AB#TÜRKİYEARASINDA+GÜMRÜKBİRLİĞİ’NİN+GÜNCELLENMESİ:++ … · 2019-09-19 · ticaret...
Transcript of AB#TÜRKİYEARASINDA+GÜMRÜKBİRLİĞİ’NİN+GÜNCELLENMESİ:++ … · 2019-09-19 · ticaret...
GPoT PB No. 59 | 1
AB-‐TÜRKİYE ARASINDA GÜMRÜK BİRLİĞİ’NİN GÜNCELLENMESİ: FIRSATLAR VE SORUNLAR Dr. Ahmet Cemal ERTÜRK1
Giriş
AB-‐Türkiye ilişkilerinde geride kalan 55 yıl içerisinde birçok iniş ve çıkış gözlemlenmiş, bazen en üst seviyeye varan ortaklık ilişkisi, en uzlaşılmaz noktaları da görmüştür. Fakat geçtiğimiz on yıl boyunca her geçen gün gerileyen üyelik perspektifi, artık 1963 yılında temelleri atılmış bu birlikteliğin sonuna gelindiği yönündeki şüpheleri de gündeme taşımıştır. Bugün, hem AB’nin içinde yaşadığı ekonomik ve siyasi sorunlar hem de Türkiye’nin AB’yi artık eskisi kadar önemli bir çekim merkezi olarak görmemesi bunu tetikleyen unsurlar olarak öne çıkmaktadır. Siyasi anlamda Kıbrıs gibi önemli bir sorun halen çözüm beklerken, Avrupa’da yükselen aşırı sağ ile birlikte Türkiye’nin sosyal alanlarda entegrasyonu gündeme dahi gelmemektedir. Sonuç olarak ekonomi alanındaki ilişkiler, halen iki tarafın da çıkarına olan tek alan olarak kalmıştır. Aslında Türkiye’nin AB macerası bir bütün olarak ele alındığında, ticari ilişkiler en başarılı alan olarak gösterilebilir. Türkiye’nin üyeliğe giden yolda ilk ödevi olan Gümrük Birliği daha 1963 Ankara Antlaşması’nda öngörülmüş ve yine sancılı aşamalardan geçmesine rağmen 1996 yılında hayata geçmiştir. Yalnızca sanayi ürünleri üzerinde kısıtlanmış ve Türkiye’yi karar alma sürecinde yok sayan bir mekanizma geliştirmiş olmasına karşın, Gümrük Birliği kararı hem Türkiye ekonomisine katkıda bulunmuş hem de tam üyelik için ekonomik entegrasyonu başlatmıştır. Aradan geçen yirmi yıldan fazla zamanda ise her iki tarafın da pazar alanı gelişmiş, dünya ticaretindeki payları artmış ve de önemli iki oyuncu haline gelmişlerdir. Bu noktada ise eski kararın güncellenmemesi, günümüz fırsatlarına karşı iki tarafın hamle gücünü köreltmiştir. Gümrük Birliği kararının güncellenmesi an itibariyle bir hayli kırılgan olan iki ekonomiye de ivme kazandırabilir. Fakat olası güncelleme kararı önemli fırsatları gündeme getirse de bu, ikili ilişkilerdeki sorunlardan azade değildir.
1 Dr. Ahmet Cemal Ertürk, İstanbul Kültür Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümünde Öğretim Görevlisi olarak çalışmaktadır. Doktorasını, 2018 yılında Marmara Üniversitesi Avrupa Birliği Enstitüsünde "Turkey's Alignment to European Union's Transport Policy: Revisiting the Integration Theories" başlıklı teziyle tamamlamıştır.
POLICY BRIEF NO.59 December 2018
Along with other politicized elements of the EU-‐Turkey relations, the debate over the Customs Union modernization is also ready to start another political struggle between the sides. This study aims to briefly analyze this proposed modernization of the Customs Union from different viewpoints. In this regard, the research will be based on the historical background of the current deal, main elements of the modernization and future projections towards its advantages and challenges. The conceptual framework of the proposed modernization will be investigated through the idea of “differentiated integration”.
GLO
BAL PO
LITICA
L TR
ENDS CE
NTE
R
GPoT PB No. 59 | 2
Bu çalışmada, Gümrük Birliği’nin güncellenmesinin yaratacağı fırsatlar, çözmeye çalışacağı sorunlar, tarafların istekleri, talepleri ve en önemlisi de teklifin siyasi alanda yarattığı yankı kısaca ele alınacaktır. Gümrük Birliği kararı ne ifade ediyordu?
Olası bir güncellemenin neleri içereceği sorusundan önce, yaklaşık 22 yıl önce temelleri atılan ve günümüze kadar etkisini sürdürmekte olan 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi kararının neleri kapsadığı tekrar hatırlanmalıdır. Gümrük Birliği kararı aslında Ankara Antlaşması ile temeli atılmış ilişkilerin artık tam üyelik perspektifi öncesi son döneme girdiğini müjdeliyordu. 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi kararına göre artık hem antlaşmaya hem de geçiş dönemlerini düzenleyen Katma Protokole istinaden iki taraf da belirtilen karşılıklı yükümlülükleri tamamlamış oluyordu (Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı, 2018). Peki Gümrük Birliği neleri kapsıyordu? Ana başlıklar üzerinden özetlemek gerekirse varılan mutabakat içerisinde malların serbest dolaşımının sağlanması, gümrük vergilerinin ve ticarette miktar kısıtlamalarının kaldırılması gibi (Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı, 2018), kağıt üzerinde iki tarafın da yararına düşünülebilecek öğeler içermekteydi. Fakat bu noktada serbest dolaşıma açık olan malların sadece sanayi malları olduğunun, tarım ürünlerinin bunun dışında bırakıldığının ve sadece işlenmiş tarım ürünlerinin Gümrük Birliği’ne tabi olduğunun da altını çizmek gerekir. Gümrük Birliği’ni yalnızca malların serbest dolaşımı şeklinde algılamak ise doğru değildir. Yapılan antlaşma aynı zamanda Türkiye’nin AB’ye ekonomik entegrasyonunun da önemli bir parçasıdır. Halen Dışişleri Bakanlığı’na bağlı olarak hizmet veren Avrupa Birliği Başkanlığı (2018), kararı Türkiye’nin AB’ye entegrasyonu açısından son halka olarak tanımlamıştır. Fakat ilerleyen süreç doğal olarak bütünleşme sürecinin daha dinamik, zor ve tartışmalı olacağını da göstermiştir. Yine de Gümrük Birliği’nin ticarette haksız rekabet sağlayabilecek bütün unsurların ortadan kaldırılmasını sağladığını, AB’nin rekabet politikasına tam uyumu gerçekleştirdiğini, sanayi ürünlerinin ticaretindeki teknik engelleri bitirdiğini düşünürsek, ekonomik entegrasyon için önemli bir yol kat edildiği de söylenebilir (T.C. Dışişleri Bakanlığı Avrupa Birliği Başkanlığı, 2018). Ancak Gümrük Birliği kararı üzerinde bir fayda-‐maliyet analizi yapıldığında ve söz konusu kararın bugün hangi aşamada olduğuna bakıldığında, parçalı bir durum ortaya çıkmaktadır. Bir diğer ifadeyle kararın Türkiye’ye hem faydası hem de zararı olmuştur. Avantajlı kısımlar ile başlayacak olursak Gümrük Birliği sonucunda Türkiye’nin AB ile olan ticaret dengesi Türkiye’nin lehine olacak şekilde gelişmiş ve toplam dış ticaret verilerine de yansımak suretiyle artış meydana gelmiştir (ATSO, 2010). Kararın 10.yılı olan 2005’te 75 milyar dolara yakın bir yıllık ihracat hacmi ortaya çıkmıştır (Bilici, 2006).
GLO
BAL PO
LITICA
L TR
ENDS CE
NTE
R
GPoT PB No. 59 | 3
Bunun haricinde yine AB ülkeleri ile Türkiye’nin arasında bulunan dış ticaret açığı da Türkiye’nin lehine olumlu gelişme göstermiştir (ATSO, 2010). Avrupa Birliği’nin Türkiye temsilcisi olarak görev yapan AB Türkiye Delegasyonu da (2018a) faydalardan bahsederken karşılıklı ticaret ve yatırımın büyümesini ve Türkiye’nin müktesebata uyumunun kolaylaşmasını ön plana çıkarmıştır. Öte yandan, Gümrük Birliği kararının en büyük zararlarından biri ise Türkiye’nin daha AB üyesi olmadan böyle bir antlaşmaya girmesi ve bunun doğal sonucu olarak karar verme mekanizmasında yer almamasının yarattığı verimsizliktir (Hobikoğlu, 2007). Bu anlamda AB’nin üçüncü ülkeler ile yaptığı ticaret antlaşmalarına Türkiye’nin uyumunun şart koşulması esasında birçok sorunu da beraberinde getirmiş ve Türkiye, söz konusu antlaşmaları kendi tonunu yansıtamadan kabul etmek durumunda kalmıştır. Gümrük Birliği kararının neden güncellenmesi gerekir?
Entegrasyon, dinamik ve sürekli kendisini yenileyen bir süreçtir. Söz konusu AB’ye entegrasyon olunca bunun üzerine bir de ülkelerin farklı uyum ve reform performansları da eklenmektedir. Böylesine değişkenliğin olduğu bir dönemde ise yirmi yıldan fazla zamandır uygulanan kuralların da artık eskidiğini ve günümüz şartlarına göre yenilenmesi gerektiğini tahmin etmek zor değildir. AB ve Türkiye arasında kurulan Gümrük Birliği de bu yenilenme ihtiyacına iyi bir örnek teşkil etmektedir. Türkiye son yirmi yılda ekonomi alanında önemli yatırımlar yapmış, gelişmeler kaydetmiştir. Bunun haricinde artık AB’nin ekonomi politikalarına uyumu da yirmi yıl öncesinden çok farklıdır. Sonuç olarak, Türkiye’nin en büyük dış ticaret partnerinin AB olduğunu düşünürsek, gelişmelere rağmen yirmi yıl öncesinin kurallarında sabit kalmış bir kararın yarattığı ve yaratacağı verimsizlikleri de tespit etmek gerekir. Güncelleme konusunda AB ve Türkiye tarafının neden böyle bir yeniliğe ihtiyaç olduğu hususundaki düşünceleri pek farklı değildir. Konu üzerine birinci derecede yetkili olan Ticaret Bakanlığı yukarıda anlatılan yenilik gerekçelerini şu ana kadar yaratılan verimsizlikler üzerinden değerlendirmiştir. Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı (2018a) yaptığı analizde, eski kararın sadece tam üyeliğe giden yolda bir geçiş dönemi olması gerektiğini fakat müzakerelerin beklenenden fazla uzaması ile birlikte artık sistemik sorunlar yaratmaya başladığının altını çizmiştir. Bu sistemik sorunlar içerisinde karayolu kotaları sorunu ve AB’nin üçüncü ülkeler ile yaptığı Serbest Ticaret Antlaşmalarının üstlenilmesinde yaşanan güçlükler ön plana çıkmaktadır (Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı, 2018a). Artık AB ile ticari ve ekonomik ilişkileri sanayi ürünleri dışındaki tarım, kamu alımları, hizmetler ve e-‐ticaret gibi alanlar üzerinden yeniden tanımlamak ve AB’nin ABD ile yapmaya hazırlandığı Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) gibi antlaşmalardan Türkiye’nin istifade etmesi için eski kararın hükümleri yetersiz görülmektedir (Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı, 2018a). Kısacası, Gümrük Birliği günümüz koşullarına aykırı bir şekilde çağdışı bir yöntem üzerinden hareket etmektedir (Göçmen, 2016: 87).
GLO
BAL PO
LITICA
L TR
ENDS CE
NTE
R
GPoT PB No. 59 | 4
Günümüzde AB birçok ülke ile sadece serbest ticaret antlaşmaları üzerinden tarım, hizmet ve kamu alımları ortaklıkları gerçekleştirirken, Türkiye ile arasında Gümrük Birliği antlaşması olmasına rağmen bu sorunu çözüme kavuşturamamaktadır (Göçmen, 2016: 87). Ancak AB, Türkiye’nin güncelleme taleplerini haklı bulmaktadır. Türkiye’de bulunan AB Türkiye Delegasyonunun (2018b) yayınladığı açıklamada Gümrük Birliği’nin bugüne kadar ekonomik bütünleşme temelinde yaptıklarına atıfta bulunsa da birliğin artık güncelliğini yitirdiğini kabul etmiştir. Geçtiğimiz yirmi yıl içerisinde küresel ticaretteki artış, AB’nin Doğu pazarına olan ilgisi ve Gümrük Birliği’nin kapsadığı alanlar içerisindeki değişiklikler ele alındığında AB’nin Türkiye gibi gelişmekte olan bir ekonomiye kayıtsız kalması olanaksız hale gelmiştir (AB Türkiye Delegasyonu, 2018b). Bu bağlamda AB tarafının da ilk dikkatini çeken nokta artık yeni bir kararın ve yapının sanayi harici ürünleri de kapsayacak şekilde yapılması, daha derinlikli ve rekabetçi bir yapının ön plana çıkarılması ve daha iddialı bir ticaretin gelişmesidir (AB Türkiye Delegasyonu, 2018b). Yine yenilenme ihtiyacına yönelik olarak AB tarafı, Türkiye’nin ekonomik entegrasyonunu büyütmeye yönelik hamleler yapmasını daha da kolaylaştıracak bir güncelleme düşünmektedir. AB Türkiye Delegasyonu (2018b) yakın zamanda üçüncü ülkeler ile yapılacak yeni serbest ticaret antlaşmalarına atıf yaparak Türkiye’yi bu anlamda bir aktör haline getirmeyi, reformlara odaklamayı ve entegrasyon potansiyelini arttırmayı hedeflemektedir. Güncelleme neleri kapsayacak, taraflar ne istiyor?
Alınacak potansiyel bir güncelleme kararının tam olarak neyi kapsayacağı ve ne zaman gerçekleşeceği tam olarak belli olmasa da, hem Avrupa Komisyonu hem de Türkiye’de faaliyet gösteren ticaret odaları tarafından yapılan etki analizleri bu anlamda yol gösterici niteliktedir. Öncelikle Avrupa Komisyonu (2015) tarafından bir öneri mahiyetindeki etki analizinde, eski kararın sadece sanayi ürünleri üzerine olmasının dezavantajları ve Türkiye’yi yeni yapılacak ekonomi anlaşmalarının bir parçası kılarak bütünleşmesine katkıda bulunmak gibi konular ön plana çıkmıştır. Buna benzer problemleri çözmek ve Türkiye’nin uyum sürecini hızlandırmak için daha önce asimetrik bir şekilde verilen kararlar yerine yeni ve etkili bir problem çözme mekanizmasının oluşturulması ve Türkiye’nin en azından bazı karar alma organlarında dolaylı yoldan dahi olsa temsili AB tarafından düşünülmektedir (Avrupa Komisyonu, 2015). Bu anlamda çözüme kavuşturulmayı bekleyen karayolu kotaları gibi bir problem için yeni oluşturulacak daha çözüm odaklı bir mekanizma hayati önem arz etmektedir. Ayrıca, Türkiye’nin üçüncü ülkeler ile yapılan antlaşmalarda söz sahibi olamaması sorunu da yine karar almaya belki dolaylı yoldan yapılacak katkı ile bir nebze önlenebilir. Sanayi harici ürünlerin yeni antlaşmaya dahil edilmesi ve Türkiye’nin TTIP gibi inisiyatiflerin bir parçası haline gelmesi durumunda, AB tarafından güncellenecek yeni kararın Türkiye’nin ekonomik reformlarının önünün
GLO
BAL PO
LITICA
L TR
ENDS CE
NTE
R
GPoT PB No. 59 | 5
açılacağı, rekabetin artacağı ve entegrasyon sürecinin hızlanacağı öngörülmektedir (Avrupa Komisyonu, 2015). Bütün bunlara ek olarak yeni kararın farklı alanlara da etkisi olacağı düşünülmektedir. Yeni işlevselci teoride bahsi geçen “taşma (spill-‐over)” etkisinin güncelleme ile gerçekleşebileceği, büyümeyi ve refahı da aynı oranda arttıran bir nesne haline gelebileceği ve buna bağlı olarak işsizliğin azalması gibi sosyal etkisi de olan bir konuların gündeme gelebileceği düşünülmektedir (Avrupa Komisyonu, 2015). Türkiye’deki kurumlar da yaptıkları etki analizlerinde güncellemede öngörülen bazı olası değişiklikleri değerlendirmişlerdir. Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı’nın (2018b) yaptığı etki analizinde hâlihazırdaki kararın içerisindeki yapısal sorunların çözülmesi, tarım ürünlerinin serbest dolaşımı ve kamu alımı piyasalarının açılması gibi hususların güncellemeye girmesi durumunda GSYİH’de %1 artış beklenmektedir. Bu gibi atılımlara eğer ABD ve Kanada ile AB’nin yapacağı ticaret antlaşmalarından Türkiye’nin de yararlanması eklenirse söz konusu rakam %1,9’a çıkmaktadır (Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı, 2018b). Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ise olası güncellemenin karayolları kotalarını karara bağlaması, antlaşmaların üstlenilmesi yolundaki güçlükleri bitirmesi durumunda ekonomiye bir kaldıraç etkisi yapacağını, rekabeti arttıracağını ve ticarette AB’nin payını daha da büyüteceğini düşünmektedir (TİM, 2018). İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV), bu bağlamda Türkiye’nin diğer aktörlere katılarak olası bir güncelleme kararı ile serbest ticaret antlaşmalarındaki dezavantajlı konumunun tarihe karışmasını beklemektedir (İKV, 2016). Konuya ilişkin diğer çalışmalara da bakıldığında yine benzer içeriklerin üzerinde durulduğu görülmektedir. Ayhan Kaya güncelleme ile birlikte kamu ihale yasası üzerinde gerçekleşebilecek değişikliklere değinirken (Sputnik Türkiye, 2017a); Özgöker ve Bedirhan’ın (2016) çalışmasında ise yapılacak güncellemenin artık bir kazan-‐kazan stratejisi üzerine yapılanması gerektiğini belirtmektedir. Güncelleme ne durumda, ne beklemeliyiz?
Geçtiğimiz sancılı dönemde ikili ilişkilerin entegrasyon sürecini kolaylaştırmak için yüzünü tekrar ekonomiye dönmesi çok şaşırtıcı değildir. Gümrük Birliği kararı eksikleri olmasına rağmen önemli bir uyum süreci başlatmış; Türkiye’nin diğer müzakere başlıklarıyla karşılaştırıldığında görece başarılı olduğu bir alan olmuştur. AB-‐Türkiye ilişkilerinin çıkmaza girdiği bu dönemde de olası bir güncelleme kararı en azından ekonomik entegrasyonu sürdürebilmek için önemli bir hamle olabilecekken hemen her konuda olduğu gibi güncelleme bahsi de iyice siyasallaşan ilişkilerin etkisinde kalmıştır.
GLO
BAL PO
LITICA
L TR
ENDS CE
NTE
R
GPoT PB No. 59 | 6
Aslında güncelleme için Avrupa Komisyonu tarafından yapılan etki analizi üzerine ortaya çıkan yol haritası ile birlikte Komisyon, 21 Aralık 2016 tarihinde Konseyden güncelleme müzakerelerinin başlaması için yetki talebinde bulunmuştur (Avrupa Komisyonu, 2016). Ne var ki Ankara-‐Brüksel hattı için olumlu sayılabilecek bu gelişme aradan geçen iki seneye rağmen bir karşılık bulmamış ve müzakereler açılmamıştır. Bunun ardında ise AB-‐Türkiye arasında bir türlü azalmayan siyasi gerginliklerin olduğunu varsaymak doğru olabilir. Zira özellikle Almanya’nın başını çektiği birçok ülke direkt olarak Gümrük Birliği güncellemesini farklı siyasi amaçlar için kullanmış ve siyasi bir araç haline getirmiştir. Bu noktada Güven Özalp (2017), yaşanan bu durumu ilişkilerin canlanmasını beklerken ortaya çıkan bir kriz başlığı olarak değerlendirmiştir. Özellikle Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde Almanya ile yaşanan siyasi kriz sonucunda Merkel mevcut ortamda Almanya’nın güncellemeden yana olmadığını belirtmiştir (Özalp, 2017). Tabi bu olumsuz görüşler Almanya ile sınırlı kalmamış, AB içerisindeki diğer mesafeli ülkeler de (Avusturya ve Güney Kıbrıs) net bir şekilde güncellemeye karşı çıkmıştır. Buna sebep olarak Türkiye’de hukukun üstünlüğü, demokrasi ve insan hakları gibi alanlardaki sorunları öne sürmüşlerdir (Özalp, 2017). Yaşanan bu kriz elbette üç ülke ile sınırlı kalmamış, AB Genel İşler Konseyi de bu olumsuz siyasi rüzgardan etkilenip Gümrük Birliği’nin genişletilmesi ve güncellenmesi kararının şu aşamada başlatılmaması yönünde görüş belirtmiştir (DW Türkçe, 2018). Yine Almanya’nın öne sürdüğü tezleri destekleyecek nitelikte, Türkiye’nin hukukun üstünlüğü, temel haklar ve özgürlükler alanlarında AB’den giderek uzaklaşması da alınan kararın sebebi olarak öne çıkarılmıştır (DW Türkçe, 2018). Türkiye tarafında ise sürecin bu denli siyasi bir alana taşınmasına karşılık en anlamlı tepki Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın tarafından verilmiştir. Yaptığı açıklamada Kalın, başta Almanya olmak üzere AB’nin bu kararının Avrupa’da yeşermekte olan sağ popülist akımın etkisinde kaldığını belirterek Türkiye’nin güncelleme üzerine olan kararlılığını da ısrarla vurgulamıştır (Sputnik Türkiye, 2017b). Sonuç olarak bundan sonra güncelleme kararının ne olacağı siyasi anlamda iki tarafın da atacağı adımlar ile doğrudan ilişkilidir. Unutulmamalıdır ki güncelleme sadece Konseyin onayına dayanmamaktadır. Konsey onayı sonrasında düşünülen müzakereler iki yıl kadar sürebilecek ve yine bu müzakerelerin sonucu Konseyden nitelikli çoğunluk ile geçecek ve Parlamentonun onayına da tabi olacaktır (Özalp, 2017). Dolayısıyla en iyimser şekilde düşünürsek bile Konsey onayı ile birlikte başlayan takvimin en az üç ya da dört yıl sürmesi olasıdır. Bütün bu süreç düşünüldüğünde ise, eğer taraflar ekonomik entegrasyondan dakik bir şekilde yararlanmak istiyorlarsa, siyasi sorunların bir an önce çözülmesini beklemek yerine daha rasyonel davranarak, ekonomik süreci siyasi alanda araçsallaştırmadan Konseyin onayını almaya çalışmaları gerekmektedir.
GLO
BAL PO
LITICA
L TR
ENDS CE
NTE
R
GPoT PB No. 59 | 7
Bunun için de tarafların ivedi bir şekilde diyalog kanallarını tekrardan açmaları önem taşımaktadır.
Gümrük Birliği, güncelleme, farklılaşmış entegrasyon
Türkiye’nin bugün güncelleme açısından içinde bulunduğu durum Uluslararası İlişkiler literatüründe yer alan “farklılaşmış entegrasyon” modeli ile açıklanabilir. Kısaca belirtmek gerekirse farklılaşmış entegrasyon, özellikle AB’ye uyum söz konusu olduğunda, üye veya aday ülkelerin bütünleşme sürecinde yaşadıkları farklılıklara odaklanmaktadır. Entegrasyonu dinamik ve farklı ülkeleri kapsayan bir bütün olarak düşündüğümüzde, farklılaşmış entegrasyon ülkeden ülkeye değişen uyum kapsamını ve seviyeyi göstermektedir (Wallace, 1998: 137). Aynı zamanda tekil bir entegrasyon kavramına karşı geliştirildiği için, üyeliğe henüz hazır olmayan veya siyasi sebeplerden dolayı uyumu yavaşlayan ülkelere alternatif bir model oluşturmaktadır. Bu model tam üyelik kapsamının dışında hareket eden taraflara ayrıca uyum süreci üzerinden bir esneklik de sağlamaktadır (Zhelyazkova, 2014: 727). Buna göre taraflar seçici davranıp yeni bir anlaşma sürecine girerek uygun uyum paketleri üzerinden tıkanan bir süreci açabilir. Farklılaşmış entegrasyon genel anlamda iki değişkenin varlığı sonucu ortaya çıkmaktadır. Schimmefennig, Leuffen, Rittberger (2015) çalışmasında değinildiği gibi bu değişkenlerden biri entegrasyonun zor şartlarda bile yürümesini zorunlu kılan karşılıklı bağımlılığın varlığıdır. Öte yandan, uyum sürecinin siyasallaşması ise entegrasyonu zorlaştıran diğer bir değişken olarak önümüze çıkmaktadır (Schimmelfennig, Leuffen, Rittberger, 2015). İki değişkenin de süreç içerisindeki varlıkları, tarafları tam üyelik perspektifinden uzaklaştırmaktadır. Fakat aynı zamanda bağımlılığın devamından ötürü de farklı arayışlara yöneltmek durumunda bırakmaktadır. Türkiye-‐AB ilişkileri tarihi, bahsedilen farklılaşmış entegrasyona dair aslında bize birçok örnek sunmaktadır.. Müftüler-‐Bac ve Luetgert (2016:12), Gümrük Birliği kararını buna bir örnek gösterip, kararın Türkiye’ye has bir entegrasyon modeli ortaya çıkardığını savunmuştur. Aynı doğrultuda müzakerelerin başlangıcından sonra duraksayan ilişkilere rağmen atılan bazı uyum adımlarını da konsepte bir örnek olarak sayabiliriz. 18 Mart 2016’da imzalanan mülteci antlaşması da üyelik perspektifi dışında gelişmiş bir antlaşma olmasına rağmen tarafların önemli bir sorunu çözmek için yarattıkları esnek uyum mekanizması örneklerinden biri olmuştur. Gümrük Birliği’nin güncellenmesini “farklılaşmış entegrasyon” konsepti, karşımıza yeni bir durumu olarak çıkarmaktadır. Gümrük Birliği kararı Türkiye’ye has bir entegrasyon modeli oluşturmuş ve ekonomik entegrasyonu amaçlamıştır. Gelinen noktada ise siyasi sebeplerden dolayı başarılı bir şekilde gerçekleştirilemeyen uyum süreci üzerine güncelleme fikri yeni ve esnek bir model olarak, bir nevi tıkanan damarları açmayı vaat etmiştir. Türkiye-‐AB ilişkileri her ne kadar gereğinden fazla siyasallaşmış olsa da ekonomi anlamında taraflar halen birbirine bağımlıdır ve pazarlarını
GLO
BAL PO
LITICAL TR
ENDS CE
NTE
R
GPoT PB No. 59 | 8
kaybetmeyi göze alamayacaklardır. Sonuç olarak iki değişkenin varlığı durumunda tarafların seçici davranması ve esnekliği olan yeni mekanizmalar üreterek bütünleşmeyi devam ettirmeleri gerekir. Gümrük Birliği’nin güncellenmesi süreci ise tıpkı bu şekilde meydana gelmiş ve tartışılmıştır. Sonuç
Gümrük Birliği kararının iki tarafın da çıkarlarına hizmet edecek şekilde güncellenmesi ekonomik entegrasyon açısından olmazsa olmaz koşuldur. Yaklaşık üç yıl önce Komisyonun önerisi ile Konseye intikal eden süreç, müzakerelerin siyasi sebepler dolayısıyla bir türlü başlayamamasıyla durmuş ve geleceği belirsiz hale gelmiştir. Yaşanan durum aslında AB-‐Türkiye ilişkilerinin genel kompozisyonunu özetleyen küçük bir resim niteliğindedir. Tam ekonomik entegrasyon amacıyla yola çıkılmış, süreç siyasetin malzemesi haline gelmiş ve ancak esnek mekanizmalar ile tekrar rayına oturtulmaya çalışılmıştır. Fakat ortaya konulan güncelleme gibi alternatif yollar bile yine gündelik iç siyasetten etkilenmiş ve durma noktasına gelmiştir. Tarafların burada dikkatini çekmesi gereken nokta ise halen var olan ve gelecekte de varlığını sürdürecek olan ekonomik bağımlılıktır. Taraflar arasındaki ticaret potansiyeli göz önünde bulundurulduğunda, ne AB’nin Türkiye gibi dinamik bir pazardan ne de Türkiye’nin en büyük ihracat ortağından vazgeçmesi bu koşullarda mümkün değildir. Bir diğer ifadeyle, mevcut anlaşmanın güncellenmesi kaçınılmazdır. Kararın yenilenmesinin ne kadar erken bir tarihte olacağı ve gerçekleşmesi durumunda ne kadar efektif olacağını ise yine iki tarafın politika yapıcıları belirleyeceklerdir.
GLO
BAL PO
LITICA
L TR
ENDS CE
NTE
R
GPoT PB No. 59 | 9
Referanslar
Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu (2018a). Gümrük Birliği, AB ile Türkiye Arasındaki Ticareti Desteklemek. Erişim Tarihi: 29 Kasım 2018. https://www.avrupa.info.tr/tr/gumruk-‐birligi-‐ab-‐ile-‐turkiye-‐arasindaki-‐ticareti-‐desteklemek-‐52
Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu (2018b). Gümrük Birliği’nin Modernleştirilmesi. Erişim Tarihi: 29 Kasım 2018. https://www.avrupa.info.tr/tr/gumruk-‐birliginin-‐modernlestirilmesi-‐54
Avrupa Komisyonu (2015). Inception Impact Assessment: Enhancement of EU-‐Turkey bilateral trade relations and modernisation of the EU-‐Turkey Customs Union. Erişim Tarihi: 15 Kasım 2018. http://ec.europa.eu/smart-‐regulation/roadmaps/docs/2015_trade_035_turkey_en.pdf
Avrupa Komisyonu (2016). Commission proposes to modernise the Customs Union with Turkey. Erişim Tarihi: 12 Kasım 2018. http://trade.ec.europa.eu/doclib/press/index.cfm?id=1609
ATSO-‐ Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (2010). Gümrük Birliği’nin Türk Ekonomisine Etkileri. Erişim Tarihi: 30 Kasım 2018. http://www.atso.org.tr/yukleme/dosya/c268e9d9a3621e9eb3aba0ead98afd08.pdf
Bilici, N. (2006). AB’de Ekonomik Bütünleşme ve Türkiye’nin Entegrasyonu. Ankara Avrupa Çalışmaları Dergisi, Cilt. 5, No. 2, s. 39-‐45.
DW Türkçe (2018). AB Türkiye ile Gümrük Birliği’ni genişletmiyor. Erişim Tarihi: 11 Kasım 2018. https://www.dw.com/tr/ab-‐türkiye-‐ile-‐gümrük-‐birliğini-‐genişletmiyor/a-‐44414977
Göçmen, İ. (2016). Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki Gümrük Birliğinin Güncellenmesinin Yöntemi ve Usulü: Avrupa Birliği açısından bir bakış. Ankara Avrupa Çalışmaları Dergisi. Cilt. 15, No. 1, s. 85-‐115.
Hobikoğlu, Elif H. (2007). Gümrük Birliklerinin Ekonomik Etkileri ve Türkiye Ekonomisi: Gümrük Birliği Yansımaları. Sosyal Bilimler Dergisi, 2007 (1), s. 65-‐82.
İKV -‐ İktisadi Kalkınma Vakfı (2016). Gümrük Birliğinin Güncellenmesi Yolunda: Türkiye-‐AB Hizmet Ticaretinin Önündeki Temel Engeller. Yayın No. 291. İstanbul: İktisadi Kalkınma Vakfı Yayınları.
Muftuler-‐Bac, M. and Luetgert, B. (2016). The European Union’s Alternative Models for Maximizing its Integration Strategy for Candidates and Neighbour States: A Process of External Differentiation. MAXCAP Working Paper, No. 35, s. 1-‐44.
Özalp, G. (2017). 6 soruda Türkiye-‐AB krizi ve Gümrük Birliği. Erişim Tarihi: 30 Kasım 2018. http://www.hurriyet.com.tr/dunya/gumruk-‐birliginde-‐umut-‐yerini-‐krize-‐birakti-‐40560901
GLO
BAL PO
LITICA
L TR
ENDS CE
NTE
R
GPoT PB No. 59 | 10
Özgöker, U. ve Bedirhan, Z.A. (2016). The Modernisation of the EU-‐Turkey Customs Union. İstanbul Arel Üniversitesi İletişim Çalışmaları Dergisi. Sayı. 10-‐11, s. 39-‐53.
Schimmelfennig, F. & Leuffen, D. and Rittberger, B. (2015). The European Union as a system of differentiated integration: interdependence, politicization and differentiation. Journal of European Public Policy. Cilt. 22, No. 6, s. 764-‐782.
Sputnik Türkiye (2017a). Gümrük Birliği anlaşmasının güncellenmesi Türkiye’yi nasıl etkileyecek? Erişim Tarihi: 12 Kasım 2018. https://tr.sputniknews.com/turkiye/201708171029749501-‐gumruk-‐birligi-‐guncellememe-‐turkiye-‐etkisi/
Sputnik Türkiye (2017b). Cumhurbaşkanı Sözcüsü Kalın: Merkel’in Gümrük Birliği açıklaması talihsiz. Erişim Tarihi: 13 Kasım 2018. https://tr.sputniknews.com/turkiye/201708171029741956-‐ibrahim-‐kalin-‐merkel-‐gumruk-‐birligi/
TİM-‐ Türkiye İhracatçılar Meclisi (2018). Gümrük Birliği’nin Güncellenmesi Kaldıraç Etkisi Yaratır. Erişim Tarihi: 17 Kasım 2018. http://www.tim.org.tr/tr/basin-‐odasi-‐gundem-‐gumruk-‐birliginin-‐guncellenmesi-‐kaldirac-‐etkisi-‐yaratir.html
Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı (2018). 1/95 Sayılı Ortaklık Konseyi Kararı (Gümrük Birliği Kararı). Erişim Tarihi: 1 Aralık 2018. http://www.mfa.gov.tr/1-‐95-‐sayili-‐ortaklik-‐konseyi-‐karari-‐gumruk-‐birligi-‐karari.tr.mfa
Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı (2018a). Gümrük Birliğinin Güncellenme Süreci. Erişim Tarihi: 28 Kasım 2018. https://eb.ticaret.gov.tr/portal/faces/home/disIliskiler/ab/gumruk-‐guncellenme-‐sureci
Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı (2018b). Gümrük Birliği’nin Güncellenmesi Etki Analizi Çalışması Basın Bildirisi. Erişim Tarihi: 16 Kasım 2018. https://ticaret.gov.tr/data/5b87239113b8761450e18ee6/Etki%20Analizi%20-‐%20Bas%C4%B1n%20Bildirisi.pdf
T.C. Dışişleri Bakanlığı Avrupa Birliği Başkanlığı (2018). Gümrük Birliği. Erişim Tarihi: 30 Kasım 2018. https://www.ab.gov.tr/gumruk-‐birligi_46234.html
Wallace, H. (1998). Differentiated integration. In D. Dinan (ed.), Encyclopedia of the European Union. Boulder, CO: Lynne Rienner.
Zhelyazkova, A. (2014). From selective integration into selective implementation: The link between differentiated integration and conformity with EU laws. European Journal of Political Research. Cilt. 53, No. 4, s. 727-‐746.
GLO
BAL PO
LITICA
L TR
ENDS CE
NTE
R
Global Political Trends Center
Global Political Trends Center (GPoT Center) is a nonprofit, nonpartisan research institution established under the auspices of Istanbul Kültür University in 2009. GPoT Center was founded with the aim to support reconciliation and non-‐violent solutions to international as well as domestic issues through dialogue. Our mission is to contribute to stability, democratization and peace through organizing multitrack diplomacy meetings, conducting innovative and independent research, and encouraging informed debates in the media on key issues affecting Turkey and the world. GPoT Center serves as a platform for the free exchange of views and information on political, social and economic matters concerning a variety of parties and segments of society. We aim to achieve our mission by routinely bringing together opinion leaders, government officials, policy makers, analysts, scholars, experts and members of the media from Turkey and abroad. Our publications can be downloaded from our website for free. They are also accessible through online libraries worldwide, such as the International Relations and Security Network in Zurich, Europe’s World in Brussels, and Columbia University Press in New York. Additionally, you can find our books on Google Books and Amazon Kindle. CONTACT DETAILS Global Political Trends (GPoT) Center Istanbul Kültür University Atakoy Campus, Bakirkoy 34158 Istanbul, Turkey www.gpotcenter.org [email protected]
Tel: +90 212 498 44 76/65 Fax: +90 212 498 44 05
Bu yayındaki yazıların bilim, içerik ve dil bakımından sorumluluğu yazarlarına aittir. İKÜ-‐GPoT’un duruşunu yansıtmamaktadır. The academic and content responsibility of the publications exclusively belongs to its authors. It does not reflect IKU-‐GPoT’s standing.