramacı Olgun

İstanbul Merkez Ofis Dizayn Ofis Şefi

Görüş ve Önerileriniz İçin: Nazire Ulusoy Karacaoğlu(Kurumsal Gelişim ve İnsan Kaynakları Direktörü) [email protected] www.diaholding.com

Dergideki reklamların sorumluluğu firmalara, yazıların sorumluluğu yazarlara aittir.Bu derginin bir bölümü ya da tamamı yayıncısının izni olmaksızın çoğaltılamaz veya tekrar yayınlanamaz

Bu derginin yapımında katkıda bulunan DİA ailesi üyelerine teşekkür ederiz.

2 DİAlog

Page 5: KURUM İÇİ İLETİŞİM DERGİSİ NİSAN 2013 SAYI: 2 · 2013-07-29 · Guggenheim Müzesi, Lotus Tapınağı gibi dünyanın diğer ikonik binala-rıyla birlikte sıralanması

DİAlog 3

İÇİNDEKİLER

Bakü’de Heydar Aliyev Merkezi Açıldı

4

IC İbrahim Çeçen VakfıHız Kesmiyor22

Levent Çetinor veHunberk Kanıbelli“DİA Holdıng ÜlkemizinGurur Kaynağı”

26Melih Gün“Heydar Aliyev MerkeziBizim İçin Geliştirici Oldu”28Başarmak ya da Başarmak!38

Romantik Şehir Budapeşte44

Diplomasi’den DİA’ya Mehmet Ali Bayar18

8 Gökyüzüne Uzanan AteşFlame Towers

14 Gusar'da Dünya ÇapındaKayak Merkezi: Şahdağ

12 Tek Seferde İnşa EdilenEn Büyük Sağlık Kampüsü

Page 6: KURUM İÇİ İLETİŞİM DERGİSİ NİSAN 2013 SAYI: 2 · 2013-07-29 · Guggenheim Müzesi, Lotus Tapınağı gibi dünyanın diğer ikonik binala-rıyla birlikte sıralanması

DİA HOLDING’DEN HABERLER

HEYDAR ALİYEV MERKEZİ AÇILDI

AZERBAYCAN’IN YENİ SİMGESİDİA HOLDING’IN GÖZDESİ

DİA Holding tarafından inşaat çalışmaları-na Ağustos 2007’de

başlanan ve dünyanın önde gelen mimarlarından Zaha Hadid tarafından tasarlanan, 15.93 hektar arazi üzerinde konuşlanmış, toplam 101.000 m² kapalı inşaat alanına sahip Bakü Heydar Aliyev Merke-zi Projesi, Heydar Aliyev'in doğumunun 89. yıldönümü ve Heydar Aliyev Vakfı'nın faaliyete başlamasının 8. yıldönümü münasebeti ile muhteşem bir tören ile açıldı. Wallpaper Dergisi tarafından "Tasarım Ödülü" verilen pro-jenin bünyesinde barındırdığı konferans salonu, oditoryum, kütüphane, müze, cafe ve restoranlar ve eşsiz tasarımı ile Bakü’nün fiziki çehresini değiştirerek sosyal hayatın gelişimine büyük katkı sağla-

yacağı belirtiliyor.

Şehrin entelektüel hayatın-da önemli bir rol oynayacak olan Kültür Merkezi, otellere, konutlara ve iş merkezle-rine yakın olacak şekilde konumlandırılmış. Benzersiz bir tasarıma sahip olan yapı,

yaklaşık 13 bin birbirinden farklı boyut ve şekilde özel üretilen panelden oluşan ve 3 boyutta da süreklilik arz eden bir cephe sistemine sahip.

Açılış törenine katılan Azer-baycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev, Heydar Aliyev

Merkezi'ni ender mimarlık abidelerinden biri olarak niteledi ve projenin hayata geçirilmesinde emeği geçen herkese teşekkür etti.

Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev, Bakü'nün sembolleri arasında Deniz Kenarı Milli Park, Devlet Bayrağı Meydanı, Alev Kuleleri, "Kristal Saray" ve Heydar Aliyev Merkezi'nin de dahil olduğunu belirtti.

Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev’in konuşmasının ardın-dan Heydar Aliyev Merkezi ile ilgili bir tanıtım filmi izleyi-cilerin beğenisine sunuldu. Açılış töreninin ilerleyen dakikalarında Heydar Aliyev Vakfı'nın kuruluşunun 8. yılına istinaden Uluslararası spor yarışmalarında Azerbaycan'ı temsil eden emektar spor us-

DİA Holding tarafından inşaat çalışmalarına 2007’de başlanan ve Zaha Hadid tarafından tasarlanan

Bakü Heydar Aliyev Merkezi muhteşem bir tören ile açıldı.

4 DİAlog

Page 7: KURUM İÇİ İLETİŞİM DERGİSİ NİSAN 2013 SAYI: 2 · 2013-07-29 · Guggenheim Müzesi, Lotus Tapınağı gibi dünyanın diğer ikonik binala-rıyla birlikte sıralanması

DİA HOLDING’DEN HABERLER

DİAlog 5

Page 8: KURUM İÇİ İLETİŞİM DERGİSİ NİSAN 2013 SAYI: 2 · 2013-07-29 · Guggenheim Müzesi, Lotus Tapınağı gibi dünyanın diğer ikonik binala-rıyla birlikte sıralanması

6 DİAlog

tası İlham Zekiyev'e ve eğitim alanında gösterdiği faaliyet-lerden dolayı Litvanya'nın Azerbaycan Büyükelçisi Kes-tutis Kudzmanas’a ödülleri takdim edilmiştir.

Sayısal Büyüklükler101,000 m² kapalı inşaat ala-nına sahip proje hayata ge-çirilirken toplam 121.000 m³ beton, 194.000 m² kalıp ve 19 bin yapısal çelik kullanıldı.

Yaklaşık 13 bin özel olarak üretilen panelden oluşan ka-buk, 5.500 ton yapısal çelik kullanılarak oluşturuldu olan uzay kafes sistemi aracılığı ile estetik bir form kazandı. Proje kapsamında altmış bin m² kapalı otopark inşaa edildi.

OditoryumGörkemli yapının tasarım-sal özellikleri ile öne çıkan

kullanım alanlarından olan ve oditoryum olarak adlandı-rılan bölüm toplam 980 kişi kapasiteli seyirci bölümü, ana sahne, yan sahneler, hare-ketli sahne, kontrol odaları, emanet odası, bodrum katta bulunan soyunma ve makyaj odalarından oluşuyor. 200 m² alana sahip ana sahne, hareketli bölme duvarlar ile 325 m²’lik yan sahnelerden ayrılıyor.

Oditoryum her türlü konfe-rans, tören ve sanatsal etkin-liğe en iyi şekilde ev sahipliği yapmak üzere tasarlandı ve estetik kaygılar göz önünde bulundurularak kusursuz şekilde inşaa edildi.

Çok Amaçlı Salon1.800 m² kullanım alanına sahip Çok Amaçlı Salon, konferans amaçlı toplantılar-da 1.556 kişiye, müzikli dinleti

DİA HOLDING’DEN HABERLER

Page 9: KURUM İÇİ İLETİŞİM DERGİSİ NİSAN 2013 SAYI: 2 · 2013-07-29 · Guggenheim Müzesi, Lotus Tapınağı gibi dünyanın diğer ikonik binala-rıyla birlikte sıralanması

DİAlog 7

ve danslı toplantılarda 1.040 kişiye, yemekli toplantılarda ise 800 kişiye hizmet verecek şekilde tasarlandı ve inşaa edildi. Salon gerektiğinde hareketli bölme paneller ile 436. 440 ve 680 kişilik olmak üzere üç ayrı mekan haline getirilebiliyor.

Fuayesiİki ayrı girişine sahip yapı 200 kişi kapasiteli kafeye ve

150 kişiye hizmet verecek restoranı bünyesinde barın-dırıyor.

Müze ve Kültürel Miras MerkeziMüze ve Kültürel Miras Mer-kezi, Kalıcı Galeri, Geçici Ser-gi Galerileri ve Multimedya Tabanlı Merkez olmak üzere üç bölümden oluşuyor. Kalıcı Galeri, 20. yüzyıl Azerbaycan sanatının sergileneceği, Ge-

çici Sergi Galerileri ise ulusal ve uluslararası koleksiyonla-rını sergileneceği alanlardan oluşuyor. Multimedya tabanlı merkez Azerbaycan’ın tari-hinin ve kültürel geçmişinin projeksiyon ile sunulabilece-ği bir bölüm.

Kütüphane ve Medya Merkezi Kütüphane ve medya merkezi olarak adlandırılan bölüm ise Karşılama Alanı, Multimedya

/ Yaşam Alanı, İş ve Referen-ce Alanı, Öğrenim Alanı ve Personel Destek Alanı'ndan oluşuyor.

Gölet / Kafe AlanıKafe alanı, 72 kişilik açık ve 78 kişilik kapalı oturma ka-pasitesine sahip toplam 800 m²’lik inşaat alanına sahip. 4.200 m²’lik gölet içerisin-de iki noktada şelale efekti yaratıldı.

DİA HOLDING’DEN HABERLER

Page 10: KURUM İÇİ İLETİŞİM DERGİSİ NİSAN 2013 SAYI: 2 · 2013-07-29 · Guggenheim Müzesi, Lotus Tapınağı gibi dünyanın diğer ikonik binala-rıyla birlikte sıralanması

FLAME TOWERSGÖKYÜZÜNE UZANAN ATEŞ

“Ebedi ateş bölgesi” Bakü’de DİA Holding ile HOK’unbirlikte geliştirdiği konsept sonucu ortaya çıkan

Flame Towers’ın ateşi gökyüzüne yükseliyor.

8 DİAlog

DİA HOLDING’DEN HABERLER

Page 11: KURUM İÇİ İLETİŞİM DERGİSİ NİSAN 2013 SAYI: 2 · 2013-07-29 · Guggenheim Müzesi, Lotus Tapınağı gibi dünyanın diğer ikonik binala-rıyla birlikte sıralanması

Azerbaycan, bağımsızlı-ğını elde ettiğinden bu yana, başkenti Bakü’yü

dışa dönük bir ileri teknoloji şehri olarak konumlama yönünde çaba gösteriyor. Bu çabanın en önemli uzantısı tarihi kimliğine vurgu yapar-ken teknolojik özelliklerini de gizlemeyen ve Bakü’nün siluetini oluşturan Alev Ku-leleri Projesi.

Farklı fonksiyonlu ve alev formunda üç kule

“Ebedi ateş bölgesi” ola-rak bilinen Bakü’nün ateşe tapma tarihi, DİA ve HOK’un birlikte geliştirdiği konsept tasarım için ilham kaynağı oldu. Bu ilhamın sonucu, her biri farklı fonksiyon barındı-ran, üçgen biçimde ve alev formunda üç kule oldu. Bu üç kule içerisinde en yükseği (181 metre) olan Konut Kule-si, 134 lüks konut apartmanı, 39 kat üzeri üç çatı katından oluşup, güneyde konumlan-dırıldı. En kuzeydeki kule

Fairmont Oteli’ni barındırıyor ve 300 oda ve 19 servis apart-manı sağlayan 33 kattan olu-şurken, Ofis Kulesi komplek-sin batı tarafında A-dereceli esnek ofis alanından oluşan 24.180 m² kiralanabilir alan sağlıyor.

Panellere dönüşen cepheler

Cepheler üzerinde her türlü animasyonun oynatIlmasına olanak saglayan cephe ışık-landırması sistemi de Alev

Kuleleri'ni benzersiz kılan özelliklerden. Otuz bin pixel RGB özelligine sahip ve her-birinin ölçüsü diğerlerinden farklı armatürlerden toplam-da on bin adet bulunuyor ve armatürlerin toplam uzunlu-ğu 10.870 metreye ulaşıyor. Cephede yapılan ışık şovları tüm dünya tarafından en güzel şekliyle 2012'nin Mayıs ayında Bakü’de düzenle-nen Eurovision yarışması esnasında gözlemlendi. Bu yarışma sırasında Alev Ku-

DİAlog 9

DİA HOLDING’DEN HABERLER

Page 12: KURUM İÇİ İLETİŞİM DERGİSİ NİSAN 2013 SAYI: 2 · 2013-07-29 · Guggenheim Müzesi, Lotus Tapınağı gibi dünyanın diğer ikonik binala-rıyla birlikte sıralanması

10 DİAlog

leleri şehrin ve hatta ülkenin sembolü olarak yer aldı. Cep-hede yapılan ışık şovlarında yarışmacı ülkelerin bayrakla-rı gösterildi ve bu görüntüler tüm dünyaya yayınlandı.

Yapım tekniğiyle de ben-

zersiz bir proje olan Alev Kuleleri’nde bugüne dek tam 12 milyon adam/saat harcan-dı. Proje tamamlandığında bu rakamın 14 milyona çıkması planlanıyor ve uluslararası yapım ekibinin içerisinde Türk ve Azerbaycan vatan-

daşlarının yanında Gürcü, Polonyalı, Hintli ve uzakdoğu asıllı işgücü de bulunuyor.

Binaya benzemeyen binalar

Alev Kuleleri Projesi, tüm dünyanın da ilgisini üzerine

çekiyor. Proje son olarak Time dergisinde, “Binaya Benzemeyen Binalar” başlığı altında Guggenheim Müzesi, Lotus Tapınağı gibi dünya-nın diğer ikonik binalarıyla birlikte sıralandı ve literatü-re girdi.

DİA HOLDING’DEN HABERLER

Page 13: KURUM İÇİ İLETİŞİM DERGİSİ NİSAN 2013 SAYI: 2 · 2013-07-29 · Guggenheim Müzesi, Lotus Tapınağı gibi dünyanın diğer ikonik binala-rıyla birlikte sıralanması

DİAlog 11

MIPIM 2013'TEN BÜYÜK ONURFLAME TOWERS’A

“BEST HOTEL AND TOURİSM RESORT” ÖDÜLÜ

Bu yıl 23’üncü kez düzenlenen dünyanın en iyi gayrimenkul

projelerinin taçlandırıldı-ğı MIPIM Ödülleri'nin en değerli ödülüne DİA Holding layık görüldü. Fransa'nın Cannes şehrinde 12-15 Mart tarihleri arasında gerçekleştirilen MIPIM 2013 Fuarı'na Türkiye damga-sını vururken, şirketlerin katılımı, Türk Çadırı ve Türk mimarların aldığı ödüller Fransa'da Türk rüzgarı estirdi.

Dünyadaki yaklaşık 19 bin gayrimenkul profesyonelini bir araya getiren MIPIM 2013 Ödüllerin'de Flame Towers projemiz "Best Ho-tel And Tourism Resort" da-lında birinci seçildi. Bu sene "Katılımcıların erişebileceği en büyük sayıdaki kalkın-ma projeleri ve kaynakları" konseptiyle toplanan ve dört gün süren toplantılarda ka-tılımcılar ofis, konut, pera-kende, sağlık, spor, lojistik ve sanayi alanlarında ortaya konan ürünlerle buluştu.

DİA HOLDING’DEN HABERLER

Page 14: KURUM İÇİ İLETİŞİM DERGİSİ NİSAN 2013 SAYI: 2 · 2013-07-29 · Guggenheim Müzesi, Lotus Tapınağı gibi dünyanın diğer ikonik binala-rıyla birlikte sıralanması

12 DİAlog

TEK SEFERDE İNŞA EDİLENEN BÜYÜK SAĞLIK KAMPÜSÜ

BİLKENT ENTEGRE SAĞLIK KAMPÜSÜDünyanın tek seferde inşa edilecek en büyük

sağlık kampüsü olacak Bilkent EntegreSağlık Kampüsü’nde çok sayıda branş hastanesi ile

rehabilitasyon ve psikiyatri hastaneleri veSağlık Bakanlığı’nın yeni idari binası da bulunacak.

Dünyanın tek sefer-de inşa edilecek en büyük sağlık kampüsü

olacak Bilkent projesinde tasarım çalışmalarına hızla devam ediliyor. Ofis binaları mobilizasyonu tamamlandı ve proje yönetimi personeli ve tasarım ofisi, Müşavir-likle birlikte çalışmalarını bir süredir fiilen şantiye sahasında yürütüyor. Kısa bir süre içerisinde kamp mobilizasyonuna başlanması planlanıyor.

Sağlık Kampüsü şantiyesi, Bilkent köprüsü girişinden sonra sağda, Atatürk Eğitim

Hastanesi’nin de halihazırda mevcut bulunduğu arazide yer alacak. 1.2 hektar arazi üzerine kurulacak kampüs içerisinde çok sayıda branş hastanesi ile, rehabilitasyon

ve psikiyatri hastaneleri ve Sağlık Bakanlığı’nın yeni idari binası da bulunacak.

Kamu-özel ortaklığı modelinin Türkiye’de ilk

uygulaması olacak projede, finansman da DiA Holding tarafından sağlanacak, ki bu 1.129.000 m² inşaat alanına sahip bir şantiye için ciddi bir finansman organizas-yonu anlamına geliyor. Projenin devasa boyutları, öngörülen 7.000 kişilik işçi sayısı, 700.000 m³ beton, 4 milyon metreküpe yakın hafriyat gibi rakamlarda kendisini gösteriyor. İhale şartnamesine göre inşaat süresinin 42 ay olduğu pro-jede hedeflenen, kampüs inşaatını çok daha kısa sürede tamamlayarak işlet-meye hazır hale getirmek ve

DİA HOLDING’DEN HABERLER

Page 15: KURUM İÇİ İLETİŞİM DERGİSİ NİSAN 2013 SAYI: 2 · 2013-07-29 · Guggenheim Müzesi, Lotus Tapınağı gibi dünyanın diğer ikonik binala-rıyla birlikte sıralanması

DİAlog 13

Sağlık Bakanlığı ve Ankara halkının hizmetine sunmak olacak.

İnşaat süreci ardından 25 sene boyunca temizlik, yemek, laboratuvar, steri-lizasyon, görüntüleme, ba-kım-onarım gibi çok çeşitli hizmetlerin de kampüs içe-risinde firmamız tarafından verilecek olması, projeyi hem Türkiye için hem de DİA Holding için benzersiz ve pek çok ilkin yaşanacağı bir proje yapıyor.

Bilkent projemizde, Mart 2013 içerisinde hafriyata başlanması planlanıyor.

PROJE DETAYLARI

Başkent Ankara’da yer ala-cak Bilkent Sağlık Kampüsü, 1.200.000 m²’lik alanda inşa

edilecek. Kampus, sağlık kompleksinin yanı sıra modern ve teknolojik tıbbi eğitimin de merkezi olacak.

Kampüs tamamlandığında dünyanın tek seferde inşa edilen en büyük sağlık komp-leksi olacak. 3.662 yataklı

kampüste genel hastanenin yanı sıra, kardiyo vasküler, onkoloji, çocuk ve kadın gibi dal hastaneleri de buluna-cak. Klinik Oteli ile teknik servis binasının da yer alaca-ğı kampüs tamamlandığında, bin doktor, 2.350 hemşire ve 2.850 personel, günde 20.000

hastaya bakacak. Kampüste 11.986 araçlık bir otopark da bulunacak.

DİA Holding, kampüsün inşası sonrası 25 sene sü-reyle bakım hizmeti verecek. Kampus 25 yılın sonunda devlete devredilecek.

DİA HOLDING’DEN HABERLER

Page 16: KURUM İÇİ İLETİŞİM DERGİSİ NİSAN 2013 SAYI: 2 · 2013-07-29 · Guggenheim Müzesi, Lotus Tapınağı gibi dünyanın diğer ikonik binala-rıyla birlikte sıralanması

ŞAHDAĞ YAZ KIŞ TURİZM KOMPLEKSİGUSAR'DA DÜNYA ÇAPINDA KAYAK MERKEZİ

Şahdağ Kış-Yaz Turizm Kompleksi 1. Faz ima-latları; Resort Hotel,

Zirve Hotel, Qaya Hotel, Workshop Binası, Isıtma ve Güç Merkezi, beş Lift ve Pist, Yapay Kar Sistemi, Dahili Yollar, Pis Su-Temiz Su-Isıtma-Soğutma-Elektrik-Drenaj ve Dere Islahı Altyapı İşlerinden oluşuyor.

Azerbaycan’ın kuzey sını-rında Şahdağ’ın eteğinde bulunan Gusar Şehri'nde, sadece Azerbaycan'ın değil, tüm Kafkasya'nın en güzel yerlerinden birisinde inşa edilen Şahdağ Yaz Kış Turizm Kompleksi’nin Resort Hotel dışındaki 1. Faz imalatla-rı tamamlandı ve Devlet Başkanı Sayın İlham Aliyev ve Eşi Sayın Mehriban Aliyev tarafından açıldı.

Aliyev çifti, Zirve Otel’in terasından araziyi seyrede-rek yapılan işleri incelediler. Sonra otelin konferans sa-lonuna gelen Sayın Aliyev'e komplekste çalışacak

Azerbaycan’ın kuzey sınırında Şahdağ’ın eteğindebulunan Gusar Şehri'nde inşa edilen Şahdağ Yaz Kış

Turizm Kompleksi’nin tamamlanan Resort Hoteldışındaki 1. Faz’ını Devlet Başkanı Sayın İlham Aliyev ve Eşi açtı.

personelin eğitimi ile ilgili bilgi verildi. VIP suiti gezen Sayın Aliyev daha sonra otelin tıp merkezine geldi. Operasyon, röntgen, diş tedavi, laboratuar, doktor ve hasta odalarından oluşan tıp merkezinde üst düzey tıbbi hizmet için bulunan modern ekipmanları inceledi.

Son olarak kış sporları için gerekli malzeme ve ekip-manların satılıp kiralandığı mağazayı gezen Cumhur-başkanı Sayın İlham Aliyev ve eşi komplekste yara-tılmış olan atmosferden memnun kaldıklarını belir-terek Gusar’dan ayrıldı.

Şahdağ Kış-Yaz Turizm KompleksiAzerbaycan’ın ilk dağ re-sortu olan Şahdağ Kış-Yaz Turizm Kompleksi'nin in-şasının hazırlık çalışmala-rına 2006 yılında başlandı. 2009'un Eylül ayında temeli atılan kompleks Şahdağ Milli Parkı'nın sınırlarında bulunuyor. Kompleksin

inşa edildiği alan çevresel temizliği, flora ve faunasının zenginliği nedeniyle seçildi. Bu turizm alanı deniz sevi-yesinden 1300-2300 metre yükseklikte. Kompleksin esas bölümü ise deniz sevi-yesinden 1440-1640 metre yükseklikte bulunuyor. 2058 hektar yüzölçüme sahip

olup tüm yıl boyunca faaliyet gösterecek kompleks ülkede dağ-kayak sporu ve diğer kış spor türlerinin gelişmesi için kapsamlı olanaklar sağlıyor.

Bölgede yeni oteller zinciri-nin oluşturulmasına zemin hazırlayacak olan turizm kopleksi aynı zamanda son

14 DİAlog

DİA HOLDING’DEN HABERLER

Page 17: KURUM İÇİ İLETİŞİM DERGİSİ NİSAN 2013 SAYI: 2 · 2013-07-29 · Guggenheim Müzesi, Lotus Tapınağı gibi dünyanın diğer ikonik binala-rıyla birlikte sıralanması

yıllarda ülkede yapılan en büyük altyapı projelerinden bir tanesi. Şahdağ Kış-Yaz Turizm Kompleksi’nin in-şaası petrol dışı sektörlerin gelişimine öncelik veren Azerbaycan'ın ekonomik ha-yatında önemli bir yer alıyor. Kompleks ülkede turizm endüstrisinin gelişimine önemli katkılar sağlamakla kalmayıp Azerbaycan'ın tarih, kültür ve eşsiz ta-biatının tanıtılması doğ-rultusunda atılan önemli adımlardan biri. Tüm bu faktörler Şahdağ Kış-Yaz Turizm Kompleksi'nin dün-ya turizm endüstrisindeki önemini daha da artırıyor.

Zirve Otel

Zirve Otel Faz 1 kapsa-mındaki kayak pistlerinin merkezinde bulunuyor. Bu-rada üçü VIP olmak üzere, toplam 43 oda bulunuyor. Tüm odalarda misafirlere yüksek seviyede konfor ve dinlenme ortamı sağ-lanmış. Yüksek kalitede hizmet için kayak satış ve kiralama mağazası, Lounge Bar, Restoran, VIP Restoran, Medikal Servis, Cafe Pub, Bilardo ve oyun alanı, toplantı ve konferans salonları ile misarfirlere her türlü olanak sunulu-yor. 19 bin m² kapalı alana sahip üç katlı binada ayrıca

kapalı garaj, çocuklar için oyun ve bakım alanı, ofisler, kayak okulu, revir, açık otopark, teknik mahaller ve mutfaklar bulunuyor.

Shahdag Otel& Spa

1 Haziran 2013 tarihinde

hizmete açılacak olan otel, toplam yedi katlı olup 35 bin m² kapalı alana sahip. İki VIP Suit, 18 suit, bir asistan ve 150 standart misafir odasına sahip otelde sekiz asansör, 166 araçlık kapalı otopark, üç seminer ve toplantı odası,

Spa-fitness-kapalı havuz, üç bar, 290 ve 40 kişilik restoranlar, çocuk oyun ve bakım alanı, kayak mağa-zası, kayak okulu, ofisler, dinlenme salonu ve oyun odası bulunuyor.

Projenin Amacı

Kafkas dağlarının buzulla-rı ve ormanları ile zengin ve rengarenk bir doğaya sahip, inanılmaz yüksek dağ gölleri ve şelaleleri bulunan bölge toprağı ade-ta, Avrupa ile Ortadoğu'yu birbirine bağlıyor. Geçmiş dönemde bölge arazisinde önemli ticaret yollarının kavşağında olan Gusar şeh-ri ülkenin kapısı konumun-da. Bölge zengin ve renkli doğası, berrak havası, uygun iklimi, kendine özgü kültürü, doğal zenginlik-leri ile modern ve dünya standartlarında bir turizm kompleksinin kurulması için en uygun alan.

DİAlog 15

DİA HOLDING’DEN HABERLER

Page 18: KURUM İÇİ İLETİŞİM DERGİSİ NİSAN 2013 SAYI: 2 · 2013-07-29 · Guggenheim Müzesi, Lotus Tapınağı gibi dünyanın diğer ikonik binala-rıyla birlikte sıralanması

155. SIRADA

DİA Holding, Engine-ering News Record Dergisi tarafından

her sene periyodik olarak düzenlenen Uluslararası Tasarımcılar sıralamasında dünya ölçeğinde 155. sırada yer aldı. Hemen hemen tüm

DİA, 2011 ULUSLARARASI TASARIMCILAR LİSTESİNDE

16 DİAlog

projelerini Tasarla & İnşa et (Design&Build) konseptiyle yürüten DİA Holding’in iş hacminde, tasarım işleri de inşaat ile orantılı ve büyük bir ağırlık oluşturuyor.

Kamu ya da özel firmaların

kendi ülkeleri dışındaki projelerinden üretilen ve her sene Temmuz ayında yıllık olarak yayınlanan Top 200 - Uluslararası Tasarım Firmaları Listesi, tasarıma bağlı ihracat gelirleri baz alınarak düzenleniyor ve lis-

tede dünyanın en büyük 200 tasarım firması yer alıyor.

Listede, Türkiye’den 181. ve 185. sıralarda iki firma daha yer almakla birlikte, Ame-rikan ve Avrupalı firmaların ağırlığı var.

DİA HOLDING’DEN HABERLER

Page 19: KURUM İÇİ İLETİŞİM DERGİSİ NİSAN 2013 SAYI: 2 · 2013-07-29 · Guggenheim Müzesi, Lotus Tapınağı gibi dünyanın diğer ikonik binala-rıyla birlikte sıralanması

124. SIRADA

DİA Holding, Engineering News Record Dergisi tarafından yayınlanan Uluslararası Müte-

ahhitler Listesi’nde dünya ölçeğinde 124. sırada yer aldı.

Listede dünyanın kendi ülkeleri dışında iş yapan 225 en büyük şirketi yer alıyor.

Bu sene açıklanan listede, Çin’in ardından Türk inşaat şirketleri dünya çapında yine ikinci sırada yer aldılar.ENR dergisi, aynı zamanda bu sıra-lamayı yaptığı derginin kapağında Flame Towers projesine de yer verdi ve kapak fotoğrafı olarak Flame Towers kullanıldı.

2012 sıralamasında, Türkiye’den toplam 33 firma var. Ayrıca IC İçtaş firması da listed 168. sırada yer aldı.

DİA, 2011 ULUSLARARASI MÜTEAHHİTLER LİSTESİNDE DE

DİAlog 17

DİA HOLDING’DEN HABERLER

Page 20: KURUM İÇİ İLETİŞİM DERGİSİ NİSAN 2013 SAYI: 2 · 2013-07-29 · Guggenheim Müzesi, Lotus Tapınağı gibi dünyanın diğer ikonik binala-rıyla birlikte sıralanması

MEHMET ALİ BAYARDİA Holding Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Ali Bayar

bize Yurt dışı eğitiminden diplomasiye,siyasetten DİA Holding’e uzanan hikayesini anlattı...

DİPLOMASİ'DEN DİA'YA

ÖZEL RÖPORTAJ

18 DİAlog

Page 21: KURUM İÇİ İLETİŞİM DERGİSİ NİSAN 2013 SAYI: 2 · 2013-07-29 · Guggenheim Müzesi, Lotus Tapınağı gibi dünyanın diğer ikonik binala-rıyla birlikte sıralanması

Bize kısaca kendinizden bahsede-bilir misiniz?

İstanbul doğumluyum. Baba tarafı Rumeli’den, Anne tarafı Kafkasya’dan gelip Anadolu’ya yerleşmiş bir ailenin ferdiyim. 50 yaşındayım. Liseyi Ankara Tevfik Fikret Lisesi’nde 1980 yılında bitirdim. Kendine has bir tarihi, gele-nekleri ve pozitifizmi olan bir kurum-dur. Okulumla daima gurur duyarım. Bilahare, 12 Eylül darbesi geldiği için üniversiteye Amerika’ya gittim, bursla okudum. New York Üniversitesi'nde Ekonomi dalında lisans ve Uluslara-rası Finans dalında da yüksek lisans dereceleri aldım. 1987’de Türkiye’ye döndüm ve meslek olarak diplomatlığı seçtim. 1988 ile 2002 tarihleri arasında Dışişleri Bakanlığı’nda diplomat olarak görev yaptım. Hayatımı ve kimliğimi belirleyen faaliyet alanım diplomasidir. ABD'de Washington Büyükelçiliğimizin Elçi-Müsteşarı olarak görev yaptığım sırada 2002 senesinde devlet memur-luğundan istifa ederek siyasete katıl-dım ve o tarihle 2010 yılları arasında aktif siyasette genel başkanlıktan düz parti üyeliğine kadar uzanan bir yelpa-zede faaliyet gösterdim. O tarihten bu yana özel hayatta kendi danışmanlık faaliyetlerimi yürütüyorum. 2012 Eylül ayından bu yana da DİA Holding FZCO Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yapıyorum.

Diplomatlik kariyeriniz hakkında neler söyleyebilirsiniz ve neden siyasete atılmaya karar verdiniz?

Diplomasi dünyanın en eski meslek-lerinden biridir. İnsanlığın en büyük meselelerinden biri savaştır, diğeri de barış. İnsanoğlu var olduğundan beri bu iki seçenek arasında tercihler yapmış ve bedellerini artısıyla eksisiyle ödemiştir. Diplomasi savaş olma-sın, ihtilaflar barışçı yöntemlerle ve uzlaşıyla hallolsun diye yaratılmış bir meslektir. Meslek olmanın ötesinde, eskilerin tarifiyle, bir sınai nefisedir, yani aslında bir sanattır. Çok önemli bir meslektir, zira becerilemediği takdirde sonucu çatışmadır, savaştır. Diplomasiye ilgim üniversite yılları-mın dünyanın ve Türkiye'nin yeniden şekillendiği 80'lere tesadüf etmesiy-le başladı. ABD'de eğitim görürken Reagan-Thatcher devrimiyle dünyada küreselleşmenin ilk adımları atılıyor, Soğuk Savaş son dönemine giriyordu.

Türkiye de 12 Eylül döneminin zor şartlarından yavaş yavaş çıkarak dışa açılmaya ve bölgesel bir rol oynamaya başlamıştı. Ülkemin bana verdiklerine karşın vazife borcumu ödeyebilmek için, ailemden gelen bir gelenekle doğal olarak kamu alanında devlet hizmetine yönelmeye karar verdiğim-de diplomasiyi seçtim. O yıllar terör nedeniyle pek çok Türk diplomatının şehit edildiği yıllardı. Bu benim için bu mesleği daha da onurlu ve değerli kılan bir unsur olmuştur. 1988 yılında Dışişleri Bakanlığı'na intisap ettim. İlk üç yıl NATO ve Sovyetler Birliği Dairelerinde çalıştıktan sonra, ilk tayinim olarak çok genç yaşta Bakü Başkonsolosluğu'nu açmakla görev-lendirildim. O tarihte daha Sovyetler Birliği mevcuttu ve merhum Cumhur-başkanı Özal Sovyetler Birliği ziyareti sırasında Mart 1991'de Bakü'yü de ziyaret ederek oraya bir başkonsolos-luk açılması talimatını vermişti. Çok zor şartlar altında başkonsolosluğu-muzu açtık. Bakü'ye vardığımızda, Türkiye'nin doğu sınırlarıyla Çin Seddi arasındaki ilk yabancı diplomatlar olarak göreve başladık. Bu Türkiye için tarihi bir vesileydi. Bu coğrafya-da öncü rol oynama imkanına sahip olmuştuk, ancak pek çok bilinmezlik ve zorlukla karşı karşıyaydık. Bilahare, Azerbaycan'ın bağımsızlığını ilk tanıyan ülke olarak Büyükelçiliğimizi kurduk ve üç yıl Büyükelçi Yardımcısı ve Mas-lahatgüzar olarak görev yaptım. Görev yaptığım dönem Azerbaycan'ın en çetin dönemiydi. Bir yandan Karabağ savaşı, bir yandan iç karışıklıklar, diğer yandan da geçiş döneminin muazzam sorunları kardeş Azerbaycan'ın önüne büyük engeller çıkarıyordu. Türkiye olarak işimiz kolay değildi. Kafkasya, savaşlar ve iç karışıklıklar içindeydi. Öte yandan, büyük beklentiler vardı. Türkiye dünyaya açılıyordu ve Avrasya bölgesi önümüzde yepyeni fırsatlar ve fakat bir o kadar da belirsizliklerle or-taya çıkıyordu. Yaklaşık dört yıl büyük onur ve zevkle görev yaptım. Hayatı-mızın en güzel dönemiydi diyebilirim. Bugün Azerbaycan'da pek çok dostu-muz, arkadaşımızla hala münasebeti-miz sürmektedir. Bilahare, Türkiye'nin New York'daki Birleşmiş Milletler Daimi Temsilciliği'ne tayin oldum ve Güvenlik Konseyi'ni takip etmekle görevlendirildim. Yurda dönüşümde Cumhurbaşkanlığı Dışişleri Danışman-lığı görevine atandım ve 9. Cumhur-

başkanı Sayın Demirel'in görev süre-sinde bu görevi yürüttüm. 2000 yılında Türkiye'nin Washington Büyükelçiliği Siyasi Müsteşarlığı’na ve bilahare Elçi-Müsteşarlığı’na tayin oldum. 11 Eylül 2001 tarihindeki tarihi anda bu görevi-mi yürütüyordum. Diplomasi kariyeri-mi Nisan 2002 tarihinde sona erdirerek bir başka ulvi kamu hizmeti olarak gördüğüm siyasete atıldım. Demokrat Türkiye Partisi Genel Başkanlığı ve bilahare birleşme sonrasında Doğru Yol Partisi Genel Başkan Yardımcılığı görevlerinde bulundum. 2010 yılına kadar bu partinin merkez kurullarında görev yaptım. Siyasete, içinde pek çok siyasetçi barındıran ve Türkiye'nin demokrasi ve kalkınma çabalarına naçizane katkıları olmuş ailemden tevarüs ettiğim siyasi geleneğin bir devamı olarak esasen daima meraklıy-dım. Benim gençliğim 12 Eylül öncesi ve sonrası sorunların tam ortasında şekillendi. Çok genç yaşta ve özellikle 12 Eylül sonrasındaki zorlu demokrasi mücadelesine rahmetli babamın ya-nında fiilen katıldım. Bilahare diplo-ması kariyerim sırasında da merhum Özal, merhum Haydar Aliyev , Sayın Demirel, merhum Erbakan, merhum Ecevit, merhum Erdal İnönü, Sayın Hikmet Çetin ve merhum İsmail Cem gibi hem siyasi hem diplomatik alanda kararlarıyla ve aksiyonlarıyla belirle-yici olmuş tarihsel kişiliklerle yakın çalışma imkanına hasbelkader sahip oldum. Türkiye'nin ve dünyanın özel-likle 11 Eylül sonrasında içine girdiği dönüşüm sürecini birinci elden ABD'de görev yaparken yaşadım. Bir anlamda tarihin değişimine şahit oldum. Beni siyasete yönlendiren en önemli kişisel dürtü Türkiye'nin her alanda yenilen-me, değişme ve gençleşme ihtiyacına olan inancımdı. O tarihlerde, bugün de olduğu gibi, gençlerin siyasete girmesi gerektiği şeklinde yaygın bir kanı da topluma hakim olmaya başlamıştı. Türkiye çok önemli bir değişim süreci-ne gidiyordu ve toplumsal meselelere karşı sorumluluğu olan bir insan ola-rak siyaseti benim neslimin önündeki en önemli görev olarak gördüm ve hala da öyle görüyorum. Siyaset yoluyla ortaya konulabilecek hizmetler toplu-mun diğer alanlarını doğrudan artısıyla eksisiyle etkilemektedir. Dağarcığında, birikiminde bir şeyler olduğuna inanan her vatandaşın siyasete katılımı Avru-pai bir demokrasiyi gerçekleştirmemizi sağlayabilir. Zira, siyasetin en erdemli

ÖZEL RÖPORTAJ

DİAlog 19

Page 22: KURUM İÇİ İLETİŞİM DERGİSİ NİSAN 2013 SAYI: 2 · 2013-07-29 · Guggenheim Müzesi, Lotus Tapınağı gibi dünyanın diğer ikonik binala-rıyla birlikte sıralanması

bilahare özel hayatta ve iş hayatında da bizzat gözlemledim.

15-16 yaşında geleceğinizi hayal ederken kurduğunuz planın neresin-desiniz?

Çok güzel ama zor bir soru. İnsanın çok samimi olması lazım buna cevap verebilmesi için. Öncelikle, kendi ba-bam gibi iyi bir aile babası olmayı arzu-ladım hep. Onun bize olan yakınlığını, muhabbetini evlatlarıma da yaşatabil-meyi istedim. Umarım başarmışımdır. Eşim Ayça Bayar'la tam o yaşlarda tanıştık ve birlikte bir hayat kurmayı hayal ettik. Yıllar sonra onu da başar-dık. Meslek olarak belirli bir hedefim yoktu. Pek çok genç gibi arayış içindey-dim. O dönemin en gözde mesleği ban-kacılıktı. Ben ise daha farklı bir hayat tahayyül ediyordum. Hem her şeyimizi borçlu olduğumuz ülkemize dönüp hiz-met etmek başlıca vatandaşlık göreviy-di. Ama gönlümde daima kamu hizmeti vardı. Ailemin hemen her ferdi devlete hizmet etmişti. O hayalimi de ger-çekleştirdim. Türkiye'nin daha güzel, daha yaşanılası, dünyada daha saygın ve etkili bir ülke olması her insan gibi benim de hayatımı belirleyen hayal-lerdi. Hayatımızı nerde olursak olalım bu ideale yöneltmek bir varlık sebebi. Evlatlarımın da bu idrakle yetişmesi de benim en büyük hayalim.

DİA Holding ile hikayenizin nasıl başla-dığını anlatabilir misiniz?Murat Çeçen Beyi ve ailesini yakın-

dan tanıyordum. Esasen muhterem Babaları İbrahim Çeçen Bey’i uzun yıllardır tanıyor ve kendisinin ülkemi-ze hizmetlerini yakından biliyordum. İçtaş ve İC Holding'in başarılarını tak-dirle takip ediyordum. Murat Çeçen'le arkadaşlığımız çerçevesinde DİA'yı tanıma zevkine nail oldum. Hasan Gozal Bey'in de ailesini ve faaliyetle-rini Azerbaycan ile olan yakınlığımdan dolayı iyi biliyordum. Her iki genç insanın ailelerinden tevarüs ettikleri değerler ve prensipler zemininde gerçekleştirdikleri başarılar hakika-ten göz kamaştırıcı. Murat Çeçen Bey, özellikle Bilkent Hastanesi projesiyle birlikte ortaklar olarak vizyonlarını ve DİA'nın geleceğine ilişkin düşün-celerini benimle paylaşma nezaketini gösterdi ve birikimlerimle kendileri-ne katkıda bulunmamdan memnun olacaklarını ifade etti. DİA, benim Türkiye'nin geleceğinde görmek arzusunda olduğum tarzda, genç ruhlu, küresel vizyonu olan, inovasyon arayışı içinde, gerçekçi ve çalışkan bir yapı arz ediyordu. Teklifini zevkle ve onurla kabul ettim. Naçizane de olsa bu hikayenin başarısı için çaba sarf etmekten hakikaten zevk alıyorum.

Dünya çapında önemli işlere imza atan bir şirketin Yönetim Kurulu’nda olmak size neler hissettiriyor?

Gurur veriyor. Son derece pozitif düşünceli, gerçekçi ve vizyoner bir yapısı var DİA'nın. Kurumsallaşma aşamasında olması önemli bir geçiş

vatandaşlık görev ve sorumlulukların-dan biri olduğuna inanıyorum.

İş alanı olarak inşaat sektörünü seçmenizin nedenlerini paylaşabilir misiniz?

Esasen, diplomasideki kariyerim sırasında özellikle enerji alanındaki uzmanlaşma sürecim iş hayatında da bu alanda danışmanlık ve yöneti-cilik yapma imkanını bana hazırladı. Diplomat olarak, Türkiye'nin büyük enerji projelerine atıldığı dönemde bu projelerin diplomasisinde doğrudan görev aldım. Bakü-Tiflis-Ceyhan ve Şahdeniz-Erzurum boru hattı projele-rini Türkiye adına ilk müzakere eden devlet görevlisi oldum ve bu projelerin gerçekleşmesinde kariyerim boyunca görevde bulundum. Bu alanda daha sonra özel hayatımda da uluslarara-sı danışmanlık ve yöneticilik yapma imkanım oldu. İnşaat sektörü daha sonra ve DİA Holding bünyesinde ilk olarak doğrudan katıldığım bir alan oldu. O zamana kadar inşaatı ilgi-lendiren projelere danışman olarak katkılarım oluyordu. Tabiatıyla, kamu görevlerim sırasında, o zamanların yükselen gücü olarak inşaat sektö-rünün Türkiye'nin kalkınmasını ve uluslararası piyasalardaki etkinliğine yaptığı katkıları bilfiil yaşadım. Benim diplomasi kariyerim, diplomasinin ekonomik ve ticari boyut kazandığı ve ülkemizin kalkınmasına doğrudan küresel boyutta katkıda bulunduğu bir döneme rastladı. Bunun yararlarını

Başkan Clinton’ unTürkiye’ye resmi ziyareti

Kasım 1999

Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru HattıAnlaşması İmza Töreni Kasım 1999

(Aliyev, Clinton, Demirel, Ecevit, Bayar)

20 DİAlog

ÖZEL RÖPORTAJ

Page 23: KURUM İÇİ İLETİŞİM DERGİSİ NİSAN 2013 SAYI: 2 · 2013-07-29 · Guggenheim Müzesi, Lotus Tapınağı gibi dünyanın diğer ikonik binala-rıyla birlikte sıralanması

DİAlog 21

Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın son Bakü ZiyaretiMehmet Ali Bayar Bakü Büyükelçiliği Maslahatgüzarıyken

15 Nisan 1993

Başkan Clinton’ unTürkiye’ye resmi ziyareti

Kasım 1999

dönemi. Bugüne kadar gerçekleştir-diği başarılar ve bu başarıların altında yatan düşünce yapısı gerçekten göz kamaştırıcı. Azerbaycan'da gerçekleş-tirilen işler, rekabetin yoğun olduğu bir dönemde gurur verici. Bugün hangi uluslararası mimari veya dizayn der-gisini açsanız, internette hangi dizayn sitesine girseniz DİA'nın başardığı işler birer başarı modeli olarak sergileni-yor. Çok genç bir firma için küçüm-senmeyecek bir mesafe kaydedilmiş. Bilkent Hastanesi gibi, dünya çapında bir projenin geldiği aşama da bu biri-kimin bir neticesi. Böylesine büyük ve önemli bir projenin gerçekleştirilmesi her alanda entegre ve süratli hareket edebilen bir yapı gerektiriyor. DİA, bugüne kadar olduğu gibi, bu projeyi de öngörülen zamandan önce bitirebi-lecek kabiliyette ve beceride bir şirket olduğunu kanıtlayacaktır.

DİA Holding’in daha başarılı işlere imza atması için planlarınız nelerdir?

Bu her şeyden önce kurucu ortakların vizyonları ve hayalleriyle ilgili bir konu. DİA'yı konsept ve fiziksel olarak var eden onlar. Bu konuda belirledikleri istikamet doğru ve isabetli. DİA'nın artı değeri, İC örneğinde olduğu gibi, farklı alanlarda teknolojiyi ve işletme sanatını iyi değerlendiren, yatırımcı ve işletmeci vasıflarını da ön plana çıkaran bir profi-le sahip olması önemli bir özellik. Şimdi önümüzdeki en önemli meydan okuma Bilkent Hastanesi Projesi'ni başarıyla gerçekleştirmek. Bu model, bundan sonraki gelişim süreçlerini ve ilerdeki başarıları da doğrudan etkileyecek bü-yüklükte ve önemde. Geçen yıl dünyanın en büyük inşaat şirketleri arasında yer alan DİA'nın bu vasfını artarak sürdüre-ceğini görebiliyorum.

DİA Holding projelerinden sizi en çok etkileyeni hangisi oldu? Neden?

Daha önce de bahsettiğim gibi, Bakü'de gerçekleştirdikleri Heydar Ali-yev Merkezi ve Flame Towers projele-rinin muhteşem görüntüleri karşısında hayran kalmamak mümkün değil. DİA'nın işçisinden yöneticilerine kadar herkesi bu muazzam başarıları nede-niyle kalpten tebrik ederim. Ne kadar

gurur duysalar azdır. Bu projeler dahi DİA'nın vizyonu hakkında bilgi vermeye yeterlidir. Daha nicelerinin gerçekleş-mesini diliyorum.

DİA Holding’in en büyük projelerinin yükseldiği Bakü’ye gittiğinizde ve de-vasa projelerinizi gördüğünüzde neler hissediyorsunuz?

Öncelikle, kardeş Azerbaycan'ın 90'la-rın başındaki çetin günlerini yaşayan biri olarak, ülkenin bugün eriştiği görkemli seviyeyi müşahade etmek-ten hem hayranlık duydum, hem de

kendisini fahri bir Azerbaycanlı olarak gören birisi olarak mutlu oldum. Mer-hum Heydar Aliyev'in dirayetli liderliği ve Sayın İlham Aliyev'in sürdürdüğü siyasetler neticesinde çok büyük işler başarılmıştır. Azerbaycan bugün dünyada tanınan ve köklü kültürünün üzerine önemli bir siyasal saygınlık kazanan bir ülke haline gelmiştir. Bakü'ye beş yıl arayla gidildiğinde her defasında yaşanan gelişmeler insa-nı şaşkınlığa uğratıyor. Ben Flame Towers'ı inşa halinde görmüş, böyle bir projenin bırakın gerçekleştirilmesini, hayal dahi edilmesinin büyük bir mese-le olduğunu ve takdire şayan olduğunu düşünmüştüm, daha kimler tarafından yapıldığını bilmeden. Bilahare, Heydar Aliyev Merkezi, estetik, teknoloji, kültür ve kararlılığın muhteşem bir bileşkesi olarak ortaya çıktı. Zaha Hadid gibi bir dünya devinin bu projeye gönül vermiş olması vizyonun doğruluğunun ispatı-dır. Yenilik, değişim, farklılık, cesaret ve küresel kültür bileşkesi. Projeleri-mizi başkalarından ayıran ve ayrıcalıklı kılan unsurlar sanırım bunlar.

Bir inşaat firmasının Yönetim Kurulu'nda olarak firmanızın üstlendi-ği projelerin tamamlandığını görünce neler hissediyorsunuz?

Ben altı aydır DİA bünyesinde görev yapıyorum, bu kısa sürede Heydar Ali-yev Merkezi'nin tamamlanmasına şahit oldum, Flame Towers da neredeyse hazır. Tabiatıyla benim hissettiklerim bu eserleri gerçekleştirenlerin hisset-tiklerinden farklı. Asıl gurur ve heye-can onların hakkı. Ama, bu kadar kısa sürede bile, insan hem gurur duyuyor, hem de insan aklının ve azminin başa-rıları karşısında dünyanın geleceğine ilişkin umutları güçleniyor.

ÖZEL RÖPORTAJ

Page 24: KURUM İÇİ İLETİŞİM DERGİSİ NİSAN 2013 SAYI: 2 · 2013-07-29 · Guggenheim Müzesi, Lotus Tapınağı gibi dünyanın diğer ikonik binala-rıyla birlikte sıralanması

IC İBRAHİM ÇEÇEN VAKFIEĞİTİM İÇİN HIZ KESMİYORLAR

GELECEK İÇİN

IC İbrahim Çeçen Vakfı yaptığı etkinlikler vegerçekleştirdiği projeler ile, 2012 yılını da yoğun geçirdi. Yeni ve bursu devam eden eski bursiyerleri ile birlikte,

2013'te öğrenci sayısı toplam 609 kişi oldu.IC Vakfı 9 bine yaklaşan mezunlarıyla koskocaman bir aile.

IC İbrahim Çeçen Vakfı ve Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi işbirli-ği ile Antalya Belek’teki IC Hotels

Santai’de gerçekleştirilen "3. Aka-demik Gelişim Semineri" açılışına IC Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve vakfın kurucusu İbrahim Çeçen, Rektör Prof. Dr. İrfan Aslan, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Telat Yanık, Prof. Dr. Fahri Bayıroğlu, Prof. Dr. Mehmet Biber, IC Vakfı Müdürü Dr. Meral Dinçer, akademisyenler ve idari personel katıldı.

Organizasyon dolayısıyla yurtdışından davet edilen dört üniversitenin akade-misyenleri Bulgaristan Prof. Assen Zlatarov Üniversitesi, Bulgaristan The State University of Library Studies and Information Technology Üniversitesi, Çuvaş Cumhuriyeti’nden Chuvash State Üniversitesi, Polonya The Main School of Fire Service Üniversitesi rektör ve yöneticileri açılışta yer aldı.

Üniversitelerle AİÇÜ arasında ikili anlaşma imzalandı.

Açılışta konuşan Rektör ASLAN, beş yıl önce devletin ve eğitim gönüllüsü, değerli iş adamı Sayın İbrahim Çeçen’in büyük katkılarıyla temelleri atılan Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’nin kısa zamanda büyük bir gelişme gösterdiğini belirtti.

Üniversitelerin bulundukları şehir-lere çok önemli katkılar yaptığını belirten Prof. Dr. İrfan Aslan, görev-lerinin sadece öğrenci ve akademis-yen yetiştirmek olmadığını söyledi. Halkla beraber hareket ederek şehri kalkındırmaları gerektiğini kayde-den Rektör, “Hepinizin bildiği gibi üniversiteler, her türlü dilin, ırkın, mezhebin, insanın ve insanların bir arada işbirliği yaptığı kurumlardır. Üniversiteler sadece ve sadece öğren-ci ve akademisyen yetiştiren yerler

değildir. Üniversiteler bulundukları yerlerin ekonomik, sosyal ve kültürel yapısını değiştiren yerlerdir, halktan ayrı değildir. Halkla beraber halkı daha da yukarı seviyeye yükselten kurumlardır. Halkın ekonomik sosyal ve sosyolojik seviyesinin daha da yük-selmesinde ana etmenlerin yer aldığı kurumlardır” dedi.

Seminerde konuşan IC Holding Yöne-tim Kurulu Başkanı ve IC Vakfı kuru-cusu İbrahim Çeçen, Ağrı’dan gelen üniversite akademisyenlerini otelinde ağırlamaktan ve onlarla tanışmak-tan büyük mutluluk duyduğunu ifade ederek sözlerine başladı.

Yaptıkları turizm yatırımlarına de-ğinen Çeçen, “Turgut Özal’ın turizm sektörüne açtığı yoldan biz de yürü-yerek bu oteli kurduk. 1983’te 380 milyon dolar olan turizm geliri, bugün 25 milyar dolara ulaşmış durumdadır.

22 DİAlog

Page 25: KURUM İÇİ İLETİŞİM DERGİSİ NİSAN 2013 SAYI: 2 · 2013-07-29 · Guggenheim Müzesi, Lotus Tapınağı gibi dünyanın diğer ikonik binala-rıyla birlikte sıralanması

GELECEK İÇİN

Ben de ilk kez kendime ait bir yatırım yaptım. On yıl önce Türkiye’deki ilk on firma arasındaydık. Bugün otel kapasitemizi 3 bin yatağa çıkardık. Bu yatırımla ilk beş firma arasına gir-miştik. Bunu bu ülkedeki her alanda yapılan hızlı gelişmeyi göstermek için anlatıyorum. Ben Ağrı’da doğdum, Antalya’da doyuyorum. Bunun için Antalya benim için önemli. Havali-manında dört bin kişi çalıştırıyoruz. Sizleri de benim için çok önemli olan bu kentte ve turizm sektöründe ilk yatırımım olan bu tesiste ağırlamak-tan dolayı çok mutluyum” dedi. Çeçen ayrıca, öğrenimi boyunca çok sıkıntı çektiğini ve çok zor şartlar altında eğitimini tamamladığını, varlıklı ol-duktan sonra da kendisi gibi eğitimde sıkıntı çekenlere destek olmak ama-cıyla eğitim konusuna büyük önem verdiğini dile getirdi.

İbrahim Çeçen, “Okurken birçok sıkıntı çekmiş bir insanım. Belirli bir konuma geldikten sonra eğitime yatırım yapmayı hedefledim. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da IC Vakfı olarak üniversitemizin her zaman destekçisi olacağız. Benden sonra da çocuklarım bu anlayışı devam ettirecek. Vakfımız üniversi-tenin her türlü tanıtımı için gereken-leri artırarak sürdürecek, özellikle yurtdışındaki yabancı üniversitelerle işbirliği yapılması ve karşılıklı proto-kollerin imzalanması konusunda da destek verecektir.

Üniversite için yaptığım yatırımın ne kadar emin ellerde olduğunu görmenin mutluluğunu yaşıyorum. Evet, biz Ağrı’da üniversite için çok güzel binalar yaptık, ancak bu binalar misyonuna hizmet etmiyorsa hiçbir anlamı kalmaz. Haziran’da üniver-siteye geldiğimde gördüklerim beni çok etkiledi ve yaptığım işin ne kadar doğru insanların elinde olduğunu gör-düm. Sayın Rektörüme ve beraberinde emek veren tüm ekibine, idarecile-rine, personele de ayrı ayrı teşekkür ediyorum” dedi.

Doğduğu yer olan Ağrı’nın kendisi için çok önemli olduğunun altını çizen Çeçen, Ağrı’nın kalkınmasına destek verme amacının da olduğununun ve üniversite sayesinde Ağrı’da olum-lu değişimler yaşandığını belirtti. Üniversiteye ve özellikle de akade-misyenlere Vakıf tarafından her türlü

desteğin verileceğini bir kez daha hatırlatan Çeçen, “Vakıf olarak aka-demisyenlerin gelişmeleri konusunda daha fazla hizmet etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Size her türlü deste-ği vereceğiz. Ama sizlerden ricam Ağrı’nın kalkınması ve gelişmesi için kadroların kalıcı olmasıni sağlamanız. Biz size her türlü desteği vereceğiz, lütfen siz de Ağrı’yı sahiplenin, kal-kınmasına katkı sağlayın” sözleriyle konuşmasını tamamladı.

Seminerde Akdeniz Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi, akademisyen-lere çeşitli seminerler verdi.

IC Vakfı, 2011-2012 Eğitim Öğretim yı-lında bursiyer üniversite öğrencilerini başarılarından dolayı ödüllendirdi.

Vakfın yıl boyu gerçekleştirdiği diğer aktiviteler şöyle:

- IC Vakfı ile Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi arasında imzalanan protokol gereği, üniversite akade-misyenlerinin hazırladıkları eserler Üniversite yayını olarak kitap haline getirilecek. Bu kapsamda Doç. Dr. Yusuf Çetin’in, “Tarihi Kalıntıları ve Kültürel Değerleri ile Ağrı”, Yrd. Doç. Dr. Nazım Kartal’ın “Türkiye’de İl Özel İdareleri” ve Yrd. Doç. Dr. Aysun Doğutaş ve Dr. Cemil Doğutaş’ın “Erken Psikososyal Müdahale ve Düzenlemelerle Okullarda Şiddetin Önlenmesi” çalışmaları IC Vakfımız desteğiyle Ağrı İbrahim Çeçen Üni-versitesi Yayını olarak basıldı.

- İbrahim Çeçen Vakfı’ndan Patnos Gençali İlköğretim Okulu Anasınıfı öğrencilerine oyuncak yardımı yapıldı.

- AİÇÜ Sürekli Eğitim Merkezi ve İbrahim Çeçen Vakfı işbirliğiyle açılan Patnos Tıbbi Sekreterlik ve Doküman-

tasyon Kursu başarıyla tamamlandı. Programa katılan kursiyerlere sertifi-kaları dağıtıldı.

- İbrahim Çeçen Vakfı tarafından uluslararası bilimsel dergilerde ma-kaleleri yayımlanan akademisyenlere kriterlere ve makale sayılarına göre farklı oranlarda teşvik ödülleri ve-rildi. İbrahim Çeçen Vakfı tarafından düzenlenen “Ağrı İçin Bir Fikrim Var Yarışması" ile Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi akademisyenlerinin, Ağrı İli için neler yapılması gerek-tiği konusunda çözüm üretebilen projeler yaratarak, Ağrı’ya ve bölge kalkınmasına katkı sağlayabilecek araştırmalar yapmaları hedeflen-miştir. Yarışmaya katılan projeler-den sorunları dile getirilmesi değil, var olan sorunlara çözüm yollarının gösterilmesi, eksikliklerin giderilme-si ve somut önerilerde bulunulması istenmiştir. Araştırmaların uygula-maya yönelik ve karar vericilere ve uygulayıcılara yol gösterici olabil-mesi de değerlendirmede göz önüne alınmıştır. Bu doğrultuda yarışmaya katılan projeler, Sosyal Bilimler ve Fen ve Doğa Bilimleri kategorilerinde ödüllendirildi.

Önümüzdeki dönemler için Vakıf, eği-tim odaklı uluslararası projeler içinde yer almaya devam edecek.

Bursiyerler ile iletişim, Ankara ve Ağrı’da düzenlenecek çeşitli seminer-ler ve buluşma toplantıları ile artarak sürecek. Hızla sayıları artan IC Vakfı Gönüllüleri ve IC Mentorları, bu ama-cın en büyük destekçileri.

Vakıf, Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’nin, uluslararası stan-dartlarda, kısa zamandaki ilerleyişini de desteklemeye devam edecek. Kariyer günleri, basın görevlileri-nin üniversiteye davet edilmesi ve benzer etkinlikler, uluslararası spor turnuvaları, çeşitli alanlarda başarılı öğrencilere, bilimsel çalışmalarda bulunan veya kitap yayınlamak iste-yen akademisyenlere teşvikler, Üni-versite ve/veya Milli Eğitim Bakanlığı ile ortak yürütülecek, yaratıcılığı ve üretkenliği arttırmaya yönelik çeşitli yarışmalar, bu hedeflerden bazıları. IC Vakfı'nın en değerli vazifesi, eğitim alanında çalışmalarını artırarak, Türkiye'ye hizmet vermeye devam etmektir.

“Okurken birçok sıkıntıçekmiş bir insanım. Belirli bir konuma

geldikten sonra eğitimeyatırım yapmayı hedefledim.

Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da IC Vakfı

olarak üniversitemizin her zaman destekçisi olacağız.”

DİAlog 23

Page 26: KURUM İÇİ İLETİŞİM DERGİSİ NİSAN 2013 SAYI: 2 · 2013-07-29 · Guggenheim Müzesi, Lotus Tapınağı gibi dünyanın diğer ikonik binala-rıyla birlikte sıralanması

MİMARİ VE BİLİMKURGU EDEBİYATI ÜZERİNE

SİZDEN GELENLER

Bir insanın hayalini kurduğu yapıyı bir başkasınınzihninde tekrar yaratılması ve yapılan o şehrin, köprünün

ve kulenin gözler kapalı olduğunda dahi hatırlanması;kurmaca bir yazın eserinin sayfalarında gezinmekten

ziyade o yapıyı okuyucunun zihnine inşa etmek değil midir?

Heybetli dağın zirvesine kurul-muş, yüksek kuleleri güneş ve ay altında parlayan beyaz şehir-

ler; çağlayanlar ayaklarına dolanmış kristal köprüler; kelebek kanatlardan yelkeni rüzgarla şişmiş seyir halinde-ki gemiler; mağraların derinlerinde karanlığın hüküm sürdüğü topraklar-

da sarkıt ve dikitlerle sarılmış yüce konaklar!

Platon’dan başlayarak Francis Bacon, Thomas Moore, Jules Verne, Ursula K. Le Quin, Isaac Asimov ve Tolkein’e ka-dar insanoğlu “Ütopyalar” yaratma ve kurgulanmış çevreler hakkında yazma konusunda kendini bir türlü dizginle-yememiş. Günümüzde bilim kurgu ve alt türevlerinin yarattığı uzay ütopyası, gelecek ütopyası, bilim kurgu ütop-yası, fantastik dünya (kaçış edebiyatı ütopyası) derken edebiyatta “yeryüzü cenneti” diye tabir edilen ütopyalar hayal gücünün sınırlarını oldukça zor-lamakta. Bu durumda gerçek üstü hi-kayeyi bize gerçekmiş gibi hissettiren ve bu hikaye bir yerlerde bir zamanlar yaşandı veya yaşanacak dedirten hangi güçtür, hiç düşündünüz mü?

Bilimkurgu ve alt türleri zaman algısı yaratmak için önce bir mekan yarat-

mak, kurguyu ise bu mekana yerleştir-mek yani hikayeyi fiziki olarak tanım-lamak durumunda. Oluşturulan yapay çevrenin en büyük aktörleri; hikayeyi en iyi anlatan ve yazarın hayal gücüne bağlı olarak zenginleşen ya da kısır-laşan birbirine entegre coğrafyalar ve şehirlerdir ki; böylesi bir ortamda baş döndürücü bir sonsuz mimari ihtimal-ler dizisi karşımıza çıkıyor.

Mimarinin tasviri hikayeyi yapaylık-tan gerçeğe taşıyan bir dönüştürücü. Yazar, bir mimar olmamakla birlikte sahip olduğu algı yeteneği ve estetikle çevresindeki yapıları yorumlayarak eserine taşıyor. Öyle ki; iyi projekte edilmiş, sağlam bir zeminde süren hikayenin gerçeklik algısı çok daha kuvvetli olduğu şüphe götürmez bir gerçek. Böylece düşsel dünyalar yaratabilme becerisine sahip insanoğ-lu, zihninde hayal ederek oluşturduğu mimarlık ürünlerini okuyucusunun

NİHAL YÜKSEL DİA HOLDİNG

PROJE FİNANSMAN VEKREDİLER YETKİLİSİ

24 DİAlog

Page 27: KURUM İÇİ İLETİŞİM DERGİSİ NİSAN 2013 SAYI: 2 · 2013-07-29 · Guggenheim Müzesi, Lotus Tapınağı gibi dünyanın diğer ikonik binala-rıyla birlikte sıralanması

SİZDEN GELENLER

zihninde de vücut bulmasını sağlıyor.

Babil Kulesi efsanesindeki yapı-yı ahşap bir tuvale resmetmiş olan Flaman Ressam Brueghel’in Babil Kulesi tasviri, Louise Weiss Binası’na ilham vermemiş midir? (1999’dan beri Avrupa Birliği Parlamentosu resmi toplanma yeri olarak kullanılıyor).

20. yüzyılda yaşanan iki dünya sava-şından sonra seri üretim ve makine-leşme kavramları bilim kurgu yazı-nında H.George Wells, Aldous Huxley, Ray Bradbury, J.G. Ballard gibi usta-ları yetiştirirken, mimarinin de düşsel konjektörü takip etmesi kaçınılmazdı. Hi-Tech akımının ilk temsilcilerinden Richard Rogers’ın kentleşme olgusu-na yönelik politik söylemleri Llyods Binası ile vücut bulurken, kamusal alanların yeniden yorumlanması yak-laşımı ile gelecek ütopyası yazını fiziki dünyada vücut bulmuş oldu. Tabii ki Norman Foster’ın HSBC Binasını da unutmamak gerek.

Akılcı Mimari’nin en önemli kuramcı-larından olan Walter Gropius, “Tek-nik güçlüklere aldırmaksızın fantezi içinde inşa edin. Daima insanoğlunun düzenleme gücüne ayak uyduran tekniğe kıyasla fantezi çok daha önemlidir” derken mimari ütopya veya düşsel ütopyaya bir övgü sergilemiyor muydu?

Fransız Devrimi ile düşünsel ortam hızla gelişirken bir başka ütopya yazarı J. J. Rousseau açıkça sade ve yalın yaşamlara dönüşü öneriyor ve insanlar arasındaki eşitsizliğin ancak bu şekilde sona erebileceğini anla-tıyordu. Rousseau’nun anlattıkları sadece sosyal ve siyasal bilimler için değil aynı zamanda mimarlık ürünle-rini de etkiledi. Ledoux’un Chaux İdeal Kenti ve Boulee’in Newton Kenofatı çalışmaları o dönemde teknolojik ola-rak gerçekleştirilemeyecek silindirik yapıları içeriyordu. Üstelik bu yapı-lar aynı zamanda Thomas Moore’un Ütopya’sı, Campanella’nın Güneş Ülkesi ve Bacon’ın Yeni Atlantis’inde tasvir edilen şehirler ve yapılardan ilham almıştı.

Birmingham’da bulunan Perrott’s Folly Kulesi ya da bilinen adıyla “Perrott’un divaneliği”; 29 m yük-sekliğinde olup tuhaf mimarisiyle son dönemlerin en fenomen kitap serisin-

de yer aldı. Kule’nin hemen yanında bir kule daha olması ve aslında iki kuleden oluşması, o dönemde King Edward’s School’da okuyan J. R. R. Tolkein için ilham kaynağı olmuştu. Kule görüldüğü gibi bir köşeli ve bir silindirik iki kulenin sırt sırta verme-sinden oluşuyordu. Tolkein, köşeli yapıyı Isengard için silindirik yapıyı ise Kara Kule için kullandı.

Bu durumda her kim Tolkein’in Ayrık Vadisi’ne, Minas Tirith’ine, Thomas Moore’un Ütopya’sına, Bacon’ın Yeni Atlantis’ine kurmaca derse; aynı

şekilde Richard Rogers’ın Llyods Binası’na, Normen Foster’ın HSBC Binası’na ve hatta Leonardo Da Vinci’nin Haliç Köprüsü’ne de kurma-ca demeli.

Şimdi esas soruyu sorma za-manı:

Mimari mi Bilim Kurgudan yoksa Bilim Kurgu mu Mimariden ilham alıyor?

Bir anlığına Flame Towers’ı dizayn ettiğinizi, statiğini hesapladığınızı,

personelini işe aldığınızı, teminat mektubunu verdiğinizi, inşa ettiğinizi, satın almasını yaptığınızı, şantiyede öğle yemeği yediğinizi unutun…

Gözlerinizi kapatıp “Alev Kuleleri’nin” cephesindeki cam ve çelik konstrük-süyonu çekip çıkarın ve kutsal bir ateşle kaplanmış, heybetli üç devasa alev hayal edin…

Kapısında eli nasır tutmuş savaşçı-ların nöbet beklediği, parlak zırh-lara kızıl-sıcak gölgelerin düştüğü, bulutlara değen zirvesinden üç bucağı gözleyip gözeterek Bakü’yü korumak için her daim alev alev yanan bu üç muhteşem kuleyi düşünün…

Öyle alevler ki bunlar; cesaret, güç ve onurdan tutuşmuş olsunlar… Hazar Denizi’ne düşen gölgeleri ile düşman-lara korku dostlara güven versinler…

Sizce de Alev Kuleleri kendisi için yazılmış bir hikayeyi hak etmiyor mu?

Zihinlere atılan birgörüntü köklenip,

gelecekte, bir şekilde,gerçeğe dönüşme

ihtimaline bürünen birfikir tohumu olamaz mı?

DİAlog 25

Page 28: KURUM İÇİ İLETİŞİM DERGİSİ NİSAN 2013 SAYI: 2 · 2013-07-29 · Guggenheim Müzesi, Lotus Tapınağı gibi dünyanın diğer ikonik binala-rıyla birlikte sıralanması

İŞ ORTAKLARIMIZ

"DİA HOLDING ÜLKEMİZİNGURUR KAYNAĞI"

LEVENT ÇETİNOR VE HUNBERK KANIBELLİ

Heydar Aliyev Merkezi Projesi'nde taşeron firmalarımız LİMİT İNŞAAT adına Firma Ortağı ve Genel Müdürü Mak. Y. Müh. A. Levent Çetinor ile KONİ KÜRE adına

Firma Ortağı ve Genel Müdürü İnş. Müh. HunberkKanıbelli sorularımızı yanıtladı?

DİA Holding ile yaptığınız çalış-malardan bahseder misiniz?

Firmamız Limit İnşaat ve Mümes-sillik Ltd. Heydar Aliyev Merkezi Projesi’nde, Çatı Su ve Isı Yalıtımı ile Yalıtımı ve Dış Kabuğu Taşıyıcı Çelik Elemanların İmalat ve Montaj işlerini, Koni Küre firması ile işbirliği içinde üstlenmiştir. Firmalarımız daha sonra Dış GRP Kabuk ve GRC kaplamaların montajı işini de üstlenerek bu etkile-yici ve önemli projenin yalıtım işinin yanı sıra etkileyici dış görünümünün belirlenmesinde de önemli bir rol üstlenmiştir.

Firmadaki görevinizden bahsedebilir misiniz?

Limit İnşaat, 1988 yılında kurulmuş bir mühendislik firmasıdır. Ana iş konusu her tür bina inşaatları, çatı ve cephe kaplamaları, su ve ısı izolas-yonları, geçirimsizlik tesis edilmesi-dir. (Hava alanları, fabrika binaları, metro ve tüneller, göletler, arıtma ve katı atık depolama tesisleri vs..) Bu projede işbirliği yaptığımız Koni Küre firması ise 1995 yılında kurulmuştur. Ana iş konusu bina inşaatları ve özel

çelik çatı ve cephe kaplamaları yapıl-masıdır. (Hava alanları, fabrika bina-ları vs..) Bu projede her iki firmanın geçmiş tecrübeleri ve uzman ekipleri bir araya getirilmiştir.

Limit kurulduğu tarihten bu yana özellikle izolasyon alanında Türkiye’de önemli ilkleri gerçekleş-tirmiştir. İlk su arıtma tesisi HDPE kaplaması, ilk katı atık depolama tesisi projelendirilmesi ve inşaatı ile zemin kaplamalarının yapılması gibi ilklerimiz var. Önemli projelerimiz arasında Antalya Hava Limanı, HYUN-DAI ve TOYOTASA Otomobil Fabrikala-rı çatıları sayılabilir. Limit yurt dışın-da, Libya, Cezayir, Mısır, Bulgaristan,

Azerbaycan ve Türkmenistan’da gölet ve bina kaplamaları uygulamaları tamamlamıştır. Mısır’da gerçekleş-tirdiğimiz önemli uygulama, İsken-deriye Kütüphanesi’nin 13 m Akdeniz su seviyesinin altında kalan zemin izolasyonunun yapılmasıdır.

Koni Küre’nin önemli referansları arasında İstanbul Sabiha Gökçen Hava Limanı Çatı Kaplamaları bulunmak-tadır. Limit, izolasyon membranları konusunda, dünyanın önde gelen

firmalarından İtalyan FLAG SpA. Fir-masının temsilcisi ve uygulama firma-sıdır. PVC , TPO, HDPE ve EPDM bazlı su yalıtım uygulamaları 3,500,000 m2 üzerindedir. Koni Küre ise EMI firma-sı temsilciliğindeki İtalyan kaplama firması Riverclack’ın yetkili mühen-dislik ve uygulama ekibidir.

Firmanızı, sektördeki diğer firmalar-dan ayıran özellikler nelerdir?

Firmalarımız, bugüne kadar gerçek-leştirdikleri işlerin tamamında bütün detayları ve mühendislik hizmetle-rini kendi yetiştirdikleri ekipleri ile gerçekleştirmiş, projelerin hatasız şekilde tamamlanabilmesi için pek çok detayı yerinde çözerek arzu edilen mükemmel sonuçlara ulaşmıştır.

Sektörünüzde başarılı olmanızın püf noktalarını bizimle paylaşabilir misiniz?

Başarılı olmamızın altında yatan en önemli sebep, önce yaptığımız işlere gönülden bağlı olmak, sonrasında ise dünyadaki kendi konumuz ile ilgili en yeni gelişmeleri ve en yeni ürünleri takip ederek, ekiplerimizi ve çalışma düzenimizi bu yeniliklere uygun hale getirecek revizyonları günü gününe yapabilmekten kaynak-lanmaktadır.

DİA Holding ile ne zamandır çalışıyor-sunuz, bu işbirliği nasıl başladı?

DİA Holding ile çalışmamız bu proje ile başlamıştır. Proje ile ilgilenmemiz, detayların belirlenmesi ve teklifle-rimizin hazırlanması 2009 yılında başlamış, sözleşmemiz ise 2010 yılı Şubat ayında imzalanmıştır.

26 DİAlog

Böyle dünya ölçeğinde ileri gelen mimarların

projelerinin başarı iletamamlanması,

bizim gibi taşeronfirmaların da ufkunu

genişletecek veönünü açacaktır.

Page 29: KURUM İÇİ İLETİŞİM DERGİSİ NİSAN 2013 SAYI: 2 · 2013-07-29 · Guggenheim Müzesi, Lotus Tapınağı gibi dünyanın diğer ikonik binala-rıyla birlikte sıralanması

İŞ ORTAKLARIMIZ

DİAlog 27

Bu çalışmayı detaylandırabilir misiniz?

Bu önemli projede yaklaşık 13,500 adet her biri bir diğerinden ayrı ebat ve şekillerde kaset şeklindeki izolas-yon panelleri PROTEM firması tarafın-dan bizim isteklerimiz doğrultusunda özel olarak dizayn edilip üretilen CNC tezgahı kullanılarak Bakü’de şantiye’de imal edilmiştir.

Her bir panelin köşe koordinatları bilgisayara yüklenerek özel mıknatıs-lar vasıtası ile üretim için belirlenen noktalar, bu önemli işin 2mm hassa-siyetle üretilmesi konusunda bizim en büyük yardımcımız olmuştur. Yine bu proje kapsamında memb-ran malzemelerin kaynağında özel ultrasonik kaynak sistemi kulla-nılmıştır. Özel yapıştırıcı ile imal edilen rondelalar membran malzeme delinmeden üstten ses dalgaları vasıtası ile kaynatılarak hazırlanarak panellere bağlanmıştır. Bu sistemler Azerbeycan’da ilk kez bizim tarafımız-dan uygulanmıştır.

DİA Holding ile çalışmanın sizin açı-nızdan önemini anlatabilir misiniz?

DİA Holding, gerek Türkiye’deki, ge-rekse Azerbaycan’daki iki güçlü ortağı ile her iki ülkedeki önemli projelere imza atan büyük bir oluşumdur. Böyle dünya ölçeğinde ileri gelen mimarla-rın projelerinin başarı ile tamamlan-ması, bizim gibi taşeron firmaların da ufkunu genişletecek ve önünü aça-caktır. Bu nedenle DİA Holding bizim için büyük önem taşımaktadır.

Heydar Aliyev Merkezinde gerçekleştir-miş olduğunuz işi değerlendirir misiniz?

Bu büyük proje, Discovery Kanalın-da (Discovery Channel) Daha Büyük Yapılar (Build It Bigger) programında yayınlanmıştır. (http://www.youtube.com/watch?v=9gl0q_Didvo) Bu yayın firmamız açısından önemli bir ilk olma özelliğindedir. Bu proje kapsamında yalıtım panel-leri imalat ve montajını takiben dış kabuğu taşıyacak boru ve bağlantı çeliklerinin imalat ve montajları da firmalarımız tarafından gerçekleş-tirilmiştir. Bu kapsamda bina üze-rinde değişik kalınlıklarda ve her biri özel çap/eğim/bükümde ve değişik uzunluklarda yaklaşık 53.000 m boru imal edilmiş, Bakü’ye sevk edilmiş

ve yerine monte edilmiştir. Öyle ki bu 53.000 m borunun hiçbir tanesi-nin bir diğerinin yerine konabilmesi mümkün değildir. Her bir boru tek tek numaralanmış ve bu borular üzerinde koordinatları bilgisayar ortamında belirlenmiş yaklaşık 160.000 delik delinmiştir. Bütün borular bir bir yerlerine yerleştirilerek üzerlerine dış kabuk bağlantıları için her biri yaklaşık 25 değişik parçadan mey-dana gelen bağlantı çelikleri monte edilmiştir. Her bir noktadaki bağlantı detayının bir diğerinden farklı olması nedeni ile, her noktada özel eleman-lar üretilmiş ve proje üzerinden her bir nokta için belirlenen malzemeler tek tek eşleştirilerek sahaya sevk edilmiştir. 70-75 m yükseklikte, rüz-gar altında her bir noktada bu kadar değişik parçadan meydana gelen bağlantı çeliklerinin hatasız şekilde montajının gerçekleşmesi ekipleri-mizin bu projeye ne kadar gönülden bağlanmış olduklarını gösteren önemli bir işarettir. Firmalarımız, bu boru ve bağlantı çeliklerinin imalat ve montajını takiben, bu kez dış kabuk GRP ve zemin ve geçiş zonundaki GRP kaplamaların montajını üstlenmiştir. Bu uygulama dış kabuk üreticisi firma ve bizim dışımızda kalan diğer taşeron firmalar ile koordinasyon şeklinde sürdürülmüştür. Binanın nihai şeklini alması için büyük gayret sarfedilmiş, gün gün 16-17 ekip ile binanın hemen her yerinde uygulamalar gerçek-leştirilmiş. Değişik bölgelerden ayrı zamanlarda yapılan uygulamalar neticesi binada meydana gelen hare-ketler, kısmi oturmalar, gece gün-düz sıcaklık farkı ile meydana gelen uzama ve kısalmalar gibi nedenler uygulamada öngörülemeyen zorluklar yaratmış, ancak sonunda bina arzu edildiği şekilde tamamlanmıştır. Aynı zamanda Müze binası içindeki GRC

asma tavan panellerinin montajı işi de tarafımızdan üstlenilmiş ve tamamla-mıştır. Binanın iç kısmındaki bu uy-gulamada ise, havalandırma, elektrik ve aydınlatma projeleri ile çakışmalar, yer yer cephe ve cam kaplamalardaki hareketli bölgeler nedeni ile sürekli bağlantı detaylarının revizyonları yapılmak zorunda kalınmıştır. DİA Holding’in dünyanın en önemli mimarlarından Zaha Hadid tarafından dizayn edilmiş bu kadar kapsamlı ve özel bir projeyi gerçekleştirmiş olma-sı, ülkemizin için gurur duyulacak bir başarıdır.

İnşaat alanında Türk firmalarının dünya vitrinine daha başarılı işlerle çıkabilmeleri için sizce neler yapıl-malı?

İnşaat sektöründe gelecek özel yapı-ları ve konstrüksiyonları gerçekleş-tirebilmekte, kimsenin yapamadığını yapabilmekte yatmaktadır. Özel mü-hendislik çözümleri üretmek, stan-dartları sürekli daha yukarı taşımak, ekiplerimizi en yeni ve en gelişmiş inşaat malzeme ve metotları ile ta-nıştırmak Türk firmalarının vizyonunu geliştirecek ve bu anlamda tamamla-nan her yeni proje dünyadaki yerimizi daha da sağlamlaştıracaktır.

Son sözünüz...

Bu projede yaklaşık 3 yıl süre içerisinde yaşanan bütün zorluklar iş tamamlandığında unutulmuş ve yapılan işin büyük ölçeği ve önemi göz önüne alındığında bizim için çok önemli bir proje gerçekleştirilmiştir. Bu nedenle gerek işverenimiz DİA Holding’e gerekse bizimle birlikte çalışan bütün taşeronlara ve özellikle kendi ekiplerimize teşekkür etmek isteriz.

Page 30: KURUM İÇİ İLETİŞİM DERGİSİ NİSAN 2013 SAYI: 2 · 2013-07-29 · Guggenheim Müzesi, Lotus Tapınağı gibi dünyanın diğer ikonik binala-rıyla birlikte sıralanması

"HEYDAR ALİYEV MERKEZİ BİZİM İÇİNGELİŞTİRİCİ OLDU"

MELİH GÜN

Sanset İkoor Yönetim Kurulu Başkanı Melih Gün,Heydar Aliyev Merkezi'nin mimari olarak dünyada eşi

bulunmayan ve çağın en önemli projelerinden biriolduğunu belirterek, "Bu projede üzerimize düşen

görevi başarı ile tamamlamanın mutluluğunuduyuyoruz. Heydar Aliyev Merkezi projesinin, bizler için

çok geliştirici olduğunu vurgulamalıyız" dedi

Firmadaki görevinizden bahsedebi-lir misiniz?

ODTÜ Mimarlık Fakültesi Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü'nden mezun olduktan sonra 1951 yılından itibaren kaliteli butik ev mobilyası sektörün-de gelişen aile şirketi Gün Mobilya yönetiminde, 1993 yılında Argeta Ltd. Şti ile inşaat alanında anahtar teslimi pojeler ile, 1994 yılında İkoor Mobil-ya İmalat Koordinasyon San. Tic.ve

A.Ş’yi kurarak 12.000 m² kapalı alanda İkoor markası altında modern üretim tekniklerini kullanarak genel mekan,

ofis, kapı, mutfak ve otel tipi taahhüt üretimleri yaptım. Bunun yanı sıra 2005 yılında faaliyete geçen ve ortak-larından biri olduğum Sanset İkoor İnşaat ve Proje Taah. San. Tic. A.Ş’de Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yapmaktayım.

Bize firmanızdan ve ürünlerinizden bahsedebilir misiniz?

Sanset İkoor, tasarım, proje, taahhüt, üretim ve tedarik konularında faaliyet gösteren bir şirketler topluluğudur. Sanset İkoor şirketleri, kuruluşların-dan bu yana, yurt içi ve yurt dışında pek çok otel, ofis, oditoryum, konfe-rans salonları gibi prestijli ve başarılı projelere imza atmıştır. Tüm teknik personel, tesis ve ekipmanıyla, pek çok anahtar teslim proje, müşteri memnu-niyetinin gururuyla tamamlanmıştır.

Firmanızı, sektördeki diğer firmalar-dan ayıran özellikler nelerdir?

Öncelikle tasarım ve projelendirme. Bu projelerin mühendislik ve denetimi Sanset İkoor'un uzmanlık alanlarından birisidir. Her türlü mimari, iç mimari ve teknik altyapı projesi, detaycı ve ya-

ratıcı bir anlayışla hayat bulur. Temel tasarım ilkelerinden ödün verilme-den müşteri beklentileri göz önüne alınarak, akılcı ve optimum çalışmalar yapılır. Bir projenin başarısının sadece onu tasarlamaya değil aynı zamanda yönetmeye ve denetlemeye bağlı ol-duğuna inanan Sanset İkoor, ele aldığı bir projenin bütün evrelerinde uygu-lama öncesi ve sonrası denetlemeleri ve kontrolleri yapar. Projeye göre danışmanlık hizmetlerini de sürdüren Sanset İkoor, özel projelerde de, ko-nusunda uzman kuruluşlarla işbirliği yapar. Sanset İkoor’u sektördeki diğer firmalardan ayıran önemli bir özelliği de, taahhüt yükümlülüklerini, süreleri-ne uyarak, her türlü inşaat, mimari, iç mimari uygulamalar ve teknik altyapı tesisatlarını anahtar teslim tamam-layan bir kuruluş olmasıdır. Sanset İkoor bu ilkeler doğrultusunda kalite standartları yüksek, disiplinli ve dina-mik anlayışı ile kalıcı yapıtlar hayata geçirmektedir.

Sektörünüzde başarılı olmanızın püf noktalarını bizimle paylaşabilir misi-niz?

Sanset İkoor, deneyimli kadroları,

28 DİAlog

İŞ ORTAKLARIMIZ

Page 31: KURUM İÇİ İLETİŞİM DERGİSİ NİSAN 2013 SAYI: 2 · 2013-07-29 · Guggenheim Müzesi, Lotus Tapınağı gibi dünyanın diğer ikonik binala-rıyla birlikte sıralanması

uygulama detayları, üretimindeki çö-zümleri ve titizliği ile yapılarda yüksek kalite standartlarını sağlamak ve artır-mak için araştırma geliştirmeyi kendi-sine ilke edinmiş, yenilikçi bir firmadır. Sanset İkoor'un politikası, kişilerin ve kuruluşların arayış ve gereksinimleri-ni, yaşam alanları ve ürün çeşitliliğini, çağın hizmet ve kalite standartları da-hilinde, en düşük maliyet, kayıp ve yan-lışla, müşterilerinin koşulsuz tatmin ve memnuniyetini sağlayacak kalitede, tam zamanında kullanıma sunmaktır. Çeşitli yaşam alışkanlıkları, çeşitli zevkler ve farklı gereksinimler olduğu gerçeği Sanset İkoor'un uzman bakış açısının özetidir. İşlevsellik, estetik ve sektördeki yüksek kalite standartların-da ürün tedariki, ele alınan projelerin ana prensibini oluşturur. Mobilya, iç mimari uygulamalar ve yapı malzeme-lerinin tedarikinde beklentileri iyi bilen ve anlayan Sanset İkoor, bu konularda-ki deneyimini müşteri memnuniyetine dönüştürür.

DİA Holding ile ne zamandır çalışıyor-sunuz? Bu işbirliği nasıl başladı?

IC grubuyla 2000 yılından beri projele-rinde çalışıyoruz. DİA ile ise çalışma-larımız 2009 yılında HAMP projesi ile başladı ve pek çok diğer projelerinde de bu çalışmalarımız karşılıklı mem-nuniyetle halen devam ediyor.

DİA Holding ile çalışmanın sizin açınız-dan önemini anlatabilir misiniz?

DİA Holding gerek Azebaycan gerek-se de Türkiye’de, dönemin önemli ve prestijli projelerini üstlenen ve başarı ile tamamlayan bir müteahhit ve yatırımcı grup. Dolayısıyla bu pro-jelerde yer almak bizim için de hem çok geliştirici hem de tanınırlığımızı pekiştirmesi açısından çok değerli. Ayrıca güvenilir lokomotif bir İşveren olan DİA Holding, firmamızın araştır-ma geliştirmesine de önemli bir katkı sağlamış ve ortak bir vizyon vermiştir.

Heydar Aliyev Merkezi’nde gerçek-leştirmiş olduğunuz işi değerlendirir misiniz?

Mimari olarak dünyada eşi bulunma-yan ve çağın en önemli projelerinden biri olan bu projede yer almanın ayrıcalığını yaşıyor ve projede üzeri-mize düşen görevi başarı ile tamamla-manın mutluluğunu duyuyoruz. Biz bu

projede öncelikle oditoryum bölümünü yapan ekibiz. Bu bölüm müthiş etkile-yici organik formlardan oluşan ahşap bir yapı olmanın yanısıra, akustik ve statik çözümlemeler açısından da çok özel bir proje. Biz tüm bu süreçlerden sorumlu olarak çalıştık. Metal, ahşap, akrilik, paslanmaz pek çok çeşitli mal-zemelerin kullanıldığı ve gerek teknik çözümleme gerekse de yüksek kalite standartların zorunlu olduğu bu proje-de bu bölüm dışında pek çok mekanda da görevler üstlendik. Bu projenin bizler için de çok geliştirici olduğunu vurgulamalıyız.

Azerbaycan’da inşaat sektörünü de-ğerlendirebilir misiniz?

Dünyanın en hızlı büyüme gerçekleşti-ren ülkelerinden biri olan Azerbaycan son beş yılda büyük yol kat etmiştir. Bu hızlı gelişme inşaat sektörünü de olumlu yönde etkilemiş ve yatırımlar hızla artmıştır. Uzun yıllardır Tür-kiye ile Azerbaycan arasında güven ve uyum içinde sürdürülen ticari ilişkiler, Bakü'de başlatılan yeni konut projesi yatırımları, ayrıca Azerbay-can Devleti tarafından desteklenen prestij projeleri Türkiye için büyük fırsatlar sunmaktadır. Türk inşaat firmaları da birçok başarılı projede yer alarak Azerbaycan’ın yeni yüzünün

oluşmasına büyük katkı sağlamak-tadır. Önümüzdeki dönemde de bu gelişmelerin hızla devam edeceğini ve Azerbaycan'ın gelişen önemli bir ekonomi ve pazar olduğunu söylemek mümkündür.

İnşaat alanında Türk firmalarının dünya vitrinine daha başarılı işlerle çı-kabilmeleri için sizce neler yapılmalı?

Türk firmalarının son yıllarda gerek yurtiçi gerekse yurtdışı pek çok proje-de önemli roller üstlenmekte olduğu bir gerçek. Bu projelerin çoğunda hız ve fiyat konusunda önemli başarılar elde ediliyor. Buradaki temel eksiklik proje tasarım süreçlerinde ve proje yönetim teknolojilerinde halen yetersiz kalınabiliyor olunmasındadır. Dolayı-sıyla katma değer üretmek yönünde bazı eksiklikler görülmektedir. Bu projelerde genellikle mimari, tasa-rım, mühendislik ve denetim ayağında genellikle Türk firmaları görmüyoruz. Daha çok yüklenici tarafında Türk fir-maları görüyoruz. Yaratıcı kişi sayıları-nın, iyi tasarımcıların, iyi teknik çözüm üreticilerinin ve özellikle son yıllarda gelişen BIM gibi uygulamalara hakim nitelikli insan gücünün artırılması Türk firmalarının dünyadaki başarılarını daha da yüksek seviyelere getireceği inancındayım.

DİAlog 29

İŞ ORTAKLARIMIZ

Page 32: KURUM İÇİ İLETİŞİM DERGİSİ NİSAN 2013 SAYI: 2 · 2013-07-29 · Guggenheim Müzesi, Lotus Tapınağı gibi dünyanın diğer ikonik binala-rıyla birlikte sıralanması

Bize firmanızdan ve ürünleriniz-den bahsedebilir misiniz?

SASHA genç ve dinamik bir mimarlık firmasıdır. Beş yıl önce Bakü’de tek bir projede sabit ahşap işleri yaparak başlamış kısa sürede bir çok projede yer almıştır. Bugün geldiği noktada Türkiye, Bakü ve Rusya’da faaliyet-

lerine devam etmektedir. SASHA üst düzey iç mekanlar tasarlamak için mimarlar ve iç mimarlar ile çalış-maktadır. İç mekan tasarım projele-rinde her açıdan destek sunmaktadır. Ayrıca kapı, pencere, ahşap duvar kaplamaları, mutfak, banyo dolapları, giysi odaları gibi özel ahşap ürünler de üretilmektedir. Hedefimiz müşte-rilerimiz için daha uzun yıllar değer verilecek çekici mekanlar yarat-maktır. Müşterilerimiz için değer yaratmak, beklentilerine kalite ve istikrarla karşılık vermek ilk önceli-ğimizdir. Ürünlerimize sahip çıkmak ve projelerin tamamlanması sonra-sında müşterilerimizin yanında olmak görevimizdir

Firmanızı, sektördeki diğer firmalar-dan ayıran özellikler nelerdir?

SASHA günümüzde ulaşılabilir en yüksek kalitede malzemeleri kullan-maktadır. Ahşap üretim biriminde kullanılan bütün ham maddeler ve

yarı mamüllü ürünler, alanlarında uz-man uluslararası tedarikçiler tarafın-dan sağlanmaktadır. Müşteri memnu-niyeti odaklı, müşterilerimizin ihtiyaç ve taleplerine en kısa zamanda, en doğru şekilde cevap veren proaktif bir anlayışla çalışırız. Hizmetlerimizi zamanında ve söz verdiğimiz koşullar-da sunar; müşterilerimize saygı, onur, adalet, eşitlik ve nezaket kuralları çerçevesinde yaklaşırız.

Sektörünüzde başarılı olmanızın püf noktalarını bizimle paylaşabilir misiniz?

Yolumu ve yönümü hiç değiştirmedim. Ufkumu ve hedeflerimi genişlettim. Profesyonel olarak yetkin olduğumuza ve olacağımıza inandığımız alanlarda hizmet vermeye özen gösteriyoruz. SASHA, müşterilerini, işlerini kendi-sine emanet etmiş iş ortakları olarak görerek; karşılıklı güven, sadakat ve işbirliği ortamında bu değeri geliş-tirmek için var gücüyle çalışır. Tüm

ZEYNEP AKBAL“BUGÜNLERE GELMEYİ

DİA HOLDING İLE BAŞARDIK”Çok az sermaye ama fazlası ile ümit, heyecan ve

yüreklerinde başarısızlık korkusu ile kurdukları SASHA'nın bugün beş yaşında olduğunu vurgulayan Firma Sahibi Zey-

nep Akbal, "Bugünlere gelmeyi DİA Holding’ingüvenerek bize sağladığı imkanlar ile başardık. Geldiğimiz

bu noktada, verdikleri destek ve duydukları güven içinsaygıdağer işverenimize teşekkürlerimizi sunarız" dedi.

30 DİAlog

İŞ ORTAKLARIMIZ

Page 33: KURUM İÇİ İLETİŞİM DERGİSİ NİSAN 2013 SAYI: 2 · 2013-07-29 · Guggenheim Müzesi, Lotus Tapınağı gibi dünyanın diğer ikonik binala-rıyla birlikte sıralanması

ilişkilerimizde adilane, karşılıklı yarar sağlamak amacıyla, iyi niyet ve anla-yışla davranmak, yasalara ve ahlak kurallarına daima uymak ilkemizdir.

DİA Holding ile ne zamandır çalışıyor-sunuz? Bu işbirliği nasıl başladı?

DİA Holding ile 2008 yılından bu yana çalışmaktayız. SASHA 2008 yılında Yeşil Vadi projesi ahşap işleri ihalesini almasıyla bu sektöre girmiş bir firma. Çok az sermaye ama fazlası ile ümit, heyecan ve yüreklerimizde başarısızlık korkusu ile kurduğumuz SASHA bugün beş yaşında. Bugünlere gelmeyi DİA Holding’in güvenerek bize sağladığı imkanlar ile başardık. Geldiğimiz bu noktada, verdikleri destek ve duyduk-ları güven için saygıdağer işverenimize teşekkürlerimizi sunarız.

DİA Holding ile çalışmanın sizin açı-nızdan önemini anlatabilir misiniz?

İlk yıllarda küçük bir ekibimiz vardı. Bugün ise yakın çalışma arkadaşlarım ile beraber daha büyük projelerde yer almanın heyecanını yaşıyoruz. Geriye dönüp baktığımda hedeflerden birço-ğunu yerine getirdiğimizi görmek, bize güvenerek sorumluluk veren işvere-nimizin işin sonunda menun olduğunu bilmek bizim en önemli kazanımımızdır.

Azerbaycan’da inşaat sektörünü de-ğerlendirebilir misiniz?

Azerbaycan ekonomik olarak yük-selen bir ülke. Buna orantılı olarak inşaat alanında da hızlı bir büyüme yaşanıyor. Azerbaycan'ın ithalat yap-tığı ülkelerin başında Türkiye geliyor.

Türk yapı sektörü, Azerbaycan ile olan ticari ilişkilerinde oldukça güçlü bir pozisyonda. Bu noktada Azerbaycan Türkiye için önemli bir pazar oluştu-ruyor. Türk şirketlerin Azerbaycan ile ticaret yapması için bütün şartlar müsait. Azerbaycan'da "yeni bir şehir" kurulurken yatırım için Türk firmala-rını buraya bekliyoruz.

İnşaat alanında Türk firmalarının dünya vitrinine daha başarılı işlerle çı-kabilmeleri için sizce neler yapılmalı?

Türkiye'nin coğrafi konumu inşaat sektörünün rekabet gücünü artıran faktörlerden sadece biridir. Uluslara-rası standarttaki hizmeti rakiplerden daha uygun fiyatlarla sunabilmek, yüksek müşteri memnuniyeti, gü-venilir iş ortakları olmak, çok çeşitli projelerde kazanılmış zengin ulusla-rarası deneyim, çevre ülkelerdeki iş ortamlarına aşinalık, nitelikli insan gücü ve risk alma kapasitesi Türk müteahhitlerini rekabette üstün kılan diğer önemli özelliklerdir. Uluslararası arenada Türk firmalarını önümüzdeki dönemde zorlayacak en büyük sorun ölçek sorunu gibi görünüyor. Batılı rakipleri ile kıyaslandığında müte-ahhitlik firmalarının ölçekleri küçük kalıyor maalesef. Uluslararası pazarda daha güçlü rekabet edebilmek için bu sorunu aşmak gerekiyor. Bunun da yolu, şirket birleşmelerinden geçiyor. Bu başarıldığı takdirde, uluslararası müteahhitlik pazarında ülkemizin pa-yının daha da artacağına inanıyorum. Sektörün yeni ürün, uygulama yakla-şımlarını hayata geçirebilmesi kendi içinde farklı iddia sahipleriyle işbirliği ve güç birliği yapabilme kabiliyetinin uluslararası rekabette belirleyici olacağına inanıyorum.

DİAlog 31

İŞ ORTAKLARIMIZ

Page 34: KURUM İÇİ İLETİŞİM DERGİSİ NİSAN 2013 SAYI: 2 · 2013-07-29 · Guggenheim Müzesi, Lotus Tapınağı gibi dünyanın diğer ikonik binala-rıyla birlikte sıralanması

ENERJİ

ENERJİDE YENİ DÜNYA DÜZENİ

İSMET TURANDİA HOLDING

ESTEPE ENERJİ ELEKTRİKÜRETİM A.Ş. DİREKTÖRÜ

1850 yılında dünyada tüketilen toplam enerjinin yaklaşık yüzde sekseni odun, yüzde yirmisi ise

kömürden oluşmaktaydı. Daha sonraki yıllarda odunun payı düşmeye, kömü-rün payı ise artmaya başlamıştır. Bu dönem, kömürün odunun yerini almak için onunla rekabete girdiği dönemdir. Her iki yakıt kullanımı oranı birbirini 1881 yılında kesmektedir. Yani bu yılda odun ve kömürün payları yüzde ellide eşitlenmiştir. Dolayısıyla bu tarihe ka-darki zaman dilimi “Odun Çağı” olarak adlandırılmaktadır.

Bu tarihten sonra kömür kullanımının, 1913 yılında yüzde yetmişler civarın-da zirveye eriştikten sonra düşüşe

geçmesi, kömürün artık 1859’da üretilmeye başlanan petrolle rekabe-te girdiğini göstermektedir. ABD’nin Pennsylvania eyaletinde Albay Edwin L. DRAKE tarafından açılan ilk modern petrol kuyusuyla başlayan petrol endüstrisi, 1859’dan sonra kömür endüstrisiyle mücadele içine girmiştir. Bu nedenle kömürün payı düşmeye başlamış, petrolün payı sürekli olarak artmış, her iki yakıtın kullanımı 1965’te birbirini eşitlenmiştir. Bu tarihe kadar ki dönem de “Kömür Çağı” olarak adlandırılmaktadır.

Petrol, izleyen yıllarda payını artırarak, 1973’te zirveye yerleşmiş, daha sonra doğal gazla rekabete girerek düş-meye başlamıştır. Doğal gazın, önce kömürün sonra da petrolün eğrilerini keserek üstünlüğünü ilan etmesi bek-lenirken, 2000 yılında doğal gaz ilk kez kömür eğrisini yüzde 22-23 düzeyinde kesmiş, ancak sonrasında beklenilen gerçekleşmemiştir. Kömür 2000 yılın-dan beri tekrar yükselişe geçmiştir.

Enerji yakıtlarının neden birbirleriy-le yer değiştirdiği, kömürün neden oduna, petrolün kömüre, doğal gazın da petrole tercih edildiği incelendi-ğinde çok basit bir kimyasal oran olan akaryakıt içindeki H/C oranı karşımıza çıkmaktadır. Bu oran; odunda 0,1 iken, kömürde 1 civarında, petrolde

2, doğal gazda ise 4 tür, dolayısıyla bu evolüsyonda karbon oranı azalırken hidrojen oranı sürekli olarak artmak-tadır. Yakıttaki hidrojen arttıkça, yani yakıt katıdan sıvıya, sıvıdan gaza doğru evrildikçe, taşıma, depolama ve kul-lanım açısından daha kolay ve pratik hale gelmektedir. Bu evrimleşmedeki diğer değişim etkinlik ve verimlilik-teki artışlardır. Hidrojen oranı, ısıl ve kalori değeriyle doğru orantılı olarak artmakta, yakıt daha “kaliteli” hale gelmektedir. Üçüncü değişim ise, karbonun “kirli”, hidrojenin ise “temiz” olması nedeniyle yakıtın daha çevre dostu hale gelmesidir. ”Decarboniza-tion” olarak adlandırılan bu kimyasal değişim, doğal gazdan sonra hidro-jence daha zengin bir yakıta doğru evrimleşeceğini göstermektedir, bu da düşük ya da sıfır emisyonlu “Hidrojen Çağı” olacaktır. Dolayısıyla, enerji kay-nakları arasındaki yer değişimi evrimin temelinde, insan yaşamının etkinliğini arttırma ve yaşam kalitesini yükseltme çabasının olduğu görülmektedir.

Bu noktada asıl vurgulanması ge-reken, bir yakıttan diğerine geçişin zamanlamasıdır. Yakıt geçişleri engellenememektedir, ancak yeni yakıtın yaygınlaşmaya başlama zamanı değiştirilebilmektedir. Hegemon güç ile enerji yakıtları arasında doğrudan bir ilişki bulunmakta, bu güç söz ko-

32 DİAlog

Page 35: KURUM İÇİ İLETİŞİM DERGİSİ NİSAN 2013 SAYI: 2 · 2013-07-29 · Guggenheim Müzesi, Lotus Tapınağı gibi dünyanın diğer ikonik binala-rıyla birlikte sıralanması

ENERJİ

nusu zamanlamayı kendi ülkesindeki enerji kaynaklarının rezervlerine göre ayarlayabilmektedir. Örneğin 2000 yı-lından sonra doğalgaz yerine kömürün tekrar yükselişe geçmesinin ardındaki neden günümüzün hegemon gücü olan ABD’deki geleneksel doğal gaz rezervlerinin sınırlı olmasıdır. Dolayı-sıyla bir yakıt çağından diğerine geçme süresi uzatılıp kısaltılabileceği gibi, çağın daha yoğun bir şekilde geçmesi de hegemon güç tarafından sağla-nabilir. Ancak doğanın özünde olan evrimin önünde durulamayacağından, geçişi tamamen önlemek hiçbir zaman mümkün değildir. İnsanlığın içinde daha kaliteli yakıt kullanma arzusu ol-dukça daha verimli, temiz, ısısal değeri yüksek, ekonomik, kaliteli ve pratik yakıta doğru enerji geçişleri gelecekte de gözlemlenecektir.

Şu an içerisinde bulunduğumuz enerji geçiş çağında, fosil yakıtlardan temiz enerji kaynaklarına doğru bir kayma, yani “Karbon Çağı”ndan “Hidrojen Çağı”na geçiş gözlenmektedir. Bu geçişte doğal gaz çok önemli bir rol oynamaktadır. Bu nedenle “transition fuel” ya da “bridge fuel” yani “geçiş yakıtı” olarak adlandırılmaktadır.

Sayın Volkan Ş. EDİGER’in, “Enerjide Yeni Dünya Düzeni ve Türkiye” adlı çalışmasında ortaya koyduğu yukarda-ki hususlar, yeni bir enerji düzeninin nasıl kurulduğunu çok güzel özetle-mektedir.

Ülkemiz için de doğal gaz tedariki ve doğal gazın elektrik enerjisi üreti-minde kullanılması çok önemli bir husus halini almıştır. Ülkemizin ihtiyaç duyduğu her türlü büyük ve kritik öneme sahip alt yapı yatırımlarını gerçekleştirmekte olan DİA Holding, enerji kaynağı tedariki ve enerji üretimi konusunda da ülkesine hizmet etmek amacıyla, üç önemli projeyi bünyesin-de bulunduran iki şirketin hisselerini devralmak üzere gerekli işlemleri başlatmış bulunmaktadır.

Aşağıda belirtilen projeleri, genel hatlarıyla tanıyalım:

1) Akgedik Doğal Gaz Kombine Çevrim Santralı Projesi (Akgedik DGKÇS Projesi):

Estepe Enerji Elektrik Üretim A.Ş. ta-rafından, Akgedik DGKÇS Projesi için, Mart 2011 tarihinde, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'na (EPDK) “Üre-tim Lisansı” başvurusunda bulunul-muştur. İlgili mevzuat gereği, EPDK tarafından, Türkiye Elektrik İletim A.Ş.'den (TEİAŞ) projenin enterkon-nekte iletim sistemine bağlanabilmesi için “bağlantı görüşü” talep edilmiş ve TEİAŞ tarafından bu hususa ilişkin olarak, “olumlu” görüş verilmiştir.

Kurulu gücü 850 MWe olarak plan-lanan projede, yıllık 6.8 milyar kWh elektrik enerjisi üretilmesi planlan-makta olup, toplam yatırım tutarı 900 milyon Dolar olarak öngörülmektedir. Üretim lisansı alınmasını takiben, otuz ayda inşaatın tamamlanması öngörülen proje kapsamında, yak-laşık 46 yıl süreyle elektrik enerjisi üretilecektir.

Üretilecek elektrik enerjisi miktarı; Manisa ilinin elektrik enerjisi ihtiyacı-

nın 3.5 katı olup, İzmir, Manisa, Uşak ve Aydın illerinin elektrik enerjisi ihtiyacının toplamına denk gelmekte-dir. Projede;

- İnşaat süresi olan üç yıl boyunca, 500 kişi istihdam edilecek,

- İşletme süresi olan 46 yıl boyunca, elli kişi istihdam edilecek,

- Ulaşım, konaklama, yiyecek-giyecek tüketimi, ücretler, ekipman kiralama, yakıt temini gibi dolaylı faaliyetlerle ekonomik canlılık sağlanacaktır.

2) Çandarlı Doğal Gaz Kombine Çevrim Santralı Projesi (Çandarlı DGKÇS Projesi):

Ege Yıldızı Doğal Gaz ve Elektrik Üretim A.Ş. tarafından 23 Ağustos 2010 tarihinde EPDK’ya üretim lisansı başvurusu yapılan Çandarlı DGKÇS Projesi 138 MWe kurulu güçte olması planlanmaktadır. Projeye ilişkin ola-rak, İzmir Valiliği tarafından 25 Mayıs 2011 tarihinde “ÇED Gerekli Değildir” belgesi verilmesi sonrasında, EPDK tarafından 23 Şubat 2012 tarihinde 49 yıl süreli üretim lisansı verilmiştir.

3) Çandarlı LNG Projesi:

Ege Yıldızı Doğal Gaz ve Elektrik Üre-tim A.Ş tarafından İzmir ili, Bergama ilçesi, Çandarlı beldesi yakınlarında yer üstü doğal gaz depolama tesi-si yapılmak üzere, EPDK’ya lisans başvurusu yapılmıştır. Proje kapsa-mında, her biri 100,000 m3 hacme sahip üç adet tank inşa edilmesi planlanmaktadır. Projenin hali hazır-da ÇED Dosyası hazırlanmakta olup, ÇED Belgesi alınmasını müteakip, Depolama Lisansı alınması öngörül-mektedir.

DİAlog 33

Page 36: KURUM İÇİ İLETİŞİM DERGİSİ NİSAN 2013 SAYI: 2 · 2013-07-29 · Guggenheim Müzesi, Lotus Tapınağı gibi dünyanın diğer ikonik binala-rıyla birlikte sıralanması

KAMU ÖZEL İŞ ORTAKLIĞIMEVZUATINDA GELİŞMELER

HUKUK

Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı, sağlık hizmetlerinin verilmesi ve değişen taleplere

uyum sağlamak amacıyla tıbbi eğitim, araştırma ve hizmet sunumunu ge-liştirip yaygınlaştırmak amacıyla bir sağlık ağı modernleştirme vizyonu be-nimsemiştir. Sağlık Bakanlığı bu doğ-rultuda Türkiye’de modern, verimli ve etkin bir sağlık altyapısının Kamu Özel Ortaklığı programı ile daha yetkin bir şekilde gerçekleştirileceği yönünde kanaat getirmiştir. Bu düşünce ile Kamu Hastanelerinin özel sektör ile birlikte ortaklık şeklinde işletilmesi modelinin uygulamaya koyulması için Sağlık Bakanlığı ihaleler açmış, bun-lardan Ankara Bilkent Entegre Sağlık Kampüsü ihalesi DİA Holding FZCO ile IC İçtaş İnşaat Sanayi Ticaret A.Ş iş ortaklığı tarafından kazanılmıştır.

Ankara Bilkent Entegre Sağlık Kampüsü’nün oluşturulmasına yöne-lik olarak finansman, tasarım, inşaat işlerinin yapılması, belirli hizmetlerin sağlanması ve ticari alanların işletil-mesi için T.C. Sağlık Bakanlığı ile iş ortaklığının kurmuş olduğu Bilkent Ankara Entegre Sağlık Hizmetleri Yatırım ve İşletme Anonim Şirketi arasında 13 Temmuz 2012 tarihinde “Kamu Özel Ortaklığı Modeli İle An-kara Bilkent Entegre Sağlık Kampüsü Yapım İşleri İle Ürün Ve Hizmetlerin Temin Edilmesi İşi Sözleşmesi” im-zalandı.

Kamu özel ortaklığı modeli ile ger-çekleştirilecek olan Ankara Bilkent Entegre Sağlık Kampüsü Projesi’nin inşaat dönemi 42 ay olacak olup, inşaat tamamlandıktan sonra DİA

EDA MANAVDİA HOLDING

HUKUK DİREKTÖRÜ

34 DİAlog

Page 37: KURUM İÇİ İLETİŞİM DERGİSİ NİSAN 2013 SAYI: 2 · 2013-07-29 · Guggenheim Müzesi, Lotus Tapınağı gibi dünyanın diğer ikonik binala-rıyla birlikte sıralanması

HUKUK

Holding FZCO ile IC İçtaş İnşaat Sanayi Ticaret A.Ş iş ortaklığı tarafın-dan kurulan Bilkent Ankara Entegre Sağlık Hizmetleri Yatırım ve İşletme Anonim Şirketi tarafından 25 yıllığına işletilmesi karşılığında T.C. Sağlık Bakanlığı’ndan yıllık kira alınacaktır. Sağlık Entegre Kampüsü bu sürenin sonunda Yap-Kirala-Devret modeli çerçevesinde Sağlık Bakanlığı’na devredilecektir.

Bilkent Projemizden kısaca bahsettik-ten sonra, Sağlık Bakanlığı Kamu Özel İş Ortaklığı modelinin ve dolayısıyla Projemizin dayanağı olan yasal düzenlemeler ve mevzuata geçebiliriz.

6428 SAYILI KANUN

9 Mart 2013 tarihine kadar, mevzuatta Kamu Özel İş Ortaklığı’nı düzenleyen doğrudan bir kanun olmaması ne-deniyle, bu kapsamdaki projeler 3359 Sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’nun Ek 7. Maddesi ile Sağlık Tesislerinin, Kiralama Karşı-lığı Yaptırılması İle Tesislerdeki Tıbbî Hizmet Alanları Dışındaki Hizmet ve Alanların İşletilmesi Karşılığında Yenilenmesine Dair Yönetmelik’e dayanmakta idi.

Sağlık Hizmetleri Kanunu Ek. 7 maddeye göre; “Yapılmasının gerekli olduğuna Yüksek Planlama Kurulu ta-rafından karar verilen sağlık tesisleri, Sağlık Bakanlığınca verilecek ön proje ve belirlenecek temel standartlar çerçevesinde, kendisine veya Hazine-ye ait taşınmazlar üzerinde ihale ile belirlenecek gerçek veya özel hukuk tüzel kişilerine kırkdokuz yılı geç-memek şartıyla belirli süre ve bedel

üzerinden kiralama karşılığı yaptırı-labilir...

Bu amaçla Maliye Bakanlığınca, gerçek veya özel hukuk tüzel kişileri-ne Hazineye ait taşınmazlar bedelsiz devredilebilir...

Kira bedeli ve kiralama süresinin tes-pitinde; taşınmazın gerçek veya özel hukuk tüzel kişilerine ait olup olmadı-ğı, bedelsiz Hazine taşınmazı devredi-lip devredilmediği, yatırımın maliyeti, tıbbî donanımın bu kişiler tarafından sağlanıp sağlanmayacağı, kiralama

konusu taşınmaz ve üzerindeki sağlık tesislerinde tıbbî hizmetler dışındaki hizmetlerin ve alanların işletilmesi-nin kiralayana verilip verilmeyeceği hususları dikkate alınır...

Sağlık Bakanlığı'nın kullanımında bu-lunan sağlık tesislerinin, öngörülecek proje ve belirlenecek esaslar doğ-rultusunda yenilenmesi; tesislerdeki tıbbî hizmet alanları dışındaki hizmet ve alanların işletilmesi karşılığında, sözleşmeyle gerçek veya özel hukuk tüzel kişilerine yaptırılabilir...”

Ancak süreçte ortaya çıkan hukuki ihtiyaçlar ve yukarıda anılan tek bir Ek madde ve ilgili bir yönetmeliğin yetersiz kalması nedeniyle, Kamu Özel İş Ortaklığı’nı ayrıntılı şekil-de ele alan bir kanunun yapılması ihtiyacı doğmuştur. Bu kapsamda, 9 Mart 2013 tarihinde, 28582 Sa-yılı Resmi Gazete’de 6428 Sayılı “Sağlık Bakanlığınca Kamu Özel İş Birliği Modeli İle Tesis Yaptırılması, Yenilenmesi Ve Hizmet Alınması İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılma-sı Hakkında Kanun” yayınlanmış ve yürürlüğe girmiştir.

6428 Sayılı Kanun’un amacı, “...ihale ile özel hukuk hükümlerine göre, kamu özel iş birliği modeli çerçevesinde;

Sağlık Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarınca yapılmasına ihtiyaç duyulan tesislerin ön proje, ön fizibilite raporu ve belirle-necek temel standartlar çerçevesinde, Hazinenin özel mülkiyetindeki taşın-mazlar üzerinde sözleşmede belirtilen sabit yatırım dönemi hariç otuz yılı geç-memek üzere bağımsız ve sürekli nite-likte üst hakkı tesis edilmek suretiyle yaptırılması, mevcut tesislerin yenilen-mesinin sağlanması ve bu projeler için alınacak danışmanlık, araştırma-ge-liştirme hizmetleri ile ileri teknoloji ya da yüksek mali kaynak gerektiren bazı hizmetlerin gördürülmesine ilişkin usul

ve esasları belirlemektir.”

6428 Sayılı Kanun; temel olarak yapım-yenileme ve hizmet alım işlerinin verilmesine ilişkin düzenle-melere, Sağlık ihalelerinin ilke-usul ve esaslarına, ihale üzerinde kalan ortak-lığın kuracağı özel amaçlı şirket ile Sağlık Bakanlığı arasında akdedilecek Söz-

leşmeye ilişkin ayrıntılara, sözleşme bedeline ve Kanun’un yürürlüğüne ilişkin düzenlemelere yer vermiştir. Bu Kanun’un yürürlüğe girmesi ile, 12. Maddesine göre Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu Ek 7. Maddesi yürür-lükten kaldırılmıştır.

Bu kanuna atıf yapılan hallerde, 6428 Sayılı Kanun uygulama alanı bulacaktır.

9 Mart 2013’de yürürlüğe giren Sağlık Bakanlığınca Kamu Özel İş Birliği Mo-deli İle Tesis Yaptırılması, Yenilenmesi Ve Hizmet Alınması İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde De-ğişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un uygulanmasına ilişkin yönetmelik, Kanun’un yayım tarihinden itibaren 6 ay içerisinde yürürlüğe girecektir.

Görüldüğü üzere, T.C. Sağlık Bakanlığı’nın tüm Sağlık İhalelerini Kamu Özel İş Ortaklığı modeli ile yü-rütecek olması, ilgili hukuki zeminin zayıf noktalarının güçlendirilmesi ihtiyacını da birlikte getirmiştir. Bu kapsamda çıkarılan Kamu Özel İş Birliği Modeli İle Tesis Yaptırılması, Yenilenmesi Ve Hizmet Alınması İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun bu amaca hizmet etme yönünde ilk büyük ve önemli adım olmuştur.

9 Mart 2013 CUMARTESİ RESMİ GAZETE Sayı: 28582

KANUNSSAĞLIK BAKANLIĞI KAMU ÖZEL İŞBİRLİĞİ MODELİ İLE TESİS

YAPTIRILMASI, YENİLENMESİ VE HİZMET ALINMASI İLE BAZIKANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE

DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUNUN

DİAlog 35

Page 38: KURUM İÇİ İLETİŞİM DERGİSİ NİSAN 2013 SAYI: 2 · 2013-07-29 · Guggenheim Müzesi, Lotus Tapınağı gibi dünyanın diğer ikonik binala-rıyla birlikte sıralanması

İÇ EĞİTİMLERİMİZLE GELİŞİYORUZ

EĞİTİM

DİA Holding bünyesinde gerçekleştirdiğimiz eğitimlerin bir yenisini Bakü'de Teknik Ofis çalışanlarımızla

gerçekleştirdik. İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Görevlileri Dr. Müh. Murat Kuruoğlu ve Mühendis Emre Gürcanlı tarafından verilen eğitimin konusu

İnşaat Sektörünün Özellikleri, İnşaat Proje ve Yönetimi, CMAA Sistemi ve Sözleşme Yönetimi’ydi.

Sadece çalışma hayatında kazanı-lan tecrübelerin yanında akade-mik olarak bilgilerin sürekli taze

tutulması ve yeni bilgiler eklenmesi konusuna son derece önem veren bir kuruluş olarak 2013 yılı Eğitim Planı çerçevesindeki ilk eğitimimizi 09-10 Mart tarihlerinde Bakü Ofis’te gerçek-leştirdik. Yoğun iş temposu nedeni ile bilimsel gelişmelerden zaman zaman uzak kalan personelimizin gelişimini sürdürmesi dünya çapında gerçek-leştirdiğimiz çalışmalarımız ve dünya ölçeğindeki yapımız düşünülünce son derece hayati olan bu eğitimlerde aynı zamanda pratik bilgiler alan veya bilgilerini tazeleyen çalışanlarımız da son derece başarılı işlere çok daha kolay imza atabiliyorlar. İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Görevlileri Dr. Müh. Murat Kuruoğlu ve Mühendis

Emre Gürcanlı tarafından verilen eği-tim Teknik Ofis çalışanlarımızın katılı-mı ile gerçekleşti. Özellikle personeli-mizin eğitime yoğun ilgi göstermesi ve değerli öğretim görevlilerini dikkatle dinleyip, sorularıyla ihtiyaç duydukları bilgileri almaları eğitimin en verimli noktası oldu.

“İnşaat Yönetimine Giriş” başlıklı eği-timde; İnşaat Sektörünün Özellikleri, İnşaat Proje ve Yönetimi, CMAA Sis-temi ve Sözleşme Yönetimi konuları hakkında bilgi verildi.

İki gün süren eğitim teknik bir yapıya sahipti. Ancak gerek değerli öğretim görevlilerimiz Dr. Kuruoğlu ile Mü-hendis Gürcanlı'nın anlatım teknik-leri, gerekse personelimizin konuya ilgisi eğitimin son derece keyifli bir

havada geçmesine vesile oldu.

Özellikle personelimizin, eğitim sonunda edindikleri bilgiler yanında aldıkları keyif eğitim sonunda net bir şekilde gözlendi. Eğitimde son derece memnun olduklarını belirten çalışan-lar özellikle böylesine faydalı teorik bilgilerin pratikte getireceği faydalar üzerinde durdu.

Eğitim sonunda gerek personelimiz-de gördüğümüz gelişim ve kendini geliştirme arzusu, gerekse eğitimlerin kuruluşumuza kattığı değeri gözlem-leyince, vakit kaybetmeden mesleki ve kişisel gelişim konusunda yeni eğitim-ler programlamaya başladık.

36 DİAlog

Page 39: KURUM İÇİ İLETİŞİM DERGİSİ NİSAN 2013 SAYI: 2 · 2013-07-29 · Guggenheim Müzesi, Lotus Tapınağı gibi dünyanın diğer ikonik binala-rıyla birlikte sıralanması

DİAlog 37

GELECEK İÇİN

IC VAKFI’NDAN DİA HOLDİNG’EIC Vakfı’nda bursiyer olarak eğitimini sürdürenveya tamamlayan, aynı zamanda da DİA Holding

bünyesinde ilk mesleki deneyimlerini edinenbursiyerler hikayelerini anlatıyor:

Herkesin hayatta belirli kilometre taşları vardır. Benim için de haya-tıma yön veren ve anlamlaştıran IC Vakfı’dır. Kuruluş hikayesiyle, devam etme nedeniyle ve üstlenmiş olduğu değer yargılarıyla iyice özümlenmesi gereken kurumsal bir Vakıf. Kuruluş gecesi Sayın İbrahim Çeçen’in biz gençlere bahsettiği “Çok çalışmak, gelişmek, dürüst olmak” ifadelerini hayatına değer olarak katmış bir birey olarak hayata atılmış bulunmakta-yım. Çünkü insanın vazgeçemeyeceği prensipleri olmalı ve büyük başarı-lar bu tema üzerine gelir. IC Vakfı tamamen gönüllülük projeleri üzerine sosyal sorumluluğunu yerine getir-mektedir. IC Vakfı eğitim, sağlık, spor,

ADNAN KAYAIC VAKFI ESKİ BURSİYERİ

NURULLAH ÇAKANIC VAKFI BURSİYERİ

Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü 2. Sınıf öğrencisiyim. Geçtiğimiz yaz döne-minde zorunlu ofis stajımı yapmak için IC Vakfı’na başvurdum ve DİA Holding'de staj yapmak istediğimi söyledim. Aradan birkaç gün geçtikten sonra staj talebimin kabul edildiğini öğrendim. Staja başladığım ilk gün-

Eğitim hepimiz için öncelikli konu. Ancak iyi bir eğitim ile beraber kari-yerimizi asıl etkileyen olay iyi bir staj yapmak. Ben kendimi bu anlamda çok şanslı görüyorum. IC Vakfı’nın yönlendirmesi ile DİA Holding ça-tısı altında yaptığım staj benim için değeri ölçülemez bir deneyim oldu. Bu yapmış olduğum staj, bilgilerimi

MELİSA ASLANIC VAKFI BURSİYERİ

kültür ve sanat alanlarında üzerine düşeni yerine getirirken, mezun öğrencilerin ve sosyal sorumluluk sahibi kişilerin, bu değerli projelere destek çıkıp, daha geniş alana yayıp sürekliliği de sağlamaları gerekir. Bu bilinci kazanmak, içinde bulun-duğumuz topluma karşı en büyük sorumluluklarımızdan biridir. DİA Holding’in bir çalışanı olmak da ayrı bir kilometre taşım. Şubat 2011’de DİA Holding ailesine katıldım. Üstlen-miş olduğu projelerle dünya çapında ismi anılan, sektör otoritelerinden ödül üstüne ödül alan DİA Holding’in çalışanı olmak ayrı bir gurur. Yönetim kadrosuna, iş arkadaşlarıma özellikle teşekkür ediyorum.

den itibaren kendimi hep büyük bir ailenin bir parçasıymış gibi gördüm.

Çok güzel bir ortamda çok güzel bir staj deneyimi yaşadım. Geleceğime ait kararlar vermemde büyük katkısı oldu bu staj döneminin. DİA Holding çalışanlarına ve IC Vakfı’na çok te-şekkür ediyorum.

pekiştirmemde ve özellikle geleceğim için yapacağım planlarımda bana çok büyük katkı sağladı. Çalışma ortamının ve birlikte mesai yaptığım insanların sıcaklığını da buna eklersem yapmış olduğum stajın değerini bir nebze olsun anlatabilmiş olurum sanırım. Bu vesile ile IC Vakfı’na ve DİA Holding’e teşekkür ederim.

Page 40: KURUM İÇİ İLETİŞİM DERGİSİ NİSAN 2013 SAYI: 2 · 2013-07-29 · Guggenheim Müzesi, Lotus Tapınağı gibi dünyanın diğer ikonik binala-rıyla birlikte sıralanması

38 DİAlog

BAŞARMAK ya da BAŞARMAK!ALTERNATİF YOK

Gelin birlikte bugüne kadar neler başardığınıza bakalım.Öncelikle başardığınız her işe

karar verip başladığınızı unutmaya-lım, önce KARAR VERİN.

KARAR VERMEK

Doğmak için adım attığınızda milyon-larca hücre içinden yarışı siz kazan-dınız ve oluşumunuzu başlattınız. Evet, bunu siz yaptınız.

Daha sonra hayata tutunmak için nefes almayı, ağlamayı, yaşamayı öğ-renmeye başladınız. Neden? Çünkü artık bunu istiyordunuz ve bunu da başardınız. Şu ana kadar yaptıkla-rınızı, başardıklarınızı yapamayan başaramayan öyle çok insan var ki… Siz artık başarabiliyordunuz. Bunu gördünüz ve başarmayı tattınız. Daha sonra yürümeyi öğrendiniz, düşe kalka yürümeye başladınız. Kimi zaman ağladınız kimi zaman güldünüz, sevindiniz. Yürümeye başlayan bir bebeğin azmini getirin gözlerinizin önüne. Düşse de yeniden deniyor, yeniden ve yine yeniden… Ta ki yürüyene kadar pes etmiyor. Siz de öyleydiniz ve iç motivasyonunuz o gün de vardı. Sizi ayakta tutan şeydi.

Ardından yemek yemek. Kaşığı önce burnunuza soktunuz, sonra gözünü-ze, sonra yere döktünüz belki altı ay belki bir yıl uğraştınız ve en sonunda kaşığı ağzınıza sokmayı da başardı-nız. Artık Maslow’un en temel ihtiyaç güdüsü olan beslenmede de kendi kendinize yetebiliyor ve başarabili-

ÖZLEM KÖKER ÖZDEMİR

yordunuz. Tüm bunlara ve büyüyene kadar her başardığınız adıma bak-tığınızda kendi kendinize yaptığınızı ve yaşamak için yapmak zorunda olduğunuzu gördünüz. Elbette o zaman bunların neden olduğunu, nasıl olduğunu, bunların motivasyon mu yoksa başka şey mi olduğunu bilmiyordunuz. Bunun gibi hatırlaya-cağınız ve incelediğinizde göreceğiniz pek çok adım oldu hayatınızda. İlk adım, ilk ağlama, ilk yemek yeme, ilk konuşma, ilk okuma, ilk kez markete yalnız gitme, ilk kez araba kullanma, üniversiteyi kazanma, ilk iş deneyimi, ilk aşk… Ve hayat… Her şeyiyle sizin başarılarınızla dolu yaşanmış bir hayat. Bu yazımı okurken durun ve düşünün. Sadece beş dakika.

Daha neler neler yaptınız. İş buldu-nuz, belki evlendiniz, belki anne baba oldunuz ve daha pek çok şey...

Hepsi neden oldu biliyor musunuz? Sadece siz istediğiniz için oldu. İçi-nizden gelerek istediniz. Kimse sizi bunlara motive etmedi. Siz bunları istediğiniz için kendinizi motive ettiniz ve hatta motive etmek zorun-da oldunuz. Bazen zorunluluk bazen istek çünkü hayat bunu bekliyordu sizden.

Ve bugün... Sırada iş yaşamınız var ve yine istediğiniz için işe girdiniz… O günü anımsayın, pek çok başvuru arasından isteğinizle motive ettiniz kendinizi ve o gün mülakatı geçtiniz. İşe alındınız telefonu geldiğinde içi-nizden bir ses “ben biliyordum” dedi mi? Dediyse bu başarı yine size ait. Çünkü siz İSTEDİNİZ…

İSTEMEK

İstediğiniz şey için çaba sarf ettiniz, emek verdiniz. Bunları hiç unutma-yın. İşe girmek için okudunuz, ken-dinizi geliştirdiniz ve kendinizi ifade ettiniz. Çalışmalarınızın ve çabaları-nızın boşa gitmediğini de gördünüz artık.

ÇABALAMAK ve ÇALIŞMAK çok önemli ve siz sonucu aldınız, başa-rıdan başarıya koşmanın meyveleri artık sizi bekliyor. Neden mi?

Çünkü daha önce yaptınız ve yine yapabilirsiniz. Yaptıklarınız yapa-caklarınızın geçmiş hali çünkü ve gelecekte de yapabilirsiniz.

Bugün geldiğinde artık siz geçmişte çok sayıda başarısı olan bir yetişkin olarak işinizin başındasınız. Kendi paranızı kazanıyor, her sabah bir

KİŞİSEL GELİŞİM

Page 41: KURUM İÇİ İLETİŞİM DERGİSİ NİSAN 2013 SAYI: 2 · 2013-07-29 · Guggenheim Müzesi, Lotus Tapınağı gibi dünyanın diğer ikonik binala-rıyla birlikte sıralanması

KİŞİSEL GELİŞİM

DİAlog 39

yetişkin olarak uyanıp yeni başarıla-ra imza atmaya hazırlanıyorsunuz. Elbette başarılar kadar başarısızlık-lar da oluyor. Başarısızlıklar da var hayatta ve onlar çok kıymetli. Onlar hayatta alacağınız en pahalı eğitim-ler, dersler, yani hatalar. Aynı hatayı bir kez daha yapmamak için size verilen çok kıymetli öğreti hediyeler. BAŞARISIZLIKLARINIZIN KIYMETİ-Nİ BİLİN, onlar çok değerli ve çok pahalı. İş hayatındaki adı da deneyim aslında. Başarılarla, başarısızlıklarla ve her anı dolu dolu ve gerçekten yaşanmış. Bu yüzden de denenmiş. DENEYİM

Yukarıda daha koyu yazdığım her kelime her geçen gün sizde de daha fazla var oluyor. Kendinize dikkatli baktığınızda bunları göreceksiniz. Sizde de hepsi var. Çünkü tüm bu ke-limelerin içini dolduran ve yaşayan, yapan SİZsiniz. Siz en önemlisiniz ve her şeyin başında siz varsınız. Siz isterseniz yaptıklarınızın çok daha iyisini yapabilirsiniz. Bunun için ben size inanıyorum ve yapabileceğinizi biliyorum. Tek eksiğim sizin de be-nim inandığıma ve yapabilirliğinize inanmanız. KENDİNİZE İNANIN.

Bu kıymetli yayında, bu yazıyı oku-yorsanız, öncelikle şunu bilmenizi isterim; sizin İÇ MOTİVASYONUNUZ var. Zira yukarıda yazdığım her şeyi başarmışsınız ve başarının tadıyla bu yazıyı okuyorsunuz demektir. Haklı gururunuzu yaşamalısınız. Çünkü siz takdir edilecek çok şey yaptınız. Ben sizi takdir ediyorum. Siz de kendinize hak ettiğiniz takdiri verin. KENDİNİZİ TAKDİR EDİN.

Motivasyon kelime anlamı ile başar-ma güdüsü, isteği, itici güç demektir. Siz şu anda bir iş sahibisiniz ve ne büyük bir başarı ki bir işiniz var. Ön-celikle bunun kıymetini bilelim, oldu mu? Bilmiyorum, olmamış olmasını dilerim ama işsiz kaldığınız günler var ise bir işi olmanın ne demek olduğunu mutlaka biliyorsunuzdur. Maalesef bir şeyin kıymeti genelde o olmadığında anlaşılıyor. Sağlığın kıymeti sağlığımız tehlikeye girdiğin-de, işin kıymeti işimiz olmadığında, huzurun kıymeti huzurumuz kaçtı-ğında...

O zaman hayata bakış açımızı değişti-relim ve bakalım, bir işimiz var, ne

mutlu bize, kararlıyız , başarabili-yoruz, istiyoruz ve en önemlisi SİZ bunların farkındasınız…

FARKINDALIK...

Bugün yeni bir gün olsun. Bir milat ilan edelim, yaptıklarımızla yapacak-larımıza işaret edelim, masamıza oturalım, karar verelim ve başla-yalım. Elimizde hangi işlerimiz var sıraya sokalım, ve sırayla yapmaya başlayalım. Yaptıkça işimizde daha başarılı olduğumuzu göreceğiz. Ailemizin, yöneticimizin ve arka-daşlarımızın bizim başarılarımızla nasıl gurur duyduklarını ve takdir ettiğini yaşayacağız. Takdir etmez, gurur duymaz diye düşünmeyin. Siz isterseniz takdir edecek ve gurur duyacaklar. Çünkü siz öyle başarılara imza atacaksınız ki takdir etmeye de gurur duymaya da mecbur olacaklar. SİZ onlara başka şans bırakmayacak-sınız ki…

Çünkü bu SİZİN KARARINIZ!

Hayatınız boyunca bunca başarıyı elde etmiş olan siz, bunları yaparken kimsenin sizi motive etmesine gerek duymadınız. Sizin iç motivasyonunuz buna yetti. Şimdi de öyle yapın, çünkü iç motivasyonunuz buna yetecek ve takdirler, övgüler, hayran gözler, belki performans zamları sizin dış motivas-yonunuz olacak. Ama onu da getiren

yine iç motivasyonunuz. Onu başka yerde aramanıza kimseden beklemeni-ze gerek yok. O içinizde, yüreğinizde.Siz sadece kulak verin. Duyacaksınız.“Çaresizseniz çare SİZsiniz” diye boşuna söylenmemiş. Hayat bir tercih ve seçim sizin. Siz bu hayatı yaşamak için kendinize neyi layık gö-rür, neyi seçerseniz onu yaşarsınız. Yapamam derseniz yapamazsınız. Yaparım derseniz de yaparsınız. Bu konuda sonucu sizden daha iyi kimse bilemez. Geçmişte yaptıklarınıza ve başardıklarınıza bakınca ben yapa-mamanız için bir sebep göremiyorum ama dediğim gibi yine de hayat da tercih de sizin…

BAŞARMAK ya da başaramamak……

“Söylemesi kolay yapması zor, gel de sen yap” diye mi düşünüyorsunuz? Ya da yapmamak adına kendinize sebepler mi buluyorsunuz? O zaman gerçekten ve yeterince istemiyorsu-nuz. Zihniniz nasıl olur yerine nasıl olmazın sebeplerini arıyor ve sizi ikna etmeye çalışıyor. Onu değiştirin ve nasıl yapabilirimin cevabını arayın. Önce zihninizde siz buna inanmalısı-nız. Zira yapanlar, yapmayı istedik-leri için yaptılar ve yapanların sayısı o kadar çok ki. İnananın ki sizin onlardan hiçbir eksiğiniz yok, teknik bir-iki eksiğiniz olabilir belki ama siz isterseniz onları da tamamlayabilir ve sonuçta YAPABİLİRSİNİZ.

Page 42: KURUM İÇİ İLETİŞİM DERGİSİ NİSAN 2013 SAYI: 2 · 2013-07-29 · Guggenheim Müzesi, Lotus Tapınağı gibi dünyanın diğer ikonik binala-rıyla birlikte sıralanması

SEKTÖRE TEKNİK BAKIŞ

İNŞAAT PROJE YÖNETİMİ, GELİŞİMİ, SÜRECİİLE PLANLAMANIN GETİRİSİ

YAZANDr. Müh. Murat Kuruoğlu

İnşaat Proje Yönetim Gelişimi

İnşaat sektörü için proje yönetimi; mal sahibinin hayalindeki resmi kendisine verildiği anda biten süreç olarak tanım-lanmaktadır. Bu süreç içinde pek çok tarafı (mal sahibi, mühendis, mimar, yüklenici, malzeme sağlayıcıları v.b.) ve pek çok aşamayı (ön tasarım, tasarım, ihale, inşaat v.b.) barındırmaktadır [5]. Projelerin günümüzdeki karmaşıklığı yanında proje yönetiminin ortaya çıkış nedenlerinin başında toplumsal ihtiya-cın optimizasyonu gelmektedir.

İnşaat sektöründe ilk inşaat yönetimi kürsüsü Alpler'deki tünel inşaatında karşılaşılan zorlukların neticesinde planlama gereksiniminin gündeme gelmesi sonucu en yakın yerde ki Münih Teknik Üniversitesi'nde 1905 yılında “Tünel İnşaatı ve Yapı İşletmesi Kürsüsü” olarak öğretime başlamış-tır. II. Dünya savaşı sırasında olumsuz arazi ve iklim koşullarında kısa sürede kurulması gereken askeri tesisler ile de böyle bir gereksinim ortaya çık-mış ve sonraları özellikle de Pasifik Okyanusu'nda karşılaşılan inşaat zorlukları nedeniyle planlama ihtiyacı ön plana çıkmıştır. Bunun sonucunda bu deneyimleri yaşamış olan Prof. J. Fondahl ve arkadaşlarına A.B.D. Stanford Teknik Üniversitesi'nde bu uzmanlık alanının geliştirilmesi için her türlü olanak sağlanmıştır ve eğitime başlanmıştır. Özellikle 1960’lı yıllardan sonra başlayarak karmaşık ve büyük yapılar ile yabancı ülkelere uzanan yatırım projeleri, verimlilik ve planlama sorunları ile birlikte, başta A.B.D. ve Batı Almanya, İnşaat Yönetimi alanında çok büyük ilerlemeler yaşamışlardır. [4]

Türkiye’de inşaat yönetimi alanında gelişmeler inşaat yönetiminin dün-yadaki gelişiminden farklı ve yavaş olmuştur. Bu alanda ilk olarak 1967 yıllında ODTÜ ‘de Prof. Dr. V. Doğan Sorguç öncülüğünde Yapım Strateji-leri dalında eğitim yapılmaya başlan-mış fakat daha sonra bu girişim son bulmuştur. Aynı şekilde 1976 yılında

ODTÜ bünyesinde geleneksel inşaat mühendislerinden kesinlikle ayrı tipte bir yönetici mühendis yetiştirmek amacı ile Yapım Mühendisliği Bölümü kurulmasına karar verilmiş ise de bu gerçekleşememiştir [4]. Bu alanda en önemli gelişmeler 1980’li yıllardan sonra özellikle 1990’lı yıllarda başla-mış, birçok üniversitede inşaat mühen-disliği lisans programlarında -yetersiz olsa da- inşaat yönetimiyle ilgili dersler konulmaya başlanmıştır. En önemli gelişmeler ise inşaat yönetimi alanında yüksek lisans programlarının açılması olmuştur [6]. Fakat bütün bu gelişme-ler bu kadarla kalmış, tamamen inşaat yönetimi eğitimi yapan lisans prog-ramları bugün dahi açılmamıştır. Oysa dünyada 1970'li yıllarda inşaat yönetimi alanında yüksek lisans programlarının açılmasıyla başlayan değişim, 1990’lı yıllarda ABD, Almanya ve İngiltere’de açılan ve lisans eğitimi veren İnşaat Yönetimi Bölümleriyle sürdürülmüştür [7]. Birçok teknolojik atılımın öncüsü konumundaki gelişmiş ülkelerdeki bu değişim şüphesiz inşaat sektöründeki değişimi ve ihtiyaçları karşılamaya yönelik, sektörün gelişmesine katkı sağlayıcı yönde ve globalleşen dünyada inşaat sektöründe daha çok söz sahibi olabilme savaşımının sonucudur. Eğitimin en önemli amacı endüstri veya sektörleri değiştirebilecek ve yönlen-

direbilecek, uygulamada karşılaşılan sorunları çözebilecek nitelikte insanlar yetiştirmek olduğu için A.B.D.‘de inşaat sektöründe yönetim kavramındaki ge-lişmeler, inşaat yönetimi eğitimindeki gelişmelerle paralel gelişmiş, birbir-lerini desteklemiş ve sonuç olarak özellikle A.B.D.’li firmalar uluslararası piyasada çok zaman söz sahibi şirket-ler olmuşlardır. Değişimi gerçekleş-tiremeyen ülkelerin firmaları ise bu şirketlere taşeronluk yapmaktan öteye geçememektedirler. Bugün dahi inşaat sektörümüzde inşaat proje yönetimi disiplini (kültürü) yerleşmemiş, proje yönetimi planlama düzeyinde kalmıştır. Gelişmiş ülkelerde, 1950’li yıllardan önce planlama kavramı düşünülmeye başlanmış, 1960’lı yıllarda planlama ve özellikle bilgisayar destekli plan-lama gelişmiş, 1970‘li yıllardan sonra planlama yanında, çevre, finansman gibi konular önem kazanmış, 1980’li yıllarda proje yönetimi bir yönetim tarzı olarak düşünülmeye başlanmış ve 1990 sonrası ve bugün inşaat proje yönetimi vazgeçilmez olmuştur [8]. Ülkemizdeki son durum ise, İnşaat proje yönetimi konusunda ABD’deki standartları orta-ya koyan birlik (İnşaat proje yöneticileri birliği, CMAA) ile yapılan çalışmalar neticesinde, “İnşaat (proje) yönetim hizmet ve uygulama standartları” [8] çalışması ülkemize kazandırılmasıdır.

40 DİAlog

Page 43: KURUM İÇİ İLETİŞİM DERGİSİ NİSAN 2013 SAYI: 2 · 2013-07-29 · Guggenheim Müzesi, Lotus Tapınağı gibi dünyanın diğer ikonik binala-rıyla birlikte sıralanması

SEKTÖRE TEKNİK BAKIŞ

DİAlog 41

İnşaat Proje Yönetim Süreci

Proje Yönetiminde süreci anlamak için yatırımları değerlendirmek gerek-mektedir. Yatırım projeleri; ihtiyaç sahibi, yatırımcı, mal sahibi, finansör ve işletmeci gibi birçok tarafın farklı bilgi, beklenti ve kaynaklarla yola çıktığı uzun bir süreçten oluşur. Bu nedenle projey-le ilgili farklı meslek grupları için farklı değerlendirme yöntemleri ve farklı alt süreçlerin önemi ön planda tutulur.

Proje ilk olarak, mal sahibinin inşaat ürününe duyduğu ihtiyacı dile getirmesi ile başlar. Henüz herhangi bir tasarım yoktur. Fikirler kağıt üzerine döküle-rek somutlaştırılmış değildir. Talep doğrudan mal sahibinden gelebileceği gibi, pazar araştırmaları sonucunda da ortaya çıkarılmış olabilir. Geçmiş

projelere ait kayıtlar ve deneyimler ile araştırma sonuçları birleştirilerek talep incelemeye tabi tutulur.

Değerleme (fizibilite) aşamasında projenin yatırımcıya maliyeti ile getirisi tahmini olarak hesaplanır ve karşılaş-tırılır. Burada, genel bir ölçüt olmakla beraber, esas kriterin her zaman parasal olduğu söylenemez. Kamu yatırımlarında, gerektiğinde sosyal ihtiyaçları karşılamak amacıyla, mali açıdan yeterli getirisi bulunmayan ya da “yapılabilir” olmayan projeler de pekala gerçekleştirilebilir. Bu aşamada dikkat edilmesi gereken husus, maliyet ve getiri tahminlerinde kullanılan girdi değerlerinin gerçekçiliğinin tartışılır ol-duğudur; bu sebeple fizibilite çalışma-larının sonuçları kesin değerler olarak kabul edilemez. Fizibilite sonuçlarına göre projeye devam ya da ret kararı

çıkar.

Tasarım aşamasında mal sahibinin aklındaki soyut fikir, önce mimari, daha sonra mühendislik teknikleri ışığında kademeli olarak somut hale getirilir. Öncelikle tasarımcı tarafından yapının ilk suretine ait eskiz çizimler hazırlanır, bunlar mal sahibi ile beraber incelenir. Hala belirgin bir tasarım yoktur; burada yapılan çalışmalar “kâğıt üzerinde düşünme” olarak da ifade edilebilir. Zaman içinde mal sahibinin görüşleri ve tasarımcının yönlendirmesiyle yapı kaba hatlarıyla da olsa yavaş yavaş belirginleşmeye başlar.

Eskiz çalışmalarının bir sonraki evresi avan (ön) tasarımdır. Geliştirilmesi uy-gun bulunan eskizler üzerinde çalışılır ve yapının ileride detaylı tasarımlarına

taban oluşturacak ön tasarım hazır-lanır. Yapı genel ebatları, bölümleri, fonksiyonları ile belirginleştirilmekle beraber işin sahada gerçekleştirilme-sine yönelik detaylı uygulama çizimleri henüz oluşmamıştır. Ön proje üzerin-den işin ihalesi yapılır ise, sözleşme imzalanması ile inşaata fiilen baş-lanmış olur. Burada piyasadaki genel uygulamaya dikkat edilmesi gerekir; detaylı çizimler hazırlanmadan ihaleye çıkılması; yüklenicinin gerçekçi maliyet ve süre tahmini yapamamasına, bera-berinde yapım evresinde ek taleplerde bulunmasına, anlaşmazlıklara ve yapı-nın ihale bedelinin çok üstünde fiyatlara tamamlanmasına neden olabilir ya da finansal yetersizlikler yüzünden inşaatın yarım kalması veya öngörülen sürede bitirilememesi gibi sonuçlar doğurabilir. Ancak yine de uygulama-da, ihtiyaçlar doğrultusunda özellikle

yatırım süresini kısaltmak amacıyla, zaman zaman proje tüm detaylarıyla tasarlanmadan, tecrübeler ışığında, yapım ve tasarım faaliyetlerinin paralel yürütüldüğü görülebilmektedir.

Sözleşme aşamasında inşaatı yapacak yüklenicinin belirlenmesiyle, işverenle yüklenici arasında resmi bir ilişki başla-mış olur. Sözleşme hazırlanırken dikkat edilmesi gereken nokta, tarafların her konuda hak ve yükümlülüklerini açık ve net biçimde tanımlaması gerektiğidir. Belirsiz ve yoruma açık hükümler-den özenle kaçınılmalıdır. Ekleriyle (şartnameler, standartlar v.b.) beraber sözleşmede, yapılacak işin tam ve çelişkisiz biçimde tanımlamasına dikkat edilmelidir. Yüklenici de alt yükleniciler ve tedarikçileri ile kendi sözleşmelerini imzalar ve yürürlüğe koyar. Yapım aşa-

ması, inşaat ve proje yönetim faaliyet-lerinin en yüksek seviyeye çıktığı proje evresidir. İşin gerçekleştirilmesinde kullanılacak işgücü, malzeme, makine gibi kaynaklar optimum düzeyde bir araya getirilir; ürün sözleşme ve ekle-rinde belirtilen kalite şartlarına uygun biçimde meydana çıkartılır. Bu evre-de projeden beklenen kalite, süre ve maliyet kıstasları sürekli olarak izlenir, bütçeden sapmaların düzeltilmesi için gerekenler yapılır.

Yapım evresinin tamamlanmasıyla yapının mal sahibine teslimi aşama-sına geçilir. İşin başlangıcında arsa-nın yükleniciye tesliminden, inşaatın sonunda tekrar mal sahibine dönene kadar, yapı ve işyerlerinin üzerinde gerçekleşen her türlü riskten yüklenici sorumludur. Teslim sürecinin önemi, Kesin veya Geçici Kabulü beraberinde

Page 44: KURUM İÇİ İLETİŞİM DERGİSİ NİSAN 2013 SAYI: 2 · 2013-07-29 · Guggenheim Müzesi, Lotus Tapınağı gibi dünyanın diğer ikonik binala-rıyla birlikte sıralanması

getirmesi yanında yüklenicinin yapıyla ve iş yerleriyle ilgili yasal sorumlulukla-rının azalması anlamına da geldiğinden önemlidir. Teslim projenin büyüklüğüne ve niteliğine bağlı olarak tek seferde yapılabileceği gibi, inşaatı biten bö-lümlerin parçalar halinde mal sahibine devredilmesi biçiminde de olabilir. Teslimle birlikte yapı mal sahibince kullanılmaya başlanır.

Endüstri tesisleri gibi karmaşık yapıla-rın işletmeye alınmasında mal sahibinin isteği üzerine yüklenici işletme desteği sağlayabilir veya ayrı bir sözleşme ile yüklenici tesisin işletmesini belirli süreyle üstlenebilir. Kullanma sürecin-de, yapı tipine bağlı olarak periyodik ve/veya özel durumlarda bakım ve tamir işleri yapılır. Taahhüt edilen garanti süresi boyunca, yapının kalite şartlarını sağlamayan biçimde inşa edilmesinden kaynaklanan kusurları, yüklenici tara-fından ücretsiz olarak giderir.

Burada sayılan evreler, ana işi yatırım gerçekleştirmek olan kamu birimleri, yatırım danışmanlığı kuruluşları veya gayrimenkul yatırım ortaklıkları ben-zeri kuruluşlar için bir döngü biçimini almaktadır. Aslında bir tesis için de kul-lanım ömrü dolduğunda Etüt ve fizibilite çalışmasıyla yenileme yatırımı yeniden başlayacaktır.

Planlama Kavramı ve Sağladıkları

Bir işin en uygun süre ve maliyette gerçekleştirilebilmesi için bütün taraf (mal sahibi, yüklenici, malzeme satıcı-ları, resmi kuruluşlar vb.) ve çalışan-ların (mühendis, mimar v.b.) süre,

yer, kapasite ve maliyetler açısından, iç ve dış sınır koşulları karşısında, zamana bağlı olarak koordine edil-mesi işi planlama olarak tanımlanır. Diğer bir değişle, planlama yapılacak olan imalatları tercih ve fiziksel sıra göz önünde tutularak önem sırasına koyma işidir. Bunlar;

Fiziksel Sıra, Bir imalatın başlaması-nın diğer bir imalatın tamamlanma-sına bağlı olmasından doğan sıradır. Tercihi Sıra ise, Bir imalatın başla-masının diğer bir imalatın tamam-lanmasına bağlı olmamasına rağmen özel gerekçelere bağlı olarak yapılan, imalatın daha sağlıklı yürümesini sağlayan sıradır. Planlama önem sırasına konulan işlerin süresel ve finansal uzantıları göz önüne alarak işi zamana yayma eylemidir. Yapı-lacak olan işin zamana yayılması ile oluşan iş programını kontrol eder ve programdan sapmalar tespit ederse sapmayı nedeni ile birlikte raporlayıp, karar vericiye sunan bir karar destek mekanizmasıdır. Bir başka açıdan ise, planlama sayısal resimleri değerlen-diren bir bilgi bankasıdır. Çeşitli bi-rimlerden aldığı bilgileri birbirleri ile karşılaştırarak farklılıkları belirler ve hazırlanan raporlarla ilgilileri uyarır. Planlama birimi oluşturduğu arşiv-leme sistemi ile geçmiş dönemdeki projeleri analiz eder ve geleceğe dö-nük projeksiyonlarının daha gerçekçi olmasını sağlar.

Planlama birimi çalışmaları sonucunda:

- Arşivlenen bilgiler ve bu bilgilere ulaşmak için hazırlanan dosyalama

sistemi ile verilere kolay ulaşılır, sahip olunan veriler sayesinde analizler yapılabilir.

- Analizler sonucu elde edilen bilgiler ışığında işin başında yapılan tahminle-rin daha gerçekçi olması sağlanır.

- Müşterilerden gelen şikâyetler de dikkate alınarak, mevcut imalat stratejilerine bağlı imalat program-ları satış yetkililerine sunularak, müşteriler bilgilendirilir. Bu sa-yede imalatların belli bir program dâhilinde ve imalatı takip eden bir birimin gözetiminde gerçekleştiğin-den dolayı müşterilerin firmaya olan güveni tazelenmiş olur.

- Yönetim imalatı yönlendirirken; imalatların müşterilere taahhüt edilen zamanda yetiştirilebilmesi için daha sonraki imalat dönemindeki hızlanmayı göz önüne alarak karar verme etkinli-ği artar. Bu sayede firma imalatlarını öngördüğü zamanda tamamlar ve piyasadaki güvenini arttırır.

- Planlama birimi getirdiği modern dü-şünce tarzı sayesinde firma kalıplaşmış politikasını olumlu yönde geliştirerek, bilişim teknolojisi olanaklarını kullan-maya başlamaktadır. Bu koşullar şirket faaliyetlerinin daha sağlıklı ve verimli çalışmalar halinde devam etmesini sağlar.

SONUÇ;

Planlama ve yönetime ayrılan çabanın başarıyı yüzde 95 etkilediği unutulma-malıdır.

42 DİAlog

SEKTÖRE TEKNİK BAKIŞ

Page 45: KURUM İÇİ İLETİŞİM DERGİSİ NİSAN 2013 SAYI: 2 · 2013-07-29 · Guggenheim Müzesi, Lotus Tapınağı gibi dünyanın diğer ikonik binala-rıyla birlikte sıralanması

İŞE YENİ BAŞLAYAN ARKADAŞLARIMIZBİLKENT ENTEGRE SAĞLIK KAMPÜSÜ

İSTANBUL MERKEZ OFİS

BAKÜ FLAME TOWERS PROJESİ

ZAGULBA YENİ EV PROJESİ

SİNEM OTLUDIŞ TİCARET UZMANI

01.03.2013

TAYFUN BİRLİKÇİMUHASEBE MEMURU

05.03.2013

İRFAN GÜLERAMBAR ŞEFİ04.03.2013

BAHAR BAYRAKİÇ MİMAR18.02.2013

HAFİZ ABDULLAYEVAKT MÜHENDİSİ

02.01.2013

ALPAY GÜRSESPROJE MÜDÜR YARDIMCISI

19.02.2013

ERDOĞAN ORHUN İNŞAAT TEKNİKERİ

01.02.2013

MEHMET SERKAN ASLANİNŞAAT TEKNİKERİ

01.02.2013

MEHMET KAYNAKSTATİK MÜHENDİSİ

02.01.2013

CİMŞİT UMUT KAYALOJİSTİK UZMANI

07.01.2013

UĞUR EMRE ETİKANKALİTE GÜVENCE MÜHENDİSİ

04.02.2013

AHMET ENGİN FIRATDİZAYN KOORDİNATÖRÜ

04.03.2013

GAZİ ERDOĞAN IFS SORUMLUSU

11.02.2013

SEDAT UTKU DİCLELİAVUKAT

18.02.2013

DİAlog 43

DİA HOLDING İK HABERLERİ

Page 46: KURUM İÇİ İLETİŞİM DERGİSİ NİSAN 2013 SAYI: 2 · 2013-07-29 · Guggenheim Müzesi, Lotus Tapınağı gibi dünyanın diğer ikonik binala-rıyla birlikte sıralanması

SİZDEN GELENLER - SEYAHATNAME

44 DİAlog

BUDAPEŞTEROMANTİK ŞEHİR

Page 47: KURUM İÇİ İLETİŞİM DERGİSİ NİSAN 2013 SAYI: 2 · 2013-07-29 · Guggenheim Müzesi, Lotus Tapınağı gibi dünyanın diğer ikonik binala-rıyla birlikte sıralanması

Dünyanın en romantik şehri Budapeşte’de Tuna nehrinin iki yakasını birleştiren köprüler özellikle geceleri

ışıl ışıl ve göz alıcı. Tam anlamıyla dinlenmek, tarihive büyüleyici yerler görmek ve romantizmi doyasıya

yaşamak isteyenler için mutlaka gidilmesi gereken bir yer.

SİZDEN GELENLER - SEYAHATNAME

DİAlog 45

BUDAPEŞTE

Page 48: KURUM İÇİ İLETİŞİM DERGİSİ NİSAN 2013 SAYI: 2 · 2013-07-29 · Guggenheim Müzesi, Lotus Tapınağı gibi dünyanın diğer ikonik binala-rıyla birlikte sıralanması

EROL LALELİBAKÜ OFİS

PERSONEL MÜDÜRÜ

Berlin’den sonra Orta Avrupa’nın en büyük ikinci şehri olan Budapeşte'de, Macaristan

nüfusunun beşte biri yaşıyor. Nüfusu 2 milyonun üzerinde olan şehir Orta Macaristan’ın kuzeyinde, Tuna Irmağı üzerinde yer alıyor. Şehir Budapeşte ismini, ırmağın batı (sağ) kıyısındaki Buda, doğu (sol) kıyısındaki Peş-te ve Buda’nın kuzeyindeki Obuda şehirlerinin1873’te birleşmesiyle almış.

Şehrin başlıca önemli yerleri şunlar:

Zincirli Köprü (Szechenyi)

19. yüzyılda dönemin kralı Szechenyi Istvan adına yaptırılmış Szechenyi köprüsü; Zincirli köprü ve heykel-leri sebebi ile Aslanlı Köprü diye de anılıyor. Köprünün mimarı William Clark, Budapeşte’ye kazandıracağı

köprünün hatasız olacağını iddia etmiş, “hata bulunursa yaptığım köprüden kendimi atarım” demiş. Köprü yapılmış hiçbir hata buluna-mamış. Ne var ki, köprünün hemen girişlerinde sağlı sollu yer alan Aslan heykelleri mimarın çok güvendiği ünlü bir heykeltraş tarafından yapıl-mış. Köprünün açılışında küçük bir çocuk “aslanlar dilini mi yuttu, neden bu aslanların dili yok” diye sorun-ca, kendisine çok güvenen ve canını ortaya koyan mimarına karşı son derece zor durumda kalan heykeltraş kendisini bu Aslanlı Köprü'den atıp yaşamına son vermiş.

Balıkçılar Burcu

19. yüzyılın sonlarına doğru Ortaçağ döneminden beri süregelmiş balık pa-zarının bulunduğu yere kurulmuş bu gözlem amaçlı kale Balıkçılar Burcu olarak anılıyor.

Burası Buda ve Peşte manzarasını, Budapeşte içinde Gellert Tepesi'nden sonra panoramik olarak görebileceği-niz en iyi nokta. Burcun içerisinde Aziz İstvan Heykeli ve birbirinden güzel cafe ve restoranlar yer alıyor.

Kahramanlar Meydanı (Höşök Tere)

Avrupa’nın en büyük ve en ferah meydanlarından biri olan yarım daire şeklindeki bu meydan Macar halkı-nın tarihine ve ecdadına gösterdiği saygının eseri. Burada Macar tarihi

boyunca Türkler ve diğer milletlere karşı savaşmış, kahramanlık göster-miş efsane komutanların heykelleri bulunuyor.

Arpad ve Oğulları

Meydanın tam ortasındaki sütun-da Macarların atası olan Arpad ve oğulları, Macar ırklarını temsil eden heykeller ve en üstte de kutsal Macar haçını tutan Cebrail meleğinin heykeli tasvir edilerek yerleştirilmiş. 1956 yılında Ruslara karşı yapılan ayaklan-mada, Rus askerleri tarafından başta Kahramanlar Meydanı olmak üzere diğer meydanlara toplanan 17 bin Macar genci 2 gün gibi kısa bir sürede öldürülmüş. bu da dünyanın en büyük toplu katliamlarından biri olarak tari-he geçmiş. Meydanı ziyaret ettiğinizde kemancı amca ile karşılaşırsanız, Türk olduğunuzu anladığı taktirde “Üsküdar’a gider iken” parçasını çal-maya başlayacaktır.

Gül Baba Türbesi

Gül Baba, Kanuni Sultan Süleyman'ı etkileyen ve Avrupa taarruzlarına katılan önemli bir Bektaşi babasıdır. Budapeşte’de türbesi ve heykeli bulu-nan Gül Baba'nın başından gülü elin-den ise tahta kılıcı eksik olmazmış. Sayısız savaşa katıldıktan sonra, 1526 yıllında Kanuni’nin daveti üzerine Gül Baba Budin seferine katılmış ve 1531 yılında Budin'e gelip 10 yıl burada yaşamış. 1541'de yaşamını yitiren Gül

46 DİAlog

SİZDEN GELENLER - SEYAHATNAME

Page 49: KURUM İÇİ İLETİŞİM DERGİSİ NİSAN 2013 SAYI: 2 · 2013-07-29 · Guggenheim Müzesi, Lotus Tapınağı gibi dünyanın diğer ikonik binala-rıyla birlikte sıralanması

Baba, Budapeşte'nin yüksek bir tepe-sine gömülmüş ve bu tepeye 'Gültepe' (Rózsadomb) adı verilmiş.

Parlamento Binası

1884 yılında yapımına başlanıp yaklaşık 20 yılda tamamlanmış bina, içinde yaklaşık 750 oda bulunan Avrupa’nın en büyük parlamento binası. Bina bugün Budapeşte’nin sembolü olarak anılıyor.

Gellert Tepesi

Tepedeki anıt 1945 yılında Rusların Macaristan’ı kurtarması nedeniyle yapılmış. Gellert ise aslında 1000’li yıllarda Macaristan’a gelen önemli bir Hıristiyan misyoner. Macar halkını

Hıristiyanlaştıran kişi olarak tarihe geçmiş. Adına dikilen bu anıt, şehrin her yerine hakim olan bu tepe üze-rinde yer alıyor. Gellert Tepesi aynı zamanda Balıkçılar Burcu ile birlikte Budapeşte’nin en iyi panoramasını görebileceğiniz yerlerinden biri.

Estergon Kalesi

Macarların "Esztergomi Var" olarak ifade ettikleri, "Ezstergom" olarak da bilinen Estergon Kalesi ülkenin tari-hinde rol oynamış en önemli yapılar-dan biri. 1200’lü yıllarda inşa edilmiş kale, Moğolların Macar hakimiyetine yani 13. yüzyıl ortalarına kadar Macar dini ve idari merkezi konumundaymış. Kanuni Sultan Süleyman döneminde Osmanlı hakimiyetine geçen Estergon

Kalesi, 17. yüzyıl sonlarına doğru Os-manlı yönetiminden tamamen çıkmış. Budapeşte şehrine yaklaşık 1 saatlik mesafede bulunan kalenin manzarası gerçekten muhteşem.

Estergon Katedrali

Kalenin içine 19. yüzyılda Osmanlı hakimiyetinin de izlerinin silinmesi ve Hristiyanlığın hakim olduğunu ilk bakışta anlaşılabilmesi amacıyla Estergon Kalesi'ni gölgede bıraka-cak devasa büyüklükte bir katedral yapılmış. Ayrıca kale içinde bulunan Savaş Müzesindeki Osmanlı dönemi kılıçları, hançerler, silahlar, miğfer ve kalkanlar ile savaş görüntülerinin tasvir edildiği devasa tablolar da ilgi çekici.

DİAlog 47

SİZDEN GELENLER - SEYAHATNAME

Page 50: KURUM İÇİ İLETİŞİM DERGİSİ NİSAN 2013 SAYI: 2 · 2013-07-29 · Guggenheim Müzesi, Lotus Tapınağı gibi dünyanın diğer ikonik binala-rıyla birlikte sıralanması

Kariyerlerine devam ettikleri DİA Holding’te çalışmalarındaki başarılarıyla dikkat çeken ve terfi alan arkadaşlarımız...

DİA HOLDING İK HABERLERİ

DİA’DA BAŞARDILARDİA’YLA BAŞARDILAR

Gaziantep Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölümünü 2007 yılında bölüm birincisi olarak tamamlayan Emre Yılmaz, meslek hayatına yine aynı yıl DİA

Holding’de Saha Mühendisi olarak başlamıştır. Yılmaz, Şubat 2013’de Bilkent Entegre Sağlık Kampüsü Projesi’ne Kaba İşler Birim Şefi olarak atanmıştır.

EMRE YILMAZBİLKENT ENTEGRE SAĞLIK KAMPÜSÜ

KABA İŞLER BİRİM ŞEFİ

"2007 yılında İnşaat Mühendisi olarak meslek hayatıma başladığım DİA Holding ailesine, karşılıklı güvenle kurulan bağımızın sürmesi, yetki-sorumluluğumun

artması ve kariyer gelişimime katkısından dolayı teşekkürlerimi sunarım.”

2002 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü'nü tamam-layan Hande Doğramacı Olgun, meslek hayatına 2003 yılında Tabanlıoğlu Mimarlık’da başlamıştır. Şirketimizin İstanbul Merkez Ofis’inde 2008 yılında göreve başlayan Olgun, Ağustos 2012'de Dizayn Ofis Şefi olarak atanmıştır.

HANDE DOĞRAMACI OLGUNİSTANBUL MERKEZ OFİS DİZAYN OFİS ŞEFİ

"Mimarlık gerçekten fedakarlıkta bulunulması gereken bir meslek. Hele DİA Holding gibi dünya çapında işlere imza atan bir firmada çalışmak omuzları-mızdaki yükü ve sorumluluğumuzu bir kat daha artırıyor. Ama aynı zamanda yaptığımız devasa projelerin başarısı bize ayrı bir şevk veriyor. İşte bu şevk ve heyecan içinde yürüttüğümüz çalışmalarda takdir edilmek ikamesiz mutluluk. İnanıyorum ki başarımız çok daha ilerilere gidecek."

48 DİAlog

Page 51: KURUM İÇİ İLETİŞİM DERGİSİ NİSAN 2013 SAYI: 2 · 2013-07-29 · Guggenheim Müzesi, Lotus Tapınağı gibi dünyanın diğer ikonik binala-rıyla birlikte sıralanması

ŞÜKRÜ TARKAKBİLKENT ENTEGRE SAĞLIK KAMPÜSÜ TEKNİK OFİS ŞEFİ

2004 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölümünü tamam-layan Şükrü Tarkak , meslek hayatına aynı yıl Yüksel İnşaat’ da başlamıştır. 2007 yılında şirketimiz bünyesinde göreve başlayan Tarkak, Aralık 2012'de Bilkent Entegre Sağlık Kampüsü Projesi’ne Teknik Ofis Şefi olarak atanmıştır.

"Sadece Türkiye değil Dünyada önemli projelere imza atan, DİA Holding bünyesin-de çalıştığım ve bu çalışmamın kariyer gelişimime katkı sağladığı için mutluluk duymaktayım."

DİA HOLDING İK HABERLERİ

1993 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık bölümünden mezun olan Gü-müşel, aynı üniversitede 1996’da yüksek lisansını tamamlamıştır. 1994’te Bless Yapı Tasarım’da başladığı meslek hayatına GD İnşaat, Alacalı İnşaat ve Atölye T

Mimarlık‘da devam etmiştir. Şirketimiz bünyesinde 2008 yılında göreve başlayan Gümüşel, Ağustos 2012’den bu yana görevine İstanbul Merkez Ofis’te Dizayn Ofis

Şefi olarak devam etmektedir.

SELDA GÜMÜŞELİSTANBUL MERKEZ OFİS

DİZAYN OFİS ŞEFİ

"Bir bina inşa etmek doğumu andırıyor. Aynı sancılı süreçler, bazen uykusuz ge-celer... Ama sonundaki başarı, yani kat be kat yükselip herkesin imrenerek baktığı

binalarda alın teriniz olması rahat uykumuzun en büyük kaynağı. İnsan o zaman an-lıyor neden mimar olmak istediğini.15 yaşındaki hayallerini, 20 yaşındaki hedeflerini yaşadığını görüyor. Terfi ile onurlandırılmak da ayrı bir mutluluk. Teşekkürler DİA"

2006 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölümünden me-zun olan Hakan Kırbıyık, Akdeniz Üniversitesi’nde yüksek lisansını tamamlamış-tır. 2008 yılında şirketimizde Mühendis olarak başladığı görevine Ocak 2012 den

bu yana Bütçe Planlama Şefi olarak devam etmektedir.

HAKAN KIRBIYIKZAGULBA YENİ EV PROJESİ

BÜTÇE PLANLAMA ŞEFİ

"Kariyer gelişimi bir çok kişi tarafından bireysel bir çaba olarak gözükse de, aslın-da bu gelişim sürecinde yer alan kurumlardan ayrı düşünülmemelidir. Ben, meslek

hayatımın henüz başlangıcı sayılabilecek bu aşamada, kariyer gelişimimi DİA Holding ailesinin bünyesi içinde sürdürmekten çok mutluyum. 2006 yılında kurulan

DİA Holding’e 2008 yılında katılarak şirketimizle beraber gelişmekten ve bizlere sağlanan bu kariyer olanaklarından faydalanarak kariyer planlamamı bu yönde

yapmaktan çok mutluluk duymaktayım.”

DİAlog 49

Page 52: KURUM İÇİ İLETİŞİM DERGİSİ NİSAN 2013 SAYI: 2 · 2013-07-29 · Guggenheim Müzesi, Lotus Tapınağı gibi dünyanın diğer ikonik binala-rıyla birlikte sıralanması

Dokuz Eylül Üniversitesi İnşaat Mühendisliği’nden 2005 yılı mezunu olan Ruşen Kaya, meslek hayatına aynı yıl IC İçtaş Adnan Menderes Havalimanı Yeni Dış Hatlar Terminali Projesi’nde Saha Mühendisi olarak başlamıştır. 2007 yılında şirketimiz bünyesinde göreve başlayan Kaya, Ocak 2013'de Bilkent Entegre Sağlık Kampüsü Projesi’ne Kaba İşler Şefi olarak atanmıştır.

ÜMİT RUŞEN KAYABİLKENT ENTEGRE SAĞLIK KAMPÜSÜ KABA İŞLER ŞEFİ

"DİA Holding bünyesinde 7. yılıma girmiş olmanın heyecanı ve mutluluğu içerisin-deyim. Kişisel kariyerimize önemli katkılar yapan örnek projelerde bulunmamızı ve başarılar elde etmemizi sağlayan yöneticilerimize ve çalışma arkadaşlarımıza teşekkürlerimi sunuyorum. Kurumsal ve kişisel hedeflerimize ulaşacağımız nice eşsiz projelerde devam etmek dileğiyle..."

Öğrenim hayatını 1999 yılında tamamlayan Keyvan Farjamnia, meslek hayatına 2002 yılında başlamıştır. Şirketimiz bünyesinde 2009 yılında göreve başlayan

Farjamnia, Aralık 2012 de Şahdağ Turizm Kompleksi Projesi’ne Yerel Satınalma Şefi olarak atanmıştır.

KEYVAN FARJAMNIAŞAHDAĞ TURİZM KOMPLEKSİ

YEREL SATINALMA ŞEFİ

"İş hayatında şirket için verdiği emeğin karşılığını almak ve onun mutluluğunu yaşamak bir personelin en büyük arzusudur. Bu heyecanı ve mutluluğu bana yaşat-

tığınız için DİA Holding'e teşekkür ederim. Saygılarımla..."

İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölümünü 2003 yılında tamamla-mıştır. Meslek hayatına 2005 yılında başlayan Tanay Kılıçaslan, Okan Holding, Sem-bol İnşaat ve Tema İnşaat’da görev yapmıştır. 2010 yılında şirketimiz bünyesinde göreve başlayan Kılıçaslan, Aralık 2012’den bu yana Şahdağ Turizm Kompleksi’nde Kalite Kontrol Birim Şefi olarak çalışmaya devam etmektedir.

TANAY KILIÇASLANŞAHDAĞ TURİZM KOMPLEKSİKALİTE KONTROL BİRİM ŞEFİ

“İnsan eli değmemiş bir coğrafyada şantiyecilik yapmanın bambaşka bir his olduğunu DİA Holding’de öğrendim. Bugün hafta sonları binleri bulan ziyaretçisiyle Şahdağ Tu-rizm Kompleks Projesi, bomboş bir arazide emek veren yüzlerce insanın çamura bata çıka, zorlu kış koşullarıyla uğraşarak, hazırda bulunmayan altyapı tümüyle baştan ya-pılarak hayata geçirilmiş bir proje olarak hem emeği geçene bambaşka bir haz veriyor, hem de arazinin mamur olmayan ilk halini bilenleri hayran bırakıyor. Bu projenin bir parçası olmak, yanı sıra verilen emeğin takdir edildiği, çalışanlarına kıymet veren DİA Holding’in bir parçası olmak bana büyük haz veriyor. Bu hazzı nice seneler DİA Holding çatısı altında yaşamak ümidiyle...”

50 DİAlog

DİA HOLDING İK HABERLERİ

Page 53: KURUM İÇİ İLETİŞİM DERGİSİ NİSAN 2013 SAYI: 2 · 2013-07-29 · Guggenheim Müzesi, Lotus Tapınağı gibi dünyanın diğer ikonik binala-rıyla birlikte sıralanması

Zonguldak Karaelmas Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölümünü 2006 yılında tamamlayan İsmail Arslan, meslek hayatına aynı yıl Arslanlar İnşaat bünyesinde başlamıştır. 2008 yılında şirketimiz bünyesinde Teknik Ofis Mühendisi olarak ça-

lışmaya başlayan Arslan, Ekim 2012’den bu yana Bilkent Entegre Sağlık Kampüsü Projesi’nde Hakediş ve Kesin Hesap Şefi olarak görevine devam etmektedir.

İSMAİL ARSLANBİLKENT ENTEGRE SAĞLIK KAMPÜSÜ

KESİN HESAP HAKEDİŞ ŞEFİ

"Yaklaşık 5 yıldır çalıştığım DİA Holding bünyesinde, artan tecrübemize bağlı olarak yeni sorumluluklar almak, güven ve takdir görmek, biz im en büyük kazancımızdır."

“Beş yılı aşkın bir süredir çalıştığım DİA Holding’de Dizayn Ofis Şefi olmak mutluluk verici. Bu geçen süre içinde birlikte mesai harcadığımız tüm çalışma arkadaşlarıma,

müdürlerime ve şeflerime teşekkür ederim”.

1993 yılında İstanbul Teknik Üniversite Mimarlık bölümünden mezun olan Kudret Demircioğlu, 98 yılında Mimar Sinan Üniversitesi’nde yüksek lisansını tamam-

lamıştır. MIAR Mimarlık’da başladığı meslek hayatına Konuralp A.Ş. ve GMW Mimarlık’da devam etmiştir. Şirketimiz bünyesinde 2007 yılında Dizayn Ofis Mi-

marı olarak göreve başlayan Demircioğlu, Haziran 2012’de Bakü Flame Towers Projesi’ne Dizayn Ofis Şefi olarak atanmıştır.

KUDRET DEMİRCİOĞLUBAKÜ FLAME TOWERS PROJESİ

DİZAYN OFİS ŞEFİ

Trakya Üniversitesi Çevre Mühendisliği bölümünü 2008 yılında tamamlayan Fatih Tuncay, aynı yıl meslek hayatına başlamıştır. 2010 yılında Bakü Flame Towers Projesi’nde İş Güvenliği Mühendisi olarak başladığı görevine, Ağustos 2012'den bu yana aynı projede İş Güvenliği Birim Şefi olarak devam etmektedir.

FATİH TUNCAYBAKÜ FLAME TOWERS PROJESİ İŞ GÜVENLİĞİ BİRİM ŞEFİ

"İş görüşmesinin ardından, kabul edildiğimi duyduğum zaman hissettiğim mutlu-luğu dün gibi hatırlıyorum. Uzun ve zorlu bir yolculuğu başlatan, gururla ve güven-le attığım ilk adımdı bu. Attığım adımın ne kadar büyük ve sorumluluk isteyen bir adım olduğunu biliyordum ama çalışmakta olduğum projenin büyüklüğünü yerinde görünce bunu daha iyi anladım. O günden bu zamana kadar keyifle, her günümün üzerine yeni bilgiler katarak, elimden gelenin fazlasını yapmaya çalışarak geçirdi-ğim tam üç yıl olmuş. Geriye dönüp baktığımda, gözümün önüne, tüm çalışanların sağlığını korumak için ekipçe, canla başla çalıştığımız, gurur duyacağım günler geliyor. Görevime devam etmekte olduğum İş Güvenliği Birim Şefliğine yüksel-memde çok büyük katkısı olan değerli iş güvenliği ekip arkadaşlarıma, müdürleri-me, şeflerime ve diğer çalışma arkadaşlarıma gönülden teşekkür ederim. Kazasız ve başarılarla dolu günlerimizin daima devam etmesi dileğiyle.

DİAlog 51

DİA HOLDING İK HABERLERİ

Page 54: KURUM İÇİ İLETİŞİM DERGİSİ NİSAN 2013 SAYI: 2 · 2013-07-29 · Guggenheim Müzesi, Lotus Tapınağı gibi dünyanın diğer ikonik binala-rıyla birlikte sıralanması

BAŞKA SORUSU OLAN?

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?

PASTÖRİZE SÜT İLE UHT-SÜT ARASINDA NE FARK VAR?

Süt alırken iki seçenek var: UHT-süt ya da pastörize süt. Peki, tam olarak farkları nedir?

Süt özel bir üründür. Hayvanın memesinden alındığında nere-deyse hiç mikrop barındırmaz. Ancak sağılma işlemi sırasında laktik asit mikropları gibi bir sürü mikrop eklenmektedir. Mikroplar hızla çoğalır ve sütü değişime uğratır. Kısa bir süre sonra da bozulur. Fransız kimyacı Louis Pasteur sütü biraz ısıtarak mikropların büyük kısmının öldüğünü ve sütün daha uzun dayandığını keşfetmiştir. Bu nedenle bu işleme onun adı verilmiştir. Pastörize süt 15-30 saniye boyunca 72-75 derece ısıtılır. Böylece zararlı mikropların tamamı öldürülür. Süt 8-10 gün dayanır. Ultra yüksek sıcaklıkta ısıtma yöntemi daha da etkilidir: Üç barlık yüksek bir basınç altında süt 1-2 saniyeli-ğine 135 dereceye çıkarılır ve sonra anında tekrar soğutulur. Paketler de bu şekilde sterilize edilir. Paketi açılmamış UHT-süt aylarca dayanır.

Ancak UHT-sütün tadı biraz farklıdır, çünkü yüksek sıcaklıkla ısıtılan sütteki protein değişikliğe uğrar ve süt şekeri karameli-ze olur. Yine de UHT-süt daha iyidir. Modern işlemlerle yüksek ısıya maruz kalmasına rağmen birçok vitamin korunmuş olur.

ARABADA BİR ŞEYLER OKURKEN NEDEN MİĞDEMİZ BULA-NIR?

Genellikle çocukların araba yolculuğu sırasında miğdesi bula-nır. Hatta bu zaman zaman yetişkinlerde bile görülebilir. Peki bu neden böyledir?

Yolculuk ya da hareket hastalığı, duyularımızın karışması sonucunda oluşur. Görme duyumuzun verilerinin yanı sıra iç kulakta yer alan denge organımızın ve beden hareketlerimizin verileri de beynimizde değerlendirilir. Dış hareketler, optik olarak sabit noktalara oranla devamlı olarak takip edilemediğinde, verilerin işlenmesi sırasında beynimizde sin-yal karışıklığı yaşanabilir. Bir bilgisayarda olduğu gibi gelen sinyaller önceki normal incelemelerle karşılaştırılır. Yanlış sinyaller doğru sınıflandırılamaz ve sonra bir bulgu çağlayanı harekete geçer; terleme, esneme, yorgunluk, yutkunluk ve en korkulanı: kusma...

52 DİAlog

Page 55: KURUM İÇİ İLETİŞİM DERGİSİ NİSAN 2013 SAYI: 2 · 2013-07-29 · Guggenheim Müzesi, Lotus Tapınağı gibi dünyanın diğer ikonik binala-rıyla birlikte sıralanması

Geçmiş... Bıraktığın yerde mi hâlâ?Amin Maalouf’tan unutulmayacak bir "eve dönüş" romanı. Amin Maalouf’un merakla beklenen yeni roma-nı “Doğudan Uzakta”, kaderin ve tarihin acımasızlığında terk ettikleri yurtlarına dö-nen bir grup arkadaşın hikâyesini anlatıyor.

“Doğudan Uzakta”, bir yüzleşmenin romanı:

Gençliklerinin en güzel dönemlerini bir arada geçi-ren, ülkelerinde patlak veren iç savaştan sonra farklı yerlere dağılan ve yıllar sonra, eski arkadaşlarından birinin cenazesi için tekrar ülkelerine dönen bir grup arkadaş...

Açıkça belirtilmese de Lübnan İç Savaşı’nın getirdiği yıkımlara ve Ortadoğu coğrafyasının kültürel, tarihsel ve toplumsal sorunlarına dair çok çarpıcı gözlemlere de yer veren “Doğudan Uzakta”da Maalouf, yine en iyi bildiği şeyi yapıyor: Doğuyu anlatıyor.

Efsaneler bazen deniz-den, Bazen aşktan ve ateşten gelirler. Aşktan ve ateşten ve denizden gelenler, Ba-zen ışık olurlar ve bütün zamanı aydınlatırlar... Efsane kurmak kadar, efsaneyi yazmak da efsaneye dâhildir. Bir çağı haritalarda bulamazsınız. Derine, insana ve tarihin de-

nizlerine açılmak gerekir. Girdaplarda yüksek idealler saklanabilir.

Bu kitapta İstanbul, Gırnata, Madrid, Roma ve Akdeniz; aşk diliyle kuşatıldı.

Akdeniz, aşk kaleminin haritasıyla yeniden çizildi. Kılıç kılıca, cevher çeliğe çarptı, varlık da yokluğa. Ve hep bir yol vardı kalplerden denizlere. Derin denizler, büyük aşklar için atlas olup dokundu. İskender Pala, bir çağı ve o çağın efsanelerini dile döktü. Barbaros Hayreddin Paşayı...

Sonra, bir gül sepeti getirdi. Isırılmış üç elmayı anlattı.

KİTAP

Sabahattin Ali’nin ölümsüz eseri “Kürk Mantolu Madonna” bir kez daha çok satanlar lis-tesine girdi. Ünlü yazarın kızı Filiz Ali’nin yazdığı ve Sabahattin Ali’nin anılarından oluşan “Filiz Hiç Üzülmesin” kitabından sonra satış grafiği hızla artan roman Genç Cumhuriyet dönemlerinde yurt dışında yaşanmış bir aşk hikayesini anlatıyor:

"Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor, rastgele gözü-me çarpmış gibi önünde durdu-ğum "Kürk Man-tolu Madonna"yı seyre dalıyor, ta kapılar kapanın-

caya kadar orada bekliyordum."

Kimi tutkular rehberimiz olur yaşam boyunca. Kollarıyla bizi sarar. Sorgulamadan peşlerinden gideriz ve hiç pişman olmayacağımızı biliriz. Yapıtlarında insanların görünmeyen yüzlerini ortaya çıkaran Sabahattin Ali, bu kitabında güçlü bir tutkunun resmini çiziyor. Düzenin sildiği kişiliklere, yaşamın uçuculuğuna ve aşkın olanaksızlığına (?) dair, yanıtlanması zor sorular soruyor.

KÜRK MANTOLU MADONNA SABAHATTİN ALİ

DOĞUDAN UZAKTAAMIN MAALOUF

EFSANEİSKENDER PALA

DİAlog 53

Page 56: KURUM İÇİ İLETİŞİM DERGİSİ NİSAN 2013 SAYI: 2 · 2013-07-29 · Guggenheim Müzesi, Lotus Tapınağı gibi dünyanın diğer ikonik binala-rıyla birlikte sıralanması