MUĞLA KENTİNDE ERKEN CUMHURİYET DÖNEMİ MODERNLEŞME SÜRECİNİN KENT...

132
T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ MUĞLA KENTİNDE ERKEN CUMHURİYET DÖNEMİ MODERNLEŞME SÜRECİNİN KENT VE MİMARLIK ÖLÇEĞİNDE ARAŞTIRILMASI Emine Eda BABACAN GÜNGÖR Danışman Doç. Dr. Sıdıka ÇETİN YÜKSEK LİSANS TEZİ MİMARLIK ANABİLİM DALI ISPARTA - 2018

Transcript of MUĞLA KENTİNDE ERKEN CUMHURİYET DÖNEMİ MODERNLEŞME SÜRECİNİN KENT...

  • T.C.

    SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

    MUĞLA KENTİNDE ERKEN CUMHURİYET DÖNEMİ MODERNLEŞME SÜRECİNİN KENT VE MİMARLIK ÖLÇEĞİNDE

    ARAŞTIRILMASI

    Emine Eda BABACAN GÜNGÖR

    Danışman Doç. Dr. Sıdıka ÇETİN

    YÜKSEK LİSANS TEZİ MİMARLIK ANABİLİM DALI

    ISPARTA - 2018

  • ©2018 [Emine Eda BABACAN GÜNGÖR]

  • i

    İÇİNDEKİLER

    Sayfa İÇİNDEKİLER ......................................................................................................................... i ÖZET ......................................................................................................................................... iii ABSTRACT .............................................................................................................................. v TEŞEKKÜR .............................................................................................................................. vii ŞEKİLLER DİZİNİ ................................................................................................................. viii ÇİZELGELER DİZİNİ ............................................................................................................ xi 1. GİRİŞ..................................................................................................................................... 1

    1.1. Problemin Tanımı .................................................................................................. 1 1.2. Çalışmanın Amacı .................................................................................................. 2 1.3. Kapsamı ve Yöntemi ............................................................................................. 3

    2. KAYNAK ÖZETLERİ ........................................................................................................ 5 3. ERKEN CUMHURİYET DÖNEMİ MODERNLEŞME SÜRECİ .............................. 8 4. MUĞLA KENTİNE DAİR GENEL BİLGİLER VE TARİHSEL SÜREÇTEKİ GELİŞİMİ ............................................................................................................................. 13

    4.1. Muğla Kentine Dair Genel Bilgiler ................................................................... 13 4.1.1. Coğrafi konum ............................................................................................... 13 4.1.2. Fiziki yapı ........................................................................................................ 14 4.1.3. Sosyal ve ekonomik yapı ............................................................................ 17

    4.2.Muğla Kentinin Tarihsel Süreçteki Gelişimi ................................................. 21 4.2.1. Cumhuriyet Öncesi Dönem ....................................................................... 21 4.2.2. Cumhuriyet Dönemi (1923-1950) ......................................................... 31

    5. ERKEN CUMHURİYET DÖNEMİ MODERNLEŞME SÜRECİNDE MUĞLA KENTİNDE İNŞA EDİLEN YAPILAR ............................... 50

    5.1. Anıtlar ........................................................................................................................ 50 5.1.1. Atatürk Anıtı ................................................................................................... 50

    5.2. Yönetim Yapıları..................................................................................................... 51 5.2.1. Belediye Binası .............................................................................................. 51 5.2.2. Hükümet Konağı ........................................................................................... 54 5.2.3. Vali Konağı ...................................................................................................... 58

    5.3. Banka Yapıları ......................................................................................................... 64 5.3.1. Ziraat Bankası ................................................................................................ 64

    5.4. Eğitim Yapıları ........................................................................................................ 67 5.4.1.Üçüncü Okul ..................................................................................................... 68 5.4.2. Erkek Sanat Enstitüsü ................................................................................. 71

    5.5. Sağlık Yapıları.......................................................................................................... 72 5.5.1. Muğla Devlet Hastanesi .............................................................................. 72

    5.6. Sosyal ve Kültürel Yapılar .................................................................................. 74 5.6.1. Halkevi ve Halk Oteli ................................................................................... 74 5.6.2. Kulüp ve Sinema Binası ............................................................................. 79 5.6.3. Şehir Stadı ...................................................................................................... 81

    5.7. Endüstri Yapıları .................................................................................................... 82 5.7.1. Elektrik Fabrikası ......................................................................................... 82

    5.8. Diğer Kamu Yapıları .............................................................................................. 83 5.8.1. Sıfat İstasyonu ............................................................................................... 83

    5.8.2. Mezbaha ................................................................................................................. 84 5.8.3.Pazar yeri .......................................................................................................... 85

  • ii

    5.9. Konutlar ..................................................................................................................... 88 5.9.1. Abide Hanım Konağı .................................................................................... 88 5.9.2. Apaydın- Koçer Evi ..................................................................................... 91 5.9.3. Baydur Evi ...................................................................................................... 94 5.9.4. Hancılar Evi .................................................................................................... 97 5.9.5. Y. Elektrik Mühendisi Ali Adnan İzmirli Konağı .............................. 99

    6. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA ............................................................... 102 7. SONUÇ VE ÖNERİLER ................................................................................................... 110 KAYNAKLAR .......................................................................................................................... 113 ÖZGEÇMİŞ ............................................................................................................................... 117

  • iii

    ÖZET

    Yüksek Lisans Tezi

    MUĞLA KENTİNDE ERKEN CUMHURİYET DÖNEMİ MODERNLEŞME SÜRECİNİN KENT VE MİMARLIK ÖLÇEĞİNDE ARAŞTIRILMASI

    Emine Eda BABACAN GÜNGÖR

    Süleyman Demirel Üniversitesi

    Fen BilimleriEnstitüsü Mimarlık Anabilim Dalı

    Danışman: Doç. Dr. Sıdıka ÇETİN

    Anadolu’ da Cumhuriyetin ilanıyla modernleşme çalışmaları başlamış ve mekân organizasyonu değişim göstermiştir. Başlangıçta yanan Anadolu kentleri ve başkent seçilen Ankara’nın kent planlaması önem arz etmiş, fakat takip eden süreçte Anadolu’nun birçok şehir ve kabasında da imar planı yapım süreci başlatılmıştır. İmar planları kentlerde halkın sosyal ve ekonomik ihtiyaçlarının uygun koşullarda gerçekleşmesine olanaklar sağlaması açısından önemlidir. Muğla kenti bir çevre kent olduğundan Cumhuriyetin ilk yıllarında (1923-1928) kentin ufkunu açacak çalışmalar bulunmazken, 1928 de ilk imar faaliyetleri başlamıştır. Yürütülen çalışmalar doğrultusunda merkezde birtakım değişiklikler yapılmış, ulus – devlet anlayışı doğrultusunda yeni toplumsal düzen kurulmuş, yeni resmi yapılar inşa edilmiş ve kent planlaması için önemli adımlar atılmıştır. Bu çalışmalar doğrultusunda kentte yoğun bir modernleşme süreci yaşanmıştır. Bu tez çalışması, Erken Cumhuriyet Döneminde Muğla kentinin gelecekteki ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla hazırlanan ilk imar planının incelenmesini, kentin Cumhuriyet öncesi geleneksel dokusu ile ilişkisinin kurulmasını, kentin imar planı doğrultusunda oluşturulan kent merkezi ve bu merkezle bağlantılı kentsel akslardaki değişimin ortaya koyulmasını amaçlamaktadır. Sonrasında ise, bu akslar üzerinde gerçekleşen mimari yapıların dönemsel özellikler üzerinden mekânsal gelişiminin ortaya çıkarılması hedeflenmektedir. Bu doğrultuda kentin odak noktası Cumhuriyet Meydanı başta olmak üzere 1923 – 1950 tarihleri arasındaki kentsel ve mimari gelişmeler araştırılmış, Muğla’nın belirtilen süreçteki gelişimi ve kentte inşa edilen yapılar başlıklar altında incelenmiştir. Birinci bölümde öncelikle çalışmasının amacı, kapsamı ve yöntemi belirtilmiştir. İkinci bölümde Erken Cumhuriyet Döneminin anlaşılabilmesi açısından literatür araştırmasına başvurulmuştur. Çalışma hakkında kaynak özetleri hazırlanmıştır. Üçüncü bölümdedönemin yenileşme çabası, Cumhuriyet kültürünün mekâna yansımasına dair araştırmalar yapılmıştır. Dördüncü bölümde Muğla kentine dair genel bilgiler ve Erken Cumhuriyet Döneminde yapılan imar planı çalışması ile kentin gelişimi; beşinci bölümde Erken

  • iv

    Cumhuriyet Döneminde inşa edilmiş yapıların zaman içindeki durumları değerlendirilmiştir. Son iki bölümde ise, araştırma bulguları ve sonuçlar tartışılmıştır. Tezde çalışmayı özgün kılan çok sayıda mimari mekân analizleri, ölçümler ve çizimler kullanılmıştır. Belediyeler ve diğer resmi kurumlardan elde edilmiş bilgi, belgeler ve yapılara ait mimari projeler üzerinden incelemeler yapılmıştır. Bununla Cumhuriyetin Muğla kentinde meydana getirdiği değişim ve dönüşümün yazılı ve çizili bilgi ve belgelerle ifade edilmesi sağlanmıştır. Bu nedenle tezin literatürdeki bilgi üretimine ve kent belleğine somut katkı sağlanması noktasında önemli bir altlık oluşturacağı düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler:Muğla, Erken cumhuriyet dönemi mimarlığı, modernleşme, imar planı, kent planlaması. 2018, 117 sayfa

  • v

    ABSTRACT

    M.Sc. Thesis

    A STUDY ON THE URBAN AND ARCHITECTURAL BASES OF MODERNIZATION PROCESS DURING THE EARLY REPUBLICAN PERIOD IN

    MUĞLA PROVINCE

    Emine Eda BABACAN GÜNGÖR

    Süleyman Demirel University Graduate School of Natural and Applied Sciences

    Department of Architecture

    Supervisor: Assoc. Prof. Dr. Sıdıka ÇETİN

    Modernization studies started and space organization changed after the proclamation of the republic in Anatolia. First, urban planning of the capital city Ankara and the Anatolian provinces which had been burnt wereperformed, and then urban planning of many other cities and towns of Anatolia started. Zoning plans are important in terms of meeting society’s social and economic needs in suitable conditions. Because Muğla was a peripheral city, no study was conducted to carry the city a step further in early Republican period (1923-1928). However, the first zoning work started in 1928. Certain changes were made in the city center in line with the conducted studies, a new social order was established in line with a nation-state understanding, new official structures were built and important steps were taken for urban planning. A dense modernization process took place in the city. This thesis study aims to examine the first urban planning which was prepared to meet the future needs of Muğla city, to connect the city with its traditional texture before the Republican period and to reveal the changes in the city center established in line with the urban planning of the city and urban axes connected with this center. Afterwards, revealing the spatial development is aimed over periodical characteristics of architectural structures created on these axes. To this end, the focal point of the city was the Republican Square being in the first place, urban and architectural developments were searched between 1923 and 1950 and Muğla’s development and structures built in the city were analyzed under several headings. The aim, scope and method of the study were determined in the first part. Previous studies were analyzed to understand Early Republican Period in the second part. Reference abstracts were prepared regarding the study. Research on modernization effort and reflection of the Republican culture on the place were performed in third part. In the fourth part, general information about the city of Muğla, urbanplanning study conducted in Early Republican Period and development of the city were examined. In the fifth part, the state of

  • vi

    structures built in Early Republican Period in the course of time were analyzed. In the last two parts, research findings and results were discussed. Many architectural place analysis, measurements and drawings which make the study unique were used in this study. Analysis were performed over architectural projects that have information, document and structures obtained from municipalities and other official institutions. This analysis provided written and drawn information and documents about change and transformation that Republic led in the city of Muğla. Therefore, this study is considered to be a basis in terms of making concrete contributions to information production and memory of the city in literature. Keywords: Muğla, early republican period architecture, modernization, zoning plan, urban planning 2018, 117 pages

  • vii

    TEŞEKKÜR

    Doğup büyüdüm ve yaşama devam ettiğim il olan Muğla kentinin gelişim sürecini araştırıp anlamak adına "Muğla Kentinde Erken Cumhuriyet Dönemi Modernleşme Sürecinin Kent ve Mimarlık Ölçeğinde Araştırılması" başlıklı tezimi hazırlamam için beni yönlendiren, karşılaştığım zorlukları bilgi ve tecrübesi ile aşmamda yardımcı olan değerli Danışman Hocam Doç. Dr. Sıdıka ÇETİN’e teşekkürlerimi sunarım. Muğla’da sürdürdüğüm çalışmalarda yardımlarını esirgemeyen Muğla Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu Müdürü Fikret GÜRBÜZER başta olmak üzere, tüm kurul çalışanlarına, Menteşe Belediye Başkanlığı’na, İller Bankasına arşiv çalışmalarımda verdikleri desteklerden dolayı teşekkür ederim. Muğla kentine dair oluşturduğu bilgileri hoş sohbeti ile benimle paylaşan değerli büyüğüm Selahattin SAPMAZ’ a teşekkür ederim. Yine çalışmalar sırasında ilgi ve paylaşımlarını esirgemeyen Yüksek Mimar Gözde DEĞER’ e, Yüksek Mimar Meral OĞUZ’a teşekkür ederim. Alan çalışmasını gerçekleştirirken varlığı ve yardımlarıyla destek olan babam Osman BABACAN’ a, her konuda yanımda olan annem Ümmügülsüm BABACAN’ a, değerli ablam Seda BABACAN’ a, desteğini her zaman yanımda hissettiğim yol arkadaşım, sevgili eşim Gökhan GÜNGÖR’ e sonsuz sevgi ve saygılarımı sunarım.

    Emine Eda BABACAN GÜNGÖR

    ISPARTA, 2018

  • viii

    ŞEKİLLER DİZİNİ

    Sayfa Şekil 4.1.1.1. Muğla ili ve ilçeleri .................................................................................... 13 Şekil 4.1.2.1. Deprem bölgeleri haritası ..................................................................... 17 Şekil 4.2.1.1. Menteşe Sancağı’nda yönetimsel sınırların zaman içindeki değişimi ........................................................................................................ 25 Şekil 4.2.1.2. Muğla kentinin mahallelerinin sınırları ve Değirmendere, Karamuğla ve Basmacı Dereleri ile ilişkileri .................................. 25 Şekil 4.2.1.3. 1930’lu yıllarda Konakaltı Meydanı .................................................. 27 Şekil 4.2.1.4. 19. Yüzyıl sonunda Muğla kent merkezinin işlevsel yapısı ....... 28 Şekil 4.2.1.5. Ragıp Bey Caddesinde bir evin ön cephesi ...................................... 29 Şekil 4.2.1.6. Muğla kentinin bir mahallesinin görünümü ................................... 30 Şekil 4.2.2.1. Muğla İmar Planı ....................................................................................... 33 Şekil 4.2.2.2. Muğla kenti imar planı üzerinden meydana açılan yollar ......... 35 Şekil 4.2.2.3. Meydan etrafındaki yapıların 1966 yılı İmar ve İskân Bakanlığı onaylı imar planı üzerinde gösterilmesi ....................... 37 Şekil 4.2.2.4. Atatürk anıtı ................................................................................................ 39 Şekil 4.2.2.5. Atatürk’ün naaşının Etnografya Müzesine nakledildiği gün yapılan törende Cumhuriyet Meydanı ve Atatürk anıtı .............. 40 Şekil 4.2.2.6. Atatürk anıtı ve yeni yapılan halk evi binası .................................. 41 Şekil 4.2.2.7. İmar planı doğrultusunda kamulaştırılan Muğla bahçeleri ve sahipleri ........................................................................................................ 42 Şekil 4.2.2.8. Muğla kenti 1931 yılı yolağı haritası ................................................. 43 Şekil 4.2.2.9. 1936 yılı imar planı Çarşı kısmında yapılan tadilat ..................... 44 Şekil 4.2.2.10. Muğla Kent Merkezi Kentsel Sit Alanı ve bölgeleri .................... 47 Şekil 4.2.2.11. İller Bankası tarafından 26.11.1981 tarihinde küçültülen Muğla İmar Planı .................................................................................... 49 Şekil 5.1.1.1. Atatürk Anıtı ................................................................................................ 51 Şekil 5.2.1.1. Belediye Binası vaziyet planı ................................................................ 52 Şekil 5.2.1.2. Günümüz Belediye Binası tadilat projesi zemin kat planı ........ 53 Şekil 5.2.1.3. Günümüzde Belediye Binası ................................................................ 54 Şekil 5.2.2.1. Hükümet Konağının temel çalışmaları ............................................. 55 Şekil 5.2.2.2. 1940’larda Kayseri Cumhuriyet Meydanı ve Hükümet konağı ............................................................................................................. 56 Şekil 5.2.2.3. Muğla Hükümet Konağı .......................................................................... 56 Şekil 5.2.2.4. Hükümet Konağı mermer kaplı anıtsal geniş yaya yolu............. 57 Şekil 5.2.2.5. Muğla Hükümet Konağı .......................................................................... 58 Şekil 5.2.3.1. Vali konağı (Cumhuriyet Meydanının olmadığı yıllara ait) ...... 59 Şekil 5.2.3.2. Vali konağı ve Cumhuriyet Meydanı ilişkisi (1940’lı yıllar) ..... 59 Şekil 5.2.3.3. Vali konağı vaziyet planı ........................................................................ 61 Şekil 5.2.3.4. Vali konağı 1988 yılı rölöve projesi zemin kat planı ................... 62 Şekil 5.2.3.5. Vali konağı ön cephe görünüşü (1987 yılı) ..................................... 63 Şekil 5.2.3.6. Vali konağı sağ yan cephe görünüşü (2015 yılı) ........................... 64 Şekil 5.3.1.1. Ziraat Bankası yerleşim planı ............................................................... 65 Şekil 5.3.1.2. Ziraat Bankası olarak inşa edilen yapı (1988 yılı) ........................ 66 Şekil 5.3.1.3. Ziraat Bankası olarak inşa edilen yapının zemin kat planı ....... 66 Şekil 5.3.1.4. Ziraat Bankası olarak inşa edilen yapı .............................................. 67 Şekil 5.4.1.1. Üçüncü Okul vaziyet planı .................................................................... 68

  • ix

    Şekil 5.4.1.2. Üçüncü Okul restitüsyon projesi zemin kat planı ........................ 69 Şekil 5.4.1.3. Üçüncü Okul giriş cephesi ...................................................................... 70 Şekil 5.4.1.4. Üçüncü Okul bahçesindeki Atatürk Abidesi .................................... 70 Şekil 5.4.1.5. Atatürk ilkokul olarak bilinen Üçüncü Okul ön cephe görünüşü ....................................................................................................... 71 Şekil 5.4.2.1. Günümüzde Kanuni Sultan Süleyman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ............................................................................................. 72 Şekil 5.5.1.1. 1930 yılında yapımı tamamlanan hastane pavyonu vaziyet planı ............................................................................................................... 73 Şekil 5.5.1.2. Erken Cumhuriyet Döneminde inşa edilen hastane pavyonu . 74 Şekil 5.6.1.1. Halkevi ön cephe ....................................................................................... 76 Şekil 5.6.1.2. Halkevi arka cephe ................................................................................... 77 Şekil 5.6.1.3. Halkevi ve Halk Oteli yapısının Muğla Kız Öğretmen Okulu olarak kullanımına uygun hale getirilmiş hali................................ 78 Şekil 5.6.1.4. Halkevi ve Halk Oteli Binası .................................................................. 78 Şekil 5.6.2.1. Kulüp ve Sinema Binası .......................................................................... 80 Şekil 5.6.2.2. Günümüzde Kulüp ve Sinema Binası yerine inşa edilen Ziraat Bankası binası ................................................................................ 80 Şekil 5.6.3.1. Şehir Stadı .................................................................................................... 81 Şekil 5.7.1.1. Elektrik fabrikası vaziyet planı ............................................................ 83 Şekil 5.8.1.1. Sıfat istasyonu ............................................................................................ 84 Şekil 5.8.2.1. Muğla Mezbahası ....................................................................................... 85 Şekil 5.8.3.1. Yağ pazarı ya da yağ hali olarak bilinen yapı ................................. 86 Şekil 5.8.3.2. Muğla Belediyesi tarafından yapılmış betonarme Pazar yeri vaziyet planı ................................................................................................ 87 Şekil 5.8.3.3. Muğla Belediyesi tarafından yapılmış betonarme Pazar yeri .. 87 Şekil 5.8.3.4. Pazar yerinin Sümerbank Satış Mağazasına dönüştürülmesi .. 88 Şekil 5.8.3.5. Yıkılan Sümerbank Satış Mağazası yerinin park olarak düzenlenmesi .............................................................................................. 88 Şekil 5.9.1.1. Abide Hanım Konağının işlev değişikliği sonucu birinci kat planı ................................................................................................................ 90 Şekil 5.9.1.2. Abide Hanım Konağının Halk Bankası olarak kullanılmaya başlandığı döneme ait giriş cephesi önünde çekilmiş fotoğraf 90 Şekil 5.9.1.3. Abide Hanım Konağı olarak bilinen yapının Cumhuriyet Meydanına bakan cephesi ...................................................................... 91 Şekil 5.9.2.1. Apaydın- Koçer evinin ilk hali .............................................................. 92 Şekil 5.9.2.2. Apaydın- Koçer evi rölöve projesi birinci kat planı ..................... 93 Şekil 5.9.2.3. Apaydın- Koçer evi (2008 yılı) ............................................................. 93 Şekil 5.9.2.4. Apaydın- Koçer evinin günümüzdeki hali ....................................... 94 Şekil 5.9.3.1. Baydur evi vaziyet planı ......................................................................... 95 Şekil 5.9.3.2. Baydur evi rölöve projesi zemin kat planı ....................................... 96 Şekil 5.9.3.3. Baydur evi ön cephe görünüşü ............................................................ 96 Şekil 5.9.4.1. Hancılar evi rölöve projesi zemin kat planı .................................... 98 Şekil 5.9.4.2. Hancılar evinin günümüzdeki hali ...................................................... 99 Şekil 5.9.5.1. Yüksek Elektrik Mühendisi Ali Adnan İzmirli Konağı vaziyet planı ................................................................................................................ 100 Şekil 5.9.5.2. Yüksek Elektrik Mühendisi Ali Adnan İzmirli Konağı ve Kurşunlu Caddesi ...................................................................................... 100

  • x

    Şekil 5.9.5.3. Yüksek Elektrik Müdendisi Ali Adnan İzmirli Konağı ve Cumhuriyet Meydanı (20 Kasım 1938) ............................................ 101

  • xi

    ÇİZELGELER DİZİNİ

    Sayfa Çizelge 4.1.3.1. Muğla ili ve ilçeleri 1927-2016 yılları arasındaki nüfus değişimi .................................................................................................... 19 Çizelge 6.1. Muğla’ da Erken cumhuriyet döneminde inşa edilen yapıların mimari özellikleri ........................................................................................ 103

  • 1

    1. GİRİŞ

    1.1. Problemin tanımı

    Cumhuriyetin ilanından sonra yaşanan kentleşme sürecindeki gelişmeler ve

    sonrasında ortaya çıkan mimari doku farklı ölçeklerde pek çok araştırmaya konu

    olmuştur. Muğla kentinin bir Cumhuriyet kenti olarak yeniden planlanması ve

    inşa edilmesi bu sürecin kente etkilerini değerlendirebilmek açısından son

    derece önemlidir. Kentin aynı dönemde Türkiye’de meydana gelen değişim

    hareketleriyle ne derece uyumlu olduğu cevaplanması gereken bir sorudur.

    Muğla kenti Cumhuriyetle beraber çok önemli değişim ve dönüşümler yaşamış

    bir kenttir. Bu dönemde inşa edilen kentsel doku ve mimari yapılar günümüzde

    de mevcut yapısını korumakta ve hala odak noktası olmayı sürdürmektedir. Bu

    güne kadar Erken Cumhuriyet Döneminde kentin ilk imar planını irdeleyen,

    kentin Cumhuriyet öncesi geleneksel dokusu ile ilişkisini, ikincil oluşan kent

    merkezi ve mekânsal kurgusu bağlamında sorgulayan bir çalışmaya

    rastlanmamıştır. Bunun yanı sıra Cumhuriyetin ilanıyla beraber Türkiye‘ de bazı

    kurumlara ihtiyaç duyulmuştur. Bu kurumlar için inşa edilen yapılar dönemi

    simgeleyen belgeler niteliğindedir. Dönemin siyasal, ekonomik, sosyal ve kültürel

    özelliklerini bu yapılar üzerinden incelemek mümkündür. Muğla ili, konumu ve

    iklim şartları itibariyle birçok topluluk yaşamış ve aynı koşullarda olmasına

    rağmen yerleşimleri farklılık göstermiştir. Ancak Erken Cumhuriyet Dönemine

    ait yapıların mimari analizlerini ve kent ile ilişkisini içeren herhangi bir çalışma

    bulunmamaktadır. Ancak hem kentin geleceğe dönük vizyon kararlarında hem de

    kentsel belleğe dönük tespitlerinde belirtilen döneme ait kentin merkezi bölgesi

    ve Cumhuriyet dönemi mimarlık yapıtlarının mekânsal kurgu bağlamında

    incelenmesi gerekmektedir.

    Bununla ilgili olarak literatür çalışmasının yanı sıra yapılar yerinde incelenmeli,

    yazılı, görsel çizime dair belgelendirmelerinin yapılması ile konuya ilişkin

    başvuru kaynağı olabilecek bir envanter oluşturulmalıdır.

  • 2

    Literatürde gözlemlenen bu eksiklikleri gidermeyi amaçlayan böyle bir çalışma

    ile Erken Cumhuriyet dönemi kenti ve mimarlığına ilişkin literatüre bir katkı

    koyarken, geçmişten günümüze süregelen mimari fonksiyonların değişimi ve

    değişimin nedenlerinin sorgulanmasını sağlanmış olacaktır.

    1.2. Çalışmanın amacı

    Cumhuriyetin ilanı öncesi yurdun tamamında halk savaşın vermiş olduğu kötü

    yaşam koşulları içinde yaşamaktadır. Halkın temel ihtiyaçlarını sağlayacak

    yapılar ve kentler arası bağlantılar bulunmamaktadır. Modern Türkiye’nin

    temelinin atıldığı bu dönemde birçok alanda olduğu gibi kentsel alanda da

    modernleşme hareketleri bulunmaktadır. Cumhuriyetin ilanı ile başlayan

    modernleşme hareketleri kentlerde imar planlarını ortaya çıkarmıştır.

    İmar planları kentlerde halkın sosyal, ekonomik ihtiyaçlarının uygun koşullarda

    gerçekleşmesine olanaklar sağlaması açısından önemlidir. Muğla kenti bir çevre

    kent olduğundan Cumhuriyetin ilk yıllarında (1923-1928) kentin ufkunu açacak

    çalışmalar bulunmazken, 1928 de ilk imar faaliyetleri başlamıştır. Yapılan

    çalışmalar doğrultusunda merkezde birtakım değişiklikler yapılmıştır.

    Bu tez öncelikle Muğla kentinin Erken Cumhuriyet Döneminde kentin gelecekteki

    ihtiyaçlarını karşılaması için hazırlanan ilk imar planının incelenmesini, kentin

    Cumhuriyet öncesi geleneksel dokusu ile ilişkisinin kurulmasını, Muğla kentinin

    imar planı doğrultusunda oluşturulan kent merkezi ve bu merkezle bağlantılı

    kentsel akslardaki değişimin ortaya koyulmasını amaçlamaktadır. Sonrasında ise,

    bu akslar üzerinde gerçekleşen mimari yapıların dönemsel özellikler üzerinden

    kentin mekânsal gelişiminin ortaya çıkarılmasını hedeflenmektedir.

    Bu çalışma ile Erken Cumhuriyet Döneminde Muğla kentinin mekânsal gelişimi,

    bu doğrultuda dönemine ait mimari yapıların dönemsel özellikler üzerinden

    incelenmesi ve dönem mimarlığı hakkında literatürdeki bilgi üretiminin artarak

    sürdürülmesine katkı sağlayacağı beklenmektedir.

  • 3

    1.3. Kapsamı ve Yöntemi

    Tezde Cumhuriyetin ilanından sonra planlı kentleşme sürecine giren Muğla

    kentinde yaşanan gelişmeler ve bu gelişimlerin ortaya çıkardığı yeni

    yapılanmalar konu edilmektedir. Bu kapsamda çalışmada Muğla kentinde Erken

    Cumhuriyet döneminde Muğla kentinde meydana gelen gelişmeler, kent merkezi

    ve bu merkezle bağlantılı kentsel akslardaki değişim ve bu akslar üzerinde

    gerçekleşen mimari yapıların dönemsel özellikler bağlamında ilişkilendirilerek

    analiz edilmiştir.

    Öncelikle Muğla kentinin Cumhuriyetin kurulmasından sonra hazırlanan imar

    planı doğrultusunda Cumhuriyetin kuruluş ve gelişme süreçlerinde inşa edilen

    yapılar ve Cumhuriyet kültürünün mekâna yansıması incelenmiştir. Günümüzde

    hala mevcut olan Cumhuriyet Meydanı, dönemin yeni hükümet binası, belediye

    binası, halkevi, okul, hastane, gibi yeni ulus-devletin örgütlenmesini karşılayacak

    resmî yapılar ile sivil mimari yapı örnekleri inşa edildikleri dönemin ekonomik,

    sosyal ve kültürel yapısının belgesi durumundadır. İller Bankası, Belediyeler,

    Anıtlar Kurulu arşivlerinden temin edilen belgeler, yazışmalar ve döneme ilşkin

    görsel ve yazılı yayınlardan istifade edilerek dönem özelliklerini yansıtan yapılar

    belgeler ve çizimlerle analiz edilerek, kent mekânı bağlamında değerlendirilmesi

    yapılmıştır.

    Çalışma alanı olarak Muğla kenti seçilmiştir. Çalışma kapsamındaki kentin

    seçiminde, Osmanlı Dönemi boyunca yönetim merkezi işlevini üstlenmesi, Erken

    Cumhuriyet Döneminde vilayet merkezi olması, gerek Osmanlı gerek Cumhuriyet

    döneminde siyasal yaşamın hareketli olması, kentte 1923-1950 yılları arasında

    meydana gelen değişimin ve inşa edilmiş yapıların günümüzde birçoğunun

    korunmuş vaziyette olması etkili olmuştur.

    Tezde öncelikle Erken Cumhuriyet Döneminin anlaşılabilmesi açısından literatür

    araştırmasına başvurulmuştur. Dönemin gazete haberleri incelenerek, yapıları

    üzerine yapılmış haber kupürleri bulunmuştur. Kent planlaması ve imar planı

    kavramları kent üzerinden irdelenmiştir. Dönemin yenileşme çabası, Cumhuriyet

  • 4

    kültürünün mekâna yansımasına dair araştırmalar, Cumhuriyet dönemi

    mimarlık yapıtlarını amaç ve kapsam doğrultusunda arazi çalışması yapılmıştır.

    Mimari mekân analizleri, ölçümler ve çizimler kullanılmıştır. Belediyeler ve diğer

    resmi kurumlardan elde edilmiş bilgi, belgeler ve yapılara ait çizimler üzerinden

    inceleme yapılmıştır. Böylece Cumhuriyetin Muğla kentinde meydana getirdiği

    değişimin yazılı olarak bilgi ve belgelerle ifade edilmesini sağlanmıştır.

  • 5

    2. KAYNAK ÖZETLERİ

    Modernleşme projesi, gerçekte kentsel gelişim projesidir ve başarısı, kentsel

    gelişmenin gerçekleştirilmesine bağlı olmuştur Cumhuriyet öncesi yapılan alan

    araştırmalarıyla birlikte ulaşılan verilerle modern Türkiye’nin temellerinin

    atıldığı Cumhuriyetle kentsel alana ilişkin çalışmalarda yoğun bir değişim ve

    moderniteye ulaşım gayretleri görülür. Birinci Dünya Savaşı sonrası imzalanan

    Sevr Antlaşması ile Muğla ve Antalya bölgesi İtalyanlara verilmiştir. Ege’de

    Yunanlılara karşı başlayan direnişe benzer bir durum yine bu bölgede İtalyanlara

    sergilenmiştir. İtalyanların Lozan Antlaşması’nı takiben bu bölgeden

    çekilmelerini takip eden süreç sonunda ilan edilen Cumhuriyetin ardından Muğla

    il olmuştur ( Niray, 2002).

    Yeni bir ulus devletin doğmasına kaynaklık eden cumhuriyet rejimi ile ülkemiz

    sınırları içinde modernleşme projesinin doğrudan devlet eliyle uygulamaya

    sokulduğu bilinen bir gerçektir. Üstelik etkin biçimde işletilmesi hedeflenen

    modernleşme projesi kamusal mekânın da baştan aşağı dönüş/türül/düğü yeni

    bir devlet düzeninin ortaya konmasını gerekli kılar. Bu bağlamda özellikle erken

    Cumhuriyet döneminde (1923- 50 arası) çok sayıda öncü kamusal mekân modeli

    geliştirilir. Söz konusu modeller, rasyonel, seküler, kolektif ve devlet merkezli bir

    modernleşme anlayışını yaşama geçirir. Zaten neden-sonuç ilişkileri üzerinde

    şekillenen, bilim merkezli ve rasyonel modernleşme yaklaşımının Cumhuriyet

    modernleşmesinin taşıyıcısı kamusal mekânları etkilememesi olanaksızdır(

    Arıtan, 2008).

    Türkiye’de imparatorluktan ulus devlete geçişin önemli bir etken olduğu 1920’li

    yıllar aynı zamanda kent planlama eylemlerinin bu siyasal ve ekonomik koşullar

    altında yeniden şekillendiği bir dönemdir. Bir tarafta batıya yöneliş, bir tarafta

    ulusçuluk akımları dönemin ayırt edici özellikleridir (Karaman, 2012).

    1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla yönetsel bir değişim yaşayan

    ülkede, Batılılaşma hareketleri sonucu, yeni bir toplumsal düzen kurulmuş,

    çağdaş ve milli bir şuur geliştirilmeye çalışılmıştır. Bu doğrultuda, Türkiye

  • 6

    Cumhuriyeti’nin yeni idari birimi olan illerde hükümet binaları, belediye binaları,

    halkevleri, okullar, hastaneler, fabrikalar gibi yeni ulus-devletin örgütlenmesini

    karşılayacak resmî yapılar oluşturulmuştur. Ayrıca, Kurtuluş mücadelesinde

    tahrip olmuş Anadolu kentlerinin imar ihtiyacını karşılayacak bir kentsel

    yapılanmaya gereksinim duyulmuştur. Bu nedenle, yeni fonksiyonlara çözüm

    arayışındaki Anadolu kentlerinin çoğunda, mimaride modernleşme hareketleri

    başlamıştır (Alsaç, 1973).

    1930’dan önce bugünkü Cumhuriyet Meydanı, Kurşunlu Camiinin mezarlığıdır.

    Bu alandaki mezarlıklar taşınarak Vali Recai Bey döneminde kamulaştırılarak

    yapılan imar planı neticesinde Muğla’nın yeni merkezi konumuna getirilmiş ana

    röperlerden biri olmuştur. Bu dairesel meydana beş adet ana yol açılmaktadır. Bu

    yolların iki tarafı ağaçlı geniş bulvarlar halinde uzanması ve kenti çevresine

    bağlaması düşünülmüştür. Tarihsel kent dokusu içindeki yollarda küçük

    değişiklikler yapılmış, kentin güneyinde birbirine dik yolların oluşturduğu bir yol

    ağı içinde yeni konut gelişme alanları önerilmiştir (Tekeli, 2006).

    Cumhuriyet dönemiyle birlikte eski yerleşmenin güneyinde, şehirle ovayı ayıran

    Aydın- Marmaris şosesinden kente giriş yapılan yerde, devletin yeni resmi görüşü

    doğrultusunda biçimlenen bir merkez kurulmuştur. İkisi Aydın ve Marmaris

    çıkışları, ikisi kentle bağlantı yolu, biri de güneye doğru yayılmasını disipline

    eden arter olarak beş ana yolun açıldığı, düzgün daire formunda “Cumhuriyet

    Meydanı” inşa edilmiştir (1936). Hükümet Binası ve “Cumhuriyet Felsefesini

    Yayma” gibi son derece önemli bir işlevi olan Halkevi binası, meydan çevresine

    paralel bir yay formu içinde yeni merkezin ilk binaları olmuştur. Vali köşkü,

    ilkokul ve Abide Hanım Konağı meydanı çevreleyen diğer yapılar konumuna

    gelmiştir. Ortadaki Atatürk heykeli de yeni resmi merkezi tamamlamıştır (Ekinci,

    1985).

    Yaklaşık 100 metre genişliğindeki meydan, 20 metre genişliğindeki geniş

    bulvarlar vasıtasıyla kentle bütünleşmektedir. Meydanın çevresinde konumlanan

    Cumhuriyet Dönemi Hükümet Konağı, Halkevi ve Vali konağı gibi idari yapılar

    geniş bahçeleri ve yaya kaldırımları ile meydanı tanımlamışlardır. Ayrıca halkın

  • 7

    rekreasyonel ihtiyaçları meydanda yer alan Atapark ile karşılanmaya çalışılmıştır

    ( Koca, 2016).

    Cumhuriyet Döneminden sonra, 1930 yıllarında Macar Mimarlarında katkılarıyla

    Cumhuriyet Meydanı ve çevresinde ışınsal yöntem dediğimiz yollar ve yapılar

    yapılmıştır. Muğla Merkezinin çekirdeği görevini yapmaktadır. Vali Konağı, Halk

    Bankası, Turizm Otelcilik ve Uygulama Oteli, Valilik Binası ve çevresinde yapılmış

    olan yollar bu özellikleri yansıtmaktadır. Cumhuriyet sonrası yapılaşan kent

    bölgelerinin en karakteristik unsurlarından olan dairesel formlu düğüm noktası

    çevresindeki yapıların biçimleri, konumları ve boyutları ile bir bütünlük arz

    ettiğinden özel ve ayrı bir bölge olarak değerlendirilmiştir ( Üzeyiroğlu, 2009).

  • 8

    3. ERKEN CUMHURİYET DÖNEMİ MODERNLEŞME SÜRECİ

    Modernleşme süreci evrensel olması ve geçmişi bağlarından kurtarma amacı

    gütmesi bakımından yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti için önem arz etmiştir

    (Kolsal, 2015). Türkiye Cumhuriyeti kuruluşundan itibaren modernleşme projesi

    uygulamaya çalışmıştır. Modernleşme projesi kapsamındaki çalışmalar bilgi,

    ahlak, sanata akılcı-evrensel yaklaşılmasına, ekonomi, sanayileşme,

    demokrasinin kurumsallaşması ve ulus- devleti oluşturacak özgür yurttaşların

    oluşturulmasına yönelik olduğu kadar toplumun içinde yaşadığı kentlerin ve

    mekânlarında modernleştirilmesidir. Bu çalışmalar, Cumhuriyetin ilanı ile yeni

    bir ulus devletin oluşturulduğu ülkemizde doğrudan devlet eliyle uygulanmıştır.

    Modernleşme projesi, gerçekte kentsel gelişim projesidir ve başarısı, kentsel

    gelişmenin gerçekleştirilmesine bağlı olmuştur. Bu doğrultuda yeni ulus devletin

    kamusal mekânı da modernleşme projesi kapsamında baştan aşağı yenilenmiştir.

    Modernleşme projesi kapsamında Türkiye’de yapılan çalışmalar, Türklere ait

    Tanzimat ve Birinci Meşrutiyetle birlikte görülmeye başlanan modernleşme

    çalışmalarının oluşturduğu belli bir kültürel birikimin üstüne oturtulmuştur.

    Cumhuriyetle birlikte modernleşme çalışmaları farklı bir boyut kazanmıştır

    (Çetin, 2012). 19. Yüzyılın ikinci yarısında başlayan modernleşme projesi

    kapsamında kent mekânında mevcutta bulunan kent merkezlerinin yanısıra, yeni

    kent merkezi oluşturulmuş, merkezde devlet daireleri kurulmuş, yeni toplumsal

    sınıfların oluşması doğrultusunda konut alanları farklılaşmış, modern ve

    geleneksel doku ayrımı oluşmaya başlamıştır. Cumhuriyetin ilanı ile hem

    kurumsal hem de toplumsal olarak köklü değişiklikleri içeren ulus- devlet mekânı

    yaratılmak istenmiş, bu doğrultuda kentler modernitenin yeri (place) olarak

    düzenlenmek istenmiştir (Tekeli, 1998).

    Cumhuriyetin ilan edildiği yıllarda ülkede halk eğitimsiz ve içinde bulundukları

    yaşam koşulları elverişsizdir. Ayrıca savaşta yanan birçok Anadolu kentlerinin

    yanı sıra neredeyse hiçbir kentin birbiri ile ulaşımı yok denecek kadar azdır

    (Çetin, 2012). Ülkenin içinde bulunduğu zor duruma ve bayındırlık işlerini

  • 9

    yürüten Nafia Vekâleti’ nin küçük mali olanaklarına rağmen kentlerde ulaşım,

    savaşta yanan yerlerin imarı, bataklıkların kurutulması ve üç imparatorluğa

    başkentlik yapmış İstanbul’un bırakılarak Ankara’nın başkent olarak yeniden

    imar edilmesi öncelik arz etmiştir (Aslanoğlu, 2010). Bu dönemde ülkenin “demir

    ağlarla örülmesi” ulaşım siyasetini oluştururken, Osmanlı İmparatorluğu

    döneminde ülkenin değişik bölgelerini, dış gücün ekonomisiyle bütünleştirmeye

    dönük biçimde gelişen ve yabancı şirketler elinde olan hatlardan ziyade ülkedeki

    iç pazarın bütünlüğünü sağlayan yeni demiryolu şebekesi oluşturulmuştur.

    Ülkeyi baştanbaşa saracak şekilde oluşturulan bu demiryolu şebekesi aynı

    zamanda başkentin vatanı üzerindeki denetimini de güçlendirmiştir. Aynı

    zamanda sanayi planlarında yapılması öngörülen fabrikaların yerlerinin

    demiryolu güzergâhı üzerindeki küçük Anadolu kentlerinin seçilmesi

    sağlanmıştır. Yanan Batı Anadolu kentlerinin imarı konusunda Osmanlı

    döneminden kalan belli bir birikim ve kent planlaması pratiği vardır. Bu kentler

    zamanla harita mühendisleri tarafından imar edilmiştir. Ancak Ankara’nın kent

    planlaması için belli birikim yoktur ve bu kent planlaması ile ulusalcı çizgide

    modern bir kent kurulması en büyük hedeftir. 1928 yılında Ankara Şehri İmar

    Müdürlüğü kurulmuş ve uluslararası üç şehir plancısı arasında yarışma

    düzenlenmiştir. Yarışma sonucu HermanJansen tarafından Ankara’nın kent planı

    hazırlanmıştır. Bu dönemde Ankara dışındaki kentler hızlı büyüme

    göstermemiştir. Ancak Cumhuriyetin bu dönemde uyguladığı modernite projesi,

    diğer Anadolu kentlerinde de planlı gelişmeyi öngörmüştür. Ankara kent

    planlamasından elde edilen deneyimler doğrultusunda, 1930-1935 yılları

    arasında çıkarılan beş yasa (1580 sayılı Belediye Kanunu, 1593 sayılı Umumi

    Hıfzıssıhha Kanunu, 2290 sayılı Yapı ve Yollar Kanunu, 2033 sayılı Belediye

    Bankası Kuruluş Kanunu, 2763 sayılı Belediyeler İmar Heyeti’nin kuruluşuna

    ilişkin kanun) ile mevzuatta kurumsal bir düzenlemeye gidilmiştir. Bu yasalarla

    oluşturulan sistem, Cumhuriyet’in kent yönetimi ve kent planlaması konusundaki

    yaklaşımını belirlerken batılı biçimde modern kentler elde edilmesi

    amaçlanmıştır (Tekeli, 1998).

    Kentler içinde bulundukları bölge ile etkileşim halindedir ve bir kentte meydana

    gelen değişimin anlaşılması kentin çevresi ile kurduğu ilişkiler analiz edilmelidir.

  • 10

    1923-1950 yılları arasında Türkiye’de ulus- devletin kent mekânı oluşturulmak

    istenmiş ve yeni kimlik arayışına gidilmiştir. Pek çok kentte bu dönemde iki kent

    merkezi görülmüştür: Yeni gelişen yönetim hizmetlerinin yer aldığı kent merkezi

    ve eski kent dokusuyla bağlantılı geleneksel kent merkezi. Genellikle bu iki kent

    merkezi birbirine yakın bağlantılıdır. Geleneksel kent merkezinde ticaret ön

    planda iken yeni kent merkezinde yönetim ön plandadır ve Cumhuriyetin

    modernleşme ideolojisi doğrultusunda yeni kültürel faaliyetlerin ve hizmetlerin

    yer aldığı halkevleri, opera, tiyatro, sergi binaları gibi mekânlar oluşmuştur

    (Osmay, 1998). Ulus- devletin yeni kent mekânının oluşturulmasının yanı sıra bu

    dönemde mevcutta bulunan geleneksel dokuda mevcut yollar genişletilmiş, yeşil

    alanlar oluşturulmuş, su ve kanalizasyon gibi alt yapı hizmetlerine önem

    verilmiştir. Tüm bu iyileştirme çalışmaları yapılırken aynı zamanda geleneksel

    dokunun karakteri korunmaya çalışılmıştır (Çetin, 2012).

    Bu dönem içinde 1923-1928 yılları arasında gerek ülkenin ekonomik ve maddi

    durumunun sıkıntılarla karşı karşıya olmasından, gerek yeterli teknik kadro

    olmayışından inşa edilen yapı sayısı oldukça azdır. Tüm zorluklara rağmen inşa

    edilmiş, çoğunda yeni yapım teknikleri (betonarme vb.) ve yeni malzeme

    kullanılmış bu yapılar Birinci Ulusal Mimarlık Üslubun özelliklerini taşımaktadır.

    Bu mimarlık düşüncesinin Mimar Kemalettin ve Mimar Vedat Beylerin başlattığı

    Cumhuriyetin ilanından önceki düşünceden farkı yoktur (Alsaç, 1976). Yapılarda

    kolon, başlık, kemer, kapı, pencere vb. strüktürel ve strüktürel olmayan mimari

    ögeler ve cephe düzenlemelerinde Selçuklu, Osmanlı ve İslam mimarlığından

    seçilmiş mimarlık ögeleri ve süsleme motifleri vardır. Bu durum Cumhuriyetin

    ilanından sonra ulus- devlet anlayışının yer alacağı yeni kent mekânı ile çelişkiye

    düşmektedir. Daha çok sembolik gereksinimlere cevap veren bu yapılar

    genellikle simetrik planlara sahiptir (Batur, 1998). Bu anlayış ile inşa edilen tüm

    yapılar dışta Selçuklu, Osmanlı ve İslam yapılarına benzetilmiştir. Bir okul

    yapısının cephe karakterinin, hükümet konağı, belediye binası, otel ya da istasyon

    yapısının cephe karakterinden farkı kalmamıştır. Yapılarda üslup yalnızca

    cephelerde arandığından yapının planı ve yerleşimi ikinci planda olmuştur.

    Amaçlanan, Selçuklu, Osmanlı ve İslam yapılarına ait mimarlık ögeleri ve süsleme

    motiflerinin ulusal hisleri yansıttığı düşüncesi ile kullanılmasıdır (Aslanoğlu,

  • 11

    2010). Ancak bu mimarlık düşüncesi, eski düzenin aksine Atatürk reformlarıyla

    yeni ulus- devlet yaratma düşüncesi ile çekişmektedir ve yerini 1930’lu yılların

    başında rasyonel- fonksiyoncu bir mimarlık düşüncesine bırakacaktır(Alsaç,

    1976).

    1923-1928 yılları arası geçiş dönemi olarak görülmüştür. Atatürk’ ün devrimleri

    ile yeni Türk toplumuna yenilik, akılcılık, işlev, yarar, nesnellik, bilime ve

    ilerlemenin determinizmine inanç gibi düşünce normları ve kavramları

    getirmiştir. Erken Cumhuriyet Dönemi mimarlığını norm ve kavramlarını kendisi

    için üretmiş bir ideoloji bağlamında değerlendirmeyi gerektirmiştir. Her alanda

    olduğu gibi mimari alanda da modernleşme beklentisi olmuştur. Modern

    mimarlığın 1933 yılına kadar sürecek ilk evresinde, yalınlığın ön planda

    tutulduğu süslemeden arınmış, biçim- işlev anlayışıyla inşa edilmiş yapılar

    görülmüştür. Planları belli bir geometrik düzen içinde serbestçe düzenlenmiştir.

    Dairesel formlu mekânlar ilgi görmüş olup, bu formlar yapının dış cephesine de

    yansıtılmıştır. Konut yapılarında orta hol (sofa) sadece dağıtım mekânı olmakla

    kalmamıştır. Yapıların genelinde yatay bant biçiminde pencereler ve köşe

    pencereleri yaygınlaşmıştır. Saçak ve çatılar yerini teras örtülere bırakmıştır

    (Batur, 1998). “Kübik”, “asri” veya “ yeni” mimarlık olarak da bilinen bu anlayış

    yabancı mimarlar tarafından Türkiye’ye girmiştir. Geçmişte görülen mimari

    anlayışın devam ettirilmesindeki gereksizlik ve modernleşme isteği böyle bir

    anlayışın tutularak yayılmasına neden olmuştur (Aslanoğlu, 2010).

    1933-1938 yılları arasına yerleştirilebilecek modern mimarlığın ikinci evresinin

    proje ve uygulamalarında belirli ve tutarlı tasarım ve biçim özellikleri

    görülmektedir. Konut ve kamu yapılarında fonksiyonalist bir tasarım geçerlidir.

    Prizmatik kitlelere eşil eden yuvarlatılmış köşeler, katları ayıran yatay bant

    halindeki doluluklar, sürekli ve kesintisiz denizlik çizgileri ve köşeleri dönen

    pencereler bu evrenin kabul gömüş biçimidir. Daire planlı hacimler ve binanın

    dışında bu kütlenin vurgulanması ilk evreye göre daha az görülmüştür. Teras çatı

    ve gizli çatı yaygınlaştırılmıştır. Konutlarda cephe boyunca balkon veya geniş

    veranda motif olarak çok tutulmuştur. Üçüncü evre Türkiye’ de modernist

    mimarlığın, başlangıcındaki dinamizmin örtülü bir geri çekilişi olarak

  • 12

    tanımlanabilir. 1937-1938 yıllarında birinci ve ikinci evrede görülen oranlarda

    değişim ve simetrik düzenlemelere doğru bir kayma görülmüştür. Bu evrede

    planlarda ve mimari ögelerde değişim olmamıştır. Ancak dönem sonunda

    simetrik düzene bir geri dönüş olmuştur. Cephede düşey etki veren

    düzenlemeler, ince ve iki kat yüksekliğindeki kolonlardan oluşan revaklı alanlar

    görülmüştür. Saçak ve çatı yeniden gündeme gelmiştir. Edelputz sıvanın yanı sıra

    tabii veya yapay taş kaplama görülmeye başlanmıştır (Batur, 1998).

    1938 yılında Türkiye Cumhuriyetinin kurucu Mustafa Kemal Atatürk’ ün ölümü

    ile Türkiye tarihinde bir dönem kapanmıştır. Bundan bir yıl sonra başlayan İkinci

    Dünya Savaşında Türkiye savaş dışı kalmasına rağmen savaşın etkilerini

    derinden yaşamıştır. İnşaat yatırımları ve projeler iptal edilmiş veya

    yavaşlatılmıştır. Yapı sanayisi henüz gelişmemişti ve yapı malzemesi temini savaş

    yüzünden zorlaşmıştır. 1950’lere kadar sürecek durgunluk döneminde, savaşın

    yarattığı olumsuz koşullardan dolayı kendi kendine yeten yeni bir mimarlık

    anlayışı belirmiştir. İkinci Ulusal Mimarlık Akımı olarak adlandırılan bu anlayış,

    modern mimarinin geleneksel dokudan farklı olan biçiminin uyumsuzluk

    yarattığını ve bir ulusal mimari anlayışın oluşturulması gerektiğini savunmuştur

    (Batur, 1998). Böylelikle yabancı mimarların gölgesinde kalan Türk mimarlığının

    gelişmesi öngörülmüştür. Ancak bunun uzun yıllar sürecek birikim gerektirmesi

    sebebiyle geçmişte benzerlerinin görüldüğü, kısacası tarihe geri dönüş olarak

    düşünülmüştür (Aslanoğlu, 2010).

  • 13

    4. MUĞLA KENTİNE DAİR GENEL BİLGİLER VE TARİHSEL SÜREÇTEKİ

    GELİŞİMİ

    4.1. Muğla Kentine Dair Genel Bilgiler

    Muğla kenti coğrafi konum, fiziki yapı, sosyal ve ekonomik yapı olmak üzere üç

    başlık altında incelenmiştir.

    4.1.1. Coğrafi konum

    Muğla İli 36°- 37° kuzey paralel ile 27°-29° meridyenleri arasında, Türkiye’ nin

    güneybatısında yer almaktadır(Muğla Valiliği, 1973). Bir Ege Bölgesi ilidir. Ancak

    topraklarının bir kısmı Akdeniz Bölgesinde kalmaktadır. Genel yüzölçümü

    12.654 km²’dir (Harita Genel Komutanlığı, 2018).

    Muğla ilinin doğusunda Antalya, Burdur ve Denizli illeri, kuzeyinde Aydın ili,

    batısında Güllük, Gökova ve Datça Körfezlerinin yer aldığı Ege Denizi, güneyinde

    Akdeniz yer almaktadır (Muğla Valiliği, 1973). Yaklaşık 1.500 km² kıyı uzunluğu

    ile Türkiye’nin en uzun sahil şeridine sahip ilidir (Muğla Valiliği, 2018)(Şekil

    4.1.1.1.) .

    Şekil 4.1.1.1. Muğla ili ve ilçeleri (Muğla Valiliği, 2018)

  • 14

    Muğla ili dağlar, ormanlar, süngerciliğe ve balıkçılığa elverişli koylar, turizm

    potansiyeli yüksek ve tarihi eser açısından zengin olmasına rağmen sahil ilçeleri

    dışında kırsal nitelikte bir ildir. Bunun başlıca sebebi %20’ lik tarım arazisi

    dışında kalan alanların dağlık ve engebelik olması ve kara deniz ulaşımının yeteri

    kadar gelişmemesidir (Muğla Valiliği, 1973).

    4.1.2. Fiziki yapı

    Muğla ilinin kuzey ve doğu sınırları Türkiye ortalamasının üzerindeki dağlarla

    çevrilidir. Kuzeybatısında bulunan ortalama 1500 metre yüksekliğindeki

    Beşparmak ve Menteşe Dağları Aydın sınırını belirlemiştir. İlin Denizli ile sınırını

    2294 metre yüksekliğindeki Sandıras Dağları, Burdur ile sınırı 2234 metre

    yüksekliğindeki Göktepe ve 2225 metre yüksekliğindeki Kapaklı Dağları, Antalya

    ile sınırı 1973 metre yüksekliğindeki Dumanlı Dağı ve 3024 metre

    yüksekliğindeki Akdağ belirlemiştir.

    İl sınırları içinde kalan diğer dağlar; Muğla ile Bodrum arasında uzanan 1368

    metre yüksekliğindeki Marçal Dağları, Milas ilçesinin kuzeydoğusundaki 1373

    metre yüksekliğindeki Kurukümes Dağı ve güneydoğusundaki 1209 mere

    yüksekliğindeki Akdağ, Fethiye ilçesinin güneyindeki 1575 metre

    yüksekliğindeki Babadağ, Marmaris ilçesinin kuzeyindeki 1110 metre

    yüksekliğindeki Balan Dağı’ dır (Muğla Valiliği, 1967).

    Muğla ilinde önemli yükseklikteki dağların arasında bulunan başlıca düzlükler,

    kıyı çöküntü alanlarına genç alüvyonların dolmasıyla oluşmuş kıyı ovaları,

    karstik yapıdaki polye ovaları ve akarsu vadi tabanları olmak üzere üç gruba

    ayrılmaktadır. Muğla ilinde ovalar %10’ luk bir kısmı oluşturur. Dalaman Ovası,

    Eşen Ovası, Yatağan Ovası, Ören Ovası, Bitez Ovası, Karaova, Akçaalan Ovası,

    Gökova, Kızılyaka Ovası, Kargın Ovası ve Muğla Ovası Muğla ilinin başlıca

    ovalarındandır. Önemli vadileri ise; Dalaman Vadisi, Eşen Vadisi ve SarıçayVadisi’

    dir (Yurt Ansiklopedisi, 1983). Muğla ilinde geniş alanlı platolar bulunmamakta

    olup Menteşe Platosu, Milas Platosu başta üzere ilin %12’lik küçük bir bölümü

    platolardan oluşmuştur (Muğla Valiliği, 2003).

  • 15

    Muğla ilinin arazi yapısı kalkerli karstik olduğundan üzerinden akan akarsular

    gelişememektedir. Ancak oluşan akarsular üç grupta incelenebilir. Namnam Çayı,

    Kargıncık Deresi, Kargı Çayı, Karaçulha Deresi, Kocadere ve Sarıçay tamamen il

    sınırları içerisinde yer almaktadır. Çine Çayı ve Akçay Büyük Menderes Irmağı ile

    birleşir. Eşen Çayı, Dalaman Çayı ise Muğla ili dışından beslenmektedir(Muğla

    Valiliği, 2003).

    Muğla ilinin en önemli gölü Köyceğiz Gölü’ dür. Yüz ölçümü 65 km²’ dir. Bafa Gölü,

    Hacat Gölü ve Denizcik Gölü ilin diğer göllerini oluşturmaktadır (Muğla Valiliği,

    1967).

    Muğla ili Akdeniz iklimi etkisinde kalmaktadır. Deniz etkisi, yükselti,

    yerşekillerinin uzanışı ilde Akdeniz ikliminin yaşanmasının başlıca etkenleridir.

    800 metre yüksekliğe kadar olan yerlerde “Asıl Akdeniz İklimi”, daha yüksek

    yerlerde ise “Akdeniz Dağ İklimi” hissedilmektedir. Yaz ayları kurak, kış ayları ise

    bol yağışlı geçer (Muğla Valiliği, 2003). İlde en yüksek sıcaklık Temmuz, en düşük

    sıcaklık ise Ocak ayında yaşanmaktadır (Devlet Meteoroloji İşleri Genel

    Müdürlüğü, 2018). Deniz suyunun sıcaklığı Mayıs- Kasım aylarında 20 dereceyi

    geçmektedir. Muğla ilinde kuzey rüzgârının etkisi az görülürken, Keşişleme,

    Kıble, Lodos yıl boyunca, Poyraz ise kış mevsiminde görülmektedir (Muğla

    Valiliği, 2003).

    Muğla ilinin doğal bitki örtüsü maki ve ormanlardır. İlde görülen makiler boyu 2

    metreden boyca kısa ve dikenli çalılıklardan oluşmaktadır. Orman türü pek

    karışık değildir. İklime uygun olarak kızılçam ve sarıçam gibi iğne yapraklılar

    daha çok görülür. Ormanları oluşturan diğer ağaç türleri ise palamut, meşe,

    sandal, piren, akçakesme, çınar, söğüt ve selviler gibi geniş yapraklılardır. Ot

    örtüsünü tırfıl, deve dikeni, efenk, kanyaşı, ayrık, topalak, sirken, piren, yabani

    yulaf, yabani çulluk, narpız, tuzluk, yoğurtçuk, semizotu, körmen, kapçık, ısırgan,

    gazyak, ballık, kuş yüreği, baldıran, ilibada, devetabanı, gerdeme, su otu, nane,

    horozibiği, kuzukulağı, sarmaşık, suvanak, tere, arapsaçı, katır kulağı, alan

  • 16

    pancarı gibi otlar oluşturur. Mantar olarak çıntar, kuzugöbeği, tolaman ve

    çamdibi bulunmaktadır (Muğla Valiliği, 1967).

    Muğla şehir merkezi ve ova, Karabağlar Yaylası düz ve hafif eğimli alanlarda en

    üstte 0-70-110 m. Kalınlıklara ulaşan silt, kil, çamur, kum ve çakıl litojilerinden

    oluşan kuvaterner alüvyon birimleri yer alır. Muğla ve ovanın tabanında ise,

    hâkim jeolojik oluşumlar çok çatlaklı ve parçalı olan kireçtaşları yer almaktadır.

    Bu çatlaklı kayalara ulaşan suların çatlaklar vasıtası ile Gökova’da azmaklardan

    yüzeye debili kaynaklar şeklinde boşaldığı bilinmektedir. Muğla ve yakın

    çevresinde yüksek eğimli dağlık alanlarda üstte genelde çok çatlaklı ve parçalı

    vaziyette kireçtaşları yer almaktadır. Kireçtaşları genellikle orta sert ve sert yapılı

    olup tabakalı durumdadır. Bu birimlere kuzeyde Kızıldağ, Masa Dağı;

    kuzeydoğuda Göktepe yolu ve çevresi ile batı ve güneybatı taraflarda Dirgeme

    (Akkaya) yolu çevresiyle, Gökova yolu çevresinde rastlanılmaktadır. Muğla ilinin

    kuzeydoğu taraflarında, Kötekli köyünün kuzey taraflarında dağlık alanların

    tabanında örtü kireçtaşlarının altında koyu gri-açık yeşil renklerde tabakalı ve

    kıvrımlı yapı kazanmış olup muhtemelen mezozoik yaşında olduğu tahmin edilen

    şiştli birimler yer almaktadır. Şiştler de kısmen geçirimsiz kayaç grubunda yer

    almaktadır. Muğla Merkez ve yakın çevresinde kararlı debili yeterli kaynaklar

    bulunmamaktadır. Bunun nedeni, mevcut kayaçlar ile zeminlerin çatlaklı ve

    geçirgen olmalarıdır (Muğla Valiliği, 2003).

    Muğla ili 1.derece deprem kuşağında yer almaktadır. İlimizde Kerme Körfezi-

    Köyceğiz Bölgesi ve Rodos-Fethiye olmak üzere iki önemli deprem bölgesi

    bulunmaktadır (Şekil 4.1.2.1.) .

  • 17

    Şekil 4.1.2.1. Deprem bölgeleri haritası (Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık Afet İşleri Genel Müdürlüğü, 2018)

    Kerme Körfezi-Köyceğiz Bölgesi; bu bölge kuzeyde Bodrum Yarımadası ile

    Muğla’nın güneyinde yükselen dağlar ve Sandras Dağı, güneyde Reşadiye

    Yarımadası’ndaki mezozoik formasyonlar tarafından sınırlanmıştır. Bu fay,

    birçok sıcak ve soğuk maden su kaynakları tarafından da işaretlenmiştir. Körfezin

    ağzında, ancak çok genç bir devirde sönmüş olan volkanik Nisiros Adası vardır.

    Bölgenin en önemli olan üst merkezi, körfez önünde bulunan İstanköy (Kos)

    Adası’dır. Bölgenin aktif fay hareketleri incelendiğinde, bölgede sık sık büyük

    depremler olduğu görülmektedir (Muğla Valiliği, 2003).

    4.1.3. Sosyal ve ekonomik yapı

    Muğla ili yeraltı ve yerüstü zenginlikleri, iklim koşulları ve yerleşime uygun bir

    ildir. Ancak arazinin engebeli ve dağlık olması, ulaşım zorluğu ve tarım

    arazilerinin az olması sebebiyle yoğun nüfus hareketleri görülmemiştir.

    16. yüzyılda Menteşe Sancağındaki kazalardan olan Muğla’nın merkezde bulunan

    nüfusu II. Beyazid Döneminde 12.010, 1512 yılında 8025, 1562/63 yılında 337

    numaralı Tapu-Tahrir defterine göre nüfusun 12.730 olduğu bilinmektedir

    (Uykucu, 1974). 17. ve 18. yüzyıla ait günümüze ulaşan tahrir defterleri sayısı

  • 18

    yetersiz olduğundan nüfus tahmini yapmak mümkün olmamaktadır (Uykucu,

    1974).

    19. yüzyılda Menteşe Sancağı’ nın nüfus yapısıyla ilgili ilk ayrıntılı bilgi 1831

    yılında yapılan nüfus sayımı ile elde edilmiştir. Nüfus sayım amacının Osmanlı

    İmparatorluğu sınırları içinde kalan asker yaşına gelmiş erkek nüfusunun tespiti

    olduğundan kadın nüfusu ile ilgili bilgiler yer almamıştır. 49.867’ si Müslüman

    erkek olmak üzere toplam 52.965 erkek nüfusu bulunmaktadır. 19. Yüzyılın son

    yirmi yılında Menteşe Sancağında ekonomik yapıdaki durağanlık nüfusa da

    yansımıştır. Girit, Balkan ve Doğu Anadolu’dan gelen göçlere karşın dışa verilen

    göç sebebiyle nüfusta artış olmamıştır. Menteşe Sancağının nüfus artışı ile en

    yüksek yönetimsel birimini oluşturan Muğla Merkez Kazasının nüfus artışı

    benzerlik göstermektedir. 19. Yüzyıl boyunca Muğla ilinin nüfusu oldukça

    durağan olduğu söylenmektedir (Aktüre, 2006). Cumhuriyetin ilanından önce

    1904 yılı nüfus sayımında Muğla ilinin nüfusu 143.332 olarak tespit edilmiştir.

    1904-1927 tarihleri arasında erkek nüfus ortalamasında düşme yaşanmış, 1935

    yılından sonra bu ortalama yükselmiştir (Muğla Valiliği, 1973).

    1923-1950 tarihleri arasında Muğla ilinde toplam nüfus sayısı artış göstermiştir.

    Ancak ekonominin dış ilişkilerinin kırsal alandan çekilmesinin sağlanamadığı,

    kırsal alandaki tarımın yaygınlaşması ve Kurtuluş Savaşı sırasında kente

    yerleşmiş durumda olan Rumların gitmesi sebebiyle kent nüfusunda artış

    olmamıştır. 1940-1945 tarihleri arasında nüfustaki artış askeri birliklerin

    hareketlerinden kaynaklanmıştır. Genel olarak 1923-1950 tarihleri arasında

    Muğla ilinin nüfusu artarken kent merkezinin nüfusu sabit kalmıştır (Tekeli,

    2006).

    1960-2016 tarihleri arasında Muğla ili toplam nüfusu artmıştır (Çizelge 4.1.3.1).

    İl merkezinin nüfusu Cumhuriyet Dönemi’ nden sonra uzun yıllar Fethiye, Milas

    gibi ilçelerin nüfusundan geride kalmıştır. Ancak ulaşımın ve turizmin gelişmesi,

    üniversitenin kurulması, termik santrallerin açılması il merkezindeki nüfusun

    artmasını sağlamıştır. Kent merkezinin 2016 yılında nüfusu 108.068 iken verilere

  • 19

    göre Muğla ili toplam 923.773 nüfusa sahiptir

    (http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=24638) (Çizelge 4.1.3.1.) .

    Çizelge 4.1.3.1. Muğla ili ve ilçeleri 1927-2016 yılları arasındaki nüfus değişimi

    (Yurt Ansiklopedisi, 1983; Türkiye İstatistik Yıllığı ve Türkiye

    İstatistik Kurumu verileri esas alınarak oluşturulmuştur.).

    Yerleşim adı 1927 1950 1960 2010 2016

    Merkezilçe/

    Menteşe

    57.613 49.181 45.355 94.960 108.068

    Bodrum 15.694 22.034 24.688 124.820 160.002

    Datça - 5.616 5.805 16.475 20.513

    Fethiye 33.698 54.117 68.209 188.259 151.474

    Köyceğiz 23.328 22.228 35.384 32.817 34.942

    Marmaris 11.477 9.783 11.820 77.390 90.187

    Milas 32.877 49.157 60.959 125.727 134.774

    Ula - - 14.005 23.749 23.877

    Yatağan - 29.524 33.386 45.830 44.504

    Dalaman - - - 33.980 37.364

    Ortaca - - - 42.364 46.982

    Kavaklıdere - - - 11.132 10.780

    Seydikemer - - - - 60.306

    Toplam 174.687 241.640 299.611 817.503 923.773

    İlk çağlarda kıyı kenti olması nedeniyle deniz ticareti gelişmiştir.

    Germiyanoğlu’nun beylerinden Menteşe Bey komutasındaki Türklerin Muğla’ yı

    ele geçirmesi ve denizden gelebilecek saldırılardan korunmak için kapalı bir ova

    olan Milas’a yerleşmişler ve merkezlerini ovadan ziyade kente yakın yüksek bir

    tepe üzerine kurmuştur. Bununla beraber kentte ekonomi tarımla sağlanmıştır.

    15. yüzyıla gelindiğinde Muğla ticaret yollarından uzak ve tarıma dayalı küçük bir

    kasaba olmuştur. Kanuni Sultan Süleyman’ ın Rodos’ u 1520 yılında fethetmesiyle

    http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=24638https://tr.wikipedia.org/wiki/Mu%C4%9Fla

  • 20

    ticaret canlanmıştır. Ancak 16. Yüzyıl boyunca ticarete gereken önem verilmemiş,

    ekonomi büyük oranda tarımla sağlanmıştır (Niray, 2002).

    19.yüzyılın sonlarında Menteşe Sancağı’nın ekonomik yapısının temelini

    oluşturan faaliyetlerin tarım, hayvancılık ve ormancılık olduğu görülmektedir.

    (Aydın Vilayet Salnamesi (12.defa)’nden aktaran Aktüre, 2006) 19.yüzyıl

    sonlarında Sancağın dış ticareti büyük ölçüde kereste ve orman ürünleri sayımı

    üzerine kuruludur. Bunlara ek olarak günlük yağı ve zeytinyağı ticareti de

    sancağa gelir getiren ticaret alanlarıdır. Özellikle tütün, pamuk, tiftik gibi

    maddelerin dış pazarlarca talep edilmesi, bu alanda yapılan tarım ve

    hayvancılıkta da Avrupa taleplerine yönelik bir üretim yaratmıştır. 19.yüzyılın

    sonunda Menteşe Sancağı’nın gelir kaynaklarından biri de madencilik olmuştur.

    Bu dönemde sancağın en önemli iki maden zenginliği krom ve zımparataşı

    olmuştur (Aktüre, 2006).

    Maden ve orman ürünlerinin dış satımlarının deniz yoluyla yapılması bu

    dönemde Menteşe Sancağı’nda deniz taşımacılığının önemini vurgulamaktadır.

    Menteşe Sancağı’nın yer aldığı Aydın Vilayeti kayıtlarından deniz taşımacılığı

    yönünden önemli limanlar olarak Fethiye ve Bodrum gösterilmektedir. Toplam

    gümrük gelirleri dikkate alındığında Fethiye limanının bölgenin dış ticarette en

    önemli giriş – çıkış kapısı olduğu düşünülmektedir (Aktüre, 2006).

    19. yüzyılın son çeyreğinde Menteşe Sancağı’nın yıllık gelirlerinin çok büyük bir

    bölümü; emlak vergisi, hayvan vergisi, tarım ürünlerinden alınan vergi, orman

    vergisi gibi vergilerden oluşmuştur. 19. yüzyıl başlarında iç ticarette

    üstünlüklerini korumakta olan Türk tüccarlar; Tanzimat’ ın ilanından sonra

    ortaya çıkan yenilik hareketlerinin desteği ve işlenmiş yabancı malların ülke

    pazarlarına akmasıyla birlikte ticaretteki üstünlüklerini Rum tüccarlara

    kaptırmışlardır (Aktüre, 2006).

    Kurtuluş Savaşı sonrası Rumların Muğla’dan ayrılması üzerine ekonomi eski

    canlılığını kaybetmiştir. Aynı zamanda kentin konumundan kaynaklı olarak dışa

    açılması çok yavaş olmuştur. Bu sebeplerden Muğla kenti kapalı bir ekonomiye

  • 21

    sahiptir. Küçük üreticilik yoluyla kentinin ve hinterlandının gereksinimlerini

    karşılamıştır. Evlerde bürümcük, sadakor ve yüzünakma gibi ipek dokuma

    türleri, kaput bezi, pötikare, çarşaf, peştamal, sofralık, peşkir ve namazlık gibi

    pamuklu dokuma türleri üretilmiştir. Aynı zamanda deri ve deriden mamul eşya

    üretimi, demirciler, bakırcılar, marangoz gibi küçük üreticilerle kentin ve

    hinterlandının gereksinimleri karşılanmıştır (Tekeli, 2006). Bu durum 1970’li

    yıllara kadar sürmüştür. Bölgede sanayileşmenin başlaması, turizmin gelişmesi

    ve üniversitenin açılması ile ekonomi yeniden canlanmıştır (Değer, 2012).

    4.2. Muğla Kentinin Tarihsel Süreçteki Gelişimi

    Muğla kentinin tarih boyunca geçirdiği gelişim safhaları Cumhuriyet öncesi

    dönem ve Cumhuriyet döneminin 1923-1950 yılları arası olmak üzere, iki

    döneme ayrılarak incelenmiştir. Yazılı ve sözlü kaynaklar doğrultusunda Muğla

    kent dokusunun yapısal özellikleri ve mekânsal organizasyon biçimleri ortaya

    konmuştur.

    4.2.1.Cumhuriyet Öncesi Dönem

    Antik Karya Bölgesinin en eski yerleşim alanlarından olan Muğla sırasıyla Karya,

    Mısır, İskit, Asur, Dor, Met, Pers, Makedon, Roma ve Bizans egemenliğinde

    kalmıştır. Antik dönemde bilinen ilk ismi ‘’Mobella, Mobolia, Moğola’’ ’dır (Muğla

    Valiliği, 2003).

    Kentin kuzey yamacında bir akropolün üzerinde günümüze kadar dayanmış

    duvar kalıntıları Helenistik dönem özellikleri göstermektedir. Ancak kente dair

    bulunan diğer arkeolojik eserler Helenistik dönem öncesinde de var olduğunu

    kanıtlamaktadır.

    MÖ 3400 tarihinde bölgeye gelen kavmin başında Kar adında önder

    bulunmaktadır. Bu sebeple bölgenin adının Karya olduğu bilinmektedir (Muğla

    Valiliği, 2003). Karya kuzeyde Menderes nehri güneyde Köyceğiz gölü arasında

  • 22

    kalan alandır (Akça, 2002). Karyanın toplu yerleşim merkezleri Muğla ve Milas’tır

    (Muğla Valiliği, 2003).

    MÖ 334 tarihinde Anadoluya geçen Büyük İskender, Karya’ya Bodrum- Gümüşlük

    kapısından girmiş ve Karya toprakları Büyük İskender’ in egemenliğine girmiştir

    (Muğla Valiliği, 2003). Büyük İskender’in ölümü üzerine komutanları

    imparatorluk topraklarını Makedonya, Suriye ve Mısır olmak üzere 3’e

    bölmüştür. Bu sırada Karya, Suriye’ye bağlanmıştır. MÖ 129 tarihinde

    Romalıların Bergama Krallığının varisi olarak Anadolu’ ya gelmesiyle Karya,

    Roma İmparatorluğu’nun egemenliğine girmiştir. MS 395 tarihinde Büyük Roma

    İmparatorluğunun 2’ye ayrılması sonucunda Karya, Doğu Roma (Bizans)

    İmparatorluğunda kalmıştır (Akça, 2002).

    Kutalmışoğlu Süleyman Şah’ın 1075 ‘te Selanik’i almasıyla Batı Anadolu’ da Türk

    akınları yoğunlaşmıştır. 1079’da Türkler Karya’ yı hâkimiyetine almıştır. Ancak

    bu uzun sürmemiş Karya yeniden Bizans egemenliğine girmiştir. Karya kesin

    olarak 1261 yılında Türkler tarafından fethedilmiştir. 12. yüzyılın 2. yarısında

    bölgede Menteşe Bey tarafından Menteşe Beyliği kurulmuştur. Menteşe Bey’ in

    ölümü üzerine sırasıyla Mesut Bey, Orhan Bey,İbrahim Bey,Menteşe Beyleri

    olmuştur.İbrahim Bey’in ölümü üzerine oğulları çeşitli yerlerde

    hükümdarlıklarını ilan ederken Musa Bey’de Milas’ta bağımsızlığını ilan

    etmiştir.Musa Bey’den sonra Mehmet Bey ve Mahmut Bey Menteşe beyleri

    olmuştur (Wittek, 1986 ve Uzunçarşılı,1988 ‘dan aktaran Akça, 2002).

    Anadolu beyliklerinin Osmanlı aleyhine ittifak yaparak Osmanlı topraklarına

    tecavüz etmesi sonucu Yıldırım Beyazıt, Menteşebeyliğini topraklarına katmıştır.

    1402 Ankara Savaşından sonra Timur, diğer beylikler gibi Menteşe Beyliği

    topraklarını da Mehmet Bey’e vermiştir. Mehmet Bey’ den sonra tahta İlyas Bey

    geçmiştir. İlyas Bey’den sonra 2 oğlu Leys ve Ahmet bölgeye gelerek

    hükümdarlıklarını ilan etmiştir. Bunun üzerine Fatih Sultan Mehmet, Menteşe

    bölgesini kesin olarak topraklarına katmış ve Anadolu Beylerbeyi’ne bağlı bir

    sancak olarak yönetilmeye başlanmıştır (Akça, 2002). 18. yüzyıldan itibaren

    Anadolu’ nun çeşitli yerleri mahalli sülaleler tarafından idare edilmiştir. Bu

  • 23

    süreçte Menteşe’ de Hasan Çavuş derebeyi bulunmuştur. 2.Mahmut döneminde

    derebeylere son verilmiştir (Wittek, 1986’den aktaran Akça, 2002).

    Karya’nın merkezi Milas ve Muğla iken Menteşebeyliğinin merkezi Milas

    olmuştur. Ancak Menteşe’ nin Osmanlı Devleti zamanında merkezi Muğla

    olmuştur (Karaman, 2012).

    Osmanlı ve Beylikler Döneminde Muğla kenti sancak denilen yönetim merkezidir.

    Sınırları değişmesine rağmen yönetim merkezi olarak işlevini sürdürmüştür.

    Menteşe Sancağı Osmanlı İmparatorluğunun kuruluş ve yükseliş döneminde

    yaklaşık 20 bin km2 iken, 19. Yüzyıl sonlarında 13 bin 200 km2 olduğu

    bilinmektedir (Aktüre, 2006)( Şekil 4.2.1.1.).

    Şekil 4.2.1.1. Menteşe Sancağı’nda yönetimsel sınırların zaman içindeki değişimi. (Aktüre, 2006)

  • 24

    19. yüzyıl boyunca yönetimsel yapıdaki değişimler bölgesel ilişkilerin

    değişiminden kaynaklanmaktadır. Bu süreçte İzmir liman kenti olarak ön plana

    çıkmış, 1851 tarihinde İzmir yeni kurulan İzmir Eyaletinin merkezi ilan

    edilmiştir.1867 tarihinde Vilayet Nizamnamesiyle Osmanlı İmparatorluğunun

    yönetimsel yapısı yeniden değişmiştir. Eyaletler “vilayet” olarak değişmiş ve

    Aydın vilayetinin yönetim alanı İzmir, Aydın, Saruhan (Manisa) ve Menteşe

    Sancaklarıdır. 1890’ lı yıllarda Menteşe Sancağı Muğla, Bodrum, Milas, Marmaris,

    Köyceğiz ve Makri (Fethiye) olmak üzere 6 kaza ve 3 nahiyeden oluşmaktadır

    (Aktüre, 2006).

    Muğla kentinin Osmanlı Döneminde sancak denilen yönetim merkezi olmasına

    rağmen kentin gelişimi oldukça yavaş olmuştur (Ekinci, 1985). Dış ticaretinde

    kereste ve orman ürünleri satışının ön planda olduğu yörenin dağ sıralarının

    denize dik oluşması ve topoğrafyanın dağlık, engebeli olması nedeniyle kara

    ulaşımı gelişmemiştir ve ana ticaret yolları dışında kalmıştır. Ticaret ilişkilerinde

    de deniz ticareti ön plana çıkmıştır. Limanları ise Gökova ve Güllük’tür (Aktüre,

    2006). Muğla kenti denize yakınlığı ve limanlarının varlığıyla deniz ticaretinde

    ara merkez durumundadır. Kırsal nitelikli küçük kentlerle büyük ticaret kentleri

    arasında bağlantıyı sağlamıştır.

    19. Yüzyıl ortalarında kervan yolları kılcal damarlar gibi dağılmaktadır. Pazar

    ilişkileri bu kervan yolları üzerinden sağlanmaktadır. Muğla- Aydın arasındaki

    kervan yolu ise çok dar ve dik yamaçlardan geçmektedir. Muğla ve Aydın

    arasındaki bir diğer kervan yolu ise Muğla- Milas- Söke- İzmir aksıdır. Bu kervan

    yolu diğerinden daha uzundur, ancak daha düz alanlardan devam etmektedir.

    Muğla kenti ikinci derece kervan yolları üzerinde olup; Ula’ dan Gökova

    iskelesine, Makri (Fethiye)- Denizli’ den ve Milas’ danBüyük Menderes vadisini

    izleyen uzun mesafe ana ticaret yoluna bağlanmaktadır (Aktüre, 2006).

    Muğla kenti 19. yüzyıl sonlarına doğru inşa edilen İzmir- Aydın demiryolu ağının

    dışında kalmıştır. Ancak deve ulaşımı ile bu ulaşım sistemiyle bütünleşmiştir

    (Aktüre, 2006). 1900’ lü yıllarda kentte iki çeşit araba gelişmiştir. Bunlardan biri

    taş arabası, diğeri ise çift arabasıdır. Bursa’ dan getirilen fayton türü arabaların

  • 25

    da gelmesiyle yolcu ve yük taşınması başlanmış ve şose yol yapımına bu

    tarihlerde başlanmıştır. Tüm bu ulaşım sisteminin gelişimi, kente arabanın

    gelmesiyle Muğla kent ekonomisi kuzeye doğru kaymıştır (Tekeli, 2006).

    Muğla kenti liman kenti olmasına rağmen kent merkezi kıyıdan içerde kaldığı için

    tarım dışında sanayisi gelişmemiştir. Muğla, Düğerek ve Karabağlar ovalarının

    verimli toprakları tarımsal faaliyetleri ön plana çıkarmıştır. Kentte mekânsal yapı

    durağandır. Kuzeyde Hisar (Asar) Dağı üzerinde kurulmuş kale kentin ilk

    yerleşim yeridir. Asar Dağı’ndan Muğla Ovasına akan üç dere bulunmaktadır.

    Bunlar Değirmendere, Karamuğla ve Basmacı (Tabakhane) deresi olup; Muğla

    kentinin mahallelerinin sınırlarını belirlemiştir (Şekil 4.2.1.2.). Kent 19. Yüzyıl

    başlarına kadar Basmacı (Tabakhane) Deresi’ nin çevresinde konumlanmış ve tek

    ticaret merkezi olmuştur. Kentin 16. Yüzyıldan 19. Yüzyıla kadar gelişimi,

    oluşumunu sağlayan üç derenin Muğla Ovasıyla buluştuğu alana kadar olmuştur.

    Yapılaşmanın kuzeydeki Asar Dağı’nın eteklerinde olması Muğla Ovasının verimli

    topraklarının korunmasını sağlamıştır (Koca, 2015).

    Şekil 4.2.1.2. Muğla kentinin mahallelerinin sınırları ve Değirmendere, Karamuğla ve Basmacı Dereleri ile ilişkileri (Tekeli, 2006)

    17. yüzyılda Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesinden Muğla kentinin 2170

    konutunun, 11 mahallesinin, 70 kadar camisinin, 2 hamamının, 200 dükkânının,

    7 medresesinin, 11 mektebinin, 2 misafirhanesinin, 70 çeşmesinin, Kurşunlu

  • 26

    Camii yakınında bir sarayının bulunduğu bilinmektedir (Aktüre, 2006). 19.yüzyıl

    sonunda ise mahalle sayısı ve camilerde bir değişiklik görülmezken konut sayısı

    2388 olmuştur. 17. yüzyılda ticaret alanları Basmacı Deresi boyunca güneye

    doğru devam etmiştir. Kent en güneyde Kurşunlu Camiiyle sonlanmaktadır ve

    caminin güneyi mezarlıktır (Aktüre, 2006).

    19. yüzyılın ikinci yarısında sosyal tabakalaşma oluşmuştur. Sosyal tabakanın biri

    küçük üretim ve küçük perakende ticaret yapan esnaf ve zanaatkârlar, diğeri ise

    bölge ürününü az vergiyle dış pazarlara satan tüccarlardır. Bu iki sosyal

    tabakanın kent mekânındaki çalışma yerleri farklılık göstermiştir. Küçük üretim

    ve küçük perakende ticaret yapan esnaf ve zanaatkârlar Ulu Camii ve Kurşunlu

    Camii arasında kuzey- güney doğrultusunda, özellikle Arasta etrafında

    yoğunlaşmıştır. Tüccarlar ise kentin yeni ticaret merkezini eski kent merkezinin

    doğusunda Saburhane ve Konakaltı Meydanı çevresinde Rum Mahallesine

    bağlayan aks üzerinde oluşturmuşlardır (Aktüre, 2006).

    Kentte Tanzimat Döneminde yeni yönetici merkez oluşturulmuştur. Yönetici

    merkez Osmanlı İmparatorluğunun Batılılaşma çalışmasının sonucudur.

    Tanzimat Döneminde Muğla kentinde kent yönetimi değişmiş, belediye örgütü

    1871, Ticaret Odası 1884 tarihinde kurulmuştur. Aynı zamanda Hükümet Konağı,

    Askeri Kışla ve depo, hapishane, telgrafhane gibi yapılar ortaya çıkmış ve bunlar

    hanlar kısmının doğusunda yer almışlardır. Böylelikle Muğla kentinin yeni

    yönetici merkezi Konakaltı Meydanı’ nda oluşmuştur (Şekil 4.2.1.3.). Konakaltı

    Meydanı Basmacı Deresi’nin etrafındaki ticari merkezin sınırı olan Karamuğla

    Deresi’nin kuzeybatısında yer almaktadır(Aktüre, 2006).

  • 27

    Şekil 4.2.1.3. 1930’lu yıllarda Konakaltı Meydanı (Şahin, 2012)

    Kenti Anadolu ve dış dünyaya bağlayan İzmir- Aydın -Çine- Tavas- Denizli

    güzergâhındaki kervan yolu kentte Sekibaşı sokağından başlayıp Konakaltı ve

    Saburhane Meydanına bağlanmıştır. Kentin tüccarları kentte bu yol üzerinde

    ticaret yapmışlardır. Yeni ticaret yerleri ve yönetici merkez bu yol üzerinde

    bulunmaktadır. Deve kervanları da bu güzergâhı takip edip Saburhane

    Mahallesinden kenti terk etmiştir (Aktüre, 2006) (Şekil 4.2.1.4.).

  • 28

    Şekil 4.2.1.4. 19. Yüzyıl sonunda Muğla kent merkezinin işlevsel yapısı (Aktüre, 2006)

    17. yüzyıldan 19. yüzyıl ortalarına kadar Muğla kentinde iç ulaşımın ana aksı Ulu

    Camii’ den Kurşunlu Camii’ ye doğru olmuştur ve kent kuzey- güney

    doğrultusunda gelişme göstermiştir. 19. yüzyıl ortalarında kent nüfusunda

    herhangi bir artış olamamıştır. Ancak yönetim yapısındaki değişmeler, dış

    pazarlardan giren işlenmiş mallar ve kent dışından gelen tüccarlarla birlikte iç

    ulaşımdaki bu aks önemini kaybetmeye başlamış ve kent doğu- batı

    doğrultusunda gelişme göstermiştir (Aktüre, 2006).

    Osmanlı’nın toplumsal yapısı, kentin yapılaşma düzenini ortaya koymaktadır.

    Genellikle boş alanlarda yapılan camii, mescit ve çeşme gibi yapıların etrafında

    yeni mahalleler kurulmuş ve odak noktası bu yapılar olmuştur. Muğla kentinde

    de Muslihiddin Külliyesi, Şeyh Mahallesindeki Şeyh Camii, Konakaltı

    Meydanındaki Konakaltı Camii, Saburhane Meydanındaki Saburhane Camiisi

    yerleşim alanlarının odak noktasıdır.

  • 29

    Geleneksel kent dokusunda yapılar birbirinin önünü kesmemiş, güneş açılarını

    engellememiştir. Bitişik nizam parseller birbirlerine toprak parçası vererek

    parsellerin yol geçişini sağlamışlardır. Ticari ve dini yapılar çekirdeği

    oluşturduğundan kent içi yol ağı bu çekirdeklere doğru giderek sıklaşmıştır.

    Yapıların zemin katları genellikle taş, içi ahşap- bağdadi sistemde inşa edilmiştir.

    Ayrıca bu yapılar genellikle “aile mahremiyeti” anlayışı ile avluya açılmıştır.

    Sokak cephelerinde pencere yok denecek kadar az, avluya bakan cephelerinde

    pencere oldukça çok yapılmıştır (Ekinci, 1985).

    Muğla kentinde 19. Yüzyıl sonlarına doğru konut yapıları da ticaret yerleri ve

    yönetici merkezler gibi değişiklik göstermeye başlamıştır. İstanbul kökenli asker

    ve sivil bürokratlar ve ticareti denetim altında tutan Rum azınlıklar doğu- batı

    yönünde gelişim gösteren kentte Saburhane ve Konakaltı Meydanları etrafındaki

    konutlarda oturmuştur. Bu yapılar kapalı-içe dönük, iç avluları olan geleneksel

    Muğla konutlarının aksine daha çok sokakla bütünleşmiş- dışa dönük yapılardır

    (Şekil 4.2.1.5.). Sokak cephelerinde pencere Türk evlerine göre daha çok

    bırakılmıştır. Kesme taş kullanılan bu yapılar gösterişli ve geniş bahçelere

    sahiptir (Aktüre, 2006).

    Şekil 4.2.1.5. Ragıp Bey Caddesinde bir evin ön cephesi (Akçura, 2006)

    Karamuğla Deresi kentte Cumhuriyet Öncesi Döneme ait yapılaşmanın sınırlarını

    oluşturmuştur. 20. Yüzyılın ilk yıllarından itibaren kentin gelişimi hep geleneksel

  • 30

    kent dokusunun çevresinde olmuştur. Geleneksel kent dokusunda herhangi bir

    yıkımın olmaması geleneksel dokunun fiziksel özelliklerini korumuştur.

    Muğla kentinin gelişimi 20. yüzyılın ilk yıllarına kadar herhangi plana

    dayanmamıştır. Ancak Cumhuriyet öncesi dönemde plansız bir dokuya sahip

    olduğu görülen Muğla kentinde yeni bir imar planı ve buna hazırlıklar yapılması

    için Cumhuriyet Dönemini beklemek gerekmiştir (Şekil 4.2.1.6. ).

    Şekil 4.2.1.6. Muğla kentinin bir mahallesinin görünümü (Akçura, 2006)

  • 31

    4.2.2.Cumhuriyet Dönemi (1923-1950)

    Cumhuriyet’in ilk yıllarında içinde bulunulan zor durum tam da Emin Türk Eliçin’

    in anlatımında olduğu gibi;

    “kırk iki bin köyü, bin kasabası, altmış yedi kenti ile yuvarlak yedi yüz elli

    bin kilometre karelik koskoca coğrafya parçasını kapsayan Türk yurdunda son

    derece ilkel geçim şartları içinde yaşayan on iki milyonluk bir halk oturmakta,

    daha mutlu azınlığı bile yok, daha kötüsü bölgeler, yakın şehirler bile birbirine

    bağlı değil; her yer daracık bir çerçevede kapalı. Bir milli pazardan, bir milli

    ekonomiden bile eser yok. Ortak dili, öz yurdu, bağımsız devleti, bir tarih ve

    kültür geleneği olsa bile ortada daha batılı anlamda bir ulus yok. Olsa olsa Atatürk

    reformlarıyla coşturulmuş bir ulus potansiyeli var.”

    şeklinde tasvir edilmekteydi (Eliçin, 1970).

    Cumhuriyetin ilan edilmesiyle yeni yönetsel yapının idari birimleri vilayetler

    olmuştur ve Kurtuluş Savaşından harap halde çıkan Anadolu vilayetlerinin

    yeniden yapılanmaya ve imar planlarına ihtiyacı vardır. Türkiye Cumhuriyeti

    Devletinin örgütlenmesi, ulus- devlet ideolojisine, merkezi yönetim anlayışına,

    hukuk devleti olmasına ve toplumsal iradenin şekillendirdiği üniter laik bir

    devlet olmasına bağlı olarak oluşmuştur. Cumhuriyet rejimi toplumun belleğinde

    ulus bilincini yaratmayı amaçlamıştır. Bu yalnızca yönetsel ve sosyo- ekonomik

    alanda değil mekânsal alanda da oluşturulmak istenmiştir. Muğla kent

    merkezinde ise ulus- devletin yeni çağdaş mekânın ortaya konması uzun yıllar

    almıştır.

    Muğla kentinin ilk yerleşim alanı kentin kuzeyindeki eğimli arazilerdir.

    Yamaçlardaki yerleşmenin sebebi ovadaki verimli tarım alanlarını korumaktır.

    Cumhuriyet döneminde mevcut geleneksel yerleşmenin sağlıklaştırılması ve

    kentin planlı bir kent anlayışına göre gelişmesini sağlamak temel ilkelerdir. 1939-

    1943 yılları arasında mevcut geleneksel yerleşmeye yeni bölgeler eklenmiştir. Bu

    dönemde kentte hızlı bir nüfus artışı olmadığından dengeli bir gelişme

  • 32

    göstermiştir. Cumhuriyet