MiZZL Muhammed b. AhmedTeh~ibü'l-Kemdl fi esma'i'r-ricdl.Mizzl. Cemmalll'nin Kütüb-i Sitte...

2
MiZZL Muhammed b. Ahmed : Safedi. el- Vafi, ll, 170-171; a.mlf.. Nektü ' l- hi myan, Ka hire , ts. , s. 244; ibn Hacer, ed-Dü- rerü 'l-kamin e, lll, 325-326; 1, 323, 860; Suter . Di e Mat hema tiker, s. 165; Brockelmann , GAL, ll, 155-156; Suppl., ll, 156; Hed iyy e'l-' ari fi n, ll, 157; Sarton, fnt rod u c- ti on, 111/1, s. 696-697 ; D. A. King. A Sur vey of the Scientific Manuscript s in the Egyptian Na- tional Ubrary, Win ona Lake 1986, s. 63-64; 1. Fernini . A Bibli ography ofSch olars in Medieual Islam, Abu Dh a bi 1998, s. 178-179, 301-303; B. A. Rosenfeld- Ekmeleddin Math- ematicians, Astro nomers and Other Scholars of Jslamic Civili za tion, Ista nbul 2003, s. 246- 247; G. Fehervari . "An Ei ght 1 Fourteenth -Cen- tury Quadrant of the As trolabist AI-Mi zz i '' , BSOAS, XXXVI ( 1973). s. 115-117. Iii Y AVUZ UNAT Yusuf b. Abdurrahman ( ..;,-o> )1 w; .....,;...,}! ) Ebü Cemalüddin Yusuf b. Abdirrahman b. Yusuf el-Mi zzi (ö. 742/ 1341) Hadis L _j 1O Reblülahir 654'te (7 1256) Ha- lep Ben\' Kelb'in Kudaa koluna mensup için Kelb\' ve Kuda\' nisbeleriyle de muhte- melen ailesiyle birlikte giderek Mizze köyüne ve orada Henüz çocukken Ker\'m 'i di ve bir süre okuduktan sonra 67S'te ( 1276-77) hadis tahsiline Ebü'I-Abbas Ahmed b. Selam e b. ibrahim lfily etü '1-e v li y a' olmak üzere birçok eseri okudu. Hadis renimini ilerietmek için Kudüs. Humus, Hama. Ba'lebek, Mekke, Medine. Kahire. iskenderiye ve Bilb\'s gibi merkeziere gi- derek Nevev\', Hallikan. Zevav\', Ebü'l-Ferec ibn Kudame. Muham- med b. Ahmed el-Kastallan\', Ham- dan, Mahmud b. Ebu Be- kir el-Kelabazl. Ali b. Muhammed el -Yu- nin\', Dakikul'\'d ve Abdülmü ' min b. Halef ed-Dimyat\' gibi alimlerden fayda- Onlardan Kütüb-i Sitte'yi, Malik'in el-Muvatta' , Ahmed b. Han- bel'in el-Müsn ed, Taberan\"nin el-Mu'- cemü ' l-kebir , Hat\'b Ta- ri]]u Bagdad, Beyhaki'nin es-Süne'l- Kübra ve Dela'ilü 'n-nübüvve gibi eser- lerini ve pek çok hadis cüzünü okudu. Ay- Arap dilinde kendini Hadis- leri anlama, illetlerini, az keli- melerini bilme, ve uydurma olan- birbirinden özellikle ravile- rini hususunda maharet 220 hadis ilimlerinde devrinin en önemli ismi oldu. Dönemin üç önemli olan Teymiyye. Birzal\' ve Ze- heb\' ile temasta bulunup kendile- rinden onlar da Mizz\"nin ha- dis bilgisinden istifade ettiler. Gençlik Muhyiddin vah- det-i vücud savunan Afifüddin et -Tilimsan\"nin tesirinde daha sonra aniayarak bu belirtilmektedir. Teymiy- ye, el- 'A]fidetü '1- eserin- deki fikirleri fakihi ve ka- ibnü'z-Zemlekan\' gibi alimlerle 'ariler naibi ta- sorguya çekilince Mizz\' de arka- savunmak Ca- mi-i Keb\'ri'nde Buhar\"nin ljaJlsu et'a- li'l- Cehmiyye aleyhindeki ba- hisleri okuttu. Camide bulunan fakihlerinin. bu tutumuyla Mizz\"nin ken- dilerini hedef ileri sürerek onu Necmeddin Sasra ' ya yet etmeleri yüzünden Mizz\' de bir halde hapse ( 705/ 305-1 306). Durumu Teym iyye onun hapisten da üzerine tek- rar hapse kondu: bir süre sonra da serbest Mizz\"ye Hat\'b d\"nin Tari]]u için de eziyet (Mizzl, gi- I, 21 ). Mizz\', 718'de 3 18) en bü- yük darülhadisi olan getirildi ve ölümüne kadar bu görevini sürdürdü. Kendisinden sonra yerine ge- çen talebesi es-Sübk \' , fiyye Darülhadisi'ne Mizz\"den daha alim bir kimsenin söyler. Bu Darülhadisi'ndeki vazi- fesini talebesi hadis Ala\"ye devre- den Mizz\' bir talebesi ve Birzal\" nin üzerine Nuri yye Darülha- disi'nde ders vermeye ( 739/ 3 38- 39). bu görevi de ölümüne kadar devam etti. Elli fazla bir süre hadis rivayet etti, kendi eserlerinden ve all rivayetle- rinden Bu]]ari, Ahmed b. Hanbel'in el-Müsned'i, Taberan\"nin el- Mu'c e'1-kebir'i , Beyhaki'nin Dela'i- lü'n-nübüvve' si gibi eserleri birçok de- fa okuttu. Bir müddet hadis imla meclis- Ierinde talebelerine hadis Seyyidünnas. Abdülhad\', ibn Kayyim el-Cevziyye, es- Sübki. Ebü'l-Mehasin el-Hüseynl. tay b. ibn Müflih, Taeed- din es-Sübk\', Ebü'l-Fida Kes\'r, Rafi', Abdülber es-Sübkl. ibn Cabir. Berdis. Burhaneddin Cemaa gibi etti. ve ömer b. Reslan el-Bulkin\' de ondan icazet 12 Safer 742'de (28 Temmuz 1341 ) vebaya yakalanan Mizz\' birkaç gün içinde vefat etti. Cenaze es-Sübki sonra Mekabirü 's-Sufiyye'de ibn Teymiyye'nin kabrinin defnedil di. Güzel ahlaki , zahidane ve müte- vazi Mizz\"nin Selef yo- lunu aile fertleri- nin özen söz Kur' an olan da pek çok Kur'an alim lu Abdurrahman b. Yusuf ei-Mizzl'nin ( ö. 749/ 348 el- '1-gara'ib eserinin günümüze (Da'l- kütübi 'z -Za hiri yye, Mecm ua, nr. 22, müel- lif Ebü'l-Fida Kes\'r 'in de Mizzl'- nin Zeynep bilinmek- tedir. ibn Teymiyye, Mizzl'nin hem dirayetü'l- had\'s hem rivayetü'l-had\'s ilimierindeki içlerinde nü's-Salah Ebu el- Makdis\' ve Nevevi gibi muhaddislerin de Darülhadisi en uygun alimin Mizz\' Kendisiyle 690 ( 129 1) Seyyidünnas onun bütün üs- tün ravilerin onun kadar mükemmel bilen birini ni, Arap dili da otorite Mizz\"nin mdl'i üzerinde ikmal ve ihtisar türünden dört yapan Zeheb\' de üstün özelliklerine ondan güçlü bir hadis hadis ilmi ve ricali konusunda herkesten ileri ve kendisinin problemlerini de onun çok güzel ve düz- gün bir sahip söyle- ( IV, 1498 ). Es erleri. 1. feti'l-etrdi. Sahabe. tabi\'n ve tebeu't-ta- bi\'ne ait 1391 müsnedde mevcut 19.626 hadisin ele eser K ütüb-i Sitte ile Ebu Davud'un eJ-Merdsil'ini , Tirmizi'nin eserini, Nesa\"- nin 'Amelü'l -yevm ve 'l-l eyl e'sini de ih- tiva etmektedir. Hacer el-Askalan\', tashih ve eseri ikmal mak- en-N üke '? -:p raf kaleme her iki eser Abdüssamed bir arada (I-XIV, Bombay 1965 -1 966). 2.

Transcript of MiZZL Muhammed b. AhmedTeh~ibü'l-Kemdl fi esma'i'r-ricdl.Mizzl. Cemmalll'nin Kütüb-i Sitte...

Page 1: MiZZL Muhammed b. AhmedTeh~ibü'l-Kemdl fi esma'i'r-ricdl.Mizzl. Cemmalll'nin Kütüb-i Sitte ravileri hak kındaki el-Kemal'ini tashih ve yeniden tertip etmek. ona Buharl'nin eş-ŞaJ:ıiJ:z

MiZZL Muhammed b. Ahmed

BİBLİYOGRAFYA :

Safedi. el-Vafi, ll , 170-171; a.mlf .. Nektü 'l­h imyan, Kahire, ts. , s . 244; ibn Hacer, ed-Dü­rerü 'l-kamine, lll , 325-326; Keşfü '?-?Unün, 1, 323 , 860; Suter. Die Mathematiker, s. 165; Brockelmann, GAL, ll, 155-156; Suppl., ll , 156; Hediyy etü ' l-'arifin, ll , 157; Sarton, fntrod uc­tion, 111/1, s. 696-697 ; D. A. King. A Survey of the Scientific Manuscripts in the Egyptian Na­tional Ubrary, Winona Lake 1986, s. 63-64 ; 1. Fernini. A Bibliography ofScholars in Medieual Islam, Abu Dhabi 1998, s. 178-179, 301-303; B. A. Rosenfeld- Ekmeleddin lhsanoğlu . Math­ematicians, Astronomers and Other Scholars of Jslamic Civiliza tion, Istanbul 2003 , s. 246-247; G. Fehervari. "An Eight 1 Fourteenth -Cen­tury Quadrant of the Astrolabist AI-Mizzi '' , BSOAS, XXXVI (1973). s . 115- 117.

Iii YAVUZ UNAT

ı ı MİZZİ, Yusuf b . Abdurrahman

( ~j.o.J I ..;,-o> )1 ~ w; .....,;...,}! )

Ebü ' 1-Hacdıc Cemalüddin Yusuf b. Abdirrahman b. Yusuf el-Mizzi

(ö. 742/ 1341)

Hadis hiifızı . L _j

1 O Reblülahir 654'te (7 Mayı s 1256) Ha­lep civarında doğdu . Ben\' Kelb'in Kudaa koluna mensup olduğu için Kelb\' ve Kuda\' nisbeleriyle de anılır. Küçükyaşta muhte­melen ailesiyle birlikte Dımaşk'a giderek Mizze köyüne yerleşti ve orada yetişti. Henüz çocukken Kur'an-ı Ker\'m'i öğren­di ve bir süre Şafii fıkhı okuduktan sonra 67S'te ( 1276- 77 ) hadis tahsiline başladı. Ebü'I-Abbas Ahmed b. Selam e b. ibrahim ed-Dımaşki'den lfily etü '1-evliya' başta olmak üzere birçok eseri okudu. Hadis öğ­renimini ilerietmek için Kudüs. Humus, Hama. Ba'lebek, Mekke, Medine. Kahire. iskenderiye ve Bilb\'s gibi merkeziere gi­derek Nevev\', İbnü 's-Sabun\', İbn Hallikan. Zevav\', Ebü'l-Ferec ibn Kudame. Muham­med b . Ahmed el-Kastallan\', İbn Ham­dan, İbnü'I-Münecca . Mahmud b. Ebu Be­kir el-Kelabazl. Ali b. Muhammed el-Yu­nin\', İbn Dakikul'\'d ve Abdülmü 'min b. Halef ed-Dimyat\' gibi alimlerden fayda­landı. Onlardan Kütüb-i Sitte'yi, İmam Malik'in el-Muvatta', Ahmed b. Han­bel'in el-Müsned, Taberan\"nin el-Mu'­cemü 'l-kebir, Hat\'b el-Bağdad\"nin Ta­ri]]u Bagdad, Beyhaki'nin es-Sünenü 'l­Kübra ve Dela'ilü 'n-nübüvve gibi eser­lerini ve pek çok hadis cüzünü okudu. Ay­rıca Arap dilinde kendini yetiştirdi. Hadis­leri anlama, illetlerini, az kullanılan keli­melerini bilme, sağlam ve uydurma olan­larını birbirinden ayırma. özellikle ravile­rini tanıma hususunda maharet kazandı ,

220

hadis ilimlerinde devrinin en önemli ismi oldu . Dönemin üç önemli şahs iyeti olan Takıyyüddin İbn Teymiyye. Birzal\' ve Ze­heb\' ile yakın temasta bulunup kendile­rinden faydalandı , onlar da Mizz\"nin ha­dis bilgisinden istifade ettiler. Gençlik yıl­larında Muhyiddin İbnü 'l-Arab\"nin vah­det-i vücud görüşünü savunan Afifüddin et-Tilimsan\"nin tesirinde kaldığı , daha sonra yanıldığını aniayarak bu görüşleri terkettiği belirtilmektedir. İbn Teymiy­ye, el- 'A]fidetü '1-Vasıtıyye adlı eserin­deki fikirleri dolayısıyla Şafii fakihi ve ka­dılkudat ibnü'z-Zemlekan\' gibi alimlerle yaptığı şiddetli tartışmalar dolayısıyla Eş­

' ariler tarafından suçlanıp Şam naibi ta­rafından sorguya çekilince Mizz\' de arka­daşını savunmak maksadıyla Dımaşk Ca­mi-i Keb\'ri'nde Buhar\"nin ljaJlsu et'a­li'l- 'ibdd'ından Cehmiyye aleyhindeki ba­hisleri okuttu. Camide bulunan bazı Şafii fakihlerinin. bu tutumuyla Mizz\"nin ken­dilerini hedef aldığını ileri sürerek onu Şafii kadısı Necmeddin İbn Sasra'ya şika­yet etmeleri yüzünden Mizz\' de bir Şafii olduğu halde hapse atıldı ( 705/ ı 305-1 306).

Durumu öğrenen İbn Teymiyye kadıyla tartışıp onun hapisten çıkarılmasını sağ­ladıysa da İbn Sasra'nın ısrarı üzerine tek­rar hapse kondu : kısa bir süre sonra da serbest bırakıldı ; Mizz\"ye Hat\'b el-Bağda­d\"nin Tari ]]u Bagddd'ını okuttuğu için de eziyet edilmiştir (Mizzl, n eş reden in gi­r i ş i , I, 21 ).

Mizz\', 718'de (ı 3 18) Dımaşk' ın en bü­yük darülhadisi olan Eşrefiyye' nin başına

getirildi ve ölümüne kadar bu görevini sürdürdü. Kendisinden sonra yerine ge­çen talebesi Takıyyüddin es-Sübk\', Eşre­fiyye Darülhadisi'ne Mizz\"den daha alim bir kimsenin girmediğini söyler. Bu sırada Hımsiyye Darülhadisi'ndeki hocalık vazi­fesini talebesi hadis hafızı Ala\"ye devre­den Mizz\' bir diğer talebesi ve arkadaşı Birzal\"nin vefatı üzerine Nuriyye Darülha­disi'nde ders vermeye başladı ( 739/ ı 3 38-

39). bu görevi de ölümüne kadar devam etti. Elli yıldan fazla bir süre hadis rivayet etti, kendi eserlerinden ve all rivayetle­rinden başka ŞaJ:ıiJ:ı-i Bu]]ari, Ahmed b. Hanbel'in el-Müsned'i , Taberan\"nin el­Mu'cemü '1-kebir'i , Beyhaki'nin Dela'i­lü'n-nübüvve'si gibi eserleri birçok de­fa okuttu. Bir müddet hadis imla meclis­Ierinde talebelerine hadis yazdırdı. İbn Seyyidünnas. Şemseddin İbn Abdülhad\', ibn Kayyim el-Cevziyye, Takıyyüddin es­Sübki. Ebü'l-Mehasin el-Hüseynl. Moğul­tay b. Kılıç. Şemseddin ibn Müflih, Taeed­din es-Sübk\', Ebü 'l-Fida İbn Kes\'r, İbn

Rafi ' , İbn Abdülber es-Sübkl. ibn Cabir. İbn Berdis. Burhaneddin İbn Cemaa gibi şahsiyetlere hocalık etti. ibnü 'l-Mülakkın ve ömer b. Reslan el-Bulkin\' de ondan icazet aldılar.

12 Safer 742'de (28 Temmuz 1341 ) Dı­

maşk'ta vebaya yakalanan Mizz\' birkaç gün içinde vefat etti. Cenaze namazını Takıyyüddin es-Sübki kıldırdıktan sonra Mekabirü 's-Sufiyye'de ibn Teymiyye'nin kabrinin yakınına batı tarafına defnedil di. Güzel ahlaki , zahidane yaşantısı ve müte­vazi kişiliğiyle tanınan Mizz\"nin Selef yo­lunu önemsediği belirtilmiş . aile fertleri­nin eğitimine özen gösterdiğinden söz edilmiştir. Kur'an hafızı olan hanımının da pek çok kadına Kur'an okuttuğu. alim oğ­lu Abdurrahman b. Yusuf ei-Mizzl'nin ( ö. 7 49/ ı 348 ı el-EJ:ıddi§ü 'ş-şıf:ıdf:ıu '1-gara'ib adlı eserinin günümüze ulaştığı (Darü ' l­kütübi 'z-Zahiriyye, Mecmua, nr. 22, müel­lif hattı). Ebü'l-Fida İbn Kes\'r'in de Mizzl'­nin Zeynep adlı kızıyla evlendiği bilinmek­tedir.

ibn Teymiyye, Mizzl'nin hem dirayetü'l­had\'s hem rivayetü'l-had\'s ilimierindeki üstünlüğüne işaret etmiş , içlerinde İb­nü's-Salah eş-Şehrezurl. Ebu Şame el­Makdis\' ve Nevevi gibi muhaddislerin de bulunduğu Eşrefiyye Darülhadisi şeyhleri arasında vakıfın şartına en uygun alimin Mizz\' olduğunu söylemiştir. Kendisiyle 690 ( 1291) yılında Dımaşk'ta görüşen İbn Seyyidünnas onun bütün akranından üs­tün olduğunu. ravilerin biyografısini onun kadar mükemmel bilen birini görmediği­

ni, Arap dili sahasında da otorite sayıldı­ğını belirtmiştir. Mizz\"nin Teh~ibü 'l-Ke­

mdl'i üzerinde ikmal ve ihtisar türünden dört çalışma yapan Zeheb\' de hocasının üstün özelliklerine işaret etmiş, ondan güçlü bir hadis hafızı görmediğini, hadis ilmi ve ricali konusunda herkesten ileri olduğunu ve kendisinin problemlerini de onun çözdüğünü , ayrıca çok güzel ve düz­gün bir yazıya sahip bulunduğunu söyle­miştir ( Te?kiretü 'l-/:ıuff~. IV, 1498 ).

Eser leri. 1. TuJ:ıfetü '/-eşrii.f* bi~ma'ri­feti'l-etrdi. Sahabe. tabi\'n ve tebeu't-ta­bi\'ne ait 1391 müsnedde mevcut 19.626 hadisin ele alındığı eser Kütüb-i Sitte ile Ebu Davud'un eJ-Merdsil'ini , Tirmizi'nin eş-Şema'ilü'n-nebi adlı eserini, Nesa\"­nin 'Amelü'l-yevm ve'l-leyl e'sini de ih­tiva etmektedir. İ bn Hacer el-Askalan\', bazı hataları tashih ve eseri ikmal mak­sadıyla en-N üketü '? -:praf 'ale 'l-Etraf'ı

kaleme almış . her iki eser Abdüssamed Şerefeddin tarafından bir arada yayım­lanmıştır (I-XIV, Bombay 1965 -1 966 ) . 2.

Page 2: MiZZL Muhammed b. AhmedTeh~ibü'l-Kemdl fi esma'i'r-ricdl.Mizzl. Cemmalll'nin Kütüb-i Sitte ravileri hak kındaki el-Kemal'ini tashih ve yeniden tertip etmek. ona Buharl'nin eş-ŞaJ:ıiJ:z

Teh~ibü'l-Kemdl fi esma'i'r-ricdl. Mizzl. Cemmalll'nin Kütüb-i Sitte ravileri hak­kındaki el-Kemal'ini tashih ve yeniden tertip etmek. ona Buharl'nin eş-ŞaJ:ıiJ:z dışındaki beş, Ebu Davüd'un es-Sünen dışındaki yedi, N esai'nin es-Sünen dışın­daki dört kitabında geçen 1 700'den fazla ravinin biyografisini eklemek istemiş, se­kiz yıl süren bir çalışma sonunda el-Ke­mal'i üç misli genişleterek eserini ta­mamlamıştır. Mizzl'nin talebelerinden bazı muhaddisler kitabı ihtisar ve tehzip etmiş. bunlardan Zeheb! eser üzerinde Te~hibü't-Teh~ib, el-Kdşif ii ma'rifeti men lehli rivaye fi'l-Kütübi's-Sitte, el­Mücerred min Teh~ibi'l-Kemal ve el­Mu~teçlab min Teh~ibi'l-Kemdl adlı dört çalışma yapmıştır. Ebü'I-Mehasin ei­Hüseyn! ve M oğultay b. Kılıç'ın eser üze­rindeki hacimli çalışmaları da önemlidir (bk el-KEMAL) Teh~ibü'l-Kemal'i Beş­

şar Awad Ma'rüf yayımiarnıştır (1-XXXV, Beyrut 1402-141 3/1982- 1992) .

Mizz! ayrıca İbnü's-Salah eş-Şehrezü­rl'nin yazdıktan sonra temize çekmeye fırsat bulamadığı, ardından Nevevi'nin bazı biyografiler ekleyerek ihtisar etmeye başladığı. fakat onun da ikmal edemediği Taba~i'itü '1-fu]fahd'i' ş-Şafi'iyye 'sini ta­mamlamıştır. Mizzl'nin bunlardan başka Emdli'si, bazı alimierin eserlerinden seç­tiği all rivayetlerden oluşan cüzleri. ibn Ebü'd-Dünya'nın hocalarının adlarını ih­tiva eden bir eseri (Zeheb!, A'Uimü'n-nü­bela' , X III, 397; ibn Hacer, el-Mecma'u '1-

mü'esses, ll , 218, 35 7) ve Darekutnl'nin es-Sünen'ini kendisinden okuyanların ad­larını içeren bir cüzü de vardır (Eibanl. s. 407).

BİBLİYOGRAFYA :

Mizzi, Teh~lb ü 'I-Kema l, neşredenin girişi, I, 13-36; ibn Abdülhadi. 'Uiema'ü '1-f:ıadlş, ıv, 275-

279; Zehebi, Te~kiretü'l-f:ıuf{ii?, IV, 1498-1500; a.mlf., ei-Mu'cemü '1-mu/] taş bi'l-muf:ıaddişln ınşr. M. Hablb el-Hile). Tiiif 1408/1988, s. 299-300; a.mlf .. A'lamü 'n-nübela', XIII, 397; Kütübi. Feuatü '1-Ve{eyat, IV, 353-355; Sübki. Taba~at ıranahi), X, 395-430; ibn Kesir. ei-Bidaye, XIV, 191-192; ibn Kadi Şühbe. Taba~atü 'ş-Şafi'iyye, lll , 74-76; ibn Hacer, ed-Dürerü'l-kamine, IV, 457-461; a.mlf., ei-Mecma'u'l-mü'esses li'I-Mu'­cemi'l-müfehres ınşr. Yusuf Abdurrahman ei­Mar'aşlil. Beyrut 1415/1994, ll, 218, 357; Nu­aymi, ed-Daris fi tarll]i'l-medaris ınşr. Ca'fer ei­Ha senil. Dımaşk 1367/1948, I, 35, 97 -98; ayrıca bk. indeks; Kettan i, er-Risaletü 'l-müstetra{e ı öz­bek). s. 103, 31 O, 350, 370, 371, 420; Brockel­mann. GAL, II, 75-76; Suppl., ll , 66-67; Elbani, Ma/]tCıtat, s. 406-407 ; G. H. A. Juynboll. "al­Mizzi", E/2 i Fr.l. VII, 213-214; M. Yaşar Kande­mir, "Etraf", DİA, Xl, 499.

!il M. YAŞAR KANDEMİR

ı MO DAVA

ı

Romanya' da tarihi bir kale

L ve idari bölge.

_j

Romanya ' nın Sırbistan sınırına çok ya­kın bir kesiminde Tuna nehrinin sol kıyı­sında bulunur. Osmanlı döneminde Tı­mışvar (Timişoara) beylerbeyiliğine bağlı

bir sancak ve kaza merkeziydi. Romanya topraklarında tek Osmanlı darphanesi de burada yer alıyordu. Modava ismi Batı kaynaklarında geçmez. Burası Osmanlı belgelerine göre istanbul'dan on sekiz günlük mesafede Banat'ta. Caraş-Seve­rin ilinde bugünkü Maldava Veche'nin ye­rinde bulunuyordu. Maldava Veche'nin ci­varındaki dağlara Sırplar Mudava, Ro­menler ise Muntii Mudavei derler. Ayrıca Romenler Mudavayanında Mudaua şek­lini de kullanırlar. Türkler ise burayı Mo­dava (Mudova) diye andılar. Maldava Veche bugün Romanya-Sırbistan sınırında yer almaktadır.

Modava madeninin ihyas ı ile ilgili bir belge IBA. MD, nr. lll , s. 109. hk. 279)

MO DAVA

Modava bölgesi Tuna nehrinin kontro­lü açısından stratejik öneme sahipti. Çok tehlikeli olan Demirkapı (Romence Porti­le de Fier. Sırpça Derdap, Osmanlı belgele­rinde Gerdap) dar geçidinden önceki nor­mal gemi ulaşımı için Modava (Moldova Veche) en son noktaydı . Modava'nın kar­şısında Sırbistan'da veTuna'nın diğer kıyı­

sında Güvercinlik (Golubac) Kalesi bulunu­yordu. Osmanlılar 927'de (ı 52 ı ı Belgrad'ı

alıp ertesi yıl Modava yakınındaki Orşova Kalesi'ni zaptettiler. Modava'nın bu sıra­da Osmanlılar'ın eline geçip geçmediği bilinmemektedir. Burası muhtemelen Tı­mışvar Sanatı ' nın 9S9'da ( ı 552) fethinin ardından tam olarak Osmanlı kontrolüne girmiştir. Modava'nın Fatih Sultan Meh­med tarafından alındığı görüşü ise yan­lıştır.

Tımışvar Sanatı'nın fethi, 948 ( 1541) yılında Rumeli Beylerbeyi Sokullu Meh­med Paşa'nın kumandası altında başla­yıp 959'da (ı 552) ikinci vezir ve serdar Ah­med Paşa'nın kumandası altında tamam­lanmıştır. Bir aylık muhasaradan sonra 4 Şaban 959'da (26 Temmuz ı 552) Tımış­

var'ın ele geçirilmesinin ardından bu böl­gede Modava sancağı oluşturulmuştur. Modava sancağı eski Macar "Haram" Kontluğu'nun yerinde kurulmuştur (Ha­lasi-Kun, IX !1984!. s. 27-89). Modava, kendisiyle aynı adı taşıyan hem sancağın hem kazanın (nahiye) merkezi durumun­daydı . 966 (1559) ve 980 (1572) yıllarına ait Osmanlı belgelerinde "Modava barka­nı"ndan bahsedilmesi (BA, MD, nr. lll. s. I 09, h k. 279; nr. XIX, s. 199) buranın asker! bir istihkam özelliği gösterdiğine işaret eder. Nitekim 1559'da Modava Kalesi diz­darlığına bir tayin yapıldığı hakkında ka­yıtlara rastlanmaktadır. Hacı Mehmed adlı bu dizdar. "kendi akçesiyle Modova nam madenin ihyasına kadir olduğu" ge­rekçesiyle tayin edilmişti (BA, MD, nr. lll,

s. ı 09, h k. 289) 987 (1579) tarihli mufas­sal deftere göre Modava Kalesi'nde ve va­roşunda otuz üç müslüman sivil hanesi ya­nında otuz sekiz azeb, yirmi iki martalos ve on hane hıristiyan mevcuttu ( Halasi­Ku n, IX 1 I 9841. s. 30-3 I , 62- 65) Bu rakam­lara göre Modava'da 500-600 kişi yaşıyor­du. Bu durum Modava'nın madenci ka­sabası olarak Türk nüfusunca iskan edil­diğini gösterir. Kasabanın önemi burada oluşturulan darphane ile daha da arttı .

Nitekim Kanuni Sultan Süleyman'ın 1566'­daki Sigetvar seferi hazırlıkları sırasında Tu na kıyısında olan ve cep h eye yakın bu­lunan Modava'da geçici bir darphane kur­ma kararı alınmıştı. Böylece işletmeye açılan Modava Darphanesi'nin 980'de

221