PLASFEDDERGİ Sayı 12

116
EKİM - ARALIK 2015 / 12. SAYI PLASTİK SANAYİCİLERİ FEDERASYONU DERGİSİ English version included Plastik yaşam kalitesini ve ekonomiyi destekliyor Plastics support life quality and economy Page 102-111

description

PLASFED Plastik Sanayicileri Federasyonu Dergisi Sayı 12 - Ekim - Aralık 2015

Transcript of PLASFEDDERGİ Sayı 12

EKİM - ARALIK 2015 / 12. SAYIPLASTİK SANAYİCİLERİ FEDERASYONU DERGİSİEnglish version included

Plastik yaşam kalitesini ve ekonomiyi destekliyor

Plastics support life quality and economy

Page 102-111

PLASFEDDERGİ

3

BAŞKANIN MESAJI

Selçuk AksoyBaşkan

PLASFEDPlastik Sanayicileri Federasyonu

İki seneyi geçen seçim atmosferini artık geride bıraktık. Jeopolitik açıdan çok hassas bir dönemde Türkiye kuvvetli bir tek parti hükümeti ile yönetilmeye devam edecek. Gerek va-tandaşın gerek de sanayicinin hükümetten beklentisi hem mali hem de siyasi istikrar ortamını sağlayacak önlemlerin bir an önce alınması. Son iki yılın yaralarını saracak ve yeniden sağlıklı büyümeyi getirecek yatırımlar ancak bundan sonra başlayacak.

Türkiye ekonomisin son yıllarda yüzde 3 civarında büyüdüğü rapor edilse de bu büyüme ne yazık ki tüm sektörlere eşit dağılmış bir büyümeyi yansıtmıyor. Zaten ülkemiz için hesapla-nan sürdürülebilir büyüme oranı olan %5’in her halikarda altında kaldık. Plastik sektörü de bu yavaşlamadan nasibini aldı.

Türkiye, dünya rekabet gücü sıralamasında geriye düşüyor. Son raporda 6 basamak daha geriledik. Bunun nedeni, bizim daha önce yaptığımız düzenlemeleri geri almamız değil. Başka ülkelerin reform yaparken bizim oyalanmamız. Üstelik dünya ekonomisi de yavaşlıyor. Dibe vuran emtia ve navlun fi yatları bu durumun göstergesi.

Döviz kurlarının bu kadar geniş bir aralıkta dalgalandığı bir ortamda tek basamaklı kar marjları ile çalışan petrokimya ve benzer büyük sanayi yatırımları ülkemize çekmek pek müm-kün görünmüyor. İş yine biz KOBI’lere kalıyor.

Ağızlarda sakız olan katma değerli üretim için ARGE, ARGE için de uzun soluklu yatırım ve harcama gerekiyor. Oysa bugün fi rmalarımız mevcut sermayelerini korumakta zorlanıyor.

İç pazardaki tüketimi enfl asyonu körüklemeden tekrar arttırmak gerekiyor. Tüketicinin ithal ürünler yerine yerli ürünleri tercih etmesi için bilinçlendirilmesi gerekiyor.

İhracatta parite etkisi ile değer kaybı sürerken miktar bazında rakamlar da yerinde sayı-yor. Körfez ülkelerine yapılan ihracattaki düşüşü telafi etmemiz için ilişkileri tekrar geliştirmek ve yeni pazarları zorlamak gerekiyor.

Yeni kurulan hükümetten ve TBMM’den beklentimiz, açıklanan yatırım ortamını iyileşti-recek reform programının hızla hayata geçirilmesi.

Umutsuz olmak için bir neden yok, çünkü güçlü bir çoğunluğa sahip, enerjisini yenilemiş bir TBMM göreve başladı. Ülkemizin tek çıkar yolunun sanayi ağırlıklı bir reform-yatırım prog-ramı olduğunu düşünürsek, bu eylem planının harekete geçirilmesini bekliyor olmak elbette akılcılığın gereği olacaktır.

Sizlere bol kazançlı güzel günler dilerim.

Yeni yapısal reform sürecine ihtiyaç var

PLASFEDDERGİ

4

Selçuk GülsünPLASFEDDERGİ

Yayın Kurulu BaşkanıPAGDER Plastik Sanayicileri

Derneği Başkan V.

Yeni sayımızla yine sizlerin karşısındayız. 2015 yılının sonuna gelirken 12.sayımızı da siz-lerin beğenisine sunmaktan ayrıca kıvanç duyuyoruz.

Yıl sonlarında tüm kurumların ajandaları oldukça yoğun olur. Bu dönemde bütçeleme, en-vanter sayım, yeni yılda yapılacak veya pazara sürülecek ürünler vb. gibi birçok kafalarımızı meşgul eden konularla ilgili çalışmaları yürütürüz. Plastik sektörünün özelinde ise PLASTEU-RASİA etkinliği de bir çoğumuzun ajandasında yer alır. Fuarlar en basitiyle alıcılarla tedarikçi-leri buluşturan birer panayır gibidir. Globalleşen dünyada en büyük tehditlerden biri de glo-balizmdir. Bunun etkilerini her alanda olduğu gibi fuarcılıkta da görebilmekteyiz. Dünyadaki birkaç referans fuarın dışında diğerleri cazibesini yitirmekte ve ilgi kaybetmektedir. Burada bölgesel fuarcılıkta fırsatlar vardır ve bu konuda referans kalabilmek adına konunun tüm ta-rafl arı yoğun mesai harcamalıdır. Ayrıca yeni havalimanının yapılıyor olması da fuarcılıkta çok önemlidir. İddiamızı pekiştirebilmenin yolu konunun ilgi duyanlarını dünyanın her yerinden buraya ulaşabilir kılmamızdan geçer. Elimizdeki değeri daha çok parlatmalıyız ve bölgede re-ferans olmalıyız. Bazı eleştirilerimiz olsa da büyüyerek gelişimini sürdüren PLASTEURASİA et-kinliği sektörümüzün tüm paydaşlarınca her zaman olduğu gibi referans olarak yoluna devam etmekte ve bizlere gurur vermektedir.

PLASFED dergi olarak da fuar özel sayımızı sizlerle buluşturduk. Bu sayımızda işleyeceği-miz konu, Plastik sektörünün bugünkü durumu, endüstri ve yaşamımız için önemi. Plastik en genç malzeme olmakla beraber insan yaşamının her alanına nüfus ediyor ve etmeye devam edecek. Geleneksel malzemelere göre en temel avantajları hafi fl ik, işleme kolaylığı, çeşitliliği-nin getirdiği uygulama alanı genişliği, daha az birim enerji ile daha çok ürün elde edebilme ve de geri dönüşümünün mümkün olması.

Bunlarla beraber sektörün %98 gibi bir oranda kobiler den oluşması lobicilik faaliyetleri-nin yürütülmesinde geleneksel malzeme üreticilerinin ölçek ekonomisinden gelen güçleriyle kıyaslandığında yoğun saldırılara da açık hale gelmekte. Burada sektörün örgütlenmesi ve ör-gütlü mücadele yürütmesi büyük önem arz etmekte. Genç bir sektörün genç bir federasyonu olan ve de hızla örgütlenerek ülke genelinde yaygınlaşan halen dokuz derneğin üye olduğu PLASFED, bir çatı örgüt olarak kapsam alanını tüm ülke geneline yaymış bulunmakta. Bunun sektöre getirdiği en temel avantajlar malumumuz olduğu gibi kamu otoritesi karşısında tek nefes olabilme ve de lobi faaliyetlerinin yürütülmesi noktasında daha güçlü ses olmak ve de referans olmanın neticesinde konunun tarafl arı karşısında tek bir vücut olarak hareket etmek. Böylece sektöre uzanan tüm tehditlere ortak tavır alabilmektir.

Dergimizin içerisinde bu dönemde yapılan ve önümüzdeki dönemlerde yapılacak birçok etkinliğe de yer vermekteyiz. Bunları ilgiyle okuyacağınızı düşünüyorum. Ayrıca sektörün gerçekleşmelerine ait istatistiki verileri de sizlerle paylaşıyor olacağız. Son olarak sizlerle paylaşmak istediğim ise polimerlerle şekillenen hayat dünyamızın kaynaklarının sürdürülebi-lirliğine katkı sağlayacak doğal kaynak kullanımını daha aza indirecek ve de sonraki nesillere yaşanabilir bir dünya bırakılmasına imkan verecek. Bu yüzden polimerlerle yaşam hepimize fayda getirecek.

Ülkemiz için güzel haberlerin eksik olmadığı, başarılı ve bol kazançlı yarınlar diliyorum.

Saygılarımla,

YAYIN KURULU BAŞKANI’NDAN

PLASFEDDERGİ’den merhaba

PLASFEDDERGİ

6

İÇİNDEKİLER

PLASFEDDERGİPlastik Sanayicileri Federasyonu Dergisi

e-dergi; www.plasfed.org.tr

• PLASFED Adına İmtiyaz SahibiSelçuk Aksoy

• Yayın Kurulu BaşkanıSelçuk Gülsün - Tisan Mühendislik Plastikleri

• Yayın KuruluBurç Angan - Hür-mak Plastik Makina Ünal Aykun - Semi ElektronikSelahattin Yılmaz - Erka AmbalajHüseyin Semerci - Şenmak MakinaReha Gür - EurotecAhmet Yalçınkaya – Yalçınkaya PlastikYakup Ülçer - Ravago GroupMurat Cansever - EurotecMehmet Emin Yurci – Yıldız Teknik ÜniversitesiMehmet Sankır – TOBB Ekonomi ve Teknoloji ÜniversitesiNevzat Artık – Ankara ÜniversitesiNurseli Uyanık – İstanbul Teknik Üniversitesi Yusuf Menceloğlu – Sabancı ÜniversitesiAli İbrahim Aydın - Proses DenetimGüralp Özkoç - Kocaeli ÜniversitesiTuncer Yalçınyuva - İstanbul ÜniversitesiRuhi Gürdal - Özyeğin Üniversitesi

• Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Selçuk Mutlu

• Editör Mehmet Pala

• Yayın Sorumlusu Erol Türker

• Editoryal Hazırlık Mediaetik İletişim Ajansı

• Grafi k TasarımBurak Çetiner – Pusula BasımTel: 90 212 671 8303

• Reklam Koordinatörü Selin Portakal

• İletişim İstanbul Ticaret Sarayı, No:333 Giyimkent – İSTANBULTel: 90 212 438 2619 Faks: 90 212 438 1593www.plasfed.org.tr [email protected]

• Baskı Fabrika Basım ve Tic. Ltd. Ştiwww.fabrikabasim.comTel: 0212 294 38 00

Dergi T.C. yasalarına uygun yayınlanmaktadır. Dergide yayınlanan yazı, fotoğraf ve tüm grafi klerin her hakkı saklıdır. İzinsiz kullanılamaz.

72

9086

18

Pano: PLASTECH -İzmir 2016 Fuarına ilgi büyüyor

32

Pano: G20 sonuç bildirge-sinde KOBİ’lerin geleceği-ne ilişkin 2 karar çıktıKOBİ’ler değer zinciri için G20 gündemine girdi

Söyleşi: Üçgen Pigment Yönetim Kurulu Başkanı Ulvi Özgüven ile sanat ve renkler üzerine “İşinizin felsefesini yapmanız gerekir, yapmazsanız sorun yaşarsınız”

Pano : PAGDER’den plastiklerin çevresel ürün olarak tanınması için dev adım

20

61

Pano: Avrasya Ambalaj Fuarı başarıyla tamamlandı

Plastikler Plastikler hayatın ve sanayinin hayatın ve sanayinin

merkezinde merkezinde

Atlas: Polonya Avrupa’nın üretim merkezlerinden biri

7

PLASFEDDERGİ

7

98 102

108

80

Söyleşi: Şenmak Genel Müdürü ve PLAS-FED Başkan Yardımcısı Hüseyin Semerci:“Plastikler stratejiktir, yokluğu diğer sektörlerin damarını kurutur”

Endüstriden: Selçuk MutluPlastik mamul üretimi 2015’te 8,3 milyon ton olacak

Pano: BURPAS’ın yeni internet sitesi yayında

From the Industry (Eng): Plastics product manufacturing to be 8.3 million tons in 2015

Breaking News: News In English

Pano : PAGDER’den İSO’ya ziyaret Reha Gür: Sanayinin her dalına hizmet veriyoruz

44

94

Pano : PLASFED delegeleri sektörü ve çalışmaları planladı Plastik sektörü PLASFED’le daha etkinleşecek

Pano : Hızla büyüyen yuvaya dönüşen plastikler kampanyası örnek oldu

8

Pano: PAGDER, plastik sektörünün yetkilendirilmiş sınav merkezi oldu

57

14

PlaSTK:Derneklerden Mesajlar

50-60

Pano : Makine İmalatçıları Birliği Dalgakıran:Vasatlıktan kurtulmanın yolu ileri teknoloji

62

Pano: PAGDER’in kurucu üyeleri arasında bulunduğu, EVFED ve MAKFED faaliyetlerine başladı

10

Görüş: YMM Ali İbrahim AydınYurtdışından temin edilen hizmetlerde tevkifat (stopaj) ve KDV yükümlülüğü

Pano: S’ i i

18

PLASFEDDERGİ

8

PANO

Plastik Sanayicileri Federasyonu PLAS-FED, üyeleriyle birlikte çalışmaların daha da etkinleştirilmesi için bir çalıştay düzenledi. Bilimsel modelle oluşturulan çalıştayda, sek-törün öncelikleri, faaliyet ve sorun alanları, yapılacaklar ve bunların hangi model çalışma ile ilerleteceğine yönelik konular belirlendi.

Çalıştayda uluslararası rekabet, standart-lar-yasal düzenlemeler, karar alıcılar ve diğer paydaşlarla ilişkilerin geliştirilmesi alanlarında yürütülecek faaliyetler ve beklentiler belirlen-di. Yapılan arama çalışmasında faaliyet alanla-rı, kamu ilişkilerinden halkla ilişkiler çalışmala-rına, sektör fi ziki altyapısından ilişki ağlarına kadar bir dizi öncelikli alan belirlendi.

Bunun ardından öncelikli faaliyet alan-larına yönelik olarak yürütülecek çalışmaların kapsamı, organizasyonu ve rol paylaşımına ilişkin detaylar üzerinde çalışıldı ve her bir faa-liyet alanının çerçevesi belirlendi.

-Sektör sorunları

Çalıştayda kapsamlı bir faaliyet yapı-lanması yanında, sektörel sorunlara yönelik tespit ve çözüm önerileri çalışması da yapıldı. Beyin fırtınası ve grup çalışmalarıyla destekle-nen bu aşamada, 38 sorun alanı ve sonra da bunların öncelik sıralaması belirlendi. Katılım-cıların çok büyük bir kısmının ilk sırada nitelikli personel sorununu görmesi dikkat çekti. Diğer sorun alanlarından bazıları, nitelikli per-sonel eğitimi, üniver-site sanayi işbirliği yetersizliği, teşvik eksikliği, bölgesel teş-viklerin yetersizliği, AR-GE teşviklerinin uygulama zorlukları, AR-GE teşvikleri ko-nusunda bilgi eksikliği, arsa tahsis sorunları, ihtisas gümrüğü olma-

ması, ithalatta koruma önlemi azlığı, plastik ve kauçuk sektörüne yönelik farklı uygulamalar, haksız rekabet, hedef pazar belirlemelerdeki güçlükler, etik kuralların eksikliği olarak sıra-landı.

Çalışmada, PLASFED’in sorun çözümünde derneklerle birlikte yürüteceği çalışmalara iliş-kin bir çerçeve de oluşturuldu. Bu çerçevenin oluşturulması için de grup çalışması yapıldı ve grupların hemen hemen her konuda aynı so-nuçlara ulaşması dikkat çekti.

Bu çalışmalar sonucunda, yerel ve böl-gesel otoritelerle ilişkiler, merkezi yönetimle ilişkiler, yerel ve yurt dışı sektörel paydaşlarla ilişkiler, ülkedeki yabancı misyonlar, standart-lar, stratejiler ve mevzuat çalışmaları, halkla ilişkiler ve üyelerle ilişkiler alanlarında yapıla-bilecekler sıralandı.

PLASFED üye ve paydaşlarıyla yürüteceği çalışmaların çerçevesini bilimsel çalışmayla belirledi

Plastik sektörü PLASFED’le daha etkinleşecek

Türkiye plastik sektörünün çatı örgütü PLASFED, gelecek dönem yapılacak çalışmalar ve bunların ne düzeyde paylaşılacağına yönelik olarak üye ve paydaşlarıyla bilimsel bir çalışma yaptı. Çalıştay modelin-de organize edilen çalışmada, her bir faaliyet alanı, sorun alanı ve buna uygun çalışma yöntemi belirlendi.

PLASFEDDERGİ

9

PANO

Bursa Plas-tik ve Amba-laj Sanayicileri Derneği’nin de (BURPAS) üye-si olduğu, Plas-tik Sanayicileri Federasyonu’nun (PLASFED) yöne-tim kurulu top-lantısı Bursa’da

yapıldı. PLASFED Başkanı Selçuk Aksoy, bura-da yaptığı konuşmada, 2015’in seçimler nede-niyle sorunların tartışılamadığı bir yıl olduğunu belirterek, 2016’dan olumlu beklentiler içinde olduklarını anlattı.

Toplantının açılışında bir değerlendirme yapan Aksoy, Plastik sektörünün 2013 yılın-dan bu yana bir durgunluk içerisinde oldu-ğunun altını çizdi. PLASFED Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Aksoy, “Hammadde fi yatları sürekli olarak değişiklik gösteriyor. Bu da bizi olumsuz etkiliyor” dedi.

Plastik sektörünün Türkiye ekonomisin-

deki daralmaya paralellik gösterdiğini vurgula-yan Aksoy, “2016 yılında global ekonomi nasıl şekillenecekse, plastik sektörünün ekonomisi de onu takip edecektir. 2015 yılında ülkemizde yapılan seçimlerden ötürü bir belirsizlik orta-mı hâkimdi. 2016 yılında artık taşların yerine oturmuş olacağını düşünüyoruz” dedi.

Her sektörde olduğu gibi plastik sek-töründe de yapısal sorunların var olduğunu belirten Selçuk Aksoy, “Sektörümüzdeki en önemli sorunların başında hammadde geliyor. Biz hammaddenin yüzde 80’ini ithal ediyoruz. Türkiye’nin genel olarak cari açıktan dolayı it-halatı sınırlama gibi bir çabası var. Bu durum bizim gibi yüzde 80’lerde net ithalatı olan bir sektörü biraz zorluyor” ifadelerini kullandı. Plastik sektörünün miktar bakımından ciddi bir ihracatı olduğunu hatırlatan Aksoy, ihracatın pariteden dolayı rakamsal olarak düşüş yaşa-dığını da dile getirdi.

Toplantıda plastik çalıştayı ve plastik sek-törünün 2016 yılından beklentileri tartışıldı. Ev sahibi BURPAS Başkanı İlker Biliktü, toplantı vesilesiyle yaptığı konuşmada, plastik sektö-

rünün 2016 yı-lına odaklandı-ğını belirterek, h ü k ü m e t t e n ilk olarak eko-nomiye ivme kazandıracak hamleleri at-masını bekle-diklerini söy-ledi.

Plastik sektörünün 2015 yılını çeşitli se-beplerden ötürü durgun geçirdiğini söyleyen İlker Biliktü, 2015 yılında yüksek kur fi yatların-dan dolayı zorluklar yaşandığının altını çizerek, 2016 yılında bu durumun daha olumlu olması-nı beklediklerini belirtti. Sektörün ihracatta önemli adımlar attığını da ifade eden Biliktü, “Plastik sektörü olarak, ihracat ağımızı her ge-çen gün büyütüyoruz.

Hedef pazarlar belirleyerek, buralara uy-gun yol haritaları çıkarıyoruz. Sektördeki da-ralmayı ihracata daha fazla yönelerek ortadan kaldırabiliriz” dedi.

PLASFED, BURPAS’ın ev sahipliğinde toplandı.

Selçuk Aksoy: Taşların yerine oturmuş olacağını düşünüyoruz

PLASFEDDERGİ

10

PANO

PAGDER’in kurucu üyeleri arasında bulunduğu, EVFED ve MAKFED faaliyetlerine başladı

PAGDER iş dünyasının sivil toplum örgütlenmesine katkıya devam ediyor

Türkiye’nin sektörel sivil toplum iş örgütlenmesinde öncü rol-lerden birini oynayan ve kurulduğu 1969 yılından bu yana faaliye-tini sürdüren PAGDER, sivil toplum girişimlerini sürdürüyor. Plastik sektörüne yönelik şemsiye örgüt PLASFED’in kurucuları arasında bulunan PAGDER, temsil ettiği sanayicilerin kesiştiği diğer sektörel paydaş örgütlenmelerine de katkı veriyor. Makine üreticisi dernek-lerin oluşturduğu Makine İmalat Sanayii Dernekleri Federasyonu MAKFED ve Ev ve Mutfak Eşyaları Federasyonu EVFED faaliyetleri-ne başladı. PAGDER her iki federasyonda da üyelerini temsil ediyor.

oluşturuldu. PAGDER her iki sektördeki fede-rasyon örgütlenmesinde de kurucu üye oldu.

Temsil kabiliyeti bütün paydaş-larıyla birlikte arttı

PAGDER örgütlenme yönündeki rolünü, temsil ettiği üyelerin diğer sektörlerdeki pay-daşlarıyla birlikte yürüttüğü çalışmalarda da gösterdi. Yeni kurulan federasyonlarla birlikte PAGDER üyelerinin dahil olduğu hemen he-men her üst örgütlenmede üyelerini temsil etti ve gücünü artırdı.

-MAKFED Makine İmalat Sanayii Dernekleri Federasyonu

Kurumsal kapasitesi yüksek örgütlenme-lerin var olduğu makine imalat sektöründe, tanıtım ve sektör savunuculuğu için başlayan platform çalışmaları federasyona dönüştü. Kasım 2014’te Makine Sanayi Sektör Plat-formu (MSSP) çatısı altında birlikte çalışan dernekler MAKFED’i kurdu. Kurucular kurulu, AKDER-Akışkan Gücü Derneği, ARÜSDER-Araç ve Araç Üstü Ekipman ve İş Makinaları Üreticileri Birliği Derneği, AYSAD-Asansör ve Yürüyen Merdiven Sanayicileri Derneği, BESİ-AD-Bağlantı Elemanları Sanayici ve İşadamları Derneği, İMDER-Türkiye İş Makinaları Distri-bütörleri ve İmalatçıları Birliği Derneği, İSDER-

biri oldu. PAGDER, sektördeki bütün girişimleri ve bölgeleri kavramak, sektörel bir yapılanma-yı ülke geneline yaymak için PLASFED’in kuru-luşunda aktif rol oynadı. Daha sonra, bölgesel örgütlenme modeline de katkı verdi.

Son dönemde yaygınlaşan ve özel sektö-rün derinleşmesinden kaynaklı olarak birbirine benzer sektörlerde, alt sektörlerde ve sanayi kollarında çoğalan derneklerin, kamuoyu ve karar alıcılar nezdinde savunuculuğunun ko-ordinasyonu ihtiyacı doğdu. Her bir dernek de böylece federasyonlaşma sürecine girdi. Bu sürecin son iki halkası makine imalatçıları ile ev ve mutfak ürünleri imalatçıları tarafından

Türkiye’de özel sektörün büyümesi, ge-nişlemesi ve derinleşmesinin ardından sektö-rel örgütlenmeler de yoğunlaştı. Çok sayıda alt sektör ve sanayi kolu kendi arasında dernek ve vakıfl ar kurarak sektörel sivil toplum örgütlen-mesine gitti. Gelinen aşamada ise bu çalışma-ların koordinasyonu ihtiyacı doğdu. Bunun için de derneklerin federasyonlar altında örgüt-lenmesi başladı.

Türkiye’nin 1969 yılında kurulmasıyla, ilk sektörel sivil toplum örgütü olan ve plas-tik sektöründe mamul, hammadde ve makine imalatçılarını aynı çatıda toplayan PAGDER, bu yönüyle de örnek teşkil eden yapılanmalardan

PLASFEDDERGİ

11

olarak belirlendi. Kurucu dernekler, Züccaci-yeciler Derneği (ZÜCDER), Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER), Endüstriyel Mutfak, Ça-maşırhane Servis ve İkram Ekipmanları Sana-yicileri ve İşadamları Derneği (TUSİD), Mobilya Sanayi İşadamları Derneği (MOBSAD) ve İSTOÇ İş Adamları Derneği (İSTOÇDER) oldu.

İlk genel kurulda, ZÜCDER Yönetim Kuru-lu Başkanı Ömer Ertuğrul Erdoğan, EVFED Yö-netim Kurulu Başkanı seçildi. Genel kurul son-rası, her dernekten temsilcinin bulunduğu 11 kişilik yönetim kuruluyla birlikte gerçekleşen basın lansmanında Erdoğan, EVFED’in hedef-leri ve çalışmaları hakkında bilgi verdi. Ömer Ertuğrul Erdoğan, “Ev ve mutfak eşyaları sek-törünün yurtiçi ve yurtdışı pazarlardaki ticaret hacminin arttırılması, ülkemizin 2023 hedef-lerine ulaşabilmesinde daha fazla pay sahibi olmak, temsil ettiği sektörlerin uluslararası rekabetçiliğine ve gelişimine katkı sağlamak amaçlarıyla tek bir çatı altına toplandığımız EVFED, sektörü geleceğe taşıyan güç birliği olacaktır” dedi.

EVFED genel kurulu sonucunda seçilen yönetim kurulu şu isimlerden oluştu: Ömer Ertuğrul Erdoğan-Yönetim Kurulu Başkanı (ZÜCDER), Tahsin Öztiryaki (ZÜCDER), İsmail Erdoğan (ZÜCDER), Adnan Bostan (MOBSAD), Cüneyt Yanıkçıoğlu (MOBSAD), Ergun Bilge (TUSİD), Ahmet Gürkaynak (TUSİD), Murat İçin (PAGDER), Oğuz Han Gürlek (PAGDER), Ahmet Koç (İSTOÇDER), Hikmet Bilen (İSTOÇDER)

Sektördeki 1500’e yakın üyesiyle Türkiye’nin büyük federasyonlarından biri olan EVFED’in gündem maddeleri arasında; üreticileri de ilgilendiren KKDF, KDV oranının yüksekliği, üretimdeki enerji, işçilik üzerindeki maliyetler, teşvikler, ucuz kredi kaynaklarına ulaşım, ithalattaki düzenlemelerde olacak. Yine EVFED, hayata geçireceği 3 projeyle, sektörün dünya koşullarındaki rekabet gücü-nü arttıracak.

Ekonominin yüzde 5’i kadar büyüklüğe sahip bir sektör

Ev ve mutfak eşyaları sektörünün çok ge-niş bir iş ağı içinde, çeşitli malzemelerle çalışan imalat sanayi kollarının barındırdığını vurgula-yan Ömer Ertuğrul Erdoğan, sektör büyüklük-leri, istihdam rakamları hakkında da bilgi verdi. Erdoğan şöyle konuştu:

“Ev ve mutfak eşyaları sektörü, Türkiye’nin yaklaşık 800 milyar dolar olduğu hesaplanan gayri safi milli hasılası içinde yüz-de 5-6 gibi çok önemli bir paya sahiptir. Bu-

Adnan Dalgakıran, yeni dönem faaliyetle-rine ilişkin olarak şöyle konuştu:

“Federasyonumuz yedi yılı bulan yoğun bir hazırlık sürecinin ardından 2014’ün sonun-da 14 sektör derneğinin bir araya gelmesiyle oluştu. Bugün makine imalat sektörünün bü-yük bölümünü kapsayan 16 sektör derneğinin katılımıyla, tek çatı altında sektörel bütünleş-me yolunda tarihi bir adım attık. 20 alt sek-törden kendi segmentlerinde en büyük 1450 fi rmayı temsil eden bu derneklerin işbirliğiyle, faaliyetlerimize makine imalat sanayi ile ilgili tüm politika ve uygulamaların belirlenmesin-de etkin rol üstlenmek üzere yön vereceğiz. MAKFED olarak makine imalat sektörünün toplam kalite, Ar-Ge ve inovasyon konula-rında uluslararası rekabete uygun bir yapıya kavuşmasını sağlamak ve sektörün, diğer yan sektörler ile beraber kalkınmasına katkıda bulunmak en önemli hedefi miz. MAKFED ve üyeleri 19 AB Federasyonunda Türk makine sektörünü temsil ediyor, bu çok önemli bir lobi gücüdür”

Geniş ürün ağı bulunan ev ve mutfak eşyaları federasyonlaştı

Türkiye’nin güçlü olduğu sektörlerden biri olan ev ve mutfak eşyaları sektöründe üst örgütlenmeye gidildi. Sektörde faaliyet göste-ren dernekler, “EVFED- Ev ve Mutfak Eşyaları Federasyonu”nu kurdu. Federasyon ilk genel kurulunu tamamladı ve yönetimini belirledi. EVFED’in kurucuları arasında, sektörel sivil toplum örgütlenmesinde öncü rollerden birini oynayan PAGDER de yer aldı.

Federasyonun kuruluşu ve genel kurulu-nun ardından basın tanıtımı da yapıldı. Fede-rasyonun amacı “ev ve mutfak eşyaları sek-törünün etkinlik ve rekabet gücünü artırmak”

İstif Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Derneği, İSKİD-İklimlendirme Soğutma Klima İmalatçıları Derneği, KBSB- Kazan ve Basınçlı Kap Sanayicileri Birliği Derneği, MİB-Makina İmalatçıları Birliği Derneği, PAGDER-Plastik Sanayicileri Derneği, POMSAD-Türk Pompa ve Vana Sanayicileri Derneği, TARMAKBİR-Türk Tarım Alet ve Makinaları İmalatçıları Birliği Der-neği, TEMSAD-Tekstil Makine ve Aksesuarları Sanayicileri Derneği ve TEVİD- Elektrikli Vinç İmalatçıları Birliği Derneği’nden oluştu. Kuru-luşun ardından da AMD (Ambalaj Makinecileri Derneği) ve ENOSAD (Endüstriyel Otomasyon Sanayicileri Derneği) de federasyona katıldı.

Kurucu yönetim kurulu ise Kutlu Kara-velioğlu (POMSAD) başkanlığında, Başkan Yardımcılığına Hüseyin Semerci (PAGDER), Sayman Şenol Önal (TARMAKBİR), Yönetim Kurulu Üyeleri Sefa Targıt (AYSAD) ve Halil Tamer Öztoygar (İMDER) tarafından oluştu-ruldu. Kurucu yönetim kurulu, geçici bir kurul olmaktan öte seçilmiş bir yönetim gibi çalışa-rak, federasyonu ilk genel kurula taşıdı.

MAKFED 1. Genel Kurulu

MAKFED ilk olağan genel kurluna, üye dernek sayısını 14’ten 16’ya yükselterek git-ti. 2017 yılına kadar görev yapacak olan Yö-netim Kuruluna Adnan Dalgakıran başkan olarak seçildi. MAKFED 1. Dönem Yönetim Kurulu Adnan Dalgakıran (MİB), Kutlu Karave-lioğlu, (POMSAD), Hüseyin Semerci (PAGDER), Mehmet Sefa Targıt (AYSAD), Şenol Önal (TARMAKBİR), Ali Eren (KBSB), Adil Nalbant (TEMSAD), Halil Tamer Öztoygar (İMDER) ve Önder Bülbüloğlu (TEVİD) isimlerinden oluştu. Görev dağılımı yapan Kurul Yönetim Kurulu Başkanlığına Adnan Dalgakıran, yardımcılığı-na Kutlu Karavelioğlu, Saymanlığa ise Önder Bülbüloğlu’nu seçti.

PANO

PLASFEDDERGİ

12

PANO

nunla birlikte sektörlerimizin toplam 15 milyar dolara yakın ihracatı olup, genel ihracatımız içinde neredeyse yüzde 9 paya sahip olması, federasyonumuzun önemini bir kat daha artır-maktadır. “Plastik ve endüstriyel mutfak sek-törlerimiz Avrupa’da 2., züccaciye ve mobilya sektörlerimiz ise 5. ve 6. sırada bulunmaktadır. Federasyonumuzun istihdama katkısı ise yak-laşık 1 milyon kişi dolayındadır.”

Üç proje gündeme alındı

EVFED, kuruluşunun ardından somut projeleri de gündemine aldı. Sektöre katkı ver-mek amacıyla planlanan üç proje şöyle:

• İSTİM (İstanbul Ticaret ve İhracat Mer-kezi Projesi): İstanbul’un, özellikle Kuzey Afri-ka, Orta Asya, Türki Cumhuriyetler, Orta Doğu, Balkanlar ve Doğu Avrupa başta olmak üzere bölgesinin ticaret ve ihracat merkezi haline getirilmesi projesidir. Çin’in Yiwu kentinden esinlenilen projenin başlangıç noktası İSTOÇ olacak. Projede, İSTOÇ’a tüm dünyadan satın almacıların gelip, akredite olmuş kuruluşlar

vasıtasıyla yönlendirilerek satın almalarını sağlayacak sistem kurulacak. EVFED’in bu aracı kurumlar için akreditasyon kuruluşu ol-ması, bu kurumlar sayesinde şikayet ve haksız kazançların ortadan kaldırılması sağlanacaktır. Bununla birlikte Wallmart gibi dünyanın büyük satın almacı fi rmalarının konumlandırılacağı, her türlü iletişim dahil hizmet için verilen be-delsiz bir kompleksin oluşturulması planlan-maktadır. Projenin ülke ekonomisine başlan-gıçta mevcudun üzerine iş hacmine ilave ilk yılda 5-10 milyar dolar ihracat katkısı yapması hedefl enmektedir.

• Made in Turkey / Brand of Turkey / Buy from Turkey Fuar Projesi: İtalya Homi, Fransa Maison Objet gibi dünyada başarılı örnekleri bulunan, tüm ev/restoran konseptini içerisi-ne alan bir fuar takvimi organizasyonudur. Bu projede, EVFED üyesi tüm derneklerin sektör-leri bir araya getirilip, Türk üreticileri ve Türk markaları ön planda tutulacaktır. Hedef, ülke-mizdeki mevcut fuar alanlarının birden fazla-sını aynı anda kullanarak, peşisıra tüm ev ve mutfak eşyaları sektörünü içine alan uluslara-

rası bir fuar organizasyonu yapılmasına katkı sağlamaktır. Böylece ülkemizdeki fuarcılık an-layışının değişmesi, uluslararası boyutta ses getirerek ticaret hacmini katlaması, ülkemiz ihracatını büyük ölçüde arttırmaya da katkı sağlaması hedefl enmektedir.

•Ulusal B2B Projesi: “Türk üreticisi ile Türk markaları buluşuyor” sloganıyla yola çıkı-lan projede, ülkemizdeki üreticiler ile satın al-macılar bir araya getirilerek, hem aralarındaki iletişimin geliştirilmesi hem de birbirlerinden alışveriş yaparak yurt içi ticaret hacminin bü-yümesi hedefl enmektedir.

Peynirlere ambalaj koruması

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, en fazla tüketilen gıdalar arasında bulunan pey-nirin üretim, saklanma ve tüketiciye ulaştırıl-masına ilişkin esasların belirlendiği kapsamlı bir tebliğ yayınladı. Tebliğin en dikkat çekici unsurlarından biri de, ambalajsız peynir satıl-masının yasaklanması oldu. Ambalaj zorunlu-luğu 1 Ocak 2016’da başlayacak.

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın yayınladığı tebliğle 1 Ocak 2016’dan itibaren peynire “ambalaj koruması” zorunlu hale geldi. Peynirlerin üretim, saklan-ma ve tüketiciye sunulması aşa-masında köklü değişiklikler yapan tebliğ, ambalajsız peynir satılma-sını yasakladı.

Bakanlığın, paydaşların görüşlerini alarak hazırladığı Türk Gıda Kodeksine uyumlu olarak hazırlanan tebliğle, ambalajsız, açık peynir sa-tışı yasaklandı.

Tebliğe göre, doğrudan satış için üretilen peynirler ambalajlı şekilde ve hijyen kriterleri-ni karşılayan yerlerde piyasaya sunulabilecek. Peynirler, Türk Gıda Kodeksi Gıda ile Temas eden Madde ve Malzemeler Yönetmeliği’ne ve Gıda Hijyeni Yönetmeliği hükümlerine uygun malzemelerle ambalajlanacak. Bunun dışın-daki malzemeler ambalajda kullanılamayacak. Peynir, bozulması kolay süt ürünleri arasında bulunduğu için hijyen açısından en fazla dikkat edilmesi gereken gıdalar arasında bulunuyor.

Ambalaj Sanayicileri Derneği Başkanı Sadettin Korkut, düzenlemeyi olumlu karşıla-dıklarını vurgulayarak, “Sadece sağlık ve hijyen değil, doğru ambalajlamanın, gıdaları koruya-rak tüketim ömrünü uzattığını ve israfı azalt-tığını da unutmayalım. Türk Gıda Kodeksi’ne uygun üretilmiş ambalajlarda muhafaza edilip satılan peynirler, gönül rahatlığıyla tüketilebi-lir. Yeni düzenlemeyi, gıda güvenliği, hijyeni ve ülke ekonomisini hiçe sayan kayıt dışı üretimin önüne geçmek için önemli bir adım olarak gö-rüyor, benzer adımların bakliyatta, yaş sebze-meyvede de ambalajın şart olduğunu düşünü-

yoruz” görüşünü vurguladı.

Tebliğle, sadece ambalaj değil peynirlerin üretiminden tüketiciye ulaştırılmasına kadar bir dizi düzenleme yaptı. Yeni tebliğle, pey-nirler 10 derecenin altındaki şartlarda sergi-lenebilecek. Bu uygulamaya pazarlar da dahil. Aroma vericiler kullanılamayacak, tüketicinin yanıltılmaması için üzerlerine ‘köy peyniri’, ‘ge-leneksel peynir’, ‘doğal peynir’, ‘çiftlik peyniri’ gibi ifadeler yazılamayacak.

En az 120 gün olgunlaştırılmış kaşar pey-nirine “eski kaşar” denilebilecek. Peynirler tam yağlı, yarım yağlı, az yağlı ve yağsız olmak üze-re 4 grupta toplanacak. Çiğ sütten üretilen ve olgunlaştırılarak piyasaya sürülen peynirlerin etiketinde, üretim tarihi, ‘çiğ sütten üretilmiş-tir’ ifadesi ve ne kadar sürede olgunlaştırıldığı mutlaka görünür şekilde yazılacak. Pastörize edilmemiş çiğ sütten üretilen peynirler en az 4 aylık olgunlaşma döneminden sonra satıla-bilecek. Beyaz peynirde tuz oranı azaltılacak. Küfl ü peynir üretimi kontrol altına alınacak. Peynirlerin üretiminde kullanılacak küf kültür-leri ve kullanım şartları Bakanlıkça belirlene-cek. Küf kültürleri ile olgunlaştırılarak üretilen peynirlerin etiketinde hangi küf kültürleri kul-lanıldığına ilişkin bilgilere yer verilecek.

PLASFEDDERGİ

14

PANO

Yuvaya Dönüşen Plastikler örnek oldu Plastik sektörünün savunuculuğunda kal-

dıraç görev üstlenen sosyal sorumluluk projesi “Yuvaya Dönüşen Plastikler” örnek nitelikli bir kampanyaya dönüştü. Sokak-

ta yaşayan hayvan dostlarımızın sıcak, sağlıklı plastik yuvalara kavuşturulmasını sağlamaya yönelik olan PAGDER Yuvaya

Dönüşen Plastikler kampanyası ikinci yılında da büyüyerek devam etti. Projenin

Gönüllü Elçisi saygın ve sevilen sanatçı Mirkelam Fergan Mirkelam çalışmalara

renk kattı.

PLASFEDDERGİ

15

PANO

tirdi. Bu belediyeler sadece katılımı organize ettiler ve PAGDER, gönüllülerden sağladığı kulübeleri belediyelere bağışladı.

Kampanyanın ilk yılı sonu itibariyle dü-zenlenen gala da yoğun ilgi gördü ve basında yer aldı.

“Çevre ve Hayvan Dostları”nı bir araya getiren özel geceye İstanbul Vali Yardımcı-sı İsmail Gültekin’in yanı sıra ve İstanbul ve Anadolu’dan işbirliği yapılan belediyelerin temsilcileri katıldı. Medya ve sanat dünyasın-dan çok sayıda isim ağırlandı. Sunuculuğunu Ece Vahapoğlu’nun yaptığı gecede; proje el-

gösterildi. Kampanyanın sosyal medyada ya-yılması için de ayrıca faaliyet gösterildi.

Kampanya çerçevesinde son dönemde sıklıkla kullanılan viral videolar da hazırlandı. Mirkelam bu videolarda oyunculuğunu da ser-giledi. Kampanyada, çocuklara yönelik olarak bir müzikal oyun için de planlandı. Online alış-veriş sitesi hepsiburada.com üzerinden birey-sel bağışlar ve katkılar için sistem kuruluyor.

Belediyelerle ortak çalışıldı

PAGDER, sokak hayvanlarıyla ilgili çalış-malarda yasal olarak görevli bulunan Büyük-şehirlerde ilçe belediyeleriyle işbirlikleri geliş-

PAGDER tarafından hayata geçirilen ve “Sıcak bir yuva her canlının hakkıdır!” sloganıy-la kamuoyu gündemine taşınan Yuvaya Dönü-şen Plastikler kampanyası ikinci yılında beğeni toplamaya devam ediyor. Projenin Gönüllü Elçisi Mirkelam video ve çalışmalarıyla projeye güç kazandırdı. PAGDER, plastiklerin kullanım alanları ve çevreye duyarlılığını vurgulamak, sektör savunuculuğu yapmak için tasarladığı kampanya örnek nitelikli sonuçlara yol açtı.

Kaynağında ayrıştırma alışkanlığı, geri dönüşüm kültürü ile çevresel-ekonomik kay-nakların korunması, çevre ve doğa kirliliğinin önlenmesi ile sokak hayvanlarının yaşam ko-şullarını iyileştirmek hedefi taşıyan proje, atık plastiklerin yüzde 100 geri dönüşümünün sağlanarak plastik hayvan yuvaları yapılma-sıyla kamuoyunun beğenisini kazandı.

Tüketiciler nezdinde çevre ve geri dönü-şüm bilinci yaratılırken, sokak hayvanlarının yaşam koşullarını iyileştirmeye yönelik önemli bir adımların atıldığı proje kapsamında, ilk uy-gulama yılında, plastik sektörünün önde gelen ve duyarlı kuruluşlarının desteğiyle 1500 kulü-beye yaklaştı.

Kampanya kapsamında, kamu spotu öğrencilere yönelik yapılan bir senaryo yarış-masının ardından çekildi ve televizyonlarda

ANA SPONSOR•Beno Plastik Ambalaj ve Kalıp San. Ltd. Şti.

PLATİN SPONSOR•Basf Türk Kimya San. Tic. Ltd. Şti.

ALTIN SPONSORLAR•Gema Polimer Plastik Ürünleri San. Tic. A.Ş. •PAGDER & ASLAN Özel O.S.B.•Petkim Petrokimya Holding A.Ş.•Socar Türkiye Enerji A.Ş.

GÜMÜŞ SPONSORLAR•Aydın Plastik Turizm İnş. San. Tic. Ltd. Şti. •Boykan Gümrük Müşavirliği ve Lojistik A.Ş.•Ege Mühendislik ve Danışmanlık Hizmetleri

•Engel Enjeksiyon Makineleri Tic. Ltd. Şti. •Esen Plastik San. Tic. A.Ş.•D-Market Elektronik Hizmetler Tic. A.Ş. •Gökhan Plastik Ambalaj ve Paz. San. Ltd. Şti.•Kalde Klima Ve Orta Basınç Fittings ve Valf San. A.Ş. (Proje Viral Video Sponsoru)•Meltem Kimya Tekstil San. İth. İhr. Tic. Ltd. Şti. •Plaspak Kimya San. Tic. A.Ş.•Sem Plastik San. Tic. A.Ş.

TANITIM SPONSORLARI:•Maksi Medya Reklamcılık A.Ş. •Hayalgücü 360 İletişim Ajansı •RUNLTD

Plastik sektörü kampanyaya sahip çıkıyor

Yuvaya Dönüşen Plastikler kampanyası ilk yıl destekleyicileri sayesinde kamuoyu gün-demine taşındı ve ikinci uygulama yılına ulaşabildi. Kampanya kapsamında ikinci yılda destek verecek destekçiler de belli oldu. 2015 yılı sponsorları şöyle:

PLASFEDDERGİ

16

PANO

birliği yapan; sponsorluk çalışmalarıyla katkı sağlayan birçok fi rmanın üst düzey yetkilileri de, projeyi desteklemek için geceye katıldı. Gala gecesinde, projeye destek veren isimlere “Çevre ve Hayvan Dostu” deklarasyonu ve özel plaketlerin sunulduğu gecede, ayrıca gönüllü destekleriyle projeye ve geceye “mimarlık” eden özel isimlere de, kendi adlarına bir sokak hayvanını sıcak yuvaya kavuşturacak kulübe hediye edildi.

İKMİB İstanbul Kimyevi Maddeler ve Ma-mulleri İhracatçıları Birliği’nin Özel Gece Des-tekleyen Kuruluşu olduğu gecede, sektörün önde gelen kuruluşları ve temsilcileri de boy

gösterdi.

Mehmet Turgut, Mirkelam’ı hayvan dostlarımız için fo-toğrafl adı

PAGDER’in kamuoyuna malolan Yuvaya Dönüşen Plastikler kampanyasının ikinci yılında Proje Elçi-si Fergan Mirkelam oldu. Projeye gönüllü bir kat-kı da fotoğraf sanatçısı Mehmet Turgut’tan geldi. Türkiye’nin en önemli fo-toğraf sanatçılarından biri olan Mehmet Turgut, yeni Elçi Fergan Mirkelam ve kampanyaya ilişkin diğer fotoğrafl arı çekti.

çiliğini gönüllü üstlenen Mirkelam ve yanı sıra Sibel Tüzün, Elif Turan, Gülçin Ergül, Mehtap Meral, Mine Çayıroğlu, Selen Erkmen de sahne alarak kampanya için en güzel destek şarkıla-rını söylediler. 2014 gönüllü proje elçisi olan Tuna Arman başta olmak üzere, Aydan Şener, Süheyl Atay, Didem Soydan, Elif Tanverdi, Emel Kurhan, Özlem Kaya, Özge Özder gibi ünlü isimler de kampanyaya destek vermek için geceye katıldı. Ünlü fotoğraf sanatçısı Mehmet Turgut’da 2015 proje fotoğrafl arını çekerek projemize gönüllü destek verdi.

İş dünyasından gönüllü destek sağlayan Leyla Alaton başta olmak üzere projede iş-

Sosyal medya için “deklarasyon” : Ben Çevre ve Hayvan Dostu….

“Yuvaya Dönüşen Plastikler” kam-panyası çerçevesinde sosyal medya için oluşturulan deklarasyon yayılmaya baş-ladı. Kampanyanın internet sitesi www.yuvayadonusenplastikler.com yanında, bütün sosyal ağ ve medya siteleri üzerin-den imzalanarak paylaşılabilen deklaras-yonla, çevre ve hayvanlara yönelik mesaj kitlelere ulaşıyor. Deklarasyon, internet sitesi üzerinden kendi adına oluşturula-rak, oluşan isimli görsel, kişilerin sosyal medya hesapları üzerinden paylaşılabili-yor. PAGDER, duyarlı her birey ve kurumu deklarasyonu imzalamaya çağırdı. Proje-nin ilan edildiği kısa süre içinde imzala-yanların sayısı bine yaklaştı.

•Ataşehir Belediyesi•Bakırköy Belediyesi•Beşiktaş Belediyesi•Beylikdüzü Belediyesi•Sarıyer Belediyesi•Şişli Belediyesi•Atakum Belediyesi•Ayvalık Belesiyesi•Bandırma Belediyesi•Bayraklı Belediyesi•Bergama Belediyesi•Çınarcık Belediyesi•Dikili Belediyesi

•Ermenek Belediyesi•Güzelbahçe Belediyesi•Karabağlar Belediyesi•Karşıyaka Belediyesi•Kaytazdere Belediyesi•Küçükçekmece Belediyesi•Marmara Adalar Belediyesi•Mezitli Belediyesi•Narlıdere Belediyesi•Osmaneli Belediyesi•Taşköprü Belediyesi•Vize Belediyesi•Yalova Belediyesi

DİĞER KURUM KURULUŞLAR

•Boğaziçi Üniversitesi•İstanbul Teknik Üniversitesi•9 Eylül Üniversitesi•Sultangazi Ortaokulu•İTÜGVO Özel Natuk Birkan İlkokulu ve Ortaokulu•İTÜGVO Özel Ekrem Elginkan Lisesi•TEV Türkan Sedefoğlu İlkokulu •Saint Benoit Lisesi

Yuvaya Dönüşen Plastikler kampanyasına katılan duyarlı belediyeler şöyle:

PLASFEDDERGİ

18

PANO

Toplantıya, EBSO Başkan Yardımcısı Erdoğan Çiçekçi ve diğer yetkililer ile EGEPLASDER Yö-netim Kurulu ve sektör fi rma temsilcileri katıl-dı. Sektöre yeni fırsatlar

Erol Paksu, fuara yönelik yaptığı değer-lendirmede, “PLASTECH 2016, özel olarak düzenlenen alım heyeti programları ile en-düstrinin yerel ve uluslararası üreticilerine dünyanın dört bir yanından gelen tedarikçi ve alıcılarla buluşturmayı ve sektörün önde gelen isimleriyle de tanışma fırsatını sunarak sektörde neler olup bittiğini takip edebilece-ğiniz bir platform yaratmayı hedefl emektedir. İzmir, İstanbul’un ardından üretimde en büyük 2. şehir olma özelliğini korurken Asya, Avrupa ve Orta Doğu’nun ortasında yer aldığı stratejik ve kolay ulaşılabilir lokasyonuyla üreticileri ve alıcıları bir araya getiren bir merkezdir” diye konuştu.

EGEPLASDER üyeleri ambalaj fuarında

Öte yandan, EGEPLASDER üyeleri ve Ege Bölgesinde faaliyetlerini yürüten fi rmalar 21. Uluslararası Ambalaj Fuarı’na katıldı. Fuarda, EGEPLASDER Yönetim Kurulu da yer aldı ve “Ege Plastik Sanayicileri Tanıtım Rehberi”ni dağıttı.

ruz. Bunu anlatırken de BURPAS Web Sitesi’de en önemli silahlarımızdan biri olacak” dedi.

BURPAS’ın gündeminde, üye sayısını 100’e çıkarma, plastik okulu açma ve plastik sanayi bölgesi kurma bulunuyor.

Plastik sektörü için yeni bir işbirliği plat-formu niteliği taşıyacak PLASTECH 2016 için çalışmalar sürüyor. EGEPLASDER Başkanı Erol Paksu, fuar çalışmalarına yönelik yaptığı de-ğerlendirmede, “PLASTECH -Plastik, Ambalaj ve Teknolojileri Fuarı 4-7 Mayıs 2016 tarihle-rinde İZFAŞ, PLASFED ve EGEPLASDER işbirli-ğiyle Fuar İzmir’de üçüncü kez düzenlenecek. Geçtiğimiz Eylül ayında İZFAŞ ‘da PLASTECH Danışma Kurulu toplantısı yapılmış, fuarın or-ganizasyonu ile ilgili yol haritasına uygun yü-

BURPAS, üyelerle ve kamuoyuyla ilişkile-rini geliştirme yönünde adımlarını hızlandırdı. Dernek, haber bülteni yayınının ardından, internet sitesini de yeniledi. PLASFED’e üye BURPAS, bölge ve ülke genelinde plastik sek-törünün gelişmesi ve üyelerinin faaliyetlerini derinleştirmesi yönünde çalışmalar yapıyor. BURPAS’ın Yönetim Kurulu Başkanı İlker Bi-liktü, yeni internet sitesinde yayınladığı me-sajında, “BURPAS Web Sitesi’ni neden hayata geçirdik? Bildiğiniz gibi plastik, Bursa’nın ve Türkiye’nin en hızlı büyüyen sektörlerinden biri. Yeniliklerle sürekli gelişiyor. Sorunları var, fakat bunların çözümleri için girişimler de var. Biz de BURPAS olarak öncelikle neler yaptı-ğımızı sizlere anlatmak için bu yayını çıkarma

rütülen çalışmaların son durumu ve önümüz-deki dönem faaliyetlerin planlanması, özellikle yurtiçi ve yurtdışı ziyaretçi organizasyonlarına ağırlık verilmesi konuları gözden geçirilmiştir. Görüyoruz ki ilgi her geçen gün artıyor” dedi.

Paksu, Kasım ayında Ege Bölgesi Sanayi Odasında (EBSO) bölge ve üye sektör temsil-cilerine yönelik PLASTECH 2016 tanıtım top-lantısı yaptıklarını belirten Paksu, toplantıda İZFAŞ’ın temsilcilere sunum yaptığını bildirdi.

kararı aldık. BURPAS Web Sitesi’de üyelerimiz-den haberler, plastik sektöründeki yenilikler, PLASFED’den ve PİLKA kooperatifi mizden haberler yer alacak. Kendimizi ve üyelerimizi daha iyi tanıtma imkanı bulacağız. Kısacası ile-tişim aracımız olacak.

Plastik, hayatımızın her alanında kullanılıyor. Ancak, plastiğe karşı karalama kam-panyası ve olumsuz düşünceler var. Bizler bu düşünceleri orta-dan kaldırmak için çalışıyoruz. Plastiğin olmadığı bir dünya dü-şünemiyorum. Plastik geri dö-nüştürülebilen ve yeniden eko-nomiye kazandırılabilen bir ürün. Bizler bunu anlatmaya çalışıyo-

PLASTECH İzmir 2016 Fuarına ilgi büyüyor

BURPAS’ın yeni internet sitesi yayında

r k, -r -

z. ---

n. -

PLASFEDDERGİ

20

PANO

PAGDER Başkanı Reha Gür, yakın zaman-da yürütülen çabalarla Türkiye’nin pozisyo-nunu belirlediğini ve taraf ülkelerin masaya oturacağını belirtti. Gür, yaptığı değerlendir-mede, “Öncelikle belirtmeliyim ki, PAGDER’in çabalarıyla Müzakere masasında, hem ülkemi-zin hem de sektörümüzün çıkarlarını korumak için bir zemin oluşturulmasından memnuniyet duyuyorum. Bu aşamaya gelinmesi için emeği geçen bütün PAGDER camiası ve sektör men-suplarına teşekkür ederim. Plastik mamul ve hammaddelerin serbest ticaretinde dev bir adım atıldı. Sonuca da ulaşacağına inanıyo-rum. PAGDER olarak bu sürece katkı vermek-ten mutluyuz.

Plastik mamullerin çevreci ürünler oldu-ğu, muadillerine göre çok daha az enerji ve karbon salımı ile üretilebildiğini, geri dönüşü-münün defalarca yapılabilmesi nedeniyle çok çevreci ürünler olduğu ortada. DTÖ Çevresel Ürünler Anlaşması (EGA) müzakerelerinin is-teğimiz doğrultusunda başarıyla tamamlana-cağına inanıyoruz. Bu rekabetten korkmayan çalışkan Türk plastik sektörü için bir fırsat penceresi olabilir” dedi.

PAGDER, plastik ürünlerin çevresel ürün sayılarak serbest ticarete konu edilmesi için adımlarını sıkılaştırdı. Türkiye ayağı Ekonomi Bakanlığı tarafından koordine edilen çalışmala-ra katılan PAGDER, resmi müzakere masasında plastiklerin kapsama alınmasını sağladı. Müza-

kere süreci başarıyla tamamlanırsa, plastiklerin uluslararası ticareti serbestleşecek ve çevresel ürün kategorisine alınacak. “Dünya Ticaret Ör-gütü Çevresel Ürünler Anlaşması Müzakereleri” Türkiye’nin de dahil olduğu 16 ülke doğrudan katılımcı ülke tarafından yürütülüyor.

PAGDER’den plastiklerin çevresel ürün olarak tanınması için dev adım

PAGDER, Ekonomi Bakanlığı tarafından yürütülen ve Türkiye’nin doğrudan katılımcı olduğu, dahil edilen ürünlerin serbest uluslara-rası ticaretiyle sonuçlanabilecek “Dünya Ticaret Örgütü Çevresel Ürünler Anlaşması Müzakereleri” kapsamında, plastik ürünleri de dahil etmek için adım attı.

PAGDER Başkanı Reha Gür, “PAGDER’in çabalarıyla müzakere ma-sasında, hem ülkemizin hem de sektörümüzün çıkarlarını korumak için bir zemin oluşturulmasından memnuniyet duyuyorum. Bu aşa-maya gelinmesi için emeği geçen bütün PAGDER camiası ve sektör mensuplarına teşekkür ederim. Plastik mamul ve hammaddelerin serbest ticaretinde dev bir adım atıldı. Sonuca da ulaşacağına inanı-yorum” dedi.

PLASFEDDERGİ

21

PANO

DTÖ Çevresel Ürünler Anlaşması (EGA) Müzakerelerine katılım gösteren ve olası an-laşmaya taraf ülkeler şöyle:

Müzakereleri başlatan 14 DTÖ üyesi ülke: Avustralya, Kanada, Çin, Tayvan, Kosta Rika, AB, Hong Kong, Japonya, Güney Kore, Yeni Ze-landa, Norveç, İsviçre, Singapur ve ABD

Katılma kararı alan ülkeler: Türkiye İsrail, İzlanda

PAGDER, plastik ürünlerin, üretim ve kullanımının çevreye sağladığı katkıyı vurgu-layan çalışmalarla Ekonomi Bakanlığı’na bilgi sundu ve plastiklerin de müzakere masasına eklenmesine katkı sağladı. PAGDER’den ya-pılan duyuruda şunlar kaydedildi: “Mart 2015 tarihinde Ekonomi Bakanlığı ile başladığımız plastiklerde gümrük tarifelerinin sıfırlanma-sına yönelik Dünya Ticaret Örgütü Çevresel Ürünler Anlaşması kapsamındaki çalışmaları-mız neticesinde plastikler Türkiye’nin çevre-sel ürünler müzakere listesine eklenmiş oldu. AB, Çin, ABD gibi DTÖ üyesi 16 ülkenin yanı sıra Türkiye’nin de söz konusu görüşmelerde aktif olarak yer alma kararını müteakip, Mart ayı sonundan bu yana PAGDER olarak sektör menfaatlerinin müzakerelere yansıması için çalışıyoruz. Yaklaşık 3 aydır Ekonomi Bakanlığı ile gerçekleştirdiğimiz görüşmelere ek olarak, PAGDER Mevzuat ve Kamu İlişkileri Komitemiz ve sektör mensuplarımızın bir araya geldiği toplantıların neticesinde başta yalnızca bir kaç bio-plastik GTİP’inin dâhil olduğu liste-nin doğası gereği çevreci olan tüm plastikleri hatta özellikle plastik hammaddeleri de kap-

sayacak şekilde genişletilmesi yönündeki ra-porumuzu sunduk. Bu raporun oluşmasında emeği geçen başta siz sektör mensuplarımızın yanı sıra ekonomik analizlerin oluşturulma-sına katkı sunan İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği’ne de ayrıca teşekkürlerimizi sunuyoruz. Plastik hammad-delerin Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) nezdin-de de çevresel ürün olarak tescil edileceği ve bir çevresel ürün olarak ülkelerarası ticarette gümrük vergilerinin sıfırlanacağı DTÖ Çevresel Ürünler Anlaşması’nın (EGA) imzalanması ha-linde gümrük tarifelerinin sıfırlanması yoluyla önemli bir pazar açılımı sağlanacağına inanı-yoruz.

Sektörümüzün hammaddede dışa bağım-lılığını göz önünde bulundurarak, plastik ham-maddelerin gümrük vergisinin sıfırlanmasına yönelik olarak müzakere listesine bu ürünlerin dâhil edilmesi büyük bir önem taşımaktadır. Bu bağlamda PAGDER, plastik sektöründe faa-liyet gösteren üretici ve ihracatçı işletmelerin rekabet gücünü arttırabilmek adına söz konu-su süreçte hassasiyetle hareket etmektedir.”

PLASFEDDERGİ

22

PANO

PAGDER-Yıldız Teknik Üniversitesi’nden Plastik Teknolojileri sempozyumu

Oğuzhan Gürlek: İhracat birim fi yatını 5 dolara çıkarmayı hedefl iyoruz

PAGDER ve Yıldız Teknik Üni-versitesi işbirliğiyle düzenlenen Birinci Ulusal Plastik Teknoloji-leri Sempozyumu’nun açılışında konuşan PAGDER Başkan Yar-dımcısı Oğuzhan Gürlek, teşvik ve desteklerden yoksun olma-sına rağmen plastik sektörünün yatırımlarını sürdürdüğünü söy-ledi. Gürlek, yaptığı sunumda da, sektörün hedefi nin ihracat birim fi yatını 5 dolara yükselt-mek olduğunu belirtti.

da yapan Gürlek, “Bütün dünyada her geçen gün kullanımı artan, daha da artacak olan plastiğe tüm sektörlerdeki AR-GE birimleri ve tasarımcılar dört elle sarılıyor. Çünkü plastik malzemeler; ağırlıkları azaltma, yüksek verim ve dayanım, kolay şekillendirme özellikleri ile daha şık, farklı özgür tasarımlar yapma olanağı veriyor. Muadillerine göre ucuzluğu ile mali-yetleri aşağı çekiyor. Ayrıca, plastik ile ilgili bi-limsellikten uzak önyargılı olumsuz algıya kar-şın tüm bilimsel araştırmalar, veriler plastiğin çevreci yönünü de ortaya koyuyor. Defalarca geri dönüşebilen plastiklerin üretimi sırasında muadillerine göre daha az enerji ve su tüketili-yor. Karbon salımı daha az. Dolayısıyla, plastik ve birçok sektöre ara mamulü üreten plastik sektörümüzün teknolojik açıdan gelişiminin; katma değerli, inovatif ürünlerin ve fark yara-tan uygulamalarının artmasının ülkemizin ge-leceği için büyük önem taşıdığının bilincinde, sorumluluklarımızın farkındayız” dedi.

Sektörün teşvik ve desteklerden yoksun olmasına rağmen yatırımlarını sürdürdüğünü belirten Gürlek, yıllık 800 milyon Dolar dola-yında makine-teçhizat yatırımıyla teknolojik ve gelişmiş üretim yapısına yükselmek için çaba harcandığını ve her geçen gün gelişti-

PAGDER ve Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) yoğunlaşan ilişkilerinin ilk göstergele-rinden biri olan 1. Ulusal Plastik Teknolojileri Sempozyumu 15-16 Ekim günlerinde YTÜ Beşiktaş kampüsünde yapıldı. Sempozyumun açılışında konuşan PAGDER Başkan Yardımcısı Oğuzhan Gürlek, sektör olarak yüksek katma değerli ürünlere geçiş için çaba harcandığının altını çizdi.

Sempozyumda, polimer esaslı kompozit üretiminden plastik enjeksiyon kalıp tasarı-mına, biyo-uyumlu polimerlerden plastiklerin kaynak edilmesine kadar geniş bir yelpazede sektör için önem taşıyan konular tartışmaya açıldı.

Sempozyumun açılışında bir konuşma yapan PAGDER Başkan Yardımcısı Oğuzhan Gürlek, PAGDER’i tanıttı ve 1969 yılından bu yana sektöre hizmet veren ve Türkiye’nin en eski sektörel sivil toplum örgütlenmelerinden biri olduğunun altını çizdi.

Konuşmasında, plastik sektörü ve plastik malzemelerin avantajlarına yönelik bir sunum

ğini belirtti. Gürlek, “Esnek üretim yapımız ve gelişmiş üretim yapımız ile katma değerli yeni ürünler geliştirmek, ürün çeşitliliğini artırmak yolunda kalıcı adımlar atıyoruz, atmaya da devam edeceğiz.Küreselleşen dünyada, bil-ginin hızlı dağıldığı, paylaşıldığı ve kullanıldığı bu dönemde; teknoloji günlük hayatımızın her safh asına bu kadar girmişken, yenilikçi yakla-şım ve yüksek teknolojiden faydalanmada, ev-rensel düşünmede, dünyada neler olup bitti-ğini araştırmada hiçbir eksiğimiz bulunmuyor” dedi.

Gürlek bu kapsamda, Türkiye’nin plastik ihracat birim fi yatının dünya ortalaması olan 4,4 USD/kg’nin altında, 3,1 USD/kg seviye-sinde kaldığını belirterek, bunu artırmak için çalıştıklarını ve 5 doları hedefl ediklerini anlattı.

Gürlek, PAGDER-ASLAN Plastik İhtisas Organize Sanayi Bölgesi yatırımının da hızla ilerlediğini, bunun Türkiye’nin yüksek katma değerli üretimine, ihracatına ve üretim kalite-sine olumlu etki edeceğini, sağlıklı bir küme-lenme için de altyapının oluşacağını vurguladı. OSB’nin 650 bin metrekare alanda kurulduğu-nu ve yatırımcı sayısının 62’ye ulaştığını anlat-tı.

PLASFEDDERGİ

24

PANO

PAGEV Teknoloji Kongresi plastik ambalaj sektörünü tartıştı

Geri dönüşüm, emtia fi yat dalgalanmasından korur

Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Ge-liştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV), sektörün üretiminde yüzde 40 paya sahip olan plastik ambalajların tüm yönleri ile değerlendirildi-ği “Uluslararası Plastik Ambalaj Teknolojileri Kongresi”nin ikincisini 21 Ekim 2015 tarihinde yaptı.

Kongreye yönelik yapılan açıklamada, geri dönüşümün ambalaj sektörü için önemli olduğu ve emtia fi yatlarındaki dalgalanmanın olumsuz sonuçlarını azaltmada bir araç ola-bileceği belirtildi. Açıklamada, “Emtia fi yatla-rındaki dalgalanma, üreticilerin maliyetlerini yükseltirken tüketiciye ise fi yat artışı olarak yansıması anlamına geliyor. “Kullan-dönüş-tür-tekrar kullan” anlayışı, emtia fi yatlarındaki dalgalanma için önemli bir çözüm yaratırken kaynakların verimli kullanılması sayesinde çevrenin korunmasına katkı sağlayacak. Pa-nelde, atıkların döngüsel ekonomi içinde eko-nomiye nasıl geri kazandırıldığı tüm yönleri ile tartışıldı” denildi.

Kongrede yapılan sunumlarda, kullan at alışkanlığına dayalı ekonomi modelinin deği-şen koşullarla birlikte geçersiz hale geleceği kaydedildi. Bu değişim tahmininin nedenlerin-den en önde geleninin; emtia fi yatlarının son

Ambalaj sektörünün yüzde 35’ini oluşturan plastik ambalajlar PAGEV Teknoloji Kongresinde tartışıldı. Üretim ve geri dönüşüm süreçlerindeki sürdürülebilirliği, kullanım kolaylığı, hafi fl iği, kolay şekil alabilme özelliği ile alternatif malzemelere göre bir adım öne çıkan plastik ambalaj sektö-rü, Türkiye’nin de en rekabetçi sanayi kolları arasında bulunuyor.

10 yıl içinde 1992 - 2005 dönemine kıyasla iki kat daha fazla dalgalanması olduğu kaydedildi.

Açıklamada, “2030 yılı itibariyle orta gelir seviyesindeki tüketicilerin sayısında üç mil-yarlık bir artış bekleniyor. Bu da tüketim ve üretim alışkanlıklarını etkileyecek, talebi ve doğal kaynak mücadelesini daha da hızlandı-racak. Kullan at alışkanlığına dayalı ekonomi modeli yerini döngüsel ekonomiye bırakacak. Döngüsel ekonomi modeli şirketlere; maliyet tasarrufu, tedarik güvenliği, yeni iş fırsatları ve çevresel etki avantajları sağlayacak” denil-di.

Tüketici bilincinin plastik ambalaj geri dö-nüşümü için kritik rolde olduğu, kullanım süre-cini tamamlayan plastik ambalajların mutlaka geri dönüştürülmesi gerektiğine dikkat çekildi. Türkiye’nin geri dönüşüm karnesindeki eksik-lerin giderilmesine yönelik, sürdürülebilirliği hedefl eyen politikaların belirlenmesi ve bir an önce uygulanması gerekliliği dile getirildi.

Kongrede, plastik ambalaj teknolojilerin-deki yeni gelişmeler, sürdürülebilir üretimde ambalajın yeri, ambalaj tasarımında son dö-nem trendleri ve uygulamalar tartışıldı. Gıda sektöründe kullanılan plastik ambalajlar ve

doğru ambalajlama ile gıda israfının önlenme-sinin yöntemleri de kongrenin dikkat çeken konu başlıkları arasında yer aldı.

Ambalaj sektörün tüm tarafl arını buluş-turan Uluslararası Plastik Ambalaj Teknolo-jileri Kongresi’nin açılışında PAGEV Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu, İKMİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Selçuk Aksoy, FASD Yönetim Kurulu Başkanı Enver Bakioğlu, birer konuşma yaptılar.

Chemorbis, Ravago Türkiye, DuPont, Bak Ambalaj, Erema, Marbach, JSW, Intertek gibi ambalaj sektöründen önemli fi rmaların temsil-cileri, katılımcılara yeni teknolojiler ve trendler konusunda bilgilerini aktardılar.

PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, açılışta-ki konuşmasında, “Özellikle son dönemde kültürel ve sosyal değişimlere paralel olarak plastik ambalajlar günlük hayatımızın temel bir parçası haline geldi. Sunduğu avantajlarla özellikle gıda sektöründe yaygın olarak tercih edilen plastik ambalajlar, gıdaları koruyup hij-yenik koşullarda sofralara ulaşmasını sağlar-ken gıda israfının önüne geçilmesi noktasında da önemli bir rol üstleniyor” dedi.

Rakamlarla Plastik Ambalaj Sektörü

•Tüketim alışkanlıklarına ve alışveriş eği-liminin her geçen gün artmasına bağlı olarak ambalaj pazarı hızla büyüyor.

•Dünya ambalaj sanayi pazarı 700 milyar dolarlık bir büyüklüğe sahip ve sektör her yıl ortalama yüzde 3 büyüme gösteriyor.

•Ambalaj sektörünün Türkiye’deki bü-yüklüğü 16 milyar dolar. Plastik ambalajlar yüzde 35’lik pay ile liderliği üstleniyor.

•Plastik sektörünün üretiminde ambalaj-ların payı yüzde 40 seviyesinde.

•Plastik ambalaj sektörünün üretimi 2015 yılının ilk yarısında bir önceki yıla oranla miktar olarak yüzde 1,4 artış ile 1 milyon 718 bin tona yükseldi. Aynı dönemde sektörün ihracatı da yüzde 10,2 artarak 386 bin tona ulaştı.

•Türkiye 150 ülkeye plastik ambalaj ihraç ediyor. Irak, İngiltere ve Almanya ihracatta ilk üç sırada yer alıyor.

Dünya‘nın En İyisi İle Türkiye’nin En İyisi

Türkiye Plastik SektörününGelişimi İçin Elele

ŞENMAK MAKİNA ve REILOY ME-TALL Türkiye’deki değerli eks-trüzyon, enjeksiyon ve şişirmeci müşterileri için yüksek kaliteli ürün tedariğinin yanı sıra birinci sınıf hiz-met sağlamak üzere kapsamlı bir işbirliği kararı almışlardır.

REILOY sert alaşımlı çeliklerini kendi bünyesinde üreten, yüksek aşınma-ya dayanıklı kovan ve vida üretimin-de dünya çapında lider bir fi rmadır. REILOY, metalurji alanında yapmış olduğu Ar-Ge çalışmaları sonucu önemli bir know-how sahibidir. 40 yılı aşkın süre zarfında kazandığı tecrübesi sayesinde REILOY, aşın-ma dirençleri konusunda önemli bir başvuru kaynağıdır.

ŞENMAK plastik sektöründe 25 yılı aşkın deneyimiyle enjeksiyon, eks-trüzyon ve şişirme gibi plastik sü-reçlerini optimize etmek üzere özel vidalar tasarlamış, çözüm ortağı olmuş, yenilikçi yaklaşımlarıyla Tür-kiye plastik işleme sektörünü yeni teknolojilerle buluşturmuş İstanbul merkezli Türkiye’nin lider vida ko-van üreticisidir.

Müşterilerine kısa teslimat süresi sağlamakla birlikte yüksek dolgu içeriğine sahip teknik plastik veya plastik işlerken verimliliklerini artır-mak üzere bimetalik kovan ve 3 böl-geli vida, çoklu başlangıçlı vida, ba-riyerli vida, degazörlü vidalar ya da verimliliği artırmak için gerekli son

derece karmaşık ikiz vidalar gibi vida geometrileriyle tamamlayıcı ürün portföyüyle müşterilerine önemli ölçüde kazanç sağlama kabiliyetine sahiptir.

ŞENMAK ve REILOY, imalat, mühen-dislik ve metalurji uzmanlıklarını kul-lanarak en uygun malzeme kombi-nasyonları seçerek, plastikleştirme üniteleri için optimum tasarımlarla Türkiye pazarındaki plastik üretici-lerinin bireysel ihtiyaçlarına en hızlı çözümleri sunacak güçlü bir takım-dır.

Bizi Plast Eurasia 2015Fuarı’nda ziyaret edinStand 1218B / Salon 12

Şenmak [email protected]

Reiloy Metall [email protected]

PLASFEDDERGİ

26

PANO

Ambalaj sektörü büyümesini sürdürdü

Ambalaj Sanayicileri Derneği, (ASD) Türk ambalaj sektörünün mamul bazında dış ticaret açığı vermeyen ender sektörlerden biri oldu-ğunu ve büyümesini sürdürdüğünü açıkladı. ASD, “Türkiye Ambalaj Sektörü 2015” rapo-runu yayınladı. 2014 yılı verileriyle hazırlanan raporda, Türkiye ve dünyadaki ambalaj sektö-rüne ilişkin veriler yer aldı.

Rapora yönelik bir değerlendirme notu açıklayan ASD bu notta, “Türkiye’nin dış ti-caret açığı vermeyen ender sektörlerinden ambalaj sanayi, katma değerli ve sürdürüle-bilir üretim modeliyle başarı öyküsü yazıyor. Dünyada ortalama yüzde 3 büyüyen ambalaj endüstrisi, Türkiye’de 2011’den bu yana yılda ortalama yüzde 15’lik büyüme ile yoluna de-vam ediyor” bilgisini verdi.

Raporda, imalat sanayi yeni üretim tesis-leri kazandıkça Türkiye ambalaj sektörünün de yeni talepleri karşılamak için ambalaj pazarı gelişmiş AB ülkelerinden daha hızlı bir gelişim gösterdiği belirtildi. Yılda ortalama yüzde 3’lük büyüme kaydeden küresel ambalaj endüstrisi-

Ambalaj Sanayicileri Derneği, 2014 yılı verilerine dayalı olarak yayınla-dığı kapsamlı raporunda, Türkiye’de yüzde 15’lik yıllık ortalama büyüme hızının yakalandığı vurgulandı. En büyük payı plastik malzemelerin aldığı Türkiye ambalaj sektöründe 2014 yılında ülke büyümesinin iki katı oran yakalandı.

nin 2016’da 820 milyar dolarlık ciroya ulaşacağı tahminine yer verilen rapora göre, 137 milyar dolarlık sektörle dünyanın en büyük ambalaj tü-keticisi olan ABD’yi 80 milyar dolarlık talebiyle Çin izliyor. Sektörde hızla büyüyen Çin’in, ABD’yi

2017’de geçeceği tahminini yer verildi.

Türk imalatçılar büyüyor

Raporda, Türkiye verilerine yönelik kap-samlı bilgi de sunuldu. Buna göre 2008-2009 yıllarında dünyada yaşanan fi nansal krizde yara almayan Türkiye ambalaj sektörü, 2008’i gerilemeden 2009’u da ufak bir küçülme ile atlatarak 2010’dan itibaren hızlı bir toparlan-ma sürecine girdi, yüzde 18’lik üretim artışıyla yılı kapattı. Sektör 2011’de 6 milyon ton üre-tim, 12 milyar dolar ciro, 2012’de 6.4 milyon ton üretim, 14 milyar dolar ciro, 2013’te 6.9

ÜRETİM DALI 2010 2011 2012 2013 2014

KÂĞIT AMBALAJ 117.000 106.300 110.000 88.000 101.000

KARTON AMBALAJ 503.000 564.000 534.250 568.000 460.000

OLUKLU MUKAVVA 1.564.000 1.702.500 1.772.000 1.879.000 1.970.000

PLASTİK AMBALAJ 1.834.500 2.012.700 2.160.000 2.519.000 2.800.000

METAL AMBALAJ 365.500 363.700 375.250 385.000 393.000

CAM AMBALAJ 734.000 857.000 951.000 978.000 1.080.000

AHŞAP AMBALAJ 420.000 453.600 469.500 484.000 498.000

TOPLAM (ton) 5.538.000 6.059.800 6.372.000 6.901.000 7.302.000

PLASFEDDERGİ

27

PANO

milyon ton üretim, 16.2 milyar dolar ciro ger-çekleştirerek yükselen bir grafi k yakaladı. 2014’te üretim miktarı yüzde 6 artarak 7.3 milyon tona, ciro ise yüzde 5.5 artışla 17 milyar dolara yükseldi. 2011’den bu yana yılda yüz-de 15 ve üzerinde büyüme sağlayan sektör, 2014’te ülke ekonomisinin büyüme oranının 2 katı civarında büyüme eğilimini korudu.

Raporda malzeme gruplarına göre 2014 yılı üretim verileri incelendiğinde; plastik am-

balaj yüzde 38 ile ilk sırada yer alırken onu yüzde 27 ile oluklu mukavva, yüzde 15 ile cam ambalaj, yüzde 7 ile ahşap ambalaj, yüzde 6 karton ambalaj, yüzde 5 ile metal ambalaj ve yüzde 2 ile kağıt ambalaj takip etti.

Dış ticaret rakamlarıyla dikkat çeken am-balaj sektörü, 2014’te önceki yıla göre hacim olarak yüzde 8, değer olarak ise yüzde 9 artış gösterdi. 2014’ün ilk 6 ayındaki 696 bin 569

tonluk ambalaj ihracatı, 2015’in ilk 6 ayında 790 bin 680 tona yükseldi. Sektördeki istik-rarlı büyümenin devam edeceği öngörülüyor.

Türkiye ambalaj sektörü büyüklüğünün 2015 sonunda 18-19 milyar dolara ulaşacağı beklentisinin vurgulandığı raporda, bu raka-mın 300-320 milyar dolarlık bir ekonomiyi et-kileyeceği vurgulandı.

KÂĞIT AMBALAJ2%

KARTON AMBALAJ

6%

OLUKLU MUKAVVA

27%

PLASTİK AMBALAJ

38%

METAL AMBALAJ5%

CAM AMBALAJ15%

AHŞAP AMBALAJ7%

10,512

1416,15 17 18-19*

2010 2011 2012 2013 2014 2015*

Malzeme Grubuna Göre 2014 Yılı Üretimin Dağılımı (Ton, %)

Yıllara Göre Ambalaj SektörBüyüklüğü (Milyar Dolar)

PLASFEDDERGİ

28

PANO

Gıda israfını plastik ambalaj önleyebilir Gıdaların yüzde 50’si israf ediliyor

Dünyanın en önemli sorunla-rından biri olan gıda yeterliliğinde çarpıcı bilgiler ortaya çıktı. Geliş-miş ülkelerde tüketilebilir gıdanın yarısının israf edildiği belirlendi. Bu gıdaların israfını önlemekte en önemli çözüm ise sağlıklı plastik ambalaj olarak görülüyor. Amba-lajlarla yılda 16 milyar TL’lik sebze meyveyi, 1,5 milyar TL’lik ekmeği israf etmeden kurtarmak müm-kün.

Dünya genelinde 2,1 milyar kişinin açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşadığı belir-tilmesine rağmen, dünya genelinde, üretilen gıdanın üçte binin sofralara ulaşmadan kay-bedildiği belirlendi. Bu kaybın önlenmesi için EUPC nezdinde bir çalışma başlatıldı. Proje yö-neticisi Yavuz Eroğlu, çalışmalara yönelik bir yazılı açıklama yaptı.

Avrupa ülkeleri gıda kaybı ve israfının boyutlarının çok büyük seviyelere ulaşması nedeniyle girişim başlattı. Bu girişimin yöne-timinde EUPC İcra Kurulu Üyesi Yavuz Eroğlu da bulunuyor. Avrupa’daki evlerde, süpermar-ketlerde, restaurant ve tedarik zinciri içinde tüketilebilir gıdanın yüzde 50’si israf ediliyor. Avrupa Parlamentosu, bu sorunla başa çıkmak için 2025 yılına kadar gıda israfını yarı yarıya azaltma hedefi koydu. Çünkü, her ne kadar re-fah seviyesi bakımından dünyanın en gelişmiş bölgesi olsa da AB’de 79 milyon kişi yoksulluk sınırı altında yaşıyor ve 16 milyon kişi yardım alıyor.

Yavuz Eroğlu, girişime yönelik yaptığı açıklamada, “Nüfusun sağlıklı bir şekilde bes-lenmesini sağlamak, sınırlı kaynakları verimli kullanarak israfı önlemek için tek çözüm am-balaj. Gıdaları doğru şekilde ambalajlayarak,

kayıpları yarı yarıya azaltabiliriz. Avrupa’da yürüttüğümüz proje kapsamında alınan ön-lemleri Türkiye’de de uygulamaya geçirmek amacıyla çalışmalarımız devam ediyor. Bu konuda başta tüm sivil toplum örgütleriyle elbirliğiyle çalışıyoruz” dedi. Eroğlu, Türkiye’de 30 milyondan fazla yoksulluk sınırı altında ya-şayan insan bulunduğunu belirterek, projenin Türkiye açısından da kritik önem taşıdığının altını çizdi.

Gıda israfının acı tablosu…

•Dünyada üretilen gıdanın üçte biri yani 1,3 milyar ton gıdayı kaybediyor ya da israf ediyoruz…

•Her yıl zengin ülkelerdeki tüketiciler 222 milyon ton gıdayı tüketmiyor, çöpe atıyor… Tüm Sahra-Altı Afrika Kıtası’nın gıda üretimi ise sadece 230 milyon ton.

•Almanya’da Stutgart Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırmaya göre; Alman halkı yıl-da 11 milyon ton gıdayı çöpe atıyor. Yani bir Alman yıllık 235 Euro değerinde gıdayı hiç tü-ketmeden israf ediyor. Bu rakam dünyada 1,5 milyar insanın yıllık gelirine eşit.

•Her sene kayıp veya israf olan gıdanın miktarı, dünyada her yıl yetişen tahıl mahsu-lünün yarısından fazla (2009 ve 2010’da 2,3 milyar ton)

•Gıda kaybı ve israfı ciddi bir kaynak isra-fını da beraberinde getiriyor. Su, tarım arazisi, enerji, iş gücü ve sermaye boşa gidiyor, gerek-siz sera gazı salınımı oluşuyor. Küresel ısınma ve iklim değişikliğine neden oluyor.

•Gelişmekte olan ülkelerde gıda israfı ve kaybı, Gıda Değer Zinciri’nin ilk halkalarında oluşuyor. Hasat alımındaki; fi nansal, yönetsel ve teknik yetersizlikler yanında depolama ve soğutma tesislerindeki yetersizlik göze çar-pıyor. Tedarik zincirinin çiftçilerin desteklen-mesi ve altyapıya yatırımla, nakliye ve ambalaj kullanımının artırılmasıyla gıda kaybı azaltıla-bilir.

•Orta ve yüksek gelir seviyesine sahip ülkelerde, gıda genellikle tedarik zincirinin son halkalarında israf oluyor. Endüstrileşmiş ülke-lerde tüketicilerin davranışları gıda israfının başlıca sebebi.

Gıda israfı hangi noktada gerçekleşiyor?

•Evlerde meydana gelen israf: yüzde 42 (Bunun yüzde 60’ı rahatlıkla önlenebilir du-rumda)

•Gıda üreticilerinde: yüzde 39 •Perakendecilerde: yüzde 5 •Catering sektörü: yüzde 14(Kaynak: Avrupa Komisyonu)

PLASFEDDERGİ

30

PANO

Kamunun yerli malı alımı

Kamu alımlarında, Türkiye’de üretilmiş malların alınmasına yönelik yıllardır devam eden taleplerin ardından oluşturulan yeni sis-temle, mal alımlarında yerli üretim ürünlerin ağırlığı artmaya başladı. Kamu İhale Kurumu istatistiklerinden yapılan derlemeye göre, yeni sistem öncesi yüzde 10’larda seyreden mal alımlarında yerli üretim ürünlere lahine fi -yat avantajı uygulaması 2015’in ilk altı ayında tutar bazında yüzde 30’a yükseldi. 2015 Ocak-Haziran döneminde yapılan 10 milyar 653 milyon TL tutarındaki ihalelerde, 3 milyar 219 milyon TL tutarında yerli üretim mallara fi yat avantajı sağlandı.

-Yeni sistemden yararlan-mak yerli malı belgesi alınması-na bağlı

Kamu mal alım ihalelerinde, ihaleyi açan idarelere yerli fi rmalara yüzde 15 fi yat avantajı (yerli ürün teklif eden fi rmanın bedeli, diğerle-rinin yüzde 15 fazlası olsa dahi ihaleyi kaza-nabilmesi) verilmesi yönündeki uygulama, yıl-lardır idarenin takdirine bırakılmıştı. İdarelerin çekingen davranması üzerine sanayicilerin talepleri doğrultusunda daha önce, Başbakan-lık Genelgesi ile bu avantajın uygulanması is-tendi. Ancak sorun yine aşılamayınca, yapılan kanun ve ikincil mevzuat değişikliğiyle, Sanayi Bakanlığı tarafından belirlenen ve Kamu İhale Kurumu tarafından yayınlanan listedeki orta ve yüksek teknolojili ürünlerde fi yat avantajı uygulaması zorunlu hale getirildi. Uygulama ilk listenin yayınlandığı Ocak 2015’te fi ilen başladı. Bu avantajdan yararlanmak isteyen fi rmalar, TOBB ve TESK tarafından verilen ve yerli üretim avantajına temel teşkil eden “Yerli Malı Belgesi” ile mümkün kılındı.

İlk işaretler olumluYerli malı belgesinin düzenlenmesine ve

yerlilik oranının hesaplanmasına yönelik ikincil mevzuatın 2014’ün ikinci yarısında yapıldı. Uy-gulama fi ilen başlayamasa da 2014 yılında mal alım ihalelerinde fi yat avantajı kullanımı arttı. Tutar bazında 2013’te ilk altı ayda yüzde 10,4, yıllık olarak da yüzde 10,8 oranında olan yerli malına fi yat avantajı, 2014 ilk altı ayında yüz-de 13,1, yıllık olarak da yüzde 14,9 oldu.

Uygulamanını bütün araçlarıyla devrede olduğu 2015’in ilk altı ayında belirgin bir yük-seliş gerçekleşti. Yapılan mal alım ihalelerinin adet bazında yüzde 26,48’inde, tutar bazında ise yüzde 30,22’sinde fi yat avantajı uygulandı.

Firmalar yerli malı belgesi alarak ihalelerde avantaj sağla-yabilecek

Oluşturulan yeni sisteme göre, orta ve yüksek teknolojili ürünler listesindeki 2139 ürünün üreticileri, yerlilik oranlarına göre kamu mal alım ihalelerinde yüzde 15 fi yat avantajına sahip olacak. Sanayiciler, bu avan-tajdan yararlanabilmek için TOBB ve TESK ta-rafından verilen belgeleri almak zorunda. Bu belgeyle birlikte ihaleye girenler, yüzde 15’e kadar daha fazla fi yat teklif etseler de ihaleyi kazanmış sayılacaklar.

İhale Türüne Göre Yabancı İsteklilere Açık Olan İhaleler İçinde Yerli İstekliler Lehine

Fiyat Avantajı Uygulanan İhalelerin Dağılımı (%)

Ocak –Haziran

2013 Ocak-Haziran 2014 Ocak-Haziran 2015 Ocak-Haziran

Adet Tutar Adet Tutar Adet (%) Tutar (%)

Mal Alımı 31,13 10,38 5,82 13,11 26,48 30,22

Yapım İşi 16,53 69,96 31,25 49,52 28,57 62,28

Hizmet Alımı 42,56 17,83 7,52 11,63 9,06 13,77

Danışmanlık Hizmet Alımı 9,78 1,82 70,94 67,54 61,82 53,98

Toplam 8,32 22,91 17,29 27,99

2015 Ocak-Haziran İhale Türüne Göre Yabancı İsteklilere Açık Olan İhaleler İçinde Yerli

İstekliler Lehine Fiyat Avantajı Uygulanan İhalelerin Dağılımı

(TUTARLAR: Bin TL)

Yabancı İsteklilere Açık

Olan İhaleler

Yabancı İsteklilere Açık Olan İhaleler İçinde

Yerli İstekli Lehine Fiyat Avantajı Uygulanacağı

Belirtilen

Adet Tutar Adet Tutar Adet (%) Tutar (%)

Mal Alımı 4.593 10.653.524 1.216 3.219.007 26,48 30,22

Yapım İşi 343 11.972.053 98 7.456.629 28,57 62,28

Hizmet Alımı 6.189 31.026.898 561 4.273.881 9,06 13,77

Danışmanlık Hizmet Alımı 110 254.012 68 137.122 61,82 53,98

Toplam 11.235 53.906.486 1.943 15.086.639 17,29 27,99

zorunluluğunun ilk işaretleri olumlu

PLASFEDDERGİ

32

PANO

KOBİ’ler değer zinciri için G20 gündemine girdi

G20 sonuç bildirgesinde KOBİ’lerin geleceğine ilişkin 2 karar çıktı

G20 Türkiye Dönem Başkanlığı Antalya Zirvesi ile tamamlandı. Türkiye’nin dönem baş-kanlığı G20’nin “ilgi alanını genişlettiği dönem” olarak anılacak. Sonuç bildirisine de güçlü bi-çimde bu genişleme girdi. Bu genişlemeden KOBİ’lere yönelik sonuçlar da çıktı. Bunlar-dan en önemlisi Küresel KOBİ Forumunun ve T20’nin gündem oluşturma çabalarının G20 tarafından benimsenmesi oldu.

KOBİ’ler güçlenmeli ama nasıl?

Türkiye ana akım medyasında G20’nin magazin yönü ve ağırlıklı olarak küresel fi nan-sal piyasalara yönelik sonuçları yansımış olsa

G20 Türkiye Dönem Başkanlığı, Antalya Zirvesi ile son buldu. Küresel ekonomiye yön vermeyi hedefl eyen bu oluşumda, Türkiye dönem başkanlığı “ilklere” sahne oldu. Daha önce sadece küresel krizin olumsuz sonuç-larının giderilmesi ve bu dönemde gelişmekte olan ülkelerin gelişmiş ülkeler için fi nansal sorun çıkarmamasına odaklanan oluşum, ilk kez kapsam genişletmek zorunda kaldı.

KOBİ’ler, internet güvenliği, göçmen sorununun çözümüne siyasi yaklaşım G20’nin sürekli gündemi ara-sına girdi. İlk etapta bu yeni yaklaşım olumlu görünüyor. Ancak, DTÖ çerçevesindeki GATT görüşmelerinde olduğu gibi gelişmiş ülkelerin bu yeni gündemi her zaman sabote etme ihtimali bulunuyor. ABD ve AB’nin yeni korumacılık dalgası istemediğini söylese de Trans Atlantik ve Trans Pasifi k ticaret anlaşmalarını “kendilerini korumak amacıyla” tasarladığı küresel ekonomik eleştiriler arasında bulunuyor.

da çok önemli bir tavır değişikliği gerçekleşti. KOBİ’lerin küresel ekonomik değer zinciri içine yerleştirilmesine yönelik bir girişim başladı. Bu girişimin özellikle küresel büyük şirketlere sa-hip gelişmiş ülkeler tarafından sabote edilmesi olası. Bunu gelecek dönemde G20 içindeki güç dengeleri belirleyecek. Çünkü daha önce de gelişmekte olan ülkelerin gündem oluşturma çabaları gelişmiş ülkeler tarafından DTÖ bün-yesinde sabote edilmişti.

Arka plan

Dünya ekonomik yapılanması yeniden de-ğişiyor. Büyük ülkeler teknolojik üstünlükleriyle

Sanayi 4.0 çerçevesinde çok hızlı bir verimlilik ve kar artış dönemine girdi. Bu süreci yöneten şirketler, diğer ülkelerdeki yatırımlarını sınırla-maya başladı ve değer zincirini yeniden tasarla-maya girişti. Üstelik, başta biyoteknoloji olmak üzere gelişmiş ülkeler ellerindeki her türlü pa-tent ve diğer fi kri mülkiyet haklarının süresini uzatmaya başladı. Bazı alanlarda geçmişte 5 ve 10 yıl olan patent korumaları, 20 ve 25 yıla kadar uzatılmaya başlandı.

Gelişmekte olan ülkelerin teknoloji açığı, yerel işletmelerin bu değer zincirine katılmasını önlüyor. Üstelik küresel şirketler yerel fi rmaları dahil etme eğiliminde de değil. Doğrudan ken-

PLASFEDDERGİ

33

PANO

disinin sahip olduğu üretim tesislerinde sadece ucuz işçilik, ucuz yatırım fi nansmanı (teşvikler) ve hammaddeye erişimin kolay olduğu durum-larda uluslararası yatırımlara girişiyorlar.

Üstelik bu yatırımlar “teknoloji yayılımı” gerçekleştirmiyor. G20 bünyesinde oluşturulan açılım gruplarından T20 bu sürecin yönetilme-si gereğinden hareket ederek, değer zincirinin yeniden tasarlanması için bir model önerdi.

Buna göre, değer zincirini üreten şirketler, bir ülkeye gittiğinde o ülkenin KOBİ’lerinin ye-teneklerine ilişkin bilgi sahibi olabilsin. Büyük şirketler, bu bilgi altyapısı içinden kendisine partner ya da tedarikçi bulabilsin.

İlk etapta sadece bilgi akışı olarak görülse de gelişmekte olan ülkelerin, kendi ülkelerinde-ki yatırımlarda yerelleşme yönündeki kararları-na zemin hazırlayabileceği için bu öneri geliş-miş ülkelerce mesafeli karşılandı.

Bu bilgi “ara yüzünü” sağlamaya talip olan kuruluş ise Küresel KOBİ Forumu oldu. Bu fo-rum, Türkiye dönem başkanlığında İstanbul’da kuruldu ve daha sonra vakfa dönüştürülerek İstanbul merkezli bir kurumsal yapı oldu. Fo-rumun, bütün ülkelerdeki KOBİ’lere yönelik bir bilgi altyapısı oluşturması mümkün görünüyor.

G20 Küresel KOBİ Forumunun, KOBİ’lere yönelik çalışma yapmasını ve G20’nin resmi açılım merkezlerinden biri olmasını kabul etti. Ancak süreç özellikle küresel dev fi rmaların çı-karlarıyla doğrudan ilişkili görüldüğü için riskleri barındırıyor.

Bölgesel altyapılar için hızlan-dırma formülü

G20 Türkiye döneminde, küresel altyapı yatırımlarının hızlandırılması için Brisbane’de alınan kararların somut olarak hayata geçirile-bilmesi için de bir önlem geliştirildi. Buna göre,

Ülkelerde altyapı yatırımlarını fi nanse eden çok tarafl ı kurumsal yatırım bankalarının birbirine projelerini satma imkanı tanınacak. Ayrıca, alt-yapı yatırımlarına fi nansman sağlamak için is-lam ülkelerindeki fonların daha fazla kullanımı için Türkiye’nin ön ayak olduğu bir proje geliş-tirildi. Ancak yıl içinde yapılan müzakerelerde tam işleyen bir mekanizma kurulamadı. Buna karşılık, çalışmanın devam etmesi kararlaştırıldı ve sonuç bildirgesine bir tavsiye metni yazıl-ması kararlaştırıldı. Türkiye’den önceki dönem başkanlığı olan Avusturalya’nın Brisbane Zir-vesinde ilan edilen “Küresel büyümenin yüzde 2.1 oranında sağlanması” kararının hayata ge-çirilmesi için önerilen ülkelerin altyapı yatırım-larını artırma uygulamasının geliştirilmesi için tasarlandı.

Bunlardan ilki, Dünya Bankası (IBRD), Av-rupa İmar ve Kalkınma Bankası, Karadeniz Ban-kası, İslam Kalkınma Bankası gibi uluslar arası nitelikli, çok tarafl ı yatırım bankalarının birbiriy-le proje alış-verişi yapmasına imkan tanıyacak. Bu tür bankaların kendi kuralları çerçevesinde bir ülkeye yapabileceği yatırım limitli bulunu-yor. Ayrıca bu projelerden kaynaklı üstlenebi-lecekleri risklerin de belirli bir seviyede durması gerekiyor.

Yeni tasarlanan sistemle, bir banka, bir ülkede yeni proje uygulamak istediğinde, eğer o ülkede yeterli yatırım ve risk limiti yoksa, elin-deki devam eden projeleri bir başka çok tarafl ı yatırım bankasına satabilecek-devredebilecek. Bankalar, yeni proje almak istediklerinde de ortada öneri yoksa da portföyünü başkasına devrederek, yeni projelere açık hale gelebile-cek. Bu projenin risk ve yatırım değeri açısından unsurların objektif olarak ortaya konulması için bir rating mekanizması kurulacak.

Dünyada, devam eden altyapı yatırım-larına rağmen, ülkelerin ihtiyaçları olmasına rağmen yapmadığı altyapı yatırımlarından kay-naklanan açığın gelecek 15 yıl için 30 trilyon

Dolar olduğu belirtiliyor. Özel sektör kuruluşları ve bankalar, G20 ülkelerinden başlatmasalar bile ellerinde yapmak istedikleri altyapı yatırımı proje stokunu ilan etmesini de talep ediyordu.

B20 çıta yükseltti

Türkiye dönem başkanlığındaki önemli sonuçlardan birinin de B20’nin etkinliğini artır-ması oldu. Daha önce diğer açılım grupları gibi sınırlı bir etki gücüne sahip olan B20, TOBB’un yürüttüğü dönem başkanlığında, IMF, Dünya Bankası ve OECD’nin de desteğini alarak etkin-liğini artırdı.

B20’nin 19 maddelik öneri zinciri sonuç bildirisine yansımasa da resmi belgeler arasına girdi ve Çin dönem başkanlığı bu öneri dizisini benimsediğini açıkladı. B20’nin Türkiye dönem başkanlığı çalışmaları, görev gücü başkanları-nın katıldığı bir toplantıda anlatıldı.

TOBB tarafından yürütülen B20 dönem başkanlığında, KOBİ’lerin de içerdiği yeni bir yapılanmayla B20’nin kapsamı genişlemiş ola-rak çalışmalar tamamlandı. Türkiye görev gücü toplantısında konuşan Ali Koç, Güler Sabancı, Hüsnü Özyeğin, Ayhan Zeytinoğlu, çalışmalar hakkında bilgi verdi.

B20 Türkiye başkanlığı dönemine ilişkin iki ayrı basın toplantısı düzenlendi. Türkiye görev gücünün düzenlediği basın toplantısın-da, her bir görev gücü başkanı, kendi alanında B20 Türkiye döneminde sağlanan ilerlemeler hakkında bilgi verdi. Bu başlıklar aynı zaman-da, B20 gündeminin de temel başlıklarını teşkil etti.

Türkiye’nin B20’de sağladığı ilerlemeler anlatıldı. İstihdam Görev Gücü Başkanı Ali Koç, genç istihdamına ilişkin sorunun farkında oldu-ğunu ancak göreve başlamasının ardından bu

PLASFEDDERGİ

34

PANO

denli büyük olduğunu farkettiğini belirterek, “Sosyal sorunlara yol açma ihtimali olduğunu da gördük” dedi. Ali Koç, teknoloji kullanımının istihdamı azalttığı ve artırdığı şeklinde iki ayrı rapor da bulunduğunu hatırlatarak, “Görüyoruz ki teknoloji kesin olarak istihdamı etkiliyor ve yeni beceriler gerektiriyor. Artık işgücü ve istih-dam için yen ibecerilerin kazanılması gerektiği ortada. Özellikle kariyerinin ortasında teknoloji etkisi nedeniyle uyum sağlayamadığı için işini kaybedenlerin sorunu büyük” dedi.

Ticaret Görev Gücü Başkanı Güler Sabancı da konuşmasında, Türkiye dönem başkanlığın-da Ticaretin Kolaylaştırılması Anlaşmasını çok sayıda ülkenin kabul etmesinin sağlandığını hatırlatarak, son olarak Kanada, İspanya ve Türkiye’nin de anlaşmayı imzalama sözünü ver-diğini belirtti. Güler Sabancı bu anlaşmayla G20 ve B20 Türkiye başkanlığının somut bir ilerleme sağlamış olacağını anlattı.

KOBİ’ler kazanıldı

Türkiye dönem başkanlığında G20 günde-mi içine alınan ve kurumsal bir yapıya dönüşen Dünya KOBİ Forumu’nun bir vakıf organizas-yonuyla İstanbul merkezli olarak yerleşik hale geldiğini hatırlatan TOBB Başkanı Rifat Hisar-cıklıoğlu, bu forumun bütün dünyada KOBİ sa-vunuculuğu yapacağını hatırlattı.

KOBİ Görev Gücü Başkanı Melih Yurter de konuşmasında, Dünyada KOBİ nitelikli şir-ketlerin yüzde 95 ağırlığı bulunduğunu ve is-tihdamın yüzde 60’a ulaştığını belirterek, bu şirketlerin kolay fi nansmana erişimi, bilgi ve teknolojiye kolay ulaşımı, vize kolaylıkları, ihra-catlarının kolaylaştırılmasının gündem maddesi olarak çalışıldığını kaydetti.

Finans Görev Gücü Başkanı Hüsnü Öz-yeğin ise somut öneriler ortaya konulduğunu belirterek, özellikle KOBİ’ler hakkında bilgi alt-

yapısı bulunmaması nedeniyle bankaların kredi işlemlerinde zorlandığını hatırlattı. Özyeğin, bireylerlerin kredi kalitesinin bankalarda kayıtlı olduğunu, büyük şirketlerin bağımsız denetim yaptırdığını ancak KOBİ’lerin ne bağımsız dene-tim yaptırdıklarını ne de bireyler fi nansal kredi-bilite bilgileri tutulduğunu, bunun da bankala-rın işlerini zorlaştırdığını anlattı.

Özyeğin KOBİ’lerin öneminin anlaşıldığını da belirterek “Küresel kriz sonrası oluşan yeni istihdamın yüzde 35’ini KOBİ’ler sağladı” dedi. Özyeğin Türkiye dönem başkanlığının bir başka örnek uygulama önerisinin de KOBİ’lere doğ-rudan fi nansman sağlamak yerine, fi nans ku-ruluşlarına kredi garantileri verilmesinin daha işlevsel olarak görüldüğünü anlattı.

Yolsuzluklar 3 trilyon dolar kayba yol açıyor

Yolsuzluk Görev Gücü Başkanı Ayhan Zey-tinoğlu da somut veriler olmayan bir alanda çalışıldığını hatırlatarak, yolsuzluklar nedeniyle tahmini 3 trilyon doların küresel olarak ticaret ve yatırım ortamında kullanılamadığını belirt-ti. Zeytinoğlu, kamu alımlarının dijitalleşmesi

tavsiyesinin sunulduğunu belirtirken, TOBB’un gümrüklere yönelik kamu-özel ortaklığı mode-linin de ülkelere KOBİ merkezli bir yaklaşım ola-rak önerildiğini anlattı.

KOBİ’lerin yolsuzlukla mücadele yöntem-lerine ilişkin bir rehber kitap hazırlandığını da anlatan Zeytinoğlu, her bir ülkenin bu kitabı KOBİ’lere ulaştırıp ulaştırmama konusunda kendi kararını vereceğini kaydetti.

B20 İş Danışma Kurulu

B20 İş Danışma Kurulu ile yapılan top-lantıda konuşan TOBB Başkanı Rifat Hisarcık-lıoğlu, Fransa’ya yapılan terörist saldırıların bütün dünya için bir uyanma çağı başlatması gerektiğini anlattı. B20’nin önerdiği gündemin liderler tarafından kabul edilmesini bekledik-lerini kaydeden Hisarcıklıoğlu, serbest ticaret girişimi kapsamındaki Ticaretin Kolaylaştı-rılması Anlaşmasının bütün ülkelerce kabul edilmesinin dünya ticaretine 3 trilyon dolarlık bir artış sağlayabileceğini ve 20 milyon kişiye istihdam doğacağını anlattı. B20’nin ilerleme sağladığı gündem maddelerinin genç ve kadın istihdamının artırılması, KOBİ’lerin geliştirilmesi olduğunun altını çizdi. İş Danışma Kurulu üyesi Sunil Mittal, KOBİ’lerin internet erişiminin güç-lendirilmesi gerektiğini belirtirken, Francisco Gonzales, KOBİ’lere ilişkin bir veri tabanı oluş-ması gerektiğini anlattı.

Küresel sorunlara bakış G20 sonuç bildirisi

Türkiye dönem başkanlığı G20 sonuç bil-dirisinin yayınlanmasıyla tamamlandı. Bildiriye bağlı olarak ilk kez bir ek bildiriyle terör kınandı.

G20 Antalya Zirvesi Sonuç Bildirisinin te-mel başlıkları özet olarak şöyle:

1. Büyümenin güçlü ve kapsayıcı olması konusunda kararlılık vurgulandı. Daha fazla ve kaliteli istihdam taahhüdünde bulunuldu.

7. Hol720 / A

PLASFEDDERGİ

36

2. Hedefl er için bu yıl, üç ilke belirlendi. (Uygulama, kapsayıcılık ve büyüme.)

3. Küresel büyüme dengesiz. Yapısal so-runlar, baskı oluşturuyor.

Şeff afl ığı artırmak için açık iletişim4. Güçlü, sürdürülebilir ve dengeli bir bü-

yüme için sağlam politikalar uygulanacak. - Merkez Bankaları, fi yat istikrarı ve eko-

nomik aktiviteyi desteklemeye devam edecek. - Olumsuz yayılma etkilerini ve belirsizliği

azaltmak, şeff afl ığı artırmak için açık iletişim politikası izlenecek.

- Yeterli fi nansal güvenlik ağının sağlan-masını da içeren uygun çerçevelerle istikrar sağlanacak ve fi nansal küreselleşmenin nimet-lerinden istifade edilecek.

- Her türlü korumacılığa karşı durulacak. 5. Geçen yıl Brisbane’da ilan edildiği üzere

G20’nin toplam GSYH büyümesini 2018’e kadar yüzde 2 artırma hedefi tekrarlandı.

- Kalan taahhütler için hızla eyleme geçi-lecek.

- Bu çerçevede Antalya Eylem Planı, zor-lukları aşmaya yönelik kararlığı yansıtıyor.

Patron ve çalışan diyaloğuna vurgu6. Birçok ülkede artan eşitsizlikler hedef-

lere zarar veriyor. - İstihdamı kapsayıcı kılmaya dönük karar-

lılık sürüyor. - Finans, Çalışma ve İstihdam Bakanları,

planları, eşitsizlikle mücadele eylemlerini güç-lendirecek şekilde gözden geçirmeliler.

- B20 ve L20’nin istihdam, büyüme ve düzgün iş koşulları konusundaki ortak açıkla-ması memnuniyet verici.

7. Girişimciliğin teşviki dahil, gençlerin iş-gücüne daha iyi entegre olması desteklenecek.

- G20’de genç işsizlerin 2025’e kadar yüz-de 15 azaltılmasında mutabık kalındı.

- Kadınların işgücüne katılımının artırılma-sı güçlü şekilde takip edilecek.

8. Bazı G20 ülkelerinde iç emek hareketli-liği önemli bir işgücü piyasası sorunu oluşturu-yor.

- ‘Gümüş ekonomi’ konusundaki potansi-yel daha fazla araştırılacak. İlerlemeler rapor edilecek.

KOBİ’lere uzun vadeli fi nansman9. Altyapı yatırımını teşvik, KOBİ destekleri

gibi eylemleri barındıran Ülkelere Özel Yatırım Stratejileri geliştirildi.

- Bunların, G20 toplam yatırımlarının milli gelirlerine oranının, 2018’e kadar yüzde 1 art-ması bekleniyor. 10. Kamu-özel işbirliği model-lerinde rehberler ve en iyi uygulama örnekleri geliştirildi.

- KOBİ’lerin uzun vadeli fi nansman imkan-larına özel önem verildi.

11. Korumacı tedbirlere karşı kararlılık ta-

ahhüt teyit edildi. - G20 Ticaret bakanlarının düzenli olarak

toplanmaları istendi ve bir çalışma grubu üze-rinde anlaşmaya varıldı.

12. Çoku tarafl ı ticaret sisteminin daha iyi ve etkin çalıyması için mutabık kalındı.

- Ortak çalışma kararlılığı yinelendi.

IMF’de hayal kırıklığı13. ‘Batamayacak kadar büyük’ sorununun

sona erdirilebilmesinde önemli bir adım olarak, dev bankaların toplam zarar karşılama kapasi-telerine yönelik ortak standart tamamlandı.

14. Önümüzdeki dönemde, küresel fi nan-sal düzenleme çerçevesini tam ve tutarlı olarak uygulama kararlılığı açıklandı.

- Buna yönelik ek tedbirler alınacak. 15. Matrah Aşınması ve Kar Kaydırma (BEPS) Pro-jesi kapsamında geliştirilen tedbirler paketi onaylandı.

- Gözetim için, OECD 2016 başlarında, G20 dışı ülkelerin de eşit bir katılımıyla kapsayıcı bir çerçeve hazırlamaya çağrıldı.

16. Yolsuzluğa karşı hoşgörüsüzlük kültü-rü oluşturulması yönünde taahhüt yinelendi.

- Yolsuzluğa bulaşanlara koruma sağlan-maması desteklendi.

- Bu alandaki çabalar devam edecek. 17. 2010 yılında kabul edilen IMF kota ve

yönetim reformundaki ilerlemenin gecikmesi hayal kırıklığı yarattı.

- IMF konusunda 2010 reformlarının uy-gulanması en önemli öncelik.

- ABD, reformları en kısa sürede onayla-maya davet edildi.

Yoksul ülkelerle daha güçlü ilişki18. Güçlendirilmiş müşterek eylem ve pari

passu (eşit muamele) hükümlerinin uluslara-rası kamu borç senetlerinde kullanılmasındaki ilerleme memnuniyet verici.

- Kreditör ve borçlu ülkeler arasındaki di-yalogu geliştirerek kapsayıcılığa katkıda bulu-

nan Paris Forumu girişimi not edildi. 19. Kalkınma konusundaki diyalog ve an-

gajmanın güçlendirilmesi için G20 ve Düşük Gelirli Gelişmekte Olan Ülkeler Çerçevesi onay-landı.

- Çalışmaların 2030 Gündemiyle uyum için 2016’da Eylem Planı hazırlanacak. 20. Ça-lışmalar, enerjiye erişim, gıda güvenliği, insan kaynakları, altyapı, kapsayıcılık ve iç kaynakla-rın harekete geçirilmesi gibi alanlarda sürdürü-lebilir kalkınmayı destekliyor.

- Kırsal alandaki kadın ve gençlerin ihti-yaçlarına özel dikkat gösterilecek.

- Gıda israfının azaltılması taahhüdünde bulunuldu.

Mülteci krizinden etkilenen ülkele-re yardım yapılacak

21. Ödemelere, tasarrufl ara, kredilere eri-şimi açmaya yardımcı olmak yoluyla fi nansal tabana yayılım geliştirilecek.

22. Dünyada 1,1 milyardan fazla insanın elektriğe erişimi olmadan yaşadığının ve yakla-şık 2,9 milyar insanın yemek pişirmek için gele-neksel biyoyakıt kullanmak zorunda.

- Sahra-Altı Afrika’da elektriğe erişimin iyileştirilmesine odaklanan “Enerjiye Erişimde Gönüllü İşbirliği”ni onaylandı.

23. Taşıtl emisyon performansı ve enerji verimliliğinin fi nansman çalışmaları gönüllülük esasına dayalı olarak desteklenecek.

- Enerji Bakanları, 2016 yılında rapor ver-meye çağrıldı.

24. İklim değişikliği zamanımızın en büyük sınamalarından biri.

- Lima Eylem Çağrısında belirtildiği üzere, küresel ısınmaya karşı iki derecenin altı hedefi teyit edildi. 25. Göç krizinin boyutu, küresel bir endişe haline geldi.

- Göç ve mültecilre yönelik uzun vadeli ha-zırlık için diğer ülkelerle beraber çalışılacak.

- Tüm ülkeler, bu krizden etkilenen ülkele-re katkıya çağrıldı.

PANO

UYGULAMALAR ve PROJELERAPPLICATIONS & PROJECTS

Plastik Enjeksiyon Kalıp Isıtma Ünitesi

Plastic Injection

Mold Heating Unit

Endüstriyel İnfrared Isı Paneli

Industrial Infrared

Heating Panel

Laminasyon Prosesi Isıtma Ünitesi

Lamination Process

Heating Unit

Metalik Boru Isıtma Ünitesi

Metalik Pipe

Heating Unit

Vakum Termoform Isıtma Paneli

Vacuum

Thermoforming

Heating Panel

Termoform Prosesi Isıtma Ünitesi

Thermoform

Process Heating

Unit

Nem Alma Ünitesi

Demudification Unit

Etiket Kurutma Ünitesi

Label Drying Unit

Ekstrüder Film Makinesi Isıtma Üniteleri

Extruder Film

Machine Heating

Units

Sıcak Hava Üfleme Ünitesi

Hot Air Feeding Unit

İYİ FİKİRGOOD IDEA

DOĞRU TASARIMTRUE DESIGN

MODERN TEKNİKMODERN TECHNIQUES

021

2 61

2 09

48

©

INDUSTRIAL HEATERSELEMENTS OUR DIFFERENCE WARMTH

www.serrezistans.com

İkitelli Organize Sanayi Bölgesiİpkas Sanayi Sitesi 9. Blok No: 60 34306İkitelli - İstanbul / TÜRKİYE

T F +90212 549 04 83E [email protected]

PLASFEDDERGİ

40

PANO

Plastik sektörüne İran fırsat kapılarını PAGDER açıyor

bu mevcut potansiyelin çok küçük bir kısmı… İran, hammadde tedarik ettiğimiz ülkelerin önde gelenlerinden de biridir. Coğrafi yakınlık, kültürel bağlar, İran pazarının uzun süredir ka-palı olmasından kaynaklanan hızlı büyüme po-tansiyeli, her türlü ürüne olan ihtiyaç, yeniliğe açık, tüketim eğilimindeki kalabalık ve genç nüfus nedeniyle kaçırılmayacak bir fırsat ola-rak görüyoruz. PAGDER’in organize ettiği dün-yanın birçok köşesindeki alanının en önemli, prestijli fuarlar gibi bu fuarda da yer almak, İran pazarının büyüdüğü bu yeni dönemi ya-kalamak sektörümüze büyük faydalar sağla-yacaktır. PAGDER üyesi fi rmalarımız ve sektör mensuplarımızla birlikte İranplast 2016’ya ka-tılarak önemli iş bağlantılarımızı, ihracatımızı geliştirirken; ülkemizi ve Türkiye plastik sek-törünü tanıtmak, dünyada kabul gören yüksek kalitemizi İran pazarı ile de tanıştırarak dünya plastik pazarındaki etkinliğimizi daha fazla ar-tırmak amacını da taşıyoruz” dedi.

İranplast 50 bin metrekare alanda yapılacak

PAGDER’in talep toplamaya başladığı ve iki yılda bir yapılan İranplast Fuarı; hammadde, ma-kine, kalıp ve plastik mamuller açısından büyük imkanlar sunuyor. 2014 yılında, yaklaşık 50 bin m2’lik bir alanda düzenlenen İranplast’a İran’dan ve dünyadan 800 fi rma iştirak etmiş, 68 bin-den fazla ziyaretçiye ulaşılmıştı. 2016 yılında ise Türkiye’nin yanı sıra ulusal ve uluslararası 850’den fazla fi rmanın fuara katılımı bekleniyor.

PAGDER, yaptırımların gevşetilmesine yönelik süreç nedeniyle dünya ekonomisiyle entegrasyonu artan İran’ın kapılarını plastik sektörüne açıyor. PAGDER İranplast 2016’nın Türkiye’deki temsilcisi oldu.

PAGDER’den yapılan açıklamada, “Tür-kiye plastik sektörünün küresel pazarlardaki tanıtımlarında öncü rol oynayarak üyelerine ve tüm sektör mensuplarına rehberlik yapan; plastik üreticilerinin dünya çapındaki etkin-liklerini artırma vizyonuyla dünya çapındaki çalışmalarına devam eden PAGDER (Plastik Sanayicileri Derneği), İranplast 2016 Fuarı’nın yine Türkiye tek temsilcisi oldu” denildi.

13 - 17 Nisan 2016 tarihleri arasın-da Tahran’da düzenlenecek “10. İranplast

Bölgenin en önemli ekonomilerinden biri olan ve yaptırımların hafi fl ediği bir dönemde Türk plastik sektörü için yeni fırsatlar sunan İran’a ihracat ve işbirliklerinin kapısını PAGDER açacak. PAGDER ile NPC (National Petrochemical Company) imzaladığı anlaşma ile PAGDER ta-rafından temsil edilen İranplast 2016 Fuarı, 13 - 17 Nisan 2016 günle-rinde Tahran’da yapılacak. Fuarı değerlendiren PAGDER Başkanı Reha Gür, “En fazla plastik mamul ihraç ettiğimiz ülkeler arasında bulunan İran, sektörümüz için büyük bir potansiyel sunuyor. Yaptığımız sözleş-me ile Türkiye tek temsilciliğini üstlendiğimiz ve sektörümüze küresel ekonomiye girmek için büyük fırsat sunan İranplast 2016’ya katılım ta-leplerini toplamaya başladık” dedi.

2016”nın organizasyonunu yürüten NPC (Na-tional Petrochemical Company) ile anlaşma imzalayan ve Türkiye’nin en önemli dış tica-ret partnerleri arasında bulunan İran’a plas-tik sektörünün ihracat kapılarını bir kez daha açacak olan PAGDER, fuarın Türkiye temsilcisi olarak katılım çalışmalarını başlattı.

Fuara yönelik bir değerlendirme yapan PAGDER Başkanı Reha Gür, Mevcut sorunla-rını çözmesinin ardından her geçen gün daha fazla küresel ekonomiye katıldığı önemli bir dönem yaşayan İran’ın Türkiye plastik sektö-rü açısından güçlü bir potansiyel sunduğunu vurguladı. Gür, “En fazla ürün ihraç ettiğimiz 6’ncı ülke durumunda olan İran’a 2014 yılı sonu itibariyle plastik mamul ihracatımız 198 milyon dolar düzeyinde… Hepimiz biliyoruz ki,

PLASFEDDERGİ

41

PANO

“Asrın projesi” olarak isimlendirilen KKTC su temin projesinde suyu polietilen boru taşıyacak

KKTC’ye suyu polietilen boru taşıyacak

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne Türkiye’den Akdeniz’de döşenecek bir boru hattıyla su temin edilmesi projesinde, boru hattı inşası tamamlandı. Boru hattı, Akdeniz içinde 80 kilometre uzunluğa erişti. DSİ tara-fından yürütülen ve resmi adı “KKTC Su Te-min Projesi”nde, yüksek yoğunluklu polietilen borular kullanıldı. Boruların her biri 1600 mm anma çapında ve 500 metre uzunluğunda ya-pıldı. Hat, mekanik olarak birleştirildi. Projede 1.6 milyar TL yatırım yapıldı.

Plastik boruların kullanıldığı projede “askı sistemi” kullanıldı. Borular, 20 metreye kadar olan derinliklerde zemine döşenirken, bundan daha fazla olan ve 280 metreye kadar ulaşan derinliklerde, Akdeniz’in tabanına yerleştirilen

beton bloklara bağlanarak su altına indirildi. Proje kapsamındaki 80 kilometrelik boru hat-tının 66,5 kilometresi denize döşendi.

Proje kapsamında, Türkiye tarafında Anamur Dragon Çayı üzerinde inşa edilen Ala-

köprü Barajı’nda depolanan su, Türkiye tarafı 23 km, deniz geçişi 80 km (66,5 km askılı bo-rulu sistem) ve KKTC tarafı 3 km olmak üzere toplam 106 km uzunluğunda hattı kapsıyor. Hat sonunda, KKTC’de inşa edilen Geçitköy Barajı’na aktarılan su, içime suyu ve tarım amaçlı sulama suyu olarak kullanılacak.

Proje kapsamında inşaat işlerinin tamam-lanmasının ardından, boru hattına su verilme-si nedeniyle 17 Eylül günü Mersin ve KKTC Geçitköy’de iki ayrı tören düzenlendi. Törenle-re Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan, KKTC Başkanı Mustafa Akıncı, Başbakan Ahmet Da-vutoğlu da katıldı. Projeyle, KKTC’ye yıllık 75 milyon metreküp su ulaştırılacağı belirtildi.

Türkiye’den Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne Akdeniz üzerinde “askılı boru sistemiyle” su taşınması projesinde boru hattı tamamlandı. KKTC’nin uzun süredir devam eden su sorununu çözmeyi hedefl eyen ve boru hattı yanında iki ayrı baraj inşasını da içeren projede, Anamur Dragon çayının suyunu, Akdeniz’in altından yüksek yoğunluklu polieti-len (HDPE) malzemeden üretilmiş borular taşıyacak.

PLASFEDDERGİ

42

PANO

AB’nin düşük büyümesine en duyarlı sektörler metal eşya, taşıt, kağıt ve ana metal sanayii

Kalkınma Bakanlığı bünyesinde yapılan bir çalışma, Avrupa Birliği’ne ihracatta, AB’nin kriz yaşadığı dönemde, Türkiye’nin pazar pa-yının düştüğünü ortaya koydu. Hangi sektör-lerin ihracatta AB’nin yavaş büyümesi ya da küçülmesi gibi olağandışı durumlarına duyarlı-lığına ilişkin yapılan analizde ise uzun dönem-de metal eşya, motorlu kara taşıtları, kağıt, ana metal ile makine ve teçhizat sanayiinin duyarlılığının yüksek olduğu belirlendi. Bu sek-törlerin aynı zamanda Avro/TL kur değişimle-rine de duyarlı olduğu belirlendi.

Kalkınma Bakanlığı’ndan Adil Gülin Özsan tarafından yapılan çalışmada, Avrupa Birliği’ne imalat sanayii ihracatının genelinin de AB’deki gelir artışına duyarlılığının yüksek olduğu be-lirlendi. Çalışmada, “Toplam imalat sanayiinde uzun dönem esnekliklere bakıldığında, gelir esnekliğinin yüksek ve anlamlı, reel kur esnek-liğinin ise beklentilerle uyumlu şekilde negatif ve anlamlı olduğu görülmektedir. Dolayısıyla, AB’ye yapılan imalat sanayii ihracatının AB gelirindeki değişikliklere karşı oldukça duyarlı

olduğu yorumu ortaya çıkmaktadır. İmalat sa-nayi ihracatının göreli fi yatlardaki ve nominal Avro/TL kurundaki değişimlere karşı da duyar-lı olduğu anlaşılmaktadır” denildi.

Kısa dönemde kimyasal ve giyim de etkileniyor

AB’deki gelir düşüşünün ya da artış hızı yavaşlamasının kısa süre içinde ihracatına etki ettiği sektörler ise kimyasallar ve motorlu kara taşıtları sektörlerinde en fazla etki ettiği, kur seviyesiyle birlikte giyim, metal eşyanın etki-lendiği belirlendi. sektörlerinde anlamlı etkiye sahip olduğu görülmektedir.

Kalkınma Bakanlığı tarafından yayımla-nan çalışmada, AB’nin 2008-2012 dönemin-de, normal büyümesini sürdürmesi halinde, araştırmaya konu sektörlerin ihracatlarının ne olacağına dair bir senaryo da yapıldı. Buna göre, eğer AB 2008-2012 döneminde 2002-2007 arasındaki ortalama büyüme hızında büyüseydi; Türkiye’nin AB’ye imalat sanayii ürünlerinde yıllık ortalama 1,38 oranında dü-

şen ihracatı, yıllık ortalama 10,93 oranında artacaktı. Bu ortalama artış hızı, 5 yıllık bir dönem için yüzde 68 bir büyüme anlamına ge-liyor. Gerçekte ise aynı dönemde yüzde 6,69 oranında kümülatif düşüş gerçekleşti.

Çalışmada, yıllık ortalamalara göre, giyim-de yüzde 0,27 oranında düşüş olmasına karşı-lık, normal büyüme senaryosu altındaki artış 3,18 olarak hesaplanırken, olası artışlar maki-nede yüzde 15,11, kağıtta yüzde 15,12 ve me-tal eşyada yüzde 31,05 olarak hesaplandı. Bu sektörler en yüksek oranda AB’nin krizinden ihracat yönünde etkilenen sektörler olarak sıralandı. Buna karşılık, etkilenmekle birlikte, göreli olarak diğer sektörlere göre az etkile-nenler, giyim, tekstil, deri olarak gözlendi.

Çalışmada, Türkiye’den yapılan imalat sa-nayii ürünleri ihracatının AB pazarındaki ağırlı-ğına ilişkin de bilgi verildi. Türkiye’nin 2007’de AB’deki payı yüzde 3,25’ler seviyesindeyken, 2012 yılında bu pay yüzde 2,1’lere kadar ge-riledi. AB’nin, AB dışı ithalatı içinde, Türkiye haricindeki ülkelerden ithalatı 2008-2012 dö-neminde Türkiye’ye göre daha hızlı toparlandı.

7. Hol719 / B

PLASFEDDERGİ

44

PANO

PAGDER Başkanı Reha Gür, plastiğin bütün sanayi kollarında kullanıldığını söyledi

PAGDER heyeti İSO’yu ziyaret etti, ortak çalışma kararı alındı

Reha Gür ziyarette, plastik sektörünün sorunlarının çözümü için gayret ettiklerini belirterek, “plastik sektörü olarak hizmet ver-mediğimiz sanayi dalı hemen hemen yok. Bu nedenle bizim sorunlarımız aslında bütünsel olarak tüm sanayicilerin ve dolayısıyla İstanbul Sanayi Odası’nın da temel sorunlarını teşkil et-mektedir” dedi. İSO Başkanı Erdal Bahçıvan da, Türkiye’nin petrokimya alanında stratejik bir adım atmasının zamanının geldiğini vurguladı.

Reha Gür, ziyarette sektörün önemli so-runlarını vurgulayarak şunları kaydetti:

“En önemli sorunumuz hammadde temini sorunu. Hammadde ihtiyacımızın sadece yüz-de 7’sini yerli üretimden karşılayabilmekteyiz. Yüzde 93’lük bir dışa bağımlılığımız var. Sektöre yük bindirmeyecek desteklerin sağlanması bu nedenle önemli. Bu çerçevede dolaylı teşvik-lerin artırılması ve yerli hammadde üreticileri-

PAGDER Başkanı Reha Gür, sanayinin her dalına hizmet verdikleri-ni söyledi. Reha Gür ve beraberindeki PAGDER heyeti, İstanbul Sanayi Odası Başkanı Erdal Bahçıvan’ı ziyaret etti. Ziyarette İSO Yönetim Kuru-lu Üyesi Nahit Kemalbay’da bulundu. Ziyarete, Oğuzhan Gürlek, Erkan Evrenkaya, Utku Şahin, Selçuk Mutlu, Selahattin Yılmaz ve Tarık Özde-mir de katıldı. Ziyarette, İSO Genel Sekreteri Melek Us ve Genel Sekreter Yardımcısı Hikmet Baltacı da hazır bulundu.

nin yatırımı için ortamın iyileştirilmesi nokta-sında gerekli adımların atılması için stratejiler oluşturuyoruz. Sanayimizin kalkınması için bu konuda İSO’nun bize destek olması, Plastik Sanayicisinin Derneği ile sanayicinin Odası’nın dayanışması anlamına gelir ki bundan da ül-kemiz faydalanır. Hammaddede dışa bağımlı durumda olan sektörün makine ve teçhizatta da dışa bağımlı olması kabul edilemez. Bu ne-denle yerli makine üreticilerimizin bir an önce Dünya’nın en önemli makine üreticisi ülkele-riyle başta teknoloji ve kalitede olmak üzere tasarımdan fi yata her alanda rekabet edebilir hale gelmeleri için çalışmak önceliklerimizden-dir. İlaveten, hep süregelen bir alışkanlık olarak Dünya’nın en yenilikçi, en çevreci malzemesi durumundaki plastik için geleneksel malzeme üretici sektörlerin çevre ile ilgili, sağlık koşulları ile ilgili haksız ve kuşku uyandıran söylemleri, haksız bir rekabet ortamına yol açmaktadır. Bu-

nun önlenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Her sanayi kolunda olduğu gibi nitelikli eleman ek-sikliği bizim de önemli sorunlarımızdan biri. Bu konuda güçlü ara eleman yetiştirilmesinin şart olduğunu düşünüyoruz. Plastik sektörü olarak devletin teşvik, AR-GE merkezi gibi destek un-surlarından yararlanamıyoruz. Enerji fi yatları ve üniversite sanayi işbirliğindeki yetersizliği ile lojistik alanındaki kısıtlamaların da sektörümüz için çok ciddi sorunlar olarak sıralanabileceğini düşünüyoruz.”

Bahçıvan: Stratejik adımın zamanı geldi.

İSO Başkanı Erdal Bahçıvan da ziyaretten duyduğu memnuniyeti vurgulayarak, “plastik hammaddesi üretimi için stratejik bir yatırım hamlesi yapılmalı” dedi. Bahçıvan şöyle devam etti:

“Türkiye’nin bu alandaki stratejik gücü-nü ortaya koyacak bir hamleyi yapma zamanı gelmiştir. Türkiye’nin bu en temel, en önemli sektörü ithalata bu kadar bağımlı olmayı hak et-miyor. Üretimde bu kadar az sayıda ve yetersiz üretici olması düşündürücü. Türkiye böylesine stratejik bir sektörde, mamul üretim bir yana, bugüne kadar hammadde açısından dünyanın önde gelen ülkelerinden biri olmalıydı. Bu sek-törde en az 4-5 büyük üretici çıkarabilmeliydi.”

Birlikte çalışma yapılacakZiyarette, İSO ile PAGDER’in ortak etkinlik-

ler düzenlemesiyle ilgili görüş alışverişinde de bulunuldu. Bu kapsamda, İSO ve PAGDER işbir-liğiyle plastik işleme makinaları sektör mensup-larının bir araya getirilmesi kararlaştırıldı

Okul-Sanayi İşbirliği İstanbul Modeli Protokolleri İmzalanacak

PAGDER, İSO ve İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün ortaklaşa gerçekleştirecekle-ri protokoller ile belirlenen mesleki ve teknik okulların laboratuvar ve atölyeler ile buralarda bulunan donanımları konusunda teknolojik iş-birliği yapılacak. Seçkin PAGDER üyeleri, söz ko-nusu okullara giderek ya da kendi işyerlerinde öğretmen ve öğrencilere, plastik sektöründeki en güncel uygulama ve yeniliklere dair dene-yimlerini paylaşacak

PLASFEDDERGİ

45

PANO

APSD’den Gazi Üniversitesi Teknik Bilimler Yüksekokulu’nu ziyaret etti

Ankara Plastik Sanayiciler Derneği Başka-nı Yunus Karakaş ve beraberindeki heyet, Gazi Üniversitesi Teknik Bilimler Yüksekokulu Mü-dürlüğüne atanan Doç. Dr. Abdülmecit Güldaş’ı ziyaret eti. APDS’den yapılan açıklamada, daha önce başlayan çalışmaların derinleştirilmesi ve atanan Doç. Dr. Güldaş’a hayırlı olsun ziyaretin-de bulunulduğu vurgulandı.

APSD heyetinde yönetim kurulu üyele-ri de yer aldı. Yunus Karakaş, ziyarete ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Yönetim kurulumuz ve müdürümüzle beraber okulumuzda yapılan çalışmaları ,kurulan labaratuarları gezdikten sonra, gelecek için neler yapabiliriz noktasında görüş alışverişinde bulunduk. Sn. Güldaş, Lastik ve Plastik Teknoloji Bölümü öğrencileriyle bir-likte belirlenecek fi rmalara ziyaretlerde bulu-nacaklarını vurguladı. Bizler sanayiciler olarak uygun olan ders konularında derslere katılarak uygulama tarafında olan bizler tecrübelerimizi öğrenclerimizle paylaşacağız. Müfredat ha-zırlıkları sırasında sanayicimizin de görüşünü alacaklar. Biz de gerekli katkıları sağlamaya ça-lışacağız.Laboratuvar kurma çalışmaları nokta-

larında bizler okulumuza imkanlarımız ölçüsün-de katkı sağlamayı hedefl iyoruz” dedi.

Ankara Plastik Sanayicileri Derneği, sektör çalışmalarına katkı verdi

Ankara Plastik Sanayicileri Derneği (APSD) sektör çalışmalarına katkı verdiklerini belirte-rek çabalarını daha da yoğunlaştıracaklarını söyledi. APSD Başkanı Yunus Karakaş yaptığı değerlendirmede, “APSD olarak, Fedarasyo-numuz PLASFED ve üye derneklerimizle, birlik ve beraberlik içinde çalışmalarımıza devam et-mekteyiz” dedi.

Sektör savunuculuğu amacıyla girişimle-rinin devam ettiğini belirten Karakaş, bu kap-samda, Yuvaya Dönüşen Plastikler kampanyası çerçevesinde Ankara’daki belediyelerle birlikte çalıştıklarını anlattı. Bu kapsamda, Kazan, Ye-mihalle, Pursaklar, Sincan, Keçiören belediye-siyle görüşmeler yapıldığını, Ekonomi Bakanlığı nezdindeki girişimlere dernek olarak da destek verdiklerini belirtti.

Karakaş, İvedik Plastik ve Kauçuk Üreti-

cileri Kümesi oluşumunun hızla büyüdüğünü vurgulayarak, Kasım ayı içinde yaptıkları bir toplantıyla, fi zibilite, yatırım analizi ve sektör rekabet gücü geliştirme projesi kapsamında uzmanlarla birlikte sektöre bilgi aktarıldığını kaydetti.

Gençlerle her aşamada birlikte çalıştıkla-rını kaydeden Karakaş, Teknik Koleji öğrencile-riyle birlikte plastik endüstrisinin yoğun olduğu OSB’de yeşillendirme çalışması yaptıklarını vur-guladı.

Karakaş, PLASFED yönetim kurulunun Ankara toplantısından memnuniyet duydukla-rını da vurgulayarak, İzmir’de hazırlıkları devam eden fuar projesinin tanıtımı için üyelerine yö-nelik girişimlerde bulunduklarını da bildirdi.

PLASFEDDERGİ

4646

PANO

PAGDER’den sektörel eğitime yenilik: Profesyoneller için uygulamalı eğitim

PAGDER, uzun süredir devam eden ve sektörün yoğun ilgisiyle gelişen eğitim prog-ramlarında Türkiye için yenilik hayata geçirdi. PAGDER, uygun içerikteki eğitimlerinde, te-orik bilgilerin fi ili olarak uygulandığı bir mo-dele geçti. Bunun için, sektörün önde gelen akademisyenleri ve markalaşmış kurumlar ile işbirliği yaparak “prensipten pratiğe eğitimler” yaklaşımı uygulamaya başlandı. Pratik boyutu, sektörün önde gelen fi rmalarınca desteklenen “Uygulamalı Eğitim” konsepti ile teorik bilgiler, somut uygulamalarla gösterilecek.

Eğitime yönelik yeni yaklaşımı değerlen-diren PAGDER Başkanı Reha Gür, “PAGDER fark yaratan eğitim programlarında kaliteyi artırarak sektöre hizmete devam edecek. Bu konuda Eğitim Komitesi’ndeki arkadaşlarımız ve profesyonel kadromuz özverili bir çalışma dönemi geçirdiler” dedi.

• Akışkanlık ve reolojik testler• Yaşlandırma testleri• Teknik bilgi formu (datasheet) okuma tek-nikleri• Belirlenen özel numuneler üzerinde uygula-malı eğitim

1.4. Plastik Çeşitleri Ve Ana Özellikleri (1/2 gün)• Malzeme seçme kriterleri• Genel amaçlı plastikler (PP, PE, ABS, PS, vs)• Mühendislik plastikleri (PA, PBT, PC, PPO vs)• Yüksek performans plastikler (PPA, PPS, PEEK vs)• Plastiklerin uygulama alanları

1.5. Temel İşleme Yöntemleri (1/2 gün)

Eğitim programı şöyle: 1. PLASTİK TEKNOLOJİSİNE GİRİŞ 1.1. Genel Polimer Kimyası (1/2 gün)•Polimerlerin tanımları ve tarihçesi•Polimerlerin yapıları ve özellikleri•Polimerlerin sınıfl andırılmaları• Polimerlerin sentezi ve endüstriyel polimeri-zasyon teknikleri• Polimer malzemelerin fi ziksel, termal, meka-nik ve diğer temel özellikleri• Polimerlerin degredasyonu

1.2. Plastiklerde Kullanılan Katkı Mad-deleri (1/2 gün)• Tanımlama/giriş• Kompound hazırlama yöntemleri• Dolgu maddeleri, plastikleştiriciler, stabiliza-

PAGDER, endüstriyel-profesyonel eğitim programlarına yeni bir boyut ekledi. Türkiye için bir yenilik anlamına gelen yeni yaklaşımda uygun içerikteki eğitimler, sektörün desteğiyle uygulamalı hale geti-rildi. PAGDER eğitimlerine katılanlar teorik olarak aktarılan bilgileri so-mut uygulamalarla deneyimleme şansına sahip oluyor.

törler, renklendiriciler, alev geciktiriciler, özel amaçlı katkı maddeleri• Katkı maddelerinin polimerlerdeki fonksi-yonları• Polimer maddelerin üretimindeki katkı for-mülasyonları• Polimer katkı teknolojisinde yeni eğilimler

1.3. Polimerlere Uygulanan Testler/Ka-rakterizasyon (2 gün)• Polimerlerde Yapı - Özellik İlişkileri• Test öncesi ve sonrası dikkate alınması ge-reken konular• Termal testler (DSC, TGA, TMA, Vicat, HDT)• Mekanik testler (Çekme testi, eğme testi, darbe testi, yorulma, sertlik)• Yanma testleri

PAGDER’den bir ilk daha: Plastik uzmanlık programıEğetim programını farklılaştıran ve ilkleri hayata geçiren PAGDER, 2016 bahar dönemi için “Plastik Malzemeler ve İşleme Yöntemleri Uzmanlık

Programı” açıldığını duyurdu. PAGDER’den yapılan açıklamada, “Eğitimlerimizi alanında otorite kabul eden, uluslararası alanda yaptığı çalışmalarla adından söz ettiren akademisyenlerle gerçekleştireceğiz. Uygulamalı ve simülasyonlu eğitimler için sektör devleri ile çalışacağız” denildi.

Eğitim programı 4 gün tasarlandı. Bu kapsamda, genel poilmer kimyası plastiklerde kullanılan katkı malzemeleri polimerlere uygulanan testler, plastik çeşitleri ve ana özellikleri, temel işleme yöntemleri, simulasyonlu enjeksiyon ile kalıplama prosesi enjeksiyonla, kalıplamada işlenecek ham-maddeye uygun proses seçimi, uygulamalı enjeksiyonla kalıplama prosesi, ekstrüzyon prosesi ana başlıklar olarak belirlendi.

PLASFEDDERGİ

4747

PANO

al ile farklı bir alanda çalışmamız olacak. Diğer bir uzman da Robin Kent.. Enerji yönetimi ala-nında dünya ölçeğinde başarılı bir isim. Her iki uzmanın da eğitimi, doğrudan fi rma maliyetle-rine, karlılığına etki eden konularda çalışmalar yapıyorlar. Her iki isim de daha önce seminer-ler vermişti. Tekrara düşmeden farklı alanlar-da çalışma yapacağız. Bunlara ek olarak plas-tiklerde kullanılan alev geciktiricilere yönelik olarak PINFA Derneği (Phosphorus, Inorganic & Nitrogen Flame Retardants Association) ile bir çalışmamız olacak. Bu çok önemli çünkü alev geciktirici özellikleri taşıyan plastik ürün-ler katma değeri yüksek, karlı bir alan olarak görülüyor. Bunun fi rmalarımızın ürün çeşitlili-ğine rekabet gücüne katkı vereceğini düşünü-yoruz” dedi.

ri ve optimizasyon• Parametrelerin ürün özelliklerine etkisi• Kalite problemleri ve giderme yöntemleri

3. PLASTİK PARÇA TASARIMI VE KALIP İMALATI (toplam 2 gün)

3.1. Plastik Parça ve Enjeksiyon Kalıp Tasarımı (1 gün - )• Malzeme seçme ve parça tasarım kriterleri• Parça tasarımında dikkat edilmesi gereken parametreler• Montaj, birleştirme ve yapıştırma yöntemleri• Yüzey işleme ve boyama• Parça maliyeti hesaplama• Örnek uygulamalar

3.2. Enjeksiyon Kalıp İmalatı (1 gün )• Plastik enjeksiyon kalıpları• Enjeksiyon kalıp tasarımında dikkat edilmesi gereken parametreler• Yolluk çeşitleri• Kalıp imalat prosesi• Kalıp malzemesi seçimi• Kalıp devreye alımında dikkat edilmesi gere-kenler

Yeni eğitim modelini değerlendiren PAG-DER Eğitim Komitesi Başkanı Selçuk Gülsün şunları kaydetti: “Başka yapan kuruluşlar var-sa haksızlık etmek istemem ama bizim bildiği-miz kadarıyla bir ilki de hayata geçiriyoruz, eği-timlerimize uygulama boyutunu da ekliyoruz. Sektörümüzde teknik eğitimler plastiklerin kullanım yerleri, üretim, enjeksiyon-ekstrüz-yon vb. konularda teorik eğitimlere yoğun-laşmış olmakla beraber pratik de imkanların yetersizliğinden eğitim vermek mümkün ola-mıyor. Yeni dönemde biz bu eksikliği gider-meye çalıştık ve işbirliğimizi yaygınlaştırdık. Böylece geniş laboratuvar imkanlarıyla teorik eğitimin ardından pratik-uygulama gösterimi-ni de içeren programlar oluşturdu. Dostumuz Ünal Aykun, Semi Elektrik Elektronik Plastik’te bize imkan sağlayan kişilerden biri oldu. Bu-nun yanında, işbirliklerimizi geliştirdik. Dünya plastik sektöründe test ekipmanlarında etkin kuruluşu Zwick/Roell distrübütörü ile de alt-yapımızı güçlendirdik. Bu işbirlikleri ve katkılar bize uygulama fırsatı sağlayacak. ”

Selçuk Gülsün, teknik eğitimlerin yanın-da, kişisel gelişim, ihracatta işlem akışı, dış pazarda müşteri bulma, insan kaynakları, vergi

• Ekstrüzyon yöntemleri (fi lm, levha, boru, vs)• Enjeksiyon yöntemleri (2K, şişirme)• Termoform

2. PLASTİK İŞLEME YÖNTEMLERİ (top-lam 4 gün)

2.1. Simulasyonlu Enjeksiyon ile Kalıp-lama Prosesi (1 gün )• Plastik enjeksiyon prosesine giriş• Plastik enjeksiyon makinası genel özellikleri• Plastik enjeksiyon aşamaları ve çevrim süresi• Plastik enjeksiyon prosesi ana parametreleri ve optimizasyon• Simulasyonlu uygulama (Parametrelerin ürün özelliklerine etkisi)

2.2. Enjeksiyonla Kalıplamada İşlene-cek Hammaddeye Uygun Proses Seçimi (1 gün )• Sık kullanılan plastik hammaddeler ve ana özellikleri• Plastik enjeksiyon prosesine giriş ve plastik enjeksiyon makinası genel özellikleri• Plastik enjeksiyon aşamaları ve çevrim süresi• Plastik enjeksiyon prosesi ana parametreleri

ve ticaret hukuku, kur riskinden korunma gibi, fi rmaların yönetsel performansına somut kat-kı verecek eğitim programlarının da gündeme alındığını kaydetti.

Gülsün, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ve İstanbul Üniversitesi (İÜ) başta olmak üze-re üniversite ve bilim insanlarıyla ilişkilerin geliştirildiğini ve kapsamlı bir bilgi altyapısı-na da ulaşıldığını anlattı. Gülsün, “Yetkin ku-rumlardan, yetkin insanlardan eğitim imkanı sunuyoruz. Elbette biz bir sektör sivil toplum örgütüyüz, bu nedenle üyelerimize ve sektör mensuplarımıza uygun maliyetlerle eğitim vermemiz gerekir” bilgisini verdi.

-Uluslararası uzmanların eğitim faaliyetleri sürecek

Selçuk Gülsün, PAGDER’in kendi alanında en iyiler olarak nitelenecek yabancı uzman-larla eğitim faaliyetlerinin devam edeceğini belirterek, “Bu konuda hazırlıklarımıza da baş-ladık. 2016 için hazırlıklarımız da son aşamada. Dr. Chris Rauwendaal bu yıl bahar aylarında çok başarılı bir seminer vermişti. Dünyanın en saygın uzmanlarından biri olan Dr. Rauwenda-

ve optimizasyon• Makine başı uygulama (Yaşanılan güncel işleme ve kalite problemleri üzerinden örnek çalışmalar)

2.3. Uygulamalı Enjeksiyonla Kalıpla-ma Prosesi (1 gün )• Plastik enjeksiyon prosesi ve yardımcı ekip-manlar• Hammadde hazırlama, nem alma ve dozaj-lama• Makine ve kalıp hazırlama• Enjeksiyon işlemi• Numune alma ve kalıp onayı• Parametre optimizasyonu (dolum, ütüleme, tutma, soğuma, mal alma, kalıp açma, kalıp sı-caklığı vs…)• Parametre değişikliklerinin parça kalitesi üzerine etkileri• Parça hataları ve giderme yöntemleri

2.4. Ekstrüzyon Prosesi (1 gün)• Plastik ekstrüzyon prosesine giriş• Plastik ekstrüzyon makinası genel özellikleri• Plastik ekstrüzyon aşamaları• Plastik ekstrüzyon prosesi ana parametrele-

PLASFEDDERGİ

48

PANO

PAGDER’den otomobil tasarımcılarına: Plastik malzeme kullanın biz üretiriz

PAGDER Başkanı Reha Gür, yerli elektrikli otomobil geliştirme faaliyetlerine yönelik ha-berlerin ardından, bütün otomobil tasarımcı-larını plastik malzemelerle çalışmaya çağırdı. Reha Gür, plastiğin en hafi f malzemelerden biri olduğunu hatırlatarak, hem verimlilik hem de çevre için plastiğin en uygun çözüm oldu-ğunun altını çizdi.

Reha Gür yaptığı açıklamada, Avrupa’nın 2’nci dünyanın ise 7’nci büyük üretim kapa-sitesine sahip ve mamul bazında dış ticaret fazlası veren Türkiye plastik sektörünün oto-motiv sektöründeki gelişmeleri yakından takip ettiğini ve sektörün yerli otomobilin geliştiril-mesi sürecine katkı vermeye hazır olduğunu açıkladı.

Türkiye için tasarlanan hibrit otomobilin görsellerinin paylaşılmasıyla aynı günlerde Volkswagen otomobil fi rmasının karbon sa-lım miktarında ölçümlere müdahale ettiği de ortaya çıktı. Plastik malzemeler ise sağladığı hafi fl ik ile hem performans, hem de karbon salımı açısından olumlu sonuç veriyor. Özellik-le elektrikli ve hibrit araçlar için hafi fl ik, klasik

araçlara göre daha fazla önemli çünkü, perfor-mans açısından sağladığı katkı, kaybedileme-yecek düzeyde.

Reha Gür, sonuçlanma aşamasında olan yerli tasarım otomobillere ilişkin gelişmeleri değerlendirirken, Türkiye plastik sektörünün yerli otomobil geliştirilmesine ilişkin çalışma-ların sonuçlanmasını heyecanla beklediklerini söyledi.

Reha Gür, “Klasik içten yanmalı motor-lara sahip olanların yanı sıra hibrit ve elekt-rikli araçların geliştirilmesine yönelik çabaları yakından izliyoruz, gerek hammadde gerek ürün geliştirerek bu çalışmaların bilfi il içinde bulunuyoruz. Türkiye plastik sektörü olarak dünyanın önemli otomotiv üreticilerine yeni nesil araçların geliştirilmesinde, düşük karbon salımı yapacak hafi fl ikte araçların tasarlanma-sında Ar-Ge anlamında destek oluyoruz. Bu da bizim ihracat potansiyelimize önemli etkiler yapmaktadır. Ülkemizde yerleşik üreticilerin tüm yeni projelerine ve Milli Otomobil projemi-ze de her anlamda tam destek olabilecek tek-nik altyapıya sahibiz. Otomotiv sektöründeki her türlü talep artışını da karşılayabilecek güç-teyiz; plastik mamul üreticilerimiz, otomotiv

sektörü için yıllık 300 bin tonun üzerinde ma-mul teslim ediyor. Yerli otomobil ve her türlü taşıt aracının geliştirilmesinden üretimine her aşamasında desteğe biz hazırız” dedi.

Otomotiv sektöründe plastik malzemele-rin kullanımının her geçen gün arttığına dikkat çeken Reha Gür, “Daha da artacak, çünkü bü-tün dünyada bu yönde çaba var. Plastik göv-deli uçaklar uçmaya başladı. Türkiye plastik sektörü sadece otomobil değil, her türlü taşıt aracımız için üretim yapacak büyük kapasiteye ve yetkinliğe sahip. Yerli tasarımlı otomobille-rimize de hammadde geliştirmek ve malzeme üretmek için sabırsızlanıyoruz” dedi.

Plastik malzemeler her türlü taşıt aracının geleceğidir!

Başta Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı-TÜBİTAK olmak üzere, geliştirme ve tasarım süreçleri içindeki bütün mühendis-tasarımcı ve bilim insanlarına çağrıda bulunan Gür, şun-ları kaydetti:

“Plastiği baş malzeme olarak seçin, çün-kü dünya öyle yapıyor. Plastik malzemeler her türlü taşıt aracının geleceğidir. Plastik

PLASFEDDERGİ

49

PANO

gövdeli uçaklar gökyüzüyle buluştu. Airbus A350 ve Boeing 787 tamamen plastik-kom-pozit gövdeyle üretiliyor. Dünyanın en büyük uçağı A380’nin büyük bölümünde de plastik kullanıldı. Başta otomobiller olmak üzere bü-tün ülkelerde AR-GE birimleri ve tasarımcılar, taşıt araçlarının ağırlığını düşürmek, daha az yakıtla daha verimli taşıtlar üretmek ve en önemlisi çevreye duyarlı araçlar yapmak için plastiğe dört elle sarılıyor. İster içten yanmalı klasik motorlar, ister hibrit, isterseniz elektrikli araçlarınızda plastik malzemeler sizlere ağır-lıkları azaltma, yüksek verim ve dayanım, daha şık, farklı özgür tasarımlar yapma olanağı verir. Sektörümüz bütün bu saydığım unsurları sağ-layacak güce sahip” dedi.

Türkiye plastik mamul üretici-leri yıllık 300 bin tonun üzerin-de plastik parça-mamul teslim ediyor!

Türkiye plastik mamul sektörünün 2014 yılı sonu itibariyle yıllık üretiminin 8.2 milyon tona ulaştığını hatırlatan ve bunun Avrupa’nın ikinci büyük üretimi olduğunu kaydeden Reha

Gür, 2015 sonunda da üretim miktarında artış beklendiğini vurguladı. Türkiye plastik mamul üreticilerinin, iç pazarın yüzde 90’ını karşıladı-ğını ayrıca dış ticaret fazlası verdiğini belirten Reha Gür, “Sektörümüz otomotiv sektörünün yeni üretim ve yedek parça-yenileme alanları dahil her türlü talebini karşılayabilecek seviye-dedir” dedi.

PAGDER’e kayıtlı ve münhasıran otomo-tiv sektörü için çalışan fi rma sayısının 348 olduğunu belirten Reha Gür, toplam plastik mamul üretiminin yüzde 3,5’i ile yüzde 5’i ara-lığındaki payının otomotiv plastiklerinde oldu-ğunu belirtti.

Sektörün 2015 itibariyle 310-315 bin ton mamulü yerli ve ihracat yoluyla yabancı üreticilere teslim ettiğini kaydeden Reha Gür, “Üretim kapasitemiz bunun üstünde. Plastik mamul üreticilerinin esnek üretim yapısı ve gelişmiş üretim yetenekleriyle gelecek her türlü talebi karşılamaya hazır olduğunu söy-leyebilirim. Sektörümüz her yıl ortalama 800 milyon dolarlık makine-teçhizat yatırımı yapı-

yor. Kapasitemiz ve becerilerimiz her geçen gün artıyor. Ülke olarak gurur duyacağımız yerli otomobil üretimine katkı sağlamak için, en iyi şekilde karşılamaya hazır olduğumuz ta-lebi bekliyoruz” dedi. Otomotiv sektöründe plastikler:

• Plastikler, daha hafi f ve daha güçlüdür. Çevreye daha az zarar verir, karbon salımını azaltır,

• Daha ucuzdur, maliyetleri aşağı çeker,• Kolay şekillendirilir ve estetik olarak

daha farklı tasarımlara olanak sağlar,• Elektronik performansa daha iyi uyum

gösterir,• Çok yönlü ve esnek kullanımı sayesinde

teknolojik yenilik ile tasarım özgürlüğüne im-kan tanır,

• Daha yüksek konfor taleplerine yanıt verme imkanı sağlar,

• Otomotiv sektörünün sofi stike, estetik, güvenlik, konfor, yakıt verimi gibi mühendislik taleplerini kolayca karşılar,

• Plastik ürünlerin geri dönüşümü daha kolay, daha ucuzdur.

Herrmann Ultrasonik, c/o. Alp Chemicals S.A.Barbaros Mah. Evren Cad. No:56/A Kat:2 · 34746 Yenisahra / Ataşehir İstanbul - Türkiye

Tel. +90 216 472 90 00 · www.herrmannultrasonik.comAlmanya Genel Merkezi, Karlsbad: Tel. +49 7248 790

3 - 6 Aralık 2015

İstanbul, Türkiye

Salon 12, Stand 1227

Ultrasonik Kaynak Teknolojisi.Uygulamalarınıza özel geliştirildi.Ultrasonik plastik kaynağını bu teknolojinin liderinden edinin. Ultrasonik plastik

kaynak teknolojisiyle ilgili her türlü sorularınız için teknik danışmanlık veriyoruz.

Uygulamalı ultrasonik plastik kaynağı, en uygun kaynak ağzı tasarımı, makine

kurulumu, kullanımı ve mükemmel servis olanaklarımızdan yararlanın.

PLASFEDDERGİ

50

Yunus KarakaşAnkara Plastik Sanayicileri

Derneği Başkanı

Plastik, yaşamımızı kolaylaştırır

Plastik malzemeler yeni bir ürün. Yirminci yüzyılda endüstriyel kullanıma girdi ve hızla gelişti. Bugün en fazla AR-GE yatırımı yapılan malzemelerin başında gelir. Kullanım alanı da yeni buluşlarla zenginleşti.

Plastiklerin hayatımızı yönlendirme şeklimiz üzerinde büyük etkisi var. Çünkü plastik-ler dayanıklıdır, hafi ftir, çeşitli şekillere sokulabilir, emniyetlidir, fi yat avantajına sahiptir. Plastiğin günümüzde yaygın olarak kullanıldığı yerleri kısaca örneklendirecek olursak; Am-balaj sanayinde kasa-kutu-şişe streç fi lm benzeri ürünlerde, ev eşyasında; fırça-halı-pas-pas mobilya aksesuarlarında ve birçok üründe, gıda sanayiinde; biberon-emzik-kavanoz-yiyecek kutusu ve koruyucu ambalajlarda, inşaat sanayinde; kablo-priz-profi l (pencere kapı), kaplama, döşeme ve mobilyalarda, tıp, eczacılık kozmetikte; şırınga-serum hortumu-kan torbası-röntgen fi lminde. Yine tıp alanında, tıbbi cihazların çok büyük bir bölümünde, hatta vücut içine yerleştirilen kardiyoloji dahil bütün dallarda, tarımda; sulam sistemi-sera örtüsünde, matbaa kırtasiye içinse, büyük panolar dahil reklam ve baskı alanlarında, plas-tik dosya –kalemlerde örnekler verilebilir. Bu kadar mı? Elbette değil, üzerimize giydiğimiz kıyafetlerden, uçaklara, kullandığımız her türlü elektronik cihaza kadar plastikler sayesin-de ucuzluk ve dayanıklılık, hijyen sağlıyoruz.

Geçmişi ancak 1960’lara dayanan plastik Endüstrisi oldukça gençtir ve şu anda dünya üzerinde hızlı büyüyen pazarlardan biri olarak dikkat çekmektedir. Plastik tüketiminin son on yılı ortalama yıllık artış oranı yüzde 10 dan fazla olup bu rakam GMSH daki artışın oldukça üzerindedir.

Plastik sektörü piyasasında en dikkat çekici durum bazı ürünlerin talebi karşılayama-masının yanında diğer bazı ürünlerde yaşanan arz fazlalığıdır. Bu durum sektörde özellikle küçük ölçekli fi rmalarca yapılan plansız yatırımlardan kaynaklanmaktadır.

Bu tür yatırımların ortak özelliği kullanılan makina ve diğer ekipmanın eski olması ve piyasada en çok üretilen ve satılan mamul grubunu üretmek amaçlı olmasıdır.Yatırımların doğru yönlendirilmesi hem sektörün geleceği hem de ülke ekonomisi açısından daha ya-rarlı olacaktır.

Plastiğin yaşamımızdaki önemi yukarıda belirtmiş olduğum örneklerden de anlaşıla-cağı gibi, plastiklerin çeşitli şekillerde işlenebilme özelliğinin yanında maliyet avantajları da bugün varolan teknolojik gelişmelerin çoğunda hayati öneme sahip olmalarını sağlamıştır.

Saygılarımla

PlaSTK PANO

Dünyanın 2. büyük fuarı CHINAPLAS 2016’ya PAGDER özel fırsatı

Dünyanın 2. büyük plastik ve kauçuk fuarı niteliğinde bulunan CHINAPLAS 2016 için PAG-DER özel iş gezisi düzenledi. PAGDER’in dene-yimleriyle organize edilen etkinlikte, en uygun otellerden biri özel olarak PAGDER tarifesiyle kapılarını açacak.

25-28 Nisan 2016 günlerinde Çin’in Shan-gai kentinde yapılacak fuara yönelik düzenle-nen iş gezisine ilişkin yapılan duyuruda, “Asya kıtasının en büyük, dünyanın ise ikinci büyük plastik ve kauçuk fuarı olan CHINAPLAS 2016, Çin’in Şanghay kentinde kapılarını açmaya ha-zırlanıyor.

25 - 28 Nisan 2016 günleri arasında yapı-lacak fuar için Derneğimiz tarafından Chinaplas 2016 Fuar Ziyareti ve İş Gezisi Programı hazır-lanmıştır. Sektör mensuplarımızın sorunsuz ve

en uygun koşullarda fuar ziyareti gerçekleştir-melerini sağlamak amacını taşıyoruz” denildi.

İş gezisinde, havayolu THY olarak seçildi ve havalimanı-otel transferleri sağlandı. Gezi kapsamında, uçak ile ulaşım ve PAGDER’e özel nitelikli Marriott Shanghai City Centre Hotel’de konaklama sağlandı. Özel anlaşma ile “Exclusi-vity prosedürü uyarınca Türkiye’den PAGDER grubu dışında grup olmama garantisi” alındı. Otel-fuar ulaşımı ve fuar bileti de sağlandı.

İş gezisi kapsamında yarım gün şehir turu, vize, ITB İstanbul Travel rehberlik hizmeti, se-yahat güvence paketi ve alan vergileri de kap-samda bulunuyor.

PLASFEDDERGİ

52

Plastik sektörü ekonomi ve yaşam için kritik önemde

Ülkemizin plastik sektörü bir küresel başarı hikâyesi yazdı. İhracatta büyük başarı elde

etti. Plastikler özellikle 20. Yüzyılın ilk çeyreğinden sonra, çok çeşitli alanlarda, çok çeşitli

amaçlarla kullanım alanı buldu ve gelişti. Bugün de hızla kullanım alanı genişleyen, sürekli

yeni buluşlara konu olan bir malzeme.

Günümüzde plastikler, çok uzun süredir insanlar tarafından kullanılan ahşap, kağıt,

metal, cam, pamuk, yün, ipek gibi çok sayıda madeni ya da doğal ürünün yerini aldı. Hem

daha ucuz, hem de daha işlevsel olarak alternatif bir malzeme doğmuş oldu. Sadece am-

balaj ya da günlük kullanım alanlarında değil, kalp kapakçıkları ve uçaklar dahil bir çok kritik

üründe insan hayatının vazgeçilmez bir parçası haline geldi.

Modern üretim teknolojileri kullanılarak gerçekleştirilen plastik ürünleri iç piyasaya ta-

lebini karşılarken, giderek artan oranda dış pazarlara da satılmaktadır. Plastikler, alternatif-

lere göre daha az hammadde gerektirmeleri, üretiminde daha az enerji tüketilmesi, taşın-

malarının kolay olması ve yararlı ömrü dolduğunda daha az atık oluşturan malzemelerdir.

Plastik matrisli kompozitlerin endüstriyel uygulamadaki önemi gittikçe artmaktadır.

Özellikle elektronik, otomotiv ve havacılık-uzay alanlarında elektriksel özellikleri araştırma-

cılar tarafından çalışılmaktadır. Elektronik sayesinde, plastik matrisli iletken kompozitler

koruyucu ve elektriksel manyetik koruma alanı oluşturucu malzemeler olarak kullanılmak-

tadır.

Bilimsel verilerin ışığında yaşam boyu sürdürülebilir başarıyı hedefl eyen sektör, in-

sana doğaya ve ekonomiye katkı sunarak hayatı kolaylaştırıyor. Aklınıza gelebilecek her

alanda yaşamı kolaylaştıran plastikler, sağladığı avantajlarla Türkiye ve dünyada her geçen

gün biraz daha yaygınlaşıyor. Kolay kullanımın yanında, insan ihtiyaçlarına pratik çözümler

sunması nedeniyle ön plana çıkan plastikler, aynı zamanda doğa dostu olarak önemli bir

misyon taşıyor. Türkiye’deki plastik endüstrisi, Avrupa’ya göre henüz genç ama genç olma-

nın avantajıyla çok hızlı ilerliyor ve yeniliklere çabuk adapte oluyor.

Çukurova’dan selamlarımla

Selahattin OnatçaÇukurova Plastik Sanayicileri

Derneği Başkanı

PlaSTK PANO

Petkim mühendislik plastikleri üretecek, Petkim Specialities isimli şirket kuracak

Petrokimya kuruluşu Petkim, mühendis-lik plastikleri üretimine başlayacağını açıkladı. Hisseleri BİST’te işlem gören Petkim, Kamuyu Aydınlatma Platformuna yaptığı açıklamada 5 milyon d olar yatırım yapacağını borsaya bil-dirdi.

Petkim’den yapılan açıklamada, “Pet-kim Specialities” ismi verilecek yeni bir iştirak kuracağını ve yüksek katma değerli ileri mü-hendislik plastikleri ve kimyasal üreteceğini kamuoyuna duyurdu. Açıklamada, “Katma de-ğeri yüksek ileri mühendislik plastikleri (mas-terbach, compund) ve ileri teknoloji kimyasal-ları üretiminde uzmanlaşacak şekilde, Petkim Specialities Mühendislik Plastikleri Sanayi ve Ticaret A.Ş. (Petkim Specialities) adıyla yüzde 100 iştirakimiz olan bir şirket kurulmasına ka-rar verilmiştir” denildi.

KAP’a gönderilen ve Yeni şirketin yılda 14 bin ton üretim kapasiteli varlıkları devralacağı belirtilen Petkim açıklamasında, “Bu kapsam-da, şirketimiz bünyesinde üretim yapan 14 bin ton üretim kapasitesine sahip Plastik İşleme Fabrikamızın varlıkları Petkim Specialities’de kullanılacaktır. Bu kapasiteye ek olarak, ilk aşamada, yakla şık 5 milyon USD civarında bir yatırım ile 10 bin ton kapasiteli yeni makine ekipman temin edilerek Petkim Specialities’in 24 bin ton kapasiteye ulaşması hedefl enmek-tedir” bilgisine yer verildi.

PLASFEDDERGİ

53

PANO

PAGDER-PINFA ile birlikte alev geciktiricileri tanıtacakciktiriciler Derneği ile yakın işbirliği içinde bulu-nuyor. PIN FR’lerin tüm yaşam döngüsü ile ilgili bilimsel bilgilerin gelişmesini sağlayan PINFA üyeleri, alev geciktirici ürünlerin çevre ve sağlık profi linin iyileştirilmesine yönelik ortak vizyonu paylaşıyor. Bu nedenle, PINFA üyeleri ihtiyaç-larını ve aradıkları teknolojileri belirlemek ama-cıyla PIN FR’lerin kullanıcıları ile diyalog kuruyor.

PAGDER-PINFA işbirliğiyle yürütülecek bilgilendirme faaliyetinin temel başlıkları şöyle:

Programın temel çerçevesinin, - Yanmazlık tanımı, standartları, faydaları,- Dünya ve AB’de mevzuatlar (Mevzuatla-

rın mevcut duruma gelmesinde etkili olan ya-şanmış kötü örneklerin verilerek mevzuatların açıklanması),

-İnşaat sektörü,-Elektrik/elektronik sektörü,-Otomotiv sektörü,-Diğer.-Türkiye’de mevzuat ve standartlar, mev-

cut durum analizi,-Alev geciktiricilerde yeni trendler.

PAGDER, PINFA (Fosforlu, İnorganik ve Azotlu Alev Geciktiriciler Derneği) ile birlikte, alev geciktiricilerin tanıtımı ve önemi konusun-da sektör farkındalığının artırılması için birlikte çalışma kararı aldı. 2016’nın ilk çeyreğinde iki kuruluş bir etkinlikle modern malzemeleri tanı-tacaklar.

PAGDER’den yapılan değerlendirmede, iki kuruluşun yaptığı toplantılardan işbirliği kararı çıktığı vurgulandı ve “2016 yılı ilk çeyreğinde, işbirliği içinde, plastik sektörü, kamu kurum ve kuruluşları ve diğer ilgililerin de katılacağı bir bilgilendirme etkinliğinin Türkiye’de yapılması-na karar verildi” denildi.

Alev geciktirici malzemeler, modern yangından korunma yöntemleri arasında ön sıralarda bulunuyor. Yangınlar, Dünya ülkele-rinin GSYH’lerinin yaklaşık yüzde 1’i oranında kayıplara yol açıyor. Avrupa’da her yıl 1000 kişiden ortalama 4’ünün yangın sonucu haya-tını kaybettiği belirtiliyor. Modern toplumlarda,

yangınlar hem sağlık, hem de ekonomik açı-dan önem taşıyan risklerin başında geliyor ve yangından korunmaya verilen önem günden güne artıyor. Yangından korunmada söndürme sistemlerinin önemli unsurlardan biri olduğu ancak yangın tehlikesini azaltmak için alev ge-ciktirici malzemelerin ürünlerde kullanılması gerekliliği vurgulandı. Mobilya, kablo, yalıtım, tekstil, diğer inşaat malzemeleri gibi ev ve ofi s araç-gereç ve cihazlarında giderek artan oran-larda plastik malzeme kullanılıyor. Alev gecik-tirici malzemeler bu ürünler açısından yangın güvenliğinde katkı sağlıyor.

PINFA (Fosforlu, İnorganik ve Azotlu Alev Geciktiriciler Derneği), üreticileri ve halojen-lenmiş olmayan fosfor, inorganik ve azot alev geciktirici kullanıcılarını ( PIN FR ) temsil ediyor. CEFIC Sektör Kurulu ve Avrupa Kimya Sanayi Konseyi üyesi olan PINFA, ulusal ve uluslara-rası kuruluşlar (AB, OECD, Birleşmiş Milletler) ve diğer sanayi kuruluşları, tüketici örgütleri ve sivil toplum kuruluşları ile işbirlikleri yapıyor. Ayrıca, Kuzey Amerika, Kuzey Amerika Fosfor ve İnorganik ve ABD’de bulunan Azot Alev Ge-

PLASFEDDERGİ

54

PlaSTK PANO

Enta Plastik fi lm prosesinde yenilik yaptı

Enta Plastik, fi lm prosesinde hem yırtıl-ma önleyici, hem de ekstra esneklik sağlayan PIB additive malzemelerini sektöre sundu. Enta’dan yapılan açıklamada, 25 yıldır faaliyet-te olan fi rmanın 2010 yılından bu yana plastik hammadde ve katkı malzemeleri konusunda faaliyette bulunduğu hatırlatıldı.

Açıklamada, “Yurt dışı çözüm ortaklarıyla masterbaches, additives ve compaundların arasında özellikle öne çıkan mukavemet art-tırıcı, yırtılma ve kırılma önleyici katkı mel-zemelerimizi plastik sektörünün hizmetine sunuyoruz. Bu ürünlerin kullanımı, dikiş sağ-lamlaştırma, aşındırmayı azaltma, yırtılma önleme, darbeye dayanma, enerji verimliliği, ekstra parlaklık, esneklik, ultra şeff afl ık, akış-kanlık ve bağlayıcılık alanlarında katkı veriyor” denildi.

Bakteri aracılığıyla uzayda plastik araç üretmeye çalışılıyor

Brown ve Stanford üniversitelerinden bir grup bilim insanı, uzaya malzeme çıkarmak yükünden kurtulmak için uzay ortamında bak-teriler aracılığıyla plastikleri işlemek amacıyla bakterilerden yararlanma yollarını belirlemek için AR-GE çalışması yürüttüğünü duyurdu.

Bilim insanı grubu tarafından yapılan açıklamada, uzaya malzeme taşımanın mali-yetli ve zor olduğu hatırlatıldı. Uzay araçları, daimi uzay istasyonları gibi plastik malzemeye ihtiyaç duyan, arıza ve eskiyen parçaları yeni-leme ihtiyacı bulunan araçlarda, uzayda plas-tik malzemeyi işleyerek yeni araçlar yapma ihtiyacını karşılamak hedefl eniyor.

Plastiği büküp, şekil vermek için de bak-terilerden yararlanma yolu seçildi. Buna izin verecek malzeme ise polisitren olarak belir-lendi. e-coli bakteriler ile “P(3HB) polimerin” biyolojik olarak üretilebildiği de ortaya çıktı. Devam eden testler çerçevesinde bacillus bakterisinin sporlarını kullanarak plastiğe şekil vermeyi başardılar. Plastik malzemeden yapıl-mış şekillerin sağlamlığı ve kullanılıp kullanıla-mayacağına ilişkin testlerde başarı sağlandı. Ancak yine de bunun fi ilen kullanımı için za-man geçmesi gerekiyor. Çünkü özellikle e-coli bakterilerin hastalık yapma potansiyeli, bu bakterilerin uzay ortamı gibi çok sınırlı bir alan ve kaçış imkanı zor bir çalışma ortamında riski yüksek bir unsur olarak görülüyor.

Plastik, çevreyi koruyan ve ekonomik değer yaratan malzeme

Değerli çalışma arkadaşlarım,Plastik günlük hayatımızda önemli yer etmiş durumda, her geçen gün yaşamdaki kul-

lanım alanları artarak büyümektedir. Ağırlıklı olarak ambalaj sektöründe kullanılırken bunu, inşaat, tekstil, mobilya, çeşitli malların yedek parçaları, otomotiv, elektronik ve ev aletleri izlemektedir. Plastik ve benzeri ürünler artık vazgeçilmezdir, malzeme sanayinin ana un-surlarından biri haline gelmiştir. Unutmayalım plastik sektörü her zaman geleceği konuştu ve tartıştı. Plastik olmasaydı; Ambalajların ortalama ağırlığı 4 katına, hacmi iki buçuk katına, ambalajların üretimi için harcanan enerji 2 katına çıkardı… Plastik olmasaydı günümüzün otomobillerinin 200–300 kg daha ağır olacağı tahmin edilmektedir. Bunun sonucunda sağlanan yakıt tasarrufu 100 km’de 0.5 litre, bu örnekler daha da arttırılabilir.. Çevreyi koruyan ve üstelik ekonomik değer yaratan malzeme olmaya devam edecektir. Yeter ki plastik atıklarla çevre kirletilmesin, iyi organizasyonlarla ve insanlarımızı bilinçlendirerek plastikler geri kazanılıp tekrar kullanıldığında; hammadde kaynakları korunur, enerji tüke-timini azaltır.

Ülkemizde geçmişi 1960’lı yıllara dayanan ve en hızlı büyüyen sektörlerden biri olarak dikkat çeken plastik sektörü özellikle 90’lı yıllardan sonra hızlı büyüme trendi yakalamıştır. Bugün ise sektörümüz Avrupa’nın ikinci, dünyanın ise yedinci büyük üreticisi konumunda-dır ve ekonomiye 14 milyar dolar katma değer sağlamaktadır.

İstatistiki veriler Türkiye’de ve dünyada plastik kullanımına yönelik potansiyel talebin büyük olduğunu göstermektedir. Türkiye gelecek dönemde güçlü talep artışı olabilecek geniş bir coğrafyanın ortasında, bu pazarları değerlendirmede kendimize güveniyoruz. An-cak şunun da bilincindeyiz: Plastik endüstrisinde gerek iç pazarda, gerekse dış pazarlarda sert bir rekabet ortamı var. Bu sert rekabet ortamını göğüslemek için başta hammadde ve enerji olmak üzere yüksek girdi maliyetleri konusunda aşmamız gereken bazı zorluklar var. Hammadede dışa bağımlı olması sanayiciyi zora sokuyor. Yatırım teşvikleri kadar işletme teşviklerinin de uygulamaya alınması, katma değeri yüksek plastik üretimi için stratejik ya-tırımların desteklenmesi gerekir.

Ülkemiz plastik endüstrisi açısından İstanbul-Marmara Bölgesinin ardından en güçlü yapılanmalar İzmir ve Ege Bölgesinde. Firmaların dağılımı incelendiğinde, Marmara Bölge-sinden sonra Ege Bölgesi ikinci sırada yer almaktadır. Avrupa’nın en büyük petrokimya üre-tim alanlarından da biriyiz. İzmir’de kurduğumuz “Menemen Plastik İhtisas Organize Sanayi Bölgesi” nin gördüğü ilgi bunun en büyük kanıtlarından biridir.

Bizler de sektörün dünya sıralamasında daha üst noktalara ulaşabilmesi ve ekono-miye katkısını artırması için fuar, projeler, iş gezi ve toplantıları ve diğer etkinliklerle yo-lumuza devam ediyoruz. Bu çerçevede geleceğe yönelik hedefl erimize ulaşmada İzmir 3. PLASTECH -Plastik, Ambalaj ve Teknolojileri fuarımız önemli ticari buluşma noktalarından biri olarak güçlü potansiyel taşımaktadır. PLASTECH-2016 Fuarının, çatı örgütümüz olan PLASFED ile birlikte yeni pazarlara ulaşmada ve güzel işbirlikleriyle güçlenerek büyüyeceği ortak görüşümüz olmuş ve heyecanla çalışmalara devam edilmektedir.

Zorlu geçen 2015 yılının yaşadığımız bu son günlerinde, birçok olumsuzluklara rağ-men ayakta kalmaya ve büyümeye devam eden, rekabetçi ve yenilikçi sektörümüz için başarılarının devamını diliyorum. Gelecek dönemde, elde ettiğimiz başarıları daha ileri ta-şımak için başta karar vericiler olmak üzere herkesin dikkatini gelişmeye odakladığı, refa-hımızı ve mutluluğumuzu artırmayı hedefl eyen bir sürece gireriz diye düşünüyorum. Daha fazla işbirliği yaparak akılcı metotlarla daha çok üreterek zenginleşmek tek çıkar yolumuz.

Bol kazançlı ve sağlıklı günler diliyorum.

Erol PaksuEge Plastik Sanayicileri Dayanışma

Derneği Başkanı

PLASFEDDERGİ

56

PlaSTK PANO

Timur Erk “Kimya Sa-nayiine ve Ekonomi-ye Kronolojik Bakış” kitabını yayınladı

Türkiye Kimya Sanayicileri Derneği Yö-netim Kurulu Başkanı Timur Erk “Kimya Sa-nayine ve Ekonomiye Kronolojik Bakış” adını verdiği kitabını yayınladı. Timur Erk kitabında, Türkiye’de kimya sektörünün günümüzdeki durumunu ve gelecek projeksiyonundaki ça-lışmaları ve ülke politikalarını bir araya topladı.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Türki-ye Kimya Sanayi Meclis Başkanlığı görevini de sürdüren Erk kitabında, Türkiye kimya sektö-rünün gelişimi, mevcut durumu ve geleceği-ne yönelik kapsamlı bir değerlendirme yaptı. Kitapta, 2023 stratejilerinden kamu ve sivil toplum örgütleri bazında hedefl erine kadar konulara yer verildi. Kitap, kronolojik bir de-ğerlendirmeye de yer verildi.

Timur Erk kitabında 2014 yılında ve 2015’in ilk beş ayında Türkiye’de kimya sa-nayinin ne durumda olduğu, Dünya kimya sanayindeki trendlerin ne olduğunu ve ser-maye ve teknoloji yoğun bir sektör olan kimya sanayinin ekonomideki gelişmelerden birebir nasıl etkilendiğini ortaya koydu. Ayrıca, halen 25 milyar dolar civarındaki sektörel dış ticaret açığının düşürülmesi için yürütülen çalışmalar, CHEMPORT başta olmak üzere büyük yatırım-ların Türk sanayisine yönelik vereceği katkı-lara da geniş yer verildi. Erk bu girişimler için kitabında “Türkiye için gerekli olan gelişmiş bir kimya sanayine kavuşmayı arzu ediyoruz” dedi.

Seçimler tamamlandı, sanayi ve sorunlarımıza odaklanmalıyız

Seçimler tamamlandı ve demokrasinin en güzel unsurlarından biri olan halk iradesiyle oluşmuş bir TBMM göreve başladı. Ancak, 2015 yılında çok zaman kaybettik ve işlerimiz-de duraklamalar oldu. Umuyoruz 2016’dan itibaren başlayan dönemde Türkiye için güzel günler olur.

Dövizin özellikle USD nin dünyada artması, Türkiye’de dünya genelinde biraz daha fazla artması, hammadde açısından % 100 dışa bağlımlı kauçuk sektörü açısından kötü sonuçlar doğurmuş, TL bazında senelik anlaşmalar yapan, mal veren sanayicimiz bu döviz dalgalanmalarından zarar görmüştür. Sınırlı pazarını kaybetmek istemeyen sanayici, fi yat-larını artıramamış ve zarar etmiştir. USD şu anda olması gerekenden biraz yüksek bir se-viyede durmaktadır. Umarız ki önümüzdeki günlerde öngörülen normal seviyesine döner.

Asgari ücret tartışmaları da bir risk unsurudur. Çok az sanayici müstesna, her sanayici elbette kazandığını işçisiyle paylaşmak ister. Kitaplara konu olan kapitalist patron sömürü-sü günleri çok geride kalmıştır. Her kesim şunun bilincinde: İşçi, işverenle, işveren işçisiyle birlik olduğu sürece her iki tarafta kazanacaktır. İşçiye verilen ücretlerin netleri ile anılması da bir talihsizliktir. Ücret, “brüt ücret” dediğimiz, her türlü vergi, prim ve diğer yükler dahil anıldığında gerçek daha iyi görülecektir. Aslında yasalarımızda “ücret” denildiğinde “brüt ücret” anlaşılır. Bunun günlük dile de yerleşmesi iyi olacaktır.

Ücretlerdeki enfl asyon üstü dengesiz artışlar işçiye iyilik değil, iş veren ve işçiye kö-tülüktür. Ücretlerdeki gerçekçi olmayan ayarlamalar, enfl asyon, iş barışı, kayıt dışılık, is-tihdam kaybı gibi bir dizi sorunu da beraberinde taşımaktadır. Burada izlenmesi gereken tutum, devletin istihdamı artırmak için yeni teşvikler üretmek yerine, zaten çalışan , var olan işletmelerin istihdam artırmasını teşvik etmek şeklinde olmalıdır.

Ülkemizeki kauçuk sektörünün hammaddede yüzde 100 dışa bağımlı olması kauçuk sektörü açısından ciddi bir kayıptır. Yakın geçmişte Ankara’da yapılan toplantıda bu konu-yu gündeme taşıdık. Daha evvel Kauçuk Derneği olarak raporlar hazırladık, devletin ilgili birimlerini defalarca görüştük. Geldiğimiz aşamada umutlarımız her geçen gün zayıfl ıyor. Kauçuk hammadde üretim tesisi kurmak, sanayicinin küçük yatırımlarla gerçekleştireceği bir iş değildir, milyar dolar yatırımlardan başlar. Bu konuya da devletin acilen el atmasını kauçuk sektörü olarak bekliyoruz.

Hepinize sağlıklı, güzel günler dilerim.

Nurhan KayaKauçuk Derneği Başkanı

PLASFEDDERGİ

57

PANO

PAGDER, plastik sektörünün yetkilendirilmiş sınav merkezi oldu

PAGDER, mesleki yeterlilik belgelendirme kuruluşu BELGETÜRK ile işbirliğine gitti. İşbirli-ği sonucunda plastik sektörünün ilk “Akredite Sınav Merkezi” oldu. PAGDER’den yapılan açık-lamada, “Plastik sanayicilerinin eşsiz öngö-rüleriyle ülkemizde ilklerden biri olarak 1969 yılında kurulmuş Derneğiniz PAGDER, Plastik Enjeksiyon Üretim Elemanı ve Plastik Profi l Üretim Operatörü (Ekstrüzyon) mesleklerinde, BELGETÜRK kuruluşu ile yapmış olduğu işbirliği neticesinde, TÜRKAK onaylı akredite belge-lendirme imkânı kazanmıştır. Plastik sektörü için bir ilk niteliğinde olan bu akreditasyon ile bugün itibariyle TÜRKAK Akreditasyonlu Bel-gelendirme yapılabilir duruma gelmiş bulunu-yoruz” denildi.

PAGDER, mesleki yeterlilik belgelendirme kuruluşu BELGETÜRK’le yaptığı işbirliği sayesinde, plastik sektöründe “Akredite Sınav Merkezi” oldu. PAGDER, Plastik Enjeksiyon Üretim Elemanı ve Plastik Profi l Üre-tim Operatörü (Ekstrüzyon) mesleklerinde, belgelendirme sürecinin en önemli unsurlarından olan sınav hizmeti verecek. Yetki belgeli eleman-lar SGK prim teşviklerinden yararlanma imkanı sağlayabiliyor.

-Belgeli eleman çalıştırmaya teşvik var

PAGDER açıklamasında, mesleki yeterlilik belgesi alma süreçlerini tamamlayan eleman-lara yönelik teşvikler bulunduğu da hatırlatıldı. “PAGDER sınav merkezi MYK onaylı personel belgelendirme sınavları yapılabilecek ve siz de-ğerli plastik sanayicilerimiz istihdam etmekte olduğunuz belgeli her personel için Sosyal Gü-venlik Kurumu’ndan (SGK) prim desteği alabilir hale gelmiş olacaksınız. PAGDER Plastik Sana-yicisinin Derneği, sektörümüzün gelişiminin ve rekabet gücünün sürekliliğinin giderlerimizden tasarruf ve verimlilik artışından geçtiği bilin-ciyle, tüm gelişime ihtiyaç duyulan konulara

eğilerek somut projeler üretmeye, sizlerin des-teğiyle devam edecektir” ifadesine yer verildi. PAGDER, konuya ilişkin hazırladığı bilgi notun-da, eğitim kuruluşu sıfatıyla, plastik üretim sek-törünün ihtiyaç duyduğu eğitimleri sunacak ve sınavları gerçekleştirecek. Bu eğitim ve sınav merkezi olma yetkinliği, PAGDERİN, eksikliği sektörde hissedilen ve son çalıştayda en ön-celikli sorun olarak belirlenen nitelikli eleman yetiştirmeye yönelik gelişmeyi de hızlandıra-cak. Bilgi notunda, “PAGDER ve BELGETÜRK, imkânlarını birleştirmek suretiyle, ülkemiz plastik üretimi sektöründe çalışan elemanların nitelik ve niceliğinin artırılmasına ve mesleki yeterliliklerinin belgelendirilmesine katkıda bu-lunmak üzere işbirliği içindedir” denildi.

PLASFEDDERGİ

58

Plastik ve geri dönüşüm üzerine

Reel sektör ülkemizin bir gerçeğidir. Ülkelerin mevcudiyetini devam ettirebilmesi için üretime; üretim de kendi içinde mevcudiyetini sağlayabilmesi için bazı argümanlara ihti-yacı vardır. Genel olarak yatırımların devamı için siyasi ve ekonomik istikrara ihtiyacımız yüksektir.

Sektör olarak bunun yanında hammadde, enerji, işçilik gibi temel sorunlarımız var. Ayrıca, lokal olarak fi rmalar bölgesel sıkıntılarla mücedele etmek zorunda kalmaktadırlar.

Bütü bunlara rağmen sektörümüz yıllık büyümede ülke büyümesinin gerisinde kal-mamaktadır. Sektör olarak piyasanın ihtiyacına göre belli bir kapasiteye ulaşmıştır ancak gerek fi rma bazında gerekse sektör bazında AR-GE çalışmalarına önem vererek, teknoloji-ye ayak uydurmazsak sektörün uzun vadedeki mevcudiyeti tehlikeye girecektir. Sınırların kalktığı bir dönemde bazı ülkelerdeki krizleri de fırsata çevirerek global düşünüp,küresel karar vermeliyiz.

Özellikle Türkiye ekonomisine çok büyük katkı sağlayan bu sektörün yıpratılması kim-seye fayda getirmez. Bu konuda tartışmaya girmek istemiyorum. Ancak, plastik sektörünü doğrudan etkileyen asılsız, maksatlı yapılan açıklamaların cevabını verip doğrusunu açık-lamayı görevimiz olarak görüyorum. Cam, metal, plastik ve kağıt/karton gibi değerlendiri-lebilir atıklar çeşitli fi ziksel ve kimyasal işlemlerden geçirilerek yeni bir hammaddeye veya ürüne dönüştürülebilirler. Bu atıkların bir takım işlemlerden geçirildikten sonra ikinci bir hammadde olarak üretim sürecine sokulmasına “Geri Dönüşüm” denir.

Bu süreç, her bir atık türü için malzemenin cins ve niteliğine göre farklılık gösterir. Geri kazanım terimi ise tekrar kullanım ve geri dönüşüm kavramlarını da içerdiği için biraz daha geniş kapsamlıdır. Değerlendirilebilir atıkların kaynağında ayrı toplanması, sınıfl an-dırılması, fi ziksel ve kimyasal yöntemlerle başka ürünlere veya enerjiye dönüştürülmesi işlemlerinin bütünü “Geri Kazanım” olarak adlandırılır.

Geri dönüştürülebilir atıklardan yeni ürün ve malzemeler üretmek için en temel konu bu atıkların oluşturuldukları kaynakta temiz ve türlerine göre ayrılmış olarak biriktirilmesi-dir. Değerlendirilebilir atıklar, diğer atıklar ile karıştırılırsa kirleneceği için elde edilecek yeni ürünün kalitesi düşük olur. Bu nedenle geri dönüştürülebilir atıklar, diğer atıklardan yani çöplerden ayrı ve temiz olarak toplanmalıdır.

Bol kazançlı ve sağlıklı günler diliyorum.

Yusuf ÖzkanKayseri Plastik İşletmeciler

Derneği Başkanı

PlaSTK PANO

TUSAŞ, Airbus için ürettiği karbon fi ber parçayı teslim etti

Türk havacılık devi TUSAŞ (TAI), askeri pro-jeleri yanında, sivil uçaklar için de yürüttüğü üre-tim faaliyetlerinde büyüyor. TUSAŞ, Airbus’un yeni nesil kompozit ağırlıklı uçağı A350 XWB için ürettiği kanatçıkların (airelon) ilkini teslim etti. TUSAŞ açıklamasında, “A350 Ailesi uçaklar için risk paylaşımcı ortak olarak TUSAŞ, ilk A350-1000 aileron setinin sevkiyatı ile önemli bir ki-lometre taşını daha tamamlamış durumdadır” ifadesine yer verildi.

İlk teslimat nedeniyle TUSAŞ’ın üretim te-sislerinde bir tören yapıldı. Törene ilişkin şirket-ten yapılan açıklamada “TUSAŞ – Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. tasarımını ve üretimini ger-çekleştirdiği ilk A350-1000 Aileron (Kanatçık) setini Ankara Kazan’daki tesislerinde gerçek-leştirdiği törenle 03 Kasım 2015 tarihinde AIR-BUS fi rmasına teslim etti. Bu teslimat TUSAŞ ve AIRBUS fi rmaları arasında yaklaşık iki yıl önce imzalanan A350-1000 sözleşmesi kapsamın-da yapılmıştır. Kanadın bir parçası olan aileron, uçaklarının kritik bir uçuş kontrol yüzeyidir. Uzun menzilli, geniş gövdeli yolcu uçağı olan A350 XWB, hem gövdesi hem de kanat yapısı güçlen-dirilmiş karbon fi ber polimer kompozit olan ilk AIRBUS uçağıdır” denildi.

TUSAŞ’ın, A350 Programı dışında, TUSAŞ – AIRBUS iş ortaklığı ile yürütülen, askeri nakliye uçağı A400M, ticari uçaklar A330 ve A320 ailesi uçakların mevcut programlarının da seri üretim evresinde olduğu ve TUSAŞ’ın sevkiyat planına uygun devam ettiği kaydedildi. Açıklamada, “Söz konusu program başarıları, iki şirketin stratejik ortaklığının ileride gelişme potansiyeli bulundu-ğunun bir göstergesi olarak değerlendirilmekte-dir. AIRBUS, havacılık sektöründeki büyümeye paralel olarak, stratejik ortaklarının desteğiyle müşterilerinin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde yeni tasarım çalışmalarına devam etmektedir. Bir stratejik ortak olarak TUSAŞ, AIRBUS için daha gelişmiş komponentlerin tasarım ve üreti-mini yapabilmek için devamlı olarak metotlarını, prosedürlerini ve mühendislik kabiliyetlerini ge-liştirmektedir” denildi.

PLASFEDDERGİ

60

PlaSTK PANO

Key Teknik ABD merkezli Fluidmaster’e satıldı

Türkiye’nin en büyük gömme rezervuar ve iç takım üreticisi Key Teknik, ABD merkezli Fluidmaster tarafından satın alındı. Şirketten yapılan açıklamada, satış sonrası şirkete 60 milyon TL yeni yatırım yapılacağı belirtildi.

Türkiye’nin öncü kuruluşlarından biri olan Vitra’da görev yapan üç profesyonelin ayrılarak 2008’de kurduğu Key Teknik, hız-la büyüdü. Şirket, mevcut üretim yapısıyla ABD’nin ve Dünyanın dünyanın en büyük sıhhi tesisat üreticilerinden Fluidmaster tarafından satın alındı. Fluidmaster CEO’su Todd Talbott, Key Teknik’in bu anlaşma sonrası ürüm gamının çeşitlenmesiyle bir-likte sektörünün dünya ölçeğinde en önemli oyuncularından biri olacağını, Fluidmaster’ın Slovenya’da açmış olduğu Scwab markası ve üretim tesisleri ile bu iddiaya güç katacağını belirtti. Gelecek 2 yıl boyunca Key Teknik’in üst yönetimiyle çalışmaya devam edecekle-rini açıklayan Talbott, “Şirket, üretim gamına ilave edeceği Fluidmaster markalı rezervuar valfl eri ve iç takımları ile Türkiye’deki müşte-rilerine de hizmet ederek liderliğini sürdüre-cektir” diye konuştu.

Key Teknik kurucu hissedarı Ahmet Şadi Burat da, dünya devi bir iş ortağı ile vizyonla-rını paylaşmaktan memnuniyet duyduklarını belirterek, “Rekabetçi uluslararası üretim be-cerilerimizi güçlü Fluidmaster markası ile bir-leştirerek bir lider yaratmak istiyoruz” dedi.

Key Teknik’in Tuzla’da 6 bin metrekare tesislerinde 140 çalışanla üretim yapılıyor. Şirket, 2015’te 350 bin adet üretim yaptı ve 30 ülkeye ihracat gerçekleştirdi. Yıllık 2 mil-yon kilogram plastik işleyebilen kuruluş, 50 milyon parça üretebiliyor.

Değerli Meslektaşlarım, Sevgili Dostlar,

PLASFEDDERGİ’nin kapak konusu Plastik Sektörünün Bugünkü Durumu, Endüstri ve Yaşamımız İçin Önemi.

Sektörümüz 36 Milyar USD lık üretim değerine, doğrudan ve dolaylı olarak da yaklaşık 12 Milyar USD lık bir ihracat değerine ulaşıyor. Gururla söylemekteyiz ki artık Dünya’nın 7. Büyük, Avrupa’nın 2.Büyük Plastik sektörüne sahibiz. Bunlar yine rakamsal büyüklükler. Oysa birbaşka açıdan baktığımızda asıl büyüklüğümüzün ve paydaş sektörlerimizin ken-dilerini, konforlu hissetmelerinin ardında, kabiliyetlerimiz, esnekliklerimiz, teknolojik alt-yapımız ve innovasyonu içselleştirmiş bir sektör olarak ülkemiz dinamiklerimize vermekte olduğumuz destek ön plana çıkıyor.

Mesela somut örneklersek , bir süredir gündemde olan Yerli Otomotiv konusunda ül-kemizde düğmeye basıldığı anda, plastik sektörünün bu projeye desteği hem yerli hem milli hammaddeler ve parçalarla, diğer tüm sektörlerin önünde ve ötesinde olacak, hep beraber bunu herkese göstereceğiz. Zira, bugün Dünya’nın heryerinde yerleşik otomotiv sektörüne, bilinen her iyi markasına hammaddeden parçaya, aksamdan makineye üret-tiklerimizle destek olmakta olan bir sektör durumundayız. Sadece ürettiğimiz ürünlerimizi değil, geliştirmekte olduğumuz fi kirleri satar hale geldik, farkımız aslında burada ortaya çıkmakta.

Sektörün bugünkü durumuna bakarken hep alışkanlıklar, büyüklüğüne dair rakam-ların telaff uzuna bizleri götürmekte. Yani nicelik anlamında bakmayı alışkanlık edinmiş durumda tüm bu konularda görüş verenler. Oysa, sektörün durumu ve önemi dendiğinde nicelik yani rakamsal büyüklüğünden daha çok nitelik yani kabiliyet, özellik, yetenek ve ekonomiye katkı büyüklüğüne odaklanmak lazım.

Plastikler yaşamın her alanında diye yıllardır söylemekteyiz. Evet, gerçekten de ya-şamın her alanındalar. Bu öyle büyük bir konfor durumunda ki, hem üzerinde yaşadığımız yaşlı Dünyamız için ve hem de birlikte ürettiğimiz paydaş sektörlerimiz için. Sektörün Ar-Ge’ye verdiği önemle plastikler artık metaller gibi elektrik ve ısı iletiyor, yanmaya karşı da-yanıklı olabiliyor, gerektiğinde ahşap gibi yalıtkan, cam gibi şeff af ve kağıttan hafi f ve çok daha fazla da dayanıklı olabiliyor. Günlük yaşamın vazgeçilmezleri haline gelen taşıt araç-larımız, elektrikli gereç ve elektronik cihazlarımız, kritik fonksiyonel parçalarının plastikten üretiliyor olması nedeniyle daha teknolojik, uzun ömürlü, hafi f, çevre ile dost ve ucuz ola-biliyor. Bunlara bir de plastikler ile çalışmanın karşı konulamaz tasarım özgürlükleri ve üre-tim kolaylıklarını eklediğimizde, sektörün bugünkü durumunu, tüm paydaş sektörler için vazgeçilmez olarak tanımlamak herhalde tam yerinde bir ifade oluyor.

Vazgeçilmez olabilmek ne kadar çalışmayı, gelişmeyi gerektirdiyse, vazgeçilmez ka-labilmek çok daha fazla çalışmayı, gelişmeyi, öğrenmeyi ve öğrendiklerimizi uygulayarak daha verimli, etkin çalışmayı gerektirecektir. Bunun bilinciyle plastik sanayicilerinin der-neği PAGDER olarak, kaliteli eğitimlerimize kaliteyi daha da artırarak devam etmekteyiz. Sektöre bireysel ve mesleki gelişim anlamında her hafta en az bir eğitim imkanı sunmak-tayız ki, sektörümüz ihtiyacı olan nitelikli elemanı kendi havuzu içinden yetiştirebilme kon-foruna da kavuşsun.

Elinizdeki sayı, sektörümüzün bir nev’i gövde gösterisi özelliğini de içinde barındıran, yeniliklerimizi sergilediğimiz PlastAvrasya fuarımızın özel sayısı. Eminim fuarı gezerken, benim burada ülkem ve sektörüm adına gurur duyarak ifade ettiklerime sizler de şahitlik etme şansını yakalayacaksınız. Yenilikçi, çözüm odaklı ürünler ile her geçen gün sürdürü-lebilir ve sağlıkla yaşanabilir bir çevre için unutmayalım ki “Plastikli bir gelecek herkese iyi gelecek.”

Saygı ve Sevgilerimle,

Reha GürPlastik Sanayicileri Derneği Başkanı

PLASFEDDERGİ

61

Avrasya Ambalaj Fuarı başarıyla tamamlandı

Toplam 2015 bin metrekarelik alanda, dünyadaki yenilikçi ambalaj çözümleri bir araya geldi ve sektör işbirlikleri gerçekleşti. Düzenle-nen ilk fuardan bu yana 30 kat büyüyen ASD Avrasya Ambalaj Fuarı, bölgede her yıl düzen-lenenler arasında en büyük olma özelliğine sahip durumda. Fuara, İran, Irak, İsrail, Rusya, Azerbaycan, Kazakistan, Gürcistan, Makedon-ya, Fas, Ürdün, Cezayir, Mısır ve Bulgaristan’dan alım heyetleri ilgi gösterdi.

Fuar kapsamında en ilgi çeken etkinlikler-den biri olan ve bu yıl 11’inci kez düzenlenen Ambalaj Tasarımı Ulusal Öğrenci Yarışması 2015’in ödül töreni de gerçekleştirildi. Ödüller, fuarın açılış töreninde verildi. Yarışmada Ana-

dolu Üniversitesi Endüstriyel Tasarım Bölümü öğrencisi Muhammed Saner Öztürkler ‘Wave’ isimli projesiyle birincilik ödülünü; Anadolu Üniversitesi Grafi k Bölümü’nden Emre Kara-can ‘Şifa Süzen Poşet Çay Ambalajı’ isimli pro-jesiyle ikincilik; İTÜ Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü’nden Zeynep Çebi, Ege Apaydın ve Öz-gün Yurdaer ‘Recyc-all’ projeleriyle üçüncülük ödülünü kazandılar. Yarışmada ayrıca 3 proje mansiyon, 6 proje ise sertifi ka ödül olarak ve-rildi. Öğrencilere para ödülü de veriliyor. Bu yılki ödüllere 19 farklı üniversiteden 148 başvuru yapılmıştı. İlk sıraları alan öğrencilere öğrenim bursu da verilecek.

ASD Başkanı Sadettin Korkut, ödülleri önemsediklerini ve bu yarışmayı organize et-mekten mutlu olduklarını vurgulayarak, dü-zenledikleri yarışmanın uluslararası niteliği de bulunduğunun altını çizdi. Korkut, ‘‘Bu yarışma WPO - Dünya Ambalaj Örgütü ve APF -Asya Ambalaj Federasyonu tarafından tanınıyor ve teşvik ediliyor. Yarışmada (mansiyon ve serti-fi ka dahil) ödüle layık bulunan projelerin sahibi gençlerimiz dilerlerse WPO ve APF tarafından düzenlenen WorldStar ve AsiaStar Student ya-rışmalarına katılabiliyorlar. Yarışmamızda ilk üç dereceyi hak eden gençlerimize ise çeşitli ödül-lerin yanı sıra öğrenim hayatları boyunca ‘ASD & TÜYAP Öğrenim Bursu’ adı altında yılda 12 ay burs sağlayarak, bu başarının sürdürülmesine

katkıda bulunabilmeyi arzuluyoruz. Bu yarış-madan başarı elde eden öğrencilerimiz World-Star Student Yarışması’nda dünya çapında büyük başarılar elde ediyor. Örneğin geçtiğimiz yıl Marmara Üniversitesi’nden bir öğrencimiz ilk üç arasında yer alarak ‘WorldStar Student Ödülü’nü almaya hak kazandı’’ dedi.

Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) - REED

TÜYAP Fuarcılık işbirliğinde düzenlenen fuar, sektörün diğer dernekleri Ambalaj Makineci-leri Derneği (AMD), Etiket Sanayicileri Derneği (ESD), Karton Ambalaj Sanayicileri Derneği (KASAD), Metal Ambalaj Sanayicileri Derneği (MASD), Oluklu Mukavva Sanayicileri Derneği (OMÜD) ve Sert Plastik Ambalaj Sanayicileri Derneği (SEPA) tarafından destekleniyor.

PANO

Ambalaj Sanayicileri Derneği ve REED TÜYAP Fuarcılık’ın işbir-liğiyle düzenlenen Avrasya Am-balaj İstanbul Fuarı 2015, 22-25 Ekim tarihleri arasında 21’inci kez gerçekleştirildi. TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen fuara, 91 ülkeden 50 binin üze-rinde ziyaretçi ve 36 ülkeden bin 200’ün üzerinde fi rma katıldı.

PLASFEDDERGİ

62

Vasatlıktan kurtulmanın yolu ileri teknoloji

Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Dalgakıran:

Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Adnan Dalgakıran, Türkiye’nin gelişmiş ekonomi ola-bilmesi için sanayi yatırımlarına ve sanayi yatı-rımları içinde de yüksek ve orta düzey teknolo-jileri geliştirmesi gerektiğini belirtti.

Dalgakıran, ITMA Fuarı için bulunduğu Milano’da gazetecilere yaptığı açıklamada, ge-lişmiş ekonomilerin, sanayi üretiminin en az yüzde 50’sinin orta ve ileri teknolojili ürünler-den oluştuğunu, Türkiye’de bu oranın ise yüzde 30 seviyesinde bulunduğunu söyledi.

Makine sektörünün, dünya mal ihracatın-da 2.9 trilyon dolar ile petrol ve gazdan sonra ikinci sırada olduğunu hatırlatan Dalgakıran, orta gelir tuzağından çıkış için makine sek-törünün gelişmesinin şart olduğunu anlattı. Adnan Dalgakıran, mevcut teşviklerin yüzde 72.4’ünün düşük ve orta düşük teknoloji yoğun sektörlerce alındığını belirtti. Gelişmiş ülkelerde sanayinin GSYH’deki payının yüzde 40’larda ol-duğunu ancak Türkiye’de gelişmiş ülke sınıfına geçilememesine rağmen yüzde 20’lere gerile-me eğilimi görüldüğünün altını çizdi.

-6 maddelik öneri paketi

Adnan Dalgakıran, sektörün gelişmesi için 6 sorun alanını çözmesi gerektiğini vurgulaya-rak, bunlara yönelik önerilerini de sıraladı.

Dalgakıran sorunları şöyle tanımladı: Kamu alımlarında bürokrasinin “ithalat lobisinin baskısıyla” adrese teslim şartname hazırlan-masına devam edilmesi, yatırım yerlerinin çok pahalı olması, ücretsiz arsa verilen yerlerde altyapı, personel ve yeden parça imalatçılarının bulunmaması, üretim aşamasının çok pahalı olması ve teşviklerin bu dönemi kapsamamsı, marka desteğinin zayıfl ığı, Eximbank kredileri-nin güzel olmakla birlikte yeterince riski üstlen-memesi ve nitelikli insan gücü.

-Sorunlar belirlendi, sıra devlet desteğinde

MAİB Başkanı Adnan Dalgakıran, makine sektörünün ülkenin dinamosu olması için dev-letin özellikle 6 konuda yardımcı olmasını iste-di. Dalgakıran, bu sorunları ve önerilerini şöyle sıraladı: Gelişmiş bölgelerde arazi tahsislerinde

yatırım avantajı, Kamu ihalelerinde yerli maki-ne alımına öncelik, Ar-Ge yatırımlarına özen-dirmek amacıyla devlet desteklerinde ayrıcalık, KOBİ’lerin yapısına uygun bir marka desteği, sektörün rekabetçiliğini artırmak üzere uzun vadeli fi nansman, mesleki eğitim programları-nın yeniden gözden geçirilmesi konularında en kısa sürede destek.

Adnan Dalgakıran, özellikle yabancı ma-kinelere yönelik şartnamelere karşı “savaş aç-tıklarını” belirterek, “ithalat lobisini” bu tür yön-temlerle haksızlık yapmakla suçladı.

Adnan Dalgakıran, uzak doğu ülkelerinin Türk makinelerine yüzde 30 tarife uygularken, Türkiye’nin bu ülkelere yüzde 3 uyguladığını, bunun da ciddi bir sıkıntı olduğunu anlattı. Dal-gakıran, “Türkiye kaynaklarını iyi kullanırsa, her koşulda ileri gidecek bir ülke, ancak biz makine sektörünün ülkemizi sadece ileri götüreceğini değil, ona sınıf atlatacağını iddia ediyoruz. Yeni dönemde sadece üretime değil Türkiye’nin üretim kültürünü dönüştürmeye de odaklana-cağız. Biliyoruz ki, Türkiye’nin sanayileşmesinin anahtarı makine sektöründedir” diye konuştu.

PANO

PLASFEDDERGİ

64

PANO

Dünya Bankası 2015 sonu enfl asyon ve cari açık tahminini yükseltti

Türkiye’nin yapısal reformlar yapması gerek-tiği uyarısını tekrarlayarak “Orta vadede daha hızlı ve sürdürülebilir büyüme performansı için, siyasi istikrar ve yapısal reformlarda iler-leme kaydedilmeye devam edilmesi kilit öne-me sahip olacaktır. Zayıf düzeyde gerçekleşen yatırımlar ile birlikte, küresel büyümedeki zayıfl ıklar ve komşu ülkelerdeki jeopolitik ger-ginlikler 2012 yılından bu yana büyüme hızını önemli ölçüde düşürmüştür, ancak dış kırılgan-lıklarda sadece sınırlı düzeyde iyileşme kayde-dilmiştir. Türkiye’nin cari açığı halen yüksek seviyelerdedir ve mevcut dış ortam göz önüne alındığında önemli yapısal reformlar yapılma-dığı sürece yüzde 5,5’in altına inmesi olası gö-rünmemektedir. Bu arada, Mayıs 2013’ten bu yana Türkiye’ye net fi nansal girişler azalmıştır. Küresel para politikalarındaki normalleşme maliyetleri arttırırken, gelişmekte olan ülkeler arasında dış kaynaklar için olan rekabeti daha da sertleştirecektir. Yatırımcı güveninin yeni-den tesis edilmesi, kırılganlıkların giderilmesi ve büyümeye hız kazandırılması için, siyasi istikrara ve yapısal reformların uygulanması-na tekrar dönülmesine acil bir şekilde ihtiyaç duyulmaktadır” denildi.

Dünya Bankası Türkiye Ekonomi Notun-da, Siyasi belirsizliğin ekonomik faaliyetin hı-zını düşüreceği, kredi artışında, Eylül ayı sonu itibariyle Merkez Bankası’nın yıllık kredi artış hızı olarak referans gösterdiği yüzde 15 oranı-nın altına inildiği belirtildi.

Dünya Bankası Türkiye Düzenli Ekonomi notunda, büyüme tahminini yukarı yönlü revi-ze etti ancak, genel anlamda büyümede sıkın-tılara işaret etti. Banka bilgi notunda, “sanayi üretimi” ve ilk yarı büyümesinin yüksek olma-sına karşılık büyümenin durgun olduğu yoru-munu yaptı. Cari açığın hala yüksek seviyesini koruduğu, yılın ikinci yarısında da büyümenin hızının düşeceği tahmin edildi. Banka yıl sonu enfl asyonuna ilişkin yüzde 7,5 tahminini yaptı.

Banka, cari işlemler açığı hedefi ni de yu-karı yönlü revize ederek GSYH’nin yüzde 5,5’i seviyesine çıkardı. Bilgi notunda, “Zayıfl ayan lira sebebiyle nominal GSYH daralmakta ve oranın paydasını düşürmektedir. Bu gelişme-ler ışığında, 2015 yılı için daha önce GSYH’nin yüzde 4,6’sı olarak açıkladığımız cari açık tah-minimizi yüzde 5,5 olarak düzeltiyoruz” ifade-sine yer verildi.

Büyüme yavaşlayacak, enfl asyon hızlanacak

Dünya Bankası, Türkiye’ye yönelik baş-lattığı “Türkiye Düzenli Ekonomik Notu” çalış-malarının Ekim ayına ait olanını yayınladı. Bu notta, yıl sonu büyüme tahmini yüzde 3,2’ye yükseltilirken, yılın ikinci yarısında büyüme hızının düşeceği, enfl asyonun ise hızlanacağı yorumu yapıldı.

Yılın ilk yarısındaki büyümenin sanayi üretimi ve Haziran seçimlerinde siyasi istikrar beklentisi nedeniyle başlatılan yatırımlardan kaynaklandığını kaydeden Dünya Bankası, durumun tersine dönmesi ve iç siyasi riskler nedeniyle yılın ikinci yarısında büyüme hızının düşeceği yorumunda bulundu.

Enfl asyonla ilgili olarak ise notta, hede-fi n aşılacağı belirtilirken, petrol fi yatlarındaki düşüşün Eylül ayında düşüş yönünde, gıda fi yatları, kur artışının başta otomobil olmak üzere fi yatlar üzerindeki yükseliş yönündeki etkisine dikkat çekildi. Enfl asyon bölümünde, “Gıda fi yatları tekrar hızlı bir şekilde yüksel-meye başladı ve Eylül ayında gıda enfl asyonu

momentumunu yüzde 14,7’ye kadar yükseltti. Kurda değer kaybının tekrar başlaması, çe-kirdek enfl asyonu yüzde 8’in üzerine ve mo-mentumunu yüzde 10,5’in üzerine yükseltti. Özellikle, kurun değer kaybetmesi sebebiyle otomobil fi yatlarında yaşanan keskin artış, Eylül ayında enfl asyon artışına yüksek katkıda bulundu. Bu gelişmeler ile birlikte, Eylül itiba-riyle 12 aylık enfl asyon yüzde 7,9’a tırmandı. Ayrıca, kurdaki değer kaybının yerel enerji fi yatlarına yansıması ile birlikte enerji enfl as-yonu da artış eğilimi göstermesi muhtemeldir. Dolayısıyla, 2015 yılını enfl asyon tahminimizi yukarı yönlü revize ederek yüzde 7,5’e yüksel-tiyoruz” denildi.

Cari açık azalmıyor

Dünya Bankası, TL’nin değer kaybı ve petrol fi yatlarındaki düşüşe karşılık cari açık-taki beklenen azalmanın gerçekleşmediğini de vurgulayarak, altın hariç cari açığın Temmuz sonunda yıllık 45 milyar dolara geldiğini, bun-da turizm gelirlerinin azalmasının da etkili ol-duğunu belirtti. Banka, “yapısal reformlar uya-rısını” cari açık için de tekrarlayarak, yapısal düzenleme olmadan GSYH’nin yüzde 5,5’inin altında bir cari işlemler açığının mümkün ol-madığını iddia etti.

Yapısal reformlarDünya Bankası, bir süredir Türkiye’ye

yönelik metinlerinde sıklıkla yer verdiği,

PLASFEDDERGİ

66

PANO

PAGDER’in misyonu içinde bulunan sek-töre eğitim yoluyla katkı sağlama çalışmaları olumlu sonuçlar sağlıyor. Alanında en önemli uzmanlar arasında bulunan Dr. Robin Kent’in İstanbul’da verdiği seminerin ardından enerji verimliliği uygulamalarını hayata geçiren çok sayıda fi rma başarılı sonuçlar elde etti. Kent, eğitiminde, fi rmalardaki enerji kullanımı ko-nusunun çok karmaşık, yüksek teknolojili uy-gulama olmadığının altını vurgulayarak, “Ba-sit önlemlerle verimliliği artırmaya başlamak mümkün. Firmanızın enerji kullanım alanlarını belirleyip, bunlara göre sorumlular atayarak başlayabileceğiniz bir süreç var” tavsiyesinde bulunmuştu.

Yine verimlilik üzerine bir eğitim 16 Nisan 2016’da

PAGDER, sektöre somut katkılar sağlayan bu eğitimin ardından, yine işletmelere fayda doğuracak bir etkinlik planladı. Robin Kent, “Plastik sanayinde maliyet yönetimi semineri” ile 16 Nisan 2016’da sektöre katkı sağlayacak.

PAGDER’in, sektöre doğru-dan katkı sağlamayı hedefl eyen eğitim programlarından biri olan enerji verimliliği eğitimi olumlu sonuçlar doğurdu. PAGDER’in da-vetlisi olarak bir seminer veren Dr. Robin Kent, plastik sektöründe çok çeşitli alanlarda enerji verim-liliği ve tasarrufu imkanları bulun-duğunu vurgulamıştı. Alanında en önemli uzmanlar arasında bu-lunan Robin Kent, Nisan 2016’da PAGDER eğitim programına katı-lacak

Enerji maliyetlerine yönelik eğitim başarı sağlamıştı

Tangram Technology’den Dr. Robin Kent, enerji maliyetlerinin kontrol edilebilir oldu-ğunu ve fi rmaların buna odaklanması halinde başarılı olacağı görüşünde. Enerji yönetiminin bina yatırımından başlayarak makine seçimine kadar uzanan bir süreç olduğunu anlatan Kent, makine yatırımında ana tercihin ilk yatırım ma-liyeti değil, makinenin kullanılacağı bütün bir kullanım süresini dikkate alınarak yapılmasını tavsiye etti.

Yüzde 30’lara varan enerji tasarrufu mümkün

Alanında dünyanın en önemli uzmanların-dan biri olan Dr. Robin Kent’tin plastik sektörü-ne katkı veren tavsiyelerinden bazıları şöyle:

• Enerji yönetimine başlarken; kar, çev-resel etkiler gibi farklı amaçlar olabilir. Üretici-lerin kara odaklanması doğal ama aslında her türlü motivasyon ya da amaç birbiriyle ilişkili.

• Enerji yönetimi, maliyeti düşürmek için en kolay yollardan biri.

• Plastik sanayisinde enerji maliyetleri kontrol edilebilir, basit yöntemlerle tasarruf yapılabilir.

• Tasarrufa ve yönetime başlarken, ener-jinin hangi alanlarda kullanıldığının haritasını çıkarın.

• Enerji ile kaynak yönetimi aynıdır. Eğer enerjinizi yönetmezseniz o sizi yönetmeye başları.

• Ölçmek her şeydir. Bir sorumlu belirleyin sürekli takip edin ve rapor hazırlayın.

• Ödüllendirme sistemi kurun ve şirkette çalışan herkesi sürece dahil edin.

• Küçük ürünler için büyük makine kullan-mayın. Makine parkınızı hangi işlerde kullandı-ğınızı sürekli kontrol edin.

• Makinelerin sürekli olarak doğru ayarda olup olmadığını kontrol edin. Gerekli olmadıkça ayar değiştirmeyin.

• Tesislerde oluşturulan sıkıştırılmış ha-vanın yüzde 40 kadarlık bir oranı sızıntı yoluy-la kaybolur. Çoğu tesiste duyulan ‘sssss’ sesi, para kaybediyorsunuz demektir.

• Enerji maliyetini düşürmenin sırrı yöne-tim kademesindedir. Enerji yönetiminde karar-lılık, her zaman sonuç verir.

• Yatırım makine, cihaz ve ekipmanlarının enerji maliyeti, ilk yatırım maliyetinden kat kat yüksektir. Yatırımlarınızı ‘tüm yaşam maliyeti-ni” hesaplayarak yapın.

• Enerji verimliliği teknolojilerine yatırım yapın.

PAGDER enerji verimliliği eğitimi sektöre katkı sağladı, Robin Kent 2016’da yine sektörle buluşacak

Plastik sektöründe yüzde 30’a kadar enerji tasarrufu mümkün

PLASFEDDERGİ

68

PANO

Birleşmiş Milletlerin, iklim değişikliğini 2 derecenin altında tutmak için ülkelerin ya-pacağı katkılara ilişkin planlarını toplamaya başladı. Türkiye’nin sunduğu planlarda, daha önceki ulusal ve uluslararası belgelere kıyasla, rüzgar ve güneş enerjisini daha az kullanaca-ğına dair rakamlar dikkat çekti.

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Sekreteryası’na sunulan Türkiye raporunda, ulusal katkı olarak sera gazları salımına ilişkin taahhütlerini belirledi. Türkiye belgesinde geçmiş belgelere kıyasla 2030’a kadar daha hızlı bir sera gazı salımı öngörüsünün yer aldı-ğının altını çizdi. BM İklim Değişikliği Sekreter-yası, iklim değişikliği kaynaklı küresel ısınmayı 2 derecenin altında tutmak için bir plan hazır-ladı ve ülkelerin bu plana ne düzeyde uyum sağlayabileceğine dair taahhütler vermesini istedi. Sürece ilişkin BM zirvesi 30 Kasım günü Paris’te yapılacak. Bu taahhütler INDC (Inten-ded Nationally Determined Contributions) adı verilen “Kesin Katkılar için Ulusal Niyet Beyan-ları” belgesi aracılığıyla toplanıyor. Türkiye zir-ve öncesi sekreteryaya belgeyi sundu.

-Türkiye hidroelektrik, ter-mik ve nükleere dayalı enerji üretiminde artış tahmin ediyor

Türkiye taahhüt belgesinde Türkiye’nin bazı revizeler yaptığı görüldü. Türkiye’nin

Kayseri Plastik İşletmeciler Derneği (KAY-PİDER) yatırımlar için uygun şartlarda arsa te-mini için harekete geçti. KAYPİDER’den yapılan açıklamada “Plastik sanayicileri işyeri kooperati-fi ” kurulduğu bildirildi. KAYPİDER Başkanı Yusuf Özkan kooperatifi n kurulmasına yönelik yaptığı değerlendirmede “Kooperatif girişimini hayata geçirerek kurarak plastik sektöründe faaliyet gösteren fi rmalarımız için önemli bir yatırımı ha-yata geçirdi. Plastik işletmecilerini kurulan kope-ratif ile tek çatı altında toplayacak bir adım attık. Bütün sanayicilerimize hayırlı olsun” dedi.

daha önceki ulusal projelerinde 2023 yılına kadar 20 bin MW (kurulu güç) rüzgar ener-jisi hedefi koymuşken, mevcut planda bunu 16 bin MW’a düşürmesi ve ayrıca 2023 yılını 2030’a uzatmasına dikkat çekildi. Türkiye’nin yine 2030 için 10 bin MW güneş enerjisi he-defi koydu ancak şu anda bile güneş enerjisi için başvuruların toplamı 15 bin MW’ı buluyor. Bu projeler kabul edilse ve en kötü olasılıklar değerlendirilse bile 5 yıl içinde yatırımları ta-mamlamak mümkün. Buna karşılık düşük sevi-yede bir hedef belirlendi.

-HES’ler yapılacak, nükleer yatırım devam edecek

Türkiye belgesinde, Türkiye’nin hidroe-lektrik kapasitesinin tamamının değerlendiri-leceği maddesi yer alırken, 2030 yılına kadar

Açıklamada Plas-tik Sanayicileri İşyeri Kooperatifi ’nin başkanlık görevini Ömer Beğendik’in üstlendiği, Başkan yardım-cılığına Kaypider yöne-tim kurulu başkanı Yusuf Özkan’ın, muhasip üyeliğe Cengiz Köle’nin getirildiği belirtildi.

Yusuf Özkan “Plastik işletmecileri için bu alandaki büyük bir açığı kapatacak olan koopera-tif için son aşamalara gelindi. kısa bir sürede bü-

tün üye fi rmalarımıza iyi ve detaylı bilgi vermeyi umuyorum. çalışmalarımız bütün hızıyla devam ediyor” dedi.

bir nükleer santralin işletmeye alınacağı mad-desine de yer verildi.

Türkiye enerji verimliliği alanında da, ka-yıp kaçakları 2030’a kadar yüzde 15’e indirme planınını korudu ancak 2030 gibi uzun bir vade benmesid.

Türkiye, yeni planda, mevcut eğilimler doğrultusunda 2030’da 1 milyar 175 milyon ton sera gazı salımı yapılacağını tahmin ettiği-ni ve alacağı önlemlerle bunu yüzde 21 oranın-da azaltarak 929 milyon tona çekeceğini taah-hüt etti. ABD, Avrupa Birliği, Çin gibi en fazla karbon salımı gerçekleştiren ülkelerin tamamı da karbon salımını azaltmayı taahhüt etti. Çin, miktar vermeyerek, “düşürme” sözü verdi. AB, yüzde 40, ABD yüzde 26, Rusya 1990’a göre yüzde 75 düşürme sözü verdi.

Türkiye, enerji üretiminde rüzgar ve güneş enerjisi gelişme hızı tahminini düşürdü

KAYPİDER’den kooperatif atağı

www.arburg.com.tr

-

03.-06.12.2015

PLASFEDDERGİ

70

Plastik işleme makineleri sektörü gelişme alanı arıyor

Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER) 2015 yılının ilk 9 ayında plastik ve kauçuk işle-me makinelerine yönelik hazırladığı raporu ya-yınladı. Rapora göre, plastik ve kauçuk işleme makinaları sektörünün ithalatı dolar bazında yüzde 8,4 gerilerken; avro bazında yüzde 11,5 arttı. Plastik enjeksiyon ve ekstrüzyon makina-ları özelinde ise, ithalat dolar bazında yüzde 13 gerilerken; avro bazında yüzde 5,9 arttı.

Özellikle, Almanya’dan ithal edilen plastik enjeksiyon ve ekstrüzyon makinalarının sayısal olarak iki katından fazla olarak arttığı görülür-ken; İtalya ve Tayvan’da sayısal olarak daha fazla makinasını ülkemize sokan ülkeler oldu.

Raporu değerlendiren PAGDER Yöne-tim Kurulu Başkanı Reha Gür, Almanya’dan bu denli önemli bir ithalat girişinin arkasında, fi yat esneklerinin olduğunu belirtti. Gür, avro/do-lar paritesindeki gerilemenin Avrupa’dan ithal ettiğimiz fi yat esnekliği yüksek ithal mallarda patlama yaptığını söyledi.

Çin’den gelen enjeksiyon ve ekstrüzyon makinalarındaki miktarsal düşüşlerin yerini

PAGDER (Plastik Sanayicileri Derneği), 2015 yılının ilk 9 ayında plas-tik ve kauçuk işleme makinaları sektör değerlendirmesinde Almanya’dan ithal edilen plastik enjeksiyon ve ekstrüzyon makinalarının sayısının iki kattan fazla arttığını belirledi. PAGDER Başkanı Reha Gür; plastik ve ka-uçuk işleme makinaları sektörünün de temsilcisi olarak, yerli üretimin tehdit altında olduğunu ve 2015 yılında yerli üretimin teşvik edilmesi yönünde önemli fırsatın kaçırıldığını ifade etti.

Tayvan menşeli makinalara bıraktığına dikkat çeken Reha Gür, ülkemizde hala kamunun yer-li makine konusunda yeterli düzeyde teşvike ulaşamadığını ve konunun uzmanı olmayanlar tarafından hatalı hazırlanarak servis edilen ra-porlar nedeniyle de tedbirlerin alınamamış ol-duğunu ve bundan yerli makine imalatçılarının zarar gördüğünü belirtti.

İthalat baskısı altında rekabet gücünü kay-betmek istemeyen sektörün kamusal Ar-Ge ve inovasyon teşvikleri ile canlandırılmasını vur-gulayan Gür, “Avrupa’nın en büyük ikinci büyük plastik işleyicisi konumundaki Türkiye’nin daha fazla yerli üretim makinalara yönelmesi gereki-yor” dedi.

“Cari açık verildiği gibi katma değerli ürün ihracatımızda önemli bir yere sahip olan makina sektörünün değerli bir parçasını oluşturan plas-tik ve kauçuk işleme makinaları sektörü, Türki-ye cari açığı tarihi seviyelerde gerilerken, bu fırsattan yararlanamadı” diyen Gür, paritedeki gerilemeni ihracatımızı dolar bazında eritirken, fi yat esnekliğinin yüksek AB menşeli mallarda miktarsal artışları ve avro bazında da yükseliş-

leri de beraberinde getirdiğini kaydetti.

Benzer bir durumun plastik mamul itha-latında da yaşandığına dikkat çeken Reha Gür, “Plastik mamul ithalatı konjonktüre rağmen miktarsal bazda artış göstermeye devam edi-yor. Zira, pahada fazla gelen ürünleri AB’den ithal etmeye devam ediyoruz” dedi.

PAGDER olarak, plastik makina sektörü-nün gelişimi için makina imalat sanayi ailesi-nin tepe örgütü olan MAKFED’le birlikte vites değiştirildiğini sözlerine ekleyen Başkan Reha Gür, devlet desteklerinin cari açığın azaltıla-cağı, katma değer üretecek plastik ve plastik makinaları sektörlerine daha fazla yöneltilme-sinden çekinilmemesi gerektiğini iletti.

“Plastik sektörünün genel olarak ihraca-tının parite etkisi altında düşüş göstermesinin endişe yaratmadığı görülmekle birlikte, parite-nin stabilize olması ve 2016’da bir önceki yılın baz etkisi ile birlikte tekrar sektör ihracatının güçlü bir yön kazanacağına inanıyoruz” diyen Gür; ancak konjoktürel etkilerden ziyade ih-racatın ve genel olarak dış ticaretteki yapısal sorunların ele alınması gerektiği ile ilgili uyarı sinyallerinin artmış olduğuna dikkat çekti.

Reha Gür alınması gereken önlemleri de; “Yakın coğrafyamızdaki gelişmeleri telafi ede-cek ihracat pazarlarımızın çeşitlendirilmesi; cari açığın azaltılmasına yönelik yeni petrokimya tesisi yatırımları; ihracatçı ve katma değerli sektörlerin acilen özel bakıma alınması; inovas-yon ve Ar-Ge konusunda iş dünyasına güvene dayalı, onun burnundan getirmeyen yalın teş-viklere geçilmesi” olarak sıraladı.

PANO

PLASFEDDERGİ

Yaşam kalitesinin Yaşam kalitesinin anahtarı anahtarı plastiklerdeplastiklerde

Dünya yeni bir çehreye bürünüyor. İkinci makine çağı ya da Sanayi 4.0 olarak adlandırılan yeni dönemde malzeme bilimleri ana unsurlardan biri. Akıllı makinelerin ve sistemlerin kendilerinin ka-rar verdiği ve üretim yapması yanında birbiriyle haberleşerek, süreç yönetiminin büyük kısmını yaptığı yeni dönemde en tercih edilen malzemelerden biri de plastikler.

Plastik malzemelerle üretilmiş gövdeye sahip uçaklar uçmaya, elektrikli araçlar yürümeye başladı. Akla gelen her türlü ürün, sistem, alt sistem ve platformlar plastikten imal edilebilmek için inovasyon çalışmaları devam ediyor. Bilimsel çalışmalarla ortaya konulduğu biçimde plastikler muadil bütün malzemelerden “daha çevreci” ve kullanıldığı her ürünü daha çevreci hale getiriyor.

GÜNDEM

72

PLASFEDDERGİGÜNDEM

Plastikler daha ucuz, daha dayanıklı, daha kolay işlenebilir ve daha çevreci bir üretim süreci-nin ayrılmaz parçası. Bütün bu unsurlar bir araya geldiğinde ise “yaşam kalitesini yükselten” kritik malzeme olarak karşımıza çıkıyor. Gelişmiş ülkelerde plastiklerin ve polimer teknolojilerinin gelişimi için olağanüstü AR-GE yatırımı yapılıyor. Türkiye plastik sanayisi yatırımlarıyla yeni bir aşamaya geldi. Avrupa’nın ikinci büyük üreticisi seviyesine ulaşıldı. Buna karşılık gelecek için kritik öneme sahip bu malzemenin hala “stratejik” öneminin farkına varılamadı.

Plastikler pek farkında olunmasa da hayatın tam merkezinde. . Ambalaj çözümleriyle gıdaların faydalı ömrünü uzatırken daha hafi f bavullarla hareket imkanımız arttırıyor. Tekstil, tarım, inşaat, otomotiv, uçak ve uzay sanayi, haberleşme ve ulaştırma sektörlerine kadar hayatın içinde yaşam kalitesini arttırma adına içinde yer aldığı çözümlerle önemli ve kritik bir rol üstleniyor.

73

PLASFEDDERGİGÜNDEM

Türkiye plastik sektörü dünya ölçeğine geldi. Avrupa’nın ikinci, Dünyanın ise yedinci büyük üretim kapasitesine ulaştı. Dünyada mamul üretiminden yüzde 2,6 pay alan Türk plastik sanayi, 20,3 milyar dolarlık dış ticaret hacmine ulaştı. Küresel ihracattaki payı yüzde 1,6, ithalattaki payı ise yüzde 1 seviyesinde.

Türk plastik sektörünün 2015 yılı sonun-da üretim değerinin 36 milyar dolara doğru tırmanması bekleniyor. 2014 yılını 34 milyar 876 milyon dolar değerinde 8 milyon 234 bin tonluk üretimle kapattı. 2015’i de artışla ka-patmaya hazırlanıyor. Mamul bazında sürekli olarak dış ticaret fazlası veren Türk plastik sektörü değer bazında yurt içi talebin yüzde 91’ini karşıladı ve üretiminin yüzde 14’ünü (miktar bazında yüzde 19’u) ihraç ederek 1 milyar 889 milyon dolar dış ticaret fazlası ver-di. Mamul ihracatı ise toplamda 4 milyar 976 milyon dolar ile 5 milyar dolar sınırına dayandı. Türk plastik mamulleri 200 ülke ve ticari böl-geye ihraç edildi.

Türk plastik sektörü, mamul, hammadde ve makine üretimi yapan 10 bine yakın fi rmay-la dev bir imalat sanayi kolu. Sektör, üretim ve ticari kuruluşlarla birlikte 250 bin kişiye doğrudan istihdam sağlıyor. 2003-2014 yılları arasında toplam 7,3 milyar dolarlık makine-teçhizat yatırımı gerçekleştirdi. Sermaye, bina ve hizmet yatırımlarıyla birlikte, Türkiye’nin gelişmesinde lokomotif sektörlerden biri oldu.

Hayatın merkezinde, vazgeçmek mümkün değil!

Bir sanayi kolu olarak önemi ortada olan plastikler gerçekte ne kadar tanınıyor? En-düstriyel açıdan sağladığı avantajlar yanında, pek de farkına varılmadığı biçimde aslında “ha-yatın tam ortasında” yer alıyor.

Plastik malzemeler yirminci yüzyılın ikin-

ci yarısındaki bilimsel çalışmalarla hayatın her alanına girdi. Üstelik, bu buluşlar her gün devam ediyor. Sadece plastik değil, plastikle başlayan bilimsel araştırmalar, polimerler-le tahmin edilemeyecek kapıları açtı. Bugün bebek bezlerinden, doğadaki petrol atıklarını temizlemeye kadar her alanda polimer tekno-lojilerinden faydalanılıyor.

Polimer teknolojilerin en ilginç uygula-maları ise “güdümlü ilaç” ya da “yönlendirilmiş ilaç” olarak adlandırılan yeni sahada gerçekle-şiyor. Vücuda verilerek sadece zararlı bakteri-leri yok edecek nano-polimerler geliştiriliyor.

Elbette “her plastik polimerdir ama her polimer plastik değildir” söyleyişinde olduğu gibi bunları plastik olarak tanımlamak mümkün değil ama bu alanda yapılan yatırımların “stra-tejik unsurunu” vurgulaması açısından önemli.

-Hayatı kolaylaştıran malzeme: Daha hafi f daha ucuz, daha çev-reci, daha kolay

Plastikler hayatın her alanında “değişime” yol açıyor. Basit icatlar dahi hayatı değiştirebi-liyor. Bugün “tekerlekli seyahat bavulları”nın sağladığı kolaylığı, insanların seyahat kalite-lerine yaptığı katkıyı herkes fark etmiştir ama bunun “plastikler sayesinde” olduğunu pek az kişi düşünmüştür.

Bugün, her türlü tekstil ürününü çok ucu-za üretebiliyoruz. Bunu da sağlayan plastikler. Geçmişte “bir paltoyla geçirilen” ömürlerden, çok daha ucuza kendimizi yansıtabileceğimiz kıyafetleri alma imkanına kavuştuk. Plastikler sayesinde evlerimiz daha güzel. Mobilyalar plastiklerle daha ucuz ve işlevsel. Üretimi daha kolay. Yaşam kalitemiz plastikler sayesinde arttı.

Konutlar ve şehir altyapıları plastikler

sayesinde daha kaliteli ve daha ucuz. Beledi-yeler altyapı yatırımlarını geçmişe kıyasla çok daha kolay biçimde yapabiliyor. Evlere ulaşan sular daha temiz. Atıklar da daha güvenli şekil-de evlerden uzaklaştırılabiliyor.

Elektronik cihazlar, plastik ve polimer teknolojiler sayesinde çok daha ucuz, küçük, hafi f.. Polimer teknolojiler sayesinde taşına-bilir elektronik cihazlara sahibiz. Cep telefon-larından müzik çalarlara, kayıt cihazlarından, bilgisayarlara kadar her türlü elektronik araç plastik malzemelerle mümkün.

Plastikler sayesinde daha sağlıklı ve ucu-za beslenebiliyoruz. Gıdalar daha uzun süre saklanabiliyor, raf ömürleri uzuyor. Bugün yaş sebze ve meyve dâhil, her türlü işlenmiş-iş-lenmemiş gıda plastik malzemeler ve ambalaj-lar sayesinde korunuyor ve kayıplar azaldığı, ambalaj maliyetleri düştüğü için daha ucuza gıdaya erişebiliyoruz.

Gıda ve doğal kaynaklar açısından plas-

74

PLASFEDDERGİ

tiklerin unutulan büyük bir katkısı daha var: Plastikler, ormanların ve tarım arazilerinin korunmasına yardım ediyor, insanlar için daha verimli ve uygun kullanımını sağlıyor. Plastikler sayesinde, tarım arazilerinin büyük çoğunluğu sadece gıda tarımı için kullanılıyor. Eğer teks-tilde plastik kullanılmasaydı, tarım arazilerinin çok büyük bir kısmı pamuk ve diğer lifl i kumaş üretmeye yarayan bitkilerin üretimi için kulla-nılmak zorunda kalınacaktı. Ayrıca yine tekstil için kullanılacak yünleri elde etmek için çok daha fazla evcil hayvan beslenmek zorunda kalınacak, bunlar için daha fazla tarım arazisi yem bitkilerine ayrılmak zorunda kalınacak ya da daha fazla orman-mera hayvan beslenme-sine açılacaktı.

Eğer plastikler olmasaydı başta mobilya olmak üzere, kaplama, taşıt araçları, ambalaj vb. çok geniş bir yelpazede ahşap kullanılmak zorunda olacaktı ve daha fazla orman bu en-düstriyel yarı mamul ya da mamuller için kesil-mek zorunda kalınacaktı. Ya da gıda tarımında kullanılabilecek alanların bir kısmı endüstriyel ormanlar için kullanılmak zorunda kalınacaktı.

Plastiğin öz niteliklerinin her biri çevre-endüstri ve yaşam açısından kendisini anlatıyor

Plastiklerin, hemen hemen bütün sanayi ve hizmet kollarıyla doğrudan ilişkisi bulunu-yor. Endüstrinin bütün kollarında hammadde ve yarı mamul olarak plastikler kullanılıyor. Ayrıca başta ambalaj olmak üzere, oyuncak vb. ürünlerle evlere giriyor. Plastiklerin “özel-likleri” olarak sayılan her bir unsur, aslında plastiğin hem endüstri, hem çevre hem de in-sanların yaşamı açısından oynadığı kritik rolün çerçevesini de açıklamaya yarıyor.

Plastikler çevrecidir: Plastik malzemeler çevrecidir. Üretimleri

için muadili malzemelere göre çok daha az su kullanılır. Bazı özel plastikler hariç birçok plas-tik malzeme oda sıcaklığında işlenir. Birkaç özel tür plastik sadece 400 derecede işlenir. 1400 derecede işlenen muadili düşünüldü-ğünde, doğaya karbon salımı kıyas kabul et-mez. Plastik hafi ftir. İçine girdiği ya da kapladı-ğı her türlü ürün, malzemeyi hafi fl eştirir. Bu da taşıma için daha az enerji tüketimi anlamına gelir. Plastik ürünlerin doğadaki kirliliğe ilişkin her türlü görsel malzemede kullanılması yan-lış bir algının yerleşmesine neden olduysa da unutulmamalıdır ki; kirliliği yaratan insanlardır. Plastik malzemelerin geri kazanımı hem kolay hem de ucuzdur.

Plastiklerin muadillerine göre düşük ağır-lıkta olması (hafi fl iği) çevre açısından büyük

önem taşır. Basit bir hesapla, mevcut motor teknolojisi verimi altında, otomobillerde her 20 kg. düşüş, kilometre başına 10-12 gr. daha az karbon salımı anlamına gelir. Orta sınıf bir sedan arabanın ağırlığı, muadil malzemeye kıyasla plastikler sayesinde 300 kg. daha dü-şük seviyededir. Bunun da karşılığı 150 bin km. kullanımda 750 litre yakıt tasarrufu anlamına gelir. Bunun anlamı AB ülkelerinde kullanılan taşıtlarda yıllık 12 milyon ton tasarrufa karşılık gelir.

Plastikler istenildiği kadar üre-tilebilir, ucuzluk-refah sağlar:

Petrol ve doğalgazdan elde edilen mo-nomerlerin, polimer hale getirilmesiyle elde edilen plastikler üretim sürecinin özelliğinden dolayı, kullanıldığı her yer için basit bir süreçle istenildiği kadar çoğaltılabilir. Uzun süre depo-lanabilir ve bozulmaz. Bu özellikleriyle muadili cam, demir-çelik, ahşap-kağıt bazlı ürünlere kıyasla avantaja sahiptir.

Plastiklerin çok sayıda kolay üretilebi-lir olması, insanlara refah sağlar. Şehirlerin altyapısı ucuzladığı için daha kaliteli kentler oluşur. Daha ucuz konutlar üretilir ve daha dü-şük gelirdeki insanlar iyi konutlarda oturabilir. Taşıt araçları ucuzlar. Gıda korumaya katkı verdiği için gıda fi yatları düşer. İnsanlar daha ucuz kıyafetler ve mobilyalar ya da elektronik cihazlar satın alabilirler. Toplam yaşam kalitesi ve refaha plastikler kritik katkı verir.

Plastikler hafi ftir: Basit bir özellik gibi görülmesine karşılık,

sanayi açısından hafi fl ik (ağırlık) kritik önem-dedir. Sanayinin ya da yaşamın her alanında hafi fl ik demek daha az enerji harcamak de-mektir. Daha hafi f malzemeler, daha büyük

binalar yapmanızı, daha büyük altyapı tasarla-manızı, daha büyük her türlü taşıt aracı tasar-lamanıza yardım eder. Bu tür her türlü ürün ya da yapının, platformun daha az enerji tüket-mesini sağlayabilirsiniz. Daha büyük bir araç tasarlarken, hafi fl ik sayesinde daha küçük bir motorla istediğiniz performansa ulaşabilirsi-niz. Daha hafi f sanayi ürünü, daha ucuz taşıma anlamına gelir.

Bugün, yeni tasarlanan uçakların gövde-leri, elektrikli araçların gövde dâhil büyük kısmı plastiklerin içinde olduğu kompozit malzeme-lerle üretiliyor. Alüminyum plastikten üç kat, çelik sekiz kat daha ağırdır.

Plastikler kolay işlenebilir, her şeyi güzel hale getirir:

Plastik malzemeler, muadili her türlü mal-zemeye göre çok daha kolay işlenebilir. Kolay işlemek zaman, maliyet ve daha az enerji tü-ketimi demektir. Biliyoruz ki daha az enerji, daha çevreci ürün demektir. Plastikleri işle-mek için yapılması gereken yatırımlar, muadil malzemeleri işlemek için yapılan yatırımların çok küçük bir kısmına yapılabilir. Çok karmaşık modeller dahi, basit yatırımlarla üretilebilir.

Plastikler kolay işlenebilirlikleri sayesin-de, olağanüstü şekiller verilebilir. Her türlü hayali görünür hale getirecek şekle sokulabilir. Bu da ürünlerin daha güzelleşmesi, tasarımcı-ların her türlü yeteneğinin ürüne yansıtılması-nı sağlar.

Plastikler, kolay işlenebilirliği ve boya kat-kılarına uygunluğuyla çok farklı bir alanda da güzellik sağladı. Bugün, taşıt araçlarında süs-leme amaçlı kaplamalar dâhil, her türlü mat-baa ve diğer baskı işlemleri plastik malzemeler üstüne çok büyük boyutlarda yapılabiliyor.

GÜNDEM

76

PLASFEDDERGİGÜNDEM

Plastikler farklı tür malzemele-re dönüşür:

Plastikler, katkı maddeleriyle çok çeşitli malzemelere dönüşür. Aynı plastik hammad-de, katkı malzemeleriyle elastik, yumuşak, sert, geçirgen ya da yalıtkan hale dönüşebilir. Şeff af ya da ışık geçirmez olabilir. Başka mal-zemelerle birleştirilerek kompozit malzemeler elde edilebilir. Mikron seviyesinde çok ince ya da metre düzeyinde kalın işlenebilir. Akla ge-len her alanda plastik malzemelerden ürün üretebilirsiniz. Bu alanda son örnek, “plastik şehir içi yol” yapımı ile atıldı. Hollandalı bir fi r-ma, atık plastik malzemeden yol yapımı için konsept tasarımını açıkladı ve deneysel üre-time başladı. Plastiklerin bu özelliği nedeniyle, bugün çok ince plastik malzemelerle zırh, kur-şungeçirmez camlar üretilebilir hale geldi.

Plastikler çok iyi yalıtkandır:

Plastik malzemeler ister köpük halinde, isterse daha katı formlarda çok iyi yalıtkandır. Binalar ve buzdolapları gibi yaşamsal öneme sahip yapı ve cihazlar böylece daha verimli hale geldi. Enerji tasarrufu sağlandı. Yalıtıma ihtiyaç duyulan her alanda plastikler ucuz ve verimli sonuç sağlar. Bu çok büyük binalar için de geçerlidir, buzdolabı ya da taşıt aracınızın içi için de geçerlidir.

Plastikler içindekini korur: Plastikler içine koyduğunuz her şeyi

korur.. Asit dahil her türlü aşındırıcıya karşı dirençlidir. Kolay tasarımlarla sıvı hatta hava geçirmez kapaklar üretebilirsiniz. Böylece steril ortamlar sağlanabilir. Uygun şartlarla üretilmiş her plastik, içindeki sıvı ya da gaz ile etkileşime geçmez. Avrupa Birliği bu nedenle gıda israfını azaltmada plastiklerin kullanımına yönelik bir programı hayata geçirdi.

Plastiklerin bu özellikleri, tıp alanında yo-ğun biçimde kullanılmasını sağladı. Tıbbi cihaz ve sarf malzemelerinin çok büyük bir kısmı plastik malzemelerden üretilir. Bunların içinde vücut içine yerleştirilen çok sayıda cihaz da bulunur.

Geri dönüştürmesi ucuzdur, yeniden ye-niden kullanılabilir: Plastiklerin geri dönüşü-mü, geri kazanımı muadilleriyle kıyas kabul et-meyecek kadar ucuz ve kolaydır. Üstelik bunu tekrar tekrar yapmak mümkündür. Böylece her türlü kaynağı korumaya yardım eder.

Türkiye’nin 34.8 milyar dolarlık dev sektörüPlastik sektörü, Türkiye’de büyük bir üretim kapasitesi oluşturdu. Avrupa’nın ikinci,

dünyanın yedinci büyük sektörü, doğrudan 250 bin kişinin çalıştığı 10 bin dolayında fi r-ma sayısına ulaştı. 2015 yılında da büyümenin sürmesi ve 36 milyar dolarlık üretim değeri tahmini yapıldı. Yıllık ortalama 680 milyon Dolar sadece makine teçhizat yatırımı sağlayan Türk plastik sektörü 2014’ü 34 milyar dolar üretim ve 4.9 milyar dolar ihracatla tamamladı.

PLASFED kayıtlarına göre Türk plastik mamul, makine ve hammadde sektör büyüklük-leri 2014 yılı sonu itibariyle şöyle oluştu:

Plastik Mamullerde Genel Arz ve Talep Dengesi1000 Ton Milyon USD

2013 2014 % Artış 2013 2014 % Artış

Üretim 8.092 8.234 1,8 34.224 34.876 1,9 İthalat 535 575 7,5 2.902 3.086 6,3 İhracat 1.510 1.601 6,1 4.583 4.976 8,6 Yurtiçi Tüketim 7.117 7.208 1,3 32.544 32.987 1,4 Dış Ticaret Fazlası 974 1.026 5,3 1.680 1.889 12,4 İhracat / Üretim ( % ) 19 19 13 14İthalat / Yurtiçi Tüketim ( %) 8 8 9 9

İhracat / İthalat ( % ) 282 278 158 161

Plastik Hammaddelerde Arz ve Talep Dengesi (1.000 Ton)2013 2014 % Artış

Üretim 1.014 1.014 -İthalat 6.056 6.043 -0,2İhracat 591 670 13,3Yurt içi tüketim 6.479 6.387 -1,4Dış Ticaret Açağı/Fazlası -5.465 -5.373 -1,7İhracat / Üretim (%) 58 66İthalat /Yurt içi tüketim (%) 93 95İhracat/İthalat (%) 10 11

Plastik İşleme Makineleri Genel Arz – Talep Dengesi 2014 (milyon Dolar )

2013 2014 % Artış

2014 / 2013 1.014 1.014 -Üretim 339 367 8 İthalat 527 641 22 İhracat 134 142 6 İç Satış 732 867 18 Dış Ticaret Açığı -393 -499 27 İhracat / Üretim ( % ) 39 39 İthalat / İç Satış ( % ) 72 74

İhracat / İthalat ( % ) 25 22

78

PLASFEDDERGİSÖYLEŞİ

Şenmak Genel Müdürü ve PLASFED Başkan Yardımcısı Hüseyin Semerci:

-Sadece dış ticaret açığı olarak bak-mıyorsunuz anlaşılan ama hammadde aynı zamanda ciddi bir açık üretiyor?

Bu konudaki açığı petrokimya, hammad-de, plastik ayrı ayrı değerlendirilmeli. Petro-kimya ile plastiği ayrıştırmak lazım. Plastik mamul ihracatı bir yanda, hammadde ve plastik mamul ithalatı bir yana koyup bakınca muazzam bir açık var. Oysa hikayenin tama-mı bu değil. O ithal edilen 11 milyar dolarlık plastik hammaddenin büyük bir bölümü farklı elbiseler giyerek ihraç ediliyor. Otomotiv ola-rak, hazır giyim-tekstil olarak ihraç ediliyor. Su ambalajı, gıda ambalajı, halı olarak gidiyor. O nedenle plastik mamul ve plastik hammaddeyi ayrı değerlendirmek lazım.

Petrokimyayı başlık olarak ele alırsak, 10 milyar dolar gibi bir dış ticaret açığının kaynağı.

-Sıklıkla, plastik sektörünün “stra-tejik olarak değerlendirilmesi” vurgu-nuz var. Bu vurgunun temeli nedir?

Evet, plastiğin stratejik bir ürün olduğu kabul edilmeli. Bu sektör de demir-çelik gibi düşünülmeli. İlerde savaştı, krizdi, ambargo dönemlerinde yokluğunda, imalat sanayiinin tüm damarlarını kurutabilecek bir sektör artık. Bütün sanayi kollarına ürün veriyor.

Hammaddede kendine yeter düzeyde yatırım neredeyse çok zor. Baktığınızda 5 Petkim’e daha ihtiyaç var. Bunun için en azın-dan, asgari (hammadde) ihtiyaçlarını karşıla-yacak bir yatırım devlet politikalarıyla, eliyle mutlaka yapılmalı. Her şeyimiz plastik, her yerde plastik var. Dediğim gibi birçok sektörün damarını kurutursunuz bu konuda bir sıkıntı yaşanırsa. Stratejik bir üründür artık plastik.

Şenmak Genel Müdürü Hüse-yin Semerci, Plastik sektörünün “stratejik” olarak değerlendiril-mesi yönünde sıklıkla vurgula-nan görüşün kamuoyunca ve karar alıcılar tarafından yeterin-ce kavranamadığı görüşünde. “Yokluğunda,imalat sanayiinin tüm damarlarını kurutabilecek bir sektör” diyen Semerci, çok çeşitli ürünlerle sanayinin bü-tün kollarına girdi verme özel-liğinin önemine dikkat çekiyor. Semerci’nin vurguladığı bir baş-ka unsur ise Türkiye’nin çevre ülkelerdeki plastik sektörü yatı-rımları nedeniyle ciddi bir reka-bet riskiyle karşı karşıya olduğu.. PAGDER önceki dönem başkanı ve halen PLASFED ve yeni ku-rulan MAKFED’de sivil toplum örgütlerindeki faaliyetlerini sür-düren Hüseyin Semerci’yle, sek-törün hammadde sorunundan, makine sektörünün gelişmesi, sivil toplum örgütlerinin açılım alanlarına kadar geniş bir söyleşi yaptık.

Plastikler stratejiktir, yokluğu diğer sektörlerin damarını kurutur

80

PLASFEDDERGİSÖYLEŞİ

Türkiye’deki dış ticaret açığının baş aktörlerin-den biri. Rakamsal olarak vahim bir tablo gibi. Bununla birlikte birçok sektör için ihracata da dönüşüyor, reel ekonominin çarklarını döndü-rüyor. Birçok sektörün girdisi.

Türkiye 8 milyon ton hammadde işleyen bir ülke. Peki yatırım neden gelmiyor?.. Teş-vikler veriliyor: İstediğin yerde bedava arsa, katma değer şartı petrokimyaya özel aşağı çekildi, verildi Allah verildi, tüm teşviklerden istifade edene üste para da verildi. Ama yine de yeni yatırım gelmedi. Bu teşvikler öncesi bir ortaklık hammadde yatırımı niyetini ilan etmişti, teşvikler onun için geldi diye düşün-dük. Teşvikler açıklandıktan sonra yatırımdan vazgeçtiler. Demek ki teşviklerle ilgisi yokmuş. Anlıyoruz ki, sadece yatırım dönemi teşvikle-riyle Türkiye’de bir petrokimya yatırımı olmu-yor. Sürdürülebilir bir rekabetçiliği Türkiye vaat edemiyor.

Petrokimya yatırımı yapılmalı. Eğer siz burada rafi neri yerine petrokimya tesislerini entegre ederseniz 10 milyar dolar dış ticaret açığını yarı yarıya azaltırsınız. Ham petrolde dışarıya bağımlı olursunuz ama diğerlerinde monomerden polimere bağımsız olursunuz.

Öyleyse, işletme dönemi teşvikleri de verilmeli. İstihdam yükleri kaldırılabilir ama en önemlisi enerji ve hammadde üzerindeki vergiler kaldırılmalı. Bu gibi unsurlarla işletme dönemi teşvik edilmeli.

-Hammadde gümrük tarifelerinde-ki oynamalar da etkili sektörde?

Bir sanayicimiz mizahi bir yaklaşımla,

“hammadde ithaline sübvansiyon ihracatına ilave vergi konsun” demişti esasen bu işin ta-

rafl arına gönderme yapıyor söylem “hani illa vergi koyacaksanız ithalata değil ihracata ko-yun” diyor. Çünkü esas katma değer ilk madde-de değil mamul de. Ekonomi Bakanlığımızın da taraf olduğu bu uygulamalar ile en temel eko-nomik realiteyi en basit aritmetiği reddediyo-ruz. Şu anda ne yapılıyor; Tek sayılabilecek bir petrokimya tesisimiz var, birkaç da hammadde üreticimiz. Bu tek üreticimizi korumak için ön-lemler alınıyor ki yanlış. Çünkü, koruma önlemi gelince yurt dışındaki üretici otomatik fi yat ayarlamasına gidiyor ve kendi mamul üretici-nizi cezalandırmış oluyorsunuz. Hesaptan ki-taptan uzak. Tek petrokimya üreticisinin, boru hatları projeleriyle birlikte 20 milyar dolara kadar çıkabilecek bir yatırımcı olması nedeniy-le, sanırım onlara göre ufak tefek olan bu tip ricaları kırılmıyor. Ancak bu ufak tefek ricaların bizim sektörümüz maliyeti 300-400 milyon dolar / yıl.

-Vurgulanan sıkıntılardan biri de çevre ülkelerde normalleşme başla-dıkça bazıları ham petrole de sahipler, plastik sektörü açısından dış pazarda risk oluşturabileceği konusunda. Ger-çek bir risk mi bu?

Böyle bir risk var ve uzak gelecekte ger-çekleşecek bir risk değil. Bakıyorsunuz Suudi Arabistan’da vs. ham petrol ve petrokimyanın güçlü olduğu ülkelerde, Dünyanın markaları, büyük oyuncuları gidip yatırım yapmaya baş-ladı. Alıp kendi ülkelerinde mamule dönüştür-mek yerine, tesis kurup ileri teknoloji ürünleri-ni orada yapıyorlar. Bu bizim için büyük tehdit. Bizim korumamız gereken hammadde ithalatı değil.

Evet, çevre ülkelerinin yatırımları bir

tehdit. Bizim bu tehditten kurtulabilmemizin çarelerden biri harcıalem mal üretiminden çı-kıp orta, orta yüksek ve ileri teknoloji ürünle-re geçiyor olmamız lazım. Teknoloji ve sanayi gelişimiyle bu tür ürünlere de her geçen gün talep artıyor. Boru üretmekle, poşet üretmek-le Türkiye’yi bir yere taşıyamayız.

Bizim plastik ihracat birim fi yatımız Çin’in altında. Bizi vurduğunu iddia ettiğimiz Çin’in, Türkiye’ye yaptığı ihracattan, bizim dünyaya sattığımız malın birim fi yatı daha düşük. Onlar bile bize kıyasla bizim pazarımıza katma değe-ri daha yüksek ürünlerle giriyor demek ki. Be-ğenmediğimiz Çin’in Türkiye’ye ihracatı, bizim dünyaya yaptığımızdan daha yüksek katma değerli. Çarpıcı bir durum, kendimizi mutla-ka geliştirmeliyiz. Hacimle, büyük cirolarla bir yere gidemiyorsunuz. İSO raporlarında da gördük ki karlar plastikte yüzde 5’lerin altına düştü. Katma değerli ürünleri geçiş olmazsa mevcut tehdit çok yıpratıcı olur, Petrol üreten ülkelerin plastik mamul üretir hale gelmesinin olumsuz etkileri, Uzakdoğu tehdidinden çok daha fazla olur çünkü onlar bizim geleneksel pazarlarımız, mamul sattığımız yerler. Ham-maddeyi ekonomik tedarik ettikleri için reka-bet çok zor olur.

-Türk plastik sektörü oldukça güçlü aslında, bizim fi rmalarımız dış yatırımcı olmamız beklenemez mi?

Evet bu yapılabilir, yeni dönemde mut-laka düşünülmeli. Plastik sektöründe alt kırı-lımlarını incelerseniz, ya pazara yakın olmanız ya da hammaddeye yakın olmanız gerektiğini görürsünüz. Birisi tercih edilecek.

Yurt dışı yatırım planlamaları olabilir. PAGDER’in Mısır ve Tataristan’da girişimleri

Ekim 2011’de PLASFED kuruldu. Her geçen gün büyüyen bir yapı. Konya örgütlenmesi üzerinde çalışıyoruz. Antalya ve Eskişehir ve Denizli, Kocaeli-Sakarya, Samsun’da girişim-lerimiz var. Bunlardan bazıları bölgesel olanlar da olabilir. Bu çalışmalarımızı önemsiyoruz.

PLASFED daha etkin bir rol oynamaya aday. Özellikle parlamentoda lobi grupları oluş-turmaya, sektörün her türlü sorununun Ankara’da etkin biçimde çözmeye aday. Kendi yap-tığımız son çalıştayda nitelikli eleman sorunu ilk sıraya çıktı. Personel sorunu insanların ca-nına tak etti. Bu soruna eğileceğiz. Üye derneklerimizin üye yapılarını güçlendirmeyi amaç ediniyoruz.

Güçlü derneklerin güçlü Federasyonu getireceğini biliyoruz. Mevcut derneklerimizi güçlendirmek hedefi miz. Elimizden gelen her türlü desteği vereceğiz. PLASFED resmi tanı-mında olduğu gibi çatı kuruluş olma özelliğini net biçimde ortaya koyacak çalışmalara imza atacak.

Hüseyin Semerci: PLASFED büyüyor, Konya, Antalya, Eskişehir, Denizli, Kocaeli-Sakarya, Samsun sırada, lobicilik çalışması başlayacak.

81

PLASFEDDERGİ

Elbette çok yapılacak şey var ve as-lında gelebilirler. Diğerleri bir yana şu anda terör gerçekten onlar için anlaşılmaz bir du-rum. Türkiye’de savaş var kabul ediyorlar. Bir müşterim ziyaretini iptal etti. Aynı dönemde bir müşterimiz geldi, dönüşte TEM yolunda gösteri olmuş ve kapatılmış yol. İstanbul’un göbeğinde sabah 4’e kadar otellerine gideme-mişler. Biz sanayiciler böyle etkilenebiliyorsak, turizme etkisi ne olur düşünmek lazım. Yeni hükümet döneminde terör alt etmemiz gere-ken bir unsur. Türkiye’ye büyük makine yatı-rımcıları gelebilir. Teşvik var, makine sektörü stratejik sektör ilan edildi. İstanbul ili hariç tüm illerde yapılacak yatırımlar da dışında yüzde 50’den fazla teşvik alınabiliyor. Bu ülkeler, markalar Türkiye’ye gelebilir ama terör orta-dan kalkmalı.

Türkiye’ye global üreticilerin yatırımını çekmek katkı sağlar. Geçmişe bakın, okul diye niteleyebileceğimiz yerli makine üreticilerimiz lisans altında üretimle başladı. Battenfeld li-sansıyla üretim yapan İmbat Makine bunların başında gelir.. O dönem bu fi rmalarda çalışan insanlar hala Türk plastik işleme makineleri üreticilerinin ana oyuncuları konumundadır

-İş dünyasının, sektörlerin örgüt-lenmesi yönünde ciddi çabanız oldu. PAGDER’in önceki dönem başkanıy-dınız, kurucu başkanlığını yaptığınız PLASFED’de şimdi - başkan yardımcılığı, MAKFED’de yönetim kurulu üyeliğiniz devam ediyor. Sivil toplum örgütleri için gelişme alanı ne olmalı?

Genel itibariyle üyelerden şu geri besle-meyi alıyoruz: Ne yapıyorsunuz, bizler için ne üretiyorsunuz? Sivil toplum kuruluşları (STK) olarak sanırım verilen hizmetleri elle tutu-

runlarına bağımsız ve özerk olarak çözüm üre-tebilecek bir güçlü bir yapı olarak ortaya çıktı. Kuruluştan sonra 16 üyeye ulaştı. Ciddi bir biri-kimi de var. Sorunlar orada da tartışılıyor.

Elbette katma değeri yüksek orta yüksek ve yüksek teknolojiyi hedefl ememiz lazım. Kısa vadede bakarsak, sıradan makinalarla, sı-radan makineler pazarında çok güçlü oyuncu-larla rekabet ediyorsunuz. Bundan kurtulma-nın yönü yüksek teknolojili ürünlere geçmek. Eğer bunu yapamıyorsanız da butik üretime yönelmek. Büyük miktarlı üretimler çok es-nek olamıyor. Butik üretim, esnek yapı, “tailor made” dedikleri, müşterinin isteğine göre özel tasarımlar yapmak bir çözüm olabilir. Bizi reka-betçilikte öne çıkaran önemli bir unsur esnek üretim anlayışı, bizim önemli kültürel özellik-lerimizden biridir yanı zamanda esneklik.- Şu anki makine sektörüne soluk aldıracak, ayakta tutabilecek bir unsur görüyorum.

-Büyük ülkeler teknoloji paylaş-makta istekli mi?

Onlar da en katma değeri düşük ürünleri Türkiye’ye pas etme eğilimindeler. Bu doğal, değerin en büyüğünü ellerinde tutmaya çalı-şıyorlar ama o bile bir kazanç. Doğuya gittikçe mantık değişiyor. Güven duymakta endişeleri var. Güven kazanmak zamanla elde edilebi-lecek bir şey. Güven tesis edildikçe teknoloji paylaşımında daha bonkör olacaklardır. Benim bir gözlemim var, kalite sürekliliğinde soru-numuz var. İyi iş yapıyorsunuz ama sürekliliği sağlayamayabiliyorsunuz. Çok iyi bir işin ardın-dan, çok kötü bir iş gelebiliyor.

-Makine yatırımcılarını çekmek için ne yapılabilir?

olmuştu. Mısır’da eski yönetimden bir teklif gelmişti. Yatırıma davet edildik, farklı teşvik paketleri önerilmişti ama kesintiye uğradı. Yakın zamanda Tataristan ile bir çalışmamız oldu. Protokol de imzalandı. Tataristan’daki petrokimya tesislerine çok yakın bir endüstri bölgesinde yatırım alanı tahsisi söz konu-su. Bunlar da düşünülmeli. Sektörün önemli oyuncularından yatırım kararı almıştı. Türk plastik sektörünün gücü proses tecrübesidir. Bunu kullanmamız lazım.

-Plastik işleme makine sektöründe faaliyet gösteriyorsunuz, burada da bir teknoloji açığımız ve elbette dış ticaret açığımız var. Çıkış yolu aranıyor, hangi noktalarda bu süreç yönetilebilir?

Teknoloji açığı bir gerçek ve ülkenin so-runu. Burada öncelikle zihinsel bir devrime ihtiyaç var. Bir iki kuşak sonra belki ama bu süreyi nasıl dolduracağız ve sanayileşmeden kopmayacağız? Avrupa ve Avrupa içinde de Almanya dünyanın önde gelen ülkelerinden biri. Çevresindeki ülkeleri de yukarı çekiyor. Kimleri çekiyor? Avusturya, İtalya, İsviçre, Hol-landa. Bunların dışında bu ülkelerdeki işçilik üretim maliyetinin yüksek olması nedeniyle fason üretici olan ülkeler var. Çek Cumhuriyeti, Polonya, Macaristan ve Türkiye.. Türkiye bun-ların içinde en gerideki ve en doğudaki ülke. Burada bir şansımız var. Kendi fi rmamda da görüyorum.. Firmamızda yüzde 58-60 ihracat yapıyoruz. Yan sanayi olarak hizmet veriyoruz.

Büyük fi rmalar artık yurt dışında parça ürettirip, kendi ülkelerinde montajlayıp ka-lite kontrolünü yapıp satma eğiliminde. Bu süreçler içinde teknolojiyi özümsemek, üre-tim kültür ve anlayışını geliştirmek için bu tür işbirliklerinin fi rmalarımıza çok şey katacağı-na inanıyorum. Kendi fi rmamda da bu süreci yaşadık. 10-11 yıl önce ile şimdi arasında, işe yaklaşım ve bakış açımızla çok büyük farklılık-lar var. Bu ara süreç diyelim, bu şekilde değer-lendirilebilir.

Büyük oyuncuları yan sanayi, OEM, te-darikçi olarak hizmet edilebilir. Bu arada bizim sanayi devrimini yapıyor olmamız lazım. AR-GE, inovasyon hep söylüyoruz, ne olduğunu biliyoruz ama nasıl yapacağımızı, hangi yoldan gideceğimizi bilmiyoruz. Bu yapısal bir sorun, ülke sorunu.

Süreçleri yönetmek için yeni girişimler var. MAKFED kuruldu. PAGDER olarak kurucu üyeleri içinde yer aldık. Şahsen ben de bu yeni ve güçlü yapı da yönetim kurulu üyesi olarak PAGDER’i temsilen görev aldım. - Sektörün so-

SÖYLEŞİ

82

Türkiye’nin Enerjisi

PLASFEDDERGİ

lur, somut kılamıyoruz. Üyeleri, muhatapları tatmin edecek, onların beklentilerine karşılık oluşturacak hizmetleri çok net ortaya koya-mıyoruz. Bu nedenle, eğer çekişme yoksa, işin içine gruplaşma, yarış girmemişse genel kurul yapacak sayıyı zor buluyorsunuz. Arkadaşları-mızı özel davetlerle rica minnet getirebiliyo-ruz.

İnsanlar günlük iş yoğunluğunun içinde, yaşamın zorlukları içinde sivil toplum hayatına pek ihtiyaç duymuyorlar. Bunu zorunluluk, ge-reksinim olarak görmüyorlar. Sosyalleşmeyi ve “network”u değerli kabul etmiyorlar.

Arkadaşlarınızla bir araya gelince, hiz-metler tarafıyla ilgili takdir ediliyorsunuz, tak-dire değer bulunduğu söyleniyor. “Birilerinin” mutlaka bunu yapması gerektiği söyleniyor ama onlardan başka “birilerinin..” Maalesef si-vil toplum hayatına ihtiyacı olan heyecanı ka-tamıyoruz. Dediğim gibi büyük ihtimalle yapı-lan hizmeti somut olarak ortaya koyamıyoruz sanırım. Nasıl somutlaştırılır, belki sorumluluk-ların tabana yayarak, paylaştırmak suretiyle olabilir. Küçük küçük görevler verilse ve onlar-dan geri beslemeler alınsa, üyeler dahil veya kapalı devre sistemler kurulsa çözüm olabilir.

-Dış paydaşlar STK’lara yeteri kadar önem veriyor mu, elbette en önemlisi karar alıcılar?

Öncelikle şunu söylememiz lazım, plastik ve plastik işleme makine sektörü açısından konuşursak bir STK olarak sorunlarımıza va-kıfız, gündeme getirebiliyoruz. Belki, bunları raporlamak, başvuru kaynağı haline getirmek yönünde gelişme sağlanabilir.

Bilmek farklı, durumu doğru dille ifade

edebilmek ayrı işler. Bunun için kadroya, kad-ro için de maddi kaynağa ihtiyaç var. Üyelerle besleniyor olmanız lazım veya başka faaliyet gelirleriyle kaynak elde etmeniz lazım.

Dernekte çalışırken, sektöre hizmet üret-mek yerine, faaliyet giderlerini karşılayacak hizmetleri üretmek birinci önceliğimizdi Önce para kazanıp, sonra artırdığımızla da sektöre hizmet üretecek bilgi, rapor vs. çalışmaları ya-pıyorduk. Baktığınız zaman mesai ve emeğin yüzde 70’i döngüyü sağlamak üzere harcanı-yordu. Böyle olmamalı. Kaynak sıkıntısı, soru-nu yaşamamalı örgütler. Üyelerden elde ettiği gelirle, sadece üyelerin gelişimine, üyeleri etkileyecek kamu karar vericilerine altlık oluş-turacak bilgi tabanını sağlayacak çalışmalar yapılmalı.

2006’dan bu yana karar vericiler, AB uyum yasaları çerçevesinde STK’lardan görüş almaya başladı. Bir mevzuat yürürlüğe girme-den, ilgili STK’nın görüşü alınıyor. Bizimle ilgili bakanlıklar, Sanayi Bakanlığı, Ekonomi Ba-kanlığı, Gümrük Ticaret Bakanlığı, bizimle ilgili konularda görüş alış-verişinde bulunuyor. Ne derece etkili, her iki taraf için ne derece mem-nuniyet verici diye sorulursa henüz çok değil ama gelişiyor ve bundan çok memnunuz.

En azından bazı şeyleri paylaşır duruma geldik ve her geçen gün üzerine koyan, etkinli-ği artan bir paylaşım. Üç beş yıl önce çok işlev-sel değildi, şekil şartı yerine getiriliyordu ama bugün daha işlevsel.. Bu alışverişten mem-nunuz STK’lar olarak.. Bizi derinden etkileyen sorunları daha iyi anlatırsak kamuya daha iyi sonuçlar alabileceğimiz muhakkak.

-STK’lar üyelerden, üyeler de STK’lardan boylarını aşan bir beklenti içinde mi acaba, böyle bir “beklenti asi-metrisi” de tartışılıyor?

Üyeler açısından, bazıları için evet, bazı-ları için hayır. Nasıl algılandığına ve ilgili üyenin durumuna bağlı. Durum derken şunu kaste-diyorum: Eğer bir sorun yaşıyorsa üye ve bir sorundan doğrudan etkileniyorsa hemen gi-rişim istiyor ama iş kaynak sıkıntısına gelince çalışma hızı sınırlanıyor. Ancak burada eleştirel değilim. Daha önce STK’ların yapması gere-kenleri, üyelerine karşı sorumluluklarına ilişkin görüşümü söyledim.

Burada şunu örnek vermek lazım: Doğru proje olunca insanlar katkı vermekten kaçın-mıyor. Mesela, Yuvaya Dönüşen Plastikler kampanyasında 1500 yakın kulübe bağışı yapıldı. Bunun kaynağı tamamen sektörde. Bağışlarla yapılmış büyük bir organizasyon ve insanlar bunun için kaynak, emek harcıyor.

Plastik sektörü bunun çok ötesinde kampanyalar, projeler yapma potansiyeline sahip. Sektör sorunlarına karşı, olumsuz kam-panyalara karşı yanıt verecek işler yapabilir. Sektörün bazı yerlerde gücü, bazı yerlerde de dezavantajı bir durum, yüzde 99’u KOBİ’lerden oluşuyor. STK’lar onların cesametlerini büyü-tecek önemli bir unsur. Özellikle bu tip kam-panyalarda.

Güveni kazanmak, karşılıklı güveni tesis etmek önemli. Belki orada bazı eksiklerimiz var. Yuvaya Dönüşen Plastikler gibi doğru projeler bir örnektir. Doğru projeler yapılırsa etrafında kenetlenme ortaya çıkıyor. Üretken-liğe devam etmek, yılmamak ve uzun vadeli projeler ortaya koymak lazım. PAGDER böyle uzun vadeli bir proje yaptı ve devam ediyor. PAGDER sosyal sorumluluk projelerini vücuda getirmek, yürütmek, etkin sonuçlarını üret-mek konusunda sektörümüze de bir referans noktası olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.

SÖYLEŞİ

84

PLASFEDDERGİ

Polonya, soğuk savaş döneminin biti-şinde en önemli rolü oynayan ülkeler arasın-da yer aldı. Ülkenin 1980’li yıllardan itibaren başlayan işçi sendikaları hareketinin daha sonra bir özgürlük platformuna dönüşmesi ve 1988’de sosyalist hükümet ile masaya otu-rarak serbestleşme yönünde bir anlaşmayı hayata geçirmeyi başarması sosyalist Avrupa ülkelerinde de benzeri özgürlük hareketlerinin patlamasına yol açmıştı.

1989’da yapılan ilk seçimlerde dayanışma hareketinin lideri Lech Walesa’nın sosyalist ik-tidara karşı zafer kazanması üzerine Sovyet Ordusu Polonya’dan çekilmek zorunda kaldı ve 1990 yılında da sosyalist idare biçimine son verildi. Ülke 1990 yılında NATO’ya, 1 Mayıs 2004 tarihinde ise Avrupa Birliğine girdi.

Polonya özellikle AB’ye katılımının ardın-dan hızla kabuk değiştirdi ve serbest piyasa ekonomisinin bütün unsurları uygulanmaya başladı. Ülkeye başta AB ülkeleri olmak üzere küresel şirketler yatırım yaptı ve fi nans, oto-motiv ve televizyon üretiminde ülke önemli bir konuma geldi. Ancak bu üretimlerin çok büyük bir kısmının mülkiyeti yabancı şirketlerde bu-lunuyor.

Polonya, 460 üyeli parlamento ve 100 üyeli senatodan oluşan ikili parlamenter siste-mi ile yönetiliyor. Polonya 38,5 milyon nüfusu ve deneyimli işgücü ile Avrupa’nın önemli mer-kezlerinden biri olma niteliği bulunuyor. Ülke, ülkemizdeki il yapılanmasının karşılığı olarak görülebilecek 16 idari bölge (voyvodalık) ile idari yapılanması bulunuyor. Bu bölgelerde

379 ilçe bulunuyor. Voyvadoların başkanları 4 yıl için seçiliyor.

Polonya’da yaşayanların yüzde 61,1’i şe-hirlerde yüzde 38,9’u kırsalda yaşıyor. Ülke kriz sonrası yüksek işsizlik sorununu yaşama-ya devam ediyor. Resmi rakamlara göre 2 mil-yon işgücü diğer ülkelere göç etti.

Ülke, üretim deneyimiyle dış ticaretin-de dengeli bir görünüm arzediyor. Yabancı sermayeli şirketlerin yaptıkları üretimleri dış pazarlara satması da bunda etkili oluyor. Po-lonya, küresel kriz döneminde olumsuz etki-lense de büyümesini koruyabilen az sayıdaki Avrupa ülkesinden biri oldu. Ülkede AB fonları kaynaklı alt yapı yatırımlarının devam etmesi, doğrudan yabancı sermayenin Polonya paza-rına olan ilgisinin devam etmesi ve tüketim harcamalarının diğer Avrupa ülkelerine göre mali krizden nispeten daha az etkilenmesi gibi nedenlerden ötürü, Polonya ekonomisinin önümüzdeki dönemde de pozitif büyümesi bekleniyor.

Polonya’nın 2014 yılı ihracatı 214 milyar Dolar, ithalatı ise 217 milyar Dolar seviyesinde gerçekleşti. Dış ticaret açığı sadece 3 milyar dolar seviyesinde oldu. Özellikle ihracata yö-nelik yabancı sermaye yatırımları Avro bölge-sinde yaşanan krize rağmen ihracatta görülen artışa önemli katkıda bulundu. Polonya, mev-cut iyi yapılanmasında 2007-2013 bütçe dö-neminde AB kaynaklarından Polonya’ya tahsis edilen kaynak 67 milyar Avro kaynak tahsisi kullandı.

İmalat sanayinde otomotiv ve elektro-nik yatırımları dikkat çekiyor. Polonya’da Fiat, GM-Opel, VW, FSO ve Intral taşıt araçları üreti-yor. Ülke 1 milyon adete yakın üretim yapıyor. Çoğu yabancı sermayeli 800 fi rma otomotiv sektörü için motor ve aksam tedarik ediyor. Polonya’da beyaz eşya ve tv üreticisi BSH, Whirpool, Samsung, LG, Indesit, Fagor Mas-tercook ve Amica, ABD’li bilgisayar ürecisi Dell Polonyada üretim yapıyor.

-Plastik sektörü açısından zorluklar var ama fırsat sunuyor

Polonya, plastik üretiminde 6,7 milyon

Türkiye ile Osmanlı döneminden bu yana ilginç bir olumlu ilişki-si bulunan Polonya, uzun süren sosyalist dönemin ardından Avrupa Birliği’ne katılmasıyla etkinliğini devam ettirdi. Yabancı sermayeli çok sayıda fi rma Polonya’ya yatırım yaptı. Ülke, otomotiv ve televizyon üretiminde güçlü bir zemine oturdu. AB dışından da küresel imalatçılar Polonya’da faaliyet gösteriyor.

Polonya Avrupa’nın üretim merkezlerinden biri

ATLAS

86

PLASFEDDERGİ

ton ile dünya üretiminden yüzde 2,2 oranında pay alıyor. Dünyada 11. büyük üretici duru-munda. Yıllık, 5,9 milyar Dolar düzeyinde ham-madde ithalatı gerçekleştiriyor. İhracat birim fi yatları da dünya ortalamasının üzerinde 4,4 dolar seviyesinde.

Ancak aynı zamanda ciddi bir mamul ihra-cat ve ithalatçısı. Yıllık 6,6 milyar dolar plastik mamul ihraç ederken, 5,3 milyar dolar dola-yında plastik mamul ithal ediyor.

Polonya, Türkiye ile plastik mamul ve hammaddede önemli bir seviyede bulunmu-yor. Türkiye’nin ilk 10 büyük plastik mamul dış ticaret partneri içinde Polonya bulunmuyor. Ancak ülkenin iki önemli konumu plastik sek-törü açısından önem taşıyor. Polonya çok ciddi otomotiv ve televizyon sanayi nedeniyle, bu alanlara yüksek miktarda yarı mamul sunan plastik sektörüne ciddi bir alternatif sunuyor. Aynı zamanda, Polonya ambalaj sanayinde de ciddi miktarda tüketim yapıyor.

Ekonomi Bakanlığı’nın hazırladığı bir am-balaj raporunda, ülkenin ambalaj ithalatının her yıl yüzde 10’un üzerinde büyümesine dikkat çekiliyor. Yıllık 6 ile 7 milyar dolar ara-sında ambalaj ürünü ithal eden Polonya’da potansiyel olmakla birlikte Türkiye ile benzer bir üretim yapısı olması nedeniyle bu potan-siyel sınırlılık arzediyor. Ekonomi Bakanlığı ra-porunda ambalaj konusunda, “ Plastiklerden fi lm ve folyolar; PET fi lm ve levhalar; kağıt ve kartondanplastik sıvalı, emdirilmiş/kaplıyüzeyi renklendirilmiş veya baskı yapılmış ambalajlar; propilen polimerlerinden levha ve fi lmler; ka-ğıt ve kartondanyüzeyi renklendirilmiş veya

baskı yapılmış ambalajlar; etilen polimerle-rinden fi lmler, levhalar ve folyolar; plastikten kapsül ve kapaklar; cam damacana, şişe, kava-noz ve ilaç tüpleri; vinilklorür polimerlerinden levhalar, şeritler, fi lmler ve folyolar; etilen po-limerlerinden torbalar ve çantalar en çok ithal edilen ambalaj ürünleridir. Polonya’nın ithal ettiği ürünlere bakıldığında söz konusu amba-laj ürünlerinin aynı zamanda ülkemizin ihraç ürünleri olduğu görülmektedir. Polonya’nın ambalaj ürünleri ithalatında Türkiye’nin payı yüzde 1’dir. Ülkemiz ambalaj ürünleri ihracat potansiyelini düşündüğümüzde pazardan aldığımız bu pay çok düşüktür. Çalışmamızın ithalat bölümünde de inceleyebileceğiniz gibi yapmış olduğumuz istatistiki veri çalışmasın-da, Polonya’ya ambalaj ürünleri ihracat po-tansiyelimiz 3 milyar dolar olarak ortaya çık-maktadır. Ancak iç piyasada da birçok ambalaj ürününün üretilmesi nedeniyle, Türk ambalaj ürünleri üreticilerinin, iç piyasada üretilmeyen, daha dikkat çekici ve teknolojik ürünler ile pa-zarda daha çok şanslarının olacağını ve ihracat payımızın artırılabileceği düşünülmektedir” de-ğerlendirmesi yapılıyor.

ATLAS

Polonya Temel Ekonomik Göstergeler2010 2014 2015 tahmin 2016 tahmin 2014

GSYİH (milyar dolar, piyasa döviz kuruna göre) 469,1 550,3 480,9 473,5 34.876GSYİH (milyar Zloti) 1.414 1.735 1.812 1.880 3.086 Büyüme (%) 3,9 3,4 3,6 3,8 4.976Kişi başına GSYİH (dolar, satın alma gücü paritesine göre) 20.341 24.501 25.736 27.146 32.987İşsizlik (ort.; %) 12,1 12,3 10,9 9,9 1.889Enfl asyon (ort,; %) 3,1 0,1 -0,5 2,0 14İhracat-fob (milyon dolar) 165.901 209.175 212.818 227.113 9İthalat-fob (milyon dolar) 177.683 210.039 213.539 235.353 161 Cari İşlemler Dengesi (milyon dolar) -24.064 -7.069 -5.492 -13.682Döviz Kuru Zl:$ (ort) 3,02 3,15 3,77 3,97Döviz Kuru Zl:€ (ort) 3,99 4,18 4,05 3,94

Yıllar İtibarıyla Polonya’ya Yönelik Doğrudan Yabancı

Yatırımlar2010

Yıl Milyon Dolar 2009 11.8892010 12.7962011 18.2582012 7.1202013(Tahmini) 1202014(Tahmini) 13.883

Kaynak: Economist Intelligence Unit (EIU)- 2015, a EIU Gerçekleşen, b EIU Tahmin, c EIU Öngörüsü

Kaynak: Birleşmiş Milletler

Türkiye Polonya Dış ticaret (2014 12 ay- 2015 10 Ay)

Yıl İhracat Dolar İthalat Dolar

2014 (yıllık) 2.401.689.387 3.082.127.726

2015 (Ocak-Eylül) 1.688.323.964 2.194.741.694

TÜRKİYE POLONYA PLASTİK DIŞ TİCARETİ 2014

SITC1 adı İhracat Dolar İthalat Dolar

Diğer plastikler (ilk şekillerde) 7.886.249 10.730.799Plastikten döküntü, kalıntı ve hurdalar 177.269

Plastikten tüpler, borular, hortumlar; conta, dirsek, rakor vb 7.272.715 2.809.822

Plastiklerden levhalar, fi lmler, yap-raklar, plakalar 50.057.781 20.788.103

Plastikten monofi l, çubuk, profi ller-enine kesiti 1mmyi geçen 1.747.898 2.958.018

Plastikten mamul esya 24.560.071 19.651.280 91.524.714 57.115.291

87

PLASFEDDERGİ

Krakov’da yer alıyor.

Wieliczka Tuz Madeni (Krakov) Tarihi bir tuz madeninin daha sonra şekillendirilmesi ve hatta yaşam alanına dönüştürülmesiyle oluş-muş bir yapı. 13. yüzyılda tuz madeni olarak işle-tildikten sonra bugün müze olarak kullanılıyor. Hatta içinde bir de kilise bulunuyor.

Auschwitz-Birkenau Kampı (Krakov) Dün-ya tarihinin en kötü olaylarından birinin yaşan-dığı bir nazi kampı da Polonya’da bulunuyor. 2. Dünya savaşında Polonya’yı işgal eden Alman-ya, bu kampa Polonya ve bütün Avrupa’dan Yahudileri getirdi ve sistematik katliam ve tıbbi deneyler-işkenceler gerçekleştirildi.

Bialpwieza Ormanı (Polonya – Beyaz Rus-ya sınırı) Beyaz Rusya ve Polonya arasında kalan bir bölgede bulunan Bialpwieza Ormanı, tamamen doğallığıyla ve bölgeye özgü bitki örtüsünün tamamını gözler önüne sermesiyle dikkat çekiyor.

Varşova Şehir Merkezi İkinci dünya sava-şında yıkılan Varşova, özgün mimarisiyle kent merkezini yeniden inşa etti ve korunmuş bir yapı ortaya çıktı.

Zamosc Eski Şehri: Şehir merkezi 16. yüz-yıldaki izlerini taşıyor. Haritada Zamosc Eski Şehri…

Malbork Kalesi: Orta çağ yaşam biçimini yansıtan 13 yüzyıl sonu 14. yüzyıl başında inşa edilen Avrupa’nın en büyük gotik kalesi.

Muskauer Park (lustatian Neisse): Avrupa’nın en güzel peyzaja sahip parklarından biri UNESCO mirası koruması altında varlığını sürdürüyor.

Centennial Hall (Wroclaw) Şeklinden ve mimari yaklaşımından dolayı günümüz modern mimarisine benzetilmesine rağmen Mimar Max Ber tarafından 1911-1913 tarihleri arasında ya-

pılan 6 bin izleyici alabilen oditoryum da UNES-CO dünya kültür mirası içine alındı.

Polonya ve Türkiye tarihinde kritik dönemeçlerde kesişme yaşandı

Türkiye ile Polonya arasında tarihi ilişkiler ilginç bir süreç izledi. Osmanlı’nın Avrupa’da genişleme sürecinden itibaren Polonya tari-hi Türklerle hep kesişti. Bu ilişkiler son birkaç yüzyıl ise müttefi klik hatta dayanışma ile şe-killendi. Bütün bunların tarihi miraslarından biri Polonyalı sığınmacıların yerleştiği İstanbul’daki Polonezköy oldu.

Bugünkü Polonya’nın bulunduğu toprak-larda yaşayan slav kökenli Piast hanedanının 966’da Hıristiyanlığı kabul etmesiyle ülkenin temelleri atıldı. Bu hanedan, bölgeye hakim olmaya çalışan din merkezli Roma-Germen İmparatorluğuna karşı zaman zaman bağımsız kalsa da sürekli mücadele içinde bulundu. 13. Yüzyıldaki Moğol işgalinin etkilediği ülkelerden biri oldu. Sonraki dönemde Litvanya ile birlik kurma çabalarının yer aldığı küçük bir krallık olarak yaşadı. Gdansk’ın alınmasıyla ticaret yol-ları da açılan ülke bu kez Osmanlı tehdidi altında kalmaya başladı. Polonya aynı dönemde Roma-Germen imparatorluğunun da tehdidi altında yaşadı. 17. Yüzyılda, Osmanlı’nın Viyana kuşat-masının başarısızlığa uğramasında Polonya’nın Viyana’ya verdiği askeri destek kritik rol oyna-dı. Ancak krallığın Rusya ile olan ilişkisi sürekli olarak bozuk oldu. Polonya 18. yüzyılda önce İsveç’in sonra da Rusya’nın işgalini yaşadı. 1795 yılında ülke hakimiyetini kaybetti ve bu 100 yıl sürdü. Bu süreçte zaman zaman ayaklanmalar yaşandı. Rusya’ya karşı Osmanlı stratejik olarak sürekli bu ayaklanmaları ve soyluları destekledi.

1830’da yaşanan ayaklanmanın başarısız-lıkla sonuçlanması üzerine çok sayıda Polonyalı ve ayaklanmayı yöneten aile Osmanlı’ya sığındı. Bugünkü Polonezköy’ü oluşturan bölgeye yer-leştirildiler. Devam eden süreçte orta ölçekli bir kasaba büyüklüğüne ulaşılsa da Polonya’nın bağımsızlığına kavuştuğu yirminci yüzyılın ba-şında çok sayıda Polonyalı kendi ülkesine dön-dü.

Polonya, çalkantılı tarihinin ardından 1918’de bir Cumhuriyet olarak hemen hemen bugünkü sınırlarında kuruldu. Ardından ikinci dünya savaşında Almanya’nın işgaline uğra-dı. 1944’ten 1990’a kadar sosyalist dönemi yaşadı. Ülke anlaşmanın imzalandığı Polonya Başkenti olan Varşova’dan adını alan “Varşova Paktı” ile soğuk savaş isimlerind en birinin de ev sahibi oldu.

-Türkiye ikili ticarette açık veriyor

Polonya, Avrupa Birliği’ne katılım sürecinin tamamlandığı 2003 yılından bu yana Türkiye ile olan ticaretinde fazla veriyor. TÜİK verilerine göre 2014’te Polonya’ya ihracat 2.4 milyar do-lar, ithalat ise 3 milyar dolar olarak gerçekleşti. İki ülke arasında plastik mamul ticaretinde ise Türk fi rmaları fazla veriyor.

Ekonomi Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’den Polonya’ya plastik ürünler ihracat potansiyeli petrol ve doğalgazın ardından ikin-ci sırada bulunuyor. Ülke her ne kadar ciddi bir plastik üreticisi olsa da üretim yapısı ve küresel sermayenin bu üretim tesislerine sahip olması nedeniyle ithalata açık konumda bulunuyor.

Gazilecek yerler

Polonya’da, başkent Varşova Krakow, in-sanlık tarihinin en önemli trajedilerinden birinin sergilendiği Nazi’lerin kötü şöhretli toplama kampı Auschwitz, Gdansk önemli şehirler. Kış tatili için kalabalık Avrupa kış merkezlerinden kaçılabilecek Tatra Dağlarında küçük kasaba otel ve kayak merkezleri bulunuyor.

Ülkede, Varşova tarihi dokusu ve yapılarıy-la, Krakow düzgün işlenmiş ve tarihi yaşamıyla önem taşıyor. Yine Polonya tarihinin önemli dönüm noktalarından olan olayların yaşandığı Gdansk ve çevresindeki Kuzey sahil kentleri ko-runmuş tarihi yapılarıyla önem taşıyor.

Ülkede, UNESCO tarafından kültür mirası sayılmış 13 yer bulunuyor. Bunlar, aynı zaman-da Polonya’nın turistik kent rotalarının da çıka-rılmasını sağlıyor.

Krakov Tarihi Merkezi 13. yüzyılda Avrupa’nın en büyük market ve pazarlarından biri olan bu merkez Polonya’nın eski Başkenti

ATLAS

88

PLASFEDDERGİSÖYLEŞİ

Üçgen Pigment Yönetim Kurulu Başkanı Ulvi Özgüven ile sanat ve renkler üzerine

Üreticiden ürünü bulabilirsiniz, kimyasal yapı-larından ürünlere ulaşabilirsiniz, sanayilerden ürüne ulaşabilirsiniz. Dördüncü bir ayak ekli-yoruz: Renklerden ürünlere ulaşabilirsiniz.. Bu sanıyorum Türkiye’de ilk olacak.

Bölümün adı: Renklerin dili, renklere göre pigmentler. Bir üreticisiniz, bir renk diyelim ki mavi arıyorsunuz.. Kimi arayacaksınız, tabii ki pigmentçiyi.. Ben de soru sormaya başlıyorum ve ona bir mavi önerisi yapıyorum ve numu-ne gönderiyorum. Bu aşamayı ben internette çözmeyi hedefl edim.

-Renk ya da pigment deyince işin içi-ne sanat kadar bilim de giriyor değil mi?

Biz şirket olarak bu konuda bilgilerimizi müşterimizle paylaşıyoruz. Pigmentler ve kat-kılar eğitim günleri yapıyoruz. Bugüne kadar 30 fi rmaya eğitim verdik. Cuma günleri, tek gün tek müşteri.. Işık, renk, pigment hepsini anlatıyoruz. Bu yıl biraz azaldı ama geçen yıl çok müşterimizi ağırladık. Müşterilerimizden bize çok teşekkür eden oldu.

-Neden düzenlediniz bu eğitimi?

Biz sanayici değiliz, ticaret yapıyoruz ama görevimiz var: Bilgimizi paylaşmadığımız süre-ce gelişmemiz mümkün değil. Basit bir örnek, inanılmaz plastik işleme makineleri alıyoruz sonuçtaki ürün leğen ise.. Bu doğru değil, bi-zim hedefi miz bu olmamalı. Bill Gates, girdiği her evden senede 100 dolar alıyor. Bizim bilimi geliştirmemiz, paylaşmamız lazım.

Şirketlerimiz bilgi paylaşımını yapmıyor. Kendi elemanlarına bile ışık tutacak eğitim vermiyorlar. Üretimdekilerin ellerinde bir re-çete oluyor ve onu sürekli tekrarlıyor. Yönetim de standart hale gelmiş.. En üste bakıyorsunuz ve o da “karlı mıyız, değil miyiz” diye bakıyor.. Kar ve para bana göre çok göreceli bir kavram-dır. Başarı da görecelidir. Türk işadamı olarak

sayfamız tahmin ediyorum, benim türümde iş yapanların en iyisi yıllardır şirket web sayfaları hep aynı ve değişmiyor. Bizim sayfamız sürekli güncellenir ve bu işi bizzat ben takip ediyo-rum. Ürünler, haberler sürekli değişir. Web sayfamızda yeni bir duyuruya hazırlanıyoruz. Bizim sayfamız şöyle işliyor; Ürünler, ürünler-den üreticilere ve sanayicilere.. Üçlü bir yapı.

-Üçgen Pigment, nasıl bir farklılık öneriyor, siz nasıl tanımlıyorsunuz bunu?

Öncelikle kendimi, klasik bir ticaret insanı olarak görmüyorum. Sanat yanım çoktur. Re-sim yaparım, müzik yanım vardır. Sinemaya düşkünüm. İşimi de daima sanat gibi gördüm. Renkler farklı bir dünya.. Küçük bir örnek, web

Sektörün önde gelen pigment ve polimer katkıları dağıtımcılığı ve temsilciği yapan kuruluşlarından Üçgen Pigment, yeni yatırımlarla bü-yüme sürecini devam ettiriyor. “Renkleri” iş konusu seçen Ulvi Özgü-ven, sohbete, “iş”ten önce sanat ve felsefe ile başladı. Sanatın hem kendine, hem de işine çok şey kattığının altını çizen Özgüven ile sine-ma, renk, plastik sektörü ve sanayi büyümesi üzerine bir söyleşi yap-tık. Pigment pasta üretimine başladıklarını ve yeni merkezlerini inşa ettiklerini belirten Özgüven, sanayicileri yatırıma daha fazla kaynak ayırmalarının doğru olacağını söyledi.

İşinizin felsefesini yapmanız gerekir, yapmazsanız sorun yaşarsınız

90

PLASFEDDERGİSÖYLEŞİ

işimizin felsefesini yapmıyoruz ve yapmayın-ca da paraya bağlı bir kısır döngü içindeyiz.

En çok stajyer kullanan şirketim. Senede 5-6 dönem stajyer alıyoruz. İhracat, ithalat, sipariş bildiğimizi öğretiyoruz. Klasik bir şirket değilim ve amacım var: Amacım da müşteri-mize insanlara bildiğimizi öğretebilmek. Ben elimden geleni yapıyorum, ruhu olan iyi bir şirketimiz var. Bu şirket ağlıyor, gülüyor, kıs-kanıyor, huzur duyuyor. Tıpkı insan gibi. Bu şirkette hissedersiniz hepsini.. Huzuru da his-sedersiniz çünkü paylaşıyoruz.

Hep söylüyorum, iyi niyeti olmayan şirke-timize gelmesin. Alt-üst yönetim sistemi yok şirketimizde. Ben takım lideriyim, herkes bana bağlı ama herkes birbirine yardım etmek zo-runda. Fatih Terim gibi, takımla sahaya çıkarım ama kenardan taktik veririm. Bunun çok avan-tajı var, dezavantajı da var. En büyük dezavan-tajı daima takımla sahaya çıkmak zorundayım. Uzaktan yönetim mümkün değil. En büyük avantajı takım daima canlı. Dikey yönetim ko-laydır. Sorumlulukları verirsin ve en sonunda raporu alırsın ama okumazsın.

-Çok stajyer aldığınıza göre gençlere yönelik gözlemleriniz de vardır..

Bana ilk başvuruda insanlar soruyor: Ben ne olacağım.. Birine dedim, “genel müdür mü olmak istiyorsun, istiyorsan bir kartvizit bastı-rayım.. “ istediğiniz kadar unvan yazın, bir an-lamı yok. Bir işe başlayın, bir öğrenin..” Unvan peşindeki insanlarla benim işim yok.

Farklı bir şey uyguladık: Ben satış eki-binden hiç hedef istemedim.. Böyle satışın bir anlamı olmaz. Bir ürün üzerine kafa yorar-sınız, ürünü anlarsınız kendiniz üretiyormuş gibi üretir, pazarı araştırır ve tanıtırsınız. Sonra talepleri karşılarsınız. Önemli olan, yeni ürünü

geliştirip pazara sunmaktır. Bunu yapmamız lazım.

-Üretim isteğiniz var anlaşılan..

Lateks için Pigment pasta üretimine baş-ladık. Üretme sebebim, laboratuvar kurmak istiyordum, bu laboratuvarın bir çıktısı olsun istedim. Böyle bir orijinal giriş oldu. Labora-tuvar ikili çalışıyor, içinde aylık 3-4 ton üretim var. Pırıl pırıl bir üretim tesisi çünkü labora-tuvar ama düşük kapasiteli. Elbette adı üze-rinde laboratuvar olduğu için test hizmeti de veriyor. UV testi yapabiliyorum, yaşlandırma

Yolda

Ulvi Özgüven, uzun süredir hikaye yazdığını ve çoğu kızına anlatırken doğaçlama olarak ortaya çıktığını belirtti. Bu hikayeleri kızıma hikayeler adı altında yayınlamayı çok arzu ettiğini belirten Özgüven, çocuklarına onları az görme pahasına neden çok çalıştığını anlatmak için yazdığı “Yolda” hikayesinin kısa özetini paylaştı:

“Pazarlamada çok çalışan bir kişi, iş gezisi için arabasıyla Ankara’dan Konya’ya gidiyor. Konya’ya 100 km. kala, ileride sis gibi bir oluşum görüyor, yaklaşıyor görüyor ki, Konya’da yay-gın olan kırmızı bir toz bulutu. Görüş olmayacağı için aracını kenara çekiyor. Toz bulutu üzeri-ne kapandığı sırada yanından çok hızlı bir kamyon geçiyor. Düşünüyor, ben göremiyorum, bu kamyon nasıl hareket ediyor? Toz bulutu dağılıyor, hareket ediyor ve bir süre gidince yeni bir tabela görüyor: Ankara 100 km. Şaşırıyor ama “bu işte bir iş var” diyerek, geri dönmüyor, evine gidiyor tekrar.. Dinlenmesi gerektiğini söylüyor ve dinleniyor. Ertesi gün, patronuna gidiyor ve olayı anlatıyor.. Pazarlamaya çıkmak istemediğini, bu olayın bir işaret olduğunu düşündüğünü söylüyor. Patronu ise pazarlama dışında pozisyon olmadığını söyleyince, istifa ediyor. Birkaç hafta geçtikten sonra iş bulmak için çalışmaya başlıyor, beğendiği oluyor, beğenmeyen olu-yor, altı ay geçiyor, sorunlar başlıyor, süre daha da uzuyor sorun derinleşiyor. Kavgalar başlı-yor, alkol başlıyor, hanım şikayetçi ama bir türlü iş bulamıyor. Ahmet bey, artık hata yaptığını düşünüp, eski şirketinde işini geri istemeye karar veriyor. Eski patronu iyi karşılıyor ama bir yıl geçmiş, yeni bir eleman başlamış ve son derece başarılı.

Hayalleri yıkılmış eve dönüyor ama ev boş.. Hanım çocukları ve eşyaları almış evi terk et-miş, panik haldeyken uyanıyor.. Toz bulutu dağılmış, önünde bir tabela: Konya 70 km. Araba-sını Konya’ya doğru sürmeye başlıyor”

testi başlayacak. Partikül ölçü analizi için de çalışıyoruz. Birkaç boya fabrikasında olduğunu biliyoruz, plastik için çalışan yok sanırım. Bu konuda girişimlerimizi başlattık, plastik sek-törüne de pigmentlerin partikül ölçü analizi hizmetini vermeye başlayacağız.

Satışta da farklılık sağladık. Kayıtsız şart-sız 30 günde bütün malı iade edebilirsiniz ve iade ederken neden göstermeyebilirsiniz.. 30 günden sonra da neden gösterebilirsiniz. Tek şartım var, açık paket olmayacak, ürünün sağ-lam eksiksiz olduğunu göreceğiz.

-Sanayide gelişmenin sınırlı olmasına ilişkin sizin gözleminiz nedir?

Sanayicilerimiz 50 bin Avroluk makinele-re yatırım yapmıyor ama 1,5-2 milyon Avroya evler alınabiliyor. Yeni üretim binası inşası yapıyoruz. Büyümemiz için gerekli.. Bu yatırım arsa hariç 1.5 milyon dolar. Toplam 3200 met-rekare, 2,5 ton yük hesabı var kat yüksekliği 6,5 metre. Maliyeti 1,5 milyon dolar.. Bağdat caddesinde 150 metrekare evden daha ucuz. Sanayimizin derdi burada sanırım. Özel hayat için harcanan para ile yatırım arasında büyük tutarsızlık var. İnsanların mülkleri şirket varlık-larından daha fazla. Wolksvagen’e 9,5 milyar dolar ceza kesilince o şirket batacak mı hayır.. Çünkü şirketin bu tür bir yükü kaldıracak gücü var.

91

PLASFEDDERGİSÖYLEŞİ

en önemlisi kendimizi sevmiyoruz. Bu noktaya nasıl geldik bilmiyorum ama hepimiz için artık, “bir duralım” dememiz gerekir.

-Kayıtdışılık ve sosyal güvenlik ko-nusu maliyetler yönüyle sürekli tartışma konusu olur?

Vergi konusuna biraz farklı bakıyorum. Geniş anlamda değerlendirmek gerekir. Dam-ga vergisi mesela.. Kanuni döneminden mü-rekkep harcandığı için damga vergisi alınıyor-muş, ta oradan kalmış. Devleti bir şirket-kurum olarak düşünün.. Hepimiz diyoruz ki Anayasa olan kurallar çerçevesinde bizi yönetmesi için birini seçelim. Sonra diyoruz ki “bu iş maliyetini karşılayalım, sana para verelim..” yani vergiyi devlet almıyor, biz veriyoruz. Bunun karşılı-ğında da bize ortak ihtiyaçlarımız için harcama yapmasını istiyoruz. Ancak öyle bir noktaya geliyor ki, ve sonra diyor ki bu verdiğin paray-la geçinemiyorum! diyor. Şuraya borç, bura-ya borç.. Benim borcum değil o.. Ben vergimi verdim. Yıllarca verilen paraya kötü kullandığı için artık insanlar para (vergi) vermekten kork-maya başladı. Bu noktada şunu da söylemeli-yiz, çalışanlar da vergilerini kendileri vermeli. Bunu yapmamız gerekiyor. Yapılması gereken en önemli şey gelir ve giderleri tam olarak ver-gilendirmektir. : Kazanmak için harcadığın her şeyi indir, kazandığın her şeyin vergisini öde. Bunu yapmak zorundayız.

-Sanat sizin iş yaşamınıza katkı sağ-ladı mı?

Elbette kattı. Hayal dünyası, kurgu, yaz-ma, düşünme yeteneğim gelişti. Şu anda çok okumuyorum ama geçmişte sürekli kitap alıp okuyordum. Gençken sahafl ardan çok kitap alırdım. Birkaç kitap birden okuyordum.

Yakın zamanda, Steve Jobs’un hayatını konu olan fi lmi seyrettim. Değişik bir insan olduğu belli (Jobs). Tutkulu bir insanmış. Oğ-lumla konuşurken, Jobs için “çok acımasız bir adammış” dedi.. Ben de yanıtladım, “İşinin ge-reği..” Steve Jobs, Bill Gates bilgisayarda, aynı dönemde Steven Spielberg, George Lucas, Coppola da sinemada farklılık yarattılar. Bu insanların özü nedir?.. Özgür düşünme çağı bu insanları yarattı. Star Wars’ı yazdığında George Lucas 26, fi lmi çektiğinde 28 yaşında.. O tarihten önce böyle felsefe taşıyan bir uzay fi lmi yok. İlk kez seyrettiğimde bölüm 4 diye başlamıştı. Kurguya bakın.. Mistisizmi uzayda kurgulamış. Bunları kurgulayıp yazdığında 26 yaşanda.. Hangi birikim ile yazdığını düşünme-den edemiyor insan.

Bir iş başvurusunda, çalışmak isteyen kişi sordu: Sigorta yapıyorsunuz değil mi?.. Bu soru nasıl bir soru, çünkü o doğal hak.. “Bazı şirketler yapmıyor”.. Bizim şirketimizde bunu konuşmak bile ayıp. Eğer çalışanın sigortasını yapmamak bir yana, yarım yapıyorsa o şirketle çalışmayın.

-Yatay yönetimde koordinasyon zor olmuyor mu?

Hayır, bu konuda sonuçta geniş anlam-daki faydaya odaklanmak gerekli. Yaptığınız bütün çabanın somut sonuçlarla görünüyor olması gerekir. Ülke durumumuz da öyle. Şu oldu, bu oldu, bunu yaptık, şunu yaptık, şunu engellediler, bu tartışma çıktı.. Bütün bunlar bir yana bırakıldığında sonuç nedir? Kişi başı gelir ne olmuştur, insanların mutluluğu ne seviye-dedir, çocuk işçiliği, kayıtdışılık önlenmiş midir bunlara bakmak lazım. Bunu söylerken siyaset için söylemiyorum, değerlendirme yapmamız, yaparken nelere dikkat etmemiz gerektiğini bulmak için söylüyorum. Özsaygımızı, iyi niye-timizi kaybediyoruz. Hayvanları, birbirimizi ve

Türkiye’nin en büyük şirketin cirosu 37 milyar TL. Bildiğim kadarıyla bizim sektörü-müzdeki sadece Merck’in cirosu 12 milyar Do-lar dolayında. Almanya’daki 4 şirketin cirosu, benim (Türkiye’nin) bütün sanayime eşit. Biz çok küçük oyuncuyuz. Ben 35 kişilik bir şirke-tim ve sürekli vergi ödülü alıyorum. Sektördeki şirketlere bakıyorum 2 bin kişilik şirketler. Şir-ket olarak 27. yılımızı kutluyoruz ve 18 ya da sanırım 19 vergi ödülü aldım. Ya bu şirketlerin verimliliği yok ya da ben aşırı para kazanıyo-rum.

Sanayicinin en büyük gideri, işçilik ve enerji değildir. Finansman gideridir. Yüzde 10-15 faiz ile kimse gelişemez. Yıl sonunda 10 milyon TL brüt kar çıkıyor. Sonra da 5 milyon TL fi nans gideri çıkıyor. Diğer giderleri de ek-leyince.. Ortada para kalmıyor. Başa dönelim, neden bu kadar fi nansman kullanılıyor, çünkü çok harcanıyor.. Bu kadar çok harcamayın. Her şirket kriz yaşar, bundan söz etmiyorum.. Bu şirketin pasifi nde vadesi gelmemiş vergi ve sosyal güvenlik primleri dışında borcu yok. İlk kurulduğumuzda 10 ton pigmentten, 3200 ton pigment ve katkı satışına geldik. Bu anla-yışla büyüdük.

İşinizin felsefesini yapmadığınızda sorun yaşarsınız. Benim en kötü durum senaryom var: Her şey ters gittiğinde ne olur, ben ne olurum?.. Kimseye borcum olmadan çekilirim. En kötü senaryoda bile borcum olmaz, kapıma dayanan olmaz. Borç ölümcüldür. Borç kaygı-sız tipler için iyi bir şeydir.

Hafta sonu çalışanlarımı aramıyorum. Hafta sonunda aradığınızı varsayın, çalışanı-nız da akşam yemeğinde.. Buyurun diyecektir ama telefonu kapatınca da “aman be” diyecek-tir. Buna gerek yok. Toplam kalite, çalıştığınız herkesin mutluluğudur.

92

PLASFEDDERGİGÖRÜŞ

Ali İbrahim AydınYeminli Mali Müşavir

[email protected]

Yurtdışından temin edilen hizmetlerde tevkifat (stopaj) ve KDV yükümlülüğü

Sayın okurlar, küresel hale gelen ekono-mik ilişkilerin bir neticesi olarak farklı ülkeler-de yerleşik kişi veya kurumlar arasındaki ticari işlemler yoğunlaşmakta ve çeşitlenmektedir.

Bu yazımızın konusunu, Türkiye’de yıllık beyanname vermek zorunda olmayan yurt dı-şında yerleşik kişi ve kurumlardan temin edilen hizmetlerle ilgili olarak sorumlu sıfatıyla gelir, kurumlar veya katma değer vergisi tevkifatı yapılıp yapılmayacağına dair hukuki düzenle-meler oluşmaktadır.

1. Konuya genel bakış

Yurtdışındaki kişi veya kurumlardan temin edilen hizmetler, Gelir Vergisi veya Kurumlar Vergisi Kanunu hükümleri uyarınca tevkifata tabi olabilmektedir. Yurt dışından temin edilen hizmetlerin, hizmetin niteliğine veya ilgili ülke ile akdedilen çifte vergilendirmenin önlemesi-ne dair anlaşmanın hükümlerine göre tevkifat kapsamına girmeyebileceği gibi vergiden istis-na olabileceğini de göz önünde bulundurmak gerekir.

Öte yandan, çifte vergilendirmenin ön-lenmesine dair anlaşmalar katma değer vergisi bakımından herhangi bir hüküm içermektedir. Bu sebeple, temin edilen hizmet, çifte ver-gilendirmenin önlenmesine dair anlaşmanın hükümlerine göre, gelir veya kurumlar vergisi yönünden Türkiye’de vergilendirilmeyecek bile olsa, söz konusu işlemin katma değer ver-gisi yükümlülüğü getirip getirmediğinin ayrıca değerlendirilmesi gerekir.

2. Konunun gelir ve kurumlar vergisi yönünden değerlendiril-mesi2.1. Tevkifata Tabi Ödemeler

Gelir ve kurumlar vergisi uygulamaları bakımından Türkiye’de elde edilen kazanç ve iradlar, elde eden kişinin gerçek kişi veya tüzel

kişi olmasına bağlı olarak gelir veya kurumlar vergisine tabi olmaktadır.

Türkiye’de mukim olmayan gerçek ve tüzel kişilerin Türkiye’den elde ettikleri ge-lirlerin tevkifata tabi tutulup tutulmayacağının belirlenmesinde, gerçek kişiler bakımından Ge-lir Vergisi Kanununun 94., tüzel kişiler için ise Kurumlar vergisi Kanununun 30. maddesinde hükümler bulunmaktadır.

Kazanç ve iradların Türkiye’de elde edilip edilmediklerinin tespiti, her gelir unsuru için ayrı ayrı değerlendirilmeyi gerektirmektedir.

Türkiye’de mukim olmayan bir gerçek kişi-nin Türkiye’den elde ettiği gelirlerin tevkifata tabi tutulabilmesi için aşağıda yazılı şartların varlığı aranır.

* Elde edilen gelir, Gelir Vergisi Kanunu-nun 94. maddesinde tevkifata tabi olarak gös-terilmiş olmalıdır.

* Ödemeyi yapan kişi, aynı maddede tev-kifat yapmak zorunda olanlar arasında sayılmış olmalıdır.

Aynı şekilde, Türkiye’de mukim olmayan kurumların elde ettikleri kazançların Türki-ye vergilendirilmesi için söz konusu kazancın Kurumlar Vergisi Kanununun 30. maddesinde tevkifata tabi kazançlar arasında sayılması ge-rekmektedir.

Gelir ve kurumlar vergisi mükellefl eri bakı-mından Türkiye’de ticari kazanç elde edilmesi, Türkiye’de işyeri veya daimi temsilci bulunma-sına bağlıdır. Bu sebeple, Türkiye’de elde edil-miş sayılan ticari kazanç niteliğinde bir kazanç mevcut ise, bu kazançlar bakımından zaten Türkiye’de yıllık beyanname verilmesi gere-keceğinden tevkifat yükümlülüğü söz konusu olmayacaktır. Diğer bir ifadeyle, Türkiye’de ticari kazanç elde edilmesi, mükellefi yet tesis edilmesini ve Vergi Usul Kanununda yer alan mükellefi yetlerin yerine getirilmesi gerektirdi-ğinden tevkifata yoluyla vergilendirme mükel-

lefi yeti doğmayacaktır.Bu çerçevede, aşağıda sayılan hizmet-

ler ticari kazanç niteliğinde olduğundan, bu hizmetler sebebiyle yurt dışındaki gerçek kişi veya kurumlara yapılan ödemelerin tevkifata tabi tutulmayacağı söylenebilir.

* Yurt dışında yapılan ilan ve reklamlar için ödenen bedeller.

* Yurt dışındaki fuarlara katılım için öde-nen ücretler.

* Yurt dışında müşteri temin edilmesi için ödenen komisyonlar ve benzeri diğer komis-yonlar.

* Yurt dışında konaklama hizmetleri için ödenen bedeller.

* Yurt dışındaki yararlanılan ulaşım hiz-metleri için ödenen bedeller.

Zirai kazançlar bakımından da, zirai fa-

aliyetin Türkiye’de icra edilmesi, Vergi Usul Kanununda yer alan mükellefi yetlerin tesis edilmesini gerektirdiğinden bu kazançlar bakı-mından da tevkifat suretiyle vergilendirme söz konusu olmayacaktır.

Diğer gelir unsurları bakımından, yurt-

dışında yerleşik gerçek kişi veya kurumların Türkiye’den sağlamış oldukları ödemeler bakı-mından tevkifat sorumluluğu gündeme gele-bilecektir. Bu çerçevede genel olarak aşağıda yazılı ödemelerin tevkifat yükümlülüğü doğu-racağı söylenebilir.

* Telif, imtiyaz, ticaret unvanı, marka, know-how, ihtira beratları, alâmetifarika ve bunlara benzer gayri maddi haklar için yapılan ödemeler.

* İktisadi varlıklar ile gayrimenkullerin ki-ralanması karşılığında yapılan ödemeler.

* Türkiye’de mukim olmayan bir kurumda çalışan ve geçici görevle Türkiye’ye gelen per-sonel için yurt dışındaki kuruma ücret karşılığı

94

PLASFEDDERGİGÖRÜŞ

olarak ödenen bedeller.* Teknik ve mali danışmanlık, tercüme,

mühendislik, projelendirme, eğitim, montaj gibi serbest meslek hizmetleri dolayısıyla ya-pılan ödemeler.

* Finansal varlıkların kullandırılması karşı-lığında ödenen bedeller.

Yurt dışından temin edilen bir hizmetin Türkiye’de tevkifata tabi tutulması için önce-likle Gelir Vergisi Kanunun 94. veya Kurumlar Vergisi Kanununun 30. maddesinde sayılmış olması ve hizmeti veren kişi veya kurumun mukim olduğu ülke ile imzalanan vergi anlaş-masına göre söz konusu gelirin Türkiye’de vergilendirilmesini engelleyici bir hükmün bu-lunmaması gerekir.

Serbest meslek kazancı niteliğindeki ka-zançların Türkiye’de tevkifata tabi tutulma-sında hizmeti veren kişi veya kurumun mukim olduğu ülke ile imzalanan çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmasının bulunup bulunmaması oldukça önemlidir.

Şayet vergi anlaşması olmayan bir ülkenin mukimi, Türkiye’den bu türden bir gelir elde et-mişse, elde ettiği gelir tevkifat yükümlülüğünü gerektirmektedir. Ancak, çifte vergilendirme-nin önlenmesine dair anlaşmaların çoğunlu-ğunda, serbest meslek kazançlarının kazancın elde edildiği ülkede vergilendirilebilmesi için hizmetin o ülkeye gidilmek suretiyle verilmiş olması ve hizmet vermek üzere o ülkene geçi-rilen sürenin 183 gün ve üzerinde bulunulması şartı getirilmiştir.

Buna göre, anlaşmanın olduğu bir ülkenin mukimi bakımından serbest meslek hizmeti, Türkiye’ye gelmeksizin veya 183 günün altın-da bir süre Türkiye’de kalmak suretiyle sağ-lanmış ise tevkifat yükümlülüğü söz konusu olmayacaktır.

2.2. Tevkifatın Yapılması

Alınan hizmet tevkifata tabi ise, hizmet bedeli tevkifat oranı dikkate alınmak suretiyle brütleştirilmeli ve tevkifat brüt tutar üzerin-den yapılmalıdır.

Tevkifat suretiyle vergilendirme, yurt dışında mukim gerçek veya tüzel kişinin Türkiye’de elde ettiği kazancının vergilendiril-mesi amacına yöneliktir. Ancak, tevkifat, ka-zanç üzerinden değil hizmet bedelinin tümü üzerinden yapılmaktadır. Dolayısıyla, yurt dışında mukim kişi veya kurumun söz konusu faaliyet sonucu gelir/kazanç elde edip etme-mesinin tevkifat yükümlülüğüne etkisi yoktur.

Tevkifat yükümlülüğü, bu tür hizmet alımlarına ilişkin tahakkuk kayıtlarının yapılma-sı veya ödeme yapılması ile doğmaktadır. He-saben ödemeler de nakden ödemeler gibi tev-kifat yükümlülüğünün doğması için yeterlidir.

Ayrıca, nakden veya hesaben bir ödeme

yapılmasa bile, alınan hizmete ilişkin belgenin kayıtlara intikal ettirildiği tarihte tahakkuk işle-mi gerçekleşeceği için tevkifat yapma yüküm-lülüğü doğmuş olmaktadır.

Bu itibarla, tahakkuk kayıtlarının veya nakden veya hesaben ödemenin yapıldığı dö-neme ilişkin olarak verilecek muhtasar beyan-name ile tevkifatın beyan edilmesi gerekmek-tedir.

Hizmet alımlarına yönelik olarak belge tarihi ile ödeme tarihi arasında farklılık olma-sı halinde tevkifatın önce gerçekleşen işlem tarihi itibarıyla yapılması gerekmektedir. Gelir İdaresi, bu gibi durumlarda, kayıt ile ödeme dö-nemi arasında oluşan kur farkları için tevkifat yapılmayacağına görüşler vermiştir. Ancak, bu gibi durumlarda yine de Gelir İdaresinden gö-rüş almak suretiyle işlem tesis etmekte fayda olacağını ifade edelim.

Öte yandan, tevkifat yapılması gerektiği halde, vergi anlaşmasına dayanarak tevkifat yapılmayan veya mevzuatın gerektirdiği oran-dan daha düşük oranda tevkifat yapılan hal-lerde, ödeme yapılan kişi veya kurumun vergi anlaşmasına konu ülkenin mukimi olduğunun ispatını sağlayan “mukimlik belgesi”nin temin edilmesi gerekiyor.

3. Konunun katma değer vergisi yönünden değerlendirilmesi

Katma değer vergisinin konusunu mal ve hizmet teslimleri oluşturmaktadır. Katma Değer Vergisi Kanununun 1. maddesine göre, Türkiye’de yapılan ticari, sınaî, zirai ve mesleki nitelikteki mal teslimi ve hizmet ifaları katma değer vergisine tabidir. İşlemlerin “Türkiye’de yapılması” kavramı, Kanunun 6. maddesinde tanımlanmıştır. Buna göre, bu kavram, malla-rın teslim anında Türkiye’de bulunmasını, hiz-metin Türkiye’de yapılmasını veya hizmetten Türkiye’de faydalanılmasını ifade etmektedir.

Bu hükme göre, Türkiye’de gerçekleşti-rilmemiş bir hizmetin Türkiye’de katma değer vergisine tabi tutulabilmesi için hizmetten

Türkiye’de yararlanılmış olması yeterlidir.Örneğin, yurt dışındaki konaklama hiz-

metleri bakımından Türkiye’de yararlanma söz konusu değilken, Türkiye’de kullanılan bir ma-kinenin yurt dışında tamir ettirilmesi hizmet-ten Türkiye’de yararlanıldığını göstermektedir.

Yurt dışından temin edilen ve Türkiye’de yararlanma kriterine bağlı olarak Türkiye’de katma değer vergisine tabi tutulması gereken hizmetler bakımından hizmeti veren kişi veya kurum Türkiye’de katma değer vergisi mükel-lefi olmadığından, bu hizmetlere ilişkin beyanın Katma Değer Vergisi Kanununun 9. maddesi hükmü uyarınca hizmetten yararlananlarca sorumlu sıfatıyla yerile getirilmesi gerekmek-tedir.

Bu hizmetlerin, gelir veya kurumlar ver-gisi tevkifatına tabi olması halinde, yapılan ödeme yukarıdaki bölümde açıklandığı üzere brütleştirilmeli ve katma değer vergisi brüt tutar üzerinde hesaplanmalıdır. Sorumlu sıfatı beyan edilen katma değer vergisi, aynı zaman-da 1 nolu KDV beyannamesinde indirim konu-su yapılabilir.

4. Sonuç

Yurt dışından temin edilen hizmetler, ge-lir veya kurumlar vergisi tevkifatı ile sorumlu sıfatıyla katma değer vergisi yükümlülüğünü gerektirebilmektedir. Bu tür yükümlülüklerin zamanında yerine getirilmemesi, daha sonra vergi ziyaı cezalı tarhiyat yapılmasına sebep olabileceği gibi, beyannamelerin elektronik ortamda verilmemesi sebebiyle de önemli miktarlarda özel usulsüzlük cezası kesilmesini gerektirebilir.

Alınan bu tür hizmetlerin, tevkifat veya sorumlu sıfatıyla katma değer vergisi beyan edilmesini gerektirip gerektirmediği hizmetin türü dikkate alınmak suretiyle belirlenmeli, belge tarihi ile ödeme tarihlerinin birbirinden farklı olması halinde tevkifat ve katma değer vergisi beyanına dair mükellefi yetlerin belge tarihi itibarıyla yerine getirilmesi gerekir.

95

PLASFEDDERGİ

1. elektronik arşiv (e-arşiv) uy-gulamasına ilişkin düzenleme-ler

e-Arşiv uygulamasına ilişkin düzenleme-ler 433 No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile yapılmış, 443 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile bazı değişikliklere gidilmiştir.

2. e-arşiv nedir, ne değildir?

Ne Değildir?: Sadece bir arşivleme uygula-ması değildir.

Nedir? : Faturaların elektronik ortamda düzenlenmesini, iletilmesini, ikinci nüshaları-nın elektronik ortamda muhafazasını ve iste-nildiğinde ibraz edilmesini kapsayan bir uygu-lamadır.

3. Uygulama kapsamındaki mü-kellefl er

3.1. Uygulamaya geçmek zorun-da olanlar

İnternet üzerinden mal ve hizmet sa-tışı yapan mükellefl erden 2014 yılında brüt 5.000.000 TL ve üzerinde satış hasılatı olanlar 01.01.2016 tarihine kadar e-arşiv uygulaması-na geçmek zorundadır.

Ancak, internet üzerinden yaptıkları satış-larda bilet, sigorta poliçesi ve benzeri belgeleri düzenleyen mükellefl erin e-arşiv uygulamala-rına geçme zorunlulukları bulunmamaktadır.

3.2. Uygulamadan yararlanabi-lecek olanlar

Diğer mükellefl er için e-arşiv uygulama-sına geçmek zorunluluğu bulunmamaktadır. Ancak, isteyenlerin e-arşiv başvurusu yaparak uygulamaya geçmeleri mümkündür.

4. e-arşiv uygulaması kapsa-mında fatura düzenlemesi, ile-tilmesi ve muhafazası

4.1. e-Fatura Uygulamasına Ka-yıtlı Olan Mükellefl ere

e-Arşiv uygulamasına tabi olan mükellef-ler; e-fatura uygulamasına kayıtlı olan mükel-lefl ere düzenleyecekleri faturaları, e-fatura olarak oluşturmak, iletmek, muhafaza ve iste-nildiğinde ibraz etmek zorundadırlar.

4.2. e-Fatura Uygulamasına Ka-yıtlı Olmayan Mükellefl ere

e-Arşiv uygulamasına tabi olan mükel-lefl er; e-fatura uygulamasına kayıtlı olmayan mükellefl ere düzenledikleri faturaları, e-Arşiv uygulaması kapsamında oluşturmak, kâğıt or-tamında göndermek ve oluşturulan faturaların ikinci nüshasını elektronik ortamda muhafaza ve istenildiğinde ibraz etmek zorundadırlar.

Ancak, e-Arşiv uygulaması kapsamında oluşturulan fatura, alıcının talebine istinaden, www.efatura.gov.tr internet adresinde yayım-lanan e-fatura format ve standardı kullanılmak ve faturanın basılabilir görüntüsü eklenmek şartıyla, müşteriye elektronik ortamda da ile-tilebilir. Bu durumda, e-Arşiv faturasının ayrıca kâğıda basılmasına gerek bulunmamaktadır.

4.4. Özet TabloDüzenleme İletim Muhafaza İbraz

E-Fatura Uygulamasına Kayıtlı Olan Mükellefl ere

e-Fatura Olarak

e-Fatura Olarak

e-Fatura Olarak

e-Fatura Olarak

E-Fatura Uygulamasına Kayıtlı Olmayan Mükellefl ere

e-Arşiv Kapsamında

Kâğıt orta-mında ya da

elektronik ortamda*

Elektronik Ortamda

Elektronik Ortamda

Vergi Mükellefi Olmayanlara e-Arşiv Kapsamında

Elektronik ortamda veya

kâğıt orta-mında**

Elektronik Ortamda

Elektronik Ortamda

Dipnotlar* Elektronik ortamda iletebilmesi için aşağıdaki iki şartın birlikte varlığı aranır. - Müşteri bu yönde talepte bulunmalıdır. - Fatura, e-fatura format ve standardı kullanılmak suretiyle düzenlenmeli, faturanın basılabilir görüntüsü de elektronik ortamda iletilmelidir.** Müşterinin talebine göre

4.3. Vergi mükellefi olmayanla-ra

e-Arşiv uygulamasına tabi olan mükellef-ler; vergi mükellefi olmayanlara düzenledikle-ri faturaları, e-Arşiv uygulaması kapsamında oluşturmak, müşterilerin talebi doğrultusunda elektronik ortamda iletmek veya kağıt orta-mında göndermek ve oluşturulan faturaların ikinci nüshasını elektronik ortamda muhafaza ve istenildiğinde ibraz etmek zorundadırlar.

5. e-Arşiv Uygulamasından Yararlanma Yöntemleri

* e-Arşiv uygulamasındaki mükellefl erin e-fatura uygulamasına kayıt olmaları gerekli-dir.

* Mükellefl er, e-Arşiv uygulamasını kendi bilgi işlem sistemleri üzerinden ya da Başkan-lıktan izin almış özel entegratörlerin bilgi işlem sistemi üzerinden kullanabilirler.

* Uygulamayı kendi bilgi işlem sistemi üzerinde kullanmak isteyen mükellefl er inter-net vergi dairesi üzerinden başvuru yapabilir-ler.

* e-Arşiv uygulamasını özel entegratör-lerin bilgi işlem sistemi üzerinde kullanmak isteyen mükellefl er, başvurularını doğrudan özel entegratörler aracılığıyla yapacaklardır. Bu mükellefl er ayrıca Başkanlığa başvuruda bulunmazlar.

6. Belge Numarası

* e-Arşiv izni kapsamında düzenlenen belgelerde; fatura seri-sıra numarası yerine, 3 haneli birim kodu ile 13 haneli sıra numarasın-dan oluşan belge numarası kullanılır.

* 3 haneli birim kodu serbestçe belirle-nebilir. Bazı kodlar Başkanlık tarafından ya-saklanabileceği gibi, bazı işlemlerde Başkanlık tarafından belirlenen birim kodlarının kullanıl-masını zorunlu tutulabilir.

* 13 haneli sıra numarasının 4 karakte-ri yıl bilgisinden, kalan 9 karakteri ise her yıl 1’den başlayan müteselsil numaradan oluşur.

7. Detaylı Bilgiler

e-Arşiv ile ilgili düzenlemeler 433 ve 443 no’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğlerinde yer almakta olup, http://www.efatura.gov.tr/ internet adresinden de konu hakkında bilgi edinilebilir.

GÖRÜŞ

e-arşiv uygulamaları

96

yay n ve çal malar m zart k cebinizde

PAGDER, bir ilke daha imza atarak ak ll telefon

ve tabletlerde kullan lacak mobil uygulama

program n tamamlad ...

Android i letim sistemi ve Apple cihazlarda çal acak uygulamayla, internet eri imine aç k ak ll telefonlardan yay nlanan haberler, bültenler, duyurular ile eri ime aç lan rapor ve di er dokümanlara daha kolay ula abileceksiniz.

PLASFEDDERGİENDÜSTRİDEN

KÜRESEL EKONOMİK GELİŞMELER

Küresel büyüme yavaşlama eğiliminde

• Yükselen piyasalarda büyümü oranları hız kaybetmeye devam ediyor. Brezilya, Rusya, bazı Latin Amerika ve Ortadoğu ülkelerinde toparlanma beklentileri 2016’ya bırakıldı.

• ABD tarafında Aralık ayında FED’in faiz arttırma ihtimali hala geçerliliğini korumaktadır.• AB tarafında ise Eylül’de Almanya’da sanayi üretimi %1,1 azaldı. Bu durum son 1 yıl içindeki en düşük oran olarak dikkat çekmektedir. • Çin’de PMI verileri 50 baz puanın altında seyretmeye devam etmektedir. Çin, önümüzdeki 5 yıl için her yıl %6,5 büyüme hedefi açıklamıştır. Tasar-

ruf ve yatırımların bu hedefi tutturmada elverişli olacağı ileri sürülebilirken, hanehalkı harcamaları ve özel sektör şirket borçluluğu iki önemli risk gibi görünüyor. Şirket borçları GSYİH’nın %160’ını geçmiş durumdadır.

• Küresel ticaret; emtia fi yatlarındaki gerilemeye bağlı olarak ülkelerin korunma önlemlerini arttırması, Çin’deki yavaşlama (Çin’in 2015 sonu ithala-tındaki düşüş %20’lere yaklaşabilir), jeopolitik çatışmalar ve siyasi belirsizlikler nedeniyle beklentilerin altında seyrediyor.

TÜRKİYE EKONOMİK GÖRÜNÜM

Ekonomik kırılganlıklar üzerindeki stres dikkat çekiyor

• Genel seçimlerin sonucu, güçlü hükümet kurulması ve bir an önce reformlara geçilmesi temennisi yaratarak, siyasi belirsizlik algısını değiştirmeye aday. Yakın dönemde ekonomik politikalardaki güvenilirlik en önemli çıpa olarak dikkati çekmekteydi. Bu temel çıpanın tekrar devreye girmesinde, beklentilere yönelik uygulamaların sürdürülebilirliği asıl belirleyici olacaktır.

• Temel sinir uçları; geçmiş dönemlere göre hız kaybeden büyüme, büyüyemezken artma eğiliminde olan enfl asyon ve küresel konjonktüre bağlı olarak daralmaya yüz tutan sermaye bolluğu olarak dikkat çekiyor.

• Şirket ve hanehalkı borçluluğu, tasarrufl arın yetersizliği ve döviz rezervlerindeki göreli daralma göz ardı edilmemesi gereken temalar.• Yılsonu büyüme oranın %3 bandına yakın olacağını tahmin etmekteyiz.

PLASTİK SEKTÖRÜ GÖRÜNÜM

2015 yılında dünya plastik mamul üretimi 320,2 milyon tona erişecek

2014 yılında dünya plastik mamul üretimi 311 milyon ton düzeyine erişmiştir. 2015 ilk yarısında Çin, AB ülkeleri ve dünya üretimindeki gerçekleşmeler göz önüne alındığında, 2015 yılında toplam dünya üretiminin 320,2 milyon ton düzeylerine erişeceğini öngörmekteyiz.

Türkiye plastik mamul üretimi, 2011-2014 yılları arasında miktar olarak, yıllık bileşik büyüme oranı (CAGR), yüzde 7,3 büyümeyi yakaladı. Buna karşılık, genel iç ve dış ekonomik durum nedeniyle büyüme hızında ya-vaşlama gözlenmeye başladı. Plastik sektörü 2015 yılı 9 aylık gerçekleşmelerine göre, 2015 yılı sonu itibariyle miktar bazında üretim 8.3 milyon ton olacak. 2014 yılında üretim 8.2 milyon ton seviyesindeydi. Yılın ilk 9 ayı sonunda Türk plastik mamul üreticileri 23.9 milyar dolar değerinde 6,25 milyon ton üretim yaptı. Kur değişme-lerinin etkisiyle, değer bazında hesaplama yıl sonunda tekrar değişebilecek.

Plastik mamul üretimi 2015’te 8,3 milyon ton olacak

Selçuk MutluPLASFED Genel Sekreter V.PAGDER Genel Sekreteri

98

PLASFEDDERGİENDÜSTRİDEN

Türkiye plastik mamul üretimi 2015’te 8,3 milyon ton ve 31,9 milyar dolara erişecek

Türkiye plastik mamul üretimi, miktar olarak (ton) 2011 ile 2014 yılları arasında yıllık birleşik büyüme oranı itibarıyla %7,3 büyümüştür. Değer olarak ise 2011 yılında 28,7 milyar ABD Doları olan plastik mamulleri üretim değeri, 2014 gerçekleşme tahminine göre 35 milyar ABD Doları düzeyine çıkmış-tır. Bu değerler 2011 yılı ile 2014 yılları arasında plastik mamulleri üretim değerinin yıllık birleşik büyüme oranının %6,9 olduğunu ortaya koymaktadır.2015 yılı için yapılan tahmin, plastik mamulleri üretiminin 8,3 milyon ton ve değer olarak 31,9 milyar ABD Doları düzeyinde olacağını göstermektedir. 2015 ilk dokuz ay verileri ile yapılan hesaplamada üretim miktarının 6,25 milyon ton ve değerinin ise 23,9 milyar ABD Dolarına eriştiğini göstermek-tedir.

Dünya Plastik Mamulleri Üretimi

Türkiye Plastik Mamul Üretimi

99

PLASFEDDERGİ

Sektör Dış Ticaretinde 9 Aylık Görünüm ve Yılsonu Tahminleri

İHRACAT2014 (İlk 9 Ay) 2015 (İlk 9 Ay) 2014 2015 (Geriye dönük 12 aylık)

Miktar Değer Miktar % Değ. Değer % Değ. Miktar Değer Miktar % Değ. Değer % Değ.

Plastik Hammadde 520,9 885,1 514,4 -1,2 708,2 -20,0 670,1 1.124,1 663,6 -1,0 947,1 -15,7

Plastik Mamul 1.199,4 3.769,4 1.165,6 -2,8 3.230,3 -14,3 1.601,4 4.975,7 1.567,6 -2,1 4.436,6 -10,8Plastik ve Kauçuk İşleme Makinaları N/A 105,8 N/A N/A 94,1 -11,1 N/A 141,8 N/A N/A 130,1 -8,2

İTHALAT2014 (İlk 9 Ay) 2015 (İlk 9 Ay) 2014 2015 (Geriye dönük 12 aylık)

Miktar Değer Miktar % Değ. Değer % Değ. Miktar Değer Miktar % Değ. Değer % Değ.

Plastik Hammadde 4.622,3 8.562,4 4.578,0 -1,0 7.043,9 -17,7 6.043,4 11.064,3 5.999,1 -0,7 9.545,9 -13,7

Plastik Mamul 433,1 2.345,8 439,4 1,5 2.140,8 -8,7 575,3 3.086,4 581,6 1,1 2.881,3 -6,6Plastik ve Kauçuk İşleme Makinaları N/A 472,7 N/A N/A 432,8 -8,4 N/A 641,0 N/A N/A 601,1 -6,2

Miktar: Bin Ton / Değer: Milyon Dolar

Ekim 2015 itibarıyla sektörde 6.816 işletme faaliyet gösteriyor

Düzenli güncellenen TOBB sanayi veritabanından alınan sayılar, sanayi odalarına kayıtlı ve kapasite raporu düzenleten işletmeleri göstermek-tedir. NACE Rev2 gruplamasına göre; 20.16 Birincil formlarda plastik hammadde üreticileri, 22.2 Plastik mamul üreticileri ve 28.96 Plastik ve kauçuk makinası üreticileri sayısı Ekim 2015 itibarıyla 6.816’dır.

ENDÜSTRİDEN

Kurban bayramı Eylül ayı imalat endeksini %11,7 düşürdü.

2015 yılı ilk dokuz ay üretim endeksi ortalama değeri (123,9); 2014 yılı aynı dönem üretim endeksi ortalama değerinden (124,6) düşüktür. Bu-rada takvim ve mevsim etkisi muhtemeldir. Özellikle Eylül ayındaki takvim etkisinin kurban bayramından kaynaklandığı düşünülmektedir. Bununla birlikte, kauçuk imalat endeksinin de dâhil olduğu ancak takvim ve mevsim etkisinden arındırılmış plastik ve kauçuk imalat endeksine baktığımızda 2015’in ilk dokuz ayında 2014’ün aynı dönemine göre endeksin %1,5 arttığı görülmektedir.

Plastik Mamul İmalat Endeksleri (Ocak-Eylül)

100

PLASFEDDERGİENDÜSTRİDEN

Sektör ihracatında parite etkisi çok belirgin

Yılsonu için özellikle mamul ihracatı tarafında %10’un üzerinde bir düşüş gerçekleşmesi muhtemel görünmektedir. Bu durum paritenin dolar cinsinden hesaplanan ihracat gelirinde yaptığı tahribata aşağı yukarı benzer oranlara tekabül etmektedir. Zira ihracatta miktarsal gerileme ihmal edilebilir düzeyde oluşmaktadır. Paritenin stabilize olması ve 2016’da bir önceki yılın baz etkisi ile birlikte tekrar sektör ihracatının güçlü bir yön kaza-nacağına inanıyoruz.

Parite etkisi AB’den ithalatı arttırdı

2015 yılı ilk 9 aylık ithalat verileri incelendiğinde, plastik mamul ithalatının miktar bazında %1,5 arttığı görülmektedir. Ancak özellikle Avro Bölgesi’nden yapılan ithalatın dolar bazında %14 azalmasına rağmen; miktar bazında %7,7; Avro bazında da %13,8 artması bir tarafıyla fi yat esnek-liğinin görece yüksek olduğu ürünlerde AB’den yapılan ithalatın arttığını işaret etmektedir. Avro Bölgesinin plastik mamul ithalatında yarıdan fazla bir paya sahip olması, parite etkisiyle görece ucuzlayan AB pazarından yapılan ithalatı miktar ve Avro bazında arttırmış görünüyor.

2016 ile birlikte teknolojik inovasyonun kalbi sektörümüz olmalı

Otomotivde, makina mühendisliğinde, elektronik mühendislikte, ambalajda, inşaatta, medikalde ve daha birçok sektörde yeni ve yenilikçi olan çözümler plastik endüstrisinden gelmeye devam edecektir. 2016 ile birlikte geleceğin sanayi vizyonu Sanayi 4.0, etkisini daha fazla hissettirmeye başlayacaktır. 2016, Türkiye Plastik Sektörü Değer Zincirinin parçalarını inşa ederek, entegre etmeye başlayacağımız yılların başlangıcı olmalıdır. Tek başına altyapı ve inşaatla oluşturulamayacak olan bu zincir; önce fi kre, sonra yeniliğe ve en sonunda uygulamaya giden halkaları birbirine entegre etmenin adıdır. Yalnızca yatay entegrasyon değil ilişkili diğer sektörlerin de kümelenebileceği ve eklemlenebileceği dikey ağların temelleri atılmaya başlanmalıdır.

Plastik endüstrisi için yüksek değer zincirinin inşası bağlamında 2016 ile birlikte; sanayinin oyuncularına erişim kanallarının sonuna kadar açıl-maya başlaması, yerel ve bölgesel olduğu kadar uluslararası pazarlara eklemlenme altyapısına yönelik adımların hızlanması, kümelenme altyapıları paralelinde yetkinlik-kapasite merkezleri ile dünya klasmanında Ar-Ge merkezlerinin oluşturulması ve benzeri yapılanmanın gündemin ilk sıralarını teşkil etmesi en büyük arzumuzdur.

PLASTİK MAMUL- Avro Bölgesi İthalat MİKTAR: Bin Ton / DEĞER: Milyon $ €

Sıra Ülke2014 (İlk 9 Ay) 2015 (İlk 9 Ay)

Miktar Değer $ Değer € Miktar % Değ. Değer $ Değer € % Değ. $ % Değ. € % Pay-Değer

1 Almanya 65,5 450,7 332,0 68,2 4,1 351,3 391,3 -22,1 17,8 21,3

2 İtalya 31,7 189,2 139,2 34,3 8,1 171,6 154,1 -9,3 10,7 8,4

3 Fransa 17,7 133,4 98,2 19,3 9,1 120,5 108,1 -9,7 10,1 5,9

4 Belçika 12,3 65,4 48,2 14,1 14,1 60,6 54,3 -7,3 12,6 3,0

5 İspanya 6,7 45,2 33,3 8,6 28,5 43,7 39,3 -3,2 18,0 2,1

6 Hollanda 6,6 37,5 27,6 6,6 0,5 35,1 31,5 -6,3 14,1 1,7

7 Yunanistan 9,1 35,7 26,3 9,5 4,2 32,4 29,1 -9,2 10,6 1,6

8 Polonya 6,6 34,9 25,8 6,8 3,1 30,4 27,3 -12,7 6,1 1,5

9 Avusturya 3,6 24,6 18,2 4,2 14,8 23,1 20,8 -6,1 14,4 1,1

10 Diğer 20,9 121,5 89,5 23,1 10,9 109,8 98,4 -9,7 10,0 5,3

Avro Bölgesi 180,7 1138,1 838,3 194,6 7,7 978,5 954,3 -14,0 13,8 51,9

Genel Toplam 433,1 2.345,80 1.726,27 439,4 1,5 2.140,80 1.840,50 -8,7 6,6 100

101

PLASFEDDERGİ

Plastics hold the key to hold the key to a quality lifea quality life

PLASFEDDERGİBREAKING NEWS

The changing face of the world Materials science is among the principal elements of the new era, also known as The Second Machine Age or Industry 4.0. One of the most popular materials in the new era, which involves self-decisive smart machines and systems carrying out production as well as intercommunicating with each other and handling the majority of process management, is plastic.

Plastics are cheaper, more durable, more easily processed and an essential part of a greener production process. When all of these factors are combined, plastic shows its face as the critical material “that improves life quality”. Massive R&D investments are made for the development of plastics and polymer technologies in developed countries. Turkey has entered a new phase with the investments in plastic industry. Turkey has become the second largest manufacturer in Europe. However, the “strategic” importance of this material, which holds a critical role for the future, has not been fully realized yet.

Plastics are in the very center of life even though most people are not aware of this fact yet. Plastics prolong the useful life of food with packaging solutions in addition to making mobility easi-er with lighter suitcases. They assume an important and critical role in the solutions for improving life quality within all parts of life including textile, agriculture, construction, automobile and aeros-pace industry.

102

PLASFEDDERGİ

The production value of Turkish plastics sector is expected to increase to $36 billion by the end of 2015. In 2014, 8.234 million tons of plastic worth $34.876 billion was pro-duced. The sector is getting prepared to end 2015 with increase as well. Turkish plastics sector, which always generates foreign tra-de surplus based on products, has met 91% of the domestic demand based on value and exported 14% of production (19% based on quantity), resulting in $1.889 billion foreign trade surplus. The product exportation, on the other hand, has reached up the $5 billion threshold with $4.976 billion. Turkish plastic products were exported to 200 countries and trade zones.

Turkish plastics sector is a giant branch of industry with nearly 10,000 fi rms enga-ged in product, raw material and machinery production. The sector provides 250,000 people with direct employment along with production and trade organizations. An in-vestment in machinery and equipment equa-ling to $7.3 billion in total was made between 2003-2014. It has become one of the leading sectors in the development of Turkey with its capital, building and service investments.

-It is so irreplaceable that it is in the center of life!

How well are actually plastics, the impor-tance of which is obvious as a branch of in-dustry, known? In addition to its advantages in industrial terms, it is actually “in the very center of life” even though this is not widely recognized.

The material that facilitates life: Lighter, cheaper, greener, easier

Plastics lead to a “change” in all of the areas of life. Even simple inventions can have a life-altering eff ect. Even though the contri-bution of “wheel suitcases” in the quality of travels is obvious, most probably only a few have thought that this has become possible “thanks to plastics”.

Today, we are capable of manufacturing any textile product for a very low cost. Plastics have made this possible, too. We have prog-ressed from a life spent with a single coat in

the past to the opportunity to buy clothing that refl ects our style with much cheaper pri-ces. Our homes are nicer thanks to plastics. Furniture is cheaper and more functional with plastics. They are also easier to manufacture, too. Our life quality has improved with plas-tics.

Housing and urban infrastructure off er higher quality for a cheaper price. Municipa-lities can easily make infrastructure invest-ments as compared to the past. Water used at our houses is cleaner. Domestic waste dispo-sal is safer.

Plastik Mamullerde Genel Arz ve Talep Dengesi1000 Ton Milyon USD

2013 2014 % Artış 2013 2014 % Artış

Production 8.092 8.234 1,8 34.224 34.876 1,9 Import 535 575 7,5 2.902 3.086 6,3 Export 1.510 1.601 6,1 4.583 4.976 8,6 Domestic Consumption 7.117 7.208 1,3 32.544 32.987 1,4 Foreign Trade Surplus 974 1.026 5,3 1.680 1.889 12,4 Export / Production (%) 19 19 13 14Import / Domestic Con-sumption (%) 8 8 9 9

Export / Import (%) 282 278 158 161

According to PLASFED records, the sizes of Turkish plastics product, machinery and raw material sectors by the end of 2014 are as follows:

PLASFEDDERGİBREAKING NEWS

103

PLASFEDDERGİ

Electronic devices are cheaper, smaller and lighter thanks to plastic and polymer tech-nologies. We own portable electronic devices thanks to polymer technologies. All kinds of electronic equipment including mobile pho-nes, music players, recorders and computers are possible thanks to plastic materials.

We can obtain healthier food for cheaper prices with plastics. Food is stored for a lon-ger time with extended shelf lives. All kinds of processed and unprocessed food, including fresh fruits and vegetables, are preserved by plastic materials and packaging, resulting in cheaper food as loss is reduced and packaging cost is decreased.

Plastics make another great yet widely forgotten contribution to food and natural sources: Plastics help with protection of fo-rests and agricultural areas and provide with more effi cient and proper usage for people. Plastics make it possible to use the majority of agricultural lands solely for food agriculture. If it weren’t for the use of plastics in textile, the majority of agricultural lands would be alloca-ted to production of plants intended for cot-ton and other kinds of fi brous cloth. Further-more, much more animals would be bred for obtaining wool in textile, which would lead to allocating a larger portion of agricultural lands for feed plants or to an increased percentage or forestry and pasture breeding.

If it weren’t for the plastics, wood would be the mandatory choice in a wide range of areas including coating, vehicles, packaging and most particularly, furniture which would lead to cutting more trees for these industrial semi-fi nished and fi nished goods. Or a section of areas suitable for food agriculture would necessarily be allocated to industrial forests.

Giant sector of Turkey worth fi brous $34,8 billion

Plastics sector has generated an enor-mous production capacity in Turkey. The se-cond greatest sector of Europe and seventh greatest sector of the world has reached to about 10,000 fi rms which directly employ 250,000 people. The growth is expected to continue in 2015 with an estimated producti-on value worth of $36 billion. Turkish plastics sector, which makes an annual investment of approximately $680 million to only equip-ment, has completed 2013 with $34 billion of production and $4.9 billion of export.

A new struc-tural reform process is nee-ded

We have left be-hind the election at-mosphere which lasted for over 2 years. Turkey will continue to be di-rected by a powerful single party govern-ment in a very sensitive period in geopolitical terms. The expectati-ons of both the citizens

as well as industrialists are that the measures which ensure fi nancial and political stability are taken at once. Investments which will remedy the losses of the last two years and reintroduce healthy growth can only be initi-ated thereafter.

Even though the Turkish economics is reported to have grown by 3% in the recent years, unfortunately this rate does not refl ect a growth in equal dispersion to all sectors. We are below the sustainable growth rate of 5% calculated for our country in any case. Plas-tics sector has also had its share in this slow-down.

There is no reason lose hope as a Turkish Parliament with a strong majority has taken the offi ce with renewed energy. Conside-ring that the only solution for our country is a reform-investment program predominantly in industry, expecting this action plan to be implemented is obviously a requirement of rationalism.

I bid you welcome to Plasfed Journal,

PLASTEURASIA, the year-end event specifi c to Plastics sector, is on the agen-da of most of us. The industry fair is, in the simplest sense of word, like a fairground that brings buyers and suppliers together. One of the major thre-ats of the globalizing world is globalism it-self. We can see its impact in fair organi-zations as much as el-sewhere.

As PLASFED jo-urnal, we present you our special issue for

the fair. Our subject in this issue is the current status of Plastics sector as well as its impor-tance for the industry and our life. Despite being the youngest material of all, plastics aff ect all areas of human life and will continue to do so.

Nonetheless, the fact that 98% of the sector is comprised by SMEs makes the sector vulnerable to intense attacks in lobbying acti-vities as compared to the strength of conven-tional material manufacturers stemming from the scale of economics. Finally, I would like to mention that the life formed by polymers will contribute to the sustainability of our natural resources by reducing their use, thus allowing us to leave a more viable world to the next ge-nerations. Therefore, we will all benefi t from the life with polymers.

Dear Colleuges, Dear Friends,

The prominent underlying reason of the great size of our sector and comfortable feeling of our stake-holder sectors is the support we give to the dynamics of our co-untry with our capabili-ties, fl exibility, techno-logic infrastructure and

adopting innovation.For instance, when

the recent agenda item

National Automobile project is launched, the support given by plastics sector will be grea-ter than and beyond all remaining sectors in respect to both national and domestic raw materials and parts, as we will demonstrate this to everyone all together. Indeed, our sec-tor gives support to all recognized brands of the worldwide automotive sector with raw materials, parts, equipment and machinery of our own production. We have come to a point where we do not only sell our products but also our own ideas, which is our actual distinc-tive feature.

As PAGDER, we continue to improve qu-ality through our trainings. We provide the sector with at least one weekly training for individual and professional improvement so that the sector has the opportunity to train its needed qualifi ed personnel within its own pool.

Plastics: the material which protects the environment and creates economical value

My esteemed colleagues,

Plastics has a signifi cant place in our life which grows even further by ex-panding to new areas in life. Plastic is pre-dominantly used in the packaging sector which is followed by construction, textile, furniture, spare parts of various goods, au-tomotive, electronics

and household goods. Plastics and similar pro-ducts are now irreplaceable and have become an essential element of material industry. We should keep in mind that plastics sector has always spoken and discussed of the future. If it weren’t for plastics, packaging would be four times heavier and two and a half times larger in volume while the power consump-tion of packaging production would double itself... If it weren’t for plastics, it is estimated that today automobiles would be 200-300 kg heavier. The saving in fuel results in 0.5l in 100 km. These are only a few examples to the reality... Plastics will continue to be a material which protects the environment and creates economical value. The only requirement here is that plastic waste does not cause environ-mental pollution. If we are well-organized and raise awareness to recycling and recovery of plastics, raw material sources will be protec-ted and energy consumption will be reduced.

It is our shared opinion that PLAS-TECH-2016 fair and our umbrella organization PLASFED will reach new markets and conti-nue to grow stronger with fruitful collabora-tions. The activities are ongoing with great enthusiasm.

In the last days of a harsh 2015, I wish a continued success to our competitive and in-novative sector which continues to stand on its feet and grow despite several hardships. I believe that in the next period we will enter a process where everyone, particularly decision makers focus on development so as to carry our achievements forward, and where impro-ved welfare and happiness are targeted. Our only solution is enriching ourselves with more collaborations and a higher production thro-ugh reasonable methods.

BREAKING NEWS

Selçuk AksoyChairman / Turkish Plastics Industrialists’ FederationGreetings from PLASFED

Erol PAKSUChairman/EGEPLASDER Aegean Plastic Industrial-ists Solidarity Association

Selçuk GülsünHead of Editorial Board of PLASFEDMAGAZINE Vice President of Turkish Plastics Industrialists’ As-sociation - PAGDER

Reha GürChairmanPAGDER – Plastic Industri-alists’ Association

104

PLASFEDDERGİ

Plastics and recyclingReal sector is es-

sential for our country. Countries need pro-duction to continue to be, and production ne-eds certain arguments to continue to be wit-hin itself. We are in great need of political and economic stability for the continuance of our overall invest-

ments. This process varies

for each kinds of waste depending on the qua-

lity and type of material. The term ‘recovery’ is more extensive as it covers reuse and recy-cling as well. The overall process of separation of reusable waste at source, its classifi cation and transformation into other products or energy through physical and chemical met-hods corresponds to “recovery”.

The most basic requirement for produ-cing new products and materials from recy-clable waste is collection of the waste at source in a clean manner and grouped based on its type. As recyclable waste could possibly become contaminated if it is mixed up with other types of waste, the new product to be obtained has a resulting lower quality. There-fore, recyclable waste should be collected in a separate and clean manner from the remai-ning waste, i.e. garbage.

Plastics sector holds a cri-tical importance for economy and life

The plastic sec-tor of our country has achieved a global success. It succeeded greatly in export. Plas-tics have been used in a wide range of areas and developed further particularly subsequ-ent to the fi rst quarter of 20th century. It is today a material which

continues to have a wi-der area of use and be-comes subject to new inventions.

The importance of plastic matrix com-posites in industrial practices is continuously increasing. Its electrical characteristics are studies by researches in the areas of elect-ronics, automobile and aerospace. Thanks to plastics, plastic matrix conductor composites are used for purposes of protection and gene-rating electromagnetic shielding fi eld.

The sector, which aims for lifelong sus-tainable success in the light of scientifi c data, makes life easier by contributing to human, nature and economy. Plastics facilitate life in any area that you can think of and become even more widespread in Turkey and on the world with the advantages they off er. It is pretty young as compared to Europe, yet it advances rapidly and adapts immediately to innovations with the advantage of its youth.

The elections are over, now it is time to focus on industry and our issues

The elections are over and a Turkish Parliament which has been created by the public will, one of the best elements of de-mocracy, has taken offi ce. However, we have lost considerable time in 2015 with stag-nation in business. We hope that great days await Turkey in the period starting with 2016.

Rising foreign exchange, particularly USD on the global scale and slightly more in Turkey has brought unfavorable consequen-ces for rubber sector, which is 100% foreign-dependent in terms of raw material, and our industrialists who conclude yearly contracts based on TL have suff ered from these foreign exchange fl uctuations. Industrialists, in an at-tempt to keep the already limited market, did not opt for a price increase and made a loss. USD is currently at a somehow higher level than it is supposed to be. We hope that it will return to its estimated normal level in the on-coming days.

The fact that our domestic rubber sector is 100% foreign-dependent in raw material constitutes a critical loss for rubber sector. We have brought this topic in the agenda in the recent meeting in Ankara. We had previously prepared reports and held several meetings with relevant public authorities as Rubber As-sociation. At our current status, our hopes are disappearing with each passing day. Estab-lishment of a rubber raw material production plant is not possible for our industrialists with smaller investments as minimum requirement of investment is billions of Dollars. As rubber sector, we are expecting the government to urgently take necessary measures.

Plastic makes our life easierPlastic materials

are fairly new pro-ducts. They have been introduced to industry in the 20th century and rapidly developed from then on. It is to-day the leading mate-rial in which the most R&D investments are made. Its area of use

has diversifi ed with new inventions as well.

What draws the most attention in plastic sector market is that certain products are unable to meet demand while others have a surplus of supply. This situation stems from the unplanned invest-ments particularly by small scale fi rms.

The one common characteristic shared by these investments is that outdated mac-hinery and other equipment are used while the objective is to manufacture the most pro-duced and sold product group on the market. Providing accurate guidance for investments will prove useful for both the future of sector and the country economics.

As it can be seen from the examples given above, the fact that plastics could be processed in various forms as well as the cost advantages have allowed them to have a vital importance in the majority of today’s techno-logical developments

PLASFED determined the frame-work of its future activities with its members and stakeholders through sci-entifi c study

Plastics sector will become even more active with PLASFED

As the umbrella organization of Turkish plastics sector, PLASFED has conducted a sci-entifi c study with its members and stakehol-ders on its future activities and to which ex-tent these are to be shared. The study, which was organized as a workshop, included iden-tifi cation of each activity area, problem area and suitable business methodology.

The future activities and expectations regarding international competition, stan-dards and regulations, and improvement of relations with decision makers and other sta-keholders were determined in the workshop. A series of prioritized areas including areas of activity, public relations, physical infrastruc-ture and networks were determined.

It was noteworthy that the majority of participants perceived the problem of qua-lifi ed personnel ad the top priority. Some of the other problem areas included training of qualifi ed staff , inadequacy of collaboration between university and industry, inadequacy of incentives and regional incentives, the dif-fi culties of implementation in R&D incentives, lack of information on R&D incentives, land allocation problems, lack of specialized cus-toms, the insuffi ciency of protective measu-res in import, diff erent practices for plastics and rubber sectors, unfair competition, chal-lenges in identifying target market and lack of ethic rules.

Plastics turned into shelters set an example

The social responsibility project “Plastics turned into shelters” which assumes a leve-rage position in defending plastics sector has

turned into an exemplary campaign. PAGDER Plastics Turned into Shelters campaign which aims for providing animals on streets with warm and healthy plastic shelters continues to grow in its second year. The Voluntary Am-bassador of project, recognized and beloved artist Mirkelam Fergan lent color to the acti-vities.

“Plastics turned into shelters” campa-ign which has been launched by PAGDER

BREAKING NEWS

Yusuf ÖzkanChairman/Association of Kayseri Plastics Business Owners (KAYPİDER)

Selahattin OnatçaChairman/ÇUKUROVA PLASDER - Çukurova Plastics Industrialists’ Association

Nurhan KayaChairmanRubber Association

Yunus KarakaşChairman / Association of Ankara Plastics Industrial-ists (APSD)

105

PLASFEDDERGİ

and was brought into the agenda of public opinion with the slogan “All living beings are entitled to a warm shelter!” is appreciated in its second year. Voluntary Ambassador of the project Mirkelam energized the project with his videos and activities. PAGDER has yielded exemplary results from the project which was designed to emphasize the areas of use and environmental awareness of plastics, and to defend the sector.

The project, which aims for raising awa-reness in separation of waste at source, recycling culture, protection of environmen-tal-economic resources and prevention of en-vironmental pollution was appreciated by the public opinion by recycling the waste plastics by 100% and turning them into plastic animal shelters.

A giant step by PAGDER to-wards recognition of plastics as environmental products

PAGDER has taken a step forward so as to include plastic products in the scope of

“World Trade Organization Environmental Go-ods Agreement Negotiations” carried out by Ministry of Economy and directly participated by Turkey. Goods included in the scope could be allowed for international free trade.

PAGDER President Reha Gür mentioned, “I am pleased that a basis has been constitu-ted in the negotiation setting to protect the interests of our country and our sector with the eff orts of PAGDER. I bid my thanks to all PAGDER community and sector members who have contributed so far. A giant step has been taken towards the free trading of plastic go-ods and raw materials. I believe that the result will be achieved as well.”

PLASTECH -İzmir 2016 Fair attracts keen interest

The activities are ongoing for PLASTECH 2016, which will create a new collaboration platform for plastics sector. EGEPLASDER President Erol Paksu evaluated the fair acti-vities with the following words: “PLASTECH - Plastics, Packaging and Technology Fair will be held for the third time in İzmir Fair Center

on 4-7 May 2016 with the collaboration of İZ-FAŞ, PLASFED and EGEPLASDER. PLASTECH

Advisory Board meeting was held in Septem-ber in İZFAŞ and the latest status of activities carried out in line with the roadmap of fair organization, planning of activities in the next period and particularly focusing attention on domestic and international visitor organizati-ons were reviewed. As we see, the interest is becoming deeper with each passing day.”

New website of BURPAS is now available

BURPAS has sped up the steps to improve its relations with members and public. Follo-wing its news bulletin, the association rene-wed its website as well. BURPAS is a member to PLASFED and carries out activities in the region and country addressed as improvement of plastics sector and elaboration of member activities. BURPAS CEO İlker Biliktü stated in his message on the new website, “Why did we launch new BURPAS Website? As you know, plastics is among the fastest growing sectors of Bursa and Turkey. It is continuously impro-ving with innovations. It has problems as much as initiatives taken to off er solutions. As BUR-PAS, we decided to provide this publication so as to tell you of our activities. BURPAS Website will include news from our members, innovati-ons in plastics sector and news from PLASFED and PİLKA cooperative. We will fi nd the oppor-tunity to introduce ourselves and our members to a better extent. In short, it will serve us as a communication tool.”

PLASFED meeting hosted by BURPAS Selçuk AKSOY: We believe that everything will fall into place

The management board of Plastic Indust-rialists Federation (PLASFED), to which Bursa

Plastics and P a c k a g i n g I n d u s t r i a -lists Associ-ation (BUR-PAS) is also a member, was held in Bursa. P L A S F E D P r e s i d e n t Selçuk Ak-soy mentio-

ned in his speech that 2015 did not allow dis-cussing issues due to the elections, and they have positive expectations from 2016.

PLASFED President Selçuk Aksoy emp-hasized at the beginning of the meeting that plastics sector has been within a stagnation period since 2013 and said, “Raw material pri-ces are constantly changing. This has a negati-ve impact on us.”

Aksoy emphasized that plastics sector is in parallel to the economic shrinkage in Turkish economics, and said “The economy of plastics sector will follow the global economics in 2016. An atmosphere of uncertainty was dominant in 2015 due to the elections. We believe that everything will fall into place in 2016.”

EVFED and MAKFED, to which PAG-DER is among the founding members, have started their activities.

PAGDER continues to cont-ribute to non-governmental or-ganization of business world.

PAGDER, which has the leading role in sectorial non-governmental organization of

the business world and was established in 1969 continues it non-governmental initia-tives. The umbrella organization of plastics sector, PLASFED is also among the founding members of PAGDER that contributes to its the organization of its represented industria-lists and sectorial stakeholders. Machinery Ma-nufacturing Industry Associations Federation MAKFED and Home and Kitchen Appliances Federation EVFED have started their activities. PAGDER represents its members in both of the federations.

Packaging sector continues to grow

Packaging Industrialists Association emp-hasized that an average annual growth rate of 15% has been achieved in Turkey on its extensive report based on 2014 data. Plastic materials have the greatest share in Turkish packaging sector which has achieved twice the growth rate of country growth in 2014.

Packaging Industrialists Association (ASD) explained that Turkish packaging sector is one of the rare sectors that do not generate foreign trade defi cit in goods and it continues its growth. ASD published “Turkey Packaging Sector 2015” report. The report was prepared based on 2014 data and included data on the packaging sector in Turkey and on the world.

ASD also included an evaluation of the report with a note, “Packaging industry is one of the rare sectors of Turkey that does not generate a foreign trade defi cit and succeeds great achievement with its value added and sustainable production model. The packaging industry has grown by approximately 3% in the world while Turkey has continued its prog-ress with a yearly average of 15% growth sin-ce 2011.”

PAGDER opens the doors to opportunities with Iran in plas-tics sector

PAGDER will open the doors to export and collaborations with Iran, which is one of the most important economies in the region and off ers new opportunities for Turkish plastics sector in a period when the sanctions have

become rather moderate. Iranplast 2016 fair in which PAGDER will be the representative is to be held on 13 - 17 April 2016, in Tehran ac-cording to the contract concluded by PAGDER and NPC (National Petrochemical Company). PAGDER President Reha Gür evaluated the fair by stating, “As one of the leading countries to which we export plastic goods, Iran holds a great potential for our sector. We have started to gather the participation requests to Iranp-last 2016, to which we have assumed the exc-lusive representative role and which off ers a great opportunity to enter in global economy.

BREAKING NEWS

106

PLASFEDDERGİ

Packaging protection for cheese

As per the communiqué issued by Mi-nistry, Agriculture and Livestock, it has beco-me mandatory to provide cheese with “pac-kaging protection” as of January 2016. The communiqué includes dramatic changes in production, preservation and presentation of cheese to consumers and unpackaged cheese sales has been banned.

Ministry of Food, Agriculture and Lives-tock has issued an extensive communiqué which determines the principles for producti-on, preservation and presentation of cheese to consumers. One of the most noteworthy elements of the communiqué was the ban on unpackaged cheese. Obligation for packaging is to start on 1 January 2016.

An innovation to sectorial training by PAGDER: Practical training for professionals

PAGDER has added a new dimension to its industrial-professional training programs. The new approach, which implies an innovation for Turkey, includes turning trainings with suitab-le content into practical trainings with the sup-port from the sector. Participants of PAGDER trainings have the chance to experience the theoretical knowledge in practice.

PADGER has implemented an innovation for Turkey in its training programs which have been continuing for a long time and improved with the keen interest of sector. PAGDER star-ted a model which includes practicing theoreti-cal information in trainings with suitable con-tent. The approach of “trainings from principle to practice” are implemented in collaboration with the leading academic members and re-cognized organizations. Theoretical knowled-ge will be demonstrated through practice with the “Practical Training” concept which is prac-tically supported by the leading companies of the sector.

Plastic packaging can pre-vent food waste

50% of food is wastedDramatic information on food suffi ciency,

which is among the most important problems on the world, are revealed. It has been deter-mined that half of consumable food is wasted in developed countries. The most important solution to prevent food waste is estimated to be plastic packaging. It is possible to save fruits and vegetables worth 16 billion TL and bread worth 1.5 billion TL yearly with packaging.

Even though 2.1 people are living below the limit of hunger and poverty on the world, it was determined that one third of produced food is lost before it even reaches tables on the world. A study supervised by EUPC has been initiated so as to prevent this loss. Project manager Yavuz Eroğlu made a written expla-nation regarding the activities.

From PAGDER to automobile designers: We will manufacture if you use plastic materials

PAGDER President Reha Gür called all automobile designers to work with plastic ma-terials following the news on national electric car development activities. Reha Gür reminded

that plastic is among the lightest materials and underlined that it is the most suitable solution for effi ciency and environment at the same time.

Reha Gür explained that the develop-ments in automobile sector are closely follo-wed by Turkish plastics sector, which has the 2nd place in Europe and 7th place on the world as the greatest production capacity, and added that the sector is ready to contribute to the de-velopment process of national car.

On the same day that the images of hybrid car designed for Turkey were shared, it was revealed that Volkswagen automobile fi rm has cheated on the emission release mea-surements. Plastic materials off er favorable re-sults in respect to performance and carbon re-lease in addition to their lightweight. Lightness is more important in electric and hybrid cars as compared to classic cars since the contribution in performance is irreplaceable.

INTERVIEWŞenmak General Manager and

PLASFED Deputy President Hüseyin Semerci:

“Plastics have strategic im-portance and their unavailabi-lity would cause other sectors to run dry.”

Şenmak General Manager Hüseyin Se-merci is of the opinion that the public and de-cision makers have not fully understood the “strategic” importance of plastics sector. Se-merci says that “if the sector was unavailable, it would make other sectors run dry” and draws the attention to the signifi cance of proving input to all branches of industry with a wide variety of industry. Another factor emphasized by Semerci is that Turkey faces a serious com-petition risk due to the investments in plastics

sector in the neighboring countries. We made an interview with PAGDER then president of the previous period Hüseyin Semerci who still continues its activities in NGOs in MAKFED in a wide array of topics including the raw material problem of sector, development of machinery sector and areas towards which NGOs expand.

-You frequently emphasize that the sec-tor should be “strategically evaluated”. What is the basis for this emphasis?

Yes, it should be accepted that plastic is a strategic product. This sector should be considered as steel & iron as well. It is a sector which could cause all branches of manufacture industry run dry in future warfare, crisis and embargo periods. It provides all branches of industry with products.

Self-suffi cient investment in raw materi-al is very diffi cult. 5 more PETKİMs (Petroche-mistry Holding Inc., Co.) are needed. Therefore,

an investment with state policies is absolutely needed to at least meet the minimum raw ma-terial demand. Everything is plastic, plastic is everywhere. As I have mentioned, any problem in this area has the potential to cause several sectors to run dry. Plastic is now a strategic product.

INTERVIEWAn interview about art and

colors with Üçgen Pigment CEO Ulvi Özgüven

“You have to espouse the philosophy of your business, otherwise you will experience problems”

As one of the leading pigment busines-ses of the sector, Üçgen Pigment continues its growth with new investments. Ulvi Özgü-ven, who has opted for “colors” as his line of business, started the conversation with art and philosophy before “business”. We held a conversation about movies, color plastics sec-tor and industrial growth with Özgüven, who underlined that art has given so much to him and his business. Özgüven stated that they have started manufacturing pigment cake and are constructing their new HQ, and called on industrialists to allocate more resources for investment.

-Has art contributed to your business life?

For sure. My world of imagination and skills of fi ction, writing and thinking have imp-roved. I am not currently an avid reader yet I used to read books on a continuous basis in the past. I bought several books from bibliopoles when I was young. I used to read several books at once.

I recently watched the movie on the life of Steve Jobs. It is obvious that he was a unique person (Jobs). He was a passionate man. When I was talking to my son, he said, “Jobs was a very pitiless man.” I replied, “His business required so...” Steve Jobs and Bill Gates started a new era in computers as well as Steven Spielberg, George Lucas and Coppola in cinema. What is the shared essence of these individuals? The era of free thinking created them. George Lu-cas was 26 years old when he wrote the script for Star Wars and 28 years old when he made the movie. Another space movie with such phi-losophy has not been developed ever since. It had started with Episode IV when I fi rst watc-hed it. Can you see the fi ction? Mysticism was fi ctionalized in space. Mysterious organizati-ons and such... For instance, Jedis are like the temple knights. There are traces from Budd-hism. He was 26 years old when he fi ctionali-zed and wrote these.

BREAKING NEWS

107

PLASFEDDERGİFROM THE INDUSTRY

GLOBAL ECONOMIC DEVELOPMENTSGlobal growth trending towards deceleration

• The growth rates of the emerging markets are continuing to decelerate. Expectations towards recovery in Brazil, Russia, certain Latin American and Middle East countries were postponed to 2016.

• In respect of USA, the possibility of interest increase by FED is still in eff ect. • For the EU, on the other hand, industrial production of Germany has decreased by 1.1% in September. This case is raising concerns as the lowest

rate within the last year. • PMI data in China are continuing to cruise under 50 basis points. China has declared an annual growth target of 6.5% for the next 5 years. While it

is probable to assert that savings and investments are favorable in achieving the said target, household expenditures and private sector company indebtedness seem to be the two substantial risks. Company debts have surpassed 160% of GDP.

• Global trade; the increase by countries of safeguard measures based on the regression in commodity prices is cruising below the expected rates in consequence of the deceleration in China (the decline in import may reach and surpass 20% at the end of 2015 in China).

ECONOMIC OUTLOOK IN TURKEYThe tension on fragilities is striking

• As a consequence of the general elections, the country is a candidate to change the perception of political uncertainty by petitioning towards the establishment of a powerful government and excelling to reforms forthwith. Reliability of economic policies was recently attracting attention as the most vital threshold. The sustainability of implementations towards expectations, following the reactivation of such basic threshold, will be the actual decisive element.

• Basic nerve endings; growth, which has stalled contrary to the past periods, is striking as the capital abundance, which has faded into shrinkage in connection with infl ation and global conjuncture, showing a trend towards increase without any growth.

• Company and household indebtedness, saving defi ciency and relative shrinkage in foreign exchange reserves are themes that should not be overlooked.

• We estimate the year-end growth rate to be close to 3% band.

PLASTICS SECTOR OUTLOOKWorld plastics product manufacturing will reach 320.2 million tons in 2015

In 2014, world plastics product manufacturing attained a 311 million tons of production. When realizations in China, EU states and world production in the fi rst half of 2015 are taken into consideration, we can envisage that total world production in 2015 will grossly be around 320.2 million tons.

The Turkish plastics product manufacturing reached to a 7.3 per cent growth in quantity on Compound Annual Growth Rate (CAGR) basis between the years of 2011-2014. On the contrary, a deceleration regarding the growth rate has been beginning to be observed due to the general internal and foreign economic state. According to the 9 month realizations in 2015 of the plastics sector, the production on quantity basis will be 8.3 million tons in the end of 2015. Production in 2014 was grossly around 8.2 million tons. Turkish plastics products manufacturers, within the fi rst 9 months of the year, completed 6.25 million tons of manufacturing in the value of 23.9 billion US dollars. As a result of the eff ects of exchange rate fl uctuations, calculation on value basis may yet again change in the end of the year.

Plastics product manufacturing to be 8.3 million tons in 2015

Selçuk MutluPLASFED Acting Secretary GeneralPAGDER Secretary General

108

PLASFEDDERGİFROM THE INDUSTRY

Plastic product manufacturing in Turkey will reach 8.3 million tons and 31.9 billion dollars Plastic product manufacturing in Turkey, on quantity (tons) basis have displayed a growth of 7.3% between 2011-2015 in respect of compound annual growth rate (CAGR). On value basis, on the other hand, plastic product manufacturing value, which was 28.7 billion US Dollars in 2011, has increased to 35 billion US Dollars according to 2014 realization estimations. These fi gures assert that the compound annual growth of plastic pro-duct manufacturing value is 6.9% for the period between 2011 and 2014. The predictions made for 2015 are that plastic products manufacturing will reach the levels of 8.3 billion tons and 31.9 billion US Dollars on value basis. It has been observed in consideration of the calculations regarding fi rst nine month data of 2015 that production output has reached to 6.25 million tons and value, on the other hand, to 23.9 billion US Dollars.

Turkish Plastic Product Manufacturing

World Plastic Product Manufacturing

World

Million Ton

Million Dollar

Million Dollar

Thousand Tons

Thousand Tons

Source: 2015 fi rst half realizations in China, EU and world production

Source: TSI Production Statistics, Production Index

EU

109

PLASFEDDERGİ

9 Month Outlook and Year-end Predictions regarding Sector Foreign Trade

EXPORT2014 (First 9 Months) 2015 (First 9 Months) 2014 2015 (Retrospective 12 month)

Amount Value Amount % Cha. Value % Cha. Amount Value Amount % Cha. Value % Cha.

Plastic Raw Material 520,9 885,1 514,4 -1,2 708,2 -20,0 670,1 1.124,1 663,6 -1,0 947,1 -15,7

Plastic Product 1.199,4 3.769,4 1.165,6 -2,8 3.230,3 -14,3 1.601,4 4.975,7 1.567,6 -2,1 4.436,6 -10,8Plastic and Rubber Processing Machines N/A 105,8 N/A N/A 94,1 -11,1 N/A 141,8 N/A N/A 130,1 -8,2

IMPORT2014 (First 9 Months) 2015 (First 9 Months) 2014 2015 (Retrospective 12 month)

Miktar Değer Miktar % Değ. Değer % Değ. Miktar Değer Miktar % Değ. Değer % Değ.

Plastic Raw Material 4.622,3 8.562,4 4.578,0 -1,0 7.043,9 -17,7 6.043,4 11.064,3 5.999,1 -0,7 9.545,9 -13,7

Plastic Product 433,1 2.345,8 439,4 1,5 2.140,8 -8,7 575,3 3.086,4 581,6 1,1 2.881,3 -6,6Plastic and Rubber Processing Machines N/A 472,7 N/A N/A 432,8 -8,4 N/A 641,0 N/A N/A 601,1 -6,2

Amount: Thousand Tons / Value: Million Dollars

A total of 6.816 businesses are active within the sector as of October 2015

Figures received from the regularly updated TOBB industry database display the businesses registered to chambers of industry and requiring capacity report. According to the NACE Rev2 grouping, number of 20.16 primary form plastic raw material producers, 22.2 Plastic product producers and 28.96 Plastic and rubber machinery producers is 6.816 as of October 2015.

FROM THE INDUSTRY

Sacrifi ce Feast downscaled September manufacturing index by 11.7%2015 fi rst nine month average production index value (123.9) is lower, compared to 2014 same period average production index value (124,6).

Calendar and season eff ects are a possibility for this decrease. Especially, the calendar eff ect in September is considered to be associated with the Sacrifi ce Feast. Nevertheless, if the plastic and rubber manufacturing index, which also covers the rubber manufacturing index and purifi ed of the calendar and season eff ect, is to be taken into consideration, it can be observed that index of fi rst nine months of 2015 has increased by 1.5% com-pared to the same period of 2014.

Plastic Product Manufacturing Indexes (January-September)

Source: TSI

110

PLASFEDDERGİ

Parity eff ect quite distinctive in sector export

It is considered as a possibility for a decrease over by 10% to take eff ect at the end of the year, especially in terms of product export. This case more or less corresponds to the devastation caused by parity on the export revenue, calculated in US dollars as quantitative regression in export occurs at a negligible level. We believe that sector export will once again gain strong ground as a consequence of the stabilization of parity and base eff ect in 2016 of the previous year.

Parity eff ect increased import from EU

It can be observed that plastic product import increased by 1.5% on amount basis when fi rst 9 month import data of 2015 are taken into con-sideration. However, despite a 14% decrease of import on US dollar basis from the Euro Zone, the increase by 7.7% on amount basis and by 13.8% on Euro basis indicates an increase of import from the EU regarding products with relatively higher price fl exibility. It seems that the import from the EU market, which has relatively cheapened due to the parity eff ect, has increased on amount and Euro basis as a result of the Euro Zone pertaining to a share more than half in the plastic product import.

Our sector to be the heart of technological innovation as of 2016 New and innovative solutions will continue to be provided by the plastics industry for automotive, mechanical engineering, electronic engine-

ering, packaging, construction, medical and many more sector. The future’s industrial vision, Industry 4.0, will become more infl uential as of 2016. The year of 2016 should be onset of years, during which we will begin construct and integrate the pieces of Turkish Plastics Sector Value Chain. This chain of value, which cannot solely be established by infrastructure and construction, is the title used for integrating the links, which are formed with idea, innovation and application, respectively.

The laying of foundations not only for horizontal integration but also for vertical networks, through which other related sectors could be clus-tered and articulated should be commenced. It is our greatest desire for the doors to access channels to begin opening for the industrial players to the widest extent, the acceleration of steps taken towards articulation infrastructure not only for local and regional but also for international markets, the establishment of world-class R&D centers with the competence-capacity centers in parallel with the clustering infrastructures and similar structuring to be the top items of the agenda in terms of establishing a high value chain for the plastics industry as we enter the year 2016.

PLASTIC PRODUCT- Euro Zone Import AMOUNT: Thousand Tons /Value: Million $/€

Sıra Ülke2014 (First 9 Months) 2015 (First 9 Months)

Amount Value $ Value € Amount % Cha. Value $ Value € % Cha. $ %Cha. € % Share-Value

1 Germany 65,5 450,7 332,0 68,2 4,1 351,3 391,3 -22,1 17,8 21,3

2 Italy 31,7 189,2 139,2 34,3 8,1 171,6 154,1 -9,3 10,7 8,4

3 France 17,7 133,4 98,2 19,3 9,1 120,5 108,1 -9,7 10,1 5,9

4 Belgium 12,3 65,4 48,2 14,1 14,1 60,6 54,3 -7,3 12,6 3,0

5 Spain 6,7 45,2 33,3 8,6 28,5 43,7 39,3 -3,2 18,0 2,1

6 Netherlands 6,6 37,5 27,6 6,6 0,5 35,1 31,5 -6,3 14,1 1,7

7 Greece 9,1 35,7 26,3 9,5 4,2 32,4 29,1 -9,2 10,6 1,6

8 Poland 6,6 34,9 25,8 6,8 3,1 30,4 27,3 -12,7 6,1 1,5

9 Austria 3,6 24,6 18,2 4,2 14,8 23,1 20,8 -6,1 14,4 1,1

10 Other 20,9 121,5 89,5 23,1 10,9 109,8 98,4 -9,7 10,0 5,3

Euro Zone 180,7 1138,1 838,3 194,6 7,7 978,5 954,3 -14,0 13,8 51,9

General Total 433,1 2.345,80 1.726,27 439,4 1,5 2.140,80 1.840,50 -8,7 6,6 100

FROM THE INDUSTRY

111