Payîze Roflt Çözüm devrimde! · 2007. 11. 21. · tidar sahipleri silahlı çatıflmaları...

26
WEfiANA VEDORA MARKSÎST-LENÎNÎST (KURD‹STANA BAKUR) PERLODA MARKSÎST-LENÎNÎSTA B‹ AVERWAXT E (KURDÎSTANÊ VAKURÎ) K A R K E R Ê N H E M Û W E L A T A N Û G E L Ê N B N D E S T Y E K B N K A R K E R Ê N Ê T E D Ê W Ê L A T O Û S A R Ê B N D E S T O J Û B E N E HEJMAR: 31 · KANÛN 2005 · BIHA: 750.000 TL AMOR: 31 · TAVARE 2005 · BIHA: 750.000 TL SÖMÜRGEC‹LER‹N ‹KT‹DAR DALAfiI KIZIfiIYOR… ÇÖZÜM NE KEMAL‹ZMDE NE S‹YAS‹ ‹SLAMDA! Çözüm devrimde! Serrvirnayêna xu ya 88’ îne da fioreflê Payîze Roflt dano raya ma! EM JI RÊ DERNAKEVIN Em j› rê dernakev›n cendan b›bên›n z›lm û zor Lewleb û cerxa cihanê, geh l› jêr›n geh l› jor. Lê b›d›n, dora we ye ey koledar û zorkeran, Ev pikole em j› hawir we d›k›n çavên we kor. Nivê karker dar b› dest›n, êdi her dem kêferat, Va nêzik bûye dema me, karê d›nya t›m b› dor. W›n l› Çin û rojh›latê mêzek›n, wxefl mêzek›n. Tev d› vê rê de d›baz›n wek p›l›ngan qore qor. Her ç›qa zorê b›k›n, w›n me dajon ber b› pêfl. P›r nêzike sewre rabi, leflgerê Kurdi û sor. (Cigerxwîn, Kine Em?, Pelê Sor Yay., sayfa 202)

Transcript of Payîze Roflt Çözüm devrimde! · 2007. 11. 21. · tidar sahipleri silahlı çatıflmaları...

  • WEfiANA VEDORA MARKSÎST-LENÎNÎST (KURD‹STANA BAKUR)PERLODA MARKSÎST-LENÎNÎSTA B‹ AVERWAXT E (KURDÎSTANÊ VAKURÎ)

    KARKE

    RÊN

    HEM

    ÛWE

    LATAN Û GELÊNB‹NDESTYEKB‹NKAR

    KERÊ

    NÊTE

    DÊWÊ

    LATO Û SARÊ B‹NDESTOJÛBENE

    HEJMAR: 31 · KANÛN 2005 · BIHA: 750.000 TLAMOR: 31 · TAVARE 2005 · BIHA: 750.000 TL

    SÖMÜRGEC‹LER‹N‹KT‹DAR DALAfiI KIZIfiIYOR…

    ÇÖZÜM NE KEMAL‹ZMDENE S‹YAS‹ ‹SLAMDA!

    Çözümdevrimde!

    Serrvirnayênaxu ya 88’ îneda fioreflêPayîze Rofltdano raya ma!

    EM JI RÊ DERNAKEVIN

    Em j› rê dernakev›n cendan b›bên›n z›lm û zorLewleb û cerxa cihanê, geh l› jêr›n geh l› jor.Lê b›d›n, dora we ye ey koledar û zorkeran,Ev pikole em j› hawir we d›k›n çavên we kor.Nivê karker dar b› dest›n, êdi her dem kêferat,Va nêzik bûye dema me, karê d›nya t›m b› dor.W›n l› Çin û rojh›latê mêzek›n, wxefl mêzek›n.Tev d› vê rê de d›baz›n wek p›l›ngan qore qor.Her ç›qa zorê b›k›n, w›n me dajon ber b› pêfl.P›r nêzike sewre rabi, leflgerê Kurdi û sor.(Cigerxwîn, Kine Em?, Pelê Sor Yay., sayfa 202)

  • “D erin devlet” dedikleri bu kezde fiemdinli’de suçüstü ya-kalandı. fiemdinli’nin yi¤ithalkı, emekçileri, J‹T’li bombacıları,J‹T’li katilleri bu kez suçüstü dertopedip yine devletin “güvenlik” güçlerineteslim etti. 80 yılı aflkın süredir Kürt ulu-sunun varlı¤ını, ulusal haklarını red veinkâr üzerine kurulu Kemalist TC devle-ti yine kendine yakıflanı yaptı: Halkımı-zın canı pahasına, çıplak teniyle bom-ba, kurflun üzerine yürüyerek yakaladı-¤ı üç bombacıdan ikisi, daha sonra ke-flif sırasında halka atefl açarak 2 kifliyiöldüren uzman çavuflun yanındaki iki“görevli” serbest bırakıldı. Onlar flimdifaflist ordunun Kara Kuvvetleri Komuta-nı Büyükanıt’ın “böyle fleyler yapmaya-cak iyi çocuk”ları olarak ordunun, jan-darmanın koruması altında. Devlet da-ha önceki suçüstülerde oldu¤u gibi, bukez de bir iki günah keçisini, gösterme-lik olarak “yargılayıp” ifli adli bir vakaimifl gibi gösterip zamana yayıp uyut-mak, gerçek suçlu ve sorumluları gizle-

    31 / 2005 3

    ‹ Ç ‹ N D E K ‹ L E R

    stêrka bolflewîk

    V.i.S.d.P. & Navniflan Pevnvîsî / Yaz›flma Adresi:K. ‹nan · 12 Rue de Rome · Boite Postale

    No: 287 · 67000 FranceTel. & Fax: 0033 / 388 607404

    Bîha / Fiyat›: 750.000 TL · 2 EURO

    www.geocities.com/bolsevik_partizan

    De¤erli okurlar;Art›k STÊRKA BOLfiEWÎK’e

    ‹nternet üzerinden de ulaflabilir; heryeni say› STÊRKA BOLfiEWÎK’i ‹nternet

    üzerinden de okuyabilirsiniz.

    ‹nternet adreslerimiz:E-Mail: [email protected]

    Serhildan mafdar e! 3

    ‹ktidar dalafl›nda “Türk ayd›nlar›” kimin saflar›nda? 9

    Baflbakan›n “Kürt sorunu var” demesi neyin nesi? 14

    “Alt kimlik-üst kimlik” de¤il, kendi kimli¤imizi istiyoruz! 20

    Irak – Güney Kürdistan: Referandum oyunu gerçekleflti… S›rada seçimler var! 24

    Sömürgeciler özde hep ayn› 30

    Mardin K›z›ltepe’de Kad›n Festivali yap›ld›… 35

    Ermeni soyk›r›m› hakk›nda AT‹K’in tavr› üzerine k›saca… 39

    Ulusal marfl ve Ey Reqîb üzerine 45

    ‹brahim’den: Li Tirkiyê pirsgirêka netewî… 50

    “DER‹N DEVLET” fiEMD‹NL‹’DE SUÇÜSTÜ YAKALANDI! PROVOKASYONLAR B‹ZLER‹ B‹RB‹R‹M‹ZE KIRDIRMAK‹Ç‹N! PROVOKASYONLARI BOfiA ÇIKARMANIN YOLU

    K‹TLESEL EYLEMD‹R! HALKLARIN, EMEKÇ‹LER‹NB‹RL‹⁄‹NDE ISRAR GÜNÜN fi‹ARIDIR!

    Serhildan mafdar e!

  • hızlandırılmasını talep ediyordu. AB iseentegrasyon sürecinde Türkiye burju-vazisinin önüne, var olan genifl bürok-ratik devlet yapısının daraltılmasını,devlet burjuvazisinin süreç içinde tasfi-yesini, “Kürt sorunu”nun barıflçıl çözü-münü ve di¤er ulusal, dinsel azınlıklarahaklar tanınmasını vb. “ev ödevi” olarakkoyuyordu. Hem alttan gelen eylemlilik-ler (ki bunda Kürt ulusal hareketi baflrolü oynadı), hem de AB ve Türk burju-vazisinin bir kesiminin üstten talepleri,bir noktada ülkenin “demokratiklefltiril-mesi” noktasında bulufltu. Burjuva çer-çevede de olsa “demokratiklefltirilme”talebi, gerçekte 80 yılı aflkın süredir ik-tidarı elinde bulunduran ve bu iktidarıaçık terör yöntemiyle bugünlere kadartaflıyan kemalist devlet burjuvazisininfaflist iktidarının sorgulanmasını, onungeriletilmesini ve evet giderek çözülme-sini gündeme getiriyor. fiimdi yafladı¤ı-mız süreç, iflçi sınıfı ve emekçi yı¤ınla-rın esasta örgütsüz oldu¤u, bu yüzdende esasta egemen sınıflardan ba¤ımsızbir güç olarak hareket edemedi¤i gü-nümüz flartlarında, esasta üstte ege-men sınıfların iktidar mücadelesi olarakgeçiyor. Bu mücadelenin bir yanında,iktidarı hâlâ elinde bulunduran, kendide iflbirlikçi oldu¤u halde, millici görü-nen kemalist devlet burjuvazisi var. Buiktidarın temel dayana¤ı ordu. Her ka-demede yerleflik devlet bürokrasisi buiktidarın di¤er dayanakları. Di¤er yandaTÜS‹AD gibi kendi sınıf örgütlerinde ör-gütlenmifl, özel sermayeli iflbirlikçi bü-yük burjuvazi var. Devlet tabii bunlarında devleti. Fakat artık onlar, devletinyapısında de¤ifliklikler olmasını istiyor-lar. AKP kendini bu kesime, kendilerinin

    partisi olarak kabul ettirmeye çalıflıyor.Siyasi planda AKP meclisteki ezici ço-¤unlu¤una dayanarak ve kemalistlerlekarflılafltırıldı¤ında oldukça genifl olanhalk deste¤ine dayanarak, kemalistdevlet bürokrasisini adım adım tasfiyeedip kilit noktaları ele geçirerek iktidaragelme stratejisi izliyor. Geliflmeler bukesimin iktidar yürüyüflü yönünde olu-yor. Kemalistler iktidarlarını adım adımyitirme süreci içinde bulunuyorlar. Za-man onların aleyhine iflliyor. Burjuvaanlamda da olsa atılan her yeni demok-ratikleflme adımı, kemalist faflistlerin ik-tidarının geriletilmesi anlamına geliyor.

    Kemalist faflistlere iki yol kalıyor. Yaoyunu kuralları içinde oynayacaklar,burjuvazinin di¤er kesimi ile uzlaflıp ki-mi tekellerde yönetim kurulu üyeliklerivb. ile “dönüflecek”ler, ya da di¤er ke-simin iktidar yürüyüflünü durdurmakiçin Türkiye’de savafl ortamını kızıfltırıphalkları birbirine karflı ırkçı temelde kıfl-kırtıp Güney Kürdistan’a saldırıp vb. so-nuçta ola¤anüstü halle, sıkıyönetimlevb. “anarfli ve bölücülü¤e karflı kurtarı-cı” rolünde bir süre daha iktidarı ellerin-de tutacaklar.

    Provokasyonlar bu ikinci yoldan yü-rünmesine do¤ru atılan adımlardır.

    Yapılmak istenen bayrak provokasyo-nunda oldu¤u gibi, Gemlik eyleminekarflı takınılan tavırda oldu¤u gibi, enson bombalı provokasyonlarda oldu¤ugibi, Kürt ulusunun demokrasi, özgür-lük, eflitlik taleplerine karflı, Türk ırkçılı¤ıtemelinde bir hareketin körüklenmesiile, Türk ve Kürt halklarının karflı karflıyagetirilmesidir. Yapılmak istenen aynı za-manda son bombalama eylemlerindeoldu¤u gibi, silahlı çatıflmaları körükle-

    31 / 2005 5

    yip korumak, gerçek suçun üzerini ört-mek istiyor. Bu geliflme karflısında Ku-zey Kürdistan’da ve Türkiye’nin her ya-nında halkımız haklı bir tepki içinde. Butepkisini halkımız kitle eylemleriyle dilegetiriyor. Suçlular cezalandırılsın! diyor.Hükümet sözcülerinin bu iflin en incenoktasına kadar aydınlatılaca¤ı sözleri-nin yerine getirilmesini istiyor! Devletinbu eylemler karflısında tavrı, provokas-yona devam tavrı. Silahsız kitle eylem-lerinin üzerine panzerle, copla, kurflun-la geliyorlar. Halkın öfkesinin iyice yük-seldi¤i anlarda garnizonlarına kapanıphalk gösterisinin üzerinde alçak uçufllagüya gözda¤ı veriyor, “devletin gü-cü”nü gösteriyorlar. Kimi kemalist fa-flistlere bu “havadan” gösteriler yetmi-yor! Çölaflan gibi itler, devleti göreve,kitle katliamına, flu Kürtlere haddini bil-dirmeye ça¤rıyor! Yüksekova’da yüzbininsanımızla son cenazelerimizi kaldırır-ken, baflımıza bomba ya¤dırılmamıfl ol-masını, yalnızca baflımızın üzerinde jet-lerin, helikopterlerin gezdirilmifl olması-nı “devlet yoktu” olarak yorumlayıp dev-leti göreve davet ediyorlar.

    Provokasyon… Ne için?

    fiemdinli’de geçmiflte PKK davasın-dan yargılanmıfl, hüküm giymifl, flimdiDTP’nin kurucuları arasında yer alan birkitabevi sahibinin dükkanının bomba-lanması, son dönemde Kuzey Kürdis-tan’da yo¤unlafltırılan bir dizi “faili meç-hul” ve devletçi medya tarafından hep-si PKK’ya maledilen bombalama ey-lemlerinin devamı.

    fiemdinli’de suçüstü yakalanan bom-bacılardan biri PKK itirafçısı, di¤erleri

    “uzman” çavufl, astsubay, subay J‹Tmensupları! Hepsi devletin adamları!Devlet “güvenlik görevlileri”! Yani faflistTC devleti bu somutta Kürt halkını bom-balıyor, üzerine kurflun sıkıyor! Suçlu,katil belli! Devletin kadrolu elemanları!Emir komuta zinciri içinde hareket edentetikçiler!

    Yani devletin ta kendisi! Peki neden? Ve neden flimdi?Ne istiyorlar bizden? Neden böyle

    saldırıyorlar? Amaçları ne?Faflist TC’de son on yıllarda hızlı bir

    de¤iflim, dönüflüm yaflandı yaflanıyor.Bu de¤iflim ve dönüflümün en önemlialanlarından biri “Kürt Sorunu” diye ad-landırdıkları sorun. Öncelikle baflınıPKK’nin çekti¤i ulusal kurtulufl mücade-lesinin, silahlı mücadelenin dayatma-sıyla, Türk egemenleri bir “Kürt soru-nu”nun varlı¤ını kabul etmek zorundakaldılar. Halkımız son on yıllar içindekendi kimli¤ini açıkça ortaya koyan, ta-lep eden, ulusal haklarını isteyen, afla-¤ılanmaya, horlanmaya, milli baskıyahayır diyen bir ulusal bilince kavufltu.Kürt ulusal uyanıflı ve eylemleri Türki-ye’de burjuvazinin bir kesimini bu so-runda bir siyaset de¤iflikli¤ine gitmeningerekti¤ini savunur bir konuma getirdi.Bunlar Kuzey Kürdistan’da Kürt ulusu-na, baflta da PKK’ya karflı yürütülen sa-vaflın yüksek maliyetini göstererek vebu savaflın sorunu çözmek yerine, ter-sine Kürtleri “ayrılı¤a itti¤ini” söyleye-rek, savafl dıflı çözümler aranmasını is-temeye baflladılar. Burjuvazinin bu ke-simi, aynı zamanda daha da büyüyüpgüçlenmek, uluslararası pazarlarda da-ha fazla güç sahibi olabilmek için, Av-rupa Birli¤i’ne entegrasyon sürecinin

    4 31 / 2005

    G Ü N D E M º

  • silah sıkanı, kurflun ya¤dıranı halk kula-¤ından tutup “devlete” teslim etmifl, butavrıyla bu devletin gerçek yüzünü gör-mek isteyen herkese en iyi biçimdegöstermifltir.

    Yüksekova halkı, üzerine atefl açılanve üç insanını faflist kurflunlara kurbanverdi¤i kitle gösterisinin devamını, üçinsanımızın cenaze törenini daha büyükbir kitle gösterisi ile getirerek, nasıl ya-pılması gerekti¤ini göstermifltir.

    Bu ba¤lamda Kürt ulusal mücadele-sinde hâlâ kitle etkisi açısından baflatrol oynayan PKK’nin eylem çizgisi, zikzakları içinde yer yer provokasyonlarıbofla çıkartmaya hizmet etmiyor. PKKbir yandan TC’nin üniter devlet yapısınısorgulamayan, Türkiye’nin bölgedegüçlenmesi için PKK güçlerini ona kat-mayı öneren açık reformist bir çizgininsavunuculu¤unu yaparken, di¤er yan-dan böyle bir çizgi için hiç de gerekli ol-mayan bir silahlı gücü elde tutuyor vebu gücü kendi hesabına göre, TC dev-letiyle pazarlıkta bir koz olarak kullan-maya çalıflıyor. Bir yandan siyasi çizgiolarak “Barıfl”, adeta AB’ye endeksli birdemokrasi mücadelesi savunulurken,di¤er yandan “Devletin imha konseptin-de ısrar etmesi, eylemleri kontrol altınaalınamaz bir düzeye sıçratacaktır. Vesonucu kestirilemeyecek fliddetli bir sa-vaflla karflı karflıya gelme durumu yafla-nacaktır. Yani fliddetin ve çatıflmanındozajı hükümetin önderli¤imize ve Kürtsorununa yaklaflımına ba¤lıdır. (…) Ay-rıca flimdiye kadar baflvurulmayan ey-lem biçimleri de zorunluluk olarak gün-demimize girecektir. HPG olarak Ön-derli¤imizin durumunu bir ölüm kalım vesavafl-barıfl gerekçesi oldu¤unu tekrar

    vurguluyoruz.” (HPG Ana Karargah Ko-mutanı Bahoz Erdal’ın açıklamasından.Bkz. HPG sitesi) tehditlerinin savrulma-sı, sonuçta Türk devletinin savafl rantçı-sı kesimlerinin bekledi¤i açıklamalar ol-maktadır. Aynı flekilde PKK’nin son dö-nemde askeri eylemlili¤ini arttırması dasavafl rantçılarının bekledi¤i, daha dakıflkırttı¤ı bir tavırdır. HPG açıklamasın-da, yine Erdal Bahoz “Fırat Haber Ajan-sı” muhabirinin “Son süreçte Gerillagüçlerinin Kuzey Kürdistan’da TSK ka-rakollarına yönelik saldırı eylemlerindebir artıfl gözleniyor. HPG olarak yeni bireylem biçimine mi geçtiniz? Bu tür ey-lemler neyin göstergesidir?” sorusunacevabında flunları söylüyor:

    “2004 yılının bahar ve yaz aylarındaGenelkurmay yetkilileri yaptıkları açıkla-malarda HPG’nin uzaktan kumandalıtuzaklar kullanmasını, eskisi gibi çatıfl-ma pozisyonlarına girmemesini bir güç-süzlük olarak iddia ettiler. Öncelikle be-lirtelim ki, 20 A¤ustos’tan önceki eylem-lilikler güçsüzlü¤ümüzden de¤il, çatıfl-maları en alt düzeyde tutma çabamız-dan kaynaklıydı. Ancak 3 Ekim’densonra bu durum de¤iflti. Son süreçteEruh’a ba¤lı Gundike fiex (Erenkaya)ve fiırnak’ın Uludere ilçesine ba¤lı DeraHıne (Uzungeçit) karakollarına yönelikyapılan eylemler gerilla güçlerinin kap-samlı saldırı eylemleriydi ve bu hedeflertümden imha edildi. Dikkat edilirse altıyıldan bu yana ilk defa bu denli kap-samlı karakol saldırıları gündeme gel-mifltir. fiüphesiz bu saldırı eylemleri Ön-derli¤imize karflı yürütülen imha kon-septiyle ba¤ıntılıdır.”

    Yani kısaca devletin savafl isteyen ik-tidar sahipleri silahlı çatıflmaları derin-

    31 / 2005 7

    yerek savafl ortamını kızıfltırmak, KuzeyKürdistan’da aslında çok önemli ölçüdeKürt yurtseverlerinin elinde olan yerelsivil yönetimlerin etkisini sıfırlamak, ye-niden sıkıyönetim, ola¤anüstü hal ilanedilmesini sa¤layarak ordunun, jandar-manın, özel timlerin sınırsız, kontrolsüzegemenli¤ini sa¤lamaktır. Bu eylemler-le aynı zamanda AKP hükümeti de za-yıflatılmak, onun otoritesi de sıfırlanmakistenmekte, baflta ordu olmak üzere ke-malist devlet yeniden “kurtarıcı” rolünesoyunmaya hazırlanmaktadır.

    Kısaca provokasyonlar çatıflmalarıkörüklemek, o ortamda içine girilmiflolan “demokratikleflme” sürecini dur-durmak, geri çevirmek içindir.

    “Demokratikleflme süreci”

    Burada içine girilmifl olan bu demok-ratikleflme süreci için de bir iki söz ede-lim: ‹çine girilen bu süreçte varılmak is-tenen ve sürecin sonunda varılabilecekolan “demokrasi” hakkında da hayalekapılmamak gerekir. Bu demokrasininne biçim bir fley oldu¤unu en son Fran-sa örne¤inde gördük yafladık. Oradaırkçılık temelinde dıfllanmıfl gençlerinbir olay somutunda patlayan haklı öfke-sine, burjuvazinin iktidarı açısındangerçek bir tehlike olmayan bu baflkaldı-rıya, burjuva demokrasisinin befli¤i olanbu ülkede burjuvazi ola¤anüstü hal’le,ordunun devreye sokulması tartıflmala-rıyla, açık terörle, faflist tedbirlerle ce-vap verdi! Böyle bir demokrasi kuflku-suz açık terörün esas yönetim yöntemioldu¤u faflizme göre “iyi”dir, ama kötü-ler içinde biraz daha az kötü olma anla-mında “iyi”dir. Biz kötüler arasında da-

    ha az kötü olanı seçmek zorunda de¤i-liz! Biz bundan çok daha iyisine layı¤ız.Biz iflçiler, köylüler, tüm emekçiler içinen genifl demokrasinin olaca¤ı, gerçekbir demokrasi, halkın demokrasisindenyanayız. Demokrasi mücadelemizi bizbu hedefle yürütme görevine sahibiz.AB standartlarını, AB demokrasisini herfley olarak görüp gösteren, bizim de-mokrasi mücadelemizi AB’deki dar, ge-rici burjuva demokrasisi sınırları içindetutmak, onun içinde hapsetmek iste-yenleri elimizin tersiyle bir kenara itme-li, kendi demokrasi mücadelemizi yü-rütmeliyiz.

    Provokasyonlara karflınasıl bir mücadele?

    Bu sorunun cevabı aslında provokas-yonlar ne için sorusuna verilen cevaptavar.

    Provokasyonlar, savafl ortamını kızıfl-tırmak, silahlı çatıflmaları körüklemek,Kürt ve Türk emekçilerini karflı karflıyagetirmek için yapılıyor.

    O halde provokasyonlara karflı, bun-ları bofla çıkarmak için izlenecek eylemçizgisi savafl ortamını kızıfltırmayan, si-lahlı çatıflmaları körüklemeyen, Kürt veTürk emekçilerini karflı karflıya getirme-yen güncel taktik bir eylem çizgisi ol-mak zorundadır.

    fiemdinli halkı bunun nasıl olabilece-¤ini kitlesel eylemiyle göstermifltir.fiemdinli halkı korku duvarını aflmıfl birhalkın, kurflunun üzerine silahsız da yü-rümeye hazır bir halkın kitlesel eylemi-nin karflısında kendini güçlü sanan si-lahlı çetelerin ne kadar güçsüz oldu¤u-nu göstermifltir. Kendine bomba atanı,

    6 31 / 2005

    G Ü N D E M º

  • T ürkiye’de gündem h›zl› biçimdede¤ifliyor. Dünkü gündemin yeri-ni bugün bir baflkas› almakta vedünkü gündemin ne oldu¤unu unuttur-maktad›r… Bu durum sadece andakiduruma ait de¤il. Özellikle son y›llarda-ki Türkiye’nin durumu bu. Kuflkusuz kibu gündemi belirleyen esas olarakegemen güçler olmaktad›r.

    Son y›llardaki süreçte konular h›zl› bi-çimde ve kimi zaman günlük de¤iflsede Türkiye ve Kuzey Kürdistan’da belir-leyici olan gündem, egemenlerin kendiaralar›ndaki iktidar dalafl›d›r.

    Önemli hangi konuya bakarsan›z ba-k›n, olaylar›n arkas›ndaki güçlerin kim-ler oldu¤una bakt›¤›n›zda, karfl›n›za biryandan 82 y›l› aflk›n bir süredir iktidar›elinde tutan egemen güçler, tutucu ke-malistler, bir baflka ifadeyle devlet bü-rokrat burjuvazisi; di¤er yandan ise kar-fl›n›za bu iktidar› ele geçirmeye çal›flanözel sermayeli büyük burjuvazi, onun li-beral siyasi temsilcileri ç›kmaktad›r.

    Türkiye ve Kuzey Kürdistan’da gelifl-meleri belirleyen esas olarak bu iki bur-juva kanad›n iktidar dalafl› olmaktad›r.AKP hükümeti anda burjuva anlamdademokratikleflme yoluyla iktidar› ele ge-çirmeye çal›flan kesimin temsilcili¤iniyapmaya çal›flmaktad›r. Kuflkusuz buçabada veya hesapta kendilerinin de-mokratikleflme ad›na iktidara yürüme

    hesaplar› da var. Onlar için esas olan›da budur.

    Ama flu ya da bu hesap, ne olursaolsun, sonuçta ortaya ç›kan tablo, 82y›l› aflk›n bir süredir iktidarda olan ke-simin, faflist iktidar›n bir çözülüfl süre-cine girdi¤i gerçe¤idir. Hâlâ iktidar›elinde tutan bürokrat devlet burjuvazi-si, bunun da esas temsilcisi olan or-du, büyük burjuvazi ve onun siyaset-teki liberal burjuva kesimin iktidarayürüflüyünü engellemek için elindengeleni yapmakta ve dalafl k›z›flmakta-d›r. Bu dalafl›n k›z›flmas›n›n bir gös-tergesi de, “derin devletin” özellikleKürtlere karfl› Türk halk›n› k›flk›rtmayaçal›flmas›, Kuzey Kürdistan’da savafl›t›rmand›rmas›, bombalama, vb. ey-lemler yapmas›; k›sacas› savafl›n yo-¤unlaflt›r›lmas›d›r.

    Yaz aylar›ndan bu yana özellikle de-¤iflik kesimlerden –yazar, sanatç›, aka-demisyen, politikac› vb.– oluflan vekendilerine “ayd›n” diyenlerin kamu-oyuna aç›klamalar› ve savafla karfl› tav›rtak›nmalar› da, Türkiye’de egemenleraras›nda yürüyen iktidar dalafl›n›n biryans›mas› olarak de¤erlendirilmelidir.

    Bu de¤erlendirme kuflkusuz ki, tav›rtak›nan tüm “ayd›n”lar›n ayn› kefeyekonmas› biçiminde anlafl›lmamal›d›r.Sorunun özü, tak›n›lan tav›rlar›n, iktidardalafl› içinde olan egemen kesimin han-

    31 / 2005 9

    lefltirmek, savaflı daha da yükseltmekistiyor. Yı¤ınlar buna sivil itaatsizlik ey-lemleriyle, korku duvarını aflan ve dev-leti gerçek anlamda köfleye sıkıfltıransilahsız kitlesel eylemlerle tepki verir-ken, PKK devlet güçlerine savaflı yük-seltmesinin bahanelerini sa¤layan birtaktik çizgi gelifltiriyor.

    Halkların birli¤i günün temelfliarıdır! Halkların birli¤i devrimmücadelesinde sa¤lanacaktır!

    Kürt iflçi ve emekçiler açısından, Ku-zey Kürdistan’da Kürt olmayan iflçi veemekçilerle, Türkiye’de baflta Türk ol-mak üzere bütün milliyetlerden iflçi sını-fı ve emekçilerle demokrasi, özgürlük,eflitlik mücadelesinde birleflilmesi ola-¤anüstü ve belirleyici önemdedir. Bubirlik sa¤lanmaksızın, Kürt-Türk-Erme-ni-Çerkez-Roman vb. bütün milliyetler-den Kuzey Kürdistan ve Türkiye halkla-rının faflist TC’ye karflı mücadele birli¤isa¤lanmadan, ne Kürt ulusunun ulusalbaskıya karflı mücadelesinde gerçekanlamda bir zaferi, ne Kuzey Kürdis-tan’ın, ne de Türkiye’nin gerçek anlam-da demokratikleflmesi mümkündür.

    Provokasyonlara karflı eylem çizgisin-de biz Kürt iflçi ve emekçiler bunun bi-lincinde davranmalı, Türk ve di¤er milli-yetlerden iflçi ve emekçilere karflı imiflgibi görülebilecek ve kullanılabilecekeylemleri reddetmeliyiz. Bize, bizi Türkiflçi ve emekçilerinden ayıracak de¤il,onlarla birlefltirecek bir eylem çizgisigereklidir.

    Bu ba¤lamda, PKK çevresinden ge-len “Türkiye’yi Iraktan beter ederiz”“fiimdiye kadar baflvurulmayan eylem

    biçimleri zorunlu olarak gündemimizegirer” biçimindeki açıklamalar ve halkıneylemlili¤ine yönelik “…Bu saldırı siya-seti halkımızın sabrını taflıracaktır…halkımız zorunlu ve do¤al olarak tepkive öfkesini ortaya koyacak ve Metropol-ler Paris olaylarına benzer manzaralarasahne olacaktır.” yönlü açıklama veça¤rılar, gerçekte Kürt olmayan iflçi veemekçilerle mücadelede birleflme açı-sından yanlıfl, bu amaca ters ifllev gö-recek olan ça¤rılardır.

    Biz öfkemizi, nefretimizi kitle eylemle-rimizle devlet güçlerinin üzerine fiem-dinli’de oldu¤u gibi korkusuzca yürüye-rek dile getirmeliyiz. Saflarımızı hep bü-yütecek, mücadelemizi Türk iflçi veemekçileri ile, onların hak arama müca-delesi ile birlefltirecek, bizim ulusal hakmücadelemizin, onlar için de demokra-si için olmazsa olmaz bir mücadele ol-du¤unu onlara da kavratacak bir çizgi-de yürümeliyiz.

    Türk ırkçılı¤ına karflı ne kadar haklıolursak olalım, Kürt milliyetçili¤i olma-malı bizim altında toplanaca¤ımız bay-ra¤ımız! Bizim bayra¤ımız, altında bü-tün ülkelerin iflçileri ile, bütün ezilenhaklarla birleflece¤imiz UluslararasıProletaryanın Kızıl Bayra¤ı olmalıdır.

    Bizim gerçek kurtuluflumuz, Türk bur-juvazisi yerine, Kürt toprak beyleri veburjuvazisinin egemenli¤indeki bir ba-¤ımsız Kuzey Kürdistan, veya emperya-lizmle iç içe, adı milli gerçekte iflbirlikçiburjuvazinin önderli¤inde “ba¤ımsızKürdistan” de¤il, Kürdistan’ın emperya-lizm tarafından bölünmüfl bütün parça-larında, o ülkelerin iflçi ve emekçileri ilekurulacak iflçi köylü iktidarlarındadır.

    15 Kas›m 2005 ✘

    8 31 / 2005

    G Ü N D E M º

    ‹KT‹DAR DALAfiINDA

    “Türk ayd›nlar›” kimin saflar›nda?

  • Haluk Gerger, Rag›p Zarakolu vd. ta-n›nm›fl birçok ayd›n›n ve kimi demok-rat, devrimci sanatç›n›n, yazar›n imza-s›n› tafl›yor. Bu aç›klaman›n esas öne-mi, kendisini Türk milliyetçili¤indenay›rmas›, devletin sorumlulu¤unu orta-ya koymas›d›r.

    Kuflkusuz ki böylesi tav›rlar›n çok azgörüldü¤ü yerde, demokratik temeldede olsa tak›n›lan böylesi tav›rlar önemli-dir. Sözkonusu bu aç›klaman›n iflçi s›n›-f› hareketine, emekçilere, toplumun bü-tün ezilenlerine ça¤r› yap›p bir cephegibi davranmaya ve mücadele etmeyeça¤›rmas›, demokratik haklar› elde et-me mücadelesi için olumludur, destek-lenmesi gereken bir tav›rd›r.

    Fakat, toplumun ezen ve ezilenlere,sömüren ve sömürülenlere ayr›ld›¤›gerçe¤i karfl›s›nda, ezilenlerin, özelliklede iflçilerin gerçek kurtuluflunun sömü-rü sistemine son vermekle mümkün ola-ca¤› da bilindi¤inde, sözkonusu ayd›n-lar›n tavr›n›n yeterli olmad›¤› da bilinceç›kar›lmal›d›r.

    Tutarl› burjuva demokrat› olmak iledevrimcilik, komünistlik aras›nda çokönemli farkl›l›klar, içeriksel farkl›l›klarvard›r.

    Burjuva demokrasisinin faflizmden iyioldu¤u gerçe¤i, burjuva demokrasisi-nin de burjuvazinin bir iktidar biçimi ol-du¤u gerçe¤inin; bunun sömürü siste-minin bir baflka biçimde sürdürülmesioldu¤u ve biz komünistlerin hangi biçi-mi olursa olsun sömürü sistemine karfl›oldu¤umuz ve devrim için mücadeleninsömürü sistemine, kapitalizme karfl› yü-rütülmesi gerekti¤i gerçe¤inin üzeriniörtmeye hizmet etmemelidir. Ayd›nlar›ngörevlerinden biri de, e¤er onlar kendi-

    lerine emekçilerden, iflçilerden yana ol-ma payesi veriyorlarsa, bunu kitlelerekavratmaya çal›flmas›d›r.

    Bu genel tav›r çerçevesinde “Kürt ay-d›nlar›” taraf›ndan da desteklenen söz-konusu “Türk ayd›nlar›n›n” aç›klamalar›-na bakt›¤›m›zda karfl›m›za flöyle birtablo ç›kmaktad›r.

    “TÜRK AYDINLARI”YANLIfi KONUMDALAR…

    Her fleyden önce bu tan›m›n bizim ta-raf›m›zdan yap›lmad›¤›n› vurgulamakgerekiyor. “Türk ayd›n›” tan›m› bizzat 15Haziran 2005 tarihli aç›klamay› yapan-larla burjuva medyas› yapt›, yap›yor.Bunun do¤rudan bir sonucu da, buaç›klamay› destekleyen Kürt kökenlile-rin de kendilerine “Kürt ayd›nlar›” de-mesi oldu. Yukar›da de¤indi¤imiz “Mili-tarizme ve fiovenizme Karfl› Ayd›nlarBildirgesi” imzalay›c›lar› ise de¤iflikulus ve milliyetlerden “ayd›nlar” ve do¤-ru olarak da kendilerini, kökenlerini te-mel alarak adland›rmad›lar.

    “Türk ayd›nlar›” yanl›fl konumdalardedi¤imizde de tüm Türk kökenli ayd›n-lar› kastetmiyoruz. Bununla somut ola-rak 150 civar›nda imza ile yap›lan aç›k-laman›n imza sahiplerini kastediyoruz.

    “Biz afla¤›da imzas› bulunanlar” diyebafllayan sözkonusu aç›klaman›n tammetni flöyledir:

    “Son günlerde yo¤unlaflan çat›flmaortam›ndan derin kayg› duyuyoruz. 15y›l süren ve 30 bini aflk›n insan›m›z›nkayb›na yol açan, taraflarca ‘düflük yo-¤unlukta çat›flma’ veya ‘kirli savafl’ ola-rak adland›r›lan dönemin ac›lar›, mil-yonlarca insan›m›z› derinden yaralad›.

    31 / 2005 11

    gi taraf›n›n siyasetine hizmet etti¤idir.Bu konuda tav›r tak›nan “ayd›nlar”

    esas olarak ikiye ayr›lmaktad›r. 15 Hazi-ran 2005 tarihindeki aç›klamay› yapanyaklafl›k 150 “Türk ayd›n›”n›n ve buaç›klamay› destekledi¤ini aç›klayan 260civar›nda”Kürt ayd›n›”n›n yapt›¤› aç›kla-malar, esas olarak liberal burjuvazininsiyasi tavr›n› savunan bir tav›rd›r.

    Bu kesimin ortak noktalar›, anda ikti-dar› elinde tutan devlet bürokrat burju-vazisinin, özelde de ordunun iktidar›n›zay›flatmak ve giderek ele geçirmek içinçaba gösteren büyük burjuvazinin libe-ral siyasetine sahip ç›kmak; PKK’yi Kürtulusal sorunu ba¤lam›nda d›fltalamakt›r.

    Bu ortak noktalara ra¤men ama“Türk ayd›nlar›”n›n tav›rlar› ile “Kürtayd›nlar›”n›n tav›rlar› aras›nda yine defarkl›l›klar var. “Türk ayd›nlar›” 15 Ha-ziran 2005 tarihli aç›klamalar›nda“Kürt sorunu”na tek kelimeyle bile de-¤inmeyen bir tav›r içindeyken; “Kürtayd›nlar›” yapt›klar› bas›n toplant›s›n-da, “Türk ayd›nlar›”n›n ça¤r›s›n› des-teklediklerini aç›klarken, ayn› zamandaKürtlerin kimi meselelerini ve AbdullahÖcalan’› da içeren bir genel af talebi-ni aç›kça dile getirmektedirler. Sözko-nusu farkl›l›klar ama resmi aç›klamadade¤il, bas›n toplant›s›nda yap›lan ko-nuflmalarda ortaya ç›kmaktad›r.

    Bu farkl›l›¤a ra¤men ama bu iki kesi-min yürüyen iktidar dalafl›ndaki yeri birve ayn›d›r. Liberal burjuva siyasetin,özellikle büyük burjuvazinin bir kesimi-nin siyasetinin saflar›nda yer almak.

    Bunlara karfl› tav›r tak›nanlar, esasolarak kafatasç› floven Türkçüden,demokrat görünümlü tutucu Türk milli-yetçisi kesimler oldu. Özellikle Hürri-

    yet gazetesi gibi burjuva medyan›nköfle yazarlar›, bir yandan “Türk” ve“Kürt” “ayd›nlar›n›n” aç›klamalar›n›olumlularken, ayn› zamanda sözkonu-su aç›klamalarda, “taraflar”dan veya“halklar”dan bahsedilmesini, kabuledilemez olarak elefltirdiler. Bunlar›ntavr›n› belirleyen esas olarak Kürtdüflmanl›¤›d›r. Fakat bunlar aras›ndada farkl›l›klar vard›r. Bir kesimi “libofl”tav›rlar tak›n›rken, bir kesimi aç›kça›rkç› tav›r tak›nmaktad›r. Bu ba¤lamdaiktidar dalafl›nda hangi kesimin yan›n-da yer ald›klar› tam belli de¤il. Varo-lan›, yani statükoyu korumaya çal›flt›k-lar› sürece ve ölçüde, anda iktidar›elinde bulunduran kesimin, bürokratdevlet burjuvazisinin yan›nda yer al-maktad›rlar.

    Anda iktidar› ellerinde bulunduranla-r›n aç›k taraflar›, savunucular› ise söz-konusu “ayd›nlar›n” aç›klamalar›n› “va-tan hainli¤iyle”, “teröristlerle iflbirli¤iyle”vb. biçimde de¤erlendirip elefltirdiler.Bu kesimin aç›k kafatasç› oldu¤u konu-sunda hiçbir flüphe yok.

    Yürüyen iktidar dalafl›nda, egemenle-rin flu ya da bu kesiminin yan›nda yeralmayan, devletin Kürtler üzerindekibask›lar›n›, katliamlar›n› teflhir eden vesomut olarak son dönemde yaflananolaylar›n sorumlusunun devlet oldu¤u-nu aç›kça ortaya koyan bir kesim “ay-d›n” da yok de¤il.

    Yaklafl›k 100 civar›nda kiflinin imzala-d›¤› baflka bir “ayd›nlar›n” aç›klamas›ise, “ayd›nlarca” demokrat bir tav›r›ntak›n›ld›¤› ender aç›klamalardan biriy-di. Sözkonusu aç›klama, “Militarizmeve fiovenizme Karfl› Ayd›nlar Bildirge-si” bafll›¤›n› tafl›yor ve ‹smail Beflikçi,

    10 31 / 2005

    G Ü N D E M º

  • göstermesi gerçekleri tersyüz eden, so-runun kayna¤›n› yanl›fl yerde arayan birtav›r olma durumundad›r.

    Ayd›nlar›n görevlerinden biri de çat›fl-malar›n gerçek kayna¤›n›n ne oldu¤unukitlelere göstermesidir. E¤er kendileribile andaki çat›flmalar›n, savafl›n kay-na¤›n› do¤ru ortaya koyam›yorlarsa, ozaman çat›flmalara, savafla karfl› tav›r-da da do¤ru bir konumda olunamaz.

    Ayd›nlar›n devletin Kürt ulusu üzerin-deki bask›lar›na, zulmüne karfl› ç›kmagörevi vard›r. Özellikle de Türk ulusun-dan ayd›nlar›n öncelikle bu görevi var-d›r. Fakat kendilerine “Türk ayd›nlar›”diyenler buna uygun davranm›yorlar.

    Onlar Kürt ulusunun en basit demok-ratik haklar›n› isteme durumunda bilede¤il. Kürt ulusunun demokratik hakla-r›n› istemedikleri gibi, sanki suçlu olanPKK somutunda Kürtlermifl gibi, silahl›eylemlerin durdurulmas› talebi PKK’yeyöneltilmektedir. Ama devletin kollukgüçlerinin, Jit’i M‹T’i iti ne varsa hepsi-nin Kürtler üzerinde yo¤unlaflt›rd›¤›devlet terörüne son verilmesinin sözübile edilmemektedir.

    PKK ya da Kongra-Gel’in silahl› ey-lemlere son vermesi talebinin, somutolarak devletin kolluk güçlerinin sald›r›-lar›na karfl› kendilerini savunmamalar›n›istemekten baflka bir anlama gelmedi¤igerçe¤inin de üzeri örtülmektedir.Kongra-Gel’in 20 A¤ustos ile 20 Eylülaras›, ard›ndan da 3 Ekim’e kadar silah-l› eylemleri durdurma tavr› bile, koflul-suz silahlar› b›rakma tavr›n› tak›nmad›¤›için elefltirilmektedir.

    Kongra-Gel’in siyasetinin Kürt ulusu-nun kurtulufluna hizmet eden bir siya-set olmad›¤› bizim için aç›kt›r. Fakat

    “Türk ayd›nlar›”n›n aç›klamas›nda PKKya da Kongra-Gel’den silahl› eylemleri-ne son vermesini talep etmenin ve buaç›klama sonras›ndaki konuflmalardaise koflulsuz silah b›rakmas› talebinintek yanl› bir tav›r oldu¤u ve esas olarakda Türk devletinin sorumlulu¤unu vesuçlulu¤unu gözard› eden bir tav›r ol-du¤u da aç›kt›r.

    E¤er sözkonusu “ayd›nlar” gerçektensavafla, çat›flmalara, insanlar›n ölmesi-ne karfl› iseler, o zaman da en az›ndansavafl›n, çat›flmalar›n iki taraf›na daça¤r›da bulunmalar› gerekirdi. Türkdevletine, kolluk güçlerine Kürtlere yö-nelik sald›r›lar›na, savafla, operasyonla-ra son verme ça¤r›s› yapmayanlar›ngerçekte bar›fl yanl›s› olamayaca¤› daaç›kt›r. Bu tav›r tabii ki sadece sahtebar›fl yanl›s› bir tav›r de¤il, Türk devleti-nin ezen, savafl›n sorumlusu ve suçlusubir devlet oldu¤u gerçe¤ini gözard› et-ti¤i oranda da Türk milliyetçisi bir tav›r-d›r da ayn› zamanda.

    “Türk ayd›nlar›” yanl›fl bir konumda-d›rlar. Hükümetten istemeye kalk›flt›kla-r› genel af istemini bile aç›kça dile getir-mekten acizdirler.

    Bu “ayd›nlar” gerçekten bar›fl yanl›s›olan, bar›fl istemine sahip olan emekçikitlelerin bilincini karartma görevleriniyerine getirerek de sisteme hizmette ku-sur etmediklerini ortaya koymaktad›rlar.

    Hükümetten “kal›c› bar›fl›n sa¤lanma-s› ve herkesin demokratik hayata kat›la-bilmesi için gerekli yasal düzenlemele-ri gerçeklefltirmelerini talep” ediyorlar.Bu taleplerin somut Türkçeye tercüme-si, Kürtlere legal siyasi çal›flma imkan-lar›n›n tan›nmas› ve genel af ç›kar›lma-s›d›r. Bu yasal düzenlemeler gerçek-

    31 / 2005 13

    Art›k insanlar›m›z ölmesin. Bar›fl içinadil yaflam sürelim. PKK’nin silahl› ey-lemlerine derhal ve ön koflulsuz sonvermesini istiyoruz. Hükümetin kal›c›bar›fl›n sa¤lanmas› ve herkesin demok-ratik hayata kat›labilmesi için gerekliyasal düzenlemeleri gerçeklefltirmeleri-ni de talep ediyoruz.” (16 Haziran tarih-li Milliyet)

    Bu aç›klaman›n iyi bir iste¤e sahip ol-du¤unu, savafla karfl› bar›fl› savundu-¤unu, insanlar›n ölmemesini istedi¤inisöyleyip böylesi istemlerin iyi ve do¤ruoldu¤u sonucuna varabilir insan. Evet,Kuzey Kürdistan-Türkiye’deki gerçekle-ri bilmesek, savafla karfl› bar›fl istemininsadece genelde de¤il, somutta dado¤ru oldu¤unu söylemek mümkün.Fakat kaz›n aya¤› böyle de¤il.

    Somut olarak yürüyen savafl, –bunadüflük yo¤unluklu savafl m›, savafl›nk›z›flt›r›lmas› m› dersiniz, ne dersenizdeyin– devlet iktidar›n› elinde tutmayaçal›flan ve Türkiye’de al›fl›lm›fl tan›m›y-la “derin devletin” iktidar dalafl›ndakullanmaya çal›flt›¤› bir araç olma du-rumunda. Bu ba¤lamda anda savaflave silahl› mücadele takti¤ine bugünkükoflullarda karfl› tav›r tak›nmak, bu“derin devletin” iktidar› elde tutma si-yasetine karfl› tav›r tak›nma anlam›nada gelmektedir.

    Sözkonusu “Türk ayd›nlar›”n›n tavr›bu çerçevede ele al›nsa bile yanl›flt›r.Çünkü onlar, anda yürüyen silahl› mü-cadele ve çat›flmalar ba¤lam›nda, soru-nun kayna¤›n›n Türk devletinin Kürt ulu-suna uygulad›¤› ulusal bask› ve zulümoldu¤u gerçe¤inin üzerini örtmektedir-ler. Bu temelde de esas sorumlu vesuçlunun sömürgeci faflist Türk devleti

    oldu¤u gerçe¤ini gözard› etmektedirler.Her fleyden önce flunlar›n alt› çizil-

    melidir: TC Kürt ulusunun en do¤aldemokratik haklar›n› faflizmin postalla-r›yla çi¤nemifltir, çi¤nemektedir. Kürtulusunun ulus olarak varl›¤› inkar edil-mifltir, edilmektedir. Kürtlerin ulus ola-rak kendi kendilerini yönetme haklar›,ayr› devlet kurma haklar› ellerindenal›nm›flt›r. Kültürel alanda da 82 y›ll›kcumhuriyet tarihinde zorla Türklefltir-me siyaseti uygulanm›flt›r. Kürtler in-san yerine bile konmam›fl, y›llarca“karda yürürken kart-kurt sesleri ç›ka-ran da¤l› Türkler” olarak görülüp gös-terilmifl ya da “k›ro” diye afla¤›lanm›fl-t›r. TC’nin ulusal zulmüne, bask›lar›na“yeter art›k” deyip kendi kimli¤ini sa-hiplenenlere, ulusal bask›ya karfl› mü-cadele edenlere karfl› sömürgeci fa-flist Türk devleti tankla, topla, bom-bayla karfl›l›k vermifltir.

    Sadece 1984-1999 dönemine bak›l-d›¤›nda bile TC 4000 civar›nda yerle-flim alan›n› boflaltm›fl, Kürtlerin evlerini-barklar›n› yak›p y›km›fl, milyonlarca in-san› yerinden yurdundan sürmüfltür.Bu gerçekler gözönüne al›nd›¤›ndaPKK taraf›ndan öldürüldü¤ü söylenen30 bin insan›n ölümünden de TC’ninsorumlu oldu¤u aç›kt›r.

    Anda yürütülen savafl da TC’nin ikti-dar› elinde tutan kesiminin, “derin dev-letin” t›rmand›rd›¤›, k›z›flt›rd›¤› ve AKPhükümetini alafla¤› etmenin bir arac›olarak kullanmaya çal›flt›¤› bir savaflt›r.Bunun da sorumlusu, suçlusu Türkdevletidir.

    Durumun böyle oldu¤u yerde, “Türkayd›nlar›”n›n çat›flmalar›n kayna¤›n›nsanki PKK’nin silahl› eylemleriymifl gibi

    12 31 / 2005

    G Ü N D E M º

  • yor. Kürtlere düflmanl›¤›n k›flk›rt›lmas›,linç eylemleri, PKK’ye yüklenen bomba-lamalar vb. eylemlerinin de esas olarakhükümetin ülkeyi yönetemedi¤ini söyle-yebilecekleri; erken seçim veya özellik-le ordunun balans ayarlar›n› yapmas›nagerekçe yaratacak bir ortam yaratmayaçal›flmalar› amac›n› tafl›d›¤› vb. vb. debiliniyor.

    Egemenlerin iktidar dalafl›nda AKPhükümetini zay›flatman›n araçlar› olarakgündeme konan iki nokta, Kuzey Kür-distan’da “teröre karfl› mücadelede”yollar›n asfaltland›r›lmamas› ile “terörekarfl› mücadele kanunu” vb. yasalar›nsay›n “paflalar›n” yetkilerini k›s›tla-m›fl(!!?) olmas›yd›.

    Burjuva medyan›n “derin devlet”çi ke-simi, özellikle de aç›k Kürt düflmanlar›,kimi askerlerin may›n patlamalar› sonu-cu ölmesini, hem Kürt düflmanl›¤›n› k›fl-k›rtmaya, hem de AKP hükümetini, kitle-lere “ordunun yollar› asfaltlama talebinecevap vermeyen” bir hükümet olarakgöstermeye çal›flt›. Bunlara göre yap›-lan yasal de¤ifliklikler de “terörizme kar-fl› vatan›n ve milletin bölünmez bütünlü-¤ünü korumak için ordunun elini kolunuba¤l›yordu”… Tabii ki bunlar›n sorumlu-su ve suçlusu AKP hükümetiydi.

    Medyan›n bir bölümü bunu pohpoh-larken, askerin bafllar› da ortaya ç›k›p“yetkilerimiz k›s›tl›, terörizme karfl› mü-cadele etmemizi engelliyor” vb. aç›kla-

    malar yap›yordu. Böylece “Teröre Karfl›Mücadele Kanunu”, “Türk Ceza Kanu-nu” vb. kimi kanunlar yeniden gözdengeçirilme durumunda.

    AKP hükümetine karfl› bu temeldekisalvolar›n yo¤unlaflt›¤› ortamda, 15 Ha-ziran’da 150 civar›nda “Türk ayd›n”n›nkamuoyuna yapt›¤› aç›klama ve buaç›klama sonras›ndaki tart›flmalar dagündemi iflgal etmeye bafllad›.

    Tayyip Erdo¤an daha önce yapmay›planlad›¤› ve erteledi¤i Diyarbak›r ziya-retinin öncesinde, sözkonusu “Türk ay-d›nlar›”n›n kimi temsilcilerinin görüflmetalebine olumlu cevap vermiflti. 10A¤ustos’ta ise sözkonusu görüflme ger-çeklefltirildi…

    Son y›llarda devletin baflvurmaya ça-l›flt›¤› Kürt halk›n› devlete kazanma vePKK’yi marjinallefltirme siyasetinin var-l›¤› da bilince ç›kar›ld›¤›nda, Erdo-¤an’›n “Kürt sorunu var” demesinin“bir taflla iki kufl vurma” takti¤inin birsonucu oldu¤u görülebilir. ‹ktidar dala-fl›nda “Kürt sorununu” sistem içinde, li-beral siyaset temelinde ele alanlar› pe-fline takma, Kürt halk›n›n sempatisinikazanma temelinde kitlesel destek gü-cünü ço¤altma. “Derin devletin” sava-fl› t›rmand›rma çabalar›n› da frenleme-ye çal›flmak…

    Tüm bu sorunlar› de¤iflik biçimlerdeifade edebilmek, farkl› yanlar›yla aç›kla-mak mümkün. Fakat, Erdo¤an’›n “Kürt

    31 / 2005 15

    lefltirilse bile, kal›c› bir bar›fl›n mümkünolmad›¤› gerçe¤i ayaklar alt›na al›n-maktad›r, kitlelerden gizlenmektedir.“Ayd›nlar”›n görevi kitleleri ayd›nlatmakde¤il mi? Bunlar ama kitlelerin bilincinikarartmaktad›r.

    Savafl›n kayna¤› kapitalist sisteminkendisidir. Kuzey Kürdistan-Türkiye’debu sömürü sisteminin koruyucusu vekollay›c›s› devlet, Türk devletidir. Türkdevleti varl›¤›n› sürdürdükçe, sömürüsistemi varl›¤›n› sürdürdükçe kal›c› ba-r›fl da sa¤lanamaz. E¤er “Türk ayd›nla-r›” gerçekten bar›fltan yana iseler, o za-man da savafl›n kayna¤›n›n kurutulmas›için mücadele etmeleri gerekir.

    Genelde konufluldu¤unda ayd›nlar›ngörevleri çok. Fakat, sorun ulusal sorunoldu¤unda, Türkiye Cumhuriyeti devle-tinin bir halklar hapishanesi oldu¤u ger-çe¤i gözönüne al›nd›¤›nda, “Türk ay-d›nlar›n›n” en önemli görevlerinden biri-nin ulusal bask›ya karfl› tav›r tak›nmala-r› oldu¤u aflikard›r.

    Türk devletinin Kürt ulusuna ve ulusalaz›nl›klara karfl› uygulad›¤› ulusal bask›-lara, zulme karfl› isyan bayra¤›n› kald›r-mayanlar›n, kendilerine “ayd›n” deme-leri, gerçekte ayd›n olmaya hakarettir.

    Türk devletinin sömürgecili¤ine kar-fl› mücadele etmeyen, Kürtlerin ayr›devlet kurma hakk›n› kay›ts›z, koflul-suz savunmayanlar ne tutarl› demok-rat, ne de ayd›n olarak tan›mlanmay›hakkeder. “Türk ayd›nlar›” da ne ger-çekten tutarl› demokrat, ne de ger-çekten ayd›n…

    Sonuç olarak sözkonusu olan “Türkayd›nlar›” liberal burjuvazinin saflar›ndave yanl›fl bir konumdad›rlar.

    Ekim 2005 ✘

    14 31 / 2005

    G Ü N D E M º

    Baflbakan›n “Kürt sorunu var” demesi neyin nesi?

    Recep efendinin “Kürt sorunuvar” demesinin perde arka-s›nda ne yat›yor?Evet, Moskova’da “ben Kürdüm”

    diye Tayyip efendiye Kürt sorunukonusunda Karsl› bir Kürt iflçisininsordu¤u soruya, “sorunun varl›¤›n›düflünmezseniz sorun da yoktur”diye cevap vermesinin üzerindenfazla zaman geçmedi. Baflbakanolarak da bu y›l›n Nisan ay›nda Nor-veç gezisinde “Kürt sorunu”nu sa-nal sorun olarak de¤erlendirip “Bi-zim için böyle bir sorun yoktur” tes-pitini yapm›flt› Tayyip.

    Nisan ay› ile A¤ustos ay› aras›n-daki dönemde ne de¤iflmiflti ki Er-do¤an efendi “Kürt sorunu”nun var-l›¤›n›n fark›na varm›flt›? “Ulemaya”m› dan›flt›? Yoksa rüya m› gördü?Tabii ki, hiç biri! Erdo¤an’› “Kürt so-runu var” demeye zorlayan esasneden, AKP hükümeti ile iktidar› hâ-lâ elinde tutan kesim aras›ndaki ikti-dar dalafl›d›r.

    Baflbakan, “derin devletin” özel-likle Kuzey Kürdistan’da savafl› t›r-mand›rmaya çal›flt›¤›n› iyi biliyor. Yi-ne AB’ye üyelik müzakereleri içinyap›lan yasal de¤iflikliklerin uygu-lanmas›nda ç›kan zorluklar›n perdearkas›nda da iktidar sahiplerinin el-lerindeki iktidar› tutmaya çal›flmas›-n›n bir sonucu oldu¤unu da görü-

  • ¤unu aç›klamas› ile medya Baflbakan›nDiyarbak›r gezisini çok önemli bir ge-ziymifl gibi gösterdi.

    Bunun perde arkas›nda esas olarakErdo¤an’›n “ayd›nlarla” yapt›¤› görüfl-mede “Türkiye’nin bir Kürt sorunu vard›r.Bu sorunla yüzleflecek özgüvenimiz vedemokratik cesaretimiz de vard›r. Amabu sorunun teröre alet edilmesini aslakabul edemeyiz.” (Hürriyet, 11 A¤ustos2005) biçimindeki aç›klamas›yd›.

    Bu aç›klamaya paralel olarak Erdo-¤an Diyarbak›r gezisinde, 1) “Terörünsosyo-ekonomik at›l›mlarla önlenmesi”;2) “Bölge insan› ile örgüt mensuplar›n›nayr›flt›r›lmas›”; ve 3) “Askeri mücadele-nin kararl›l›kla sürdürülece¤i” yönündemesajlar verece¤ini de aç›klad›.

    Bu mesajlar, devletin bafl yetkililerininözellikle son on y›ll›k süreçte flu ya dabu biçimde, ama giderek daha s›k dilegetirdikleri düflüncelerin yinelenmesin-den baflka bir fley de¤ildir. “Güneydo-¤u’ya” götürülece¤i söylenen ve aç›kla-nan ekonomik paketlerin say›s› belli de-¤il. Ve bu paketlerden hemen her sefe-rinde Kürt halk›na düflen, bomba, kur-flun, faili (belli) meçhul cinayetler, zorlaTürklefltirme siyasetinin uygulamalar›vb. vb. oldu. Halk›n art›k böylesi paket-lere s›cak bakmad›¤›n› düflünen hükü-met, bu sefer Erdo¤an flahs›nda paketaçmadan mesajlar vermeye çal›flt›.

    Bir olgunun alt› ama çizilmeli ve bilin-ce ç›kar›lmal›d›r. 82 y›l› aflk›n bir süredirKuzey Kürdistan’a, Kürtlere yönelik uy-gulanan sömürgeci, inkarc› ve kafatas-ç› siyasette, gelinen yerde belli k›r›lma-lar, yumuflamalar vard›r. Sadece AB’yeüyelik için yap›lan yasal de¤iflikliklerde¤il, TC’nin resmi devlet s›n›rlar›n›n

    “bütünlü¤ünü” korumak için de siyasetde¤iflikli¤ine gidilmifl, gidilmektedir.Bunun “sosyo-ekonomik” alana yans›-mas›n›n bir yan›, son döneme kadar bi-linçli olarak geri b›rakt›r›lan Kuzey Kür-distan’da ekonomik yat›r›mlar›n yap›l-mas› ve evet kapitalizmin Kuzey Kür-distan’da da gözle görülür biçimde ge-lifltirilmesidir.

    Bunun aç›klamas› esas olarak, ulusalmücadeleye kat›l›m›n Kürt halk›n›n “fa-kir, cahil” olmas›ndan kaynakland›¤›;halk›n refah›, ifl, afl sahibi olma temelin-de yükseltilirse o zaman hak talep et-mesinin maddi temelinin ortadan kalka-ca¤› ve bunun da “TC’nin vatan› ve mil-letiyle bölünmez bütünlü¤ünü” korumakiçin çözüm oldu¤u düflüncesidir.

    Bu hesap bir yan›yla, ifl-afl sahibiolanlar›n hoflnutsuzlu¤unun azalabile-ce¤i hesab›n›n tutma olas›l›¤› vard›r.Ama Kürt halk›n›n ulusal mücadeleyekat›l›m›n›n maddi temeli –fakirlik, iflsiz-lik vb. mücadeleye kat›l›m› etkilesede– fakirlik, ya da egemenlerin bizigördü¤ü, gösterdi¤i gibi “cahil” olma-m›z de¤ildir. Tersine, ezen ulustan,Türk ulusundan farkl› olarak Kürt ulusalkimli¤ine sahip olma bilinci, ulusalbask›ya karfl› özgürleflme, bask›danzulümden kurtulufl isteme bilincine sa-hip oldu¤u için Kürt halk› ulusal müca-deleye kat›lmaktad›r.

    Bu gerçeklere ra¤men ama egemen-lerin hesaplar› baflka. Onlar sorununulusal sorun oldu¤u gerçe¤inin üzeriniörtmek ve Kürt ulusunun ulusal haklar›-n› baflka yol ve yöntemlerle çi¤nemeyedevam etmek için, sorunu “terör soru-nu” ve “sosyo-ekonomik” sorun olarakgösteriyorlar.

    31 / 2005 17

    sorunu var” demesinin perde arkas›ndayatan esas nedenin, Türkiye’de ege-menler aras›nda yürüyen iktidar dalafl›oldu¤unu görmek önemli olan›d›r.

    “KÜRT SORUNU”NED‹R GERÇEKTEN?

    Bu sorun, ne Demirel’in “Kürt realite-sini tan›yoruz”, ne Mesut Y›lmaz’›n“AB’nin yolu Diyarbak›r’dan geçer” vene de Erdo¤an’›n “Kürt sorunu var” tes-pitleri çerçevesinde dile getirilen bir so-rundur. En baflta bu olgu bilince ç›kar›l-mak zorundad›r.

    Kimileri dikkat etmeden kullanmakta,kimileri de yak›n zamana kadar Kürtle-rin ulus oldu¤u tan›m›n› yapman›n le-gal alanda beraberinde getirece¤idevletin yapt›r›mlar›n›, cezalar›n› engel-lemek için kullanmaktad›r. Bu ba¤lam-da “Kürt sorunu” tan›m› art›k Türkiye’deal›fl›lm›fl bir tan›mlama olsa da, gerçek-te Kuzey Kürdistan-Türkiye’de bir “Kürtsorunu” yoktur. Gerçi baflta kafatasç›faflistler olmak üzere “derin devlet” veya¤›z savunucular› kendisini Kürt olaraktan›mlayanlar›, yani Kürtlerin varl›¤›n›“sorun” olarak görmektedir ama, tart›fl-mam›z bu de¤il.

    Kuzey Kürdistan-Türkiye’de Kürt-lerle ba¤›nt›l› tart›fl›lan ve sözkonusuolan sorun, bir ulusal sorundur. Kürtulusunun, ulusal sorunu!

    Kürtler halklar hapishanesi TürkiyeCumhuriyeti devletinin resmi s›n›rlar›içinde Türk ulusu d›fl›ndaki ulus olmas›nedeniyle de ayr›lma, kendi devletinikurma hakk›na sahip olmas› gerekenbir ulus. Kuflkusuz ulusal sorun sadeceKürtlerin ulusal sorunuyla s›n›rl› de¤il

    Türkiye’de. Ulusal az›nl›klar›n da ulusalsorunu vard›r. Ama bir “Kürt sorunu”yoktur…

    Biz kuflkusuz ki, kavram tart›flmas›yürütmekten yana de¤iliz. E¤er birileriiçerik olarak sorunun ulusal sorun oldu-¤unu ortaya koyuyorsa ve bunun ge-reklerini yerine getiriyorsa, neden “Kürtsorunu” diyorsun diye elefltirmeyiz.Ama, e¤er bu tan›m› gerçekte sözkonu-su olan›n ulusal sorun oldu¤u gerçe¤i-nin üzerini örtmek için kullan›yorsa, ozaman hiçbir yanl›fl anlafl›lmaya yol b›-rakmadan, bu tavr›n reddedilmesi ge-rekti¤ini hayk›rmak gerekiyor.

    fiimdi Baflbakan Erdo¤an’›n tespitisomutunda karfl›m›za ç›kan da, ger-çekte Kürt ulusal sorununun üzerininörtülmeye çal›fl›lmas› ve Kürtlerin, Türkulusunun mozai¤inin parçalar›ndan bi-ri olan farkl› bir etnik kökenli insanlarolarak görülmesi tavr›d›r. GerçekteKürt ulusunun ulus olarak varl›¤›n›n in-kar›na devam denilen bir siyasettirkarfl›m›za ç›kan.

    K›saca tekrarlarsak sorun, gerçek-te Kürt ulusunun ulusal bask›dan,zulümden, sömürgecilikten kurtul-ma, özgürlük sorunudur. Ulusal so-rundur sözkonusu olan. Kürtlerin ulu-sal haklar›n› inkar etme temelinde yük-selen bir “Kürt sorunu var” tavr› Kürthalk› taraf›ndan elinin tersiyle itilecekbir tav›rd›r ancak.

    GEL‹fiMELER, TARTIfiMALAR…

    Yukar›da sözü edilen “ayd›nlar›n”temsilcilerinin, Baflbakan ile görüflme-leri ve Erdo¤an’›n Diyarbak›r’a yapaca-¤› gezide verece¤i mesajlar›n ne oldu-

    16 31 / 2005

    G Ü N D E M º

  • geldi¤i vb. vb. görüfller savunuldu,elefltiriler yöneltildi.

    Bu tip tepkilerle karfl›laflt›¤› bir ortam-da ve özellikle kimi medya gruplar›n›n“tarihi bir gezi” imifl gibi göstermeyeçal›flt›¤› Diyarbak›r gezisinde BaflbakanErdo¤an birazc›k da olsa yukar›dakitavr›ndan k›v›rmaya bafllad›.

    Diyarbak›r gezisi, Erdo¤an’› dinleme-ye gelen kitlenin say›s› ba¤lam›nda tambir fiyasko oldu. 4000-5000 civar›ndagüvenlik gücünün oldu¤u mitingte, kit-lenin kat›l›m›, kimi gazetelere göre 600civar›nda kimine göre de en fazla 800-1000 civar›ndayd›.

    Baflbakan›n “Kürt sorununu” ele ald›-¤› çerçeve ise daha aç›kça ortaya kon-du. Erdo¤an flunlar› söyledi:

    “Tek millet, tek vatan ve tek bayrakprensibi içerisinde Kürt sorunu da, di-¤er sorunlar da daha çok demokrasiüretilmesiyle çözülecektir. Hiçbir soru-nu yok saym›yoruz. Çünkü sorunlar› yoksaymak aziz milletimize sayg›s›zl›kt›r.Her sorunu gerçek kabul ediyoruz. Vebunlarla yüzleflmeye haz›r›z. Bu neden-le ‘Kürt sorunu ne olacak’ diyenleresesleniyorum; Kürt sorunu herkestenönce benim sorunumdur.” (13 A¤ustostarihli gazetelerden)

    Bu tav›rda Baflbakan sorunun “tekmillet, tek vatan ve tek bayrak” prensibiçerçevesinde ele al›nd›¤›n› çok aç›k or-taya koyarken, “Kürt sorunu ne olacak”diyenlere cevap vermiyor. Demagojiyap›p “Kürt sorunu herkesten önce be-nim sorunumdur” diyor. Sorunlar› yoksaymamay› da “aziz milletimize sayg›-s›zl›k” olaca¤› düflüncesiyle aç›kl›yor.Onun için “Aziz millet” tabii ki Kürt mil-leti de¤il, Türk milletidir. Baflbakan

    “Kürt sorunu benim sorunumdur” dedi-¤i yerde de Türk milliyetçili¤inin, flove-nizminin bayraktarl›¤›n› yapmaktan gerikalm›yor.

    Erdo¤an’›nsorunu“tekmillet, tekvatanve tek bayrak prensibi” temelinde ele al-mas› da, onun MGK toplant›s›nda kulak-lar›n›n çekilmesini engelleyemedi. Bafl-bakana “Kürt sorunu var” tespitinin alt›n›nas›l doldurdu¤unu, “alt-üst kimlik” aç›k-lamas›ndan ne anlad›¤›n› sorma temelin-de “postmodern” bir sorgulama yap›ld›.

    MGK toplant›s›n›n aç›klamas›nda so-run “terör sorunu” olarak ortaya kon-du. Baflbakan›n aç›klamalar› k›sa birsüre için de olsa hemen hemen s›f›radüflerken, generaller daha çok aç›kla-malar yapt›.

    MGK toplant›s›nda al›nan kararlar,Kürt ulusuna yönelik ulusal bask›n›n birunsuru olarak son y›llarda bilinçli olaraköne ç›kar›lan nüfus planlamas› ve ka-d›nlar›n Türklefltirilmesi çabalar›na da-ha çok baflvurulaca¤›n› göstermektedir.

    Hürriyet gazetesinin aktar›m›na göretak›n›lan tav›r flöyledir:

    “– Az geliflmifllik terörü, terör de azgeliflmiflli¤i tetikliyor. Bunun için acilekonomik önlemler devreye girmeli, ya-t›r›mlar teflvik edilmeli. – Kad›n›n top-lumda ve aile yaflam›nda statüsü ileriyegötürülmeli ve e¤itimi teflvik edilmeli. –Nüfus planlamas›na vakit geçirilmedenbafllanmal›. Bunun için ailelere gerekene¤itim daha etkin biçimde verilmeli.”(Hürriyet, 25 A¤ustos 2005)

    Baflbakan›n “Türk ayd›nlar›” ile görüfl-mesinde ve Diyarbak›r’da yapt›¤› konufl-mada dile getirdi¤i “Kürt sorunu”MGK’n›n toplant›s›nda bu biçimle son-land›r›ld›… sorunun kendisi kuflkusuz or-

    31 / 2005 19

    Egemenler Kuzey Kürdistan’a yat›-r›m yapmaya çal›flt›klar›nda da; Kürt-lere kimi kültürel haklar tan›maya kal-k›flt›klar›nda da, hedefe koyduklar›temel mesele, Kürt ulusunun ulusalmücadelesini bast›rmak, ulusal mü-cadele verenleri bertaraf etmek, mü-cadele alanlar›n› k›s›tlamak oluyor.

    Baflbakan›n Diyarbak›r gezisi önce-sinde “Kürt sorunu var” demesi de butemel yaklafl›m›n bir ürünü ve gösterge-sidir. Baflbakan›n “ayd›nlarla” yapt›¤›görüflmede tak›nd›¤› tav›r flöyledir:

    “Kürt kökenli vatandafllar›m›za ya dageçmiflte baflka toplumsal gruplaradönük olarak yap›lm›fl olan kimi siyasiya da idari yanl›fll›klar›n yok say›lmas›ne kadar yanl›flsa, bunlar bahane edi-lerek fliddet, terör ortam› oluflturulmas›da o kadar yanl›flt›r. Türkiye’de dina-mik bir demokrasinin iflledi¤i inanc›n-day›z. Her soruna illaki bir ad koymakgerekiyorsa, Kürt sorunu da bu ülkedeayr›l›kç›l›k, fliddet ya da toplumsal ba-r›fl› bozan yöntemler yoluyla ele al›na-bilecek bir sorun de¤ildir. Toplumdavarolan sorunlar› yok saymak, demok-rasinin en büyük düflman› olan siyasimühendisliktir. Sorunlar›n demokratikcumhuriyet sistemi ve daha çok de-mokratikleflme ve daha çok reform yo-luyla çözülmesi yöntemini benimsiyo-ruz. Kürt sorunu ya da daha baflkapek çok sorun birer demokratikleflmesorunudur. Bu sorun ve flu anda ad›n›saymad›¤›m›z tüm siyasal, ekonomikya da kültürel sorunlar, ülkenin genelprensiplerinden ayr›flt›r›lmamal›d›r.Hepsi, büyük demokratikleflme flemsi-yesi alt›nda, demokratik cumhuriyetprensipleri içerisinde ve Anayasal dü-

    zen dairesinde ele al›nmal›d›r.” (Za-man, 11 A¤ustos 2005)

    Bu konuflmada, ilk bak›flta Baflbaka-n›n ne kadar da demokrasi savunucusuoldu¤u görüntüsüyle karfl›lafl›yoruz.Ama somut olarak gerçeklerle konuflu-lanlar›n ne oldu¤unu karfl›laflt›rd›¤›m›z-da, Baflbakan›n “demokratikleflme” te-melinde çözülmesini istedi¤i sorunun,gerçekte Kürt ulusal sorunu olmad›¤›görülebilir. Erdo¤an’a göre “Kürt köken-li vatandafllara” karfl› kimi siyasi ve ida-ri yanl›fll›klar yap›lm›flt›r. Erdo¤an içinsorun zaten en bafltan “birey”lerin karfl›-laflt›¤› bir sorundur, ulusal sorun de¤il.Bu yüzden de mant›k, “demokratiklefl-me” temelinde bireysel haklar ço¤ala-cak ve bireyler de bu haklar› bozup bo-zup kullanacak, sorun da ortadan kalk-m›fl olacak… biçiminde çal›flmaktad›r.

    Bu tav›r aç›k ›rkç›, inkarc› tav›ra göreburjuva temelde de olsa belli orandademokratik haklardan yana tak›n›lan birtav›r olsa da, gerçekte Türk flovenizmi-nin inceltilerek savunulmas›ndan baflkabir fley de¤ildir.

    Ayr›ca Baflbakan Erdo¤an da kendin-den önceki yetkililer gibi, genel laf için-de “Kürt sorunu”nun siyasi çözümü içinne yapaca¤› konusunda tek laf etmiyor.Bu, kimi gazeteci kalemflorlar taraf›n-dan da dile getirildi. Buna ra¤men ama“derin devlet” ve ya¤›z savunucular› ki-mi kalemflorlar, Baflbakana isyan bay-ra¤›n› kald›rmakta gecikmediler.

    Ne demekti “Kürt sorunu”? “Türki-ye’de Kürt sorunu de¤il, terör sorunuvar”d›… “Kürt sorunu var” demenin“bölücülük” oldu¤u, “Türk ulusunu Kürthalk›, Laz halk›, Çerkez halk›, Gürcühalk›” biçiminde parçalamak anlam›na

    18 31 / 2005

    G Ü N D E M º

  • n›n özü de, “Türkiyelilik” tart›flmas›ylaayn›d›r. Baflbakan Erdo¤an, “Kürt soru-nu var” dedikten sonra gazetecilerinsorular›na verdi¤i yan›tlarda, “Kürt so-runu farkl› bir olayd›r, PKK terörü veyaterör sorunu farkl› bir olayd›r. Bunlar›birbirine kar›flt›rmayaca¤›z. Bunlar› bir-birinden ay›ral›m. Kürt vatandafl› benimvatandafl›md›r. Bunlar birer alt kimliktir.Bu alt kimli¤i biz kimlikle kar›flt›rmaya-ca¤›z. Ben ne dedim? Tek millet, tekbayrak, tek vatan dedim. Bunu bir defapaylaflaca¤›z.” (Hür. 23 A¤ustos 2005)tavr›n› tak›nd›.

    Her fleyden önce vurgulanmas› gere-ken fley Erdo¤an’›n bu tavr› yeni de¤il.A¤ustos’ta Erdo¤an bunu söyledi¤indetart›flmalar esas olarak “Kürt sorunuvar” tespitiyle ilgili oldu¤undan bu konuarka planda kalm›flt›. C›ngar koparankonuflma, Erdo¤an’›n 23 Kas›m tarihin-de AKP’nin TBMM grubunda yapt›¤›konuflma oldu. Sözkonusu konuflmadaelefltirmenlerin öne ç›kard›¤› yerlerdenbiri flöyledir:

    “Sapk›nlar, hukuksuz alanlara kayan-lar, bu ülkenin mafleri vicdan›n› aslateslim alamazlar. Bunlara karfl› TürkiyeCumhuriyeti vatandafll›¤›, 73 milyoniçin sigortad›r. Bizi; Kürt’ü, Laz’›, Çer-kez’i, Türk’ü, do¤ulusu, bat›l›s›, güneyli-si, kuzeylisi ile, inanan› inanmayan› ilebirlefltiren bu üst kimliktir. Bu ifadem-den rahats›z olanlar da var. Onlara, bi-limsel baz› çal›flmalar yapmalar›n› tafsi-ye ederim.” (akt. Oktay Ekfli, Hürriyet,26 Kas›m 2005)

    Al›nt›y› okur için anlafl›l›r k›lmak içinözetlersek, sonuçta söylenen fley, “Tür-kiyeCumhuriyeti vatandafll›¤›birüstkim-liktir”, Kürt, Türk, Laz, Çerkez vd. ise bu

    üst kimlik alt›nda birleflen alt kimliklerdir.Erdo¤an’›n bu tavr› Türklük damarlar›-

    na bas›lan kalemflorlar›n kuyru¤unuac›tm›fl olacak ki, hemen Anayasan›n66. Maddesi’ne sar›ld›lar… “Türk Dev-letine vatandafll›k ba¤› ile ba¤l› olanherkes Türktür.” diyordu bu madde! Vebuna göre üst kimlik de Türk olmakt›r.Türkiye Cumhuriyeti vatandafll›¤›n› üstkimlik olarak göstermek, bölücülü¤e te-mel atmak, Türkiye’nin birli¤ini ve bü-tünlü¤ünü dinamitlemekti…

    Bu kalemflorlar›n hissiyat›n› dile geti-ren siyasetçi ise Deniz Baykal oldu.Baykal, Erdo¤an’a nas›l muhalefet yap›-laca¤›n› göstermek için önce Erdo-¤an’›n konuflmalar›nda “Türk ulusu”kavram›n› kullanmad›¤›n› ileri sürdü. Ar-d›ndan da flu tavr› tak›nd›:

    “Türk milleti kavram›n› kafan›n içinesindireceksin. Türk milleti demektenkorkmayacaks›n, utanmayacaks›n,mahcup olmayacaks›n. Türk milleti de-menin kimsenin etnik kimli¤ine tecavüzolmad›¤›n› bileceksin.” (akt. Oktay Ekfli,Hürriyet, 26 Kas›m 2005)

    Oktay Ekfli ise yaz›s›n›n sonunda flun-lar› savunmaktad›r:

    “Türk ulusu elbet çeflitli etnik kökenemensup insanlardan oluflmaktad›r.Bunlar›n kendi etnik kökenleri dahil han-gi de¤erleri önemsiyorlarsa hepsini ko-rumalar›, gelifltirmeleri elbet haklar›d›r.

    Ama Türk ulusunun bireyleri s›fat›ylaonlar bir de ‘Türk’ üst kimli¤ine sahip-tirler. Bunu reddetmek, kendi gelece¤i-ni Türk ulusunun gelece¤inden ay›r-mak demektir. Ona izin vermek, hiçkimsenin haddi de¤ildir.” (ayn› yerden)

    Vatan gazetesinden Güngör Mengiise, Türkiye Cumhuriyeti vatandafll›¤›n›

    31 / 2005 21

    tadan kakmad›. Tart›flmalar da sürüyor.Kimileri Baflbakan›n “Kürt sorunu” ve

    “Demokratik Cumhuriyet” kavramlar›n›kullanmas› nedeniyle savc›l›¤a suç du-yurusunda bulunurken, kimileri de Bafl-bakan›n tavr›n› “umut verici” bularak 20A¤ustos-3 Ekim aras› dönemde silahl›eylemleri durdurma karar› ald›.

    Tüm bunlar›n kendi içlerindeki farkl›-l›klara ra¤men içinde hareket ettikleriçerçeve, sistemi savunma çerçevesi-dir. Halk› düzene, en iyi halde kimi bur-juva demokratik düzeltmelerin peflinetakarak ba¤lamaya çal›flmaktad›rlar.

    Kimi burjuva kalemflorlar›n yavafl ya-vafl “Kürt sorunu” olarak tan›mlanan so-runun Kürt taraf› için ulus olma sorunu,ulusal bilince varma sorunu oldu¤unudile getirmeye bafllamas› ise önümüz-deki süreçte, legal alanda giderek da-ha aç›k biçimde sorunun ulusal sorunoldu¤unu tart›flabilme koflullar›n›n olu-flaca¤›n›n iflaretlerini vermektedir.

    Baflbakan›n ve tüm egemenlerin tem-silcilerinin sahtekârl›klar›na karfl› damücadele demokratlar›n, devrimcilerin,komünistlerin görevidir.

    Sömürgeci faflist Türk devletinin Kürtdüflmanl›¤›n› körüklemesine, savafl› t›r-mand›rmas›na karfl› mücadele de, tümdemokrat, devrimci ve komünistleringörevidir.

    Kahrolsun Türk flovenizmi ve yaflas›nhalklar›n kardeflli¤i fliar›, halklar›n kar-deflli¤i için tek yol devrim fliar›yla birlefl-tirmek, ›rkç›l›¤a, flovenizme ve milliyet-çili¤e karfl› proletarya enternasyonaliz-mi bayra¤›n› yükseltmek her zamankin-den daha gereklidir ve önemlidir.

    Kas›m 2005 ✘

    20 31 / 2005

    G Ü N D E M º

    “Alt kimlik- üst kimlik”de¤il, kendikimli¤imiziistiyoruz!

    Kas›m ay› sonlar›na do¤rumedyada öne ç›kan tart›flma-lardan biri, Türkiye’de “altkimlik”, “üst kimlik” ya da “Türklük”veya “Türkiyelilik” kavramlar›n›nüzerine yürütülen tart›flma oldu.Görünürde tart›flman›n bir yan›ndaBaflbakan Erdo¤an ve taraftarlar›,di¤er yandan da CHP Genelbaflka-n› Baykal’›n Erdo¤an’a karfl› tak›nd›-¤› tav›r ve CHP somutunda Kemalistkesim ve destekleyicisi burjuva ka-lemflorlar duruyor. Benzeri bir tart›fl-ma iki sene önce “Türkiyelilik” tan›m›üzerine yürümüfltü. O dönem Erdo-¤an’›n tavr›na karfl› esas olarak Hür-riyet gazetesinin bafl kalemflorlar›n-dan Oktay Ekfli gibi kalemflorlar var-d›. Deniz Baykal ise, Erdo¤an ile Pa-ris’te Süreyya Ayhan’›n yar›fl›n› izle-mifl ve Erdo¤an’›n sohbetinin orta¤›olmufltu.

    Andaki “alt-üst kimlik” tart›flmas›-

  • Bir yandan “Türk”lü¤ün vurgusunu ya-pan floven tutucu kesim, di¤er yanda iseliberal burjuva siyasetin savunucusu mil-liyetçi kesim. Bu iki taraf aras›nda bir ya-n›yla da 82 y›ll›k faflizmin varl›¤›n› sürdür-mesi ile burjuva demokrasisi yönündeçözülmesi savunusu biçimindeki farkl›-l›klar var. Ama ulusal sorun sözkonusuoldu¤unda bu iki taraf› da birlefltiren birtemel var: Türk milliyetçili¤i, flovenizmi!

    Tart›flma özellikle “Kürt sorunu” tart›fl-malar› temelinde yükselen bir tart›flma.Türkler kendi aralar›nda, Kürtlere hangikimli¤i atfedecekleri üzerine tart›fl›yor.Kimi, Kürtlere –tabii ki tüm ulusal az›n-l›klara da– Türk milletinin bir parças› ol-may› bahflediyor! Kimi de, Kürtlerin veulusal az›nl›klar›n etnik kökenlerininfarkl›l›¤›n› kabul etmekte, ama bu farkl›etnik kökenlileri bir üst kimlikte birlefltir-meye çal›fl›yor. Türkiye Cumhuriyeti va-tandafll›¤› ve bu temelde Türkiyelilik.

    Kürtlerin kendilerinin ne istedi¤ini so-ran yok tabii ki! Yine bize düflen üst kim-lik sahiplerinin bize reva gördükleri kim-lik oluyor! Bir türlü ›s›namad›k biz, bu bi-ze zorla verilen kimliklere. Kimli¤imizinbizden al›nmas›na da hiç ›s›nmad›k!

    Biz Kürt ulusundan insanlar, iflçiler,emekçiler, yani Kürt halk›, Türk iflçi veemekçilerini kardefl biliriz. Biz Türk mil-letinden iflçi ve emekçilerle birli¤i, faflistTürk devletine karfl› ortak mücadeleyisavunuyoruz.

    Ama biz, flimdi yürüyen tart›flmalardadile getirilen ve bize bahfledilmek iste-nen kimliklerden, ne üst kimli¤i, ne altkimli¤i, ne Türkiyelili¤i; hiçbirini istemi-yoruz! Biz kendi kimli¤imizi istiyoruz.Ne az›n›, ne de fazlas›n›!

    Kürt ulusu tan›m› Kürtlerin ulusal kim-

    li¤inin ad›d›r. Türk devleti kuruldu¤un-dan beri Kürtlerin ulusal kimli¤ini, ulusolarak varl›¤›n› red ve inkâr etti. Bugünde bu siyaset egemen. TC’nin Kürtlerinulusal kimli¤ini red ve inkâr etmesi,Kürtlerin ulus olarak sahip olmas› gere-ken en demokratik hakk›n›n, haklar›n›nellerinden al›nmas›n› da beraberindegetirmifltir. “Alt-üst kimlik” tart›flmas› buinkârda belli bir de¤ifliklik yaratsa da,tabuyu k›rmada belli bir rol oynasa da,sonuç olarak Kürt ulusu yine de Türkulusundan ayr› bir ulus olarak kabuledilmemektedir. Bu yaklafl›ma göre yi-ne Kürtler, Lazlar, Gürcüler, Araplar,Romanlar… alt’ta kalmaktad›r. Altta ka-lan›n da can› ç›k›yor!

    Biz art›k altta kalmaya, can›m›z›n ç›k-mas›na raz› de¤iliz. Kürt halk›n›n kendihaklar› için mücadelesi de, Türk devle-tinin ulusal bask›s›n›n art›k cana tak de-mesindendir…

    “Türkiyelilik” de esas olarak Türk dev-letinin resmi s›n›rlar› içindeki KuzeyKürdistan’›, Bat› Ermenistan’› inkâreden bir tan›mlamad›r.

    Bu inkâr› içinde bar›nd›rarak kullan›-lan Türkiye kavram›, sözkonusu co¤raf-yan›n Türk milletine ait bir co¤rafya ol-du¤unu dile getiren bir tan›mlamad›r.“Alt-üst kimlik”, TC vatandafll›¤› vb. tar-t›flmalar› da bu temelde yürütülmekte-dir. Tek bafl›na bu tav›r bile gözönüneal›nd›¤›nda, tart›flmadaki taraflar›n–kendi aralar›ndaki farkl›l›klara ra¤-men– tav›rlar›n›n, Türk milliyetçili¤inin,flovenizminin savunuculu¤u oldu¤u or-taya ç›kar.

    Tüm floven ve milliyetçilerin kökünekibrit suyu!

    30 Kas›m 2005 ✘

    31 / 2005 23

    milli niteli¤i olmayan bir üst kimlik ola-rak de¤erlendirip Atatürk milliyetçili¤i-nin savunuculu¤unu aç›kça yapmaktave o da Baykal’›n tavr›n› destekleyip Er-do¤an’› elefltirmektedir.

    Erdo¤an ise Baykal’›n kendisine “Türkmilleti” kavram›n› kullanmad›¤› yönlüelefltirisine cevap verirken mecliste yap-t›¤› sözkonusu konuflmada 80 kere“Türk milleti” kavram›n› kulland›¤›n› söy-lemektedir. Devamen “Ama evet, üstbirlefltirici kimlik mutlaka sakl› kalmakkayd›yla, insanlar ‘Ben Kürt’üm’ diyebil-meli. Ç›banbafl›, bunu yasaklad›¤›n›zzaman kopuyor.” (Hürriyet, 28 Kas›m2005) tespitini yapmaktad›r. CHP’ye ya-n›t vermeye çal›flt›¤› bir tavr›nda da flun-lar› savunmaktad›r: “CHP’nin internet si-tesinde bir yerde bile Türk milleti ifade-si geçmiyor. Orada Kürt, alt-üst kimlikmeselesi benim söyledi¤im ayn› anlam-da söyleniyor. Tayyip Erdo¤an ifadeedince niye rahats›zlan›yorsunuz?”(Hürriyet, 27 Kas›m 2005)

    Bu arada iki y›l önce “Türkiyelilik” tar-t›flmas›na verdi¤i örne¤i yine verdi.Sözkonusu örnek ABD’li olma örne¤idir.Baflbakan flöyle diyor:

    “ABD’de zenciler, beyazlar var. HepsiABD vatandafll›¤›n› üst kimlik olarak ka-bul etmifl. Çok farkl› etnik kimlikler var.Uluslararas› bir yar›flma olur. Bir zenci100 metrede birinci olur, bayra¤› s›rt›naal›r birincilik kürsüsüne ç›kar. Gözünde-ki yafllar› görürsünüz. ‹flte mesele bu-dur. Bu bilinci bütün vatandafllara vere-bilmek, aslolan budur.” (ayn› yerden)

    Erdo¤an’›n bu tavr›n› “Türk milletininbaflka bir kimyas›n› zehirlemek istiyor-lar” diye yorumlayan Gözcü gazetesiyazar› Kemal Baytafl, Türk tan›m› yerine

    Türkiyelilik tan›m›n›n kullan›lmas›n› Ata-türkçülü¤e, cumhuriyete karfl› bir tav›rolarak savunmaktad›r. Baytafl, flunlar›da savunmaktad›r:

    “…bu ülke Atatürk’ün millete afl›lad›¤›vatan-bayrak, Türklük duygu ve bilinciy-le kurtar›ld›. Bu kutsal duygular yok edi-lirse bu vatan, bu bayrak için kim flehitolacakt›r?” (akt.Hürriyet, 28Kas›m2005)

    “Türkiye de¤iflik kökenlerden gelenve üst Türk kimli¤iyle eflit koflullarda va-tandafll›k ba¤›yla ba¤l› 70 milyonTürk’ün mal›d›r.” (ayn› yerden)

    Baytafl’a göre Türkiye Türklerindir veErdo¤an’›n 1994 y›l›nda Kayseri’de yap-t›¤› bir konuflmada Hürriyet gazetesinin“Türkiye Türklerindir” slogan›n› elefltir-mesi, Sevr’cilerin tezini savunmas›d›r.

    Daha düne kadar AKP hükümetindebakan olarak görev yapan, flimdi iseAnavatan Partisi Genel Baflkan› koltu-¤una yap›flan Erkan Mumcu ise, “alt-üst kimlik” tart›flmas›n›n Türkiye’ye ya-rar› olmad›¤›n› tespit etmenin yan›s›raflu görüflleri savundu:

    “Bizim millet oluflumuz, her fleydenönce ortak de¤erlere, ortak bir tarihe veortak ülküye sahip olmam›zdan kaynak-lan›r. Bin y›ldan daha uzun bir sürediryaflayan bir milleti ‘alt kimlik-üst kimlik’tart›flmalar›yla flubelere ay›rmaya kal-karsan›z, sonunda milletin kendi tarihi-ne, millete ihanet etmifl olursunuz.”(Hürriyet, 29 Kas›m 2005)

    “Vatan-millet-sakarya” temelinde tav›rtak›nanlar tart›flmalar› sürdürüyor. Pekiama aralar›ndaki dalafl neyin nesi?

    Görünürde tart›flman›n iki taraf› var.Bunlar bir yan›yla gerçekte Türkiye’de-ki egemenler aras›ndaki iktidar dalafl›-n›n taraflar›.

    22 31 / 2005

    G Ü N D E M º

  • ç›kmaktad›r.Uzun uzun anlatmaya bile gerek kal-

    madan, sorunun özü vurgulan›rsa, iflgalile iflgalci olma olgusu burjuva anlamdada demokrasi ile ba¤daflmaz. Sorununözü bu gerçe¤in ezilen emekçi kitlelerekavrat›lmas› meselesidir. Her kim ki ifl-gal alt›ndaki bir ülkede demokrasininvarl›¤›ndan, özgürlükten bahsediyorsa,niyeti ne olursa olsun, bilin ki o iflgalci-lerin yalakal›¤›n› yapma durumundad›r.

    Kaç›rma, tehdit olaylar› ve keyfi tutuk-lamalar gibi yapt›r›mlar Güney Kürdis-tan’da da s›k s›k yaflanan olaylard›r.Özellikle Arap ve Türkmenlere karfl› te-rörize etme olaylar› son dönemde gide-rek art›fl gösteren olaylard›r.

    Talabani’nin Irak Cumhurbaflkan› ola-rak iflgal güçlerinin geri çekilmesinekarfl› ç›kmas› ve iflgal güçlerinin geriçekilmesi durumunda “Irak’ta kaos olur,belki ifl savafl, yabanc› müdahale olur,komflular›m›z girer.” demesinin evetmaddi temeli vard›r.

    Bunun hem iç çeliflkiler ba¤lam›nda,yani Arap-Kürt, ya da fiii-Sünni kesimaras›ndaki çeliflkilerin varl›¤›n› sürdür-mesi ba¤lam›nda; hem de halk›n ya-flam koflullar›n›n çekilmezli¤i ba¤lam›n-da maddi temeli vard›r.

    Yap›lan kimi kamuoyu araflt›rmalar›nagöre Irak-Güney Kürdistan’da halk›n%82’si iflgale, iflgalcilere karfl›d›r. Hal-k›n yaflam koflullar›nda da iyileflme de-¤il, kötüleflme vard›r.

    Örne¤in Saddam rejimi dönemindeBM’nin Irak’a uygulad›¤› ambargo yüz-binlerce çocu¤un yaflam›na malolmufl-tu. Bu dönemde sadece yüzbinlerceçocuk de¤il ayn› zamanda yüzbinlerceyetiflkin insan da yaflam›n› yitirdi. Yani o

    dönemde de Irak halk› çok kötü durum-dayd›. Ama buna ra¤men petrol karfl›l›-¤› verilen malzeme planl› ve düzenli bi-çimde halka ulaflt›r›l›yordu.

    fiimdi ise, Saddam rejimi de yok,BM’nin ambargosu da. Ama halk›n du-rumu daha da kötü. Bir yandan yiyecekmaddeleri yetersizken, di¤er yandanama tam da bu yetersizlik nedeniyle defiyatlarda fahifl art›fllar yaflan›yor. Enbasitinden, çok k›sa sürede pirincin fi-yat› %80, flekerin %25, yemek ya¤›n›n%50 oranda artm›flt›r. ‹flsizlik oran› ise%70 civar›nda tahmin edilmektedir.

    U¤runa iflgal savafl› yürütülen petrolveya enerji kaynaklar›n›n sahibi bir ül-kede, halk enerji s›k›nt›s› çekmektedir.Cereyan ço¤unlukla kesiliyor ve aydaancak 40-50 litre benzin ya da mazotal›nabiliyor. Tabii ki alma gücü varsa?Kiralar ba¤lam›nda da fiyatlar çok yük-selmifltir. Ev sahipleri flimdi en az iki yada üç kat› kira talep ediyorlar.

    Yolsuzluk ise alm›fl bafl›n› gidiyor!Milyarlarca dolar›n nereye harcand›¤›belli de¤il(!) mi acaba? Daha flimdidenyönetimde olanlar›n sermayelerinin mil-yarlarca dolarla hesap edildi¤i de med-yaya yans›yan haberler aras›ndad›r.

    K›sacas›, Irak-Güney Kürdistan’dadurum iflgalcilerin ve yerli iflbirlikçileri-nin propaganda etti¤i gibi iyi de¤il.Egemenler de¤iflmifl, iktidar el de¤ifl-tirmifl ama halk daha da kötü durumadüflürülmüfltür. Halk›n ço¤u Sad-dam’dan kurtulmaya sevinmifl, amabu sevinci çok k›sa sürede kursa¤›n-da kalm›flt›r. ‹flgalcilerin de gerçekteonlara verece¤i bir özgürlük, refah ol-mad›¤›n› kendileri her gün yaflay›pgörmektedirler.

    31 / 2005 2524 31 / 2005

    S A V A fi º

    Geçen say›m›zdan bu yana Irak-Güney Kürdistan’daki geliflme-lerde öne ç›kan esas konu Ana-yasa’n›n oluflturulmas›, taslak üzerinepazarl›klar ve 15 Ekim’de referandumasunulmas› ve tart›flmalar› oldu.

    ‹flgale karfl› direnifl, iflgalcilere sald›r›eylemleri ve iflgalci güçlerle yerli iflbir-likçilerinin direniflçilere karfl› sürdürdü-¤ü sald›r› savafl› ise, Irak-Güney Kürdis-tan iflgalinin kopmaz bir parças› olarakde¤iflik düzeylerde sürüyor. Bu süreçteiflgalci güçlerin kimi yeni sahtekârl›kla-r›, ya da iflkenceler, sahte haber uydur-malar ba¤lam›nda yalanlar› da hep da-ha fazla gün ›fl›¤›na ç›kt›, ç›k›yor.

    Saddam’›n “yarg›lanmas›”n›n bafllat›l-mas› ise esas olarak iflgalcilerin Irak’a“demokrasi ihraç” etmelerinin bir arac›olarak kullan›lmaya çal›fl›l›yor.

    Irak-Güney Kürdistan iflgalinin ne ka-dar insan›n yaflam›na mal oldu¤u üzeri-ne de de¤iflik istatistikler, hesaplar ya-p›lmaktad›r. Her araflt›rma kimin yapt›-¤›na ba¤l› olarak farkl› sonuçlar ortayakoyuyor. Verilen rakamlar›n farkl›l›¤›n-dan ba¤›ms›z olarak ortaya konanlar›nortak noktas› onbinlerce insan›n iflgalcigüçler taraf›ndan katledildi¤idir. Kiminegöre bu 25 bin, kimine göre ise 100 bincivar›ndad›r. Ölen ABD askerlerinin sa-y›s› da bu arada 2000’i geçti.

    “Özgürlük” götürülece¤i söylenenIrak-Güney Kürdistan’da iflkenceler,gözalt›nda kay›plar, hedef gözetmeksi-zin çoluk çocuk, yafll› genç, kad›n-er-kek, k›sacas› herkesimden insanlar›katletmeler günlük yaflam›n do¤al birparças› durumunda. ‹flkence sadeceiflgalci güçler taraf›ndan de¤il, yerli ifl-birlikçiler taraf›ndan da uygulanan birbask› arac›.

    Uluslararas› Kay›plara Karfl› Mücade-le Komitesi (ICAD) Irak’taki durumuflöyle ortaya koymaktad›r:

    “Saddam diktatörlü¤ü döneminde al›-fl›k oldu¤u bask›lar, ABD ve Büyük Bri-tanya öncülü¤ündeki iflgalci güçler veonlar›n yerli iflbirlikçileri taraf›ndan arta-rak devam etmekte. ‹flkenceler, katliam-lar, kaç›rma ve gözalt›nda kaybetmelergünlük yaflama damgas›n› vurmakta.”(2 Temmuz 2005 tarihli gazetelerden)

    Bu gerçeklere bir de iflgalci güçleriniflgale karfl› mücadele edenleri, ya daiflgale karfl› olma ihtimali oldu¤unu dü-flündükleri insanlar› zindanlara t›kamas›(kimi verilere göre bunlar›n say›s› 60 bincivar›ndad›r), sadece savafl sürecindede¤il, direniflçilere karfl› da Napalm vebeyaz fosfor bombas› kullanmas› vb.olgular eklenince, iflgalcilerin “demok-rasi ihraç” etmenin de¤il, bask› zulümuygulaman›n gücü olduklar› da a盤a

    REFERANDUM OYUNU GERÇEKLEfiT‹...

    S›rada seçimler var!

  • tasla¤› üzerindeki pazarl›klar›n referan-duma kadarki süreçte de sürdürülmesi-ni beraberinde getirdi.

    Esas olarak ABD emperyalizmi, tabiiki yerli iflbirlikçileri de ne olursa olsunanayasaya evet oyu ç›kmas› için çabagösterdiler. Bunun bir yolu da Sünnile-re yeni tavizler vermekti. Fakat, yeni ta-vizlerin de s›n›rl› olaca¤›, bunlar›n Sün-nileri ikna edip etmeyece¤inin garanti-sinin olmad›¤›, temsilcilerin aç›klamala-r›n›n da sand›kta kullan›lacak oylar›nanayasaya evet oyu olmas›n›n garantisiolmayaca¤› gerçe¤ine uygun olarakseçim yasas›nda da de¤ifliklik yap›ld›.

    Referanduma gitme sürecinde Sünni-lere verilen tavizlerin bafl›nda ise, 15Aral›k’ta yap›lacak genel seçimlerdensonra oluflacak mecliste bir anayasakomisyonunun kurulmas› ve ilk dört ay-l›k süreçte meclisin anayasada de¤iflik-likler yapabilece¤iydi. Anayasa refe-randumundan üç gün önce verilen butaviz sonucunda Sünnilerin bir kesimianayasa tasla¤›na evet oyu verecekle-rini aç›klad›.

    Seçim yasas› ba¤lam›nda yap›lan de-¤ifliklik ise, Sünnilerin ikna olmamas› du-rumuna göre yap›lan de¤ifliklikti. Bunagöre hesaplar, seçimlere kat›l›p oy ve-renlerin say›s›na göre de¤il, kay›tl› seç-men say›s›na göre yap›lacakt›. Bu de¤i-fliklikle kay›tl› seçmen, seçim sand›¤›nagitmese de oy oran› ba¤lam›nda hesap-lanacakt› ve bunlar, referandumu bilinç-li olarak boykot etseydi bile, anayasayaevet oyu vermifl gibi hesap edilecekti.Anayasa tasla¤›n›n reddi için üç bölge-de ve kay›tl› seçmenin üçte ikisinin hay›rdemesi gerekiyordu. Kabul edilmesi içinise salt ço¤unluk yetiyordu.

    REFERANDUM

    Anayasa ba¤lam›nda öne ç›kar›lmas›gereken en temel gerçeklerden biri, buanayasa tasla¤›n›n iflgalci güçler tara-f›ndan dayat›lan bir anayasa oldu¤u;bu anayasan›n onaylanmas›n›n ayn› za-manda iflgali ve iflgalcileri meflru k›lmaanlam›na geldi¤idir.

    Baflta iflgalci güçler olmak üzere yer-li iflbirlikçilerinin de propagandas›n›çokça yapt›¤› “demokratik” referandumkelimenin gerçek anlam›nda iflgal ve s›-k›yönetim alt›nda gerçeklefltirildi.

    13-16 Ekim tarihleri aras›ndaki dö-nemde gece soka¤a ç›kma yasa¤› kon-du. Polis ve asker d›fl›ndakilere silah ta-fl›mak yasakland›. S›n›rlar kapat›ld›, fle-hirleraras› seyahat yasakland›. Referan-dum sürecinde her tür arac›n trafi¤eç›kmas› yasakland›. Kurallar› ihlal eden-lere 3 aydan 1 y›la kadar hapis cezas›veya 500 bin dinardan 500 milyon dina-ra kadar para cezas› verilecekti.

    15.5 milyon civar›nda oldu¤u söyle-nen seçmen 6200 civar›ndaki oy vermemerkezinde oy verecekti. 160 bin iflgalgücüyle birlikte 100 bin Irakl› polis veasker, toplam 260 bin civar›nda kollukgücü seçimin “güvenli¤ini” koruyacak-t›… Bu koflullarda 15 Ekim’de referan-dum gerçeklefltirildi.

    ABD emperyalizminin temsilcileri da-ha oy say›m› bile bitmeden “muhteme-len oy çoklu¤uyla anayasa”n›n onay-land›¤› biçiminde aç›klama yapmayabafllad›lar.

    Seçime kat›l›m yap›lan aç›klamalaragöre %60 civar›nda olmufltu. Seçim ko-misyonu, sonuçlar› aç›klama iflini özel-likle Sünni kesimin seçim sahtekarl›¤›

    31 / 2005 27

    ANAYASA TASLA⁄IPAZARLIKLARI

    ‹flgalcilerin BM flahs›nda ortaya koy-du¤u “geçifl takvimi”ne göre Anayasatasla¤›n›n 15 A¤ustos’ta parlamentoyasunulup onaylanmas› gerekiyordu.

    Anayasa tasla¤›n› oluflturmak için 71kiflilik bir komisyon kuruldu. Komisyon-da yer alan Sünni kesimin temsilcileri-nin anayasa maddelerine karfl› tav›rlar›Anayasa tasla¤›n›n 15 A¤ustos’ta par-lamentoya sunulmas›n› da erteletti.

    Taraflar aras›nda öne ç›kan tart›flma-lar esas olarak, federasyon, laiklik ya dafleriat savunuculu¤u, Irak’›n nas›l birdevlet olaca¤› üzerine tart›flmalar; ‹slamdininin anayasan›n temeli olup olmaya-ca¤›, Kerkük’ün, peflmergelerin durumuve Kürtlerin sekiz sene sonra kendi ka-derlerini tayin için referandum sorunu;kad›nlara tan›nacak haklar veya bunla-r›n çerçevesinin çizilmesi; Baas partisi-nin yasaklanmas› sorunu; petrol gelirle-rinin paylafl›m› vb. sorunlarda öne ç›kt›.

    Baz› konular d›fl›nda fiii kesimle Kürtkesimi aras›nda genelde bir uzlafl› var-d›. Sünni kesim ama bunlardan ayr› tel-den çald› müzi¤ini… Anayasa tasla¤›-n›n yaz›l› biçimi daha önceden haz›rlan-m›fl ve Anayasa komisyonunun önünekonmufltu. Sorunun özü esasta önlerinekonan anayasa tasla¤›n› onaylay›ponaylamamakt›. Taraflar aras›ndaki gö-rüflmelerde çeliflkiler ortadan kalkmad›.

    Özellikle Sünni kesimin ikna edilmesiiçin pazarl›klar›n sürmesi nedeniyle ön-ce 22 A¤ustos’a sonra da üç gün dahaertelendi.

    ABD emperyalizminin yetkilileri Sünnikesimin temsilcilerine Anayasa tasla¤›-

    n› onaylama yönünde dayatmada bu-lundular. Bush ise aç›kça Sünnilere teh-ditlerle birlikte ça¤r›da bulunarak Ana-yasa Komisyonu’nda yer alan temsilci-lerinin tasla¤a onay vermesini istedi. Budayatma ve tehditler de Sünni kesimintemsilcilerini ikna etmeye yetmedi.

    Kendilerine verilen tavizlere ra¤men,Sünnilerin Anayasa tasla¤›n› onaylama-mas› nedeniyle Anayasa tasla¤› 28A¤ustos’ta parlamentoda okunarakonayland›. Tüm çabalara ra¤men Sünni-lerin taleplerinden taviz vermemesi so-nucu da, Bush aç›kça Sünnilerin taleple-rine esneklik gösterilmesini istedi. Ana-yasa komisyonu ve parlamento da bunauygun davrand›. Anayasa tasla¤›nda ki-mi de¤ifliklikler yap›ld›. Bu de¤iflikliklertemelinde verilen tavizlerden biri, örne-¤in Kürtlerin kendi kaderini tayin hakk›-n›n anayasada yer almamas› gibi Kürt-ler aç›s›ndan önemli bir konuda verilenbir tavizdi. Baas Partisinin yasaklanma-s› formülasyonu “Saddam›n Baas Parti-si” biçiminde de¤ifltirildi.

    Sünni kesime verilen bu tavizler de yet-medi.Birbölümüuzlaflman›nyolunuaç›kb›rak›rken, büyük bir kesimi ise referan-dumda anayasaya hay›r demek için ça-ba göstereceklerini ilan ederek anaya-saya hay›r deme tehditlerini yükselttiler.

    Bu tehditleri esas olarak Geçici Ana-yasa’da Kürtlere verilen bir hak olan ve-to hakk›na; 18 eyaletin üçünde üçte ikiço¤unlukla reddedilmesi durumundaanayasan›n da reddedilmesi hakk›nadayan›yordu. Sünnilerin etkin oldu¤ubölgelerde üçte iki ço¤unlukla anaya-saya hay›r oyunun ç›kma olas›l›¤› dayüksekti.

    Bu olas›l›k taraflar aras›nda anayasa

    26 31 / 2005

    S A V A fi º

  • uygun bir “yerli” yönetimin sa¤lanmas›-d›r. Bu ise, Irak’taki güçlerin kendi arala-r›nda anlaflm›fl, bar›fl›k olmas›n› da ge-rektirir. ‹flgale karfl› direniflin önemli öl-çüde bast›r›lmas›n› da. 15 Aral›k’taki se-çimlere yüklenen esas misyon da budur.

    Yani ABD’nin istedi¤i bir yönetimin,sürekli ve yerli yerine oturmufl; ABDemperyalizminin ç›karlar›na ters dav-ranmayacak bir yönetimin oluflmas›n›nbir bafllang›ç ad›m› olarak düflünülmek-tedir genel seçimler.

    Onlar böyle düflünüyor, hesaplar›n›bunun üzerine kuruyorlar. Ama gelifl-meler istedikleri gibi olacak m›? Bunuda belirleyecek olan tek yanl› olarakABD’nin tavr› de¤ildir. ABD’nin Irak’takihesaplar›n›n en baflta yanl›fl oldu¤u ar-t›k biliniyor. Her geçen gün daha fazlataviz vermek zorunda kald›¤› da…

    15 Aral›k genel seçimlerinin bir baflkayönü de, bu seçimlerin kal›c› meclis,hükümet ortaya ç›karmas›d›r. Anaya-sa’da ilk dört ayda de¤ifliklikler yap›la-bilece¤i imkan› da de¤iflik güçler tara-f›ndan hesapta tutulmaktad›r. Tam dabu hesapla, hemen herkes meclistekoltuk kapma ve gelece¤i belirlemekiçin mücadele etmektedir.

    Bu ba¤lamda daha önce 30 Ocak se-çimlerini, 15 Ekim anayasa referandu-munu boykot eden Sünni kesim de se-çimlere kat›lma durumundad›r. Bu tav›rde¤iflikli¤inin birinci kayna¤› anayasareferandumu öncesinde 15 Aral›k’takiseçimlerden sonra oluflacak meclisteanayasa da de¤ifliklikler yap›labilece¤iyönlü taviz iken; bir di¤er kayna¤› da,Türkiye’nin arabuluculu¤u ile kimi Sünniliderlerin ‹stanbul’a ça¤r›lmas› ve ABDyetkilileri ile ortak görüflmelerde Sünni

    liderlerin ikna edilmifl olmas›d›r.Çok yönlü hesaplar› aras›nda Türki-

    ye’nin bundaki hesaplar›ndan biri, Sün-nilerin seçimlere kat›lmas›yla Kürtlerinparlamentodaki temsil gücünün azalt›l-mas›d›r. Bu hesap tutabilecek bir he-sapt›r da.

    Kürtlerin kendi aralar›ndaki seçim ya-r›fl› ise, kimi zaman çat›flmalara kadarvarmaktad›r. KDP ve YNK esas olarakdi¤er Kürt partilerine fazla yaflam hakk›tan›mama tavr› içindedirler. Geçen se-çimlerde ortak listeyle seçime kat›ld›k-lar› gibi bir durumun yeniden yaflan›pyaflanmayaca¤› flimdilik belli de¤il.

    Genelde seçimlere kat›lacak olanparti ve gruplar›n say›s› 300 civar›nda-d›r. Bunlar içinde kimileri de blok olarakkat›lmaya karar vermifl durumda.

    Seçimlerde oy alma ba¤lam›ndakihesaplara göre, fiii kesim yine birinci s›-rada, Sünni kesimin ikinci ve Kürtlerinde üçüncü s›rada yer alaca¤› düflünü-lüyor. E¤er bu biçimiyle sonuç gerçek-leflirse, gelece¤in Irak-Güney Kürdis-tan’›n da Kürtlerin ifli daha da zorlafla-cakt›r. Ayn› zamanda yap›labilecekanayasa de¤ifliklikleriyle, hem Irak birislam devleti olabilir, hem de Irak’›n fe-deral yap›s›nda de¤ifliklik yap›l›p Kürt-lerin otonomisi, ya da özerkli¤i s›n›rlan-d›r›labilir. K›sacas›, Kürtlerin elde ede-ce¤i haklar ba¤lam›nda da kartlar hâlâkar›lmaktad›r. ‹ç savafl›n, çat›flmalar›ntemeli varl›¤›n› koruyor. Neler olaca¤›n›ise önümüzdeki süreçte görece¤iz.

    Aç›k olan fley, iflgalcilerden, emper-yalistlerden ezilen halklara dost olun-mayaca¤› gerçe¤idir.

    5 Aral›k 2005 ✘

    31 / 2005 29

    yap›ld›¤› yönündeki itirazlar› üzerine er-teledi.

    Özellikle Sünni kesimin etkin oldu¤ubölgelerde, seçmenlerin referandumdaoy kullanmas› için gerekli olan oy san-d›klar›n›n ço¤u yerde aç›lmad›¤› yönlüitirazlar da, seçim sahtekarl›¤› yap›ld›¤›yönlü itirazlara eklendi.

    Bas›na yans›d›¤› kadar›yla, Sünnilerinetkin oldu¤u El Anbar’da 207 oy kullan-ma merkezinin 144’ü aç›lm›flt›r. Kimi di-¤er merkezlerde de Anayasaya hay›royu verecek seçmenlerin oy kullanmaimkan› ellerinden al›nd›. Irak genelinde380 kadar seçim merkezinde oy san-d›klar›n›n aç›lmad›¤› ve bunlar›n hemenhemen tümünün de Sünnilerin etkin ol-du¤u bölgelerde oldu¤u da gözönüneal›nd›¤›nda, seçim sahtekarl›¤›n›n çokaç›k oldu¤u ortadad›r.

    Oy say›m›n›n en bafltan iflgalci güç-lerin kontrolünde ve iflbirlikçileri taraf›n-dan yap›ld›¤›, belirleyici olan›n gerçek-te oy kullananlar de¤il, say›m› yapanlaroldu¤u da aç›k bir gerçektir. Bu gerçe-¤e ba¤l› olarak en baf